9 BİRİNCİTEŞRİN 1010 a ( L . - (BOŞA:GİDEN « GAYRETLE "AZAN:İNGİLİZ BÜYÜK ELÇİSİ- SİRNEVİLE HENDERSON | TÜRKÇEYE ÇEVIREN küseyin - Caakid YALÇIN £ 41 ) b 7i Framsiz — inkilâbının — bütün| müdhiş hallerine ve Napol&on | dekrinin fenalıklarına — rağmen arkada, leşeriyet için devamlı bir istifade temin eden bir ta- kın? nazariyeler - bırakmış - ol- duğunu yirminci asırda pek az kişi inkâr edebilir. | Nasyonal sosyalizm . bir inkı- lâptan daha az bir şey değildir. İdeolojisi bugün içimizden - bir çoğuna, on sekizinci asır sonun- da Fransız inkılâbının cedleri- mize — göründi gibi, ne ka- dar menfur gelirse gelsin bun- da öğrenilecek hiçbir şey — bu-| lurmadığma ve bu dünyadan “arkasından hiç göz yaşı dö-| külmeden, hiç hürmet ve itibar görmeden, hiç mersi söylen- | meden,, bütün şekilleriyle - sili- nip gideceğine ihtimal vermek mânasız olur. Müesseselerden inün, ezcümle nasyonaj kısmı 'sosyall: bir co; sosyalizmin “nasyonal', tarafından değil de * .. parçası tarafından inkişaf etti- rilmiş olan “neşir vasıtasile kuvyet,, hareketinde mevcud faydayı ve/hayarlı mahiyeti baş- itaları büyük bir otorite ve salâ-| hiyet ile tarif ettiler Burada bü bahse dönmek fik- rinde değilim. Fakat Hitlere ve"Nazi rejimine iltihak ederek çalışanların çoğunun — namuslü idealistler olduğunu, yegâne ga- yeleri Almanyaya hizmet et- mekten, Alman kavminin mu- kadderatını - iyileştirmekten ve saadetlerini arttırmaktan iba- ret bulunduğunu takdir etme - mek son derecede haksız olur. Başlangıçta Hitler bile böyle| bir idealist olmuş olabilir. Son- raları mühakkak ki bu idealizmi rejimin ve liderlerinin devam e- den varlıkların muhik göster- mek için bir örtü gibi kullan - mıştır. Fakat başkaları vardı ki prensiplerine sadık - idiler. Adliye nezırı Dr. Gurtner, ma- liye” nazırı Graf Sehwerin von Krosigk, Reich şansölyeliği şefi Dr. Larhmers ve Almanyada si- yasi hayatta daha bir çokları gibi zatlar hakkında — yüksek bir fikir ve his ile Almanya- dan ayrıldım. Alman irkamin bütün mezi- yetleri arasında teşkilât Husu- . sundaki kabiliyeti gayet büyük- | tür Almanya Mareşal Go- ering, Bahiliye Nazırı Dr. Frik, yollar ve inşaat şefi Dr.| Lodt, işservisi idaresi şefi Herr Hieri gibi adamların ve makine yi bina eden, Almanyayı bu günkü müdhiş mevküne çıka -| ran askerlerin, bahriyelilerin ve | tayyarecilerin hayret verici teş-! kilât kabiliyetlerine Almanya çok boreludur. İçimizden çoğu | bu adamların ve onlara benzi-| yen sairlerinin kendi memleket- | leri için yapmış oldukları şeylı Ertesi sabah Bulg girmiş bulunuy man tren duna ne sordu ristan hudu - ordu. Ge- vaziyetini evvelâ koca; du, Fatma nın — Rahat rahat üyuyor. Dok- tor bey sizi vagon restoranda bekliyormuş, cevabını getirdi . Vagon restöran tenha idi. An- laştlan herkes kahv mış bulunuyordu. dipteki ma ltısını yap- Bülend dan birine otur- en müş camın arkasından dışarı y ediyordu. Müzeyyeni gö- rünce kalktı.. Genc kadın sür- atli adımlarla masaya yaklaştı. Şimdi karşılıklı otvruyorlardı , Bülend — BEvvelâ size doktor olmak sıfatiyle kocanızın vaziyetinden malümat Dün akşam dikkatle muayene ettim, korkacak bir şey yok. Viyanada vermem lâzım, |derecede zalimane ve pek müthiş ri bizim memleketimiz için ya- pabilmekten pek iftihar duyar- lardı. Muaheze edilecek şey makine değildir, uğrunda kuı-î lanıldığı gaye ve makineyi ida- | re eden Fuhtur. İsimlerini ziktettiğim kim- seleri ve onlar gibi daha bir | çoklarını — muaheze — maksadı| benden çok uzaktır. Eenebi memleketlerde pek kolaylıkla düşülen hata nazi olan her şe- yi, sırf ideolojisi bizim ideolo- | jimize muhalif ve prensiplerin - den bazıları ve icraatının — pek çoğu mazeret kabul etmiyecek | olduğundan dolayı fena gör - mektir. İdeolojik kinler beşe- riyetin sulhu için bir diktatö- rün hırsıcahları kadar tehlikeli olabilirler. Her ikisi de selim muhakemenin ve tenasüb hunun — fıkdahını - tazammun eder. Bunun neticesi olarak Na- | zi- Almanyaya karşı dahilde | çok fazla tenkide düşüldü ve yapıcılık fikri az düşünüldü. Orla —Avrupada sulh tekarrür | ettirilmek isteniyorsa — tenkid -| cilikten daha fazla bir şeye ihti- | yaç vardı. rü- Hitlere ve Nazi gangsterleri- n& karşı biz ne vaziyet almış o- lursak olalım, bugünkü - netice- gene ayni olacaktı diye düşün - mek büyük bir ihtimal ile rudur. Maamafih, 1933 den 1938 e kadar devam eden sene- lerde, fikrimce biz. Almanyaya karşı daima haklı hareket etme- | dik. Haksız davranmakla ken-| di davamızı zayıflattık ve nazi davasını kuvvetlendirdik. İngi-| lizlerin doğruluk temayülü ver- diğimiz — hükümlerde — büyük| bir rol oynadı ve Nazi metod- ları bazı kere onların mücade - lelerinin — müdafaası mümkün safhalarına gözlerimizi kapat- tı. Realiteleri arzulardan, vakıâ- ları sözlerden ayırd etmeğe biz pek fazla kabiliyetli idik. Al- manyada, içden gelmedikçe kalb tebeddülü olamaz. Biz kendi- miz Almanyaya karşı kat'i bir | bitaraflık ve doğruluk ile hare- doğ- ket etmezsek - Alman kavmine , hiç bir zaman hakiki demok- rasi fikirlerini telkin edemeyiz. Yahud onları kuvvetin ve kud- retin istilzam ettiği daha yük- sek mes'uliyetleri idrak etmeğe ikna eyleyemeyiz. Harbin başlangıcındanbı iki Almanya bulunup bulunma- dığına dair bir çok şeyler işidil- di. Biri, iyi, çalışkan, sulhper- ver Almanya, diğeri zalim, mili- tarist ve mütearrız Almanya. Harb zamanında yalnız bir Al- manya mevcud olabilir. Bu Al- manyaya karşı harbedilmeli ve bu Almanya mağlüb edilmeli- dir. (Sonu var) yapılacak tamamiyle eliyattan yileşeceğini sonra şuur ve hafızasını yeniden kazanaca- ğını temin edebilirim, dedi Müzeyyen tebi Bülendin gözlerin im etmeden ktı — Buna emin misiniz? HKat'iyetle hiyen — sizi * son gördüğüm — zamandanberi bir hayli zayıflamış — buldum Çektiğiniz üzüntüyü bildiğim için bunu tabii görüyorum doktor e buna müdahaleye mecbu- Onun için bu seyahat e nasında daimi bir 'a- ene bir olmak sı- rüm, sıhhatinizi kontrol altında bulundurmama müsaade etmenizi rica cdece Zim, Yemeğinizi muntazam bir surette yeyecek ve hergün — bol bol uyuyacaksınız. Ayrıca si- ze iğne de y z de acağım, zayıflamışsınız! , Almanya Karadenizde £Başhakaleden: devam) devletlerini bir gok - şikâyetlere ve teşebbüslere sevketmişti. Halbuki Von Sandersin Türki- yeye gelişi ile şimdi Alman kuv- vetlerinin Rumanyayı — avuç içine almaları -arasında dağlar kadar fark vardır. Çarlık Rus- yanın mirasçısı olan Sovyetler Birliği acaba bu işe şimdi ne di- yeceklerdir? Çünkü artık ince bir parma- ğm arkasına saklanıp hakika- ti görmemezliğe gelmenin im- kâm kalmamıştır. Almanya Ka- radenize inmiştir. Ve Sovyet Rusyanın karşısında mevzi al- miştir. - Karadeniz kıyılarında | bir Almanya, Rusyanın böğrü- ne bir hançerdir.| Almanyanm, — Rumanyayı res- men değilsi de hakikatte hi- mayesi altına alarak istiklâline nihayet vereceğini daha evvel | Rusyaya bildirmiş olacağı şü hesizdir. Sovyetler Birliğ buna kat'i ve sarih surette red cevabı vermemiş olduğu anlaşı- | liyor. Fakat Almanyanın Ka-| radenize inmesinden Moskova -| ihtimal büyük bir hata teşkil saplanmış nın memnun olduğuna vermek eder. Bundan daha evvel Sovyetler | Birliği Baltık devletleriyle anla - | şarak onlara karşı - bazı taah-| hüdlere girişmiş ve bu taahhüd- AVRUPADA HARB (Baş tarafı 1 Inci sayfada) Pöları ve mühim “askeri hedefler te- sirli olarak bombardıman — edilmiş- Geteleyin Harb tayyareleri taaru: » etmiş- ler ve hükümet merkezinin münakale atına, iaşe müesseselerine Ve di- edeflere ağır çapta — bombalar atmışlardır. İngiliz limanlarına Mesine devam edilmiştir Geçen gece İngiliz tayyareleri bir gok noktalardan Alman hava sına girmişlerdir. Bunların asıl hede- fi Berlin idi. Müdafaa tedbirleri yesinde mütearrızl: ekserisi isti- kametini değiştirmeğe Mecbur edil- Maamafih bir kısmı hükümet gelmiştir. — Atılan did ha mayn - dökül- m- miştir Merkezine kadar bombalar y hane yollarına isabet etmiş - ve bi yelerde hasar yapmıştır. H eniden müt çok sında bir çok ölü ve yaralı vardır. Berline varmadan — evvel iki İngiliz tayyaresi hava müdafaa bataryaları- tarafından düşürülmüştür. 32 Dün düşman cemi tayyare kaybetmiştir. 13 Alman tayyaresi k: yıptır. e Tataresko serbest bırakıldı Bükreş, 8 (a.a,) — Yakınlar da tevkif edilmiş olan sabık ba: vekil Tataresko — dün Serbest bırakılmiştır. leri icabında ifa edebilecek bir | —e a vaziyette bulunmak - için bazı| askeri tedbirler almıştı. İhtimal | ki Berlin Rumanyayı işgal me- | selesini Moskovaya arzederken keyfiyeti Sovyetler - Birliğinin | eski Baltık Devletlerine karşı yapmış olduğu muamelenin ayni gibi göstermiş ve şimali şarki- | deki vaziyete cenubu şarkide bir | “tangante,, —vücuda getirmek- | le aradaki dostluğun haleldar olamıyacağını temin etmiştir. Bugün böyle hâdisesiz kua gelen Rumanya işgalinin nihayete kadar bir arıza çıkar- madan deyam edebilmesi pek şaşılacak bir şey olur. Çünkü Almanyada bir mesele çıkar- mak kasdi olmasaydı, Karade- niz kıyılarına yerleşmesinin ne hikmeti vardı? Almanyanın İs- | tanbula ve Boğazlara sarkabil-| mek ve buradan Küçük Asyaya | geçmek için bir hazırlık adımı | atmıs olması akla gelebilir. Fa- kat bunun — için daha evvel Rusyadan kat'i bir açık bono vu - YA e. — Müzeyyen bu âni bir şekilde suali o kadar ormuştu. ki Bü- lend verecek cevab bulamadı : | — Ben mi? Yok canım.. Kim- bilir! diye kekeledi Müzeyyen devnan etti | Evet, evet! — Yüzünüzün çok solgun bir rengi var. Göz. leriniz de biraz cökmüs Hayır.. Hayır.. Filvaki sylediğiniz gibiyim. —T kat bu benim tabit vaziy dir Aradan kısa bir süküt fasılası geçti. Neden sonra Müzeyyen nı yerine - koyarken sordu onra nereye iniz? Anlemadım . | | Sey canım iyatlan elde etmeden bu çok çılgınca bir hareket teşkil eder. Çünkü Rumanya yoliyle Yakınşarkta büyük nisbette bir taarruz ha- reketine kalkacak Almanyaya Sovyetler arkadan mühlik bir darbe indirebilirler. " Sovyetlerin Rumanyaya yerleşecek Alman- lara seş çıkarmaması kabil ol- sa bile böyle bir istilâya mu- vafakatlerine hayret edilebilir. Fakat bizi bu çok muhtemel mümanaattan ziyade mutmain ve müsterih edecek, vekayii dikkatle ve sükünetle - bekle meye kadir. kılacak en kuv vetli âmil kendi Mehmeüdciği- mizdir. Ve icabında bütün vası- talarla vatani müdafaa için beslediğimiz azim ve imandır. Maamafih bütün bunlar ancak çok uzak bir ihtimalden ibaret- tir. Şimdiki halde ne endişeye, ne telâşa hiç mahâl yoktur. Yal- nız sadece dikkatli bulunmak bir vazifedir. Hüseyin Cahid YALÇIN Fransızca sözlü Orijinal nüshası nüshası sonra ne yapacaksınız, diye so- ruyorum Hiç.. Ne yapacağım ? İstanbula dönecek — misi- niz Bülend, — Müzeyyenin ne de- mek istediğini anlamağa — çalı- şıyordu. — Dönmi; mi? yim Müzeyyen cevab vermeden yerinden kalktı Gideli Sarsıla 1la ilerleyen tren vagonlarının dar koridorların dan yürüdüler, Bülend Müzey - yeni kendi kompartimanına da vet etti. Kırmızı kadifc kaplı geniş kanapeye yanyana otur dular Seyahatin, insanları yekdiğe- rine n, yekdiğeriyle kay naştıran anlaşılmaz — bir — sirri vardır. Bülend pencereden dı e, evlere, hangarlara ve demir- | YARIN AKŞAM Türkçe sözlü İ> Bü akşam için numaralı biletler erkenden satılmaktadır. 'Tet: 40808 — SAD E a _.l ÖOA ZAN: MURAD SERTOĞLU | l İngiliz başvekili- nin nutku TBaş tarafı 1 inci sahifede) yanatı tasvib cdenem, Harb nihayet Bununla beraber, heyeti umumiye- Si itibarile halen şu neticeye varabi- | liriz ki Almanların İngiltereye arşı sarfeltikleri gayretler - kanaatlerinin çok mühim bir kısmını yutmaktadı.r | Bu kudretin vüsatini bildiğimizi söyle| mek niyetinde değilim, Fakat bu hu- | susta ilimadımızın her — zamandan daha büyük olduğunu hissediyoruz. Harbin bidayetinden geçen cumar-| tesi gününe kadar 8.500 ölü ve 13000 yaralı kaydedilmiştir. Bu da gösteri-| yor ki bir millet veya bir ferâ teh- likelere, tasavvur ve hayali bu teh- likelerin müthiş olduğuna hükmetti- riyor diye, karşı koymakta asla te- reddüt etmemelidir. «Alkışlar) T ey- lülde şiddetli bambardıman başladığı zamandanberi ölü ve ağır yaralı adedi her tarafta mütemadiyen azalmıştır. Bununla beraber - birinci teşrinde hava kararsız olur. Nehir mavnala- rının dar denizleri geçebileceği gün- ler-biribiri a iki | üç gün devam eder. Şu kadar ki bu- nler devam edebileceği gibi sis de sma yardım edebilir. Miktarı, tec- eket kabiliyeti ve talim | ve terbiyesi gittikçe-artan orduları- mız bütün kış yalnız sahillerde değil fakat ekseriyetle olduğu gibi ihti - yatta da müteyakkız bulfhacaklardır Ordularımız müstevlilerin — boğazına atılmak üzere kaplanlar — gibi hazır bulunmalıdır. Düşmanın bir gece içinde deniz üstüne veya denize -gü- lüşmeler - yarım milyon ins: latmaya kâfi gemi ve mavna hazır- ladığı muhakkaktır. Şimdi mevcudu 1.700.000 kişiye çıkan anavatan mu-| hafızları silâhlarını ellerinde bu - lundurmalı ve süngülerini bilemeli - | dirler indan nadiren İngilterenin şimdiye kadar istilâya teşebbüs edilmem şlica sebebi adedce çok üstün olan düşman kuv- vetlerine karşı muharebe tayyarele- | rimizin kazadıkları mütevali parlak zaferler olduğu şüphesizdir. Üç bü- yük gün adalanmız semasında hava olduğumuzu lerdir. 15 ül günleri- am bir hâdise olmuştu. hizmete — girmek nin b üstünlüğümüze bütün cil sahib bat etm gustos, 15 eylül ve dir. Bu mua: Bu zaferle şimdi üzere süratle Amerikadan gelen des- troyerlerden maada büyük mikyasta takviye edilen donanmamıza emin ve tecrübeli kudretini teyid etmek fır- satını vermektedir Churchill hârb - vâziyeti hakkında yaptığı beyanatta Birmanya yolunun müddeti 17 teşrinievvelde- bitecek olan şimdiki anlaşmanın inkızasından sonra tekrar açılacağını bildirmiştir alnız İstanbul değil, bütün Tükiyeyi kasırgası kaplıyacak bütün cihanın en şen - en ko- mik ve en gülünç filmi ZORLA TAYYARECİi BU AKŞAM bir ahkaha MELEK Sinemasında İPEK Sinemasında şarıya bakan zünü Müzeyyenin yü - seyrederken büyük hissin yeniden alevlendi- ğini, yeniden taşğmak istidadını gösterdiğini farketti. içindeki © Ah, niçin bu seyahati kabul etmişti? Bir yalan uydurarak çekildiği “Çorlud inziva ne kadar rahatt ki bu sakin muhit İnsanlar lan ında Kimbilir bel- bu temiz yüzlü bu siyah toprak bir türlü tedavi edemediği yük kalb ya bu bü- ni iyileştirebil. cekti. O meş'um düğün gecesii den sonra Müzeyyeni bir daha hiç, hiç görmemek için ne ka- dar büyük bir arzu duymuştu Buna ne kadar büyük bir kat'iyetle k: vermişti. Fakat mel'un tesadüfler! Hâ- diselerin teakubu buna imkân vermemiş, bilâkis — Müzeyyenle sıksık görüşmesini temin etmiş- ti, (Arkası var) AFRİKADA HARB LBaş tarafı 1 inci sahifede) ma ve çok defa «parti harbi> ismi werilen harbe karşı ftalyanların alâ- kasızlık gösterdiklerine işaret — et- mektedirler. Berlinden gelen yolcular da Berlin ahalisinin manevi kuvve- tinin Roma halkından daha müteessir olduğunu tahmin etmektedirler. ttal- yanlar şindiye kadar harbin teessi lerini henüz hissetmişlerdir. Sene - lerdenberi az gıda almakta olan Ber- linliler ise haya hücumlarile çok sarsılmışlardı. e — Rumanyanın işgali (Baş tarafı 1 İnci sahifedel taja karşı himaye için bir fırka kadar Alman askerinin Ruman- yaya gelmiş olduğu,, hakkında Amerikan membalarından veri- len sansasyonel haberleri, bü- yük manşetler altında neşret- mişdirler. Ancak dün akşam — üzeri Bükreşten gelen Reuter telgra- | fi, hiçbir Alman kıtasının he- nüz Rumanya arazisine gelme- miş bulunduğunu, fakat bu Al- man kıtalarının pek yakında gelmelerine intizar edildiğini, fakat her halde bunların petrol kuyularını muhafazaya - değil; fakat yeniden- tanzim - edilecek Rümen ordusunun talim — ve terbiyesine memür — olatağını bildirmiştir. Bükreşte — resmen tasrih edildiğine göre, Ruman yaya talim kıtaları gönderilme- si, Viyana hakem anlaşması es- nasında Almanya tarafından Rumanyaya verilen garantinin normal bir neticesidir. - Öğre- mildiğine göre, mühim bir man askeri recülünün son za- manlarda / Bükreşe yaptığı - bir ziyaret neticesinde, Rumen baş | kumandanlığı, - Rumen ordusu- xun Alman idaresi altında yeni- gen tanzim olunmasını kabul etmiştir. Bu sabahki İngiliz gazeteleri, ayni zamanda, Rumen — propa- de ganda uezaretinin tebliğini neşretmektedir. Londrada talıminler Londra, 8 (a.a.) — Adman - ların Rumanyaya nüfuzu, İn- giliz membamndan resmi bir. te- yit henüz — gelmemiş rağmen, İngiliz si mah - fillerinde sürpriz - uyandırma- mıştır. Mussolini- ve Hitler ta - rafından Brenner - konferansın- da alınan kararların bir netice- si gibi gözüken bu nüfuz muh- telif tefsirlere yol açabile mahiyette bulunmakla - bera ber, her halde Almanların pet- rol bulmak bahsinde karşılaş - tıkları müstacel ihtiyacı teba- rüz ettirmektedir. Şurasını — hatırlatmak — £: dadan hali değildir ki . en mü- him Rumen kuyularının — Kıb- rıs İngiliz üssüne mesafesi, Vi- yananın Londraya olan mesa - fesinden daha uzun değildir. Diplomatik bakımdan, en en- teresan mesele, bugünkü hede- fi petrol olabilen fakat petrolün muhakkak surette yegâne hede- fi teşkil ettiği söylenmeyen Bal- kanlara doğru bu yeni Alman ilerleyişinden r edilip odilmediğidir. olmasına Rusyanın haber- d İLEYLÂ t MECNUN Ka T iFARA BERABER GİTM — LÂL FRANSANIN RAİMU - JAGOUELİNE DELUBAG - YVETTE LEBON Gibi 3 büyük yıldızile yaratılan il (HAKİKATI ARAYAN ADAM aşkla hayata mı döndün Derin bir kıskançlıkla çılgına mı —« L ÂLE de AL| Bobstil gençler Dizlere kadar uzun ceket.. —| Ayak bileklerini meydanda bi- rakan dar pantalonlar.. Omuzlar dirseklerde.. Sırtta sun'i bir kanbur .« Biryantinli saçlâr ense kök- lerinde.. Kolları ve omuzları — sokak kadınını geride bırakan müba- alı bir eda ile sallayıp kırı- | tarak.. seke seke bir yürüyüş.. Bunlara Bobstil gençler di- yorlar.. Onların bir kaç ay evvel pek nadir olan sayılarının son gün- lerde bir mıktar artmış- oldu - ğunu görmek insana gayri ihti- yari bir teessür veriyor. Bir bakıma göre kimsenin hürriyetine karışamayız.. Her- kes dilediği şekilde giyinir, di- lediği şekilde yürür. Fakat bu mütereddi Amerikan modası- nin yalnız mütereddi, cahil, dar görüşlü, yahud meda delisi bed- | bahtlara münhasr kalmayıp bir takım genç, dimağı henüz | olgunlaşmamış gençleri de ze- hirlemesi imkân ve ihtimal da- lindedir. Bir Türk çocuğunun bü kılığa girmesi, bu şekilde yü- rümesi, merdliğe, tabiiliğe asla .yaraşmıyan bu acayip hale bü- rünmesi çok acı ve çok hazin bir şeydir. Elimde kuvvet olsa yapaca- Bım şey, Türk gençliğinin ne- cib vakarına asla yakışmıyan bu mütereddi modayı tamim et- meğe çalışanları bir güzel dö- verek akıllarını başına — getir- mek ve bi tarz elbiseyi kıya- fet kanununun menettiği çeşid- ler arasına sokmaktır. Gençleri bu “hastalığa” yaka- lanan arkadaşlarını - zorla da olsa - uyandırmağa davet edi- yorum. MURAD SERTOĞLU Japon kıtaatı Hindi- çininin merkezinde Tokyo, 8 (a.a.) — Domei a- jansının bildirdiğine göre, Ja- pon kıtaları bu sabah Fransiz Hindi - Çininin merkezi olan Hhnoiye girmiştir. Japon kıta- ları sehre girerken askeri tay- reler de şehir üzerinde uçu- 'yorlardı. Çemberlitaş » SİNEMASINDA itibaren Bugün — matinelerden iki muazzam film birden Montekarlo'nun Meçhu! Kadını DİTA PARLO ve ALBER PRE- Jan tarafından yaratilmiş Pran- sızca sözlü şabheser filmi Batakhane Kızı heyecan larla di Aşk ve bin bir. çeşit entrik; u muazzam film EZ 3 Şaheserler dizisini çözüyor süper filmi bir hiyanetle Ömrünüz mü sarsıldı? Bu suallerin cevabını YARIN AKŞAM bağlandınız? — Öldürücü Büyük — bir nüz Bulacaksınız