Çekler, Lehler ve Almanyanın | teşkilâtlı ve disiplinli askeri şev- | ket ve satvetine muvaffakıyet ümidi olmadan karşı koyamıya- cak kavimler üzerine ucuz z ferleri kazanmağa pek haris bulunuyordu. Lord Halifaxın ziyaretinden sonra, Goering, “Mr. Chamber- lain sahiden bir iş yapmak isti- yor mu?,, diye sormuştu. Arzu ettiğini isbat için 1988 kânunu-| sanisi sonlarında Londraya çağ- rılmıştım. Hitlerle bir mülâkat temin ederek umumi bir hal ve iye sureti imkânlarını araş- tırmak için talimat almıştım. Alman matbuatına ve bazı İn- giliz ziyaretcilere Hitlerin söy- lediği şeylere bakılarak — hü-| küm verilirse, iki memleket ara-| sında daha iyi anlaşmaya k: çitElÜ Taller a bi banühr | Almayaya,- Avrupada bizim da- i etimizden ve Al- | ma lmış,, olduğumuz müstemlekeleri iadeyi kabul et- mizden ibarettil. e, majestenin hüküme-| tinin” bütün mühim meseleleri| münakaşaya prensip itibariyi hazır” olduğunu - bildirmele muttasıl söylemiştim. Batın dördünde — Berlii döndüm. Fakat Blombergin ev- lenme- hâdisesini takib eden.-de- Bişikliklerin sebeb olduğu istik- rarsız hava dolayısiyle, Hitler- le mülükatım martın üçüne te- hir edildi. Bu sırada, Mr. Eden hükümetten ayrılmiş - ve Lord Halifak hariciye nezaretinde 0- na halef olmuştu. Maatteessüf, - Hitlerle mülâ- katlarımda daima kaderin hük- mü böyle olacaktı - bu fena inti- hab edümiş bir zamandı. — Dr. Schussnizg 12' şubbatta Berch - tesgadene çağrılmıştı. Avustur- v kazamı fikir. fikir kaynıyor ve taşmak üzere bulunuyordu. Bi- naenaleyh Hitler pek coşkun bir halde idi. Bunu gizlemek için de uğraşmıyordu. Ben eski Reich şansölyeliği binasında kabul edildim. Pence- renin karşısındaki duvara da- yanmış. büyük bir sedire beni oturttul Sol tarafımda, — kü- çük bir iskemle Üüzerinde Dr. Schmidt not aliyordu. Omun da | solunda, bir yarı dairede, Hitler koltuğa oturmuşstu. Hitlerin nında, benim karşımda, — Herr Von Ribbentrop bulunuyordu . Şansölyeyi görmek istemekten| maksadım - ne olduğumu izah - tan söze başladım. Bunun - bir| pazarlık (Kuhhandel) olmadız nı söyledim. Biz'bir şey - teklif - ettiğimiz vakit, Alman matbuatı aley mizde”daima bu itkama Kkalk -| mıştir. — Maksadımızın döstlük | için bir temel bulmak olduğunu | temin ettim. Majestenin hü meti, dedim, izale edilmesi zorlukları istihfaf etmiyor kat iki taraf da mütekabiliyet temeli ve yalnız ku racaat etm ü rak daha sipi üzerinde ittifak bunların iktiham Edılchıleceğııın* emindir. ederlerse nin hükümeti değişik- ınm mümkün oldu- ğunu kabul eder. Fakat bu yal-| nız yüksek bir sebeb namına vukua gelirse olabilir. Aramızda en esa: ğini m! teslihatın seleler ne ol ettiler. ahdidinden, azaltılmasından hükümeti — buna| bombardıman tayyarelerinin il- 1 da ilâve edebilir bilece- | Meselâ bomba m emleke mese- lesinin sulhperverane halli gi- bi. | Sordum: —Almanya umumi| e Avrupada sulh ve müsalemet me elelerine kendi tarafı n ne ifa edebilec naatinde Bu ihtimalki Hitlere yaptı en uzun beyanat idi. On dakik: nın büyük bir kısmını iş miş olması icab eder. Bütün bu müddet zarfında, koltuk icinde | yüzünde müdhiş bir - ifade ile| iğilip duruyordu. | Benim metin fakat ayni manda bir u lealarım bu yordu. Maamafih, sözlerimi bitirinci- ye kadar dinledi, sonra söze haş- ladı, İngilterede, dedi, kendisi ibi bir hiz al Gt-i alini değiştiremi - aleyhindeki matbuat hücum - ları hitinciye kadar hiç bir şe yapılamaz. (Kendisiyle ne man görüşsem bu mevzua te- mastan eri kalmazdı.) Orta Avrupaya şahsı lerin mü, dahalelerine de müsamaha gös: teremezdi. Orada milvonlarca YAZAN:İNGİLİZ BÜYÜK. ELCİ! TÜRKÇEYE ÇEVIREN — Hüseyin Cahid YALÇIN — ai — İ SİRNEVİLE HENDERSON | | Almana haksızlık yapılıyordu . Kendi mukadderatlarını kavim- lerin kendileri tayin etmek hak- kı ve demokratik haklar, baş- ka milletlere olduğu gibi Al- manlara da tatbik edilmek lâ- zamdı: Avusturya halkının yal- nız yüzde on beşi Sehussnigg re- jimine müzaâheret gösterdi. İn- giltere muhik bir tesviye tarzı- na muhalefet edecek olursa Al- manya — muharebe mecburiye- tinde kalacaktır. Almanlar - zu- lüm ve tazyik altında kalırlarsa Almanya müdahale etmek za- ruretini duyacak ve müdafaa edecektir. Müdahale ettiği tak- dirde bir yıldırım gibi- (Blitzs- chnell) hareket eyleyecektir. A- vusturyaya rey vermek imkânı bahşolunmalıdır. Çekaslovakya da Almanlar kültür sahasında ve sair hususlarda multariyete malik olmalıdırlar. Hitleri alâkadar eden şeyin müstemlekeler olmadığı aşikâr idi. İngiliz matbuatı, — İngiliz | piskoposlarının Alman kilisesi işlerine tahammül edilmez mü- dühalesi, İngilterenin umumi - yetle, fikrince, kendisine hic ta- allüku olmıyan hususlarda tec- vizi imkânsız karışmaları ve Avusturyada nazi muhibbi AL- manların fena mukadderatı hak- kında yarım saat kadar bana bil nutuk - verdikten sonra, silâh- sızlanma — meselesine sözü çe- virdi, Fransız - Sovyet misakı- nn Almanya hakkındaki - teh-| didinden ve Çekoslovakyanın da buna iltihakınd ahsetti. Bu| sebebden dolayıdır ki, dedi, Al- manya ağır surette silahlanmak mecburiyetindedir. Binaenaleyh silâhlanma keyfiyetinde herhan gi bir tahdid U. R. S. S. e bağlı idi. Devam etti: “Bir — vahşinin ziye düsturlarına akıl erdi- rebileceğine insan ne kadar ina- nabilirse Sovyetler Birtiği gibi| barbar bir mahlükun muahede-| sadakatine de o kadar iti-| m'e1 sokuyor. U. R. S.S. ü herhan- | gi bir uzlaşma: kıymetsiz “bir| şeydi. Rüusyanın. Avrapcıya so- | kulmasına hiç bir zaman müsar | ade gösterilmemek — lâzımdı.,, | Meselâ, zehirli gaz kullanmamak | hususunda Sovyetlerle yapıla- cak bir uzlaşmaya kat'iyen iti-| mad edilemiyeceğini i etti. Tırnak içindeki sözler Hitle- rin söylediği kelimeterdir. O'ta- rihde *Dr midt tarafındah | yapılan tahriri ve itina ile tabe-| dilmiş ve bana verilmiş notlar | da aynen mevcuttur. | Hakikatte yukarıki son üc| fıkranın kâffosi bu tahriri not- lardan hülâsa edilmiştir. Bizzat Hitler bu notları görerek tasvib ve tasdik eylemiş ve Herr von Ribbentrob tarafından bana tev- | di olunmuştur. Bunları bir de- receye kadar mufassalan bura- | ya kay Çünkü bu münasebetle Hit-| lerin serdetmiş olduğu mütalea- W lar Hitlerin tekniğini alâkaya | değer bir bedahet ile ort:ıv"ı* »ymaktadır ki bunu kendisine karşı kullanmak mümkündür. | Hitler Avusturyada reye mü - racaattan bahsettiği zaman, bir plâbiscite mi kasdettiğini sor- dum. Bu fikir Alman matbua- tında uzun uzun tedkik edilmiş- | ti. Hitler ve cevahda vusturyalı Almanların, emin bir | halde buülunmalarını ulüm | ve taaddiye sulhperverane tekâmül yolu ile nihayet vel mesini,, istemekte olduğunu bil-| dirdi. Başka tabir ile, suali mül bir cevab ile geçiştirdi | isbat ettiği veçhile, do; doğruya kendi nezareti 1 yapılmadıkça — bir plâb el tahammül etmek niyetinde de- | ğildi. Çekoslovakyadak hakkındaki talebi d le not edilmiştir. O l 1 taleb muhtariyete int ti yordu. Avusturyayı ele gecir-| dikten sonra, muhtari: kâfi | gelmedi. Maamafih ordusu mü cadeleye hazırlanıncaya kadar | açıkça ilân edilen hedef muh tariyetten ibaret bulunuyord: Fakat, ordu. hazır olur. olmaz det arazisinin Reieh'a | fi mımırıı l * söyl. old tiklâllerini ga: zar olduğunu Çekler gimdi istiklâllerini kaybedeceklerdi. Her merhal Hitler için daima ana erişinc kadar en sonuncu diye miştir. (Arkası var) | nata Fransada | met ve ehemmiy SA | sarramnaamazmmı Fransa dirilecektir TBaşmakaleden devam) harb mağlübiyeti değil, dahili bir bozguntuk ve inhilâl eseridir. Bir dalâlet ve ruhi bir bubran neticı—sıılır ki muvakkat olduğu işte görülüyor. Fransız milleti- nin vicdanı ve şuuru uyandıkça apılan hatanın — vatana karşı bir cinayet caktır. Filhakika Pransa henüz | herşey - kaybolmamıştır. Bü- yük bir muharebeyi kat'i suret- | te kayboden bir Fransız kralı: | “her şey kayboldi, - fakat na-| mus — kurtuldu., diyerek teseili | bulmuştu. Bugünkü lar ayni ruhun evlâdları larını gösterecekl Fransız milletine nanistan ne güzel bir örnek teş- kil etti ve ne tesirli bir verdi: Vatan aşkını — kalbinde olduğu takdir edile- | cek ve tamirine teşebbüs ')hını-; Fransız- | olduk- | ders | duyan Yunan milleti karşısın -| & daki anın adedce üstünlü: güdü, malzeme - bolluğunu h düşünmeden — namus vazifesini amağa koştu. Fransa bu v: Fransada vatan, namus ve kah ramanlık mefhumlarının ölme- diğini isbat ediyor. Ancak hareket bütün Pran tonlayan milli bir — tesanüd: ve vahdet şeklinde tecelli etmeli - dir. İşte mareşal Pötainin inti- bakı, general Weygandın u milli, vahde canladığı ümidini veri- tekrar yor. Fransa mağlüb Müstemlekelerinde - büyük kuvveti vardır: Donanması k men hâlâ ayaktadır. Müttefiki İngiltere gittikçe kuvvetlem ve düşmanı âciz bırakmıştır Yunanlılar, İtalyanları mağlü - biyete uğratmıstır. sanın yeri onların yanındadır. Fransız milleti bu tarihi dakikanm aza- etini anlayacık, kudsi vazifesini ifaya koşacal tır. imamıştır. bir Hüseyin Cahid YALŞIN MOLOTOF Berlinden ayrıldı (Baştarafı 1 inci sayfada) vedalaşmış. v mesaiden — sonra Tarak hareket Berlin, 14 (aa.) — Stefani ajan: bildiriyor Dün akşam Alman hariciye nazırı Vön Ribbentrop Sovyet komiserleri Beyeti reisi B. Mol: süren nihai b tur. Resmi tebliğ Berlin, 14 (a.a.) — Resmi tebliğ: 12 ve 18 teşrinisoni 1940 tarih Berline yaptı yetler birliği ve hariciye tof, Fü zırı B. V da bul ği ziyaret v B. asında Sor M. Molo- rerle ve Al n Ribbentropl.: mülâkatlı sıliıklı bir itimad * etmiş ve A ini alâkadar eden Teler de karşılıklı e Sovyeti mese- tidâfa müncer ol- birliği Sığmakta verilem ziyafet Nevyork, 14 (aa.) — Dün B. Molotofun Alman ricalin: yafet verdiği esmada Berlime hti edilmiştir. BE Molotofun — misatirle: bu sabah erkendi hayet larm işaretinin büyük elçiliği binasında kalin dir Nasıl olsa üstünüzün zim — biliyordum aranaca - ediğinize dair bir ka bulunacak olursa — buna inanacağımıza hükmettini kâğıdiın şeriki cürmünüzü kur- taracağını tasavvur ettiniz. İtham çok a kuvwvetli idi. Sorgu hâkiminin son ri Bü- lendi tamamiyle şaşkın bir va ete sokmuştu. Bitkin bir Aldanıyor 3üyük bir hataya mırıldandı z Haydi kendin ediniz! Bu kâğıdı ne za dınız? Bülend bu zamana K kendisini, topla ati Bir özlerimi nar r- diye cevab li Dün e bulundu gelen ve b: n zifeyi yapmıyacak mı? | Hezimetin ferdasında vücud bulan hür Fransızlar — teşkilâtı | bu | ız halkını | eya: ! Mısır parlâmen-| Tarantoya yeni 'Yunan ileri ha- nutku ile açıldı (Baş tarafı 1 Inci sayfada) lan hattı hareketi - kabul eyle- miştir. Mısır, Büyük Britanya ile olan | ittifak ve dostluk muahedesını gerek metni ve gerekse ruhu iti- bariyle tam bir samimilik dai- vesinde tatbik etmiştir. Aymi za- i manda, Misir harbin tesir yap- | tığı bir tarafta diğer devletlerle dastlük — bağlarını idameye lışmıştır. Misir, kendisine it. madi olarak, ve hâkimiyet ve istiklâlinde kıskanç, - tehlikeleri | karsılamağa âmade bulunarak ve beynelmilel şartların alaca-| ği şekil ne olursa olsun, emmni- | yetini ve bütünlüğümü idameye gayret ederek hâdiselerin sey- | rini takib eylemektedir. Geçen içtima devresi zarfın- | da tavsiye ettiğiniz ve-miketin arzu ve iradesine uygun olan bu | siyaset, en iyi neticeler verece- | ği ve Misirin bütün arzılarını | tahakkuk ettirebileceği ümidi ile hükümetin de seçtiği siyase- | tin aynidir. Hükümetim, memleketin ikti- | sadi hayatında harb yüzünden | hasıl olan — karışıklıklara: çare | bulmayı bu siyasetin muvaf- fakıyetinde herşeyden iyi temi- nat altına alacağı kanaatindedir. | Buna binaen, hükümet vazi-| yeti elinde bulunan her çareye baş vurarak karşılamıştır. Hü kümet, Misırm büyük müttefi kinden samimi bir yardım. gör- Müştür, zira yeni pamuk rekol- tesinin satın alınması için hu- msi bir anlaşma yapılmış ve pi- yasa müttefikimizle birlikte tan zim edilmiştir. Bu suretle tica- ret müameleleri müstakar — bir esas üzerine cereyan etmiş, ha- | rici karışıklıkların Mısıra ciddi | tesirleri olmamıştır. W Bu nutuk, şimdiye kadar Mı- | sır parlâanentosunda krallar ta- | rafından okunan nutukların en | kısasıdır. Nütku okuyan Misır başveki- | li Hasan Sabri Paşa nutkun ya- rısında. kalb sektesinden ölmüş tosu Kralın I | ve nutku âyam reisi tamamla- mıştır. Hasan Sabri Paşanın ölümü meeliste büyük bir he- yecan tevlid etmiştir. Hâdise nasıl oldu? Kahire, 14 (aa.) — Mısır başvekili Hasan Sabri, paşa, bu- gün parlâmentomun açılış celse- nde, Kral Farukun, kraliçe Fe- ridenin, valde kraliçe Nazlının | ve daha bir çok yüksek zevatın | buzuru ile, kralın açılış mutkü- | nu okürken — yıkılmış ve ölmüş- | tür Reuterin hustsi muhabiri, | vak'a hakkında aşağıdaki taf- silâtı. vermektedir: | Basın locasında bulunuyor - dum, Nutkun ortalarına doğru başvekilin sesinin değişmekte olduğunu gördüm. Bir dakika sonra başvekil mikrofonun tüne düştü. Hasan Sabı nutkun yazılı olduğu - kü, elleri arasmda sıkıyordu. — Ka-| bine âzası ve Kral hanedanı ken- | disini kaybetmiş olan başvekilin yardımına koşmuşlardır. Hasan Sabri , içtima — salonunun | yanında bir odaya götürülmü: ve kralim açılış. matkunu, ây meclisi reisi tamamlamıştır. Bilâhara, — başvekilin — kalb sektesinden öldüğü bildirilmiş - tir üs- sözler bulunan £ söyleyen ve tavsiyelerde emal Kadrinin beni akılsız ve budala bulmakta hak- t olduğ lefa nu itiraf edi arak da bu hâdise ü- n hanımın- hiç bir alâkası | rarlıyorum. kâfi derecede riki cürmünüzü ele emiyorsunuz. Pekâlâ lütfen ifadenizi ikaz Sizi rmek inızalaymız! Bülend Şimdi kendisine uzatılan daktilo ile not edilmiş ifadesini okumadan imzaladı. Sorgu hâ- kimi Sizi tevkif ediyorum. Ci nayeti işlediğinizi itiraf etmeni: bunu icab ettiriyor.. diye ilâ tti. Bülend orada, hazır bulunan dada hir şeyler söylemek 'akat Sedad m pen n tarvafa çevi! soka- re baş ülend bu- erine den v İki dakika sonra Bülend Bir jiandarmanın refakatinde hava hücumları (Baş tarafı 1 inci sayfada) Hücam zasıl yapılmış ? Londva, 14 Çasm) — Taranta: lima- nına yapılan İngiliz hücumunu tek- nik bakımından tahlil eden — Dailiy Mail gazetesinin tayyarecilik muha- | biri, resmi menabiden aldığı mabü- | Mata isfiraden vaziyeti şu süretle tas- | rih etmektedir: | Zannalunduğuna 500 Hbrelik bombaları hâmil Skua bombardıman tayyareleri Ta - göre, ilk olarak | olan antonun üzerine gelmişlerdir. Mulüm | olduğu üzere tayyareler, düşman de- | nizalblarının baş belâsıdır. Tayya -| reler, beraber taşıdıkları bombala - rı kümilen attıktan sonra beşerli mit- ralyözlerle gemiler üzerine cehen- nemi bir ateş açmışlardır. -Bundam| sonra limanın üstünde dolaşarak müt | hiş torpillerle gelmekte olan Svord- fish tayyarelerinden mürekkeb. taar- ruz dalgasını: himaye etmişlerdir. Bu münazebetle İtalyan — donanmasında tayyare gemisi olmadığı ve İngiliz- lerin şimdi İtalyaya pek yakın olan deniz üslerinden kalkarak bombar - dıman yaptıkları tahattür - edilmek- | lüzüm- gelir, Ti lll tayyareleri Londra, 14 (aa.) — Hava nezare- | tinin tebliği: Sonradan alınan raporlara — göre, | bugün dört tayyare daha düşürülmüş | ve bu suretle tahrib edilen du&mıuW tayyarelerinin adedi 19 a baliğ olmuş | tur. İki avcı tayyaremiz kayıptır, fa- | kat iki pilot dw kurtulmuştur. Dün gece de iki düşman bombar- | dıman tayyaresinin düşürülmüş bu -| lunduğu teeyyüt etmişlir. Selânikte sevinç Atina, 14 (ma) — Tarantod: İngiliz zaleri üzerine halk, sevin: hararetle izhar etmiştir. Söz: söylemeğe — salâhiyettar “Yunan memuru bu zaferin derecede bir zafer teşkil ettiğini ve İngiliz donanmasının an'anesine 1â- | yık: olduğumu beyan etmiştir. Yunan salâhiyettar mahfilleri zafer münasebetile —İn nazırı B. Grigg'in İtalya: dileceğine dair yapmış olduğu beya- natı hatırlatmaktadır. Bi Alman - Bulgar ticaret anlaşması Berlin, 14 (a.a.) —D. N. B.| bildiriyor Alman - Bulgar ekonomi mü- nasebetlerini - tanzime memür Alman ve-Bulgar heyetleri, Ber- linde: sonbahar - toplantılarmı yapmışlar ve 31 marta — kadar| 'a mübadelesini' tanzim eden | anlaşmalara - varmışlardır. Bu| anlaşmalar mucibince, bu devre esnasında ticaret münasebetle- | rinde yeni büyük tezayüt kay - dolunacaktır. bir birinci | bu Başvekilin ölümünü mütecakib çok acıklı sahneler olmuş. ve| kraliçe Feride, valdei kraliçe ve | bayan Hasan sabri Paşa, hıçkı- ra hıçkıra ağlamağa - başlamış- | lardır. Açış nutkunun kıras teakib; kral Faruk, Başvekilin | yamna gitmek üzere derhal! içtima salonunu terketmiş, fa- kat geç kalmıştır. Hasan Sabri pasa, bugün ilk defa olarak, bu sabah kral Fa- | rukun vermiş olduğu. Mehmea | Ali nişanının büyük kordonunu aşıyordu. tini mü- ık- | w hâkiminin odasından tı. © çıktı edad ar- kadaşı — olan hâkimine döndü | Yazık! Ne iyi bir çoc Bu işi nasıl yaptı bir türlü ş L Bldi gimiz: deliller karşısında inkâi ni anlayınca — Da: car mıyarak - itiraf etti adi asıl mesele Müzey Ti letmekite. ad hafifçe sarardı Onun bu işde 3haldar: duğuna emin m Kat'i surette.. Bi rim asla aldatmaz. Fakat hatırladığıma Osman Kadri bey ifadı rirken Müzeyyenin masu duğunu söylemişti. Hayır.... Osman K de kendisini vuranın y yen olmadığını söylemiştir sen bimu biz de iddia etm | memiş ve üzerindeki şeyler ta- | mak rekâtı devam ediyor (Baş tarafı 1 inci sayfasta) tabana — zıd olduğunu ve bunun aşağıda zikredilen hâdiselerle aabit “bulunduğunu salâhiyettar kaynaktan — öğrenmiş bulunu - yoruz: 1 teşrinisanide öldürülen bir Yunan subayının cesedi gömül- mamen yağma edilmiş bir hal- de bulunmuştur. Bir Yunan alayından esir dü- gen ve firar halindeki İtalyan- ları yaralı olduğu için takib e- demeyen bir Yunan askeri İtal- yanlar tarafından bir darbe ile cansız yere düşürülmüşt Piyadelerimizden esir düşen biri soyulmuş ve kalbinin üze- rine bir hançer saplanmıştır. Cenova taburunun 70 inci bölüğüne mensub Tessaro Gios- | sone di Giovanni isminde esir | edilen bir İtalyan askeri üzerin- de 3.550 drahmi ile üzerinde Yu- nan bayrağı görülen bir saat | bulunmustur. Bari de taarruza uğradı Atina, 14 (a.a:) — Yunanis-| tandaki İngiliz hava kuvvetleri karargâhının tebliği: 12/13 sonteşrin gecesi Draç ve Avlonya İngiliz hava kuv- vetleri tarafından tekrar - bom- bardıman edilmiştir. Uzun mesafe tayyareleri ” Ba- rideki petrol tasfiyehanelerine karşı muvaffakıyetli bir taar- ruzda bulunmuşlardır. Avlonyada, yüksek yangın bombaları bir mi deposuna isabet etmiş, ve yangınlar olmuştur. Bom - bardıman tayyareleri 20 dakika sonra oradan ayrılırken infilâk ve yangınlar devam ediyordu . Keza bir nakliye otomobil - te- cemmüüne de taarruz edilmiş tir. İtalyam ric'ati Atina, 14 (aa.) — Dün gece cebheden gelen haberlere göre| "Epir mntakasında İtalyanlar | Kalamas nehrine kadar rit'at et- mişlerdir. Mezkür — mıntakada askeri faaliyetin artması' bek- leniyor. Dün İtalyanlar Yunan deni- zindeki muhtelif adaları bom - bardıman etmişlerdir. Bir kaç ölü ve yaralı vardır. Cebheden az haberler gelmek: tedir. Fakat vaziyetin sakin ol- duğu zannediliyor. Yımanlılar her türafta * mevzilerini muha - faza ediyorlar. Almanyaya akın Londra, 14 (aa.) — İngıhı hava nezaretinin tebliği: Çok gayri müsaid hava şart-| larıma rağmen, dün gece bom - bardıman tayyare - filolarımız. Almanya üzerine geniş hareket- lerde bulunmuşl: | Berline karşı yaptlan hücumda | Sehleischer garı, Grunevalk mar | şandiz garı ve askeri hedefler a- ğır surette bombardıman edil - miştir. Münferid yangınlar çık- mıştir. | Kolonya elektrik santraline, Duisburg ve Ruhort nehir ha - vuzlarına, Dortmund, Du: dörf endüstri hedeflerine Lipnfort yüksek - fırınlarına taaruz edilmiş, bu hedefleri bet vaki olduğu görülmüştür. —| Her ne kadar - tabancanın kab-| zasında kadin eline benzer paı izleri bulunmuşsa da - Bi lendin parmak izteri de vazih o- larak tesbit edilmiştir. Bundan çıkarılacak mâna, — tabancamın üm gı olan kadın, - ki bunün & ka - bi- risi olamıyacağı tabiidir. - tar: fından da muayene edilmiş ol- ma: bu işde Bu—î yyenin beraber Hasma asla ihti Füm. Niçin bunu psırlar ı faciada Bülendle talebelik zaman eri ara- da bir aşk meveud olduğu nlaşıl her neden- şgememişler ! düf o1 yenin esi ari-| S krar şiırmış, | aralarındaki sevgi yeniden a-| levlenmiştir. - Fakat | Osman Kadri be Orduya yardım atandaçlarımızın gerek Hava Kurumuna yaptı- ği yardım, gerekse kahraman askerlerimize kış hediyesi hazır- lamak için gösterdiği — gayret, gerek Kızılay için yaptığı berrüat her Türkün göğsünü kabartacak bir miktardadır. Fakat biz bunu kâfi görmü- yaruz. Bu yardımın her şekilde bugünkü nisbetinin bir kaç mis- line çıkmasını ve buna bütün va- tandaşların bir kütle halinde iş- tirakini istiyoruz. Dünyanın bu- gün bulunduğu karışık vaziyet karşısında bizi harbden uzak tu- tacak yegâne âmil ordumuzun azami derecede kuvvetli olması- dır. Ordumuz ne kadar kuvvetle: nir, hazırlıklarımız ne kadar ge- nişlerse düsmanların bize hücum cesaretleri o kadar eksilir. Bu hakikati göz önünde tu - tarak diyehiliriz ki, vatandaşlar bu yardıma bir hamiyet, bir lütuf eseri olarak değil, bir va- zife, bir mecburiyet, bir vecibeyi yerine getirmek şeklinde iştirak vaziyetindedirler. Bence bu hakikat göz önünde bulundurularak, orduya yapıfan yardımları daha geniş bir şe- kilde organize etmenin yollarını bulmalıyız. Bu iş için aklima | pratik bir çare geliyor. Teberri yapan her vatandaşa, üzerinde ismi ve yaptığı teberrü mikta- rını gösterir birer kart verilme- H ve bu kartı hâmil: 'olmuyan vatandaşların resmi — devairde müracaatları kabul edilmemeti- dir. Yine bü kart ibram demir veya- denizyolları seferlerinde, banka ve posta muamelâtinda da mecburi olmalıdır. Bu kartı almak için mutlaka büyük mikyasda yardımda bu- lunmak mecburiyetine de lüzum yoktur. Yalmz kartlar verilirkenm teberrü sahibinin içtimai mev - küi göz önüne alınmalıdır. Kart- lar ayda bin lira kazanan bir a- dama asgari 500 Tira mukabilin- de verilebileceği gibi ayda 20'lü- ra kazanan vatandaşa da me - selâ bir lira mukabilinde verile bilmelidir. Bu usulün çok müsbet ve ha- yırlı neticeler vereceğine emi' - züm, MURAD SERTOĞLU VEFAT Eski Hicaz Defterdarı (Hacı) Zülü- tü eşi, E paşa Lisesi Tövih üğm retmeni Reşit Örücü — ile Üniversite umumi kâtibi: Ferit Züktü- Öcücür ve Nüveyre Örücünün iflet. Örücü hakkıt rahmetime kavusmuş. bugüm 15/X1/ 1940t sağıtı s Sinemküy Meklömeei; sok; apartmanından: kaldırılarak y camiinde 1 müteakıb Feriköyn medfenine defnolunac: et di anneleri ecksi eski umus lilerden - Asım Çalıkoğlunun 'e mülga Darültü- mm felsefe ve içtimaiyat mualfimt doktor Orhan Sadedditin vefikası Nür n çıkan Şeker bayra- inü başlıyan kısa- bit ra ayın on ikinei pa- günü Taksimdeki — Fransız hastahanesirde irtihat eti dün- Kü salı günü E daki abi ristanına defnedi ANlah rakmet etmeğe bir türlü razı olammamı, icede basit bir plân kurmuş- Müzeyyen Osman Kadri ek, bütün kanınimu- ameleler'tekemmül ettikten son- ra Bülend bir firsetim bularak Osman Kadriyi ortadan kaldıra- lar. ileevlene caktı. Bundan sonra — Osman Kadri beyin servetine konacak- ol yen, Bü- ekti. İşte n ittir. İşi bozan ev- fazla ht lendle evlenci bu kadar ba velâ Bülendi O, muştur zece bile Osman Kadrinin koy- nunda kalmasına kail olmuyor du. Onun için cinayeti düğün gecesi işledi. Talihleri sayesin- de katil bulunamadı. Bütüm ü- midler Osman Kadrinin konu- şacak hale gelmesine kalmıştı. araftan Bülend, Osman drinin bir an evvel iyileşme - sine de anlaşılan mâni olmuş ve hattâ kendisini hastahanesin- | de öldürmek bile istemiştir. CArkası var)