SAYFA : 2 Yunan donanması Aded bakımından !fazlı değildir am- |ma Akdenizde İn- gilizlere büyük hiz- | metler ifa edebilir Mi ;Yunan adaları ise: "İtalyanin kalbgâhına içevrilmiş kıymetine baha bıglmu birer üsdürler I ue * İtalyanın Yunanistana karşı muhasamata başlaması deniz- cilik bakımından Akdenizde, yeni ve İtalyan deniz kuvvetleri için hiç de şayanı arzu olmıyan hir vaziyetin tahaddüsüne se- beb oldu ve Yunan adılarını üs olarak kullanmıya hak kazan- miş/ İngiliz donanmaları karşı- İtalyan filolarınım sak - İ dlş dmaalaya ( bikhültile müşkülleşti. Denizcilik Bahisleri F A. Cemâleddin SARAÇOĞLU Diğer taraftan Yunan — de- niz kuvvetinin İngiliz donanma- ga iltihakı keyfiyetini de göz önünde bulundurmak lâzımdır. Vakıa bugünkü Yunan donan- ması sayı itibariyle İtalyan de- niz kuvvetleriyle boy ölçüşecek bir halde değilse bile Yunan bahriyetisinin denizciBği, kendi sularını gayet iyi bilmesi ve Elen bahriyesinin destroyer bakımından oldukça hatırı sa- ÖLDÜR üLDÜ Mü/! iNTiHAR MI ETTie Yazan: Eski İstanbul Valisi SÜLEYMAN KÂNİ l 2 - Yusuf İzzeddin Efendi sözü bir miralaya diye hayret İmparatorun i mevcu- diyeti veliahd üstünde bir eksir Bibi tesir etti. İmparator kendisini arabanın sağına almak istedi. Şark usul ve âdabına göre veliahd: — Estağfirullah' Falan derken, imparator oğ- hmmun Londrada yaptığı — gibi tutup efendiyi arabaya aldı, sağda oturttu. Böylece doğru #araya gidildi. Yusuf İzzeddin efendi bir haf- fa iyi davrandı. Her sabah vaktiyle kalkıyor ve: — Aman, imparatorla bera- ber gideceğiz. Hazırlanın! diye maiyetindekilerin bareketlerini tacil ediyordu. Temmplhof meyda- mında yapılacak ve sastlerce sü- Tecek mamnevra ve geçid resmin- de imparator at ile hazır bulu- nacaktı. Yusuf İzzeddin efendi: — Ben ata binemem!. Dedi. İmparator fevkalâde o- larak kendisine manevrayı geri- de, arabada seyretmeğe müsa- ade etti. O gün imparator gü- zel bir ata binmişti; bütün ha-| rekât esnasında atının yalnız başı ve kuyruğu oynadığı görü- Tüyordu. Büyük ve sulak çayırda bir geçid resmi yapıldı. Gerek burada, gerek Frank - furt tarafında yapılan sahra manevralarında Yusuf İzzed - din efendiden — başka ecnebi prenslerden kimse bulunmadı. Veüıhd, Golç paşa ile kendi- gine mihmandar tayin edilmiş olan miralay Fon Muçiüse gar- nizonları gezmek üzere bir sa- bah için randevu vermiş idi. Golç paşa ile Fon Muçiüs mu- ayyen zamanda geldiler. Fakat efendi hâlâ hazırlanmamıştı. İstanbulda bu gibi hallere a- lışmış olan Golç paşa bu mu- ameleye pek aldırmadı. Fakat Fon Muçiüs: — Saltanat hanedanı yalan söylemez. Ya hastadır, ya git- mek istemiyor. Dedi; bir çeyrek saatten faz- la beklemedi. Hiddetle çekildi, *'Yeni Sabah ABONE BEDELİ Türkiye — Ecnebi BENELİK — 1400 Krg. 2700 Krş. SAYLIK — 760 » 1450 » B AYLIK 400 » — 800 » YTAYLIK — 180 » 800 » 1 İkinciteşrin 1940 CUMA 1 Şevval 1359 19 Birinciteşrin 1356 | Gün 806 Ay 10: Vıl 940 . Hızır 180 Güneş — Öğle — İkindi 126 — 651 DAL — Ezanl 681 — 1158 — 144T Vasati İi Akşam — Yatsı — İmsak ı 1200 183 — 1181 — €zant İ 17.08 — 1839 — 451 — Vasati : “İmparatorun geçmiyor mu ?,, ediyordu. gitti ve mihmandarlıktan istifa etti. efendi, imparator nezdinde ta- n-ı.ı:ı_mı.ııcdçp— imparator: — O eski kafalı muannid bir miralaydır. Beni kırarsa çok canım sıkılır. Fon der Golç ©- nu yumuşatsın!. dedi. Golç paşa ricalar, minnetler mağa muvaffak oldu. Yusuf İzzeddin efendi bu hâ- disede: — İmparatorun sözü bir mi- Tralaya geçmiyor mu? Diye az hayret etmemişti' İmparator sofrada Yusuf İz- zeddin efendiyi daima karşısma, Salih paşayı sağına, Berlin el- çisi Osman Nizami paşayı solu- na alıyordu. Salih Paşa Almanyada iken imparator ile ayni alayda hiz- met etmiş olduğu için imparator kendisine lâübalilik derecesinde gamimiyet gösterirdi. İmpara- torun her hitabında Salih paşa | vaziyet alır, temenna ederek ce- vab vermek isterdi; fakat im- parator bırakmaz, eline vurur, indirirdi. Vilhelm Alman telâffuziyle Salih paşaya: — Zalih.. Ve Osman Nizami paşaya: — Ozman!.. diye hitab ederdi. Bir akşam yemek salonunda kapısında 2 kral ve 16 prens di- zilmişti. İmparator, kızı kolunda gö- ründü. Prensler gelâm vaziye- tinde durdular. O da haşmetle salona girdi. Sofrada imparatorun önünde daima çiçek bulunurdu; kime söz söylemek istese ona bir u- fak çiçek atardı. Bir eli sakat olduğu için ye- meği bir eliyle yerdi; çatalının bir ucu bıçak idi. Bıçak tarafi- le eti keser, çatalın diğer ucu- nü saplar, öyle ağzına getirir- di. “Veliahd Osman Nizami pa- şaya: — İmparator hazretlerinin fa- aliyetlerine hayran oluyorum .. Şafakla kalkıp bir çok kışlaları laşıyorlar; öğleden sonra bir çok merasime iştirak ediyorlar; gece bir çok müzakerelerde bu- hmuyorlar; bir çok geceleri de vagonda geçiriyorlar; masıl yo- paşa terceme etti. İmparator sade- ce: — Ozman! Ffendine söyle! | Yoruldum demeğe vaktim ve| hakkımı yoktu! | Cevabını verdi. | Her yemeğin sonunda ası verilen cavdar ekmeği gelirdi; imparator mutlal bütün daki listede (Sone 4 öndü sayfassı |) İ A Diğer taraftan Yunan bahriyesi İtalyan gemilerine karşı yalnız başına hareket e- decek değildir; İngiliz deniz kuvvetleriyle müştereken faa-| iyette bulunacaktır. Meseleyi bu zaviyeden tedkik | edince hafif Yunan gemilerinin | iltihakı — Akdenizdeki — İngiliz| filoları için oldukça makbule' geçecektir. Çünkü Yunan ince filosunu terkib eden büyük dest- royerler ve torpidobotların kıs- mi azamı yepyeni mütebakisi de ehemmiyetli tamir görmüş, tec- did edilmiş teknelerdir: (1939) yılında İngilterede in- ga edilmiş beheri (1400) toni- lâtoluk dörder tane (12.7) san- timetrelik top, sekizer torpido tiyübü ve müteaddit hava dafüi toplarla mücehbez ve sür'atleri | saatte (36) mile varan (Geor- gios 1), (Vasilissa Olga) dest- royerleri Akdenizin en yeni ve | en sür'atli gemilerindendir. Bizim (Adatepe) sımfı dest- royerlerimizin eşi, fakat — birer | bacalısı olan ” (1330) - tonilâto | mai mahrecinde, elli çapında | dörder tane (12) santimetrelik top ve altışar tane torpido ko-| vaniyle mücehhez İtalyan ya-| pısı (Hiydra) sımfı dört dcstm—l yer de yeni ve seri gemilerdir. | Bu yemi ve seri altı gemiden başka (1909) yılında Arjantin hesabına İngilterede inşa edil- mekte iken Yunanistan hükü- meti tarafından satın alınmış o- lup ikisi 1924 ve 1925, diğer iki- si de 1937 ve 1938 seneleri zar fında yeni baştan inşa edilmiş- çesine tamir ve teedid edilmiş o- lan (1300) tonilâtoluk dörder 'tane elli çapında (10) santimet- relik' top, altışar torpido kova- nı, deniz bombası atıcı tertibat ve hava dafii toplarla mücehhez (Aetos) sınıfı dört destroyer | de yabana atılacak gemiler de-| ğildir. Bu (10) destroyere daha kü- çük, fakat hepsi tecdid edilmiş (10) kadar daha küçük torpi-| dobotla (Katsonis) — smıfı- ııul ve (Proteus) sımıfı dört ki cem- an altıdeniz altı gemisini de ilâ- | ve edecek olursak Akdenizdeki | İngiliz deniz kuvvetlerine iltihak eden Yunan ince filosunun e- hemmiyeti hakkında bir fikir peyda etmiş oluruz. Yunan bahriyesinin bu hafif gemilerden maada bir de (Ave- Tof) zırblı kruvazörü vardır. İtalyanların (Pisa) sınıfından İtalyada inşa edilmiş olan bu ge- mi vâkıa yeni değildir. ve Yu- nan bahriyesinde hizmete - gir- mesi (1912) yılına tesadüf eder. Lâkin Yunanlılar (Averof) u, (1925) ve (1927) yılları arasın- da esaslı bir tamire tâbi tut- muşlar,' geminin kazanlarını, toplarını değiştirtmişler, maki- neleri elden geçirmişler , ateş kontrol tertibatını — modernize ettirmişlerdir. Öyle ki bugün (Averof) İtalyanların (10.000) uk ağır kruvazörleriyle boy üşebilecek bir haldedir. Yal-| nız sür'at bakımından Yunan kruvazörünün saatte (22) mile varan sür'ati daha yeni İtalyan | hem sınıfları karşısında kendi- sini madun mevkie düşürebilir. Ne olursa olsun, İngilizlerin, Amerikalılardan, destroyer mü: bayaa ettikleri şu sırada yeni, | serisve mürettebatı muallem cf- rad ve güzide zabitandan mürek- keb (10) destroyerle (6) deniz altı gemisinin Akdenizdeki İn- giliz kuvetlerine iltihakı hcle Ârşipelde Yunan adalarının İn-| giliz donanması için birer mü-| kemmel üs teşkil etmeleri, İtal-| yanların Akdenizde zaten sı- kışık olan vaziyetlerini büsbü - tün — güçleştireceğinde — şübhe | yoktur. Sadakai Fıtır Ea iyi İyi Son K D Buğdaydan: 2 Z20 y7 Arpadan “ M 27 zümden : gı7100 B4 Hatanbul Müftüsü F. Ülgener BAYRA NAMAZI BZ z B0r YENİ &. ABAR Yunamstanda kalan mallar İtalya ile son zamanlarda ti- cari münasebetlerimiz mühim mıktarda artmış — bulunmakta idi. Nakliyat Yunan transitin- den istifade edilmek suretiyle yapıldığı için son siyasi vazi- yetler üzerine bu yol kara ve genizden kaj . — Fakat harb ilânından evvel buradan İtalyaya ve İtalyadan da bize gönderilen mallardan mühim bir kısmı Yunanistanda kalmış bulunmaktadır. Ticaret Vekâle- | ti Yunanistanda kalan bu mal- | ların cins ve mıktarını — tesbit ettirmeğe başlamıştır. Bu me- sele tüccarlarımızın zarara gir- miyeceği bir şekilde halledile - cektir. " ğ el Kömürde gene ihtikâr Fiyat mürakabe komisyonu gehirdeki perakende ve toptan mangal kömürü — fiyatlarını tesbit ettiği halde vagonla satış yapan kömürcüler gene ihtikâr yapmaktadırlar. Komisyon ara- ba ve kayıkla seyyar olarak sa- tılan — kömürlere toptan fiyatı kabul etmiştir. Halbuki her hangi bir kimsenin vagondan yaptığı mübayaatta bir vagonu birden almasına imkân olmadığı için çuvalla kömür almakta ve satıcı bu defa perakende fiyatı tatbik etmektedir.Mürakabe ko- misyonu bunu nazarı itibara a- larak bayramdan sonra yapa- cağı ilk toplantıda kömür işini yeniden tedkik edecektir. HARB VAZİYETİ Almanya - İtalya ara- sında mühim'bir ihtilâf (Baş tarafı 1 inci sayfada) fazla zayiatı Fransa vermiş, harb me- şakkati bu devletin omuzlarına yük- lenmiştir. Bu acı tecrübelerle Fran- sanın mütenebbih olarak atiyen her hangi bir ittifak, zümrgsile Almanya-) .ya muhasım vaziyet :Enm ümid o- lunmuyor. Son harbde Alman askeri kudretinin üstünlüğünü Fransızlar da kabul etmek mecburiyetinde kalmış- lardır. Almanyada büyük Fredrik zama- nandanberi her şey askerf icablara göre hazırlanmıştır. Alman sanayii, iktisadiyatı, teşkilât ve idare sistemi hazar zamanında dah; bir harb man- zarası arzeder. Almanya - Fransanın iki misli nüfusa maliktir. Harb sana- yü Fransadan çok ileridir. Velhasıl asri harblerin ihtiyaçları neden iba- ret ise Almanlar Fransızlara nazaran bunların bir Kaç misline sahiptir. Üs- tünlük evvelâ buradan doğmaktadır. Halbuki Almanyanın müttefiki 0- lan İtalya ile Fransa arasındaki fark Fransızların lebinedir. Şimdi İtal - yanlar bu fırsattan istifade ederek Fransayı tamamen — eşip — istikbalde kendileri için tehlikeli bir rakib ol- masından ve bu harbin hesabını sor- masından kurtulmak istiyorlar. Almanya muharebeyi kazanmak için İngiltereyi mağlüb etmek arzu- sundadır. Bu gayeye varmak için her seyden istifade etmeğe çalışıyor. Bu meyanda Fransa ile müsaid şartlar dahilinde anlaşarak bu devletin kuv- vetinden istifade düşünülüyor. Hal- yanlar Fransanın ufak bir fedakâr- lıkla bu işden kurtulmasına tarafdar değildir. İtalyayı memnun etmek içi Fransaya tahmil olunacak ağır şart- lar altında bu devletin işbirliği te- min olunamıyor. Yani faşistler bu har bi kazanmak için İtalyanın istikba- lini tehlikeye atmağı doğru bulmu- hâdiseler pek mebzuldür. Meselâ ital .yan neşriyatı Arab âlemini İngilte: ile beraber Fransa aleyhine tahri etmekte berdevamdır. İtalyan diplo- matları, gazeteleri İngiltereye tevc ettikleri kin ve gayızda behemehal aya hisse ayırmağı unulma - yorlar, Bunların delâlet sarihtir. Harbden soi kurulacak yeni nizamdı alacağı vaziyet hakkında Almanya İtalyanın noktaj nazarları b: #z çok yaklaşmış devletler ara- la derin ihtilâflar mevcuddur giltere ile mücadele va: tilâfları şimdilik unutturmuş ve iki | | — Esasen mihver devletleri veya bun- | İ ü bu ih- €i plâna atmıştır. Samimi — olmiy bu tesanüde bakarak denilebilir. ki bir Amyen sulhü belki de İn muvaffakiyete — götürecek yöldur. Yüz kırk sene evvel enizamı cedid | meselesi başımıza mühim bir bi | açmıştı. Mihverin — yeni ayni âkibete maruz kalacak | ründüğünden buna şimâ daha faydalı olur. | Hikmet IGA en kısa nizamı yorlar. Bu mütaleayı teyid edecek | Şehur ve MPmEnk / at Ş '1, ,OKUYUCU DİYORKİ ; Hayat palılığı ve aylıkcılar Bir okuyucumuz y «Bakkal buhran dolayısile zak fiyatlarında yükseliş olduğu- nu ileri sürerek fi zamm yapar. Manifaturacı hakeza, süt- Çü hakeza, kasap hakeza, kundu- racı ve terzi hep böyle ilâh.. Bun- lar, hiç şüphe yoktur ki fiyatlara bir miktar da kendiliklerinden ka- tarlar, meselâ bir madde fiyatın- da 3 kuruş yükseliş varsa, hesab yuvarlak olsun diye 2 kuruş da kendiliğinden ilâve ederek 5 kuruş zam yapar ve bu süretle normal zamanlardaki — satışlara — nazaran bir şey kaybetmediği gibi bilâkis fazla da kazanmış olur. Memleke- timizde, elhamdülillâh, yalnız ek- mek fiyatları sıkı bir kontrola tü- bi bulunmaktadır ki buna da ne kadar $ükretsek yeri vardır. Gelgelelim memurin ve müstah- demin sınıflarına, Bunlar gene ay- ni aylıklarla çalıştıkları haide, bütün yukarıda saydığımız mad - deleri pahalıya almak mecburiye- tindedirler ve bu suretle - esasen zayıf olan bütçelerinde mühim bir delik açılır. Buhran dolayısile çok defa maaşlara yapılan tensi - kat ve çoklarına vaki olduğu gibi vazileden affedilmek veya türk - çesi kapıdışau yapılmak felâketi de başka. Binaenaleyh berhangi bir vergi konulduğu zaman bu cihetin Cüm- huriyet hükümetimizce nazarı te- emmüle alınması şayanı temenni- dir.> Şarap ıstıhlakının' artırılması için tedbirler alınıyor Gümrük ve İnhisarlar * Vekâ- leti şarab istihlâkini arttırmak | bu süretle fazla alkollü içkile- | rin sürümünü tahdid — etmek | maksadiyle yeni tedbirler almak | tadır. Bunun için müstahsille- re iyi şarab elde etmelerinin in- celiklerini öğrenmek için muh- telif mıntakalarda kurslar açı- lacak ve şarab yapanlar arasın- da müsabakalar tertib edilecek- tir. Şarabçılığı korumak - için | memleketten şarab ihraç lere prim verilmesi de dü: mektedir. Bundan başka şarabdan al- | 'nan inhisar vergisi kaldırlacak pek az mıktarda istihlâk vergi- Si konulacaktır. Lokanta ve ga- zinolarda şarab içilmesi için mü- | Saade almalarına lüzum kalmi-| yacak ve şarab Ssatışları ser- best olacaktır. er- larına Amerikadan bek- lenen eşyalar geldi Evvelce Amerikaya sipariş e- dilmiş olan bazı idhalât eşyaları bir vapurla limanımıza gelmiş- tir. Bu vapurda Sümerbanka aid mühim mıktarda deri, Pet- rol Limitede aid teneke, radyo ve aksamı, makine parçaları 0- tomobil yedek parçaları ve s: ire bulunmaktadır. Bu sabah limanımıza gelen diğer bir va- purla da bir mıktar teneke gel- | e—ÇILDIRAN GANİ! Öldürdüğü adamların korkunç hayal- leri bir katili tmarhaneye sürükledi Evvelki gün Edirne hapishanesin- de çıldırmış ol: rimize getiriİmiş ve Emrazı Al astahanesine h bir cani şeh- ve Asabiye mıştır. yalırıl- vfik diye amılan bu kat'l rü hapishanesine lik lmiş bir cina- cezasını bulunu- rahat durmamış ll pishanede dınlar t ol- kadın kısmı Hanife Lâz Tevfikı eline geçir- diy Hapishaneni diyanlarından mâni olmâya kalkın diği iri bir odunla an Hani- fenin ki ve bu mak istiy u tü mu da a bir mal yine kâfasına vurm dürmüştür. Yeniden muhakeme lan Lâz Tevfikin Uzun hanesinde kalması caiz görülmiyı vek Edirneye nakledilmiş kemesi de orada yapılmışlır. ve muha- | car Ankarada belediyenin muh- | kalâları " Dahiliye | bin, istimlâk muameleleri için 11 | 10 bin lira tahsisat ayrılmiştır. 115 bin liralık yol yapılıyor Belediye muhasebe müdürü Muhtar Acar dün sabah şehri- mize gelmiştir. Bay Muhtar A- telif fasıllarında yapılan müna- Vekâletine tasdik ettirmiştir. Bu münkalâlar arasında be- lediye ve vilâyet yolları için 115 bedelleri bin hayvan yem için v Üniversite — açılıyor İstanbul Üniversitesi 4 ikinciteşrin pazartesi günü Üniversite konferans salonunda Üniversite Rektörü Cemil Bilsel'in bir nutkile açılacaktır. Rek- tör bu nutkunda Üniversitenin — bir senelik verimini mukayeseli bir s rette izah edecek ve 5 ikinciteşrin salı gününden ittbaren de Üniversite- de tedrisata başlanacaktır, vue Gazeteci arkadaşiara Basın Birliği İstanbul Mıntakası Reisliğinden: Basın Birliği azalarına Taksim Be- Tediye bahçesinde Şeker Bayramının ikinci günü akşamı bir arada yemek yemek istiyen birlik azalarının kart- larını alabilmek için birlik merkezi yarınki cuma günü akşama kadar açık bulundurulacaktır. e- Bu sabah Yunanistana bir Yunanlı kafilesi gitti Bu sabah Sirkeciden 8.0 da kal- kan Konvansiyonel trenile şehrimiz- | deki Yunan tebaalı Rumlardan 15 ki- | şilik bir kafile Yunanistana gitmiş- lerdir. Konvansiyonel Uzunköprüye kadar gitmekte olduğundan — bunlar | ellerindeki pasaportla hududu geçe- rek oradan Yunan trenlerine bine- ceklerdir. | MÜTEFERRİK Piyango isabet eden talihli vatandaşlar 60.000 lira kazanan 124287 numa- ralı bilet Akşehirde dava vekili Ab- dullah ,Bilgene, 20.000 lira — kazanan || 395829 numaralı bilet — Bolvadında | kahveci Ali Akyıldız'a, 10.000 lira kazanan 237229 numaralı bilet Tar- sus Halkevi odacısı - Musa Kanık'a aittir. 10:000 lira Mudanya ceza evi mah- kümlarından tbrahim Öztürk, Sabri Düzenli, Mustafa Canayakın, Receb Benek, Reşat Kardeş; Mahmud' Çe- | tin, Ahmed Doğunun müşterek aldık- | ları 376668 numaralı Bilete, 5.000 li- rayı 124818 numaralı bilet sahibi as- ker Süleyman, diğer 5000 Hirayı da| 248030 manaralı biletle İran sefaret- | hanesi müstahdemleri - kazanmışlar- | dır. —c— TEŞEKKÜR Çok genç yaşında aramızdan ayrılan çok sevgili EDUAR KAMHİ tedlin. merasimine iştirak su teessür ve elemli anlarımızda biz! tükenmez teselli ve onür bağışlıyan | bütün dostlarımıza karşı derin şük- ran ve minnetlerimizi sunmağı ölçü- süz bir borç tanırız. KAMHİ Ati (Cenaze levazimatı P. Angelidi | | düşüren âmil nedir? /SABAHTAN Ayri bir hücreye kapanan Lâz 'Tevfik bundan “bir kaç gün evvel || locasında bağırıp çağırmaya başla- P| miş ve ilk önce azılılığından nedilmiştir. Fakat sonra bu- nun bir cinnet alâ meti olduğu anla- şılmıştir. Lâz Tevfik locasında dönüp do- ları, taşları Ğ n kadınları parça p rap dürürken son gün- lup olar kat'i bir şey söyleni | ren, ateşin en ŞRİN — 1540 Ya: LProt. Sath Murad Uzdilak Keşifler, ihtiralar 3A Berilyum madeni 1828 senesinde Alman kimyageri Wöhlerle diğerleri berilyumun — saf olmayan madenini ayırmağa muvaf- fak oldular, Yakın zamanlara gelin- ceye kadar az istihsal edildiğinden dolayı fiziksel hassaları ve endüstri- deki tatbik mahalleri üzerinde araş- tırmalar yapılamıyordu. 1916 senesinde Amerikalı Cooper (berilyum) un ucuza istihsali ve fl- yatının düşürülebilmesi için yaptığ Töşerşler muvaffakiyetle — neticelen- miştir. Kurmuş olduğu kumpanya ayda 75 kilogram kadar maden is < tihsal edebiliyordu. Bu suretle beher kilosunun fiyatı 100 dolara düştü. Bu gün takribi fiyat 20 dolar kadardır. Işin tekniğindeki inceliğin artlrıl < ması, icra ameliyesinde büyük mik- mahsüllerinin iktı nılması — fyatin düşmesine hizmet etmiştir. tleride fi- yyatın daha çok düşeceğlüe — ihttmal verilmektedir. Yeni tip cihazlar ve yeni usuller bu lan mühendisliğin zaleri iktisaddır. Bir çok kimseleri berilyum — peşine Madenin bir ta- kım mühim hassaları, ağırlığı miriyumun ağırlığından biraz noksan ve Mağnezyumdan biraz fazladır, Su- yya nazaran 1.85 defa ağır olması iti- barile âtil madenlerin en hafifi sa- yılır. Camı kolay çizmesi itibarile madenlerin en sertlerinden biridir. Bu bakımdan rakibleri olan alüminyum ve mağnezyumu bastırır, Hararet te- sirile uzama mikdarı demirinkine ben zer; bu itibarla da rakiblerinden ays rılır. İyi cilâ tutar, kolay çürümez; alüminyum ve mağnezyum gibi bari- ci tesirlerden kolay müteessir ol- maz. Çelik gibi boz renkleki made- nin erime noktası 1300 dereceyi ge- çer, bu itibarla çeliğe benzer. Berilyumun endüstride başlıca tat- bik sahası halitalarıdır. Alüminyum, Bakır, nikel demir ve gümüş ha- litaları üzerinde araştırmalar yapıl- maktadır. Alüminyuma (Be) ilâvesi onun mükavemettini arttırır, demire ilâvesile demiri — sert kilar. Bakıra sertlik vesmesi itlibarile rakibi yok- tur. Hangi elemana — ilâve edilirse korosyonla (çürümeğe) karşı güster- diği mukavemetin bir kısmıni o ma- denler verir. Zaman geçtikçe madenin - tathik sahaları çoğalıyor. Röntgen tübleri- nin, pencereleri eskiden alüminyum- dan yapılırdı. Şimdi (Be) den yapı- İiyoc. Çünkü (Be) in bu şuaları ge- çirme kabiliyeti, alüminyumunkinin on yedi mislidir. Hafif ve mukavim halitalar teş önden dolayı tay yarecilikte mağnezyum yerini alması pek muhtemeldir, Alfa şualarının - bombardımanına maruz birakılan berilyum atora li- zikinde yeni bir babın açılmasana hiz- met etmiştir. ——— — SABAHA Bayram düşünceleri (Baş tarafı 1 inci sayfada) ünasebetile verilen -baloda arka daşlarımızdan birine bir ecnebi: — Böyle bir toplantıya şahid sahne olan hiç bir Avrupa memlel kalmadı... Demi sanını kıskandiran bu neşenin, bu hu zur ve emniyetin devammı temenni etmekle beraber artık bizini de bazı fedakârlıklara katlanmamız geldiğine kani K Avrupanın milyonlarca n zam e bu kânaati ve- akın a, yanı t etmiş olması kadar, başımıza sirş yiyecek ve içecekten başlıyarak her maddenin ateş bahası göstermesidir. Bu yükseliş içinde sebebine akıl er- diremediklerimiz — olduğu gibi tabil gördüklerimiz de var. Kösele ve deri en haricden artmış olabi in fiyatlaı kısı elli tiyatr iskar artı cuzlar ıbından ibar bedeki ihın: tin bize Harbinde Artık yol lük yapma büyük dik! hası e gafl Sihan