11 Kasım 1940 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3

11 Kasım 1940 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| ZYAZMI INGİLİZ BÜYÜK ) bÜŞA GİDEN GAY'IETLER TÜRKÇEYE ÇEVIREN — Hüseyin Cahid YALÇIN ELÇİSİ SİRHEVILE HENDERSON —Hp — Bu münasebetle ileri gelen | bir çok wazi mazırları ve şahsi- yetlerile görüştü. Brtesi günü | (pazar) bır öğle yemeği ziyafe- tinde taşlıca diplomatik arka - daşlarım ile tamştiktan sonra, | Dr. Gocbbels ile karısı sefaret-| haneye geldiler. O tarihde benimle beraber oturan hem-| girem Lady Leitrein ile Lady| Alexandra Motcaife, Fran Goeb- bels ile moşgul oldukları sırada, ben Lord Halifax ile Dr. Goeb- bels arasında tercümanlık ettim. Mubaverelerinin mevzuwmnu iki | memleketin matbuatı — teşkil e- diyordu. | Bundan sonra epeyce bir müd- | det bu moktada bir gergimlik gö rülmedi. Şurasını da söylemek - ten imi menedemiyeceğim bbels'in hususi mu - esmasında, şöhretine vdiği makuliyet « Lord Halifax üzerin- t iyi tesir yapmıştır. ident © akşam Lon- ccihen hareket et- ti. Âlmmı meti gül idi. ye kağe Hitler damın & çık ve k; t tehasdis cimamak dir etmiş görünüyor - afih, resmi Alman te- r kenarda durup bek- ı ziyaretten sonra Go- a dediği gibi “Baş aten bir iş görmek ve İngilterede nazi | seye muhalefet gös-| file kendi iradesini kabul ettirebilecek mi? Millet- ler Cemiyetinin yoluna, | Fransız çemberlemesine, kollek- l stemine ce Rusyayı Almanyaya — karşı siklet olarek kul- krine avdet etmiyecek istiyor mu olan her teren mah yaset haklandak; resmi müralea ve kanaat bu idi. Fakat haki- | kat şu idi İngütere arzusuna rağ:- lâzım' geleceğini | kadar kurnaz idi., | takdir edecek Bir İngiltere ile anlaşma eme- line Orta Avrupa üzerindeki | , hırsıcahlarmı feda etmeğe razı değildi. Onun nazarında İngil-| tere ile iyi münasebetler — orta | Avrupa haritasını kendisinin | yeni baştan çizmesi emeline İn-| gilterenin muvafakat etmesin - | den başka bir mânayı ifade et-| mezdi. | Sözleri — kendisi için hiç bir Vkülfet tazammün etmiyordu. Al- ınan halkını aldatmak için kul- lendığı vasıtalar arasında bu da kıymetli bir vasıta idi. Alman | halkı, kütle itibariyle, İngiltere | ile hakikaten dost olmak isti - yordu. Bu dikkati başka tarafa çevirmek için bir manevradan | ibaretti. Muhakkak ki 15 mart | 1939 tarihine kadar insan daha | fena şeyler - beklemek için ne| kadar hazırlnamış olu olsun, Hitlerin samimi olabilmesi imkâ- nına ihtimal verebilirdi le- diklerini takribi bir surette kast- ettiği, büyük Almanyanın vah- deti bir kere temin edilirse ha- kikatte memnun olabileceği ve | bununla iktifa edeceği zannolu- | nabilirdi. Irkın - halisliği hakiki ve sarnimi istediklerinin Almanları ret bulunması, Avusturya ve Südet koyunlarını bir kere Al- man sürüsüne soktuktan sonra | diğer milletleri rahat bır Bi ve sulhperverane meş; ve işlerle memnun olması daima daha fena - etmek şartile, fena edinciye kadar, dai- ümid edebilir ve etme- bildi. İnsan, lidir. Sulh benim hedefimdi. Ne Olursa, ne yapılırsa netice dai- ma ve behemehal fena olaca - Bina ihtimal verirsem ve buna göre hareket edersem namus - kârane çalışmış olmazdım. Be- nim işim fena neticeler hakkın- da kehenet yapmak değildi, fe- nalığın vukua gelmesine mâni olmak için elimden gelen gayre- ti sarfetmekti. Binaenaleyh, o tarihte, Lord Halifaksın ziyaretinin şübhesiz gaha iyi şeylerin bir mukadde- | çarpışan zit ideolojilerin mesini teşkil edebileceği hülya - rilmak insani bir harckettir. Si- yasi ufukta mikbinlik telkin ede- bilev: ir şey yoktu. A- wasturyamın üzerinde - bulutlar yığıldığında şübhe edilemezdi. Henlcin'in yıldızı Südet fezasın- Molotofun Berlini ) e—7 | layıdır ki Moskovanın | sım besledim. Saman çöpüne sa | da yükselmeğe başlamıştı. İs -| panya harbi h: kümetlerin en büyük meşgalele- rini teşkil ediyordu. IBu duman | perdesi arkasında, Hitler mev - küni gayretle ve maharetle tak viye etmekle meşguldü. Rusya | askeri tasfiyelerden dolayı za - yiflamıştı. r taraftan, Ro - Mma - Berlin mihveri İtalya e| Japonya tarafından commintern aleyhdarı misakın imzasile bir dünya müsellesi halini almıştı. Üc memleket yeni, kuvvetli ve mütearrız bir blok vücude ge -| türiyorlardı. Küçük devletler Al- man högemonyası altında nisbi masuniyetin kendilerine Ce - nevrede arzedilen nazari bir ko!-; lektif emniyetten daha sağlam olup olmadığını düşünmeğe ba; Tamışlardı. Umumi — surette | 2937 Hitler için gerek diploma- si gerek askerlik sahasındı Cok Lord Halifaks, rütbesine göre, generale n otomobil yol- larının inşasına ni duğunu sorduğu ring şu cevabı ermişti lik kat olur ve şiddetle ce- zaya çarptırilırsa itimad saye - sinde çok iş görülebilir. rette yasak nuhtemeldir. Lpn'ıs:ı harbi Av Yupayı endişeye düşürdü ve bu. suretle Hitlere Südet gayri memnun!uğunun alevlerini yel| g'uııce zemin hazırlamak imkânını verdi. O - nun için bundan —daha faydalı| olan şey bu barbde biribirlerile | İngil- tere ile Fransayı biribirlerine| Tuhasım harblere iltihak ettir- miş olmasıdır. İşte bu husumet -| lerdir ki Hitlere yalnız harici siyaset vaziyetini kuvvetlendir- | mek değil sükünetle fakat bü yük bir gayretle askeri ve hava kuvvetlerini tekrar teşkil etmek fırsatını da vermişlerdir. 1937| senesi için Almanya hakkında| yazmış olduğum senelik rapor - da şöyle bir fıkra vardır: “Almanyanın tekrar silâhlan- ması çok göze çarpmamış ise bu yeni bir şey olmamasından do - İayıdır. Bu sene de geçen sene- lerde olduğu gibi ayni enerji ile devam etmiştir. Orduda kuv vetlendirme mesaisi her günkü | bir işti. Fakat gayet açık suret- | te görülüyor ki fırkaların ade | Ginde ve bu fırkalar haricinde munzam tank kıtaları sayısın- da mühim bir çoğalma vardır. Hava kuvveti verecek bir ni lelai ve Lndıse dair ortada hiçbir işaret yoktur. Çok geçmeden 4000, 5000 birin- Ci sınıf tayyare ile k abi- | liriz. — Alra; kudreti hava müda detli inkişafile bir kat daha art- tırılmıştır. Hava müdafaası öy- le müessir bir dereceye varmış- | tır ki başka memleketlerde ih - timal ki bu meçhül bir şeydir. (Goering bir münasebetle bana neden dolayı Almanyada A, R.| kadar çok itina edildi- | der, dedi, i aileleri tehlike- iseler gözlerini cebhe- er). Hattâ bahriye nisbeti dahilinde a beraber, bu seviyenin icab ettiğinden mühim sur fazla adam terbiye eti Nihayet si halkm ve 'yiin harb için sefert il, propaganda, talim ve terbi- ye, idari tedbirler tarikile çok terakki etmiştir. Askeri bakım- dan kudret uğrunda her şeyin feda edilmesi lâzım bir mabud halindedir. Harb için bir ordu bütün Alman milleti ha- zırlanmaktadır,, â demokratik hü | | bir safhası da olacak mıdır? | ğinin ruhi haletini ve takib ettiği | | itibariyle, | ünda Z| müştereken di | pılması ve dünyayı | hususunda MARARARAA (Arkası var) ziyareti TBaşmakaleden devam) rısını İngiltere ile paylaşmak kararı oldu. Bunun ifade ettiği müânayı Berlin pek üyi anlar. Çoktan anlamış olduğundan do- zaruretini da tekrar duymuştur. Berlin hükümeti Amerikadan İngiltereye vuku bulacak çok mühim yardımı telâfi edebilmek için ancak Sovyetler Birliğinin hemen hemen nâmütenahi me- mnabiine ümüd bağlayabilir. Fakat Almanyanın Sovyetlerden rica edeceği Şşey yalniz iktısad sa- hasma mm Münhasır kalacaktır, yoksa bunumn siyasi veya askeri eğilmek Bu noktada, Sovyetler Bil politikayı göz önüne getirmek | iktıza eder. Sovyetler — Birliği | zimamdarlarınca Nasyonal Sos- yalizmin esaslı hedefi meçhul olmadığı tabildir. — "Nasyonal| Sosyalizmin hedefe — erişmek | için takib ettiği metod da Mos- kovaca pekâlâ malümdur. Bina- enaleyh, Almanyanın kat'i ve kolay mr zafere - erişmesinde Ş n!aı,agımızı! Moskova, prensip| kapitalist ve plotok-| rat memleketlerin de hâkimiyet- lerinden hoşlanamaz. Binaena- ley Moskovanın menfaatine en uygun gelebilecek netice harbin uzaması ve iki tarafın da harbe irak etmemiş dünyaya zarar ek kadar zayıf düşme-| .Bu bakımdan, başı| mış Almanyaya galebe | dar değil fakat mü- cadeleye devam edebilecek ka-| dar bir yardımda bulunmak | zannederiz. | Moskova için pek tabil bir hattı | | hareket teşkil edebilir. Dünya- | ya yeni nizam vermek sözleri al- Almanya ve İtalya ile| ayayı paylaşmak | teşebbüsü, orta Asyayı ve Hin- distanı ele geçinmek - vâdlarını ihtiva etse bile, Sovyetler Birli- ği için hakiki bir menfaat ifade etmiyeceği zannındayız, Sovyet- lerin Basra körfezi ve Hindi 'tan yoluyla açık denizlere çık-| mak vâdi mukabilinde Yakın | | Şarkve Balkanlara tamamen YA kalabilmelerini de müs: tebad görürürz. Şahsi olarak beslediğimiz kanaata göre, Sav-| yetler Birliği tarafından Alman- yanın emperyalist emellerini ta- hakkuk ettirebilecek nisbette büyük ve esaslı bir yardım ya- paylaşmak | Almanya ile muta- | bik kalınması akıl ermez bir ha- | rekettir, binaenaleyh imkânsız- | dır. Pakat bu, Moskovanın ha- kiki düşünceleri bilinmeden u- zaktan bir-seyirci sıfatiyle der- | meyan edilmiş bir mütaleadan | ibarettir. Doğruyu vukuat söy- leyecektir. Hfüseyin Cahid YALÇIN Bir Eulgar gazetesinin neşriyatı (Baş tarafı 1 incl sayfada) olmakta ve mütearrıza karşı müşterek mücadelede ekseriyet- le beraber yürümektedir. 3— Yunanistânda Bulgar| yoktur. Bulgaristan, — ekalliyetlerden bahsedecek en son memleket ol- | mak Jâzımdır. Çünkü Bulga- ristanda herkesin bildiği üzere bir milyon Türk yaşamaktadır. Şarki Rumelide eskiden mevcud ve fakat bu asrın başında sö- külüp —atilan —“Yunanlılardan bahsetmiyoruz. Kemal Kadri Bülendin yanın- dan büyük birmeranuniyetle ay- dı. Her âşi yoluna koymuştu. lâ Bülende bu cinayeti ika etmiş olduğunu ittiraf ettirmiş, | saniyen işin içinde Müzeyyenin de bulunduğu kannatine vasıl olmuştu. Öyleya, eğer Müzeyyen de bu cinayette ortak olmamış olsa, Bülend onu kurtarmak için bütün kabahati üzerine almak ister miydi? Foyaları meydana çıktıktan sonra, Bülend mdi genç kadını — oli armak için kendisini feda ediyordu Böylelikle Müzeyyen gene Os- man Kadririn meşru rak kalacak, nin servetini bol bol i decekti. Bülendi kurtarma de daha iyi bir mevkide buluna caktı: | - Her halde buna da mâni 0-| lacağım! Bal ım Kemal Kad- ri kimmiş görsünler! diye mı-| rıldandı. | Kemal — Kadriye varıncıya kadar İ n anbula | aman | MILLİŞEF MAKBERİNİ ZİYARET ETTİ (Baş tarafı 1 Inol sayfada) dülhalik Renda, Başvekil doktor Re- fik Saydam ve genel kurmay başka- a mareşal Pevzi Çakmak ile birdik- te müzeye girerek Ebedi Şefin ma- nevi huzurlarında beş dakika süren bir tözim vakfesinde bulunmuşlar- | dir. Bu esnada müzenin önünde du- ran bir askeri krta ile polis müfre- rasimei ihtiramı” ifa eylemiştir. Reisicümhurun mütea. kip başta parti genel sekreteri dok- tor Fikri Tuzer olduğu hülde parti umumi idare heyeti azaları topluca iyrilmasını muvakkat kabrin bulunduğu salonâ Birmişler ve Ebedi Şefin manevi hu- zurlarında eğilmişlerdir. Bunu — Ve- killerin ve mebusların ve başlarında profesörleri olduğu halde Türk dil - kültesi ile hu- sal bilgiler n tâzim vakfeleri okulü talebeleri takip eylemiştir. Sant 9,80 da Kordiplomatiğin en Şiddetli (Baş tarafı 1 inci sayfada) santımetre yükselmiştir. Y şiddetli bir surette devam-ettiğinden nehirli andan- endişe edil- mek erin t İneboluda İnebolu 10 (A A, Bu sabah saat dörde on kala burada üç sa- niye süren oldukça şiddetli bir zel- zele olmuştur. H; yoktur, Adapazarında “Adapazarı 10 ÇA.A.) — Gece sa- at üç kırkta halkı uykudan uyandı- ran orta şiddette bir zelzele olmuş- tur. Hasar y K ktur. Sinobda Sinop 10 (A.A.) — Bu sabah sa- xt 3 ü 44 geçe şehrimizde 20 saniye devam eden bir yer sarsıntısı ol- muştur. Hasar yoktur. ğ Rumanyada zelzele faciası Bükreş 10 (A.A.) — Stefani ajan- sının hususi muhabiri — bildiriyor: Bu gece şiddetli bir zelzele olmuş mühim hasaza Sobebiyet vermi: Ölü ve yarali vardır. Carlton sarayı yıkilmıştır. 500 kişi ölmüştür. Yeni inşa edilmiş elan Hariciye Nezareti binası — başton aşağı Şehrin hemen bütün binaları hasara uğramıştır. Yüzlerde kubbe, ocak ve küle yikilmıştır. Paniğe uğrayan | halk sokaklara fırlamıştır. 14 katlı telefon müdüriyeti binası çok hasar görmüştür. Taşrada da çok hasar ve zayiat elduğu zannedilmektedir. Buzen ve Focsaui yarı yarıya harap olmuştur. Zayititt ve hasar hakkında malümat almamamıştır. - Bükreşte büyük bir heyecan vardır. Bulgaristanda da telelat var Sofya 10 (A.A.) — Bu gece bütün Bulgaristanda hissedilen bir zelzele olmuş ve zelzele üç dakika devam etmiştir. Zelzelenin merkez üstünün Sof- yyadan 300 kilometre mesafede Kar- | patlar mintakasında olduğu tahmin edilmektedir. Birçok yerlerden telefat ve hasa- rat vukuuna dair haberler — gelmiş- tir. Zelzele, bilhassa Tuna mıntak sında hissedilmiştir. Bükreşle telefen muhaberatı in- kataa uğramıştır. Zelzelenin şiddeti yüzünden sismograf âletlerinin bir usır kadar uzun geldi. Ertesi sabah Ekspres Sirkeci garına | gok erken — vasil olduğu halde | başda Sedad olmak üzere bir çok tanıdıklar ve polisler " ken- dilerini karşılamağa gelmişler - di. Evvelâ onlar indiler. Mü- zeyyen, kendil lara neş'eli fakat —mu Hafif bir ma dı, herk a rünmek istiyor, olamıyordu 'aj yapmış olma- | ni f İki polisin nezaretinde olarak P agondan inen Bülend de çok idi, “Yanma hiç bir klaşmıyordu. — Bü- da Müze ni aradı. Gözleri uzaktan bir kaç 'e u* di M" takılı kaldı. İkisinin de yekdiğerine söyleye- ceği birçok şeyler olduğu halde buna muvaffak olamamaları her ikisini de çok üzüyordu. Fakat yapılacak başka şey yoktu. Polisler evvelâ Bülendi türdüler. Peronda yanlız. kalm- ca Sedad ilk defa kadası y lend onları: gö- yarilmiştir. | fazla | mi karşılayan - | olarak asıl| AİATURKUN idemlisi sıfatile Amerika büyük «l- Mac Murry Etnografya müze- sine gelmiş ve kendisini kansılayan | Hariciye protokol şefi ile birlikte salona girerek Uzun bir tâzim vak- , | Sesinde bulunmuştur. Mac Murry, | bu tâzim vakfesi esnasında şahsen, de dostü bulunduğu Atatürkün hü- tırasını töziz ederken duyduğu de- rin toessür ve heyecanı zaptedeme- mekte olduğu —simasındaki hatların ifadesinden anlaşılmakta idi. Ebedi Şefin kabirleri önünde böy- lece başlamış olan tâzim — geçişine, Halkevinde yapılan taplantıdan son- | ra bütün halk iştirak eylemiş we| | akçamın geç vaktine kadar — devam| edip gitmiştir. Ankarada bulunan hemen herkes — Büyük Atalarının kabirleri önünden bugün derin bir huşü içinde geçmiş ve ibütün Etno- müzesine giden yollar halk *dan dolup taşmaş idi. Herkı sin simasında ayni derin tecssürün izleri görülmekte ve sıksık zaptedi-| lemiyen haçkırıklar duyulmakta it zelzeleler Tahlis ameliyatına başlandı Bükreş 10 (AA.) — DNB. ajan- sının husüsi muhabirine göre, Bük- | rveşte vukua gelen zelzele bu sabih | saat 3,80 da olmuş ve hakiki bir fe- | lâket halini almıştır, Birçok ikiremit ve çatı sakaklara düşmüş ve sokaklar * bir harabeyel benzemiştir. | | | | | Birçok camlar kırilmıştır. Tiyatro ve sinemaların tavanlarında uzun ya rıklar hasıl olmuştur. Şehrin Tmer- kezinde altı sinema olan on katlı bir bina tamamile yıkılmıştır. Bu binada ikamet edenler enkaz altm-| da gömülmüştür. | Asker kuvvetleri derhal tahlisiye ve temizlik işlerine başlamıştır. Yabancı memleketlerle telefon | muhaveresi sabah dokuza kadar in-. kıta halinde kalmıştır. Sismograf âletleri kırıldı Stokholm, 10 (a.a.) — Busa- bah saat 2,2 de Lurid râsad- hanesi çok şiddetli bir zelzelenin | Rumanyadaki zelzele ile her | halde alâkası olmak gerektir. Sarsıntı o kadar şiddetli ol-| muştur ki, sismograf âleti kırd- mıştar. | TÜRKÇE Mevzuun azametile mütenasib bir surette sahneye vazolu- nan meşhur rejisör FRANK KAPRA'nın muhteşem bir Programa ilâveten: BARONES ve UŞAĞI. ANNA Şaheseri. BELLA - WİLLİAM POWER. İta'yan ültmatomu Yunan basınının dos- Beyoğlunda ilk defa SARK sinemasınca (ESKİ EKLER) ——Bugün Matinelerden itibaren — ÇİN ve JAPON MUHAREBESİNİN FECAYİİNİ Musavver muazzam film General Yen | BARBARA STANVİCK - NİLS ASTHER (Baştarafı 1 inci sayfada) talyan ültimatomunun nasıl ken- disine verilmiş olduğunu birmü- Jâkat esnasında anlatmıştır. General Metaksas diyor ki: 28 ilkteşrini gecesi sabahın üçünde telefon çaldı. Muhatahım dedi ki: Ben Fransa - elçisi, sizi hemen görmek istiyorum. Fran- sa elçisinin çok mühim bir şey söyleyeceğini düşünerek, bu - yurunuz, dedim. Hizmetçiler yatmış oldukla- rından kapı çalınınca bizzat ken- dim inip kapıyı açtımı, Karşım- da Fransa elçisi yerine talya elçisini görünce hayreti- | min derecesini anlarsınız. Katimerininin direktörü, kat'i kararını böyle sür'atle nasıl ver- miş olduğunu general Metak - sasdan sormuştur. General, şu cevabı vermiştir: İtalyan notasımı dikkatle oku- dum. Ve bunu yaparken de Yu- nanlılar için ya hür, yahud da esir yaşamanın mevzuu — bahis olduğunu etrafiyle düşünmeğe vakit buldum. Hiç bir tereddüde mahal yoktu. Bir kısım İtalyan kuvvetleri mahsur (Baş tarafı 1 inci sayfada) duları başkumarfdanlığının teb- ği: İtalyan orduları genel kur - may asbaşkanı general Soddu, | 9 teşrinsani — cumartesi günü | Yunan cebhesinde hareket ya- pan İtalyan kıtaatı başkuman- danlığını eline almıştır. Atina 10 (A.A.) Salâhiyettar mah- | filler askeri vaziyetten — memnuni- | yet beyan etmektedir. | Pindus bölgesinde İtalyanlar dün Yunanlılar tarafından muharasa e- | Gilen kuvvetleri kurtarmak maksa- | L | Gile harekete geçmişlerdir. Yunan- | ddlar, sahra toplarını faaliyete bi ge- | çinmeden evvel İtalyanların — yana- | Bik nizamda ilerlemesine — müsande | €tmişler ve düşmanı ağır zayinta uğ- ratmışlardır. Birçok esir alınmıştır. | tane neşriyatı (Baş tarafı 1 inci sayfada) tinin gösterdiği birliği lehnruz etti- rTiyor Ve 'diyor ki: Eğer Bismark yaşamış olsaydı, bundan 70 sene evvel küçücük oğ-| luna dediği gibi şimdi de küçücük müttefiki İtalyaya, Yunanlılar bir- Teşince nasıl tehlikeli olduğunu an- latırdı. SÖZLÜ Fransızca sozlu , SAYFA : 8$ Tevekkülün gemisi Kadiköyünde Kuşdili cadde- sinde 35 numarada oturan Yu- suf Duran yazıyor: Z “Bahçesi, siper, hendek yap- mağa elverişli bir evde kiracı: yım Ev sahibi de ayni evde otu- Tuyor. Ne vakit sığınağın lüzr mu hakkında söz söylesem har na: “Tevekkülün gemisi bat- Maz,, diyor ve yaptırmıyor. Bu hususda hükümetçe kabul edil- Mmiş bir karar var mıdır? Bu ko- Tunma yerini kiracı mı, ev sahi- bi mi yaptırmağa mecburdur?,, Bu vatandaşın haklı istı e Kadıköy kaymakamının derhal alâakadar olacağma ve tevek- küle bel bağlayan bu ev sahibine icab eden dersi vereceğine emin olduğumu kaydettikten — sonra bu mühim nokta üzerinde biraz durmak isterim. Tevekkül, Osmanlı impara- torluğunun sükutunu hazırla - yan içtimai âmillerin en başlıca- larından biridir. Fıitnat hanı- e ahlâsa gür elbet Beyti bu tevekkül zihmiyetinin inhitat devri edebiyatına geçmiş bir örneğidir. Halbuki ne Türk, ne de islâm an'anesinde tevek- külün asla yeri yoktur. Pey- gamberimiz:”“Hiç ölmiyecekmiş- dünya vecibelerini ve ü i ahiret vecibelerini yerine getir,, demek suretiyle tevekkülü kat'i olarak reddetmiş — bulunmaktadır. Tevekkül, ancak mağlübiyeti kabul etmiş insanların yıkılma- ğa mahküm çürük bir istinad - gühdır. “Tevekkülün gemisi batmaz,, değil, suyun üüzerinde bile durmaz. Binaenaleyh bu yı- kıcı mefhumu da mücadele et- tiğimiz hurafeler arasında sok- malı, çocuklarımıza bir cemiyeti yıkan, mahveden hurafeleri öğ- retirken tevekkülü de saymayı unutmamalıyız. ... Belki mahud evin sahibi bu yazıyı yazdığım ve kendisini bir nevi “jurnal,, ettiğim için bana kızacak, belediye köndisine ce- za keserken içinden bana Sövüp sayacaktır. Fakat buna hiç hakkı yoktur zannederim. Öyle ya mademki tevekküle bu ka- dar inanıyor. MURAD SERTOĞLU Chamberlain dün gece Öldü (Baş tarafı 1 inci sayfada) diğine göre ölümden bir kaç sa- | atevvel Chamberlain komaya | girmiştir. Sayfiyesi civarındaki mamıslır ve ancak bugün öğle- yin elim haberi radyodan dinle- yerek öğrenmişlerdir. lisede bu sabah dini bir âyin yapan rahip kilisede — bulu- nanlara — eski başvekilin ağır hasta — olduğunu — bildirmiş ve bay ve bayan Chamberlain için dua etmelerini söylemiştir. Halbuki bu esnada Chamberlain ebedi uykusuna dalmış bulunu - yordu. Yeni İran Eiçisi Ankarada Ankara 10 (AA.) — Yeni İran büyük öelçisi Anuşirivan Sepahobo. di we zevcesi bugün Ank:ı göl- | —Ş — | mevzua girdi | — Ne is şim. Seni böyle sağ hepimizi çok sevindirdi. | Kemale,. Doğ bece- | dammış. Kayınbiraderine | geçmiş olsun kar- lim gör- me Bravo | zikli uBu | ne kadar teşekkür etsek azdır.| Şimdi bizim de hep birlikte sor- gü hükimliğine gitmem a dır. Bülendle beraber senin de ifadeni aklar . — Benim mi? ya le 4 rir mühimdir. Demek 'ndin katil ol duğü m k! Ona ne gi Esasen kendisi de itiraf etmiş! Miüze şirdi | | İtiraf mı etmiş? | — Evet! Şimdi Kemal söyledi. | Fakat Kemal nerede adetrafı beyhude araştır- | dı. Kemal yoktu. Oradakilerden biri kendisinin Bülend sevkedi- lirken alclâcele gitmiş olduğu- nu söyledi. — Garib şey! diye mırıldan- dı. Her halde acele bir işi ola- Müzeyyen büyük bir hayrete | düşmüştü.. Bülend ona bu ci-| t'iyen alâükası olma- söylememiş mi idi? Bu şimdi nasil itirâfta bulumabilirdi? S ükimliğine — çıkmak akit vardı. Sedad, Müzeyyen ve Fatma bir otamo- bile atlayarak evvelâ evlerine | Orada bir saat kadar | olduktan sonra -| dadla bera Bu sıradı eldiler. ilend içe- | ride bulunuyord yen die rıdan onun si 'dü. lw'î lağına ilk çarp: ler onu hayretinden d nuştu. Bülend — Evet! Bu kâüğıddaki vazı | gidin artık ne ehemmiyeti benim yazımdır. Cinayet gecesi bir bulran esnasında bumu yaz- mıştım. Fakat sonra im Et- mek için aradımsa da bulama- dım. Demek cebimdeki kâğıd- ların arasına karışmış, Hem v dem ki itiraf ediyorum. Bu var. Bvet, Osman Kadri beyi ben vurdum. Sedad eğer genç kadını lundan tutmamış olsaydı, zeyyen muhakkak si düş ccek(ı Kul ko- Mü- nayet hakikaten Büle fından işlenmişti. lunan bir k. y miş olduğunu kat'i surette isbat ediyordu. Sorgu hâkiminin sesi duyul du: — Lütfen biraz yavaş konu- cinayeti işlediğini- ediyorsunuz. Şimdi, bir y öğrenmek isteriz. Bu cina- yette hiç bir ortağınız yok mu idi? (Arkası var,

Bu sayıdan diğer sayfalar: