— Aman Yarab!. — Lâhavle velâkuvvete. Diyerek hırıldayordu. Mümin, işin farkına varmıştı. Küpü ol- duğu yere bırakarak - ortadan kaybolmuştu. Meydanda kalan softa zaten korkusundan dona kalmıştı, kendinden geçmişti. Onun gör- düğü birşey yoktu. Yalnız evvel- ki softanın gördüğü gibi bir he- idi. İri karınlı yunus bal- ğuğıbı soluyan bir şeydi. Mümin, derhal giyinerek ya- tağına girdi. Meydandaki softa olduğu yerde büzülüp kalmıştı. Sabah oldu, ortalık aydınlan- &. Herkes namaza gidiyordu. Bir de ne görsünler, softanın biri meydanda dili tutulmuş ya- tıyordu. Softa yalnız ellerile işaretler veriyordu. Nihayet oğalıyarak, Bu dökerek, okuyarak üfliyerek softayı kendine, getirebildiler... Softa anlatıyordu: — Aman Allahım!.. Sormayı- naz... Hortlağı gördüm.. — Nasıldı?.. — Tıpkı benden evvelki zatın gördüğü gibi idi. — Amma, yaptın ha! — Vallahi!. — Karnı çok büyük mü?. — Ne diyorsunuz?. — Nerede gördün?. — Tam karşı karşıya geldik.. Beni bulduğunuz yerde... | — Ne yapıyordu?. | — Dehşetli soluyordu... Ya-| vaş, yavaş meydanı dolaşıyor -| | — E, yüzü nasıldı?. — Kim gördü yüzünü.. Ben, | Z karanlıkta koca karnile so- | lur görünce bayılmışım.. Ötesini | bilmiyorum.. Dedi. Bütün bunlar bir tarafa.. Fa- kat meydanın ortasında, ağzına kadar su dolu küp duruyordu. Bir kere, küpün yeri orası değildi. Sonra, küpün içinde ev- velce su yoktu. Daha sonra, meydanın her ta- rafı sulanmış gibi ıslaktı. Buna ne manâ verilebilirdi? Mollalar, konferans kurdular.. Nihayet kasarlarını verdiler: Hortlak, küpe su dolduruyor.. Yıkanıyor. Herkes bu kararda ve fikirde müttefik kaldı. İçlerinden birisi | — Sonra içme suyunu nere- den alacağız?.. Başka birisi. — Herkes kendine bir testi tedarik etsin.. Mümin de orada idi. Sevgili küpünün elinden gideceğini işi- tince dayanamadı, ortaya atıl - &: — Yahu!. Küpten ne istiyor- sunuz?.. Hortlağın küple ne a- Mkası olabilir.. Bırakın küpü.. Fakat, herkes küpün ortadan kalkmasına ısrar etti. ugünkü program 14 .12.1940 . CUMARTESİ 8.00 Program ve memleket saat aya m, 8.03 Müzik: hafif proğram (PI.) 615 Ajans haberleri, 830 Müzik proğramının devamı (Pl.), 8.45-9.00 Program ve memleket saat ayarı,13.35 Proğram ve memlket saat ayarı, 13.35 Müzik: Piyasa şarkıları (PL.), 13.50 Ağans haberleri, 14.05 Müzik: Türk- ge filim şarkıları (Pl.), 14.20 Müzik: Riyaseti Cumhur bandosu (Şef: İh- #an Künçer) 1. Paul Lincke: Festi- 'val (Marş) 2. Rimsky - Korsakov: Şehrazad (Senfonik suit - Dört kı- #ım), 15.00 Ankara sonbahar at ya- mışları tahminleri, 15.10 Müzik: Me- lodiler (Pi,), 1580 Ankara devlet konservatuvarından naklen neşriyat: Riyaseti Cumhur Filarmonik orkest. rasm konseri, 18.00 Proğram ve mem- leket saat ayarı, 18.03 Müzik: Radyo €az orkestrası (İbrahim Özgür idare- sinde), 1840 Müzik: Halk türküleri ve oyun havaları, örnekleri, 19.00 Konuşma (Günün meseleleri), 19.15 Müzik: Saz eserleri, 19.80 Memleket gaat ayarı, ve ajans haberleri, 1945 | Müzik: Fasıl heyeti, 20.15 Radyo ga- zetesi, 2045 Müzik: Muhtelif şarkı har, 21.15 Konuşma (Ulusal Ekonor ve Artlırma ku adına), 2130 Radyo salon orkestrası (Vilonist Ne- €ip Aşkın idaresinde), 22.80 Memle- ket saat ayarı, ajans haberleri, zirant Esham - Tahvilât, Kambiyo - nukut borsası (Fiyat), 22.50 Konuşma (İn- Eilizce - Yalnız kısa dalga postasile), 2250 Müzik: Cazband (Pl.) — (saat 23.10 a kadar yalnız uzun dalga pos- tasile) 23.25-23,30 Yarınki proğram ve kapanış. Nihayet Mümin son bir gay-| retle: — Eğer, küpten bu kadar | korkuyorsanız, Bizim odaya ko-| yalım... gelsin.. Dedi. Bunun üzerine Müminin arka- daşları bağrıştılar: — Aman, aman!.. yorsun?. En nihayet, netameli Gelecek hortlak bana Ne yapı - küpü | ortadan kaklırmağa karar ver- rildi. Ve, Müminin sevgili ve bi- ricik küpü bağıra bağıra gözü- nün önünden alındı, pazara gö- türülüp satıldı. Mümin, küpsüz kalmıştı. Bu, onun için dehşetli bir noksandı. | Her halde Müminin bir küp| alması lâzımdı. Sabah idmanla- rını kaybedecekti. Mümin, birkaç gün sonra mü- derrisinden izin alarak Gümül-| cineye geldi . Babası Gümülcinenin ileri ge- lenlerinden zengin bir adamdı. | M ü mi n i, medreseden mem- leketine getiren kuvvet küp der- | di idi. Molla, küpsüz yapamı -| yordu. Babasının çiftliğine gelip beş on gün kalarak hasretini| çektiği küp idmanlarına başlı - yacaktı. Medresede hortlak derdi de- vam ediyordu. Herkes hortlağı görmek için çalışıyordu. | Fakat, küp satıldıktan sonra | ortada ne hortlak kalmıştı ne de | | onun gözleyicisi... Mümin, babasının çiftliğine gelince eline geçirdiği bir küple | idmana başladı. | Çiftlikteki küp medresedekin- den daha büyüktü. Koca kışlık pekmez küpü idi. Mümin, çiftlikte de küp id - manını gizli yapıyordu. Çünkü, | onu görecek - olan agnbe“ılen* muhakkak alay edeceklerdi. Ba- basına söyliyeceklerdi. | (Baştarafı 1 inci sayfada) kılırsa Manastır vilâyeti ne ka- dar büyük olursa olsun bir Bul-| gar ihtilâline değil, bir harbeı maruz kalmış manzaralar icin- de tasvir edilmekte idi. Düşün- | meli ki Osmanlı devleti vilâyet- lerinin yalnız birinde, otuz bin Bulgarın müsellâh hareketinden bahsedilmekte idi. Yani bir Bul-| gar kolordusu, sayısız yatak ve ihanetleri seferber ederek, efen- | disi olan hükümetin itibar ve | kudretini ve o itibar ve kudreti | temsil eden askerlerini arkadan | yurmak için tam bir seferberlik- le harekete geçmiş ve harbet- mişti. Broşürlerde Bulgar çete- lerinin himmetiyle 12.440 evin yakıldığı bir nevi iftiharla ilân | olunuyordu. 4.694 komitecinin | ve Bulgar halkından da bir o kadar kimsenin mahyolduğu kahramanların ölümü gibi ta-| ziz olunuyordu. Gene Bulgar | istatistikleri 5122 müslüman kadınının ve kızının - tecavüze uğradığınnkaydediyordu. 70.835 kişi yersiz ve yurdsuz kalmıştı. İşte 1903 isyanında Makedonya cemiyetinin unutulmasın diye kitablara yazdığı, ders kitabla- rına soktuğu ve bizlere dağıt- tığı ve anlattığı mefahir bun- lardı. Bu korkunç eseri yarat-| mak için komiteciler tam on se- ne çalışmışlardı! Fakat broşürler bana 1903 is- | yanının yalnız ölüm ve tahrib | blânçosunu öğretmekle kalma-| dı, bu hareketi hazırlayanların | ne derece şiddetle ve ne caniya- | ne bir ruh ile faaliyet — göster- diklerini de bütün hayret ve| dehşet verici tafsilâtiyle anlattı. Bunlardan çoğu bir köyü tu-| tuşturup yaktıktan, bir köprü dinamitle uçurduktan, bir ka- rakolu bastıktan veya bir Türk | mahallesine her suretle taarruz ettikten sonra, yetişen askerin kendilerini — yakalayacaklarını | anlar anlamaz, ya beyinlerine | tabanca sıkarak, yahud - çeteci Daskalof gibi! - kendilerini di- | namitledikleri köprülerin bir tarafından kaldırıp uçurumla- ra atarak, yahud Striknin içe- rek, bazan da hançerle karın- larını deşerek, ele - geçtikten sonra sır vermeğe mecbur. kal-| mak korkusiyle, kendilerini if- na ediyorlardı. Bazan beş on ki- gi bir arada yakalndıklarını gö- rünce reisleri olan voyyodanın bir işaretiyle birbirlerini " öldü- rüyor ve en sonraya kalan da arkadaşlarının leşleri ortasında bir kurgunla beynini ve kalbini parçalayarak ölüm kafilesine il- fihak etmekte gecikmiyordu. “Kiçevo,, köyünde bir müf- VAZAN M SAMI KARAYEL Yalnız, Mümin idmanlarını sabahleyin o1 tan sonra yapıyordu. Çiftlikte - ki uşaklar görüyordu. İri yarı çiftlik yanaşmaları birgün Müminin su doldurup kaldırdığı küpü denemek iste - diler.. Lâkin, yerinden keseme- diler. Dehşetli ağırdı Yanaşmalar, çolak mollanın bunu nasıl kaldırdığına hayret etmişlerdi. Mümin, onlara tenbi- hat vermişti: Sakın kimseye söyleme - (Arkası var) yin?. alık aydınlandık- | IÇOLAK Mmmı— İnhisarlar U. Müd — Kroki şartname ve nümün ilile lik 17/12 alım kon sözü geçen pısıyaıHw yeniden € il— Pi bayaat şul Nİ 940 sal: indeki Şartname de görülebilir ıv rinden * İsteklilerin tayin olunan 7,5 güvenme paral: <11704: şubeden pat Bün ve saatte e birlikte mezkür ürlüğünden: 600 aded ahşab bidon seh- meye konmuştur aat 14 de Ki aşda levazım ve mü- iz almabileceği gibi nümüune teklif edecekleri fiynt üze komisyona müra ls(anbul defterdarlığından Beyoğlunda Kamerhatun mahallesinin Arslan sokağında kâin 23 No. lu hane (6300) lira muhammen bedelle ve kapalı zarf usuliyle bilmüzayede satılacaktır. Müzayede 30/12/940 pazartesi günü saat on beşte Milli Emlâk Müdürlüğünde toplanacak olan komisyonda açılacaktır. Muvakkat teminat (463) liradır. Taliblerin müzayede günü saat on dörde kadar teklif mek- tuplarını muvakkat teminatla birlikte ve mühürlü zarf içinde — komisyon relsliğine makbuz mukabilinde vermeleri muktazidir, (11806) Yüksek Deniz Ticareti Mektebi Müdürlüğünden: Cinel Mikdarı Muhammen fiyatı — Çoğu bedeli Muvakkat teminatı — İhale günü ve Kr..S. — Lira Kr. Lira Kr. eaati Çorap çift 45 0 851 00 Patiska don adet 40 0 260 00 16/12/040 saat Mendil » 16 0 124 B0 4 Pamuk atlet fanilâ 160 > 60 0 96 00 104 68 Spor pantalonu 160 > 85 0 — 136 00 Siyah kravat 260 > 50 0 — 180 00 Havlu 160 > 5 0 88 00 Hamam havlusu 190 > 210 0 210 00 1395 80 Beyaz poplin gömlek —— 650 udet 225 0 1462 50 Fildekos fanilâ 650 150 0 — 975 00 a 82 16/12/940 sant rd yün fanilâ 80 650 y0 — 520 00 1430 2057 50 Mikdarı Çoğu Azi Sade Urfa yağı 2000 TA00 162 50 38250 00 . 76 16/32/040 saat Kilo 18 Ekmek 20,000 16.000 — 11 50 2300 00 va b0 16/12/940 saat Kllo 1520 1 — Mektebimizin ihtiyaçları olan cins ve mikdar ve fiyatları yukarıda yarılı on Üç kalemi e€ya dört şartna- Eksiltme yukarıki gün yonunca yapılacaktı: melidirler &i ve muva at teminatlarını İst rezemiz tarafından muhasara edilerek teslim olmaktan başka çaresi kalmadığını gören “Hris- fo Uzunof,, un çetesi işte bu şe- rait altmda ölüb giden kafileler- den “yalnız biri idi ve bunun y: nında bir çok diğerleri de ayni akibete uğrayıp gitmişlerdi! 1903 isyanının en karakteris- tik tarafı şu idi ki Bulgar komi- tecileri, ne kadar iyi hazırlanmış olurlarsa olsunlar, nihayet dev- let askerlerinin kendilerini ezib yok edebileceklerine ihtimal ver- Miyor değillerdi. Fakat komite- ciler, bu harekete, denebilir ki Makedonyanın en güzel toprak parçalarını harabeye çevirecek- lerini ve bu arada kendilerinin de belki tamamen ezileceğini bi- le bile giriştiler. Onların bütün emelleri, hareket basılsa bile, Yüksek mektepler ya banka mektuplarını! ve Ticaret Odasının 1940 belgelerini komisyona ibraz eylemeleri Mizımdır. BULGARLAR NE İSTER? yrı ayrı açık eksiltmeye konulmuştur. ALi MUHiİDDİN HACI BEKİR Ticarethanesinin KIRK KATLI SARAY BAKLAVASI Hakikt bir lezzet &âbidesidir. ve saatlerde Yüksek Deniz Ticaret mektebi Müdürlüğünde toplanacak satın alma Bunlara ait şartnameleri görmeği arzu edenler mektep muhasebesine müracaat et- iltmeye iştirak edeceklerin 2490 sâyıli kanunun 2 ve 3 üncü maddelerindeki vasıfları haiz olmaları muhasebeciliğine yatırdıklarına dair olan makbuzların: ve- (astı) Makedonyanın bir cehennem haline geldiği fikrini neşretmek- Mösyöler! Kıyafetinden hiçbir şey anlaşılmıyan şu ma- | hir kemancının gayet fakir ol- duğu meydanda. Hiç olmazsa biraz muavenet edelim. Deyince herkes kesesini çı -| kardı, Fredrihin şapkasına iri- li ufaklı para atmağa başladılar. İstasyon memuru yirmi marklık bir atın sikke fırlattı. Az za- man içersinde şapkanın içinde pekçok para birikmişti. Hiç me- mul etmediğim halde üç parça hava için bu kadar para toplan- masına hayret ediyordum. Çoktanberi elime almadığım kemanımı bugün torbadan niçin çıkarmıştım? Mikaeleelayı ha - tırladığımdan dolayı deği lmi? Pek uzun süren seyyahatlerim- den maksat Mikaellaya mülâki olmak idi. Mikaella Napolide ora ya gitmek için pek çok paraya İüzum vardı. İhtimal şimdi şap- kanın içersinde biriken para Fre derih ile beni Napoliye kadar i- dare ederdi. Hemen ayağa kalk- | tim. Ne olur ne olmaz mülâha- zasile kesemdeki otuz dört mar- kı da şapkanın içersine döktük- ten sonra istasyon memuruna: — Teşekkür ederiz mösyö, ev- velce bizden ceza aldığınız için ne kadar hiddetlenmiştim. Fa - kat iyi bir adam olduğunuzu gimdi öğrendim. Artık o yirmi markı unuttum. Yalnız bize bir iylik daha ederseniz pek mem- nun olacağız. Ne kadar zahmet ise şu şapkanın içindeki paraları hesap ettikten sonra ikimizi Şi- mendüfer arabalarile Napoliye kadar götürüp götürmiyeceğini göyler misiniz? Dedim. İstasyon memuru gül- dü: ti. Bu fikrin geniş mıkyasta in- tişarı ve kökleşmesi için ihtilâl- den iyi çare tasavvur olunabilir mi idi? Bulgar komitecileri bu hesablarında yanılmış değiller- di. Zira, 1903 isyanından Bonra- dır ki bütün dünyada “Make- donya,, kelimesiyle “cehennem, kelimesi. birbirinin — müradifi, hemen hemen ayni mânayı ifade eden iki ikiz kelime haline geldi. “Balkanlar!,, diye hâlâ bir. çok Avrupa devlet adamlarının nu- tuklarında korku ile anılan mın takanın korkunç şöhreti, 1903 isyanına tekaddüm eden ve 19038 isyanından sonra da bitmiyen ölüm ve tahrib hareketlerinin senelerce bu mıntakayı kendi- sine sahne ittihaz etmesinden ve dehşet verici hatıraların, ara- — Peki! İçeri gel de hesap e- delim, Dedi. Şimendüfercilerin oda - sına girmek üzere ayağa kalk- tık. Bu sırada da Frederih ya- vaşca yanıma yaklaşarak kula- ğima: — Alfred olanca parayı heri- fin eline teslim ettin. Sayarken | dikkat et, belki içersinden beş on kurüş aşırır. Demez mi? Yok mu, başka bir yerde bulunmuş - olsaydık | Frederihin suratına gayet şid- detli bir tokat indirecektim. Evvelemirde kendi kesesinden bize para veren bir adamın bi-| lâhare paramızı aşırmasına hiç ihtimal verilir mi? | Hiddetimden dudaklarımı ısır- | dım. Münasebetsiz refikime — Haltediyorsun — Frederih, | bir daha böyle düşüncesiz söz söyleme. Şimendüferciler bizim paramızı aşırırlar mı? Olsa ol- sa bir bahane ile ceza alırlar. | Dedim. Şimendüfercilerin oda sına girdik. İstasyon memuru şapka için- deki parayı masanın üzerine döktü bir, iki diye altın, gümüş sikkeleri saymağa başladı. F nin sayılması hitam buld gonra memur: — İşiniz oldu delikanlılar. Bu para ikinizi Napoliye götürdük- ten başka yirmi beş mark da e- linizde kalıyor. Hiç merak etme- ktan dan bu kadar sene geçmiş olma- | gına rağmen, hâlâ zihinlerden | gilinmemesinden ileri gelmiştir. | Bulgarın komtteci ruhudur ki Balkanları son elli sene zarfın- da bütün dünyanın nazarları karşısında her an indifaa hazır ve yahud ne zaman patlayıp, İkvlarının nerelere akacağı — bi- linmiyen esrar dolu bir yanar- dağ haline getirmiştir, ve bu iti- barla 1903 isyanı menfi bakım- dan Bulgarın baş dileği olan propaganda vazifesini de ifa et- miş sayılabilir. Bulgar komite- cisi, bu hareketiyle öyle bir iş yapmıştır ki, artık ondan son- Ta, ne Balkanlardan fesad oca- , ne de kendisinden kundakçı şöhretini artık silememiştir' (Arkası var) Bir çalgıcının seyahati 107 yiniz. İşte yirmi beş markı da ayırdım. Kusur paraya mukabil Bize biren bilet keseceğim. Dedi. Rakini mösyö bu artan yir- mi beş mark 'başka' yerlerdeki şimendüfercilerin alacakları ce zayı naktiye kifayet eder mi? Dedim. Memur arkadaşlarile birlikte kahkahayı sahverdi. Yanındaki- lere: — Ne kadar da safdil adam. Bu halde bir adamın mükem - mel surette keman çalması doğ- rusu şayanı hayret bir şey! Dedi, Bir şimendüferci ilâve | etti: — Olabilir. Musikiye olduktan sonra: İstasyon memuru: — Durun ben size anlatayım. Cezayı nakti ne zaman verilir bilir misiniz? Dedi. — Evet. — Ey ne zaman? — Şimenddüfercilere para lâzım olduğu zaman — İşte olmadı gördünüz mü? istidat Adamdan boşu boşuna para a-| linir mı? Evvelemirde hareket üzere bulunan bir trene binmek yahut trenden atlamak mem - nudur nir. na da dikkat edecek olursanız 14 Birincikânun 1940 remaman — Devlet Demiryolları İlanları Muhammen bedeli 6200 lira olan 2 kalem Antiseryen — ampulles 10/1/1941 cuma günü saat 15 de ka palı zarf usulü ile Ankarada idara binasında satın alınacaktır. Bu işe girmek istiyenlerin (465) lralık muvakkat —tetiinet fle kantiın nun tayin ettiği vesikaları ve tekliflerini ayni gün sast 14 de kadar kas misyon relsliğine vermeleri lâzımdır. Şartnameler parasız olarak Ankarada Malzeme datresinden, Haydanı paşada Tesellüm ve Sevk Şefliğinden dağıtılacaktır. (11659) j ... Muhammen bedeli 4377 (Dört bin üç yüz yetmiş yedi) lira olan V7 e | dem ölçü Aletleri 30/12/1940 pazartesi günü saat 1530 da açık ekeiline | vsulü ile Ankarada İdare binasında satın alınacaktır. | — Ba işe girmek istiyenlerin 328,28 (üç yüz yirmi #ekiz Hra yirmi sekiz kım | ruş) hirahk muvakkat temtnat ile kanunun tayin ettiği vesikaları ve teklif. lerini ayni gün aat 14.30 za kadar komisyon reisliğine vermeleri “Vâzımdım. Şartnameler parasız olarak Ankarada melzeme dairesinde, Haydarpaşımı da Tesellüm ve Bevk Şefliğine görülebilir. (arıes) —a İnhisarlar umum Müdürlüğünden Tütün eksperliği ehliyetnmmesi almak için idaremize evvelce müracnada ta bulunanların imtihanları birineikânun 940 ayının 30 ve 31 inci günleri dera kılınacağından alâkadarların bu günlerden önce umum müdürlük Za rsat gubesine müracatları ilân olunur. (11610) Maliye Vekâletinden 1 — Bir sene müddetle hesab mütehassızları refakatinde sisj yaptılöe tan sonra İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Mersin, Samsun gibi vülâyet merkezlerine tayin edilmek üzere müsabaka ile hesab —mütehasımı mmuavini alınacaktır. 2 — Mütehassıs muavinlerinin aylık ücretleri 100 - 120 Hira olup imtla handa rmuvaffak olanlara 3656 sayılı kanun hükümleri dairesinde — ücretleri verilecektir. 3 — Müsabaka imtihanına girebilmek için memurin kanununun beşinei maddesinde yazılı şartlardan maada hukuk veya İktısad fakültelerinden ves ya siyasal bilgiler okulundan veyahud ticaret mektebinin yüksek kızmına dan veya bunlara muadil ecnebi mekteplerden mezum bulunmak ve fill askerlik hizmetini bitirmiş olmak şarttır. 4 — Müsabaka imtihamı 25/12/1940 tarihinde İstanbul ianda müteşekkil imtihan beyeti tarafından yapılacaktır. 5 — İmtihana girmek istiyenler yukarıki şartları haiz olduklarına Gzir olan vesikalarını ve 4,5X6 eb'adında fotoğraflarını ve gimdiye kadat bulundukları vazifelerle ayrılış sebeblerini gösterir kendi el yazılarile yan zılmış tercümei bâllerini raptetmek suretile bir istida ile İstanbul Deftera darlığına 20/12/940 günü mesei #saatinin hitamına kadar müracaat etmew leri icab eder. € — tmtihan aşağıdaki mevzulardan yapılacaktır. 1— Hesab: Kesri adi ve Aşari, faiz tenasüb, Hskonto, taksim, müte nesib, 4 — Hendese: Satıh ve hacim mesahaları | Defterdarlie #— Vergi hakkında umumi malümati, 4 — Ticari usul defleri. (11787) e Deniz Gedikli Erbaş Orta okulu * Müdürlüğünden Okulumuza ücretli bir riyaziye ve bir gemicilik öğretmeni alınacaktır, Şartları 1 — Riyaziye öğretmenliği için Ünivers'te mezımu elmak veya üniverı ziteden öğretmenlik vesikası almış bulunmak 2 — Gemlcilik öğretmenliği için meslek okullarından —merun ve bu yazifeyi yapabileceğine dair elinde bonservis bulunmak, | A — Askerlikle Dişiği bulunmamak. B — Ücret mikdarı barem kanununa göre Milli Müdafaa Vekâletince tayin edilecektir. Bu vazifelere taliblerin acele Kasımpaşadaki Deniz Ges dikli okulu Müdürlüğüne müracsatları. <11759> T Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma Nevralji, Kırıklık ve Bütün Ağrılarınısı Derbol Keser İcabinda “gönde 3 eaşe aünabilir. TAKLİTLERİNDEN SAKININIZ. HER YERDE PÜLLU KUTEBARI İSRARLA İSTEYİNİZ leri yırta b — Hiç öyle şey olur mul Hangi istasyona çıkarsanız eve velâ biletinizi sorarlar. Biletinin olmayınca dışarı çıkarmazlar. — Biz şimendüferde mi kalle nz? | — Öyle ya! Hasılı dikkat & diniz. Haydi bakalım şimdi de Eı arkadaş salona avdet eb' bir daha ceza vermezsiniz. An- | ladmız mı? | — Evet mösyö! O halde biz fazla | Aksi taktirde ceza alı-| Biletsiz yahut vakti geçmiş | bilet ile de trene binilmez. Bu-| | gimendüfer arabasından bir da- ha atlamayız. İsterseniz tren | durduğu vakit bile dışarı çıkmı- | yalım. — Yok canım. Şimdi lâkırdıyı | uztama, Biletinizi alınız. Tren geldiği vakit biner, gidersiniz. — Aktarma yok değil mi mös | yöt — Hayır doğru. — Mösyö bileti şimdi mi ve receksiniz? | T ve. X— Nasıl olur ya? Şimendüfer arabası gelinceye kadar - vakti | geçerse. | | Merak etme. Ben biletin ar kasma işaret ederim! — Teşekkür ederim mösyö . & İstasyon memuru bir dolap açtı. Dolabın havi olduğu müte- | | adait deliklerin birinden iki mu- W kavva çıkardı. Viyanadaki bi- | letçinin yaptığı gibi bir demirin | tik. Salon yolcu ile dolmuştu. Biraz evvel keman çaldığımı işitip görenler beni hayret ile süzüyorlar, diğerlerine: KAL el Şu delikanlı ne kadar gü- zel keman çalıyor diyip duru « yorlardı. Ben bunların lâkırdk larına kulak bile verdiğim yok, Artık işim olmuştu. Öyle ya Nax poliye kadar şimendüfer araba« sile gideceğiz. Hem yirmi beş mark da fazla paramız var. İstasyon memuru şimendüfen arabası ile Napoliye elli iki sa« atte muvasalat edeceğimizi söy! lemişti. Elli iki saat sonra Mika ellayı görecek idim. Halbuki istasyon memuru bu lâkırdıyı söliyeli yarım saat oldu. (Arkası var) SATILIK Gayet şik ve lüks bir tarzda arasına sokup çıkardı. — İşte biletinizi alınız, sakın | | kaybetmeyiniz. | e | kaybolursa | zararı yok. Çünkü parasını ver- | dik. | imal edilmiş yemek ve yatek 0- daları mefruşatı ve bir rady tılıktır. Beyoğlu Karanfil sokak No, 5 Küçük Tünel Hanının 4 No. suna saat 1 - 10 arasında MREREUN Müracaat, eei SKD Sahibi: A. Cemaleddin Saraçoğlu Neşriyat Müdürü: Macid Çetin sa ben ihtimal şimdiden bilet - Basıldığı yer: (H. Bekir Gürsoylar ve Cemaleddin Saraçoğlu matbaası),