1940 YAZAN:İHGİLİZ BÜYÜK Fakat bir kere o vaziyete mu- vasalat edilince, ondan sonraki bir merhaleye doğru ilerletilme- ğe başlanmıştır. Ü. R. S.S. hak-| de Londrada bulunduğum za- kındaki mütaleaları da 1939 a- ğustosunun ziyası altında ted- kik edilirse ayni derecede ibret alınacak bir misal teşkil eder. Silâhlanmanın tenkisi ve hava bombardımanlarının men'i, ya- hud tahdidi meselesine gelince, | bir aralık bunları nazarı itibara | almak arzusunu izhar etmiş ol-| duğu halde bu defa da öyle bir | vaziyet aldı ki kâffesi ortadan kalkar gibi oldu. Sözleri ekse- riya doğru idi. Fakat birisi bun- ları hakikate kalbetmek - teşeb-| büsünde bulunursa o maharetle | işin içinden sıyrılıyordu. Bu Hit- lerin tekniğinde de farik ve mü- meyyiz bir vasıf teşkil ederdi . ya ve zehirli gazlar hakkın- mütaleası hatırlanmağa de- U.R. S. S. o tarihde hâ Beni İsrailin Keçisi gibi her hü- cuma hedef ittihaz edilecek bir vaziyette idi. Fakat, işin Hitle- re taallüku bakımından, icabına göre a türlü hareket etmek | pek kolaydı. Müstemlekelere gelince, bun- lara azacık bir alâka bile gös- termedi..Sözleri hülâsa, edilirse, | müstemleke meselesi dört, altı, sekiz, hattâ on sene bekleyebi- lirdi. Maamafih, bu meseleye dair bana tahriri bir cevab ver- meyi vüdetti. Fakat Berlini bir çok sene sonra terkettiğim hal- de bu cevabı. henüz almamış - tım. Maamafih, bu meseleleri iti- na ile münakaşa ettik. Hattâ ne- rede olursa olsun Hitlerin odasın da daima duran bir arz küresini tedkik eyledik. Böyle, yanların- da bir küre bulundurmak âdetini bütün politikacılara ve diplo- matlara tavsiye ederim. Bu sı- rada Hitlerin kaşlarındaki çatık- lık geçmişti. Hattâ bir vesile ile gülümsemişti bile.. Bu, Rib- bentrop'un İngiliz — matbuatı hakkında lâkırdıya karışması münasebetile viikua geldi. Onun | sözlerine, Kanadada yaşamış ve Londrada sefirlik etmiş bir a- damın İngiliz zihniyeti ve âdet-; leri hakkında bu kadar derin surette cahil olması bana pek şaşılacak bir şey geldiği yolunda mukabele ettim. Hıtle' kendi hariciye nazırına karşı — vuku bulan hücumumu tasvib eder gö- ründü. Ribbentrop'un o iarihde Hitler üzerindeki nüfuzu son- ralafı vasıl -olduğu dereceden çok uzak bulunuyordu. İki saat | kadâr sürmüs olacak uzun mu-| haveremiz bittiği vakit, ayrilır- ken, cebimden şansölyenin ga-| yapılmış bir resmini çı-| ira. New Zeland'lı. bir ka-| dın bunu bana göndermiş ve Hit- lere imzalatmamı rica etmişti Bir imza atmasmı Hitlerden ri- ca ettim. Bunu memnuniyetle | yaptı. (Bu gibi hususlarda dai Ma nazikti.) Sonra gerek ben, gerek tahminime nazaran, ken- disi mülâkatimizden — hiç bir memnuniyet elde etmemiş isek de hiç olmazsa kendisinin genç | bir kadını memnun etmiş olmak | zevkini duymuş olacağını söyle- dim. Bu da Hitlerde tam bir te- bessüm tevlid etti. Ondan baş- ka hir tebessüm gördüğümü ha- tırlıyamıyorum. İKİNCİ BAB | Birinci perde: Avusturya Mr. Chamberlainin, Almanya ile Avrupada sulhu temin edece- ği tahmin olunan müzakerelere başlamak için yaptığı üçüncü teşebbüs, evvelce tahmin olun-| duğu üzere, işte bu suretle akim kaldı, Çünkü o tarihde Hitler, yal- nız Avusturya ve Orta — Avru- pa meseleleriyle alâkadar olu - yordu. Maamafih bu fasıl “mü- himdir ve hatırda' tutulmak lâ- zımdır. Çürikü bir hakikate Hitlerin gercekten arzu ettiği yegâne şey Büyük Britanya ile bir anlaşma yapmak değildi. O bunu ancak bir gayeye vasıta olarak istiyordu. Asıl gaye ise Orta Avrupada ve şarki Avru- da hâkimiyet temin etmekten ibaretti. Fakat ben bu faslı hi- kâye ederken lâkırdıyı biraz başka taraflara taallük ettirdim. Trajedinin birinci perdesi ha- kikatte üç hafta evvel, 12 gu-| batta, Herr von Sehuschnigg, Hitlerle Berchteşgadende o meş- hur mülâkatı yaptığı zaman başlamıştı. Berchtesgaden'e gitmek, Sehuschnigg'in birinci hatası ol- | muştu. Maamafih bu fikir değildi. Sonradan yeni Neurath'ın BUSA G!DEN GAYRETLER TÜRKÇEYE ÇEVIREN — Hüseyin Cahid YA —37 — | parçası idi. | surette elde eylemekti. de- | lil teşkil »ediyor ki o da Şudur: | YENİ SABAHR BSAKFA : ELCİSİ SİR'NEVİLE HENDERSON EÇIN A bana söylediğine göre, kânunu evvelde prensip itibariyle buna karar verilmişti. 1 Kânunusani- man, majestenin — hükümetine Hitlerin Avusturyaya karşı der- hal bazı icraat düşündüğünü haber vermiştim. Avusturya ile Almanya arasındaki 1936 anlaş- ması hiç bir zaman iki taraftan da namuskârane icra edilmemiş- ti. Avusturyada nazi propagan- dası hiçbir zaman kesilmemişti. Binaenaleyh hâlâ Almanyada yaşayan otuz kırk bin Avustur- yalı nazi wardı ki Avusturya ikümeti bu propagandadan do- layı onlara vatanlarına avdet müsaadesini vermiyordu. Dört sene sürmüş bir gurbetten dolayı pek infial ve teessüre düş- müş olan bu mülteciler Avustur- yaya döndükleri zaman ilk si- yasi muarızlarının uğramağa namzed bulundukları ıstırab ei ların mesuliyetlerini yüklenmiş- | lerdir. Fakat hiç şübhe yoktur ki| şimdiki Berchtesgadene davet, Hitlerin, Blombergin evlenmesi- 'nin kendisi için teşkil etmiş oldu-| ğu darbe ve hayal sukutunu sak- | lamak maksadiyle müracaat et-| tiği peceleme hareketinin bir Binaenaleyh mun- sifane, itilâfcuyane bir fikri isti- | dattan çok uzak bulunuyor - - Herr von Schuschnigg, ken-| Gi tfadedine göre, tehdid edil - mişti, korkutulmuştu ve kat'i- yen tasvib etmediği bir anlaş- Mayı bu yüzden kabul etmişti. Viyanada Avusturya Cümhur-| reisinin ve hükümetin tasvibi! lâzımdı. Fakat bu da 16 şubat-| ta istihsal olunmuştu. Herr Von Sehusehnigg'in ikinci —ha-| tası, teessürünü elinden geldiği kadar hafifletmeğe çalışmak ni- yetinde olduğu bir anlaşmanın | akdinden sonra iktidar mevkiin-| de kalmaktır. Kabılü haberi Reich şansöl-| yesinin her sene kordiplomatike verdiği ziyafet esnasında Ber-| line geldi ve baron von Neuratlı | ile aramda vukua gelen ilk ve| son bir münakasaya sebebiyet | verdi. Baron von Neurath sair | bir çok Alman nazırlarının ö-| nünde majestenin hükümetini, Avusturya hükümetini itilâf -| nameyi redde şiddetle teşvik et-| miş olmakla itham ederdi. Sonra daha hafif bir nisbette, bizzat | ansölye de ayni Mmevzu müna- sebetile bana hücum etti. Bun- ların her ikisini de ayni veçhile| reddettim. Neurath'ın İngiltere- | nin gösterdiği açık ademi tasvib | hakikaten L..nı pek muhtemeldi. | Çünkü her Almanın muhakkak addettiği son netice gizli pro - paganda ve entrika ile elde edil- Miyecek clursa cebri harekete 'tevessül edilmesinden ve bunun | da hesab edilemiyecek bir ta-| kım ihtilâtlara meydan açmasın- | dan korkuyordu. Hitler de kuvvet istimal et- meyi tercih etmiş olabilirdi. O- nun ilk plânı Schuschnige'in mevküni alttan alta tedricen zayıflatmak, çekilmesini temin etmek ve emellerini binnisbe | sulhperver ve nazi muhibbi bir | Avusturya memleketi vasıtasi- le ve daha az itiraza müsaid bir (Arkası var) İtalya - Almanya erkânıharbiye görüşmeleri Berlin, 15 (a:a.) — D.N.B. a- jansı bildiri 15 teşrinisanide İnnsbruck'da Alman ve İtalyan başkumandan- ları arasında harbin sevk idaresi hakkında askeri görü: meler cereyân etmiştir. Görüşmeler — Alman mandanı mareşal Keitel ile İ- talyan başkumandanı mareşal Badağlio tarafından idare edil- miştir. | — Görüşmelere — mareşallerden başka “Almanya tarafından top- gu generali Jold ile Almanya- nin Roma atasşemiliteri Von Rintelen, İtalya tarafından da general Gandin, Berlin ataşe - militeri general Marras iştirak başku- İ &: Sakaüâhari Mihver ABaşmakaleden devam) zırhlısının hücumuna uğruyor. Yardımcı İngiliz gemisi karşı- sındaki müdhiş düşmana gale- be imkânı olmadığını bildiği hal- de, muharebeye tutuşüyor, ya- nıncıya kadar, batıncıya kadar muharebeye devam ediyor. mü- rettebatından pekazı - kurtulu- yor. İtalyan sularında bir iki İtal- yan iaşe gemisi bir kaç torpido Muharribi refakatinde gider - ken, İngiliz kuvvetlerine rast ,wcıımrıur İngilizler iaşe gemi- lerine hücum ediyorlar. Torpi- doların ilk işi hemen etrafa du- man meşrederek son sür'atleri- le kaçıp kurtulmaktan başka | bir şey düşünmüyorlar. Şu iki vak'a öyle çıplak ve sa- de bir hakikati bize arzediyor ki bunu biraz 'düşünmüş olan bir insan Balkanlarda ve Adriyatik denizinde son cereyan eden hâdiselerin hikmetini — derhal anlamış olur. İngilterenin bütün Balkanla- rı İtalyan aleyhine kışkırtması- na ne lüzum var ki küçücük, fa- kat kahraman bir Yunanistan İ- talyan hücumunu muzafferane | | tardetmeğe işte kâfi geliyor. İtalyanın tecrid edildiğinden bahsettikleri bahri kuvvetler bugün Akdenizde kendi havuz- larıgibi dolaşıyorlar. İtalyan donanması şimdiye kadar manlara kaçarak canını kurtar- mağa muvaffak olduğu halde İngilizler Tarantoya kadar gi- derek o donanmayı nihayet bul- dular ve icabına baktılar. İtalyan radyoları istedikleri kadar Yunanistandaki zaferle- riyle, herkesi aldatmağa çalı sınlar. Pindus dağları İtalyan gürür ve azameti için bir me- | zarlık olmuştur. Yunanistanda yolların mun zam olmamasından niçin - şi yet ettiklerini şimdi anlıyoruz Meğer kaçmakta zorluk çek- tikleri için böyle yanıp yakılı- yorlarmış. İtalyanların ve dostlarının ne li-| İtalyanların | kadar hayalât içinde yaşadıkla- | rını göstermek için bugünkü | sabit hakikatlerle ufak bir mu- kayese yapmak istedik. Bütün bunlardan şu netice cı- kıyor ki mihverin İtalya, Berlinin hiç de ümid et- tiği gibi çıkmamıştır. Mihverin pek sakat olduğu artık şübhe götürmez. Almanya, İtalyadan güvendiği | yardım vefayda görmek söyle | dursun, bilâkis ona yardım mec- buriyetinde kalacağı dakikala- rın — yaklaştığını görmektedir. Kuvveti olmıyan milletlerden nefret eden Führer'in bir gün Romaya bir tekme vurub ba- şından attığını görürsek hiç de hayret etmiyeceğiz. Hüseyin Cahid YALÇIN Vichy'ye acı bir ders (Baş tarafı 1 inci sayfada) rilmektedir. Bunlar, bütün mal- larını bırakmak mecburiyetin - dedirler ve yanlarına azami iki bin Frank alabilmektedirler. fik kafile yolda Lyon, 15 (a.a.) — Havas bil- diriyor: Yerlerinden çıkarılan altı bin | Lorenli, ey tlerine gitmek ü ere, pa- cenub ve cenubu garbi | zartesi günündenberi Lyondan | geçmektedir. Bunlar, cenub ve cenubu garbi eyaletlerinde yer- leştirilecektir. YUNAN harekâtı (Baş tarafı 1 Inci sayfada) vutluğa hiç bir Alpini kıtası gönder- mediğini iddia etmektedir. Bunu tek- zib için bütün Yunan ordusunun şe- bu bir hadetini ileri sürebiliriz. Çünkü Alpiniler, esir edildikten sonra resmi geçit yapmışlardıı Atina, 15 (aa.) — Bugün Sabaha karşı, Yunan piyadesi, “İtalyan mev- zilerine şimdiye kadar yapılanların belki de en şiddetlisi teli le - bilef&k bir hücum yapmıştır. Yunan- hlar, Görocenin şimali şarkısindeki tepelerden süngü ile hücuma kalk - ypışlardır. Esas hedef, Göriceye hâkim bulunan İvan dağını tutmaktır. Öğleden sonra yapılan ikinci - bir süngü hücumu sonunda Yunanlılar, bu dağlık arazinin büyük bir kısmını işgale muvaffak olmuşlardır. Bugün vukua gelen harekât esna- sında Yunanlılar, büyük çapta altı İtalyan topu almışlardır. Yunanlılar, İvan dağının işgalini tamamlayınca, Göriceye giden mü - | him yolları kontrolları altına alacak- dardır. Bu süretle İtalyanların bu şehri ellerinde tutabilmeleri on defa daha güçleşecektir. Göricenin ehemmiyeti büyüktür. Görice, 30 bin nüfusu ile cenubi Ar- mavutluğun en mühim şehridir ve ay- ni zamanda da münakalât merkezi- dir. Göricenin ele geçirilmesi, Yu - nanlılara, şimali Arnavutluğun stra- tejik merkezi Elbasana giden yola ka dar ilerlemek fırsatı vereceklir. İtal- yan istilâsından evvel kral Zogo, kuv vetlerinin ekserisini Elbasanda bu - lunmakta idi. Tas ajansının bir tekzibi Sovyetlerin Japonlarla anlaşma yaptıkları doğru değil Moskova, 15 (a.a.) — Reuter: Japonyanın Sovyetler - Birliği | ile her iki memleketin Uzak Şarktaki nüfuz mintakalarının tahdidi hakkında bir itilâfa var- dığına ve Sovyetlerin Çunking hükümetine — hiçbir. yardımda | bulunmamağı taahhüd ettikleri- ne dair bir Amerika menbaın - dan verilen haberler, resmi Tass | ajansı tarafından neşredilen bir | beyanname ile tekzib edilmek -| tedir. Tass ajansı, bu haberlerin “hakikata uymadığını,, beyan etmektedir. a— Hindistanda bir Ame- rikan Üssü kuruluyor Nevyok, 15 (a.a.) — İngiltere ile| yapılan anlaşma mucibince garbi Hin mda Amerika için yapılacı üssün Castries Santaluciada tesis e- | dileceği, Porto Rio'daki Sanjuan'dan | Nevyork 'Times gazetesine bildiril - | mektedir. l err ea nn nnn ea Be A aa miş ve kardeşce karşılanmıştır. Hükümet, Lorenlilerin, mün- bit fakat — işlenmemiş araziye malik mıntakalara yerleştiril- mesini kolaylaştırmak — işi ile | meşgul bulunmaktadır. | Memleketlerinden bu suretle çıkarılmış olanların büyük ek-| ti, hakkı hıyarlarını Po - lehine kullananların mu- vakkaten Lorende kalabilecek- | lerine dair Alman makamları | tarafından teminat verilmesine | rağmen, Fransayı istemiştir. — | Almanların Cebelüttarı- ga hücumu bekleniyor İspanyada kıyafet değiş- firen bir Alman fırkası varmış öztüğl Boston, 15 (aa.) — Bahriye mazırı Knox, Bostonda - söyledi- ği enerjik bir nutukta ezcümle şöyle demiştir: “İspanyada tebdili kıyafet et- miş bir Alman fırkası vardır . Cebelüttarıka karşı yakında bir hücum yapılması muhtemel 0- lan bir hâdisedir. Mihver dev- letleri Cebelüttarıka doğru y pacakları olularsa cenubi Afrikaya hamle yapmaları mümkündür . Taranto baskını (Baş tarafı 1 inci sayfada) zırhlının kurtarılmasına - çalışılmak- tadır. Zırhlinın iki tarafına muavin gemilerle tahlisiye gemileri dizilmiş ve gemiyi himaye için etafına baştan başa file çevrilmiştir, sular boşaltılmaktadır. Geminin ön tarafı kalkmış, şimdi de sancak tara- fına yatmaktadır. Yapılan keşif uçuşu Cavour sını - fından iki zarhlının dibe oturduğunu teyid etmiştir. Bu zırhlılardan biri tamamen olturmuştur, yanında — bir mayn gemisi vardır. İtalyan gemilerine hücum nasıl oldu ? Akdenizde İngiliz filosu nezdinde bulunan Reuter ajansının bususi mu- habirinden, 15 (aa.) — Sakin bir gecede ay yavaşça bir bulutun ar- kasında sıyrılmakta olduğu bir sırada gİllustrarionss — ve «Eagle: gemilerinin tayyareleri Taranto bih üslerini terketmislerdir. Bu taar- Tuz torpil tayyareleri — için bilbassa tehlikeli idi. Çünkü Taranto bir balan barajı ile muhafaza altına alanmıştı ve bu tayyarelerin, torpillerini atmak için alçakdan uçmaları Tâzim gelmek | te idi İngiliz tayyareleri, İtalyan hava ba taryalarının kesif ateç maşlar ise de büyük bir cüret göste- rerek düşman hedeflerine karşı yap- | ftıkları taarruzu muvaffakiyetle ba - sarmışlardır. — Tayyareler, — İtalyan harb gemilerine takriben 11 torpil at- | mışlardır. bie- Bulgaristan seferberlik * yapmıyormuş Londra, 15 (aa.) — Bulgaristanın Londra elçisi B. Mohçiloi, Reuter a- | yaptığı beyal ta Bulgaris- jansına 'tanda selerberlik yapıldığı hakkında || intişar eden || yabancı memleketlerde haberleri tekzibe mezun bildirmiştir. olduğunu hücumda muvaffak | bir | Tulumbalarla | l.ıy)':ırveW li-| manında İtalyan gemilerine bombalar | ve torpillerle taarruz etmek üzere sü- | ile karşılaş- | HAVA harbleri (Baş tarafı 1 inci sayfada) duka nazırı, ablukayı Suriyeye, Fran- | sız garbi Afrikasında, Liberiaya, Ma- dagaskar'a, Portekiz Guyanına — ve Reunion adalarına teşmil etmeğe ka- rar vermiştir, Berline hücum Londra, 15 (a.a.) — Hava nezare- tinin tebliği: İyi ve parlak bir ay ışığı, dün gece ingiliz bombardıman tayyarelerinin Berline yaptığı şiddetli bücuma bü- yük yardım etmiştir, —1 İran, Fransız ve Japon elçile:i itimadname- lerini İnönüne verdiler L liğ AA Ânkara, 15 (a.a.) — Yeni İran bü- | yük elçisi ekselâns Anuşirvan Sepah- | bodi bugün. saat 17.30 da Çankaya köşküne gelerek- Röisicümhur İsı met | İnönü tarafından kabul ve .um.ıdııa-w mesini takdim eylemiştir. | Ekselânsın muvaszalât ve hareketi esnasında bir askeri müfreze tarafın- | dan ihtiram merasimi yapılmıştır. —| Hariciye Vekili B. Şükrü Saracoğlu büyük elçinin kabulü esnasında ha- || Fi naelonlaler! | H | Fransa Elçisi Ankara, 15 (a.2.) — Framsanın ye- | ni Ankara büyük elçisi ekselâns Ju- , les Henry bugün saat 15.15 de Çan- | kaya köşkünde Reisicümhur I.mzl | anönü tarafından kabul edilerek iti-İ madnamesini takdim etmiştir. Büyük elçinin muvasalât ve hare- | keti esnasında bir askeri - müfreze | ihtiram resmini ifa eylemiştir. | Hariciye Vekili B.. Şükrü Saracoğ- || ü kabülde hazır bulunmuştur. Japon elçisi | Ankara, 15 (aai) — Yeni Japonl büyük elçisi ekselâns Şukurihasa bu- gün saat 16,15 de Çankaya köşkünde Reisicümhur İsmet İnönü tarafından | kabul buyurulmuş ve itimadnamesini | takdim eylemiştir. | | Büyük elçinin muvasalât ve hare- | keti esnasında bir askeri müfreze ta- - rafından ihtiram resmi yapılmıştır. Hariciye Vekili B. Şükrü Saracoğ- lu büyük elçinin kabulünde hazır bulunmuştur. e- SARAY Uzak Şarkta yeni bir harb başladı Tokio, 15 (aa.) — D.'N. B. eee sının hususi muhabiri bildiriyor: Hanol'den Tokio Nişi Nişi gazele sine gelen en sön haberlere göne Fransız Hindiçinisinin şimal bududum da Siam kıtaatiyle Hindiçini kıtaatır arasında müsademeler vuku bulmuş tur, İki memleket arasında muhasar matin başladığı bildirilmektedir. 12 Adanın işgali bekleniyor (Baş tarafı 1 inci sayfada) | Zına göre, İtalyanlar, her gün bu adaların İngiliz ve Yunam kuvvetleri tarafından isgaline intizar etmektedirler. İtalyan makamları bu adalar iliz ve Yunanlılar tarafın - dan işgal edildiğzi zaman İtab yyan rejiminin ne kadar insanl okiuğunu söylemeleri için Yu- nanlı halktan ricada bulunduk- ları söylenmektedir. Adalarda ikamet eden balık- çılarır. kayıkları kumsala çek- tirilmekte ve İngiliz gemileriyle temas etmemeleri için gece kar rada alıkonulmaktadır. sinemasında: TYRONE POWER ve Sevimli SONİA HENNİE Muhteşem mizanseni, cazib mev- zuu ve varyete ve tangolariyle seyircilerin gözlerini kamaştıran KARLAR ALTINDA lğ Güzel tca sözlü güzel filmde yeni BACK TO ACK Daus'ini dans ediyorlar. Siz de gidiniz ve bu eğlenceli ve neşeli süper filmi, görünüz, İlöveten: FOKS JURNAL son dünya haberleri. Bugün saât 1 ve 2.30 da. Tenzilâtlı matineler. Muhteşem bir dekor içinde velki PARİS .. f | l MONA GOYA | matinı B SBÜMER 5e PARiS DELiİLİKLERİ Fransızca filminde: dünkü, PARİS ... Gülen vedanseden PARİS'i göreceksiniz. Başrollerde: Meşhur RAY VENTURA ve'arkadaşları CAZI'nın iştirakiyle Pariste çevrilen ve işgalinden 3 hafta evvel ikmal edilen bu müstesna filmi görünüz. bugün saat 1 ve 2.30 da - tenzilâltlı gevrilen güzel ve neş'eli Harbden ev- CoCcO ASLAN eler. Sinemacılık —) -Seanslar: âleminde hiçbir filme nasib olmayan bir rağbet kazanan BALALAYKA MELEK SİNEMASINDA EŞSİZ BİR MUVAFFAKIYETLE DEVAM EDİYOR 1- 2.30 - 4.30 - 6.30 ve 9 da Numaralı biletleri evvelden aldırınız. | ha etmişi Fakat buna her nedense mu-| vaffak olamam: kurnaz sevdalıya bir lütuf da-| östererek Osman Kadriye Viyanaya kadar refakat etmele- ri imkânımı bahşetm bu sırada bütün foy: daha çıkme ve Viyanada te edilen Bülend — burada şahid olduğunuz gibi sarih itirafatta bulunmuştur. Şimdiki plânları her ne pahasına olu Müzeyyeni kurtarmaktır. lendl bu sayede ileride dının kocasından koparacağı paraların yardımiyle yak: adaletin pençesinden kurtaraca- ğim ümid etmektedir genç ka- tır. Talih bu iki | | edeyim Sedad, sorgu hâkiminin mü talealarını büyük - bir hayretl dinliyordu — Doğrusu bu mesele hak-| kında bu derece vukuf sahibi olmanıza hayret ettim. İll karşılaştığınız. Bülend ve Zi n hakkında bu kadar fassal malümat olmanız hakikaten def, sağılacak dir. | Fakat bütün bunları, Müzeyye- nin ve Bülendin çocukluğu hak- kında bu kadar derin malüma- | ti nereden aldınız? | Sorgu hâkimi güldü — Sana bu işdeki Sırrı faş” Bu sabah beni evimde sman Kadri beyin bi mal Kadri bey 7 Hani bu sabah raberce gelen adam.. İşte tün bu maltımatı - ondan aldım. Çok zeki bir adama benzeyen bu zat, gerek Viyanada bulunduğu sırada, gerek Müzeyyenle Bü lend Viyanaya gitmeden evvel tesadüf eseri bir çok mühim hususata muttali olmuş. Bunları bana birer birer anlattı. Şimdi| işin iç yüzünü anladın mı? Viyanadan — Ya, demek Kemal Kadri 'ona ayak basar basma: soluğu derhal sizin evde almı; övet! İşte bu ziyaret nasında bana bu karışık işin bü- * tün tafsilâtını anlattı. Yoksa işin içinden nasıl çıkabilirdim. Şimdi de Müzeyyen hanımı bir —60 — isticvab edelim. Bakalım o neler söyliyecek Sorgu hâkimi zile basarak Müzeyyenin içeriye getirilmesini i. Sedad: Müzeyyen hanım benim o- damdadır.. Kendisini oradan ça- ğır.. diye hademeye talimat verdi, Sonra sorgu hâkiminin elini büyük bir dostlukla sıktı de ederseniz ben bu a hazır bulun- istievab mıyayım seniz! kt Bir kaç yyen — bir inde k Müzeyyen ev- aradı ol içeri velâ gö: dadı Bulamayınca endişeey düştü Garib şey ad nerede idi? gu hâkimi genç kadını süzüyor, onun hakiki hüviyetine nufuz etmek istiyordu. Buyurun oturun hanim e- | fendi, diye mırıldandı. | | — Müezzeyn mütereddid bir hal- | de kendisine gösterilen yere o- | turdu. Ve sorgu hâkiminin ken- disine sual tevcih etmesini bekli di. 1 orgu hâkimi — Müzeyyenin evvelâ usulen hüviyetini tesbit | ettikten sonra derhal ,sadede girdi — Hâdiseyi biliyorsunuz ha- nım efendi. Onun için çan sıkı- tekrarlara lüzum görmüyo-| en biraz evvel Bülend | y de kakikati tamamiyle ikrar | Bu cinayeti hangi saik nı- c ett ticesinde ıwlcdı“ıııı ne xkıl de başkasiyle teşriki mesai et- tiğini hep anlattı. Bu gizli işde | bizim için gizli tek nakta kal -| mamıştır Rica ederim bunu göz| önünde bulundurarak o şı e| cevab veriniz Müzeyyen şaşırmıştı. S hâkimi ne demek istiyordu. | lend ne söylemiş? Ne gİbi iti- raflarda bulunmuştu. Bunu an- lamak i sorgu hâkiminin su- | san siz davet alini beklemekten çare yoktu Sorgu hâkimi her'şeyden ev- vel sözlerinin genç kadın üzerin- de yapmış olduğu tesirleri gör- mek ister gibi süzlerine bir fasi- la verdi. Sanra birdenbire sor- du: — Bülend beyi düğüne şah - ettiniz. değilmi? başka — Bvet Zannedersem, enelerce — görmemiştiniz. lenmenizden bir müddet karşılaştınız. Bu tesadüf nızdaki eski hatıraların kendisini Ev- evvel ara- diril - ona ev- iz. Bu mesud gününüzde onu da gör- ediğinizi — ilâve e(tıml. Fakat bunları tek- rar etmekten maksadınız - ne- | dir — Şimdi anlayacaksınız! Bü- | lend bey az evvel bu naktaları ehemmiyetle kaydetti. Doğru o- lub olmadığını iyice anlamak istiyorum, (Arkası var)