25 İkincikânun 1041 italya niçin W YENİ SABAH K URAAK AT SON HAIERLER harb ediyor? — (Başmakaleden devam) | rck kendisine şahsi bir şan ve| şeref aramıştır. l Faşist kongresinin kararları- na gelince, harbin sebebi bunlar | olmamakla berabei milletini ve dünya efkârı umu- miyesini bu gayelerin ne derece- ye kadar tatmin edebileceğini | biraz düşünelim. Akdenizde serbest bir mahrece sahib olmanın ve Akdenize iste- diği gibi girip çıkmanın mânası | nedir? İtalya Cebelüttarıkta ve| Süveyşte İngilterenin yerini mi almak istiyor? Cebelüttarıktan İngiltere çıkar da İspanya yer-| leşirse İtalya kendisini serbest mi addedecektir? İngiltere Mı- sırdan bütün kuvvetlerini çe- kerse, Süveyş kanalı üzerinde | Mısır hükümetinin tam ve mut-| lak hâkimiyeti İtalyanları tat-| min edecek midir? Makul ve| normal bir dimağ bu suallere e- | vet cevabını veremez. Bugün Süveyş ve Cebelüttarıkta — İn- gilterenin mevcudiyeti İtalya -| ya muzir ise yarın başka de! letlerin İngilterenin yerini tut-| maları vaziyette hakiki bir de-| ğişiklik tevlid etmez. Oraları an- | cak İtalyanın hâkimiyeti altına | girerse İtalya memnun olabilir. İtalya Cebelüttarık ve Süveyşi bilfiil işgali altına almadan ken- | disini tatmin ve memnun ede- | bilecek bir hal çaresi gösteri - yör mu? | Böyle bir İtalyan projesin-| den Yünyanın haberi yoktur. | O halde İtalya ne istiyor? İn- gilizler gitsin, yerlerine ben ge- leyim! Bu maksadla harb ilân | etmeyi İtalyada bile ancak bir takım maceraperestler ve yarı çılgınlar göze alabilirler. — İtal- yan milletinin ekseriyeti böy- le haksız taarruzlara ve ham hayallere taraftar olamaz. İkinci madde pek ziyade dik- kate şayandır. Bunda - faşizm kendisini İtalyan milleti nazarın- da temizlemek istiyor - ve bize| İtalyan milletinin fasizm mace- rasına taraftar olmadığını ta- mamiyle anlatıyor. Faşist şefleri şübhesiz ki İ- talyan milleti tarafından mace-| raperestlikle i-| itham edildikleri- ni biliyorlar; Roma imparator-| luğu, Akdeniz hâkimiyeti dava- larının - İtalyan efkârı umumi- yesince takbih edildiğini ve bu| uğunda İtalyan vatanının tehli- | ye atılmasından dolayı hükü: metin muaheze — olunduğunu | hissediyorlar. Onun için, evvel- 'de mevcud İtalyan idealleri- | ni takibden baska bir şey yap- mamiş olduklarını temin etmek mecburiyetinde kalıyorlar. Mem- | lekete yeni bir hayat, yeni bir re jim getirmek iddiasında bulu- nan faşizmin kendisini müda faa için yıktığı eski rejimin işi takibden başka bir şey yap- anı itiraf ve kabul edecek kadar küçülmesi başka türlü izah kabul etmez. Fakat faşizm aha çok küçülecektir. Yalnız, bütün kırılıp dökülen şeylerin bedelini zavallı İtalyan nilleti ödeyecektir Hüseyin Cahid YALÇIN Şimdilik bu kadar | Bospodine açık mektub (Baş tarafı 3 üncü sayfada) | rib edilecektir. İngiliz zaferi hakkuk ettiği takdirde ise Hitl. rin $ izlerini hatırından cı- karm ç Bu harbin neticesi, iki mil letten birinin istikbalini en az bin sene içir edecektr. ana garstanın ta- rihden en az on asır ve belki de ebediyen silinmesidir Biz senin böyle hir âkıbete erneyiz. Rahat rahat Balkanlarda yine tatlı tatlı h ostça yürekten temenni ed. Hoşca kal Gospodi MURAD SERTOĞLU ymsuluk yap- Taksim kışlası yıkılıyor Takgim — kışlasının Taksim Meydanı cihetindeki kule yı- kılarak buranın tanzim olunma-| Bi kararlaştırılmıştır. Yıkılma isi yakında ihale olunacaki ingilizler Bingazi - önlerinde | (Baş tarafı 1 inci sayfada) kuvvetlerine zayiat verdirilmiş- | tir. | Kenyada büyük bir sahada, | hududa kadar ve hududun öte- sinde şiddetli devriye hareket-| leri olmuştur. Pekaz. düşmana tesadüf edilmiştir. Hindistanda üsera kampları Yeni Delhi, 24 (a.a.) — Hin-| distanda 34.000 İtalyan harb esirinin kabulü için icabeden tedbirlerin alınmış olduğu bildi-| rilmektedir. Amerikadaki kanaat Nevyork, 24 (a.a.) — “Nev-| york Sun,, gazetesi, Trablus har- kında diyor ki Öyle gözüküyor ki, Nil mıı,, su mareşal Graziani ordusunu bütün şimali Afrikadan çıkarıp atacaktır. Avusturalyalılara di- ğer İngiliz kuvvetleri ve hür Fransız kıtaları da yardım et- miştir. Fakat başlıca vazife Avust| ralyalılara verilmiştir ve Tob -| ruku düşürmüş olmak şerefi onlara aiddir. Bir İtalyan nakliye gemisi batırıldı Lonâra, 24 (aa) — u--ı-*Rumanya sükünete | lık dairesinin tebliği: Akdenizde deniz altılarımız, İ- talyanın Afrikadaki ordusu ile deniz münakalesini kesmek va- zifelerini muvaffakıyetle ifada devam etmektedir. Akdeniz başkumandanı, Part | hiam denizaltısının - İtalyanın | Cenubunda ceman 7000 tonilâ- toluk ağır suretle yüklü bir İ-! | talyan iaşe gemisini batırdığını | bildirmektedir. | İngiliz kuvvetleri Eritre ve W Habeşistana girdiler Kahire, 4 — (aa) — Eritre| İdağlarında ve Habeşistanın - va-; |(tanperver Goccam eyaletindeki | tepelerde davulları,, her gece; İngilizerin x— “yerli muhariblerin Eritrede süratli ilerledikleri ha- berini yaymaktadır. Davullar İtalyanların sür'atle ricatini ve Eru ile Aikotanın birbiri ardın- ca çabucak düşmüş — olduğunu | bildirmektedir. Bu akşam Kahirede öğrenil diğine göre, Reru ve Aikota, İ- talyanların iştihasız yaptıkları bazı mukavemet - teşebbüslerin-| den sonra İngiliz kuvvetleri ta- rafından zaptedilmiş ve bir mık- tar İtalyan esir alınmıştır. Kahirede bildirildiğine göre, Habeş vatanperverleri, İngiliz ileri hareketiyle büyük cesaret almaktadırlar. Kahireye Kenyadan gelen son , İngiliz kuvvetlerinin hududunu Rodolf gölü mıntakasında da bir çok nokta- lardan geçmiş olduklarını bildir- mektedir. İtalyanların itirafları İtalyada bir mahal, 24 (a. a.) — İtalyan orduları umumi karargâhının 231 numaralı teb- liği Yunan cephesinde keşif kolla-| rı harekâtı esnasında bir miktar ilâh alınmış- tir. Tayyarı iz küçük çapta bombalarla düşman kıtalarını bombardıman etmislerdir Bingazide tayyarelerimiz düş manın makineli vesaitini ufak çapta bombalarla bombardıman ve kesif bir mitralyöz a teşi altına almıştır. Düşman hava kuvvetleri Der- neyi bombardıman etmişlerdir. Tobruk müstahkem mevkiinin garb mıntakasında mülrezeleri- miz dün bütün gün an muk lane bir. aveme ermişlerdir arki kada Sudan cephe- sinde ve Somalide Kenya cephe- sinde cüzütamla ızla düşma- nın makincli kuv arasın- da muharebeler cereyan etmek. tedir Eğe mıntakâsında 2: on. kânun gecesi düşman tayyarele- ri bar mahalelin üzerinden uça-| rak birkaç infilâklı bomba at -| mışlardır. Bir ev hafifçe hasara | uğramıştır. İnsanca zayiat ol- mamıştır, | biri bildiriyor: Yeni Yunan | zaferleri — (Baş tarafı 1 incide) İşte şimdi de İtalya avucunu açmış müttefikinden sadaka is- | tiyor. İtalyanın adı artık İtal - ya değildir. Onun adı Mihver olmuştur. Artık kendisinden bahsetmez olmuştur. Artık büyük — sözle- re elveda. O büyük meydanlar- daki nutuklara, balkonlardan yapılan o parlak hitabelere hep elveda.. “Biz İtalyanlar,, sözü| yerine“aman yardım,,sözü kaim | oldu. Fakat ne yardımı? Asker mi? İtalyanın sekiz milyon —as- | keri vardır. Gemi mi? İcabından fazla gemiye maliktir? Kâfi de- rece de tayyarem yok derse İ- talya yalan söylemiş olur. Her halde İtalya, yardım ola- rak kendisinde olmıyan — cesa reti müttefikinden istiyor. Bu istediği yardımın Akde- nizdeki vaziyetini düzeltip dü-| zeltmeyeceğini bilmiyoruz. Fa- kat zaman geçmeden hâdiseye | bir tarih koyup tesbit etmiş ol- mak için şunu kaydedelim ki, | bugünden itibaren İtalya -Al- manyadan yardım istiyor. İtal- ya kat'i ve mutlak olarak mağ- lâb olmuştur. kavuşuyor (Baş tarafı 1 incide) Macaristanla telefon muhare- besi, bu sabahdan beri yeniden | tesis edilmiştir. Antonesco - vaziyete hâkim Bükreş, 24 (a.a.) — General Antonesko, hakiki lejyoner teğ- kilâtının bundan böyle Ruman- | yada kendi şahsi idaresi altında teessüs edeceğini bildirmiştir. Horia Sima azledildi Bükreş, 24 (a.a.) — Havas: B. Horia, lejyoned. teşkilâtı. şefliği vazifesinden azledilmiş- | tir. Lejyoner hareketi sefliğini bizzat general Antonesko deruh- de eylemiştir. Alman haya kuvvetleri Malta üssündeki hedeflere yeniden ta- arruz etmişlerdir. Hartum, 24 (a.a.) — Reuter ajansının Habeş - Südan hu- dudunda bulunan hususi muha- İmparator Haile Selâsiyenin 15 kânunusanide Habeşistana geçtiğini şimdi ifşa edebiliriz, İmparator Hartumda bir İ.n-i giliz bombardıman tayyaresine | binmiş ve avcı tayyarelerinin refakatiyle Habeş - Sudan hu- dudunda dinamitler atılmak su- retiyle ve kazmalarla çalılık b erazide hazırlanan bir tayyare | meydanına inmiştir. | İmparator * burada iki oğluş | | | | velihadi ve Harrar dükü ile Su- dandaki İngiliz kuvvetleri ku- mandanının bir mümessili tara- fından karşılanmıştır. 'Yuda Arslanı,, tayyareden inerken uzun boylu, başı sarıklı Sudan müdafaa ordusuna men- sub bir kıta tarafından selâm - lanmıştır. | İmparator — hududu - otomo-| bille geçmiştir. İngiliz subay - larının kumandı Habeş. sında — bulunan kuvvel yol, boyunca dizil, bulunuyorlardı kurmuş bir - derenin yatağına 'atle inen imparator burada hib tarafından takdi$ e ikten sonra hazırlanan di- kendi Habeş bayra- ği iştir. Bu merasim es- nasında borular - çalınmış, erler selâm durmuştur. Bu vakurane ve sade mer mden sonra im- parator Habeşistan — dahiline doğru seyahatine devam etmiş- tir Japon harb masrafları Tokio, 24 (a.a.) — Japon hi in parlâmentoya f n keri bir bütçe tevdi et met, iki ay, şubat n bir milyâr yen tah-| mektedir | leri için dört mi ya milyon fevkalâde aske tahsisat kabul etmişt na dev- re Çin | def teşkil edileceğinden tehlike- Nazarı dikkate (Baş tarafı 1 İnclde) rihleri arasında tayyare tehlike- sine karşı İstanbulda pasif ko - runma denemeleri yapılacaktır. Bu denemelerde nasıl hareket edileceğini bildiriyoruz. Aşa; daki hususlara riayet etmiyen- ler cezaya çarpılacaklardır. Halkın riayete mecbur olduğu hareket tarzı | 1 — Alârm, yani tayyare hü-| cumunun başlangıcı canavar dü- düklerile haber verilecektir. “Canavar düdükleri kuvvetle- nip azalan seslerle üç dakika de- vam eder.., 2 — Alârm işareti olan cana- var düdükleri işitilir işitilmez| halk, telâşa kapılmadan hemen | evlerine girmek üzere hareket| edecektir. | Alârm başladığı zaman evle- rinden uzak bulunanlar, en ya- kın umumi korunma - yerlerine gireceklerdi. Alârm düdükleri çalındıktan sonra halkın tayyareleri görmek | merakile pencerelerden sarkma- sı veya korunma yerlerinden çık ması makineli tüfek ateşine he- lidir. Bilhassa buna çok dikkat edilmesi lâzımdır. Motörlü ve motörsüz nakil vası- talarının hareket tarzı 3 — Arabalar, otomobiller| bilcümle motörlü Vve motörsüz| nakil vasıtaları alârm işaretin-| den tayyareler şehrin üzerine ge linceye kadar geçecek müddet zarfında şehirden mümkün ol - duğu kadar uzaklaşmağa çalı - şırlar. Bu mümkün olmadığı takdir- de, yani alârm verildiği zaman nakil vasıtaları şehirden uzakla- şacak vaziyette bulunmıyorlar- sa, yol ağızlarını kapatmamak ve yangın musluklarının üstün- de durmamak şartile münasib bir yerde durup halkı boşaltır- lar. Arabaların hayvanları çözü- lür. Hayvanlar bir ağaca veya arabaya sıkıca bağlanıp torba- ları başlarına takılır. Böyle dur- muş nakil vasıtalarından çıkan halk en yakın umumi veya hu-| susi korunma yerlerine veyahud siperlere girer —e a— 4 — Tramvaylar da alârmla beraber halkı boşaltır ve müna- sib bir yerde dururlar. Vapurların hareket tarzı 5 — Alârm duyulduğu vakit vapurlar iskelede ise halk o is- keleye boşaltılır. Yolda ise halk en yakın iskeleye uğrayarak boşaltır. Trenlerin hareket tarzı 6 — Alârm verildiği vakit trenler, istasyonlarda veya gar- | | | | larda ise, yolcular hemen tren- den inerler, istasyonun korun - ma yerine veya civardaki u- mumi korunma yerlerine girer- ler. Alârm verildiği zaman istas- yonlarda fakat harekete hazır| bulunan trenler - olursa ve yol açıksa bu gibi trenler, yolları-| na devam edeceklerdir. Işıklarm söndürülmesi ve maskelenmesi — tarzı | 7 — Deneme yapıldığı günün akşamı ve gecesi resmi ve hu- susi binalarla evler ve bilâmum mağazalar, dükkânlar ve müles- seseler ışıklarını Maskelemek mecburiyetindedirler. | Işık maskelenmesi geçenki tec| rübelerdeki dairesinde yapılacaktı Vitrin, cephe tenviratı ve di- ğer görünür bir halde açıktaki ampullerin yakılması veya am- püller üzerine mavi, kırmızı, ye- şil kâğıdlar koyarak isık sızma- sına sebeb olacak şekilde hare- ket etmek Genç Fransız Ressamlarının Resim sergisi “Muasır genç Fransız ressam ları,, nn eserlerinden müte: kil resim sergisi b da İstiklâl caddesinde hanında hazırlanan husüsi - bir payyonda açılmıştır Sergide teşhir olunan eserler Fransa mütareke yapmadan € Parisden Sofyaya getirilmiş 'e orada 6 ldık tehrimize g Sergide ge n 50 ka y A tirilmi: tir atör — re teşhir ün » bu esnada mızın zi ar eseri dar açık halkm ve san yare arzolunacaktır buradan Budape itürülerek orada da t nacaktır. Şili sefaret kâtibinin esrarlı kayboluşu (Baş tarafı 1 inclde) Ayaspaşada bir lüks apartıma- nn ikinc? katında işgal etmek- te bulunduğu daireden çıkmış, ve bir daha sefarete dönmediği gibi nerede bulunduğunu da ne sefire, ne de herhangi bir dostu- na bildirmemiştir. Yani, cebhe- den bakılınca sağ tarafında Al- man sefareti ve sol tarafında Polonya konsolosluğu — bulunan Şili sefaretine aid daireden çık-| tıktan sonra B. Mikicinski ka- yıblara karışmıştır. Reddedilen bir ziyafet Müsteşarın sefaret — binasın- da: &n son görüldüğü gece, Şili sefiri S. E. Hektor Luka, bazı mühim davetlileri için ve bu meyanda sabık Rumanya kralı Karolun sarayında mühim bir vazife görmüş olan bir zat için debdebeli bir ziyafet ter- tib etmiş bulunuyordu. — Orta elçi, kendisine hususi bir dikkat göstermekte — olduğu, yani e- hemmiyet verdiği müsteşarına da bu ziyafette bulunmasını söy lemişti. Fakat Bay Mikicineki Parko- telde mühim bir randevusu ol- duğundan ve oraya gitmeden Polonya konsolosunu da ziyare- te mecbur bulunduğundan bah- sederek mazur görülmesini ri- Ca etmiş ve tam saat dokuzda Bay Hektor Lukaya veda ede- rek sokağa çıkıyor. Sefirin müracaatı Ertesi sabah saat on buçuk- ta İstanbul! valisi Doktor Lütfi Kırdarın odasındaki telefon ça- liyor. Vali ile konuşmak istiyen bizzat Şili sefiridir. ve sefir, Müsteşarının sefarete gelmek- te gecikmiş olmasını neya haml- edeceğini bilemediğini, çok mun- tazam bir memur olan müsteşa- rın gelmemesinden sübhelendi- | ğini, kendisinin zabıta —marife- | tiyle aranmasını — rica ettiğini söylüyor. Bittabi mesele der- hal polise intikal ediyor. Zabıta işe el koyduktan bir çeyrek sa-| at sonra müsteşarın hususi a- | rabasını Taksimde bir gazino önünde boş olarak buluyor. Müsteşar nasıl bir adamdır? Şili sefaretinin bu mühim me- muru Şilili değildir. O güzel bir Çarlık subayı ile evlenmiş olan zengin bir Amerikalı kadının | eski Rusyada doğurduğu - bir | çocuktur ki tahsilini Çarlık Harb Akademiyasında gördük- Sarışın bir kadın var mı? ten sonra hassa ordusunda al-| baylığa kadar yükselmiş ve| 1917 ihtilâlini müteakib — Çar| taraftarlarından olup da sağ| kalabilmiş olanlar gibi memle -| ketinden kaçıp Lehistana iltica etmiştir. Burada, bir müddet | sonra Mikiçinskiyi Peru hü- kümetinin Varşova baş konso- losu olarak görüyoruz. Ne yap- mış, yapmış, bir çaresini bulmuş ve bu Amerika hükümetinin hiz- metine girebilmiştir. : Mikiçinski'nin - babası erken ölmüştür. Zengin ve genç bir| dul olduğu için annesi ikinci de- | fa evlenmek fırsatını bulmuş ve Amerikalı Mister Lewton ile hayatını - birleştirmiştir. — Her halde bu zengin — çiftin Şimali| ve | Amerikadaki teşebbüsleri neti-| cesinde olacaktır ki az — sonra| sabık albayı Varş Leh -| Amerika Ticaret Odası reisi o-| lara Bu vaziyet iki yıl & dar devam ediyor, O Kiçinski Peru hükümeti k da görüyoruz. | eline ka-| tinden çekilip Şili hükümeti hiz- metine geçiyor ve kendisi baş kâtip olarak tayin edildiği İs- tanbul sefaretinde sür yük selip müsteş; ol riyor. Bu sırada Lehistân parçala-| Rut n şehirle rleri — ile niyor. ve Leh muha doluyor Şili hükümeti; kendi müracaatı üzerini anbuldaki —müste rına Bükreştede vazile ve- riyor ve Mikiçinski haftada bir Bükreşe gidip meğe — bağlı: yor Ru | yor. Hektor Luka'nın beyanatına gö- re Mikiçinski'nin bu seyahatle rine — Rumanyâlı rapıhacirlere yardım etmek gayesi hâkim ol- makta imiş. Annesinin zengin- liğinden ve sefaretten aldığı bol maaştan maada İsviçre ve İn- giltere bankalarında da — bir hayli mühim bir şahsi servete sahib olan bu zat muhacirlere hem para veriyormuş, hem de onlara pasaport temin etmek gi- bi kolaylıklar gösteriyormuş, Husust hayatı Müsteşarın hususi hayatı ted- kik edilince şu neticelere ulaşıl- mıştır: 1 — Müşarünileyh pek hovar- dadırlar. Kadınlara karşı me- yilleri pek fazladır. Hemen her akşam barlarda, eğlence yer- lerinde- dolaşmaktadır. 2 — Müşarünileyh — kumara pek meraklıdırlar. Bakarada 500 liraya banko demekten çe- kinmemektedirler. — Müşarünileyh hemen her gece cok geç saatlere kadar ö- tede beride dolaşmaktan zevk almaktadırlar. Bu vaziyete göre, tabiatiyle tahkikatı şu iki sual üzerinden yürütmek lâzım geliyor: 1 — Acaba Mikiçinski bu çok faal siyasi hayatı yüzünden mi bir macera geçirmiştir? 2 — Acaba müsteşar pek aşı- rı derecede gi lü olan hu- susi hayatı yüzünden mi bir tecavüze uğramıştır. Park otelindeki davetli kim ? Yapılan tahkikat neticesinde Müsteşarın sefir tarafından ye- meğe alıkonulmak istendiği ge- ce Parkotelinde randevu - ver- diğini söylediği zatın bir Fran- sız olduğu ve hür Fransanın şe- fi general de Gaulle'ün İstan- buldaki eski mümessili — bulun- duğu anlaşılmıştır. Yapılan tedkikat müsteşarın | sarışın bir kadınla çok ,hususi ve devamlı temasları olduğuna dair yapılan iddiaları da henüz tevsik etmiş değlidir. Otomabilde bir şey bulundu mu? Zabıta, bir heyet marifeti ile müsteşarın — hususi otomobilini tedkik ettirmişse de arabada bu hâdisenin sırrını çözebilecek hiç bir şey bulunamamıştır. * Kaybolan şahsın diplomatik hüviyetinden çok, maceralarla | dolu olan Şahsi hayatı dikkati calib olduğu cihetle kafalarda bir çok ihtimallerin istifhamı be lirmektedir. Bu adam ne olmuş- tur? Kaçmış midir? - Kaldırıl- mış midir? Ölmüş müdür? Öl- dürülmüş müdür? | Zabıtamızın bu hâdiseyi cok| kısa bir zamanda aydınlataca -| ğını muhakkak addederiz. Halifax Amerikada te bulunduğu ilk defa olarak bu suretle resmen bildirilmiş olu-| yor. Bu-gemi ayni sınıfa men-| Sub, dünyanın en büyük, en kuv vetli silâhlarile mücehhez ve en iyi himaye edilmiş beş zırhlısın- dan biridir Bayfa : HARB VAZİYETİ Tobrukta harbla- rin tahlili (Baş tarafı 1 inci sayfada) müddet içinde — kavranma- sı, hayretlere ve takdirlere şa yandır: Yurd Müdafaası içir yetişitrme fikri daha baba oca Binda, hattâ ana kucağında, baş lar ve muhitte tenemmüv eder b) Kaleler, yoran ve yıpratar manzümelerdir. Libyarın her üç müstahkem mevkii etrafında ve derinliklerinde cereyan edeu muharebeler, o bilinen kaideleri alt üst edebilecek bir mahiyet arzediyorlar. Bir kere daha inan mak lâzım geliyor: Ne silâh, na çelik tesisler ve sayı üstünlüğü mukavemet ruhunu besliyemez; zaferde en mühim âmil, yüksek Mmaneviyatır. €) Hele bir kale musaraaların da hücum eden taraf, büyük za- yiatı, malzeme ve mühimmat sarfiyatını göze almak mecburi- yetindedir. Libya kalelerinde bu düşüncenin de yeri yoktur. Bu- 'nun sebebini, ateş tefevvukunda aramak icab ediyor. Fransız generali Her: “Silâhın zafı, ma- neviyatı üzerinde elemli tesir- ler bırakır. O sebeble, her ufak teşebbüste ateş desteğine da- yanmalıdır,, demiştir. İngiliz hücum dalgaları hızını, kara ve deniz topçularından ve hava ej- derlerinden aldılar. - Zırhlı mu- harib ise, süngüye yürünür yol lar açtı. Tobruk çenberinden kurtulabilen ve yer yer beslenen kuvvetlerin şurada, burada gös- terecekleri mukavemet te kırıl- miya mahkümdur. Gelen haber- ler, Batıda debrenmeler de bil- diriyorlar. Ancak, Derne önleri- ne kadar sokulan cessur zırhlı. - ve motorlu birliklerin mukave- mete imkân bırakmıyacakları şüphesizdir. Bundan sonraki harekât, de- niz yollariyle ve Tobruk üslerin- den desteklenebilecektir ve, her neye de mal olsa, ileriye götürü- lecektir. Yerli tümenlerin eğır zayiata uğramaları ve esir düşmeleri, Libyalılar üzerinde elemli tesir bırakabilir. Diğer taraftan, bu günahsız kütlenin okşayıcı mu- amelelere tâbi - kalacakları da tahmin edilebilir. Taarruz ordu- su, pisikolojiye yer ve kıymet vermesini bilir. Muhtelif milli - yetlere mensub kütlelerin büyük bir ahenk ve intizamla amaca koşması bu mütaleaya hak ve- rebilir. Arnavudlukta: Adriyatiğin uzak iskelelerine de çıkarılan İtalyan takviye kı- taları müdafaa cephesini besle- mekte ve mukabil taarruzlar te- vali etmektedir. Libya hezimeti- nin efkârı umumiyede bıraktığı heyecan ve infiali gözde bulun: duran Kavallero, hiç değilse tu- tunmak çarelerini — arayacaktır. Arnavudluğun iklim ve arazi güçlüklerile de savaşmak mec - buriyetleğine düşen ordunun, şu günlerde — mühim teşebbüslera koyulması kuvvetle muhtemel- dir. İngiliz - Alman muharebe te- maslar Ruhr'ın san'at merkezi mun- tazamn dövülmektedir. Dünkü değerli hedef, Düseldrof'du Rheinmetall ve Maunsmann fab- rikaları münhasıran ordu hesa: bına çalışırlar ve şehrin mutena yerlerindedirler. George zırhlisinin evsafı Londra, 24 (a.a.) — İngilte-| v a renin Amerika büyük elçisi Lord| — Azledilen Etalyan Halifax ile refikasını bugün A-| merikaya getiren “George 5,.| nazırı zırhlısı hakkında beyan olundu- ğuna göre, bu zıhlı 1939 şuba- (Baş tarafı 1 inci sayfada) tında denize indirilmiş ve £ (Baş târafı 1 inci sayfada) nıftan yapılan ve 1939 da denize / Vutluğa göndermiştir. indirilen beş zırhlının ilkidir. Di-| — Bu azil keyfiyeti çok şayanı ger zırhlılar “prinçe of,, Walı dikkat bir harekettir. Zira Fa- Duke of York,, “Yellicoe,, ve| rinaççi İtalyayı bu akibete sü- 'Beatty,, dir, Bu zırhlılar otuz| <ükiemekten mesül şahsiyetle peşer bin tonilâtoluk olup başlır| TÜldemekten mesül şahaiyetler- Ca son model 14 pusluk ön top-| deh biridir. Arnavudluktaki ilk hiz edilmiştir. Bu topların| muvaffakıyetsizlikler — üzerine ili daha evvelki zırhlılarda| mareşal Badoglioyu ağır suret- bulunan 15 pusluk topların men-| te itham etmiş idi zilinden daha fazladır. Bu yeni zırhirleriri sürati de 30 milden | — ”- —a Ğ fazladı dirilmemiştir. Fakat pek muhte- V ton, 24 (a.a.) — Reu-| mel olarak sanıldığına göre Ro- | osevelt, İngilterenin bü- elt, bu akşam otomo-| yük elçisi Lord Halifaks ile bu- bil ngtondan hareket et-| luşmak üzere Annapolise git- miştir. Reisin nereye gittiği bil. | miştir.