8 Kasım 1940 Tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2

8 Kasım 1940 tarihli Yeni Sabah Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYFA : 2 - . —0 — O halde Niççenin '(hayat fel- gefesi) nde temel direklerinden biri olan, büyük prensipin mahi- yetini, felsefi mânasını, ve a- Meli kiymetini pek iyi anlamış « sınız demektir, Artık, bundan ötesini, bir göz işaretiyle bile anlayacağınızdan eminim. Meselâ Niççenin - alelit- lak - dine ve hilhassa hıristiyan- lığa, ve hele protestanlığa ne- den son derece bir nefret duy- gusu ile düşman olduğunu Çan buk, pek çabuk anlatılmak müm kündür: Hayatı, bi zevki ve elemi- le çılgıncasına seven ve onun tahakkuk edebilmesini (tamami - integrale) faaliyetine atfeden Niççe gibi pek muhlis ve sami- mi ve cesur bir filozof, - haya- 'tan tamami bir faaliyetle inkişa- fına, müâni olmak isteyen, ve ahlâk ve disiplin namına zevki, şenliği, güzelliği, neş'eyi, aşkı, san'atı, günah sayarak, aforoz eden hıristiyanlığa karşı, pek ı Felsefe ve Meşhur Alman Filologu ve (Fridrih Niççe)nin felsefesine mukadde- me olmak üzere, bazı edebi mülâhazalar -| G b N va f t d YAZAN : FİLOZOF RIZA TEVFİK Tarihin Tarih tekerrür edip duruyor Hesab etmişler:Milâdı İsanın 1500 sene evvelinden 1860 tarihine kadar, yani 3360 sene içinde dünya yalnız 224 senesi sulh içinde ve 3136 senesi harb içinde geçmiş. Yani on üç sene harb, bir sene sulh!... Gene bu müddet“ zarfında — tam 8000 sulh muahedesi imzalanmış ve bu ebedi muahedelerin ömrü vasati olarak iki sene sürmüştür. 1860 dan sonra tarih aynidir. Bugün Fransa, düşmanları Alman- jya ve İtalyaya karşı elinden her si- Kâhi alınmış, işgal altında, hiç bir hareket yapamıyacak bir haldedir. Fakat Almanya ile Fransanın tarihi| buna benzer vaziyetlerle doludur: Churchill'in bahsettiği tena muha-| rebesinden sonra Napolyon Prusya- nin yarısını zaptetmiş ve onun or- , dusunu 40 bin kişiye indirmişti. Ar- ftık meseleyi ebedi olarak halledilmiş| sanıyordu. 1871 de Almanya Fran- sayı gene yuttu. Beş milyar tazminat istiyerek Fransanın belini kırdığı ka- naatinde idi. 1914 de Fransa Alman- yayı yuttu. Bu on milyonluk ordu - dan 100 bin kişi bıraktı. 1940 da ise “Almanya Fransayı yutmuştur ve eski müttefiki aleyhine tahırike çalışıyor! 'Tarih durmuyor ve gene tekerrür edecektir. | İnsan naklinde küfe! Evvelki gün mahkemelerimizden biri küfe içinde evine nakledilirken yolda polise haka- ret eden bir sar- boşu muhakeme ve mahküm etti. Küfeyi bir nakil vasıtası olarak kul lananlar yalnız sar hoşlardır. — Fakat benzinsizlikten in- sanlar — tarafından itilerek, yahud a- yakla tahrik edi- lerek sürülen arubaların taksi hiz- metini gördüğü Avrupa memleketle- rinde bir gün küfenin insan naklin- de işe yaraması da mümkündür. Fıksa malümdur: Her gece zir zur- na, nâralar atarak mahalleye düşen sarhoşa karşı bir gün mahalleli is- 'yan etmiş ve bir daha sarhoş gel - mefnesini tenbih etmişler. Ertesi ak- şam büsbütün sarhoş, küfe ile ma- ABONE BEDELİ Türkiye — Benebi 1400 Krg. 2700 Krg. 7860 » 1460 » 400 »— 600 » 150 » — 800 » NELİK 6 AYLIK # AYLIK T AYLIK 8 Sonteşrin 1940 CUMA 8 Şevval 1359 26 Birinciteşrin 1856 Gün 318 Ay 11: yıl 940 - Kasım 1 Güneş — Öğle — İkindi LAL — 700 gaZ 6A0 — 1158 — 1440 Akşam — Yatsı — İmsak 1200 — 133 — 11.50 1658 — 1832 450 tekerrürü: — Küfe içinde giden sarhoş. — Yeni ve eski bohçacılar .— Eski dost düşman olmaz. —Hizmetçi nümuneleri bir diyeceğiniz var mı? Diye haykırmış. Şimdi çocuk arabalarına - kurulan Parislilerin bir gün küfelere bine- rek dünyaya: — Hayt ahbablar, bu gidişime bir diyeceğiniz var mı? Diye seslendiğini - duyacak mayız. acaba?... Asri bolhçacılar Çeyrek asırlık bir geri hareketi bize bunları hatırlattı: — Başlarında B yemeni, çarşafla- rının altında koca bir bohça ev ev, konak konak - do- laşır; — hanımlara basma, yünlü, ipek li kumaş, tarak, firkete, kolonya sa tarlar. Fakat para almaz, okuma yaz- ma da - bilmedik- leri için hesabı a- kıllarına yazarlar. Arada bir beş on kuruş alıp giderlerdi. Bugün hâlâ böyle ev ev, hattâ köy köy dolaşıp ayni ev levazımını sa- tan -kadın ve erkek- bohçacılar var- mış ki yerli mallar pazarı, kendisin- den ucuz alıp fazla kârla sattıkları için bunlara üç robluktan fazla ku- maş vermemeyi kararlaştırmış. Yalnız asri bohçacıların - çeyrek asır evvelki meslekdaşlarından — bir farkları var: Ötekiler dolaştıkları ev- lerin kızlarile delikanlıları arasında göp çatanlık ederlerdi. İşleri de buna pek müsaid olduğu için bu aşk tel- Tâlları içinde ceblerini altınla doldu- ranlar çoktu. Şimdi böyle tavassut- lara lüzum kalmadığı için asri boh- çacılar çöp çatanlık — edemedikleri halde beş on kuruş kârları da çöp gibi gözlere batıyor. Eski dost ve eski düşman Nazariyeler, itikadlar, telâkkiler, hattâ ata sözleri bile değişiyor. Meş- hur bir ata sözümüze istinad ederek, «eski dost düşman olmazı sanırdık, değil mi? Hayır, bu değişti. Eski dost düşman olur: İşte İngiltere ile Fran- sa, Hattâ artık eski düşman da dost olur diyebiliriz. İşte Fransa ile Al- manya... (Fransanın Almanya ile u- yuşup İngiltereye harb açacağı ri- vayetlerini duydunuz değil mi?...) Hizmetçi nümuneleri Memlekette, hele İstanbul ile An- karada müthiş bir hizmetçi buhranı n var. Elinden hiç bir iş gelmiyen fciz mahlüklar, ay | da yirmi otuz lira istiyorlar, Geçen gün bun- lardan birine çatan bir kadın kadın - cık, çaresiz kala- -| rak evinin hizme- -| tini görürken hiz- metçi — karşısına 4 geçmiş: — Aman hanımcığım, ne yorulu- yorsun? Canına acımıyor — musun Şimdi hanımlar süslenip sinemaya, yahud pokere gidiyorlar... Diye nasihate başlamış. Hanımın artık sabri tükendiği için hizmetçiye hesabını keseceğini söyleyince aldığı cevab ne olmuş bilir misiniz? — Zaten siz söylemeseniz de gide- cektim. Ben böyle tapon evlerde ça- lışmaya alışmadım. BEHÇET SAFA "ilozofu tabil olarak, nefret edecek ve düşman olacak bir mizac ile ya- atılmış, bir filozoftur. 'aaliyeti hayata mâni ol- mak, onu büsbütün tatil değil, hattâ biraz tadil etmek istiyen kim varsa, ne varsa, Niççe ona, büyük bir kin ile müteheyyiç bir düşmandır. Felsefeyi ahlâk talimatına irca ve (yani hayatın şehvani veya ru- hani, olan coşkun ihtirasatına, temayüllerine, elhasıl tamamiy- le serbest inkişafatına kayd koy- mak, sed çekmek hizmetine hasreden!) (Sokrat) a bile, ay- ni sebeble muterizdir. Roman- tizmi de katiyen reddetmesine sebeb gene odur. Vaktiyle pek genç iken eser- lerini pek beğenip çok istifade etmiş olduğu, meşhur filozof (Şopenhaver) ve büyük beste- kâr (Wagner) ile pek samimi dost olmuş, ve bu dostluğun kadr ve kıymetini tebcil etmiş iken, onlardan ayrılmasına vesi- le gene ayni meselede meydana çıkan, ve telifi kabil olamıyan (fikir ihtilâfı) idi. Niççenin fel- sefesine başkalarının esasi aki- desi uymuyordu. Niççe (trajedi- nin doğuşu) isimli kitabının mu- kaddemesinde felsefeyi telâkki ettiğini pek kısa ve beliğ bir cümle ile anlatıyor: (İlmi artist gözüyle görmek, sanatı da hayat adesesi ile temaşa et- mek!) diyor; ve bir iki sayfa sonra: #Bu kitapta, benim (ga- rizi tabiatım — instinet!) ancak ahlâka karşı hayatın müdafii o- larak kendini tanıdı, ve (ahlâka, dine) tamama zıd olmak üezere kendisi için - ( münhasıran san- atkârane — purement artisti- güe) - ve (hıristiyanlığa kar- şı — anti - chretienne!) bir aki- de tasavvur etti..) diyor. Bu filozofun bazı esaslı fi- kirlerini kolay anlatabilmek için en kısa, en açık yolu tercih et- Gelecek makalede; — Yunan putperestliğinin (Dionisos) isim li, sarap Allahina tahsis ve tak- dis edilmiş (Bağ bozumu bayra- mı) esnasında, icrası mutad o- lan dini âyinlere ve ihtifallere ve saz ile okunan Şirlere dair mütalealardan, Niççenin, nasıl bu felsefeyi çıkarabildiğini arze- deceğim. Cünye: Tayyare Piyangosu (Baş tarafı 1 inci sayfada) hayet bulan 30 numaraya beş yüzer lira, son dört rakamı (5460) ile nihayet bulan 30 nu- mara beş yüzer lira, son dört rakamı (7926) ile nihayet bu- lan 30 numara beş yüzer lira. 100 lira ikramiye kazanan mumaralar Son üç rakamı (197) ile nihayet bulan 300 numara yüzer lira. 30 lira ikramiye kazanan numaralar Son üç rakamı (917) ile nihayet bulan 300 numara ellişer lira. 10 lira ikramiye kazanan numaralar Son iki rakamı (95) ile nihayet bulan 3.000 numara onar lira. Son rakamı (7) ile nihayet 30.000 numara ikişer lira. Son rakamı (1) ile nihayet bu- lan 30.000 numara ikişer lira ikramiye kazanmışlardır. Beş rakamı büyük ikramiyeyi kazanan 183875 numaranın ayni olup herhangi hanede olursa ol- sun yalmız bir rakamı değişik olan 47 numara da 60 şar lira teselli mükâfatı alırlar. 60 lira teselli mükâfatı kazanan numaralar 183870 183805 183075 180875 183871 183815 183175 181875 183872 183825 183275 182875 183875 183835 183375 184875 183874 183845 183475 185875 183876 183855 183575 186875 183877 183865 183675 187875 183878 183885 183775 188875 183879 183895 183975 189875 103875 083875 113875 283875 123875 133875 143875 163875 173875 193875 RPGERİIREIAD İTİZAR Yazılarımızın — çokluğundan bugün “Deli Şehzade Yusuf İzzeddin,, isimli tefrikamızı neşredemedik. Okuyucularımız- dan özür dileriz. 153875 hasreden ! nasıl | PEROİĞİE CABA YENİ SABAH Bankalar çek kabul ediyor | Bankalarımızın bir müddet tenberi hiç bir suretle ibraz e- dilen — çekleri — kırmamaları memleketimizde okumakta ' bazı talebeleri"müşkül vaziyete düşürmüştür. — Bilh Akde- niz havzasından gelen Londra keşideli çekler kabul edilmedi- ğinden Kıbrıslı ve Mısırlı ta beler alâkadar makamlara mü- racaatlarda bulunmaktadırlar. Bankalarımızın - efektif olara yalnız. İsviçre frangı ile dol: kabul etmektedirler . SPOR: Kulüblerinden istifa eden sporcular Ceza müddeti beklemeden sporculara klüb değiştirme hak- kını bahşeden yeni muvakk. sicil talımatnamesi üzerine klüb- lerden istifa eden sporcu adedi bir hayli çoğalmıştır. | Fenerbahçeden Angelides, Be- ! Cihad şiktaştan Fuad v oğluspordan Ha fatino, Güneşten Ret niyeden Süleyman, spordan Adnan, Rıdvan klüble- | rinden istifa etmişlerdir. İkinci küme klüblerinden istifa eden -| lerle beraber istifa sayısı 50-| yi geçmiştii Fenerli Melih kulübün- den ayrılmış mı Bazı gazeteler Fenerli Melih ve Galatasaraylı Adnanın klüb- lerinden istifa ettiklerini yaz - maktadırlar. Dün akşamki me- saj saatinin sonuna kadar bu iki oyuncunun da istifalarına dair mektubları bölge başkan- lığına gelmemiştir. Uypeşt geliyor Uypeşt Macar profesyonel ta- kımı Balkanlarda hiç maç yap- madan İstanbula gelmeyi kabul etmiştir. Uypeşt takımı dün İs- tanbul bölgesine bir telgraf çe- kerek 5 maç yapmak üzere 19 birinci kânunda İstanbulda bu- lunacağını bildirmiştir. Maçlar 21, 22, 28, 29 birincikânun ve 1 ikinci kânun tarihlerinde yapıla- caktır. Spor müsabakaları tehir edildi Beden Terbiyesi İstanbul böl- gesi başkanlığından: Ebedi Şef Atatürkün ölü - münün ikinci yılı dolayısiyle 10 ikinciteşrin 1940 pazar günü res- mi ve hususi bütün spor müsa- bakalariyle futbol lik maçlarının tehir edildiği tebliğ olunur. HARB VAZİYETİ Yunan harbinin birinci safhasında İtalyan hava kuv- vetlerinin kullanılışı (Baş tarafı 1 Inci sayfada) mecraya döküleceğini ümid etme- mişlerdir. Arnavudluğa tahşid olu- nan iki yüz bin muharib bir harb maksadından ziyade tehdid ve ihafe fikrile toplanmışa benziyor. Halbuki Yunanlılar Mussolininin Po ordusu- nu teftişteki maksadını pek güzel kıymetlendirmişler ve bir çok- ihti-| yat efradı silâh altına celbederek se- | ferl vaziyetlerini ilerletmişlerdir. Bu tedbir sayesinde harbin hemen birin- | ci haftasında İtalyan küvvetlerile Yu | nan ordusu arasında bir tevazün ha- | sıl olmuştur. Müvazenenin gün geç- tikçe Yunanlılar lehine — bozulması| İtalyanları kıritik vaziyete soktu. 1 Harekâtın muvaffakiyeti için İtal-| yadan hiç olmazsa iki yüz bin kişi daha getirmek icab ediyor. Bu m leyi hesaba vurursak on beş günden | evvel kabil olmıyacağını anlarız, Bu ©n beş gün zarfında Yunan ta: ni hafifletmek ancak — seferberliğin geciktirilmesine mütevakkıftır. İtal-| yanlar da buna çalışıyor. Selânik ve Pire Yunan seferi plâ-| nanda Ada gelen kuvvetlerin ihraç iskelesini teşkil eder. Her iki şehir de dahile tren yolile bağlıd Bu iz'aca rağmen Yunan seferberliği inkıtaa uğramadan devam etmekte ve şu bir kaç gün içinde bitecek gibi görünmektedir. ' Bey- | Ca- ardan Yunanlılar bu fırsattan istifade e- derlerse Helen tarihini dünyanın hayranlığını celbedecek büyük — bir zaferle tezyin etmek şerefini kaza- nabilirler. Bu mümkündür ve hiçbir mâni yoktur, HİKMET İLGAZ İK h / M | (-O.(!/xUCU B DİYORKİ: Bir talebe baba- sının şikâyeti —— | Oğlum Beyoğlu 47 inci ilk mek- tebin üçüncü sınıfında idi. Çocu - || ğum her günkü — gibi 4/X1/1940 || pazartesi günü mektebe gitti. öğle || yemeğinde eve geldiğimde çocuğu || başka mektepten gelmiş ağlıyarak buldum. Sebebini tırdım. 47 inci ilk mektebinden 3 üncü sınıfı, || başka mekteplere atmak süre- || tile lâğvetmişler. Ona mukabil be- şinci sınıfa n talebeler için yeniden bir beşinci sınıf aç- mışlar. Çok rica ederim. Çocu - üum bir aydır mektebine - gitmi,; yeni muallimine dersleri intizama girmiş, hattâ haylic lemiş iken onları dağıtıp hiç ders yapmamış yeniden bir sınıf mey- dana getirmek ne dereceye doğrudur? Şimdi çocuğum yeni muallimine alışıncaya kadar da bir ay geçecek, tedris aylarının ikisi böyle geçerse çocuğum nasıl okuyacak? Kanaatime göre inti- ma girmemiş de mamış beşinci sınıfı inti; ren diğer mekteplerdeki salardı çocuklar da diğer ar- şlarına uymak — ve yetişmek mecburiyetinde kalacak. Der de gerilemiyecekti k: Bu iş sene başında yapılamaz idi? Sayın Maarif Vekilinin dik- kat nazarını çekerim. Çeşmemeydanında oturan bir çocuk babası I Kadyo Programı i 8/11/1940 CUMA | 8.00 Program, ve memleket saat ayarı | 8.03 Müzik: Hafif program (pl.) 8.15 Ajans haberleri 8.30 Müzik programının (Pa.) 8.50/9.00 Ev kadını — yemek listesi 12.30 Program, ve memleket saat ayarı, 12.33 Müzik: Şarkı (PL) 12.50 Ajans haberleri. devamı 13.05 Müzik: Oyun havaları ve tür- | küler. 13.20/14.00 Müzik: Karışik prog- ram. 18.00 Program ve memleket ayarı. saat 18.03 Müzik: Radyo «Swing> kuar- | teti (İ. Özgür ve Ateş Böcekleri) 18.30 Müzik: Büyük Fasıl heyeti. 19.30 Memleket saat ayarı ve ajans haberli 19.40 Müzik: Beraber ve tek şar- | ' trası (Viyolonist Necib Aşkın idare- kılar. 20.15 Radyo gazetesi. 20.45 Temsil. 21.30 Konuşma (İktısad saati.) 2145 Müzik: Radyo salon orkes - sinde) 22.30 Memleket saat ayarı, Ajans haberleri; Ziraat, Esham - Tahvilât, Kambiyo - Nukut Borsası (Fiyat.) 22,45 Müzik: Radyo salon orkestrası programının devamı, 23.00 Müzik: Cazband (PL) 23.25/23.30 Yarınki program kapanış. ve | diköyün imar plânınin tatbikine | başlanmadan evvel Kadıköy sem | talebi h | ve Türküler Kadıköy | kanalizasyonu —- halkı İstanbul bele- t ederek Ka- Kadıköy diyesine müra tinin en büyük ihtiyacı olan ka- nalizasyon ameliyatının başlan- masını istemişlerdir. Vali ve belediye reisi Kadıköylülerin bu kkında alâkadar daire müdürleriyle görüşmüştür. Bu- nun neticesinde Kadıköy semti- nin kanalizasyonuna başlanılma- sı için çok büyük para tahsisa- tına ve ayrıca uzun zamana ih- tiyaç olduğu anlaşılmıştır. Bunun neticesinde Kadıköy emtinin ilk fırsatta imarına | başlanmasına ve kanalizasyon ameliyatının da sonraya bıra- kılmasına karar verilmiştir. İstanbullu! Hududlarda bizim huzur ve emniyetl- mizi bekleyen aziz Mehmedçiğe karşı şükran borcunu ödemeğe davet ediliyorsun ği Sayın Vatandaş: Şen ve sıcak yuvalarımız- da emin ve müsterih yaşar- ken bize bu emniyet Vve ra- hatı bahşetmek hudud- larımızı çelik göğüsleriyle si- perleyen kahraman askerle- rimize karşı duyduğumuz minnet ve şükran hi yeni bir tezahürü olmak üze- re bu kahramanlara kış hediyeleri sunmak hususun- da halkımızca gösterilen çok samimi “ve heyecanlı ar- zuyu yerine getirmek iste- yen Cümhuriyet Halk Par- tisi bu maksatla bütün teş- kilâtını hizmete âmade bu- lundurmağa karar vermiş olduğunu arzeder. Hediyelerin Çeşidi Hediye yalmız üc nev'e münhasır olacaktır. Bu nevi- ler normal ölçülerde yün, çorap, yün eldiven ve her türlü gömleklerdir. Gömlek tam mânasiyle caket altına giyilecek bir şeydir. Bu sıra- siyle yünden örme yelek, yün kumaştan gömlek ve nihayet — vatkalı pamukla dikilmiş ve maruf adı ile içlik olabili Hediyelerin kabul edilece- Bi yerler: Hediyeler bir teberrüdür, bu teberrüde bulunmak isti- yenlerin — hazırlıyacakları hediyeleri Halkevlerine ve Halkevi bulunmıyan yerler- de Parti Ocak, nahiye ve ka- za merkezlerine getirip mak- buz mukabilinde teslim et- mek zahmetine katlanmaları rica olunur, SK LAİ —Üsküdarcinayati — Bakkalı öldürdü meceye el sürmeden kaçmış! Üsküdarda Torbalıda Selâmsız caddesinde 22 numarada bak Kahraman bayramın ilk günü şamı dükkânında başından ağır sı rette yaralı olarak bulunmuş ve ifa- de veremiyecek bir halde kaldırıl- diğı Nümüne öl- Müştür. Üsküdar zabıta ve adliyesi bu es- karşısında bütün haştahanesinde 1Ş Ve o gece © ci- varda şüpheli bir vaziyette dolaştığı tesbit edilen Torbalıda 19 numarada mukim Hasan oğlu 326 doğumlu Şa- an adında bir genç yakalanmıştır. lan soruşturmada nihayet her şeyi olduğu gibi itiraf eden Şadan yı şöyle anlatmıştır: Uzun bir müddettenberi bak - kal Kahramanı kolluyordum. çok zengin olduğunu söylüyorlardı ve parasını dükkânda saklamakta olduğu da söyleniyordu. Bir fırsatını bulup bu paraları almak için çare arıyordum. Daima bu civarda dola- şırdım. Nihayet vak'a günü akşamı geç vakit o kepenkleri indirmiş ve kapıdaki kepengi de yarıya kadar indirmişti. Yavaşça eğilerek içeri Onun ğü halde çek- mecesini çeki du. Beni görür görmez biraz şaşa- ladı, Fakat kendini çabuk topladı Hemen güler bir yüzle: — Bir şey mi istiyorsunuz? dedi. || Ben de: — Yarım kilo şeker istiyorum de- dim Bir ke: ıdı aldı şeker İle dol- dürürken ben gözüme ilişen kiloluk bir dirhem kaparak bütün hızımla kafasına vurdum. (Gık) bile diye- meden tezgâhm önüne yıkıldı kaldı. Bu hali görünce birdenbire aklım ldi. Uğurlarına bu fenalı- bir kuruşuna dükkândan ayor- im paranın süremeden bile elimi kaçtım ve hemen koşup polise haber verdim.. — Bakkal Kahramanı dükkânında yaralı buldum. Ölü gıbi yatıyordu. Dedim. Polisler oraya gittiler. Ben de evime a. Fakat © geceden- beri gözüme uyku Dem Nu rafı üze- rine dün y hak - kında tevkif kararı niştü EŞRİN 1940 rameman, | İlim Köşesi Yazan: *P&l Salih Murad Uzdilek Keşifler, ihtiralar Yıldızların mesafeleri Amerika — râsıdlarından — Ritchey 1900 senesinde maruf Yerkes Rasade hane: 100 santimetrelik kâs tes leskopuna (*) fotoğrafı tatbike mum vaffak olmuştur. 1903 de Sehlesingera de dünyanın en büyük teleskopü olan bu cihazla yıldızların — parallaksını tayin etmiştir. Modern fotoğrafinin — parallakş usulünde muhtemel hata vasatı olas rak bir kavis saniyesinin yüzde birl (yani bir daire muhitinin 360000 de biri) dir. Amerika birleşik cümhum riyetinde yedi ve İngilterede bir bü« 'yük rasadhane parallaks işile uğraşm maktadır. Dünyanın en büyük ra « sadhanesi olan Amerikadaki Mount Wilson rasadhanesindeki 250 santi- metrelik âkis (*) ve 150 santimet- relik kâs, teleskoplar - bu işe tahala edilmiştir. Sehlesingerin 1924 kata« loğuna göre 1870 yıldızın parallaksa ları ölçülmüştür. Geçen nesilde yıl rın mesafelerini endirek usulu ölçmek için büyük ene fedilmişti. sunlardır: (A) Spektroskopik — parallaks — Yıldız &X2 2 muhtelif hatların izafi şiddetlerini takdir etmek yolu- dur. Mount W rasadhanesinde Joy ve Adams tarafından tatbik edi- len bu usülle 2500 yıldızın spektrosu kopik parallaksı tayin edilmiştir. A- merikada Hovard, Victoria ve İn- gilterede Lockyer rasadhaneleri -bu üsüleleri kullanmaktadır. (B) Dinamik ve hipotetik parallaks usutü — Jackson, Russel ve diğerleri tarafından kabul edilen bu usul çift yıldızlara aid dinamik — prensiplere istinad eder, Çift yıldızlardan her bi- rinin kütlesini güneş kütlesine mü- savi farzederek bu yıldızların mah- rekleri üzerindeki hareketleri vasıtam sile parallaksları ölçülmüştür. (©) Statistik parallaks usulü — Bir kaç sene evvel Kapteyn adlı bir râsıd bir yıldız parallaksının cesa- metile müşahede edilen diğer mik- darlar bilhassa hareketleri arasında münasebet bulunduğunu keşfetmiş -« tir. Bütün bu endirek usuller muay- yen faraziyelere istinad eder, Bina- enaleyh endirek üsülle bulunan pa- rallakslar fotoğraf usulile bulunan parallaksa uygun gelirse — neticeler doğru addedilebilir. Binaenaleyh en- direk usullerle bulunan parallaksları standarize edebilmek* için fotoğraf usulile çalışanların mesatlerini bek- lemek icab ediyor. Bu zahmetlerin, külfetlerin ne faya dası var? Suali varid olursa buna verilecek cevab şudur: İlim yıldız- lar ve bilhassa güneşe aid bilgileri- mizle başlar. Arzın her gün çoğalan nüfusunu besliyen bize gıda ve ener- jiyi ve hattâ hayatı veren güneş bize zaman ölçüsünü vermiş, medeniyet için zarurl olan sonsuz şeylerin te- darikine hizmet etmiştir. Yıldızlara kirlerimizin tekemmülüne doğru lan terakki zincirinin en mühim halkaları yıldızların mesafelerini sıh- hatle ölçmekte yatar. Astronominin en büyük meselesi, yıldızların tekâ- mülü kâinatın yapısı ve maddenin bünyesine aid tetkikle alâkadardır. Dev yıldızlar üzerindeki müşahedeler atomun cesametini tayine yaradığı gibi kaziyenin aksi de sahihtir. Yil- dızlar âlemi fizikçiler ve kimyagerler için erişilemiyen, fakat pek enteresan Tâboratuvarlardır. Burada tazyik, sü- hunet tahavvülleri ve elektriki şart- lar, teleskop, spektroskop, fotoğraf ve mikroskopla sıhhatle tetkik edi- lebilir, Bu halde makroskopik âlim ile mikroskopik âlim arasında — ortada kalmış olan insan zekâsı bu iki âlem sara Bunların en mühimleri biribirine bağlamağa çalışıyor de- mektir. * Kâs ve âkis teleskoplardakl | tekâmülü ayrı yazıya birakıyorum. SABAHTAN SABAHA Akdenizin yeni hava ve deniz üsleri (Baş tarafı 1 Inci sayfada) kalâtına darbeler indirecek; nihayet Adriyatik ağzındaki Yunan aları, İtalyan donanmasının sıkışıp kaldığı bu denizin kapılarını tutacak; büyük İtalyan sanayi merkezlerini, şehirle- fabrika ve tesisatını ağır tayya- re hücumlarına maruz bırakacaktır. Nasıl ki Napoli şu on iki günlük harb içinde bir kaç tayyare hücumuna maruz kaldı. Halbuki evvelce bura- 1 ancak İngiltereden kalkıp 2000 kilometrelik bir hava yolunu göze a- lan, ona göre, az bomba taşıyan İn- gizil tayyarelerinin ayda, yılda bir ziyaretini kabul ediyordu. Churehill Mussolininin rüyasında görmedi ği felâketlerle karşılanacağına söylemişti. Yunanistanı harbe sürük- liyen İtalya, İngilterenin bir rüyasına hakikat sahasına çıkarmıştır. Behçet SAFA

Bu sayıdan diğer sayfalar: