ZU marzr T d Dü Bıyfı HARP VAZİYETİ Amerikanın ©« gardimi (Baş tarafı 1 Inci sayfada) Sanayie harp ihtiyacına uy- Bun bir veche vermek, hiç de sayılmıyan 'bir meseledir. | hususiyet ve ehemmiyetini | derpiş edenler, bu hayata intı- bak için sarfedilecek zamanın kıymetini, daha başlangıçta tak- dir etmişlerdi. Yalnız harp sanayil'e uğra- şan müesseselerin d? mi mesa- isi de, istikbalin talenlerini 'kar- şılayamazdı. Teslihat, büyük nezaketi haizdi. — Malzemenin çokluğu gibi, karakteristik 'ba- kımından, hasmınkine — tekad- dümü de önceden dikkat gözün- de bulunduruluyordu. 'Hemen her darüssmaa, plân Gdhilinde, ordu hesabına, geceli gündüzlü, | çalıştırilmak gayesi güdülmüş- | tü ve muvaffak ta olunmuştu. Tİngilterede, büyük harpte ça- lhşan bir silâh fabrikası düne| ikadar âtil âken, Pransada, gi- nün mesai saatlerini kısmak düşünülürken, Almanyada açlı- | ği karşılamak için alınan her tedbir, denebilir ki, müstakbel harbi — besliyordu. Her - dim, her san'atkâr, hattâ — her| mütehassıs işçi de, çoğunu — we| ven iyisini yapmayı bir ödev biliyordu. Bu sayede ordu, dev cüsseli tanklar, hava ejderleri, müessir silâhlar ve tamamen asri vası- talar edinmişti. Alman — muvaf-, fakıyetinin sırrını keşfetmek :is- | tiyenler, bu hakikatleri “göz ö- nünde bulundurmak mecburiye- tindedirler. Felâket, en büyük 'bir Üers| teşkil eder. Karilı macerâları ya | şayanlar, malzeme ve rvıcmdW üstürlüğünün oynadığı rolü in- kâr edemezler. | Demokrasi ise, harbe girdiği gündenberi bütün mesaisini 'bu hedefe tevcih etmiştir. Ancak, istihalenin, uzun bir zaman yi- yeceği de unutulmamalıdır. 1941 veriminin önümüzdeki yaz veya kış içinde harbi sona erdiremeyişimdeki en mühim se-| bep budur. Bundan öt tariki kanunun hükmü, 1943 Hazira- nına kadar mer'idir. Amerika, yapacak, “yöllaya- cak; yeni eller ve elemanlar kul- lanmıya alıştırılacak; © zamana ikadar bugünkü -cidal, temposu- 'nu değiştirmiyecek!. | Deniz hâkimiyeti, ikmal işin- de garanti bahşediyor. İlk ve| en önemli iş, kervanların &mni- yetidir. Deniz emniyeti, zafer yolunu | açabilir. Alınacak tedbirlere ge- | Tince: | a) Yollamada baş gösterecek | güçlüklerin önüne geçmek i Amerika, belki, convoislerin İco- runması mesuliyetini bile deruh- de eülecektir, b) Amerikan dartissmadları, asüde çalışmakla balitiyardır- lar, tam randıman dlacaklardır. Hava 'tehdidi 'karşısmda Avru-| pa Trüesseseleri duradklamalara | Taruzdurlar. | €) Her şeyden evvel ticaret filolarına ve ufak 'harp gemile- Tine ihtiyaç vardır, Amerika, a- zami imkön dahilintle, bu vası- 'taları temin edecektir. ©) Bu sevk işinin Pürüzsüz. cereyan edemiyeceği malüm - dur. 'Bu iki ay içinde batırilan gemilerin tonaj mıktarı nisbetle kabarıktır. fakat, İngilizler ma- hir gemicilerdir ve mürettebat bulmakta büyük zorluklar çek- miyeceklerdir. Okyanusta 'demiz altında ve üstünde meydan mu- harebeleri başlamıştır. €) Hava kuvvetleri arasında | hâlâ misbetsizlik barizdir. Ame| Tikan 'san'atı, serveti ve azmi, | cektir. Yeni tip tayyareleri: uçuşta Amerikadan Britanyaya ulaşacakları anlaşılıyor. f) Zarhlı ve motörlü vasitala-| Tm, bu benzin ve motör diyavın dan, kütleler halinde doğuya a-| kacağına şüphe edilemez. | g) ateş tefavvukunun ehem-| miyetini, yıldırım teşebbüsleri - nin azalttığı zannedilemez. Bu- nun için, silâh sayısınca da üs- tünlük elde edilmesi programa dahildir. Aradaki adedi tefavvuku dü günenler, büyük harbin safha - larımı gözden geçirmelidirle: Dihanda en büyük medeniyeti yaratan milletlerin, yarının ler ordularına vücut verebile- ceklerini Afrikadaki #on yıldı-| rım hareketleri ispata kâfidir, sanıyorum. | EE Türk - Bulgar takası | temdit olundu | Hükümetimiz, gördüğü lüzum Hizerine Türkiye - Bulgaristan arasında mevcut hususi takas | Tühletini'6 avy daha temdit et- | miştir. | | - | ğir zayiat verdiğini güstermek- binde olduğu gibi çabalıyacaklar, |e | gar orduları | amin etmiş, küçük —SON HABERLER — İngilizler bir Habeş şehrini zaptettiler (Bap tarafı 1 İnci sayfada) 400 ü, Bingazi muharebesine iştirak eden Hint fırkaları Ke- Tenin sekiz kilometre — cenube garbisinde 'bir tepe üzerinde bu hunan 'bırtı ikalesini zaptettikleri zaman esir #lınmıştır. 200 ü de şehrin 7 kilometre garbinde bir yaylâda yakalanmıştır. Bu iki noktada İtalyanlar şiddetli bir mukabil taarruz yapımışlarsa da ağır zayiat Vvermelerine rağmen kıtalarımızı yerlerin- den #ökememişlerdir. — Şiddetli | fırtına we rüzgür son hazırlık - | darzımızın İtajyanlar tarafından | görülmesine müni — olmuştur.| Topçu ateşi we hava bombardı- | manları başladıktan ve sun'i bir. duman tabakası yayıldıktan sonradır ki İtalyanlar hücumun başladığını fark etmişlerdir. “Alınan :raporlar, bombardı- man meticesinde İtalyanların a- tedir. Şimalden gelen Fransz ve İngiliz kttalarından mürekkep olan bir müfreze müdafaaya gok müsait olan tepeler silsile - sinden Keren yolu “üzerinde ilerlemiştir. Bu kitaları halen düşmandan müteaddit tepeler ayırmakta- dır. Kuvvetlerimiz bir aydanbe- Ti İtalyanlar tarafından müda - faası hazırlanan mevzilene hi cum setmişlerdir. Buradaki düş- man kuvvetleri adeden üstün - dür ve,30.000 vaddesinde tah- min -edilmektedir. Buna binaen 'Keren muhare - "besinin “bir 'kaç gün sürmesi muhtemeldir. HER SABAH Yeni Alman deniz taanruzuna dair (Baş tarafı 3 üneli sayfada) şebbis bir kont Lükner, ne de hesaBi ve sağık karilı bir ami- ral (Spee) ile karsılaşmak fir-| satına nail olamadı. Bu nasip-| sizliği yine bilmünasebe söyle- miş olduğumuz Alman donan -| masımın İngiliz Tilolarma karşı nisbetsiz madımluğunda —ara-| mak icap eder. İ * Bay “Çörçil “yeni Alman taar- ruzunun behemehal kırilacağı- | m söylemekte 'haklıdır. Deniz| 'harplerinde zafer deniz kuvvet- | lerinin bel kemiği olan zarhılı fi- lolara sahip olan tarafa mevut- tur. Almanlar 1914 cihan har- didineceklerdir. Belki kahra- manca vuruşacaklar, canlarım ve kanlarını cömertçe israf edo- | ceklerdir. Lâkin neticede zafer denizlere hâkim olan — İngiliz filolarında ikalacaktır. İ Okyanuslarda Bi ya hârp bandırası dikça bunun başka türlü olma- sınada imkân yoktur. | A, C. SARAÇOĞLU | ŞİMDİLİK BUKADAR | Yugoslavyanın vaziyeti | (Baş tarafı 8 Üncü sayfada) | Bundan başka gerek Yunan- | liların 'beş aydariberi gösterdik- leri mukavemet, gerekse — Ro) sevelt'in nutku Yugoslavya Mihverin tazyikine mukavemete sevkeden ümillerdir. — Nihayet bilâhare Yugoslavya olan eski Sırbistan geçen Cihan Harbin- Avusturya, Alman ve Bul- tarafından tama- fiyle işgal edilmiş ve ismi cis- mi ortadan silinmişken de müttefiklerinin galebesi ker disine pek büyük menfaatler te- Sırbistan bü- yük Yugoslavya haline ink etmişti. Yugoslavya simdi Mihver Devletlerine boyun e mediği, hücumlarma karşı ko; duğu takdirde mukadder — İngi- liz zaferinden sonra yeni ve mü- him mükâfatlar kazanacağını bilmektedir netice- İşte Yugoslavyayı mukaveme- te sevkeden âmiller bunlardır. MURAT & ĞL Amerika ne vakıl harbe girecek ? (Baş tarafı 1 inci sayfada) mamış olsa gerektir. Bu gergin- lik devresinde her zaman — zu- hur edebilecek her hangi bir hâdise —mevzuubahis vaziyeti bir emnivaki haline getirebilir . Bir Amerikan gemisi hucuma uğrayacak veya batırılacak o- lursa biz filen harbe gireceğiz. Şüphesiz mukabelede gecikmi - yeceğiz. Nevyork “Times gazetesi ise göyle —demektedi. Amerikanın infiratçılığı — öl- müştür. Fakat bımu Berlin an- damamış gibi görünüyor. Ame- rikan milleti bu harpte kendi- si için Mevzuu bahsolan — şey hakkında realist bir fikre sahip bulunmaktadır. Biz İngiltereyi müdafaa için söz verdik. Çün kü İngiltere Atlantiğin kalesi- dir. Bundan Golayıdır ki İn- gilterenin müdafaası için zarurt olan silâhların şu veya bu su- retle İngiliz limanlarma kadar gitmesini temin edeceğiz. Bu hu susta başka bir vasıta bula - mazsak Amerikan milleti hükü- metten kafileler teşkilini de isti- yecektir. Gönüllü Amerikan pilotları Londra, 19 (a.a.) — Reuter ajansının havacılık muhabiri av c filolarının İngiltenede — bir noktada bulunan bir üssünden yazıyor: “Karftal filolarına,, mensup bulunan ve İngiliz muharebe, kuvvetleri — hizmetinde çalışan iAmerikan tayyarecilerini bugün güneşli semada Alman tayyare- lerini ararken gördüm, Harricanes tayyarelerini ida- re eden Amerikalı tayyareciler, daha ziyade İngiliz adalarının müdafaasına münhasır kalan harekâta iştirak etmelttedirler. Amerikan filosunun 35-yaşında- olan #efimin emrinde üyi talim görmüş genç subay grupları mev cuttur. “Kartal filolar,, ına kaydedil- meden evvel bunların yalnız bir kaçı İngiliz hava kuvvetlerinin fili hizmetinde idi Bunlardan bi- Ti Pransa da bir Dornier tayya- vesi düşürmüştür. “Yeniden 'bir çok Amerizalılar kaydedilmek- tedir. Ve bunların adedi ikinci 'bir filo teşkiline yetecek mik - tarı bulmuştur. Kanadadan gelen — haberlere göre, her ay 30 Amerikan gen- cinin gönüllü kaydedildiği bil- dırılmcktedu' Katil Rasi Kahveci Mehmedi öldür- düğünden 12 seneye mahküm oldu Sarhoş bir halde gittikleri Beşiktaşta iskele caddesinde 13 | numaradaki Mehmedin kahvesin | den cay, kahve istedikleri sıra- | da kahvecinin: — Borcunu ver de, andan son- ra kahve iste.. Demesi üzerine çıkan kav - gada, bıçağını çekerek onu ya- Talayan ve ölümüne sebebiyet veren Rasim Morgül ile Hakkı Kaymazın ikinci ağır cezadaki | muhakemeleri neticelenmiştir. Kattilde kasit ve taammüt gö- nden Rasimin cezası 18 seneden istenmiş ve hapsine karar - verilmiştir. Suç ortağı Hakkı ise hiç bir dahli görülmediğinden — beraet eyle - miştir. Üsküdar tramvayları umumi kongresi Üsküdar - Kadıköy ve hava- lisi halk tramvayları heyeti u- 2 müumiyesi 22 şubatta toplana- caktır. Adana Lisesinden yeti- şenler cem ıgresi| Adana kız ve erkek - lisele - rinden yetişenler — cemiyeti 22 mart cumartesi günü saat 14.30 da Pminönü Halkevinde yıllık rini yapacaklardır kongre igrenin mürakoşalı Ula - tahbmin olunmaktadır 12 sene| Bir İtalyan esirinin hatıra defteri (Baş tarafı 1 İnci sayfada) İtalyan generalleri de Alman kıtalarının müdahale ettiğinin Mussolini tarafından bildirildi- ğini beyan etmişlerdir. Hatıra sahibi diyor ki: “Bütün bunlar üç ve dört kâ- nunusanide olmuştur. Albay De bensi general Daveye telefon e- derek Almanların ne zaman ge- leceğini sormuş ve kendisine bu hususta bir şey bilinmediği ce- vabı verilmiştir. Bunun üzerine büyük bir şüphe zihinlerde yer- leşti. Ve müthiş bir inkisara uğradık. Sonra radyo Bingazi vilâyetini kaybettiğimizi haber verdi. Görice ricatından ve Ju- lia fırkasının hezimetinden son- ra harba artık kaybedilmiş na- zarı ile baktik. — Yavaş yavaş meşum bir düşünce zihinlerimi- ze yerleşti. O da düşmandan a- şşağı olduğumuz ve pna mukave- met etmekliğimize imkân bulun- madığı fikri idi. Mussolini bunu nasıl anlamadı? Yanlış bir hesa- ha istinat ederek harba girdik. 'Yunan topraklarına — girmekli- ğimizin Yunanistanın siyasi ve askeri bünyesini - yıkmağave is- | yan çıkarmağa kâfi geleceğini zannediyorduk. Bu kanaatimiz | Giplomasimizin hiyanetinden mi dir? Yoksa düşüncesizliğinden midir? Bunun üstüre durma - lyız.,, Atina, 19 (aa.) — Yunan or duları başkuraandanlığının dün akşam neşredilen 143 numara- h tebliği: Düşman birbiri ardınca mev- zii hücumlara yeltenmişse de Püskürtülmüş ve çok mühim Zayiat vermiştir. Almanyanın bir ihtarı Berlin, 19 (a.a.) — .resmi bir membadan bildiı or: T Amisa hetüyömsümdi, Tır nanistana İngiliz ihracatçıları halkkında bütün haberlerin ve hâdiselerin Almanyada alâka ile tetkik edilmekte olduğunu, bir kere daha bildirmiştir. Ma- amafih, Almanyanın bu haber- ler karşısındaki alâkasından son defa bildirildiğindenberi dş'ara değer yeni bir şey yok - tur. Başvekil Rumen elçisini kabul etti Ankara 19 (na.) — Başvekil Doktor Refik Saydam, bugün saat 11.30 da Başvekâlette ye- ni Rumanya elçisi B. Telema - güe'i kabul etmişlerdir. Salih Zekinin kitapları bastıriliyor Ankara, 19 (a) — Türk tarih kurumundan: Manrif Vekilliği “tarafından müsveddeleri Kurumumuza he- diye edilmiş ölan büyük riyazi - yecimiz merhum Salih Zekinin “Asarı bakiye,, ve “Kamusu ri- yaziyat,, adlı iki mühim ese - rinden bastırılmasına başlanmış- tır. Damga resmine tabi tutulmıyacak olan karar ye taporlar | “Ankara (Telefonla) — Maliye | Vekâleti Milli Müdafaa mükelle fiyeti kanunu mucibince ahali den alınan eşya ve malzemeye ait olmak üzere Milli Müdafaa mükellefiyet komisyonlarınca ti tihaz olunan arlarla alınan| | hayvan ve eşyanın muayeneleri | neticesinde tanzim olunacak ra porlar ve ihalelere mütcallix karanların damga resmine tâbi olmaması lâzım geldiğini karar- Jaştırmıştır. | ACI BİR KAYIP | bu projeye ğAnkarg gHABERLERİ AAA BERENER N İs;çi ve iş kazaları layihası sıhhat encümeninde Ankı 19 (Hususi) — Bu- ü Millet Meclisi, umu mi beyet *toplantısından sonra, Sıhhat ve İctimai Muavenet ve | Maliye encümenleri toplanarak Tuznamelerindeki maddeleri mü zakereye başlamışlardır. Sıhhat ve İçtimaf Muavenet encümeni, “üsçi ve iş kazaları hakkındaki alâkadar vekâletle- Tin tasvibinden geçmiş olan ka- nun İüyihasını tetkik ve müza- kere etmektedir. Bu encümen hazırlanan lâyiha üzerinde in - ceden inceye tetkikatta bulun - makta ve hiç bir eksiği olma- âm €hemmiyet vermekte- . Yerli kumaş fiyatları bir miktar ucuzluyor (Baş tarafı 1 inci asayfada) mekte we tatbikatında müşkü - lâta uğramlacak bir nokta bu- lâta uğranilacak bir nokta bu- luduğu anlaşıldığı takdirde ni- zamnamede bir tebeddül yapıl- masında tereddüt edilmiyeceği alâkadar memurlar tarafından teyit olunmaktadır. Yalnız her geyden evvel memleket faatinin göz önünden uzaklaş- tırılmıyacağı bildirilmektedir. Diğer 'taraftan İktısat “Ve- kâleti tarafından davet edilen İstanbul yünlü mensucat fab- rikatörlerinden mürekkep bir heyet te Vekâletin alâkadar, makamlariyle temasa geçmiş - tir'Bu temaslar neticesinde mem leketin. yünlü kumaş ihtiyacı- nın tamamen karşilanabilmesi için icap eden kararlar alınacak ve hususi fabriklarla hmmet cihetine gidilmesi esbabı temin Ayrıca kumaşlarımızda azamf ucuzluk vücuda getirmek “için kararlar da alınacaktır. Şimdi - den söylendiğine göre yerli ku- maş fiyatlarımız asgari yüzde 10 nispetinde ucuzlatılacaktır. Gi Gpeğaei l ERR İzmir incir tarım şirketine verilen tahsisat Ankara 19 (Husust) — Satı- Ş1 doğrudan doğruya müstahsi- | le yapılmak şartile ithal edil- mek ve kilosu 20 kuruştan sa- tılmak üzere hariçten göztaşı| ve potas ithali için İzmir İncir tarım şirketine altı yüz elli bin lira tahsis edilmesi Heyeti Ve- kilece kararlaştırıldı. Âli mektep tale- Lesi memurların vaziyeti Ankara 19 (Hususi) — Âli| mekteplere devam — edenlerin asıl memur olarak kullanılma- maları hakkındaki kanun lâyi- hasının üzerindeki son tetkik - ler de bitmiş ve bütün wekâlet- lerin tasvibi alınmıştır. Meci se verilmek üzere bugünlerde Başvekâlete sevkedilecek — olan| nazaran hâlâ oku - mektebin n dukları âl? ikmal etmemis ol ya mekteplerini v riyetlerini bırak kalacaklardır. yarısmı memurlar ahut memu aya mecbur | aai JI ?etrol Ofisinmı v.adl* Bay Reşat Rızanın vefat etmiş okluğunu tel le — Öğrendik 'Merhum her cihetçe faziletli ları ve dostl: afından evilmi | ; Tanınımış — doktorlarımızdan | St ar- kada; sına hürmet telkin ettirmiş bir zattı. Vefatı zayiattandır. Merhumun ailesi- | ne ve dostlarına taziyetlerim beyan eyleriz. i gok Ş ve rosu tesbit edildi | Ankara 19 (Hususi) — Pet- rol ofisi kadrosu 'Heyeti Veki- lece *ta: edildi. Kadroda Umun Müdür muavin 4100 Tiraliık iki müdür, 300 iralık bir müdür t büro fi, kontrol, ur dakti- lo vesi rulan pet - rol ofisin yerleri tayin ve kadroları da tesbit e- dilmiştir. | müt 1 rıca k arının men- | (Baş tarafı 1 inci sayfada) Komisyonun reisliğine, Dev- let Deniz Yolları Umum Mü - dürü İbraim Kemal Baybora tayin edilmiştir. Aza, Genel Kurmay adına Deniz Kurmay Albay Münci Ulhan, Ticaret Vekâleti adına Muhsin Seren, (Bat tarafı 1 inci saytada) İhtifakle rektör, tıp fakülte- ginin bütün profesörleri Ser - veti Fünun müessisi Ahmet İh- Ban, doktor Adnan, merhumun akrabaları ve tıp talebeleri bu- lunuyordu. İlk olarak rektör Cemil Bi Bel söz alarak merhumun hatı- rasına hürmeten hazirunu iki dakika süküta davet etmiş ve Mmüteakiben şunları söylemiş - tir : Rektör diyor ki: “— Aziz arkadaşlar, profesör Besim Ömer Akalını — bir yi €evvel bugün aramızdan kaybet- miştik. Ölümünün ilk yıl dönü- münü üniversite çatısı altında anıyoruz. Profesör Besim Ömer içinde bulunduğumuz büyük ilim müeessesesinin intihâp ile ilk defa olarak başıma gelen profesörü, gene ilk defa olarak iki defa intihap edilen rektö- rüdür. Onun bu iki hususiyeti başarmağa —muvaffak — olduğu diğer büyük işletle beraber o-! 'nu üniversite tarihinde ebedi o- larak yaşatacaktır. Uzün müd- det tıp fakültesinde Tiyakatiyle kürsüsünde — kendi tesis ettiği diyebileceğimiz Ens- titü ve Kıliniğinde çok sevilen ve çok sıhhatli detsleri ile genc- liği yetiştirmiştir. Profesör — ile ben 20 sene töştiki mesai ettim, bir çok| beynelmilel meseleler için be-| raber çalıştım ve seyahat ettim. | Bu guretle onun — meziyetlerini yakmdan tanımak fırsatını €lde ettim.,, Burada Rektör masa üzerin- de dizilmiş —duran profesörün kitaplarını göstererek: “— Masa üzerinde duran şu 46 eser onun bu millet için yap- tığı büyük işleri göstermeğe kâfidir.,, demiştir. Âkil Muhtarın - sözleri Rektörden Ssonra profesör doktor Âkil Muhtar söz alarak büyük bir heyecanla “— Ben Besim Ömeri bir kardeş, — bir aziz dost gibi ta- , nidrm ve kendisinin vefatı be- | nim üzerimde o kadar elim ve acı bir tesir bırakmıştır. ki hâ- lâ o tesirin altındayım, diyebi- ,, demiş ve bunu müteakip İktisat vekâleti maadin nizamnamesinde tetki: kat yapıyor Ankara 19 (Hususi) — Dev let Sanayi ve Maadin teşek- külleri ve sermayesinin tamamı devlet tarafından verilmek su- retile kurulan - teşekküllerin mürakabesine dair kanunun | bazı maddelerinin tadili lâyia- larını hükümet meclisten geri temiştir. İktısat Vekâleti M adin nizamnamesinin yeni lara göre tadili için - tetkikat yapıyor | incan felâketzede- | inin vergi borçları affe yor | Ankara 19 (Husust) — Er - an felâketzede zinc bor larının bul edilerek büt sevkedildi. İ € nce ce encümenin Münakalât Vekıli Dün, Deniz nakil vasıtaları- nın tek elden idaresi mes'e- lesi ile meşgul olan komis- yonun içtimaına riyaselt etti Karar 21 Marlta meriyet mevkine giriyor İktısat Vekâleti namına Zeke Tiya Şener, İstanbul Ticaret ve Sanayi Odasından Suat Kara Osman, Münakalât Vekâleti na mına da İstanbul Mmtakası Li- man reisi Refik Ayantur, Türk armatörler hu-hghıdm Rıiza Sadıkoğlundan ibarettir. General Besim Öme- rin Ölümü yıldönümü Burim eti BN 41 inci yıldönümünde söylediği bir hitabeyi tekrar ederek de- Miştir “— O günkü hitabemde onun “yüzüne karşı meziyetlerinin hep sini söyleyememiştim. Bugün , onlara ilâveten şunları da söyle- yebilirim: Besim Ömer yalnız hastaları ile en candan alâkadar olan bir doktor, değil, ayni za- manda, onların zor günlerinde kazandığı bütün parayı ken « dilerine vermekten zevk duyan bü bir insan idi. ,, Burada Âkil Muhtar teesstürü- nün imkân vermeyişinden söz- lerine devam edemiyerek yerine oturmak mecburiyetinde — kal- Miştir. Müteakiben profesör Nihat Reşat söz almış, Besim Öme - rin büyük kalbine ait vak'alar anlatmış ve hocası için “onun ölümü ile duyduğumuz keder hayatımıza müvazi olarak son demimize - kadar bizi takip e- decektir.,, demiştir. Enteresan bir hatıra Profesör Nihat Reşattan son ra Serveti Fünun sahibi Ah- met İhsan söz almış, Besim Ö- | Mmeri ilk defa nerede tanıdığını anlatmış ve merhuma dair an- | attığı bir çok hatıraları arasın da bilhassa şunu anlatmıştır: “— 1900 da Hüseyin Cahit Serveti Rünunda bir makale neşretmişti. Bu makale üzerine bir irade ile kapatıldık. Hüse- yin Cahit, ben ve bir kişi daha | Fizana sürülecektik. Nihayet nasılsa bundan vaz geçildi ve muhakemeye verildik. Neticesin- de men'i muhakeme kararı al- dığımız bu muhakeme esnasın- da bi tanıdıklarım sanki vebah bir adam imiş gibi bir- den ortadan silindi. © günler- | âe bir gün Yeşilköyde evimde oturuyordum. Pencereden Be- sim Ömerin yavaş yavaş geldi- ğini gördüm. İlk evvelâ, Ye- şilköyde akrabaları vardı. On- lara gidiyor sandım, geldi, kapı- yı çaldı, biraz konuştuktan son- ra, sıkıntılı zamanlar geçiriyor- sun dedi, belki lâzım olur. ve masamın Üzerine üç tane yü: liralık altın bıraktı. Gerçi © vakit o parayı kullanmamış- tım. Fakat onun bu hareketini hiç bir zaman unutmadım. Fakat bu mübarek insan, bu çok faziletli arkadaş kendisinin en güç zamanlarında kimseden bir şey istemezdi. Bir zamanlar tekaüt olmuştu. Vaziyeti eskisi gibi değildi. Hiç kimseye bir şey söyleme- di. Tâ ki büyük Atatürk onu meclise alıncaya kadar., Merhumun makberi ziyaret olundu. Ahmet İhsanı müteakip Rek- tör hi 'una teşekkür etmiş ve hep beraber merhumun Merkez Efendideki makberesine gidile- rek memleketimize ilk defa An- tisepsiyi sokan yüksek ilmi ( tid: ile bir çok hayatlar kur- taran büyük Türk doktorunun manevi huzurunda eğilinmiş ve bir celenk konmuştur,