SAA LAŞ İ PEPLEPERAN T; ae ı a “açık havada yaşamasıydı. Krisbuci yâni Nâh, bir Bütçü kızına &şık olmu: lonu kovalıyor. Kız ayık- İnrındaki zilleri şıkırdata şıkırdata kaçıyor. . Yuvarlak çenesi dört köşe Şölmuş dışarı fırlamış bir Tibetli- yin maakesi gibi, yuvarlak böy- nu dümdüz, dirsekler, dizler ve ayaklar hep üstüste — yığılmış birer garib zaviye! Belçika — içtimai hizmetler | mektebi müdürü madam Mulle| isminde bütün mânasiyle mübe- tek bir dostmm vardır. O bana Bombay'ın — içtimai — hizmetler Mmerkezine uğrayıp neşriyatla - rından mümune getirmemi rica etmişti. — Sabahleyin erkenden Bombay'ın — arka — sokaklarını | dolaşarak müceseseyi — ziyarete | gittim. Müdürü olan ihtiyar| “Hindu baştan başa müesseseyi gezdirdi, elinic'lerini, ders sa- donlarını, —atelyelerin — hepsini gösterdi. Ne yaptıklarını anla- itirken Londradaki ayni maksad üçin açılmaş olan Toynbee Hall'i | hatrladım. Amele ve arka sokak | sükkân bir şey öğrenmek, sıhhi jFardımı almak, hattâ vakit ge- çirmek için buraya geliyorlardı. Bu müessese Brahma - Samaj a Hindistanda yarattığı içti - mai yardım, içtimat — faliyetler safhasanın en faydalı bir eseri- 'dir. Her halde müessese nereyi hatırlatarsa hatrlatsın ithal e- “dilmiş bir mata değil, Hindista- nin ilhtiyacına göre yaratılmış Burada ilk hatıra gelen şey Bindsitanın ne kadar sür'atle bu sanayileşme ile beraber git- mesi lâzım gölen iş kanunlarının gecikmiş olmasıdır. Bu sanayi- lesmenin de en kötü tarafı yerli 'amelenin üeretlerinin karın bile 'doyuramıyacak kader az olma- sıdır. , İhtiyar Hindu bütün bunları ve daha bir çok başka fenalık- darı da anlattı, Belki kendisi iş- giler arasında yasadığı ve yalnız vonların çeküklerini bildiği için bana amelenim vaziyeti Hindis- tanda zürredan daha aşağı ve kötü olduğumu söyledi. En bü- Şük delili zürran hiç olmazsa Bir “Rey söylemedim. Fakat Luck- now'daki — zöylerin — sefaletini gördükten sonra Hindistanda o korkunç hayat seviyesine yakla- Jabilecek bir şey tasavvur et- mek mümkün değildi. “Köylü - gün hiç olmazsa tepesinde mai bir gök var.,, yahud “hiç olmaz- sa köylü şehirleri ifsad eden cüm- deleri bence şairane mübalâga- dardır. Bir def.. Hindistanda köylü Behirliden dahne açtır. Gandhism teşkilâtının girmediği yerlerde köylü sıhhi yordumdan da mah- Tumdur. Amele ücreti az da ol- 'Ba mutlak bir ekmek satın ala- ibiliyor, zürra yağmurun, kurak- lığın, faisrinin ve vergilerin bir zavallı kurtanıdır. Bundan basş- |ka da zürra ancak senede ay İsaat çalışr. Flindistanın köy “sanayii tamamen kalkmış olan ;»nrlaıb senenin uzun bir kas- ABONE BEDELİ Türkiye — Konebi BENELİK — 1400 Keş. 2700 Krg. SAYLIK — ZS0 » 1460 » O AYLIK — 400 »— 800 » TAYLIK — 180 » 200 » * Şubet 1641 CUMARTESİ 11 Müharrem 1360 26 İkincikânun 1356 * Gün 37 Ay 2 Yıl: 941 . Kasım 98 DİKKAT €Yeni Bababı a gönderilen yazılar ge evrak neşredilsin edilmesin ( “Olunmaz ve bunların kaybalmalı Şan dölüyi biç bir mesuliyet kabul “idilmez. - YAZAN « - HALİDE EDİB No. T! maumda işsizdir. Ve belki işin en müthiş tarafı budur. İster mil- yaner ister fakir bir köylü ol- sun, fazla boş zamanı olan adam kadar bedbaht Çünkü işsizlik kadar insanları bedbaht — yapmazsa hayvanlaştıran bir şey daha tasavvur etmek imkânı yoktur. sese buluyor. Bilhassa büyük şehir belediyeleri içtimal mesele | lerde resmi ve husust bir. çok yeni içtimaf muavenet - şekilleri | ortaya atmışlardır. Lucknow'da Vir ecnebi kadın bana “Hind köylüsü —Londra | arka sokak sükkânından —daha müreffehtir”, — demiştir. Bunü söylerken çay içen ve gato yi-| yen süslü kadın her halde ne söylediğini bümiyordu. Londra | arka sokaklarını da — Lucknow | köylerini de görmüş bir adam| bu iddiaya ne cevab verebilirdi. | Londra arka sokakları karanlık | tar, sefalet vardır, meskenler pek müreffeh değildir. -Fakat| her işsiz, “dole,, denilen muay- yen bir para alır. Yüni açlığa mahküm tek adam yoktur. Faz| la olarak ister Londranm olsun, ister başka büyük bir Garb şeh- | Tinin arka - sokağı sükânı ol- Sun, şehrin en çok yüzde onunu teşkil ederler, hatbuki Hindista- nin yüzde doksan dokuzu köy | nüfusudur. Yâni Hindistanın €n büyük bir kısmı bir arka s0- kaktır. .. Toplantılar ve konferanslar | geldi geçti. Son toplantı şehre- maneti binasının geniş damın - da oldu. Dört yüz kişi vardılar ve akşam yemeği veri- yorlardı. Bu kalabalık Hindis-| tanın bin bir caste'in evlâdıy- dı. Bu bir “İntereommunal,, yâ- ni cemaatler arası bir toplantı | yeri. Herkes Hinduların yeme- ğini yemeğe karar vermişti. He- Pimizin önündeki yemek kalın yeşil kadife gibi parlak yaprak- lar üstüme konulmuştu. Tepe - mizde yıldız - benekli süt maisi bir gök vandı. O kadar alçal- mışti ki elimizi uzatsak yıldız düşürebilecektik, Pakat göğün yakınlığı sedecekimaddi bir sey değildi, çünkü Hindistan gece- lerinde daima gök alçaktır. akşam göğün yakmlığını bağ- ka bir sebebden dolayı bu ka-| dar derin duyduk. Binlerce se- medir birbiriyle didişenler — bu | akşam bir atle evlâdı, bir topra- Zın çocukları olarak bir sofra- da yemek yiyorlardı. Bu akşam artık Hindistanın mozayik ha- linde görünen insan kalabalığı- | ni birdenbire bir millet halinde tasavvur edebiliyordunuz. İşte bunun için bahçenizden çiçek koparır gibi göğün yıldızlarını düşürmek kudretini duyuyordu- | nuz. Ve dört yüz kişi, Hindis- tanda bulunduğum bütün heye-| canlı kalabalığın en heyecanlısı oldu. Bir kadın nihayet bir ar-! monikte ande Matörram'ı çal- du, dört yüz kişi başları açık a- yakta bir ağızdan heraber söy- © gece Bombaydan ayrıldım Hindistandan bir çok şey öğ- rendiğimi vuzuhla hissettim. A- deta iptidai bir mektep mlcbe-* liğinden çıkmış olanların hi ni duydum. Hindistana gelir-| ken Gök kubbe altında çok pek| çok şey bildiğime kanidim. Çı- karken yalnız bir şeyler öğren- miş değil, biraz da öğrenmek kabiliyetim de genişlemiş gibi i- di. —SON— Sürek avında sekiz domuz vuruldu İzmit (Husui) — — Şehrimiz Ayvcılar kulübü, sürek avı tertip etmiş ve 8 domuz vuzmuştur. adam olamaz. | mutlak | Bul Seçim neticesinde reisliğe Ke- — <'q.w' G z:mxıu Ayakkabı satışları rli malların fiyatları yüksek görülüyor Fiyat mürakabe teşkilâtının yaptığı kontrollerde Sümerbank Yerlimalar pazarlarında - satı- lan ayakkabıların pahalı oldu- | Zu anlaşılmıştır. Bir çolöayak- | kabı. muhtekirleri — kendilerini müdafaa etmek istedikleri. za- man ilk olarak Yerlimallür Pa- zarında satılan Aayakktabı ve terlikleri misaf olarak göster- mekte ve kendi fiyatlarını bun- larla mukayese etmektedir. Bu itibarla alâkadarlar Sümer banktan bu ayakkabıların cins ve evsaf ve maliyetleriyle satış fiyatlarını gösterir bir rapor is- tiyecektir. Bu rapor mütalea & dildikten sonra fiyatlarda tenzi- lât imkânları araştırılacak ve Yerlimallar pazarlarının piyasa- da nâzım hir rol oynaması için fiyatların düşürülmesi hakkın- da İktısaad — Vekületi nezdinde teşebbüslerde — bulunulacaktır. Karabük'e vapur ta- miratı malzemesi | sipariş edilecek Vapurlarımızın inşaiye — ve tamiratı için üzumu olan bir kı- sım malzemenin dahilden temin | edilip edilemiyeceği hakkında | Karabükte tetkikler yapan Dev- | det Deniayolları umum müdürü | İbrahim Kemal Baybora, bu haf *uııçındeşenmiu dönecektir. Şehrimize gelen mafümata gö- Ömnm.m—mm anmaıpınıuülmııtkızrh-o(- | miştir. Bu malzemenin cins ve | mıktarı bir komisyon tarafın - dan teshit edilecektir. ——— Tiftik ve yapağı bir- iliği senelik toplantısı | Tiftik ve yapağı ibracat bir- | liği senelik umumi heyet toplan- | tası dün Ticaret Odası konfe- rans salonunda yapılmış ve iç- | timada birliler " umumt kiğiti | Salih Bankooğlu da hazır - bu- lunmuştur. İlk olarak senelik mesai ve | hesap raporları okunarak tasvip | edilmiş, müteakiben yeni idare 50Y | heyeti intihabatı yapılmıştır. | rim Attar, asil âzalıklara Kına- cı Bahri, Mehmed Ali Yasin, Beyker Lümited Şirketi, Nuri Kozikoğlu, —Mustafa Özkanlı, Serkis Tolokyan; yedek âzalıkla- r ra, M. Faik Üstar, Nafiz Öz alp, Hasan Erkan, Leno Taran- | to, Ohanes Ananyan, Orhan E- | min, Recep Maliki, mürakipliğe | de Zekâi Ülker intihap edilmiş- ı lerdir. | İngiltereden mani- | fatura gelecek İngiltereye sipariş edilen 500 bin İngiliz lirahk manifatura - dan bir kısmının yola çıkarıldı- ği hakkında şehrimizdeki alâka- | darlara malümat gelmiştir. Bu | mallar bir buçuk ay içinde şeh- | rimize gelerek derhal birinci el Yatkdiyle İpiyasaya Galüüiked | tir. Gelmekte olan manifaturalar içinde piyaslarımızın en ziyade muhtaç olduğu hasse, divitin, pijemalık, gömleklik ve saire bu- lunmaktadır. | —— Zincirleme ticaret almış yürümüş Marpuççularda — bulunan bazı hırdavatçılar ellerinde bulunan malların fiyatlarını yükseltmek için elden ele birbirine devrede- rek satmakta ve bu suretle zin- cirleme denilen bir usulle mal- | ların fiyatlarını arttırarak ihti- kâr yapmaktadırlar. Mürakabe komisyonu bu muhtekirlerden bazıları hakkında tahkikat aç- mış ve lüzumlu tedbirler almış - îE“Eî Fî"? Eî"—îâ YENI SABANH HK LKT UAĞA ETPSAT U Şehır ÖKDÜRE Eî!leai dünkü toplantısı isinin î | | Vilâyet masraf bütçesi hazırlandı | İstanbul Şehir Meelisi Vali ve Belediye Reisi Loktor Lâtfi Kırdarın riyaseti altında toplanarak ruznamede mevcud meseleleri tetkik etmiştir. Ruz- namedeki teklifler alâkah — en- ecümenlere havale — olunduktan sonra Taksimde yeni açılan bir sokağa Sarnıç sakağı ismi ve-| rilmesi hakkındaki mülkiye en- cümeni mazbatası kabul lun - muştur. Meclis salr günl topla-| nacaktır . SEMEREiseĞ Vilâyet masat biliç Meclhsin dünkü toplantısı es- nasında vilâyet masraf bütçe -| si de azalara brogür halinde teb liğ olunmuştur. Yeni masraf bütçesi esas itibarile ge Ekmeğe yapılacak zam Fiyat mürakabe komisyonu - nunun Un çuvallarına yaptığı 20 kuruşluk zamdan sonra - şehri: mizde ekmek fiyatlarının da bir| miktar yükseleceği tahmin o- lunmaktadır. Belediye İktısat müdürlüğü fiyat mürakabe komisyonundan un fiyatlarına yapılan zammı resmi surette tebellüğ - ettikten sonra ekmek fiyatlarına yapıla- cak zammı kararlaştıracaktır. Bu zammın ekmek başına 10 para olacağı tahmin - olunmak- tadır. Dünkü ihracat Dün mühtelif memleketlere 860 bin liralık ihracat muamele- si kaydedilmiştir. Bu ihracat meyanında İsveçe deri, İsviç - reye kumdarı, Mıisira — tütün, Rumanyaya, Yunanistana, Bul- garistaha balik satılmıştır. dün| vilâyet | | çen seneki bütçenin aynidir. —| Yalnız ahvali hazıra nazarı itibara alınarak mübayaa mad- deleri fiyatlarında vaki tereffü- lerin karşılanması için bazı fa- sıllara ilâveler yapılmıştır. Yeni vilâyet masarif bütçesi- nin muhtelif fasıllarına ayrılan tahsisat şunlardır. Vilâyet yollar ve köprüleri için 105330, maarif işleri için 2216.767, ziraat Vve veteriner işleri için 167.317, vilâyet sıh -| hat işleri için 140010 ve muhte- lif işler için 3489323 lira tahsi- sat ayrılmıştır. Diğer taraftan vilâyet adi masraf bütçesi ile beraber bir de fevkalâde masraf bütçesi ha zırlanmıştır. Bu bütçe ile inşa- larına başlanmış olan şose ik- mali inşaatı ve istimlâkleri için 268 bin, üç senelik yol progra manin tatbiki için 279 bin, be -| deni yol mükellefiyeti karşılığı olarak 10 bin, şehir ve köy okul| ları inşa ve istimlâk masarifati alarak 40 'bin lira ve hastaha- ne inşası için de 300 bin lira tahsisat ayrılmıştır. Kömür ihtikârı — | yapılıyormuş | Belediye İktısat Müdürlüğü- | ne ve vilâyete yapılan mütead-| dit müracaat ve şıkıyetlenicu bazı kömürcülerin kömlür fiyat-| larını tesbit olunan narhtan. daha fazlaya sattıkları anlağıl-| mıştır. | Belediye, ihtikâr yapan — kö-| mürcülerle şiddetle Mmücadele | edecek ve bir defaya mahsus ol-| mak üzere para cezası kesecek-| tir. Suçun ikinci tekrarında dük kârdarı muvakkaten kapatıla-| caklır. Dün sekizinci asliye ceza mahkemsinde — (dolandırıcılık ve hırsızlık) suçlarile muha - keme edilen Hayık ismindeki mevkufun aleyhinde - bir çok gahitler dinlendi. Her şahit din lendikçe Hayıkın yeni bir ma- rifeti, yeni bir el çabukluğu meydana çıkıyor ve dinleyiciler lı.ıymwn hayrete düşüyor- T n v Yüeel biz de şurada kısaca kaydedi- werelim de okuyuculara bir ib- ret olsun dedik. İşto şahitlerden biri şöyle diyordu: “Ben birkaç arkadaşla bir- likte berber Mehmet Cemilin dükkânlarında tıraş oluyordum. Hayık da orada idi. Biraz son- ra Cemille birlikte kahveye gitmek için dışarı çıktılar. A- radan çok geçmeden Hayık geldi: — Ustan paltosunu istiyor. Diye kalfadan Cemilin yeni yaptırttığı 45 liralık paltosunu aldı, gitti. Sonra Cemil geldi. Paltosu yoktu. Anladık ki © dolandırıcılık - etmiş. Paltoyu götürüp satmış. Diğer bir şahit de şöyle söy- lüyordu: — Ben — Faziletin evinde tamirat — yapıyordum. — Bir gece evin kurgun aksamı, su boruları çalınmış. Ertesi günü polisler Hayıkı getirdiler. — O- rada tahkikat yaptılar. Meğer karşunları çalan Hayıkmış!,, Fatih komiseri ile bir sivil memur ise yeni ve en entere- san vak'ayı anlattılar: — Bir gün Sofular caddesin- de Muharreme ait bir numara- h evin alt demir kapısı aralık bulunmuş. Evde oturan dök- tor Nuri ile refikası kabile İffet Erenköyünde bulunuyor- larmış. Bunun meselede bir hirsizlik olduğunu hisset - tik. Gidip demir kapıyı İttik. tır, Her dinlenen şahit ayrı bir ma- rifetini ve cür'etini anlatıyordu | Hemen oraya bir sürü kıymet- li halı yığılmıştı. — Tam bir || hazırlık yapıldığı -görülüyor- du. Bu sırada haber verildiği || için Erenköyünden evin hanı- mı da geldi. Hep birlikte yu- karaya çıktık. Odanın ortasındal açık bir gramafon duruyordu. Yanında bir de boş tabanca kılıfı vardı. Gardrop ve san - diklar alan talan olmuştu. Evin bayanı her tarafa bak- ti ve sonra: | — Tabancadan başka eksik | birşey yok! Gidelim. O da İ| zahmete değmez dedi. Hep bir- || likte çıktık Fakat aradan bir kaç gün ) geçince oğulları Ahmed geldi: — O gün farkına varılma - raış. Evdeki gümüş tatlı ta - kımları ile gümüş sofra takım ları kâmilen çalmmış. Halılar- dan bile noksan olanlar var Diye bir ihbarda bulundu. Bu sırada biz de Fatihdeki Çi- nilihamam — sahibine — gümüş || takımların satılmakta olduğu- nu haber alarak el koyduk ve fi bu satışı yapanın Hayık oldu - ğu meydana çıktı. Onu yakala- dık, 2 inci şubede srguya çekil di. Her şeyi olduğu gibi anlat- Miş ve evede nasil girdiğini || yollı yolunca göstermiş. Zaptı İ| biz de gördük ve bu suretle İ| meseleye âgâh olduk.., | Mahkeme riyascti ilk şeha- detlere ved ve inkâr cevabı veren Hayıka yine ne diyece- ğini sordu. Bu sefer o sadece — Bir diyeceğim yoktur. Dedi ve gülüşüldü. Sonra “Mehmet Çilek,, adında bir şahit arandı gelmediği söyle - nince reis tatlı ve ince bir ki- naye ile — Tabii dedi. Mevsimi de- Bil ki bulunsun. | Ve sonra gelmiyen şahitle- rin celbi için muhakemenin başka bir güne kalmasına ka rar verildi. | maktadır. HALKEVLERİ | gençliğe | martesi akşamı YAMAN BİR HIRSIZ! — | bilir. | ya, Macaristan KERa > l ni İ $ Depo buhranı başladı İhracat mallarının bir çoğu sevk edilemiyor Son günlerde İstanbulda ye- ga bâr depo buhranı baş gös- termiştir. Bunun sebebi de Tu- 'nanın donması ve son feyezanlar dolayısiyle — Balkanlarda bazı hatların bozularak ticari mümna-| kalâtın aksamasıdır. İhraç ed- lecek mallar gönderilemeyince mütemadiyen şehrimizde birik- miş ve büitün depolar dolmuştur. Diğer taraftan Rumanyadan a- | lınan haberlere göre Tunanın münakalâta açılabilmesi için buz | ların kırılmasına gayret edil - mekte ve ameliyede tayyare| bombalarından istifade edilmek tedir. | Tuna da nakliyat imkân da- hiline girerse ihracat ve ithalât | piyaslarımızda geniş bir — faali- yet başlıyacaktır. Çünkü —Tuna — havzasında memleketimize gelmek üzere 4 milyon liralık mal beklemek - tedir. Ayni mıktarda ihracata müheyya mal da depolarda dur- Tems | hremini Halkevinden: | 21941 cumartesi günü ak-| şamı saat 21 de Evimizde genç edip ve muharrir Cemalettin Server tarafından (Ali Şirnevdi ve hayatı) mevzulu bir. konfe- rans - verilecektir. Konferansı müwıkip temsil kolu tarafın- dan bir piyes temsil edilecektir. Konterans Bişli Halkevinden: Bu akşam saat 21 de Şişli| Halkevinde doktor İbrahim Za- ti Öget târafindan (Alkolizm ve uyuşturucu gehirler) hakında bitaben 8 şubat — cu- bir konferans verilecek, arkasından bir piyes temsil edilecektir. Herkes gele- bulunabilecek mi İstanbul Tramvay idaresine Bandaj verilecek bandajlar için Ruman ve —Amerikan | firmaları tarafından yapılan lâkW | diflerin tetkik olunduğunu yaz- mıştık. Bu taleplerin şartna- meleri görülmüş ve en muvafık | talebin Amerikan firmaları ta-| rafından yapıldığı görülmüş-| tür. Bu firmalarla müzakerelere | devam olunacaktır. İdare ayni| zamanda Rumen ve Macar fir- malarile temaslarını idame ede- | cektir. Bit Trabya Yolğulkn Koruma Yurdunun verimli çalışmaları Bundan beş sene evvel birçok | llere maruz kalarak ıu—ı | lan qnııv(—*r Yoksulları horumı yurdunun Tarabya şubesi bu-| gün hiç bir teşekküle mazhar | olmayan bir faaliyet arzetmek- tedir. Kurulduğu günden beri bir çok hayırlı işler başaran bu yurt bugün faaliyetini daha zi- yade genişletmiş . bulunmakta- dir. | Yurt gelirinin bir kısmını köye yazlık gelen bir kaç hayır | sever vatandaştan ve bir kısmı-| ni da hayır sever - azalarından temin etmektedir. Yurt kurul- duğundan beri Türk ve Rum, mektebinde okuyan - talebeler - den muhtaç olanlarına her yıl elbise ve ayakkabı vermektedir Bundan başka köydeki yoksul kimselere de her yıl ekmek, kö-| mür, ilâç ve doktor temin edi!-| mektedir. | Bu yaz Tarabya ve Kireçbur- 15 fakir çocuğa | ünü — tertip edil- miş ve ayni zamanda köylüye şen ve müstesna bir gece ge çirilmişti Hali hazırda yurt faaliyetini daha ziyade genişletmiş bulun-! maktadır. Yoksul halkın âcil ih| tiyaçları temin edildikten başka| Kaşıf ve ıhlıralaı Kömür n Embryonik kömürü hâsıl eden iğrilti otunun büyümesi devri 6,000,000 sene kadar sürmüş ve bu devir takriben — 20,000,000 sene evvel kapanmıştı. —Arzım Yaşı 4,800,000,000 isge üzerindel ki bütün kömür yaşının sekil yüzde birinde teşekkül etmiş de mektir. Bu halde bugünkü meW deniyetin esasını teşkil eden köl mür bundan 20,000,000 sene kar dar evvel arz - lâboratuvarında iklim ve biyolojik tahavvüllerik hazırlanmış demektir. Bugün yes yüzünde su buharı hâsıl etmeli için her sene 650,000,000 — tom kadar kömür sarfedilmektedir Esas malzame kısa süren bir je olojik devirde güneş ziyası ah tında sentetize edilmiş nebatlar dan ibaret olup bugün ayni m meliyenin hemen vukuuna, yai ni tükenen kömürün yerine kö mür ikamesine imkân yoktur, Kömünde güneş enerjisi iddihat edilmiştir. İlim bir gün güneş enerjisinden doğrudan doğruya istifade yolunu bulmazaa kömür tükenince vay halimize. Belki nebat âlimleri tropik mıntakaı larda sür'atle yetişen nebatları yetiştirecekler ve bunları husur si bakterilerle tahamımür ettir verek alkol istihsal edecekler, O zaman Amazon, Malay ve Orta Afrika ilmin en mühim tat bik sahaları olacaktır. Gerçi bugün nebati maddeyi taham- mür ettirmekle büyük mikyasta alkol istihsal edilebiliyorsa da maliyet fiyatı petrolünkinin en aşağı üç mislini buluyor. Su ga« zinden sentez yoliyle alkol is. tihsali mümkün ve hattâ orta mikyasta istihsal ediliyorsa da yine fiyat petrolle rekabet ede miyecek derecde yüksektir. tihsal usulleri daha ıslah edilit de bu enerji menbaları meselesi halledilirse cemiyet işleri dahş kolay ve salim bir istikamet & lacaktır. Adi kömürlerde karbon, hi rojen, oksijen, azot, kükürt we kül miktarlarını cetvel halinde verelim, Linyitte bu miktarlar yüzdi 65, 5, 20, 1, 0, © bitümlü kö mürde 80, 5, 6, 1, 1,1 we antra sitte ise 92, 2, 2, 0.ö, 05, 3 ka dardır. Kömürlerin bazı hassaların yarına bırakıyoruz. İdarei iye rel kor general Ali Rıza Artun- kalın tetkikleri İdarei Örfiye Reisi General Ali Rıza Rrtunkal pazartesi gü- nü öğleden sonra Türkiye Hay- vanları Koruma Cemiyetinin merkezini ziyaret etmiştir. Ku- mandan cemiyetin faaliyeti ve gayeleri hakkında reis vekili ve fahri kâtip izahat vermişler- dir. Kumandan bilâhare hay « vanlara mahsus olan hastahane yi gezmiş ve takip edilen usul - leri tetkik etmiştir. Zeahitai belediya talimatnamesi Şimdiye kadar mühim bit kısmı şehir meclisi - tarafındar kabul edilen yeni zabitai | diye talimatnamesinin son hü kümleri de muhtelit encümer tarafından hazırlanmıştır Bunlar yakında şehir mecli: sine sevkolunacaktır. Haber al- dığımıza göre melis bu devre içtimalarında zabıtai —belediye talimatnamesini tamamlı; tır. haftada 3 günde sıcak verilmektedir. Bu hayırlı yurdun faaliyotine devamı için yardmlarını esir. gemiyen hayır yurttaşlı ra teşekkürler eder, idare h ti azalarına da çalıştıkları © yırlı yolda daha fazla muva*f kiyetler dileriz. yemel