Molla, sinirlenmesini bilmiyen adamdı, Oyununu kaçırdığından üol:ıyı hiç kızmamıştı. Hayra 'ıoı Mollanın şak küzlesini den dolayı neşeli idi. !şm garibi, Hayraboluluya bir kudret ve cesüret gelmişi tan kalkan — Hayrabolulu, müdafaa gü bırakmış şim di Mollaya saldırıyordu. Molla, işin farkına varmıştı. EKasmının hücumlarını meninu- miyetle kabul etmişti, Çünkü has mı ne kadar hücum ederse o ka- gar açık vermek ihtimali vardı. Hayrabolulunun — hücumlar “gok sürmedi, bir kaç hamleden /— gonra kapana kapıldı, Molla has- | — mını tek çapraz ve bir go;;umı—- — me ve lııd.ım& ile hemen: alana ! (| Be böyle oldu. ) Molla, hasmına altına alir al- ıudwhı.lıımmyen-çu.aayı kerini hasmının kalçalarıma ke-- dar sıvazlıyarak indirdi. Ve; bir- — sağrısını havalandırıp açü, Der- hal şak küntesint akdı. Hayrabolulu, şak - küntesire | işti. Yakasını kurtarmak i- gin çabalanıyordu. Bütün kuv - vet ve zoriyle her türlü harekete Baş vuruyordu. Fakat Molla, bu sefer künte- 'yi öyle takmıştı ki manda olsa — kurtulamazdı. | Moila, derin bir nefes aldık Bamlede havalnadırıp - aslaya “aldı. Ve bir an için pes etsin di- ye bekledi. Hayrabolulu, daha hâlâ kur- — tulmak için çabalıyordu. Pes et- “ mek ne aklına vene de işine ge- ma bakındı ve galibiyet temen - masını çaktı. Alttan hasminiın | kalkmasın: bekliyordu. Hayrabolulu, mahcup bir ta-| yırla — yerden kaltı. Bnmyleı ııııı karşıya gelesek kucaklaş- Ve,unudagıgnregaıbu guretle bitmiş oldu. Molla, iki hasmmı da yenerek başı almış- tı. Artık, Mollanın bundan sonra “güreşeceği Adalılar, Koca Yu - #uflar, Filibeli- Kara Ahmetler, | Fakat, her nedense Çatalcalı- lar bir türlü kanmamış bulum- | yorlardı. Onlar, pehlivanları Çe- kırın Mollayı yeneceğine — kani' idiler. Çakırın Molla ile iki defa be - rabere kalışı Çatalcalılara ümit | “weriyordu. Son mağlübiyeti kale. almıyorlardı. Çatalcalılar aralarında şu yol- | da konuşmuşlardı: |— — Molla güreş isterse, Çakırı bir defa daha Molla ile güreş - tiririz. — Çatalcalılar ortaya elli altın. koymuşlardı. Bu, hususi bir gü- reş olacaktı. Mollaya, haber yol ladılar... Ve şu teklifte bulundu- | y simdi Tekirdağlılarla Koşanlı, | — Biz t 4 daha ruz... Eili lira koyuyoruz.. Molla tereddüt etmeden ce- | vap verdi: — Pekâlâ!.. Bu güreşin Çatalcada yapıl -| masına karar verildi. İddialı v> hususi bir güreş olacaktı. Para- yı da Çatalcalılar koymuş olu - yordu. Yalnız ve kimgesiz olan Moliv- lar tutuyordu. Tekirdağlılar da, Keşenlilar da Mollayı benimsemişlerdi. Ça - | takalılarla Keşanlılar ve Tokir- dağlılar kargı karşıya, bulumu. - yourlardı. Tekirdağ ve Keşan uğaları Mollanın murahhaslığını yapı - yorlardı. Güreşin bir ay asara yapılını- ga karar verildi. Çatalcalıla - rın maksadı bir ay verfindn Ça | kırı mükemmeler. idman ettirip | beslemekti, | Keşan ve Tekirdağlılar da Mollayı bir ay idman edip hes- Temek üzere ileri atıldılar.. Tekirdağın zengin çiftük ağar ları Mollayı çiftlilderine götürüp. beslemeğe — başladılar. - Molla, muntasımı idmanlarını yapıyor, ve besleniyordu. Tekirdağı, Mollaya: çok- yara- | muştı. Çolak bir ay- içinde tam | yetmiş iki okkayı doldurmuş- tu. İdmanı Tovaklâde yerinde idi. Esrorn —H Milli küme organizasyo- nu çıkmaza mı girdi? Millt küme maçtarınm orga- nizasyonunu bu zaçlara iştirâk eden klüplere bırakan nizamna- menin bu sene teşkilât tara - fından nazarı itibara alınmama- Si klüp murahhaslarını müşkül | vaziyette bırakmıştır. Dün ge | nel direktörlükten ıımbuıj bölgesine gelen bir telgraf bu seneki milli küme — maçlarının | Ankaradan iki, İstanbuldan üç, ve Esküişehirden-de bir klübün iştirakiyle yapılacağımı — bildiri- yor. Ve bu- şeldide - yapılacak temaslardan mali cihetçe zarar göreceğini tahmin eden klüplere gekilme hakkı veriyordu. Maarif Müdürlüğünün tertip | ektiği mektepler arasında — füt- | bol temaslarına dün Şeref sta- dında devam edildi. Portevniyal :2 — Taksim: 0 İlk karşılaşma Pertevniyülle ' 'Taksim liseleri arasında yapıl- dı. Pertevniyalliler oyunun baş- lamasiyle Taksim kalesine yük- lendiler. İlk hamlede nelice al-| mak için bütün gayretlerini sarf ediyorlardı. Fakat çok candan | ve enerjik bir oyuna mukabele eden Taksimliler rakiplerine sa- yı yapmak fırsata vermiyorlar - &. Devre Pertevniyalin üstün- lüğü altında O - O berabere bit-| ti. İkinci devreye çok sıkı bas-w layan Pertevniyalliler — rakip| | kaleyi sıkı bir çember içine al- dilar. Ve kazandıkları - sayı ile de galibiyete ulaştılar. Bu sayı Taksimlileri canlandırdıysa- — da | Pertevniyallilerin üstünlüğüne TIYATROLAR Şehir Tiyatrosu Temsilleri Tepebaşında Dram İasmrada BU AKASAM aat 70.30 da — İMRALININ İNSANLARI * Tatiklâl caddesinde komedi kısmında BU AKASAT” - -* 2030 da DADI mâni olamadı. n Oyunun — ortalarıa - doğrü bir gol daha kazanan Pertev- niyalliler maçı 2 - 0 kazanma - ğa muvaffak oldular. Yüccülkü: 3 — Şişli Tezaldü: 0| İkinci karşılaşmayı Yüceülkü | ile Şişli Terakki yaptılar. Oyun- da biraz daha ağır basün Yil- eeülkülüler 18 inci — dal Penaltıdan ilk göllerini kac lar. Hemen bir dakika sonra da adir | ze | laya sormuştu: Mektenler arasındaki futbol temasları İ Bisli Terakki kalecisinin tultu- SAAT MAD Dehli- Molla ile idman yapar vanlar şöyle söylüyorlardır —- * bu sefer Çakırı on dakika sürdürmez, yener.. Halkikaten Molla, çok — çetin olmuştu. Okkası da yerini bul -| muştu. Hıcsı yerinde idi. Biray çabı Tekirdağlı lar ve Keşanlılar Mollayı öüküz| arabasına koyarak yola çıkttı - lar.. Çatalcaya gidiyorlardı. Da- vul, zurna eğlenerek Çatalcaya geldiler.. krr da beslenmiş, idman Ü- le idi, Çakırın da en iyi &- rası olduğu söyleniyordu. Çatalcalılar Çakırlarına fev - kalâde iyi bakmışlardı. Pehli - vanlayına — güveniyorlardı. Ça - kırın bu sefer Mollayı yenecoği- ne kani idiler, Molla, her vakitli gibi sakiır| ve sessizdi. Çatalcalılar merak ve teceşsüsle etrafını almış Mol- layı tetkik- ediyorlardı. Çatalca ağalarından biri Mol- | — Molla, nasıl iyi baktın. ni kendine? Molla, sakin: cevap vermiş - — Eh... Baktım ağzm!. — Nasıl olacak güreş-dersin? | — Allah bilir!. Çakır; atıp tatuyordu. - Ona| Molladan bahsedenlere; — Bu sefer Mollaya gökte yıl: dızları saydıracağım. Diyordu. (Arkası var) Bu maçlarm kâr ve - ziyanı iştirak eden Klüplere ait olması itibariyle bu karar klüp mürah- haslarını düşündürmektedir. İstanbulspor yerine milli kü- meyezalmanı: Eâkigehir, Demirs! spor takımının fazla deplâsman yapmak mecburiyetinde- olma- - Ssının bu temasların — masrafını arttıracağı muhakkaktır. " Klüp, murabahsları bugün tekrar böl- ge binasında toplanarak — bu! mevzu etrafında görüşecekler ve Kararlarını genel direktör - Tüğe bildi. 2ceklerdir. ğu topu elinden kaçırması Yü-| ce Ülküyü 2 - O vaziyete getir- di. Oyun kargilikli akınlarla ge- | gerken bu vaziyette bitti. İkin- ci devre Yüce Ülkülülerin hâ-> kimiyeti altında geçti. l"ak.ıt* bir çok fırsatlardan istifade e- dememeleri gel adedini arltır -| malarına mâni oluyordu. Yüce Ülkülüler 22 inci dakikada ka- zandıldarı yegâne sayı ile 3 - 0| vaziyete geldiler ve maç bu şe- kilde bitti. Muallimı: 1 — Işık; 0 Bu karşılaşma ber iki takı - mın hemen hemen müsavi kuv- vette olması itibariyle çok çe- tin oldu. İlk devre çok çetin ve karşılıklı müsavi akınlarla g ti. Her iki takımda sayı yapma- | ğa muvaffak olamadılar. İlçin- ci devre- hızlarını biraz daha | arttıran Muallimliler on ikinci dakikada kazandıkları sayı ile maçı 1 - O galip bitirmeğe mu-! vaffak oldular, İkinci küme Lig maçları Önümüzdeki pazar günü Da-| vutpaşa ile Taksim Gençlik klü- bü takımları Fenerbahçe sta- dında saat 13 de karşılaşaca ardır. Bu maçın neticesi ikinci küme şampiyonunu tayin etme- Si itibariyle enteresan Oyu- nun hakemi Sami Duransoy, yan hakemleri de Halit Ge Nibattır. İ | yapılmıştır. Tenkit tarafı 1 İnci sayfada) Fakat meşrutiyot- kan ve ga ındı. E y > Yersiz c bile eskidir. ten sonra h: bir hakkı oları la beraber hâlâ ne t sini Ö lik, ne de tenkic hammül etmesini. ikseriyetle bir esasa i tenkitlerimiz hiç etmez; işin a8 arayıp gormadan İl g diğimizi töyler, ten- kit edi Bir h yanlış bir hayeket var ma? Başka türlü yapılması mürakün mü idi? 1 k arı görme- da -hele idare mevklün-| de bulunanlarda- tahammül hk'ı yok #ibidir. Haklı veye haksız, | her tenkit bizi iğzap etm ve onu intihfafla y a kâfi gelir. Tenkide bazan hakaretle mukabele eder, bazan bunu cevap vermekten müstağni addederi Çörçilin - ter, “Dünya Harbi,, niyoruz, Bu büy ye nazırı iken o kadar şiddetli tenkitlere, o kadar haksız. hü-| cumlara. maruz- kalmış ki böyle ağır ithamlar bizde bir mevki ve otorite meselesi addedilir... Fakat o, icap ettiği tenkitlere- deliller göstererek, sükünunu muhafaza ederekt e< vap vermelde iktifa etmiş, bu cevapları okuduktan sonra- in- san o tenkitlerin ve nücumların: ne kadar hakeız-olduğunu görlü- yor ve-Çörçilin kararlarındaki isabeti daha iyi takdir ediyor. ... ime- ettiğimiz. serinden Öğre- k adam, bahri- Bu satırları bize bir gazetenin kısa bir tenkidi yazdırdı. Ma- Iğmya, tramvay, İstanbul halltı, nın belli başlı dertlerinden biri- dir. Arabalarm eksilmesi, buna mukabil yolcularm- artması yü- zünden müthiş bir izdiham şelrir| halltını aksam sabah iğzan edi-| yor. Kabahatin büyüğü harnti Bunu hepimiz biliyoruz. Fakat bu söylenenlerin yazıya cevrilir- ken ince bir elekten geçirilmesi: şarttır. Evvelki gün bir meslektasımız gümrülrte bulenan- bandaiların nasıl olup ta tramvay idaresi tarafından bunca zaman aran- madifini sormak — istiyor vo| “gimdiye kadar bunun farlena| varmamış 'olmak... Mâşallah!,, diyordu. Tramvay-arabalarının çoğumu. işlemez bir hale getizentekerlek lere ait çelik bandajlardır. Bu| bandajlar Türkiyede - yapılamı- yyor ve hariçten de - getirtilersim yor. İşte bunlardan - 85 tanesi aylardanberi gümrükte — kalsın | da tramvay idaresi farkında ol- masın ve yüz binlerce halk ay- | Tardanberi bu gafletin cezasını çeksin! Yazıklar olsun.. Gazete ler bu idare aleyhine no yazsa- lar haklıdır; değil mi? Fakat biraz derinleştirince ne- öğreni: yoruz? Vâlkıa gümrükte 385 bandaj var. (Yani hiç olmazsa 20 arabayı kurtaracalt kadar bir stok)... Fakat bunlâr hi ait değildir. Beyrut için gelmiş- tir; transit maldır ve burada kalmıştır. Bir kere tramvay'ida- | resinin taherri memur yoklur, ki gidip gümrüğü araya taraya bunları ortaya çıkarsm!.. Son- ra ortaya çılrarmış olması: kâfi mi? Mal bizim değil, — Eğer Beyrut istemiyorsa bunları al- mak için Beyrut şehriyle müza- kereye girişmek lâzımdır. Nasıl ki galiba müzakere de başlamış- tır. Burada - ve ekseriya - tenki- de müstahakolanlar varsa o da tenkit edilenler değil, arayıp sormadan, hakkı ve- haksızlığı ayırt etmeden sözle veya yazı ile tenkit edenlerdir. Behçet SAFA İzmit, (Hususi) — Bölge gü- | reş birincilikleri müsabakaları! Necatibey, okulundaki — salonda Güreşlere bir- kaç kıymetli güreşgi meşru maze - retleri dolayısiyle iştirak etme miş olmakla beraber, müsaba- kalar çok zevidli ve heyecanlı olmuştur. İzmitte güreşe gü- zel bir ehemmiyet verilmekte - dir. 56 kiloda Sadettin. İzmit, Ga- zanfer — Gölcüke 1,35 de galip. 66 kiloda Sezai Mustafa Karamürsele 14 te tuş- Göldük, la, 56 kiloda Gazanfer Sezai İzmite 11,50 de tı kiloda Sadettin lzm t Mi Sadettin kendi sikletinin şam piyonu oldu. man. bul Önümde, 1327 yılında yazıl - mış bir kitap var. Vaktiyle dik- kat ve a ile okumuş oldu - Bum, akla sahife- bu kitabın K b a seven kalplexi!) tatlı Ürpertilerle gh - cıklıyan bir. tek kel Bü kitabin yazılu: dan, gimdi, 39 yıla y man ölçüsü ile uzakt tapta kullamılan keli heşiz, zamanının isansna Fakat fikirler... dirdikleri mevzu gibi. taptaze! | “Aşk,, ne-zaman kühneleşmiş, modadan çıkmıştır?!. Bu kitap elinize geçti mi, geç- medi mi? Okudunuz mu, okuma- dınız mı? Hâlen piyasada mev> cudü var mdir, yok- mudür? göre. Onlar, ifadelen- | Bilmiyorum, (Hele mevcudu. ol duğünü hiç - zannetmiyorum..), | Yalnız, içinden, rastgele bozı cümleler alıp, üzerinde. dügün- | menin. cazibesinden - kendimi a- lamadım. * Aşlımn tahliline ait bir çolt ba- hisler:“Aşk, kıymeti ve rolleri, | “Teşekkülil aşk”, “Derecatı aşk” | | “Aşk. kâzip,, , “Kadm ve erkek | garamları hakkında. bir. muka- | yese”, “Düşmünü aşk”, — “Aşk hakkında garplıların efkâr ve| mülühazatı”.... Kitap, dört buçuk satırlık bir mukaddemeden sonra şu cümle- lerle bağlıyor: zuyu malikiyettir. Her türlü ga. zui malikiyettir. Her türlü ga - ramda kalp ve vücud beğendiği | Mmevcude temayül eyler, onu se- | | ver. Aşk, “seni seviyorum” de - | mek değildir; “kalbim!, Ru- hum!.” ise daha hiç!.. | — (Kabili red ve inkâr olunamı- yacak hakikatlerdendir ki; hepi- | Taiz aşkı avni surette kabul et - miyoruz. Bir kasmımız, aşk, de- yince her türlü hissiyatı anlıyo: | Tuz; bir kısmı mühimmimiz aşk- | tan yalmız ihtiras manâsını çı-| karıyor, “aguşu hisvan, mehd | mubhahbettir.” diyoruz; pek kasmımız da aşk ile kalbimizi I kalmak istiyor, aşkı, kalbi mi | tesna kılan bibaha bir hissi kıy- | mettar addediyoruz.) Bilmem siz aşkı, bu telâkkile- rin hangisine göre kabul eder - giniz. Fakat, muharrir bu bahsı | buzada bir cümle ile bıçak gi kesip atıyor: | (Aşlan aguşu nisvanda vücut bulacağını kabul edemem...) Diyor ve bu fil özünü alıyor: (Menfaati zatiye | nikabı- altında mühtefi olan aşk, menafiin mübadelesidir!) Şimdi, bu satırları okuduktan sonra, gavri ihtiyari düşünceve | dahyorum, zamanımızın - Bob- Sti! âşıkları gözlerimin önünde | | canlanıyor, hayalimde, panora- ma gibi birer birer resmi geçit | yapıyorlar... Aman yarabbi! Ne ' ar, ne aşklar görüyoruz! Aşkın kadinların kücağında cut bulararyacağımı kabul ede - miyen muharrerir, belki: b dir, ama, bügün aşkı tan başr'a bir. yörde arıya: tek âşık bulmak, bir kilo kahve bulmaktam daha küç bir | iştir! Eğer böyle olmasaydı, nama localarının kontrolü ahli zabıtasının esaslı bir iştigal m2v- zuunu teşkil eder mi idi?. Bu, bin. misalden biri! “Öyle değii| |- bir mağlüp!.. | kunter tarafından veril, ecekü.r( Klekürik motürlerinin | tir. 51 * » ' Garama datr o . . Yazan REGAİ SANAY B_nm ADAĞ KKD7 zmour affection — aşkı sadık”,. Zamanımızın âşıkları bunlar- dan hangisini daha pratik, daha elverişli bulunun benimsoyorlar, bilmem amma “Amour affec - tion” un hiç birinin işine gelme- diği muhakkak!.. * Kilapta, “kadın ve erkek ga-| ramları hakkında bir mukave- | se” başlıklı bir kısım - var ki,| bilhassa, zamanımızın: genç Ka-| dınlarını ve genç erkeklerini alâ- | kalandıracağını tahmin ettiğim | için bu kısımdan bazı pasajlar alıyorum. Muharrir diyor ki: (Aşkta kadınlar, erkekler ka- dar hud'akâr değildirler. Bir er- | kek malik olmak istediği bir ka- dına her türlü muameleyi lâyık | görür: Bazan giddet ile hücum eder, bazan şefkat ve muhabbet ile hareket eyler; bazan da ken- disini mağlüp gözterir. Gayesin- den bir am şaşmaz. Tabiattan zaptettiği gayret ve- — fealiyeti, mücadelâtı sayesinde kazanmış olduğu aşk ile kadına âmir o -| lur! Hâkimiyetini cinsi lâtiften | başka kimde tatbik edebilir?. 15- ter kadını satın algın, ister mu- amelâtı şedideye maruz lularak ona sahip olsun, açkında daima bir galip hükmü vardır. Zaten garamda ya, mı galip vardır, ya. iğeri itaat eyııymdıı ,,* kaydettikten sonra bu! | bahiste gu neüceye varıyor: (Garamda iki cins ayni sevi - mezunları cemiyetinin tertip et- tiği konferanslardan - altıncısı 21.839041 cuma günü saat 18.30 da elektrik mühendisi Sırrı Dö- Mevzuu bobinajlarıdır. Giriş serbesttir. | 2 — 21.3.941 cuma- günü saat 20:30 da Dr. Salim Ahmet Ça- lışkan (Hastalıktan korunma) mevzuunda bir kanferans vere- cek ve temsil şubemiz - (Saadet perdesi) piyesini temsil edecek- 3 — 22.3.011 cumartesi günü saat 20:30 da evimiz âzaların - dan muharrir Nusret Safa Coş: kun (Sülli Birliks) — mevzuunda bir konferans verecek ve temsil şubemiz (Saadet perdesi) pi- ar MART 1944 —e emmaman ean sen , Erkek mi kadına, ğe hâkimdir ?.. ları, tabiat tarafından tahtı emas niyete alınmıştır. Agk ta kefil » dir.... Kadınlar bu sözlerimi itle raf ediyorlar: Davayı istihkak larını, isyanlarını. tevehhüm don ibaret zanneylememeli! Valr olmamış olsalardı, feryat etmi - yecek, isayan eylemiyeceklerdi. Esir olmak için yaratılmı Balardı, esir olmuyacaklardı. İd- dia ve protestoları yanlış anla « şalmasın! Figanlarının hakikar tini idrak kabil olursa, erkekle- rin hâkimiyetini kabul ettiklemi sarahaten tebeyyün eyler! Ka - dınlar, fıtraten kavi yaratılaam erkeklerin cibadeti karşısında isyan ederler, Fakat, zayıf ol « makla beraber erkeğin zafiye- =M ©o kadar nefret eylerler (“Aşık kadınlar — esarettem memnun olurlar", Cinsi lâtif hâ- kim olmağa muktedir olduğu er- kekleri sevemez. Derhal ümirleri kesilen erkekleri tercih eder, ae- verler. Bütün arzuları böyle bir erkeğe nailiyettir. — Aksi halde ahü figan eylerler. Garatu, l dınlarda esareti, erkeklerde hâ- luınıy::n t:vlîd eder. Erirek &- mir ol için sever; kadın, & sir olmak için!..) Bilmem bu tahlili nasıl bukdu. muz?.. Yalnız ben, kendi hesahe- ma gu son cümleleri yazarkes için için gülüyor ve şöyle düşü- nüyordum: Bereket versin bu satırlamı yazmadan önce, otuz senc evvek Yazılmış bir kitaptan nakledece- Bimi kaydettinı. Yoksa, “galip— mağlüp”, ezir - hâkim” sadedim- de erkeklerle tamamcen yer de - giştirmiş — olan — “modern” ve “monden” kadınlarımızın “fe « veran” ından yakayı kurtarmakz çok gücç olur ve belki de böyle 'ateş” ve “barut” la oynadığım için “şahsi masuniyet” im b tehlikeye düserdi Fo ü Doğru değil mi rine olan tekaddüm ve tefeyvuk- Recai SANAY HALKEVLERİ DAVETLER Eminönü Halkevinden : Davet 1— Türkiye Sanat mektepleri| — TTürküyo Turing va otamdlili klübünden: Menafti umumiyeye — büdim turing ve otomoebil klübü senelik heyeti- nizamnamesinin — G ner maddesi mucibince nisanın M sına müsadif cumartesi günü öğleden sonra saat 3 buçukua Tepebaşında küin Halkevinde | | toplanacağından vasıfları mew kür meddede münderiç âzanıa teşrifleri saygı ile rica clunme Hat (1430) da temsil şubemin | (Himmetin oğlu) piyesini tem | sil' edecektir. Her üç toplantnın numaral yesini temsil edecektir. 4 — 23.3.1041 pazar günü sa-' | mi?, * Müharrir, kitabın bir yerinde aşkı derecelere ayıtırken, Stand- hal ile Emile Faguet'in yapmış oldukları aşk tasniflerini ele alı” yor: (Standhal, dört muhtelif aşk vavdir, diyor. “Amour passion; ihtiraskân”, “amour goüt “amıour physigue: —hava ve heves”, Emile Faguct de böyle: “Amour sexnel” aşkı cismani”, “ — aşkı mütec assion — aşkı ihtiraakâr”, “a- 72 kilada Şahin İzmit, Necmi İzmite 15 D, sayı hesabiyle, 79 2.30' da tuşla galip. 87 kilolarla ağır olmadığı için bun- galip sayıldılar. Aralarında hususi güreşler yapıldı. İzmit, Akyeşil, İdman — yur- dü ve avcılık klüpleri faaliyet - lerine gon vererek Gençlik klü- büne iltihak etmişler kiloda Enver İzmit, Hilmi Ka- 9 Baş döndürücü mütlüş, heyecanlı - gezBu a!;şam! E P E K ıSînemasın:iaq giriş kartlarını — evimiz - bire Bundan alınması rica olun muazzam sahnelerle herkesi alâka» dar eden meraklı mevzuu ile - HARİKULÂDE ATEŞ BU Fransızca sözlü - BİR FİLM LUTLARI Baş, rallerder EDVARD G. FIOE'—NSON vEçi RUTH HUSSEY Bu akşam SA H&Y smeması Sabırsızlıkla- beklenen müuliteşem süper film Rejisör KİNG VİDOR' 'un şaheseri ve SPENCER TRACY nin ROBET YOUNG ile binlerce figüranın iştirakile yarattığı Fevkalâde mizansenli büyük HNâveten: FOKS JURNAL T ADERERMERE Z deoğru macera filmini takdim ediyor son harp ve dünya haberleri zzT