*48” Ay İtalyan işgali altında Antalya ve havalisinden notlar Yazan: Dâniş Remzi Korok Hf Sudan ucuz cephane ve silâklar. - Çirkin Mehmetle Peter Ahmet, - Ya- pılan silâh hırsızlıkları. - Gülünç bir satış listesi. - Bir lizaya bir Katır. — 29 — Evet yalan değil, fakat yan-| uştı. İtalyan yahudisi olan sik memacı Noçera; bü vak'ayı kon-| solos ve siyasi müçavir Marki| Farantiye anlatırken herçeyi ol-. duğu gibi — anlatmış ve fakat| Marki bunu kumardana hikâye ederken kendi arzu ve emeğine göre çekip çevirerek süslemiş- Tzi küm ise, bölle aynen şöyle olmuştu" (1) Bir ath, iki tekerlekli bir arabaya silâh cephane yükletilmiş osrak kele caddesinden yukarıya doğ- ru çıkanlıyordu. Bu araba talyan depoyuna g.- türülmek üzere arabarı ve m 'unturı olan | İtalyan neferine emir verilmiş- ti. Silâhlar heaüz yıcır gicir. ve hic atış yapılmamış bir halde idi. Yanindaki cephane sandık- ları da pıril piril, henüz el değ- -memiş bir halde bulunuyordu. - Bu sırada yerli bir bıçkın a- rabaya değrüu yaklaşarak İtal- »yan zeferine avucundaki bir sü- Tü bozuk gümüş paraları gi tererek bir silâh almak için işa- retler ediyordu. Önce İtalyan muhafız bir şey anlamadı. Sonra arabayı durdu- rarak baktı. O da bir şeyler söyliyerek, ellerile işaretler edi- yor, bu delikanlınm me demek istediğini anlamak istiyordu. Bu cesur ve bıçkın Türk he men yaklaştı, İtalyanın eline * kendi avucundaki paraları koy- du. O şaşkın şaşkın, fakat bir sevinçle paraya bakarken, ara- badan bir silâh çekip aldı ve el labir selâm vererek toşekkürüni anlattı. İtalyan nefer gülmeğe başla- mıştı, Fakat boş kalan elinin şa- hadet parmağını sallayarak iti- raz eder bir vaziyet almıştı. Bu | mrada bir şeyler de söylüyordu. ” Türk onun daha fazia para iste-| yeceğini, yahut elinden tüfeğini | gekip alacağını zannederek kac-| amağa hazırlanırken avabeci ne- ier ayaklarının dibinde duran sephane — sazdıklarından birini açıp çıkardığı — kurşun ve sar-| jurlarından avuç avuç alarak | Türk delikanhsına — uzatıyor ve bir taraftan da İtalyanca sesle-| niyordu. — Kurşunsuz tüfeği ne yapa-| eaksın.. Al bunları dü.. Yördifin Dara çoktur vömert Türk! Bun- ları da al.. Bunları da... Tabif bu sırada etrafa biriken halk bu manzarayı görmüş, der- sal hepsi ce:” rine, keselerine lavranarak çıkardıkları parala-| vı İtalyan neferine unmuğı başlamışlardı. Gördüğü rağbet hrımvıdı ığzı kulaklarma varan İtalyan | kaç dakika içinde bü- rı ve cephaneleri tatmış, aldığı parayı da ceple-| ne doldurmuştu. Bu arada iki üç silâh alan ylursa onlara verdiği kurşunla- rı kend” sısıdıkları ile uzatmak- a hiç bır mahzur görmemişti. Bir kaç dakikada olup bitiveren | bu silâh alım satımından — son- « bombos kalan arabasını — çe-i kip götüren İtalyan neferi son-| 'a kimbilir. kendisini nasıl kur- 4 larmıştı. — Artık orasını A.llnhl bilir! Fakat bu vak'ayı kendi gö- züyle gören Zeki Bey nasıl bize olduğu gibi anlatmış ise; şüphe- tiz ki sinemacı Noçera da Mar- | «i Farantiye bu yolda anlatmış | >lacaktı Belli ki Noçerenin bu manza- raya gahit olması ona ımy_n].q_rw bakımından muazzep etmiş — ve Markiye sırf bu saikle söylemiş- i. Güya onu ikaz ederek İtalb- | yan askerlerinin yaptığı bu h eketlere mâni olunmasını temi- | * çalışmıştı. Fakat Marki bu. ihbarı başka yolda telâkki ve iefsirde kusur etmiyerek —asıl| yapılması icap eden ve alınması | ihmal eti şŞünce vardı. OA D tevkif ve teb'it etmek | (1) Bu hikâyeyi müze müfü- rü Fikri beyin yanında bulun- duğumuz bir sırada gene mual- Haen Zeki Beyden dinleyerek not etiştim. Bn anlalışı esas ola- rak ulayorum, | vaziyeti almışlardır. Bu hal iki | Mehmetle, Diğer taraftan İtalyan ne- ferlerinin kendi — mallarından | yaptıkları hırsızk ve su baha-| | Sına silâh ve cephane satışı alıp| yürümüş bulunuyordu. Türkler | Ge harıl harıl silâhlanıyorlardı. | Bu hususta Antalyanın en | maruf iki kişisini burada hür- metle anlabiliriz. Çünkü bun - lardan biri bugün rahmeti rah | mana kavuşmuş bulunmaktadır | ki bu delikanlı çok güzel olma- sından kinaye olarak “çirkin,, | lâkabı ile tanılan Çapacı Meh-| met Kaptanın damadı ve Borsa kıraatanesi sahibi Mustafa - nin kardeşi Mehmettir. İşte bu (Çirkin Mehmet) ge- | ne “Pater,, lâkabiyle maruf ©-| lan şoför Ahmetle birlik daha| ilk gününden İtalyanlarla dost olmuşlar ve bu ahbaplığı o ka- dar ileriye götürmüşlerdir. ki Antalya halkı onların âdeta İ- talyanlarla birlik olup Türkle- re ve Türklüğe harşı - fenalık | yapmakta oldukları zehabına bi- le kapılmışlardı. Bu zehap ile herkes Çirkin Mehmet ile Pater Ahmedi gör- dükçe selâm sabah vermez ol- muşlar; onlara karşı birer hasım delikanlıyı çok üzmekle bera- ber İtalyanlara karşı emin bir vaziyet temin etmekte bulunma- | Sıhdan dolayı da kismen mem- nun eylemiştir. Çünkü yerlilerin onlar 2ley- hindeki harekâtı — İtalyanlara bu iki genci himaye ve vikaye etmek arzu ve hevesini vermiş, Ahmedin kat'iyen birer İtaiyan dostu bulunduk- ları kanaatini uyandırmıştır. Bunlardan son derecede fade eden bu açık göz Türk likanlıları İtalyanların tâ c ğerine kadar nüfuz etmekte ge-| cikmiyerek kışlalarında, efrat| arasında, bilh; gedikli ça-| vuşlar meyanında — candan bir| çok dost temin etmişlerdir. mış, silâhhane çavuş ve onb larını; depo muhafızı gediklile- | rini kendisine — karşı derin bir Bevgi ve itimat ile bağlamıştı. | Onlara ayrıca bir de ücaret yolu göstermiş; hiç bir mesuli- yeu bulunmıyacağına, hesapsız sız bulunan — ellerindeki malların bir kızmını - satıp, maya ikna etmişti. Bu suretle hemen her gece Palter Ahmet (2) in şoförli ğünü yaptığı yüklü bir araba İtalyan mubafızlariyle şehrin ve işgal hudutlarının haricine çıkarılmakta; Anadolu içlerine kadar, silâh ve cephans, mühim- taşıtılmakta idi. Bunların bütün geliri de en fazlası gene Çirkin Mehmetle Pater Ahme- din akalan kısmı da Ilalyan neferleri ile gediklileri arasında paylaşı makta idi. Hele işgal devresinin ilk ay- ( ları geçtikten sonra İtalyan neferlerinin bu çeşit hırsızlıkla- rı ve meleket dabilinde yaptıkla- rı satış o kadar alıp yürümüş; o dercce çığırından çıkmıştı ki yaptığım tahkikata ve tuttuğum otlara göre üdeta satılan bütün — İtalyan malları ve teçhizalı insana hayret ve dehşet vermektedir. Çünkü İ- talyan neferlerinin bu hareket- leri sade silâh ve cephane gibi | beylik mallara inhisar etmediği, bunların arasında emir neferle- rinin zabitlerine ait eşyayı bile zattıkları, hattâ tavla neferl, (Arkası var) (2) Ahmede bu ismin - verir mesine sebep, rahip Patera gi- bi Lunun da - İtalyalı, İtalyan hu olduğunu anlatmak Bu suretle Antalyalılar şo- için: dir för Ahmede kin ve nefretlerini ihsas etmiş olmaktadırlar. kat cnl hakiki svretle meydama onlara karşı içlerinde lmı n ve nefretlerini besle- 9 devam etmezler.. Muaz - zez bir ölüyü de hayırla yüde - devler sanırım. | maksatları bu çıkınca artık duyduk- Çirkin Mehmet, bülük emin- H D leriye daha ço ahbaplığı arttır-| ğ filika mayna etmesine imkân ebine girdikten sonra geri * bedavaya & : a —— Sabah *Komşamuz Bulga- ristan hakkında kehanetler K omşumuz Bulgarlar muk- tesit kişidirler; bir me- teliğin kıymetini iyi bilirler. Komşumuz Bulgar — köylüsü, çiftçisi hesabiliğile meşhurdur. Tek buğday tanesini israf et- mez, Komşumuz Bulgaristanın köy leri çok mamurdur ve bu köy- leri o muktesit, hesabi köylü di- ginden tırnağından arttırdığı o Bevgili metelikçiklerile yaptır- mıiştir. Komşumuz Bulgaristan - top-| rakları şimdi İngiliz, Yugoslav tayyarelerinin boml altında | Hallâcı Mansur pamuğu gibi alt üst oluyor, o mamur köyler, bin | bir zahmet ve emekle vücut bul- | muş şehirler ve mamureler birer | | enkaz haline inkılâb ediyor. l Komşumuz Bulgaristan yaban cı bir istilâ altındadır. Muktesit ve hesabi Bulgar köylüsünün canından kıymetli buğdayı, ar-| pası, meyva hülâsa mahsul namına nesi varsa hepsi bir tu- tam yabancı kâğıt para muka-| bilinde yabancı müstevli tara -| fından elinden koparılıp alınmak | tadır. Hülâsa komşumuz Bulgarla- Tın canlarından aziz mahsulü talan edilmekte, nefislerinden | kıymetli mamuüreleri harap ol-| maktadır. Bu talan ve tahrip devam et- tiği takdirde komşumuz Bulgar- ların ayaklanmalarına bombaya | ve silâha savılıp müstevliye: ( — Mamur köylerimize, şirin ülkemize ayak bastığın andan- beri memlekete bir uğursuzluk- tur çöktü, mamureler virane, mahaullerimiz renten mark - ol- maktadır. Artık canımıza tak dedi, haydi bakalım yallah... Demelerine intizar edebiliriz. Balkanlarda müstevliye yalnız düşmanları değil, dostları da pek çok sürprizler hazırlamaktadır- lar. Dün de söylemiş olduğumuz Bibi ilk savletin doğurması tabil | olan bir-ilerleyişten sonra be-| hemehal bir cephe teesils ede -| bırakmıyacak -kadar dalgalı idi. Bundan başka keşişleme de duman görüldüğünden AL man kaptanı için ihtiyatlı bu- kunmak icap ediyordu. Bu du- marun biraz sonra Alman fi- losu dumam olduğu anlaşıldı böylece muharebe hitama ere- rek Alman filosu hep beraber gaip (Good Hope) kruvazö- Tünü aramağa başladılar, ki; bu esnada — (Glascow) — ile (Otranto) tedricen — kıbleye dönerek (Canopus) ile birles- mek üzere seyre devam edi- yorlardı. Ya (Glascow) wn Pus) a verdiği telsizi tercüme, yahut — (Vaipareyzo) — lima - Tundan aklığı malümat netice- gi olarak Amiral Fon (Sepee) bu civarda bir İngiliz zarhlısı (saffı harp sefinesi) bulundu- ğundan şüphelenmişti. Amiral bu ) sını niye ettiği - (Formi- debil) den biri olduğuna ka- naat etmişli ve bunun mnereler de olduğu hakkında endişe hissettiği raporumlan an yor. Muharebenin ertesi günü Amnira, şöyle y “Bizim bu yapabilmekliğimi Eğer — İngilizler ordu gemiye bir şey müşküldür. kuvvetlerini müctemi bulurdursaydılar, on- larla başa çıkamaz idik.,, Bu sözlerden amiral (Spee) zareti Fon plârunun kendisini faik e hargı muharebeye mec- | rinin tavlalardan çekip çekip k üzere mürettep bu- esterleri — satılığa çıkardık'arı ina inandiğı - anlaşılı- | görülmektedir. yor; fakat eğer saffı harp se finesi de İngiliz filo: ber b iyle bera- kkında bıı şey anlı ".ımnı YUZ, Ancak harekâtı müteakibesi öyle bir tehlikeyi göze almağa mütemayil bulunmadığına ce- lâlet ediyor. Alman filo: harebeden hiç müteessir olma- mıştı, gemilerden hiç birinde ehemmiyetli isabet yoktu; ve söylenildiğine göre üç mecruh vardı. Bunuünla bera- ber amiral harbin ertesi günü iki büyük kruvazör ve bir de mü- | fartalar boğuşmalarından ge - | ma kalkan düşman kıtalarının | has celâdetkâr tedbiriyle gece (Cano - PATLARIN KP TARG SABAH Maîu.kun Haya!mdarı Yaz m:f Halıralar — ! YAAAAAAAAAAAAAAAAARAA AA AAA »NWWNW»M YARAANARANAANA Mustafa Kemalin Müstesna bir ceza tatbiki (Baş tarafı 1 ( sayfada) patlatmadan — yapılan — sün- gü bücumiyle de Conk bayı - riyle Şahin sırttan atılmıştı. İsmail oğlu, Mestantepe, Kireçtepe mıntakalarında iş Mize yarar mevzilere yerleşen kıtaatımız düşmana hâkim bir vaziyette bulunuyorlardı. Kırk sekiz saat süren Ana- çeli henüz beş gün oluyordu. Bu müddet zarfında, her iki taraf orduları zaman, zaman; bölge, bölge piyade ve topçu düellosu ile keşif müsademeleri yapmak- 'tan bir dakika hali kalmamışlar. di. Grupumuzun ise; — insan- ve cephane noksanlarını ikmal et- mek, siperlerimizi tahkim ey- lemek, ve gelecek muharcbe £ diselerini karşılamak için hazır- lanmak başlıca faaliyetini teş- Beş gün tamam olamadı. İki ağustos gününün akşamına doğ- ru Karadan, denizden açılan ye- di buçukluktan otuz sekizliğe! kadar her çaptaki yağan top- ateşi; Kireçtepe mevzileri - ve siperlerimizi cehennemi yığınları ile sarstı. Hücu- mühim bir kısmı şiddetli mü- dafaalarımızla — durdurabilmiş ise detaşlık bulunan arazide, henüz tamaralanamamış bulu - nan pek mahdut sahadaki siper- lerimize girmeğe muvaffak ol- dular. Kumandanım; düşman taar- ruzunun Anafartalar grupunun sağ cenahımın ihatasını istih- daf edeceğini daha evvelce dü- günmüş olduğundan — kendine yaptırdığı süngü hücumiyle si- aak zi ae ceeaum Balkanlı, Makedonyalı Fransız cephesinin cebinden bir şey anlamaz ve o zırhlı fırkale- rın dikiş tutturamıyacağı Sarp mıntakalarda ölmeyi ve öldür. meyi bir ecdat mirası olarak ta- bil görmeğe ülşmiş'tir, Balkanlar müstevli kuvvetle- Tin mezarı olacağa benziyor. cektir. A. C. SARAÇOĞLU perlerimizi düşmandan kurlar—ı dı. Ayni zamaada o; düşman| taarruzunun ertesi günü de de- vam edeceğini düşman kuman- danı kadar iyi biliyordu. Bina- enaleyh on altı kilometre imti- dadında bulunan cephemizin ge- rilerinde bulundurduğu ihtiyat kıtaatından on iki piyade tabu- runu Kepçeden ve Turşun köyü üzerinden dolaşan yoldan on birinti fırka istikametine tah-| rik ettirdi. Kireçtepede taarruz ve hücu- ma uğrayan on birinci fırka idi. Fırkanın kumandanı Bavyeralı süvari — kaymakamı mareşal| Leyman Fon Sandersin sevdiği | Bay Vilmerdi. -Bu anın riyase - tinde gelen heyeti ıslâhiye za- bitlerindendi. Firkanın kurmay reisi evvelki yazılarımızın - bi- rinde bahsi geçen kurmay bin- başı Arifti Mesleğinden ziyade mareşali Leymana nispetle mağrur bu- lunan, ve fakat en krıtik bir za- manda cephesini — terkederek| banyosundan vaz geçemiyecek | kadar gösterdiği. şahsına düş- künlüğü ile işgal etmekte oldu- ğu kumanda mevkiinin sahibi o- lamıyan ön birinci fırka ku- mandanı yarbay Bay Vilmer; kümandani — âlbay Kaningser, “erlerimiz, bu ismi kalın kesar ifade ederlerdi.,, olan on altıncı kolordu emrinde idi. On altmeı kolorduda Ana- fartalar grupu dahilindeki kol- ordulardan biri bulunuyordu. Bay Vilmer Kaningserden ve Anafartalar grupu — kumanda- nindan kacırdığı haberleriyle çok zaman mareşal Leyman fon Sandersi yanlış telâkkilere - dü- şürürdü. Bu yüzdendir ki askerf bilgisi ile askeri ahlâkı noksan bulunan Vilmer hiç bir zaman kumanda- nımın nazarında kiymetlenme- di. Daima kumandanım, Vilme- re, kurmay reisi Arifi itimat bakımından tercih ederdi. Üç ağustos - sabahı — düşman| yeniden Kireçtepe mıntakasına Muannidano taarruza gecti. Gü- neş yükseldikten sonra muhare- be daha ziyade şiddetlendi. Ge- ce tahrik edilen kıtaatımız on birinci fırka mevzilerini takvi-| yeye başlamışlardı. ÂAziz kumandanım — gittikçe şiddetlenen düşman taarruzunu yakından takip etmek ve muvaf-| fakıyeti halinde hemen tedbi- rini mahallinde bizzat almak için mezkür mıntakaya hareket | etti. KaKvak ve Kabanca tepelerin şark yamaçlarını takip eden yol civarında on birinci fırka La- rargâhının ikinci kademesinin bulunduğu mahalden — geçilir- ken on birnci fırka kumandanı bay Vilmerin banyo etmekte ol- duğunu haber alan kumandanım bir lâhza tevakkuf etti. | Fırkasının cephesinde Ana-| fartalar grupunun dolayısiyle üçüncü ordu. vaziyetinin büyük tehlikeye düşebilecek kabi- teki mühim Mmuharebenin cereyan ettiği ve henüz. hiç bir netice alımamadığı bir sırada fır- ka kumandamının, fırkası — ba- şından ayrılması ve beş altı ki- İometre geride banyo ile meşgul olması kumandanımı son dere- (ap etmiş ve fakat en ağır kanuni salâhiyetlerini kullan- mak fırsatını. vermişti. | Fırka kumandanının derhal | kendisini taki i Yürüdüğümüz yol, Ece li- manının iki kilometre kadar ce nubundan garba dönerek sahi-| le yakın ve müvazi cepheye gi- diyordu. Kartaltepelerle, 126 ve 161 rakımlı tepelerin himaye- sinde pek az bir kısmı bulu- nan yol; nispeten derinleşti - rilmiş ve etrafı çitvari dallarla çevrilmiş bulunuyordu. Fırka — karargâhı hizalarına kadar ikmal edilmiş olan bu ka-| Palı yol, maalesef cephe istika- metinde ihmal edilmiş, hele bir kısmı büsbütün açık bırakılmış-| tı. Denize ufki mesafesi, üç, | dört yüz metreyi aşmıyan rakı-| mı yüz metreden pek az fazla o-. Jan bu açık kısım sahile yaklaş- | miş bulunan düşmanın iki bü-| yük - torpidosunun tamamiyle tahripkâr, öldürücü tovçu ateşi| altına alınmıştı. Piyade, ve top-| Şımdilik Bu kadar! Zavallı medeniyet arp, muntazam bir tempag ile gittikçe korkunç ve “ gittikçe kan dökücü ve hanümân söndürücü bir hale girmektedir. Bir taraftan Alman tayyareleri muhtelif İngiliz şe- hirlerine geceleri yüzleree tay- yareden mürekkep filolar gön « derir, buralarda büyük hasarlar vücude getirirken, diğer taraf « | tan da İngiliz tayyareleri Alman sanayi mıntakası şehirlerini hâki ile yeksân etmektedir. Nitekim son Kiel taarruzunda - İngilizler gehre yüz ton infilâk ve yangın bombası attıklarını bildirmektek dirler. Bu karşılıklh yarış bu şekilde devam ettiği takdirde -ki maale- sef devam edecek gibi görün- mektedir- önümüzdeki aylarda pek daha müthiş manzaralara şahit olacağımız muhakkaktır. Harp bittiği zaman ise, galip te mağlüp ta bu hava bombard manları yüzünden tamiri sene- lere mütevakkıf pek büyük Za rarlar görmüş olacaklardır. Hava bombardımanlarının gea nayi merkezlerinden sonra is « tihdaf ettiği hedefler münakale yollarıdır. Bilhassa İngiliz hava kuvvetleri büyüdükçe ve kudret peyda ettikçe Avrupamın dahili mitnakale yollarına daha şiddet- li hücumlar yapacağı tabüdir. Bu münakale yollarının âtıl bir hale gelmesi, bugünkü harbin henüz görünmeyen ikinei bir fe- lâketini ortaya çıkzracaktır. Bu felâket büyük zıtıklardır. Esa. sen ziral istihsalâtı kendisini beslemeğe kâfi bulunmuyan Av- | rupa, münakale yalları bozulduk ça ve işlemez bir hala göldikçe sakinlerinin hayatı büsbütün zorluğa ve tehlkeye düçar ola- caktır. O zaman Avrupada yer yer büyük facialar cereyan ede- eektir. İşte insanların “medeniyet,, | gayesinde erişlilderi ve erişecek leri hazin mertene! Tayyarele - | rin hareket aahası genişledikçe, taşıyabildikleri bomba sikleti | arttıkça, bornbaların tahrip kud | retkri yükseldikçe Leşerivetin hissedeceği ıztırap, düçar cla - cağı felâket ozisbene vüs'at kesbadecektir. MURAD £SRTOĞLU pi buradan geçmek mecbüriysünde idi. - Hilâfsiz olarak arzedeyim ki zengin düşman burayı koşa- rak, aşan her erimize hi gölle atmakta idi. İki yüz elli, Üç yüz metreden (Sonu: sahife 6, Sütun 1 de) bir eseri tali olup bahriye neza- reti mubha! el şahmesi ve gayret ve süratile b talihiiğe tamamiyle kespi istihkak et- mişti. Fakat şiradi amiral (Stardi) fena bir vazıyette ya- (YENİ SABAH)IN BÜYÜK SİYASİ TEFRİ —ASIJ Atlântik Meydan Muharebesi (Nürenber parizo) (Val- ket edip diğer rü, intizar et- mekte olduğu kömür gemile- ri için denizde bırakınıştı. Bu hafif kruvazörlerin o esnada (Glascow) ile (Otran- to) yu taharriye de memur e- dilmiş olmaları muhtemeldir. Amiral kendisine müsaade e- dilen yirmi dört saati ( ) ile şimale, rek .Trizo) da geçirdikten sonra (Mas - a - Fuera) ya gitti ki Bu esnada üç İngiliz gemisi de bütün sür'atleriyle (Falk- lan) da gitmekte idiler. Amiral fon (Sp a meçhul sebej lerden dolayı (Mas - a F limanında bir müddet kalarak zaferini takip ve ondan isş deden istinkâf etmiş, da İngiltere bahriye nı reti de Alman muvaltfakiye - tinin tesirleri altında, şü- mul ve mükemmeliyetçe har- bin başlangıcındanberi İn re tarihinde misli görülmem sürette — faaliyete İşte bu faaliyet zaferini ve fon dasındaki Alman nın hezimet ve per (Falkland) Spee) kuman- donanması- şanlığını do- Buracaktır. Falkland Wuha- rebesi 8 İlkkânun (Kronel) — muharebesinden e) (Val za sonra amiral fon ( parizo) limanına girdiği man, oradaki Almanlar t fından, kazanılan muzafferiy ten dolayı yapılmak istenilen ihtifalâta ve şenliklere müma- naat etmişti. Amiral klüpte bulunduğu es- uştar. $ - idi. — Yazan: — V. Çorça pek akilâne olarak bu tariki tercih —ettiği halde (Gnay- zenav) in süvarisi ile kes- 77 ————' lunursa tahrip etmekle ikna - kunmuştu. neda “İngillere donanmasının — Bu şerait altında amiralın perişanisine!, diye idarci ik- adalara ihtiyatla yaklaşması dah teklifini de reddetmiş olup tarzı milkâlomesinden, hayat ve vazifesinin pek çabuk nihayet bulacağı hakkında — bir kablelyukua düştüğü anla bilir imiş. Filhakika Amiral fon (Spee) nin muharebenin ipti- dasından beri cenup denizi a- x daları arzsında ihtifa ve şa- şırtma Trolünü oynam düveli müttefikanın açıl da ne kadar kahir bir te takdir ettiği anlaşılış Şimdi İngiliz haysiyet ve keti bahriyesine öyle bir müthiş darbe vurunca bunu bir ceza ve mukabelenin Si o Filhakika bu öyle bir darbe idi ki: cihandaki donanmalar- dan en eski ve şevketli olan bir donanmanın bütün kuvvet ve retinin tezahür ve inkişa fına sebep olacaktı ve amiral fon (Spee) nin (Falkmlad) a ç, uğramak - istememesi de ihti- mal bu mütaleadan ileri geli- yordu. Şimdi amiralın yegâne ça- rei necati kaçamak yapabilmek (Canopus) ile daha bir ta- kım sefainin (Portstanlı) da olduğunu da biliyordu. Bunun la beraber, eğer Alman üsera- H 8. sının sözüne bakılırsa, di erkânı harbiye heyeti tara- fından pek tabil idi. finesiyle (Nürenberg) için ileri sevkolunmuşu. Bun- lar ilk hatve olarak teisiz tel- graf istasyomunu le tahrip edeceklerdir. iki sefinei Baskın mükel (Stardi) akşamdan evvel kı- yam etmek fikrinde değildi ve bugünlerde o kadar müheyyi ve fakat yanlış haberler verili- yordu ki: İşaret istasyonunun verdiği habere evvel emirde o derece ehemmiyet de verilmemiş ti. yondan işaret almış olan ( Cow) sefinesi celp için bir top atmağa mec- bur oldu (1) land) a vasıl olabilmesi büyük (1) Canopus ihtar topunu saat 7.50 de atmıştı. (İnvinsibil) in işaret jurnalında atıldığı se, almağa hasır ol!,, işar amiral (Falkland) da ne bu- (Gnayzenav) se- istikşaf top ateşiy- (Falkland) Ânunuevel saat şaret mevkiinde 8 50 de görülen harbiye bunlar idi, mmel idi. Amiral Filhakika kumandan sefine- iç limanda kömür almakla kadar meşgul idi ki: İstas- las- diklrati nazarı di; Amiral akti (Stardi) nin tam lâzımında (Falk - A topun 8 de müuherrerdir. - (Kent) finesine S. 8.10 demiral! işare- verilmişti. U ni 14 de verilmiştir. finelerine derakap tam siir'at için stim tutmalıı emr di. Fakat (Glascow) da maki- nesini tamir ile uğraşmakta ©- lup iki saatten evvel hazırlana- ma; lan (Bristol) ise 11 e tudar hazırlanamıyacağını bildirmişti. mür alma ameliyesini henüz bi- tirmemişlerdi, yetle “demir kaldırmağa hazar olunuz! / işareti verildi ve saat sekizbuçukta “muharebe!. Tusu çalınıp kömür alma ame- liyatına nihayet verildi. lodos tarafında daha baska dumanlar göründüğlnü bildir- karakol vazifesini yeni deruh- limanden aşağı geşti. (Kent) e verilen talimat şimdi methale demirlemiş olan (Makedonya) efines manda (Gnayzenav) la (Nürezberg) in umi (demir 8 mil ve dürman ısmı küllizi- A saat nin yirmi mil mesafede uldu- gunu bildi”di. KİT URUUS AAA TP PPTT RER T PRRORRTRTRER. kalanmış, eğer Almanlar va- kaybetmeden şiddetli ve kat'! bir hücum yaparlarsa hayli nâhoş görünmekte bu- uamuştu ve nin durendişli; ziyetin daha müthiş olmazı da muhtemeldi. için o hadar uzun bir mesafe katedildi; makinel lerine münasip bir mühlet ve- rileceğine muntazır idil kat vi hemiyete binaen ami: kinistlere ancak iki ssat bir; mühlet vermişti. Eğer böyle Ş olmasaydı netice hüsbütün başka olacaktı. amiral (Stardi)- Buraya gelmek için — maktnistler tesviye için kendi- , Fa- ziyetin ihtiva ettiği müp- ma- (Glascow) ile (Bristol) — se- £ 1" her iki makinesi açık 0- igaretle Muharebe kruvasörleri kö- fakat umumi bo- Bu esnada - işaret islas"onu bir çeyrex saat sonra da etmiş olan “Koent,, sefinesi ine iltihak edip düşma- tarasut etmek idi. Ayni za- (Conopus) — sefined, (Arkası ver)