Ç İ ! di Z srasbmaz Saren z SAYFA : 2 YENİ SABAR IN 1940 Niççenin - hiç olmazsa şu sı- ralarda ! - adını işitmiyen bir münevver adam yoktur sanırım. 1888 de, henüz 44 yaşında iken, bir sektei dimagiyeye (yani nü- zul isabeti) sebebiyle meflüç o- lup büsbütün aklını kaybeden bu mühim adam, (*) pek acayib bir felsefe neşrederek hususi ve şahsi bir (dehâ) sahibi oldu- ğunu bütün dünyaya kabul ve teslim ettirmiş, bir çok eserler de yazmıştı. Bugünkü Almanyanın mane- viyetine tamamiyle hâkim olan (ideoloji), Niççenin fikirlerin- den, aynen ilham olunmuştur; halbuki, - pek genç yaşındanbe- eski Yunan edebiyatımı, bü- yük bir şevk ve zevk ile tedki eden Niççe.. henüz yirmi dört yaşında iken, İsviçrenin (Bâle) üniversitesinde pek parlak bir filoloji müderrisi olarak şöhret kazanmış olan Niççe! - münha- sıran kendi dehâsının eseri olan felsefenin esaslı prensiplerini, eski Yunan (trajedi) sinin, men- geini tahkik ederken düşünmüş ve tayin etmişti. (1872) de - ya- ni (28) yaşında iken - (Diege- burt der Tragödie — Trajedinin doğuşu) ünvanlı bir küçük ki tap neşretmiş, ve (üç sene mi temadiyen bu mesele hakkında zihin yorup konferanslar — ver- dikten sonra, neşredebilmiş ol- duğu) bu kitapta en orijinal fikirlerini ortaya koymuştu. im eseri bu olmak gerektir; diğerleri hep bundan mülhemdir, bunun şerh- leridir. Niççenin şu bahsımızla ne münasebeti var?.. diyeceksiniz!. O münasebeti izah etmeden, bahse girmiyeceğim, — çünkü felsefesi hakkında ne söyleye - cek olsam belki lâyıkiyle anla- gılamaz. Onun felsefesi, hâlâ medeni memleketlerin üniversi- telerinde, ehemmiyetle okutul makta olan (metafizik) - değil dir, Ulümun keşfetmiş olduğu hakikatlerin terkibi ve tanzimi ile bina edilen tecrübi ve müs- bet bir felsefe de değil; ahlâki ve içtimai de değil!.. O dini, Al- lahı, ahlâkı, ilmin, insana — bir hakikat öğretebileceğini şiddetle inkâr etmiştir. Bu meselelere dair - çok samimi bir nefretle, ve hiç kimseden çekinmiyerek - neşretmiş olduğu fikirleri, sıra- sı ve yeri gelince, arzedeceğim. Onun felsefesi, dine, ahlâka, ve her felsefe mesleğine karşı asi, münkir vg şiddetle reaksi- oner bir (hayfil felsefesi) dir ki hayatın mâhiyetine bir facia mânası veren sefaletler, yeisler, felâketler, ve mukadderat ,dedi- ğimiz bütün bu uygunsuz şey- ler karşısında boynu bükük ve elleri bağlı bir mahküm vaziye- tinde bulunmaktan ise, hayatın (maddi ve manevi, şehvani ve şeytani,) bütün zevk ve neş'ele- rinden istifade edebilmek, (ya- ni, tam mânasiyle, çılgıncasına zevkperest bir ömür sürebil- mek için,) kuvvetli bir azm ve iradet gösterip, her felâkete karşı bir mücahid gibi yürüme- yi, ve tehlikeyi - bir avcı gibi a- Tayıp bulmayı tavsiye - ediyor. Büyük tehlikeler atlatmak mu- vaffakıyetinde ve büyük bir heyecan ve o heyecanda ne ga- Tib ve haKiki bir zevk bulunduğu nu - belki ömründe bir kere - tecrübe edememiş, ve çocuklu- ğundanberi pek uslu yaşamış o- lan bu alil ve nazik adam, has- talığını iyi düşündüğü için ha- yatın faaliyet demek olduğunu da herkesten iyi anlıyor. Koca Fakıt Niççe, şu ciheti de ıyi anlıyor ki tehlikeyi mumla ara- mak, azmi, ve felâketle - ölün- ceye kadar - boğuşmak kulreti eni Sabal? ABONE BEDELİ Türkiye — Ecnebi BENELİK — 1400 Krg. 2700 Krg. AYLIK — 760 » 1450 » 8 AYLIK 400 »— 800 » 1 AYLIK 60 » 800 » & Sonteşrin 1940 PAZARTESİ 4 Şevval 1359 22 Birinciteşrin 1359 İGün 309 Ay 11: Yil 940 - Hızır 188 Güneş — Öğle — İkindi 132 — 655 — 941 Ezani 635 — 1158 — I444 Vasati Akşam — Yatsı — İmsak 1200 — 133 — 1151 — Ezani 17.02 — 18386 — 455 — Vasati Meşhur Alman Filologu ve Filozofu (Fridrih Niççe)nin felsefesine mukadde- me olmak üzere, bazı edebi mülâhazalar YAZAN : FİLOZOF RIZA TEVFİK ve cesareti, - kelimenin tam mâ- nasiyle - kahramanlıktır!. Bu kahramanlık ta, feyyaz, coşkun, kabına sığmıyacak kadar taşkın bir gençliğin cilvesidir; bizim pek beliğ olan Türkçemizde, iki kelime ile bu taşkın kuvveti ifade edebiliriz: (Deli - kanlı- hk) iktızasıdır; deriz'. Ve çok doğrudur. Rahat aramak, din- lenmek ihtiyacı duymak, her ihtimale karşı pek aşırı ihtiyat- kâr davranmak, hayatın - hiç zevki kalmadığı, ve bir işe ya-| ramadığı zamanda kıymetini fazla takdir etmek elden — kaçı- ririm diye, her şeyden kork- mak ihtiyarlk ve düşkünlük alâmetleridir; bunda * gübhe yok!, .Civanmerd, fedakâr, âli- cenab ve şen olan gençliğin o coşkun delikanlılığı, ne güzel bir manzaradır!. —Dünyada bundan dilber hiçbir manzara olamaz. Tasavvur ediniz!.. Şid- detli bir kış mevsiminde, bir kar fırtınası esnasında, göğsü, bağrı açık, hattâ yarı bele ka- dar çıplak bir sürü genç, dinç, rbüz delikanlıların ski / ile| yüksek bir tepeden aşağı - yıl-| dırım gibi - inip bir hendek üs- [undnn altmış metre atlaması- | nı!. Bir de şiryanları katılaşmış, ' kalbi sair âzası atalete mahküm muş - bir ihtiyar adamcağı mangal başında battaniye ile örtülü olarak pineklediğini ta- savvur ediniz; geçnlerin, duman içinde daha güzel görünen, pembe çehresiyle, - havası fâsid bir kapalı odada oturmağa mah- küm olan ihtiyar adamcağızın çehresini - kıyas ediniz!. Genç- liğini ne güzel bir hal olduğunu, ve kıymetli hayatın, bu güzel- liği ancak faaliyetle - mümkün diği kadar! - idame ve mu- hafaza edilebileceğini pek kolay kabul ve teslim edersiniz; hat- tâ yalnız bir tek insan hakkında, değil, her ferd, ve her millet için de bu hakikati teslim edersiniz . gevşemiş, böbrekleri (*) Tercemej halini bilerek yazan yakın dostlarımdan iki münevver kadının (Louandreas - Salom&) — ve (Genevleve Bianguisi) in eserlerini dikkatle okudum; bu zavallı adam, kendisine nüzül isabet ettikten son- ra iflâh olamamış, ömrünün son on İki senesini büsbütün malül ola- rak geçirmiş, gözleri hiç görmez ol- muş, âkibet mecnun olarak bir m det yaşadıktan sonra fele alâmetleri yavaş yavaş İlerleyip hayatına ni hayet vermiştir. Bu hastalık alâmet- lerine bakılırsa, kendisine irsen in- tikal etmiş bir fena hastalığa kurban olduğu anlaşılır. (Sonu Cuma nüshamızda) İnönünün tarihi nutukları (Baş tarafı 1 inci sayfada) süratle işlemesi için kaunda yapılan tadilâtlan iyi neticeler alınacağını ümid etmekteyiz. Cezaevleri duru - munun. ıslâhi üzerindeki çalışmalar ilerlemektedir. Birçok - vilâyetleri - mizdeki cezaevlerinin inşası hazırlık darı bitmiştir. İş esası üzerine ku - rulmuş olan cezaevlerinin kadroları, bu bir sene içinde biraz daha tevsi edilmiştir. Müstakbel adli faaliyeti- mize nizam hizmeti görecek olan ad- li teşkilât kanunu lâyihası yakında huzurunuza takdim edilecektir. Bu- na Mütenazır olmak üzere kanun - larımızda yapılması iktiza ede la - diller yakında Büyük Metlise tek - lifler arzolunacaktır. AVRUPA HARBİ Arkadaşlar, ! Geçen içtima devresinin başında | Zuhurunu en samimi toessürlerle kay | detmiş olduğum Avrupa muharebe- si, on dört aydanberi, bütün şidde- tile devam ediyor. Gösterdiği inki - şaflar, facianin Avrupa haricine de| sirayet ederek bir dünya muharebe- si şeklini almasını imkân dahilinde bulunduruyor. | Son sene zarfında birçok hür ve| müstakil ülkeler — ecnebi istilâsına | marüz kalmışlardır. “Ancak Fransadan sonra İngiltereye teveccüh eden hücumların çetin bir | mukavemete çarpmış olması, muh rebeyi yeni bir safhaya intikal ct -| tirmiştir. Görünüşte bu safha uzı sürecek ve insaniyetin sefalet ve tarabı temadi edip gidecektir. Bu ha- zin ihtimaller önünde büyük elemler duymamak, medeniyetin - tereddisini | teessüf ve teessürle kaydetmemek | mümkün değildir. Memleketimiz, geçen zor zaman- farı, istiklâl ve masuniyet davası et- | rafındaki yekvücüd çehresile sârsıl- | madan geçirdi. | Hakkından emin, haklara — hür- metkâr ve vatan müdafaasına karar vermiş vaziyeti, bu metanetin sırrını | teşkil eder. Harici siyasetimizi tav- | sif ederken, milletimizin sayısız fa- | ziletlerini vatan için en emin, en werimli şekilde kullanmak düsturu- nun, yegâne rehberimiz — olacağını bir kere daha tebarüz ettirmek iste- rim. Geçen içtima — devresini açarken, harb karşısındaki vaziyetimizi izah etmiştim. Cumhuriyet hükümetinin | harici siyasetinde, geçen senedenbe- ri, bir tebeddül vaki olmamıştır. Bu- 'nün en birinci sebebi, o siyasetin, si- yasi istiklâl ve mülki tamamiyeti - Mizin mahfuziyetini esas tutması ve hâdiselerin seyrine göre tahavvül e- den haris emellerle alâkadar bulun- mamasıdır. Hükümetiniz AFT DRAE I HTEZER Yazımızın çokluğundan, Şeh- zade Yusuf İzzeddine aid tef- rikamızı bugün neşredemedik. Karilerimizden özür dileriz. Tnühtelif vesilelerle | size arzetmiştir ki Türkiyenin, hu - dudları harcinde bir karış toprakta gözü, bir hakkı ihlâle niyeti yoktur. Bize, emniyetimize, o emniyetle mü- teradif olan hayati menfaatlerimize tecavüz niyetinde olmıyan - hiçbir. devlet, bizim siyasetimizden endişe ve bizi, hakkımızın mahfuziyetini istediğimizden dolayı, muahaze ede- mez. Muhterem arkadaşlar, Bizim harb harici vaziyetimiz, bi- ze karşı ayni iyi niyeti gösteren ve tatbik eden bütün devletlerle en nor mal münasebetlere mâni - değildir. Kezalik, harb-harici vaziyetimiz, bi- zim topraklarımızın, deniz ve ha - valarımızın — muharibler - tarafından Şehir ve Memleket Habe Üniversite bu Bir Fransız vapuru| sabah açılıyor i İstanbul —üniversitesi, bu sabah Baat 9,30 da üniversite merkez bi- nası holünde — merasimle — açılarak | tedrisata — başalyacaktır. aat tam 8,30 da Üniversite rektörü — Cemil | Büinci' AD aei Yettcek Ve rat| teakiben profesör Neşet Ömer — İr- delp «bugünkü tababette Simiyote- rapi'nin yeri> üzerine ilk dersi ve- recektir. Saat 10 da bütün fakültelerde normal tedrisat başlamış olacaktır. SPOR: | Dünkü lik maçla- | çının - neticeleri | Beşiktaş sta İlk maç Beyoğlusporla- İstanbul Bpor arasında idi, İlk dakikalardı İstanbulsporlular sağaçıkları vasıta- sile ilk göllerini attılar, Hemen bir kaç dakika sonra Beyoğluspar sol- açığı beraberlik gölünü yaptı. Ve birinci devre 1-1 beraberlikle bitti. İkinci devreye her iki takım da sıkı başladı. İlk dakikalarda penaltıdan Mükerrem İstanbulspora ikinci g0- dü kazandırdı. Bunu | Toleanın göolü takip etti. Ve oyunun bitmesine beş dakika kala İstanbul- sporlu İsmail galibiyet golünü — ve son dakikalarda Beyoğluspor | tonun attığı -gölle beraberliği temin etti ve oyun 3-3 bitti. | Beşiktaş 5 - Beykoz 0! Beykozla Beşiktaş — arasında idi. | Oyun baştan aşağı Beşiktaşın lmi»l-w | L Hris- miyeti altında geçti. İlk devreyi şiktaşlılar Hakkı ve İbrahim vasıta- sile attıkları göllerle 2-0 galip hı-. tirdiler. İkinci devreye daha sıkı başlayan Beşiktaşlılar İbrahim, Ri-| fat ve Şerefin ayağile attıkları gol- lerle maçı 5-0 galip bitirdiler. Kadıköy stadı: | Altıntuğ 2 - Vefa 1 ı | | İlk maç Altıntuğ ile Vefa arasın- da yapıldı. Son günlerde Beyoğlu- / aa spordan ayrılıp Vefaya geçen santr- for Hakkı güzel bir şütle takımına ilk golü kazandırdı. Devrenin orta- larınag doğru hâkim vazğiyele geçen | Altıntuğlular, arka arkaya Sabrinin atlğı göllerle 2-1 galip vaziyete girdiler ve devre bu suretle bitti İkinci devrede her iki takımın gol çıkarmak için Aazami gayretlerini sarfetmelerine rağmen bir nelice el- de edemediler v maç 2-1 — Altıntu- ğun galibiyti ile neticelendi. F.B. 5- Süleymaniye 0 'Oyunun her iki deyresi de Fener- —H Türkiye tacirlerinin mallarını hamilen Pire- den ansızın Eeruta hareket etti İzmirde münteşir (Anadolu) re-| fikimizde okuduğumuza göre Yuna- nistanın Pire limanında bulunmakta olan Mesajeri Maritim şirketine ait Eronsiz bandıralı üzebmi, Gotre)| vapuru bu limandan ansızın hare- ket ederek Beruta gitmiştir. Bu va- purda Fransa Ve İspanya limanla rına ve diğer Avrupa memleketle- rie nakledilmek — üzere İzmirden yüklenmiş mühim Miktarda ihracak mahsulümtiz vardı. —Atina — ücaret ataşeliğimizden gelen bir telgrafa göre vapurda bulunan Türk tacir- lerinden bay Sabri Arasa ait fasulye ve fındıklar Pire limanına çıkarıl- diğer mahsuller tahliye edil- meden vapur Beruta gitmiştir. Ti- vapurda mahsulü | bulunan tacirlerimizin ona göre te- bbüslerde — bulunmalarını — haber vermiştir. İ a— Çok çocuklu muhtaç aileye yardım eden hamiyetli vatandaşlar Bundan bir müddet evvel İzmirde 9 çocuk babası işsiz Mustafa Tohu- run eşi Fevziye Tohurun bir mek- tubunu neşrederek bu muhtaç aile- | ye yardım edilmesini ve bir iş bul- Masını İzmir belediyesinden rica| etmiştik. | Bu yardımın benüz lâyikile hıp yapılmadığını bilmemekle ber, caret ataşeliğimit, bera- muhterem ve âlicenap halkımı- zın bu cidden yardıma muhtaç çok çocuklu aileye yardımlarda — bulun- müuş olduğunu memnuniyetle haber aldık. Bayan Fevziye bize gönder- miş olduğu bir mektupla kendisine maddi yardımlarda bulunan — Mitat Nemliye, Adanada Kapalı çarşıda | 198 numarada manifaturacı Güvene, Pendikte bay Kerime, Kırk | lareli topçu yarbay Hakkıya ve Bol- vadinde Zati Sungura teşekkür et-| mektedir. | bahçenin kati hâkimiyeti — atlında | geçti. Devrenin ortalarına döğru Fe- | nerbahçe Orhanın aya, gük Fikret ve Naimin a fer gol atarak ilk devreyi 4-0 galip| bitirdiler. İkinci devre daha yav: bir tarzda oynayan Fenerbal birçok gol fırsatları kaçırdıktan son- ra Naimin ayağile beşinci golü de atarak oyunu 5-0 kazandılar. G. S. 3 - Topkapı 1 Üçüncü maç Galatasaray ile Top- kapı ” arasiı iük de 'Topkâapinın enerjik oyununa 'm a oynanmış, rleri j Şchır Meclisi açılıyor b Ş İstanbul Şehir meelisi bugün sa- at 14 açılarak teşrinisani devresi içtimalarına başlayacaktır. Meclis Vali ve Belediye Re- doktor Lütfi Kırdarın bir nüt- açılacaf ve müteakiben daimi yapıla- caktır. * | MÜTEFERRİK Tramvaylardaki tadilât Tramvaylarda izdihama mani ol- mak Üzere ortalarındaki oturma sı- kaldırılan 'a azasının intihabı larından — birkaç - tanesi tramvay arablarının miktarı 10 nu bulmuştur, Vasati olarak bu arabalara binen yolcuların miktarı diğerlerine naza- ran 10 tane fazladır. Bugün ikinci mevki arabalara bu usul tatbik olu- nacaktır. Birinci sınf arabalarda esasen te- hücum olmadığında onları bu şekle koymağa lüzum görülmemektedir. Telefon şebekesinin ıslâhı İstanbul telefon şebel la yüklü olması dolayısile Münal lât Veki şebekenin esi islâhina vermiştir. islâh işine 1,476,000 lira sarfedecek- tir. Bu rslâhatlan sonra İstarbul ve Beyoğlu telefon şubeleri 6 bin abone tezyid edilmiş olacaktır. mire- Bir tavzih 27/10/940 günkü sayınızda Bour-| la Biraderler deposunda Jak fından 100 metro kordon ile 2 1o bakır teli çalındığı yazılmakta- dır. Bu kere ayni depoda iki memuru ve bu malzemeyi de çalan Jak Yo- suni — olduğundan — keyfiyetin ayı sütununuzda tashih edilmesini say- gılarımla dilerim, çalışan | adı Jak olduğundan | $ Bovrla Biraderler ambar| memuru Jak Nahmias eee a ea rame e bil Galatasarayın bozuk oyunundan sonra Topkapının 1-0 lehine bitti. İkiniti ciddi başlayan Galatasara 'Töpkapı kalesinin kal tifade ederel bir şekilde ilk dakikada| beraberlik gölünü x:xıW kardı. Bu gölden sonra açılan sarı| kırmızılılar 13 üncü dakikada Sa- rafimin ayağile galibiyet golünü at- tılar. Nihayet 23 üncü dakikada Hakkı- nın sıkı bir şütü Galatasarayı 3-1 gâlip vaziyete getirdi. Ve oyun 3-1| Galatasarayın lehine neticelendi. Bülend Turanlı biribiri aleyhine kullanılmasına is- tisnüsiz olarak manidir ve biz mu- harebeye girmedikçe kat'i ve ciddi olarak mâni kalacaktır. YUNAN HARBİ VE TÜRKİYE Arkadaşlar, Son zamanlarda harb harekâtı ba- zı yeni vesilelerle dikkate Şayan in- kişaflar gösterdi. Sükün ve selâmeti bizim için çok ehemmiyetli olan em- niyet sahamızın içinde dostumuz ve komşumuz Yunanistan maalesef bu- gün harbe sürüklenmiş - bulunuyor. Bundan doğan vaziyeti, müttefiki - miz İngiltere hükümetile müştereken tedkik ve mütalea etmekteyiz. Size arzetmiş olduğum bu siyasi ümdeler, memleketimizi harb facia- larından bugüne kadar nasıl masun| bulundurdu ise, yarının emniyetine de ayni veçhile hizmet — edecektir, ümidindeyiz. SOVYETLER BİRLİĞİLE DosTUZ Dünyanın geçirdiği vahim buhran içinde uzak yakın bütün devletlerle| münasebatımız normal seyrini ta - kib etmiştir. Sovyet Rusya ile ar; mızda yirmi seneye yakın bir mazisi olan itimadlı müasebetler, her iki - mize de atfedilmiyecek olan buhran lar geçirdikten sonra esas olan dos- tane mahiyetini tekrar elde etmiş - tir. Bunu memnuniyetle kaydetmek isterim, Türkiye - Sövyet münase- betleri dünya siyasetinin ivicacları içinde başlıbaşına bir mevcudiyettir. ve memleketlerimiz diğer tesirattan | müstakil bir surette bu mevcudi - yeti devam ettirmek ıstırarındadır. Bu siyaset, böyle telâkki edildikçe, iki taraf menfaati için dünkü veri- mini yarın da verir, kimsenin za - rarına olmiyarak yalnız memleket- lerimizin nef'ine işler, kanaatindeyiz. Aziz arkadaşlar, Önümüzde insaniyet için uzun 1s-) turab devreleri olmak mümkün, hat- tâ muhtemeldir. Bu devre esnasında hayati menfaatlerimize kargı has - sas bulunurken dostluklarımıza — ve) ittifaklarımıza vefalı kalacağız. ingiltetenin zor şartlar içinde kah- ramanca bir mevcudiyet harbi için- de bulunduğu bir zamanda onunla olan ittifak bağlarımızın sağlam ve sarsılmaz olduğunu söylemek benim için bir borçtur. Muhterem millet vekilleri, Cümhuriyet ordusunun kuvvetlen-| mesi ve ihtiyaclarının tamamlanması | için' Büyük Meclisimiz hiçbir ihti - mamı esirgememektedir. Türk mil - leti bu hususta Kendi: len vazifeleri iftiharla yapıyor. Si- lâh altına çağırılan vatandaşlar va- zifelerine seve seve koşuyorlar. Her gün menkıbelerini dinledimiğiz bu asil hareketlerin Türk milletinin ru- | hundaki engin fedakârlık hislerine| bir yeni işaret olduğunu — sevinçle | görmekteyiz. Bugün Büyük Mecliste| ve önün hükümetinde, bütün işlerin başına geçmiş olân müdafaa vazife- | si, bütün milletçe de en sevgili bir gaye halindedir. Biz de iftiharla söy- liyebiliriz ki milletçe yapılan feda- kârlıklar yerindedir. Cümhuriyet or- dusunün vazifesini hakkile başara- cak bir ehliyette bulunduğuna emin | olabiliriz. İKTISAT VE ZİRAAT İŞLERİ Mülli Şef İsmet tnönü, münakalât | işlerinden bahsederken nakliyat ve| muhabere vasıtalarının bilgili ve in- zıbatlı bir teşkilâta dayanarak ser- best emiyet esasları dahilinde çalı: tığını, bugünkü Şartlar altında, has- talıklardan korunma işlerinde hükü- metin aldığı — tedbirlerden memnun olduğunu ifade ettikten sonra geçen seneki yer sarsıntısı hakkında bütün medeniyet âleminin bu felüâketle kar- Ş1 göstermiş oldukları yüksek alâka- yı şükranla yâdetmiştir. Milli Şef, ziraat işlerinden bah - sederken toprak mahsullerimizde gö Tülen inkişaf ve salâha işaret etmiş, bu sene yeni getirilen makinelerin köylüye verildiğini, bu suretle f: ve ucuz -istihsal yapılacağını söyle Miş ve demiştir 'ki: <— Köylü ve müstahsilin iktısadi kalkınma ihtiyacı, hayat » pahalılığı ile istikbalin buhran endişesi kadar üzerinde hassasiyetle durulan bir| mevzudur. Beynelmilel münasebetle- re sıkı sıkıya bağlı olan ticaret iş- lerimizin umum! zorluklardan mü- teessir olması, içtinabı kabil olmr - yan bir zaruretti. Bir taraftan hü- kümet, ticarette, memleketin muh- taç olduğu iptidal madde - ve ma- mülleri temine çalışıyor, diğer ta - rTaftan sikı bir fiyat inzibatı ve mu- rakabesi kurmağa uğraşıyor. — Milli| korunma kanununa göre, birçok lü- zumlu tedbirler alınmıştır.> SINAİ İSTİHSAL FAZLADIR Mili Şef, iktsad Vekâleti çalıs-| da malarından da bahsederlerken, sa - nayiimizin muhtelif belerindeki ıslahatın geçen seneye nisbetle faz- Ta olduğunu, maden kısmında da bariz terakkiler görüldüğünü söy - lemiş, el hlarının da ıslah ve teşvikine işaret ederek, bunların kredi ihtiyaçları için faaliyöte ge - çildiğ kooperatifler — açılacağını söylemştir. Dokumac da kö lerde taammüm etmesini, bu surel iraat işlerinden boşta kalan köylü- lerin el tezgâhlarile de çalışmasına işaret buyurmuştur. | Mülli Şef, gümrük kanunu proje- sinin ehemmiyetini de izah ettikten sonra, ihhisarlı dan bahsetmiştir. MAARİF MESELESİ Maarif meseleleri hakkında da ye- | Türk liğinin sile (inzibat Ve lâk mevzuunda varidatının arttığın işaret etmiş, gen bedence, husü - yetiştirilmesi Açlâ çok dikkatli ciddi. hareket 'edilmesini, müli biyemizin kuvvetlenmesi bakımındı bir zarüret telâkki ederim | 'Türk kültürünün iki mühim. ve e- saslı temeli olan dil ve tarih işler mize yakın alâka ile önen ruz. Türk dili ve tarihi için çalışan iki kurumun lügat, imlâ, gramer, terim ve tarihimizin her safhasına ait tetkikleri için yeni hızla eme lerini teksif edeceklerinden em tim vardır CUMHURİYET MALİYESİ — | Avrupa harbinin, yatında vücude getirdiği buhran ve büdçe külfetleri memleketimizi de müteessir etmiştir. Denk ve-samimi büdçe prensiplerine daima bağlı kal cihan mali ha- makla beraber, hâdiselere takaddüm ederek isabetli tedbirler — bulunmuş| ve bu suretle devletin mali itibarı| muhafaza edilmiştir. Her şeyden ev-| vel, Türk vatanının muhafazasında küvvetli ve hazırlıklı - bulunmanın | istediği külfetleri karşılamak yolun- daki muvaffakiyeti, bilhassa kay - detmek. isterim. Cumhuriyet maliyesi, başta, mem- leket müdafaasına aid fevkalâde led birler olmak üzere bütün devlet iş- lerinin istediği masrafları, memleke- tin kendi vasıta ve membalarile kar- tcinde) sılamağa imkân bulmakladır. mlerinde ve bunlara bağ mühim boşluklar yap- mız hal ve şartlar, bilhassa kapatmak için ihdas | edilen muvak in, vatan-| daşların tediye kabiliyetlerini aş -| madığı ve hattâ mutedil hal dak linde kaldığı, içinde bulunduğumuz ir. Bir 1940 il derhi milletimi in gösterdiği ol -| Bgunlul e fedakârlığın, diğer taraf- fan'memleketin kabiliyetlerini. dev| letin âc htiyaçlarile en iyi telif e- | mak sayesinde, bundan sonra da Tümk h esinin itibarını ve ve dü- Bu'sayededir ki harici ticaret mu- vazenemiz ve döviz vaziyeti, vicj bir. metice vermi Bu arada 1933 Türk borcu hakkında hükü - retçe alınan son yani eski düyünü umumiye meclisinin- ilgasi- e. bu taki taahhüdan devletin | üzerine aldığını kaydetmekie sevinç| duyarım MİLLİ BİRLİK VE KAHRAMANLIK ESASI Büyük Millet Meclisinin muhte-| Milletlerin tarihte misali geçme- miş en lcadele halinde bu - lundukları bir zamanda, şanlı Türk milletinin mukadderatını sevketmek Bibi şerefli, müstesna — ehemmiyetli bir vazifeyi beraber ifa © Çok açık olarak bir daha görüyo - ruz ki, milletlerin yaşama hakları, bin türlü isbetli tedbirin başında ve hepsinden tesirli olarak bir temele| dayanıyor. Bu, milli birlik, fedakâr- lık ve kahramanlık temelidir. Büşük Millet Meclisinin asil misa- lile milli birlik, her zamandan ziya- de sağlamdır, İcab ederse, milletçe her fedakârlığı güze almak, hepi - mizin kat'i kararımızdır. Türk mil- letinin bugünkü evlâdları, kahraman lıkta, kendi geçmişlerini - herhalde müflehir edeceklerdir. Milletler için ikbalin, her vasıtadan — sonra nihayet kahraman ve fedakâr olan - lara müyesser-. olduğu bir devirde, Türk milleti temiz, emin bir istik- bale gürürle bakmaktadır.» geçen | senelere nazaran çok iyi ve sevindi-| Şah damarlar İlim Köşesi Yaran: Prof, Salih Murad Uzdilek Keşifler, ihtiralar ——— Kulak ve Hidrofon İnsanlar ve hayvanlar sesleri ikf kulaklarile duyarlar. Domuz ve ku- bay kulakları istisna edilirse kulaka ların en mütekâmil şekli insanlar- dadır. İç kulak Koklea (Kavkaa) dediğimiz şeytarı minaresine benzi- yen ve fındık cesametinde bir şey« dir. İnsan kulağında Koklea'nın iki ve üçte iki helezonundan — ibaret olduğu halde domuz — kulağındaki üç ve kubay kulağındaki üç buçuk helezondur, Kubay sesi işitme ba- kımından en hassas olan bir hay- vandır. Hayvanların kulakları ara- sındaki açıklık kulak - cesametine nazaran büyüktür. Kulakların - bu. kadar açık olması sayesinde kapas li gözle ses menbainın cihetini taka dir edebiliyoruz. Tilki, kurd gibi sesle pek y: dan alâkadar olan hayvanların kafa- larına bir ba Kulaklar ana sına daki açıklığın büyüklüğünü —görür- Ssünüz. Normal kulak frekansları 20 ile 25000 arasında olan sesleri duyar. Fakat frekans büyüdükçe cihet ta- Yini zorlaşır; yüksek — rekanslarda Menbam cihetini âdeta takdir ede- Cırcir pek tiz perdeden çikan sesi bizi aldatır. Muhtelif istikametlen sesin geldiği- ni zannederek bir yerine birçok bö- ceğin mevcudiyetine ihtimal riz. Maamafih orta perdeden sesler- de bu hata pek azı aşağı perdede yok gibidir. İnsan ve hayvan işte cihi tayini sayesinde birçok tehlikclerde kendini korur. Pek hassas bir alıcı kulağındaki mekanizmanın ehemmi- yeti yakın zamanlara kadar pek takdir edilmemişti. Bir noktadan iki kulağa gelen ses (safha farkı) dediğimiz farkı vardır. Bu fark saniyenin yüz bin- delerile ölçülür. İyi terbiye edilmiş kulaklarda bu fark saniyenin beş milyonda birine kadar çıkar. Yalnız kulaklar arasındki hattın ortasından amud olarak geçen müstevideki bir noktanın cihetini tayin edemeyiz. Bu müstevide bulunan bir — nokta önde mi, arkada mı, yükarıda mı, ğıda mı? Belli olan flim adamları kulağın büu cihet tayinine ait olan bu hassasından istifade ederek düşman topunun mevküni tayin için (Osilograf) ve denizaltı gemisinin mevki ve cihe- tini tayin için (hidrofon) denilen c hazları meydana — getirmiştir. P: hassas olan yeni hidrofonlar deı altının değil maynlerin bile mevki- lerini bildirir. Yarınki yazımızda' çift kulak sına - istinat eden hidrofonlardan hsedeceğiz. Sesin inikâsı yani sa- da prensipile hidrofonları diğer bir yazıya bırakacağız. ——— mez oluruz. böceğinin olan insan arasında bir zaman çalışan SABAHTAN SABAHA iltisak noktaları (Baş tarafı 1 inci sayfadla) üç aydanberi Almanların - binlErce taygyaresine karşı koymuş, ve gimdi taarruza geçmiş bulunuyor. — Karşı koyduğunu düşen — sayısız Alman tayyareleri isbat etmiştir. Taarruza geçtiğini de son bir haftalık İngiliz akırlarının bilânçosu — göstermek! dir. Bu bir hafta zarfında demiryo- lu, fabrika, tayyare üssü, istasyon, benzin deposu liman ve tersanelere y ısı en yüksek dereceye varmıştır. En son - İngiliz tebliği evvelki gün İngilizlerin bil- hassa birçok demiryolu iltisak nok- talarını ve ista: yaktıkları- mı bildirmektedir. Almanlar hâlâ Londraya tayyare kafilelerini gönderip hücum ettikleri halde İngilizlerin halkı yıldırmaktan ziyade askeri he- defleri vurmak istedikleri ötedenbe- lan hücumları onları ri görülüyor ida yollar ve iltisak noktaları şah damarlardır. Bugün henüz havalara hâkim ol- mıyan kuvvetlerin bu şah damarla- rını teker teker bozmaları Alm yanın bir istilâ hareketine engel olabilir. Fakat yarın kirıcı bir hâki- miyetle bir anda yakılan ve yıkılan demiryolları, istasyonlar, iltisak nok- taları Almayada her şeyi ve bher seyi durdurabilir. Bundan — dolayı lterenin hava hâkimiyeti çok sşey değil, hatta her şeydir. Londrada bir lokantacı şöyle bir levha asmış: «Burada cam ve aydınlık yoksa da yemek ve cesaret vardır.» Cam ve aydınlık Almanyanın ca büyük şehirlerinde de yoktur. Fakat orada da yemek ve cesaret vardır. Ancak kromdan benzine, buğdaydan ete kadar sonsuz ihtiyaçların biri veya bir ikisi hangi memlekette da- ha evevl tükenirse o memleket sıfırı tüketmiş olacaktır. Behçet SAF: kapısına