DARüşŞAFAKA | Memlekete binlerce yoksuldan bin- erce münevver yetiştiren müessese azzam bir tesis vücuda getirilmesine | ihtiyaç vardı. | Mücasiler bu ihtiyacın önlenmesi- ni düşünürken 6 sırada “Parim, se faretinden İstanbula gelerek cemiye- e iltihak eden "Sakızlı Esad paşa,> DUT JRceT B e DeĞia | “İİllîH'ıw B Tküa A Hi e' ris civarında gördüğü “Fibche,, mek- | tebi. gibi kız ve erkek yetimlere mahsus olacaktı. Bu fikirle İstanbu- hun en havadar bir yerinde ve Sul - | tan Selimle Fatih camileri arasında- | | bi tepe 30712, altın lira 5 | sarfiyle bügün bihakkın iftihar et ) | tiğimiz “Darüşşafaka,, binası tesiz ve inşa edildi. Mektebin temeli 1869 da atılmış ve para bulundukça devam ile niha- yet 1873 senesinde Tesmi küşadı icra ve tedrisata ipti- "Illll'ıîılıı—; _ıııııwıııl' H_ Darüişşafaka; binasının İlim ve iktisad sahalarında - Türk yandan görünüşü, z Moskovanın iki tekzibi Moskova, 1 TALA.) — İYasttnsı iki tekzib neşretmektedir. Ajans, eve velâ Sovyetler Birliğinin Viborg mu kabilinde Petsamonun ve Aland a- | dalarının Finlandiyaya teklif ettiğine dair dolasan iddinları tekzib etmektedir. Sonra da, Sövyetler Birliğinin ge çen kafta Alman hükümetine bir no. fta tevdi ederek Almanya tarafından İsveçe karşı yapılacak bir hareketin kendisince gayri dostane bir. hare ket tellkki edileceğini ve Almanya- n Aland adalarını işgaline milama- | ha edemiyeceğini bildirdiğine dair verilen haberi de tekzib eylemek - tedir. “Tass, “Hakikat şadur; Almaz yet ademi tecavüz itilâfı mucibince iki hafta evvet Moskovada iki taraf gunları ilâve etmektedir. arasında istişareler yapılmış ve bu Hoktai nazar teatisi neticesinde İ veçin bitaraf kalması iki kidi tara- fin müşterek menfaatleri icabından olduğu tezabür etmiştir. Yeni çocuk bahçe' aeilletinin çok geri kalığını gören G olt 50 Mt üit mektelidlilki üpü a eshabi gayret ve hamiyet 1865 Bu tarihden beş Bene evvel açılar İ cak çocuk bahçesinin inge Tarihinde, yani bundan 78 sene evvel Yazan : rak zengin çocukları için Ücretli bir İ lanmşlar. Bahçe bir aya kadar. ta halkı okutmak ve geriliğin önüne igeçmek gayesiyle “Cemiyeti Tedrisi- ei İslâmiye, namı altında bir hayır emiyeti teşkil etmişlerdir. Cemiye Hünilk mücasisleri, o devirde bilâharı aliye nazırı olan Yusuz Ziya/ Paşa ile Gazi Ahmed Muhtar, Vidinli Tev fik, Sakızlı Esad, Kümil, Süleyman, Riza ve Nazif Paşalardır. Yusuf Ziya Paşa, o tarihte Aksa. rayda Sofular mahallesinde ikamet ederken ayni/ mahallede komşuları bulunan “Vidinli Tevfik,, ve “Gazi Ahmed Muhtar Paşa,, larla geceleri bir araya geldikçe - islâm unsurunun derakki ve tekâmülünü / düşünmek yolunda birbirleriyle müdavelei ef kür etmekten hali kalmazlarmış. Pa- Şa, her gün evinden çıkıp vazifesine #iderken o civardaki esnaf çırakları Sinçarşı açılıncıya kadar oralarda beklesip izaai vaktettiklerini — gör ek bu zamanın boş yere/ heder gramasını düşünür, “onlara okuma, “yazma, hesab ve bazı içtimai esaslar öğretmek emeline düşer. “Cemiyeti Tedrisiyel — İslünüye, igte bu. emeli halisin müyellidi ve *Darüşşafaka,, da bu cemiyetin ese A güzinidir. | Türklüğün vücudlariyle iftihar e- het irfanına yaptıkları yüksek hiz. Aacti birkaç safhada 'mütakta &ğebi. Ti Birlaci Safha: Çırak Mektebi Tesidir Cemiyeti Tedrisiyci İstmiye, Türk gocuklarına dükkânlarında veya İlyelerinde çalıştıkları zaman ha Ticdinde okuyup. yazma öğrenmek için. Beyazd - civarında - "Simkeş: İ e. denilen ve hill mercid” olen | kazin'üme kasmında bir. mekteb aç HN ve hayırkir messislet. buradı Sanlamıştır. Buradır Viginii —Tevfik Ziğa ile Gazi Ahmed Mühtar paşa ve Namik Kemal Bey bizzat tedrisa Hderübde etmişler ve yüzlerce Türk İlekdizi okmülmuşlardı. | Fakat bu mytevazi irfan mücese - bezinin göslerdiği messi az bir za. Ha içinde o kadar çok muvaffakıyet kazanmış, mazharı rağbet olmuştur. Ki nihayet derahane mevcud talebeyi Fakat bilbassa fikirleri, kalbi eskali süretle bir tabavvüle uğrar |Ü a t çektiği çi bayati Snlamağa başlamıştı. Elinden kaçırdığı karısını, her e yerağmen aile yuvasında bulmak & aidile geliyordu. Zihninde, mazider Ki yaraları unulturmak için kanı Ha yapacağı bin türlü müştik ve mu: Habbetli projeler dolaşıp duruyordu |— | Arur tayatları çök mükemme ge - Şecekti. Her ikisi de daha o kadar Şenç idiler ki. 'Deniz yolculuğunun | |cünlerinde, geniş dalgal | —— |öne ayarak'istikinle mütenilik di #ünetlerile meşgul olmuştu. | Gizli bir hissi kableivuku tesirile Perihanın eve gelip, kendisini şim |— übenlediğini adeta iman getirmisi Kantını o kadar düşünmüstü ki, bu ahi tesir genç kadına muhakkak Ulaşmış, ve onu evine kadar getirt - V 2 L aaişti. Bu sebebten kalbi Ümük, nak Muallim Gündüz Nadir İ inde'nir gae semek meecbriyetin le hasıl gimuştur. Bununla beraber - ni üçılan bu gube de bir zaman sonra ihtiyaca te- kabül edemediği cihetle ayrıca esaslı bir mekteb tesisi düşünlmüş ve bu mektebin de hassaten islüm çocuk- darına münhasır olması kabul edil- 'Cemiyeti Tedrisiyei İslâmiye,,nin birinci safhai mesaisi olarak müta- lea ettiğimiz bu devrin en bariz vas- |& “halkçılık, fikrinin. tanzuv etmiş | oimüsıdır. Filhakika saltanat devri - | nin bütün gayti müsaid sartlarına Tağmen “Halk,, için açılan bu “Halk mektebi, ile “Cemiyeti Tedrisiyei ls Tâmiye,; bihakkin “halkçı bir cemi - Üyet, Glmak. vasfını kazanmıştır ki halen “Cümhuüriyet Halk Partisi, ile “Halkevleri, nin hedef ve mesal: leri e bundan başk” bir şey olma - dağına görerbü yolda ilk adımı atmış W olmük şerefini bu cemiyete hasr ve izafe-etmek yerinde bir tevcih olur. İkinci Safha: Darüşşafakanın Tesisidir. Tik milessislerin, ilk teşebbüslerile açılmış olan mekteb, şüphe yok. Kd büyük ideallerin tahakkuku için kâfi mezdi. Bu sebeble, yeni ve mu. A ALAY DA MNDN AAA ile dolu olarak - İstanbula çıkmıştı. Halbüki bu ümid / kırılmış, aşkını tekrar duymak, ona hayat vermek için çırpınması boşuna olmuştu. Perihan iki senedenberi evine dön- memişti! Açılmamış mektub yığını kargı » Hında genç kadının orladan kaybol. masi. keyfiyetinin - yegâne kuvvetli delili önünde — bulunuyormuş — gibi Veysi hareketsiz, bitkin duruyordu! Birdenbire silkindi. Kalbini ada - tan bir düşüncenin sevkile söylendi. — Bu faydasız mektubları yırap atmalı, daha doğrusu yakmalı idil, Elleri, zarfları yırtmak üzere uzar mirken, Veysi. duraladı. Bu kâğıdları yırtıp yaktıktan sonra, fikirlerinin, daima, kendisin den uzakta yaşıyan genç kadına doğ Tu gittiğini ne ile isbat edecekti?. Bu mektublar, hâlâ kuvvetini mu- hafaza eden aşkının yeçâne delilleri (Somu T noide) | mamlanacaktır. BUGÜN TAKSİM Sinemasında Senenin en BÜYÜK TÜRKÇE SÖZLÜ SERGÜZEŞT FİLMİ BERİ ÇAVUŞ Baş Rolde: HANS ALBERS Şikagonun esrarengiz batakhaneleri . Tüyler ürpertici cinayet vakaları İnsanı hayrete düşürecek, merak ve heğlecan içinde bırakacak - İspanyol Rakısları - Nefis müsiki - Zevk âlemleri Bugün saat Y1 de tenzilâtl matine. Beyaz perdenin en güzel ve ateşli yıldızı Viviane Ramonce GEORGES FLAMANT ve DALİO tarafindan nefi bir surette temsil edilen YARI GECEDEN SONRA Pransızca filmi takdim edilecektir. İLAVETEN: METRO JURNAL en sön harb ve dünya havadisleri Norveçte İngiliz askerleri - Deniz muharebesi Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine, S AR A Y Sinemasında Salonu baştanbaşa dolduran seyirciler; Böleniyor... Alkışlayor... Ve hayrette kaliyor. Sinemanın c Şık, en şen ve en parlak çift artisti. GARY GRANT CONSTANCE BENETT Ask maceralarının en güzeli ve en sevimlisi olan GÖRÜNMEYEN ADAM ARAMIZDA Pransuzca sözlü filmlerinde neşe Ve kahkaha #açıyorlar. Görünmiyen Aşıkların sırrını, yalnız âşık olanlar anlıyacakları Hüveten: FOKS JURNAL son dünya ve harb havadisleri saat 11 de Gülüyor. Çünkü; K L d Gün heyocana sokacak yegine va - | Büllerdı Bumuz üzerine, Perihanın kalbini kekrar kazanmak için girişmek mec buriyçülede kaldığı mücedelenle bi Yakllğa karşınında, adeta ümüsir . he düyen Veymi, Caki fakat antika | Bir Konmalun görderinden birla aça. Tak, bi ize yaramıyan mektatları | Graya koydu 'Tamm bu sirada çekmecenin köçe | kinde darün, Yirük'Dir resim parçası Sikkaini cübett B rikimde, Periban tenia tayate dinde görünliyern. Sndiyede, onu kidleritin ü ü günlerinde aa. | Baml etmlk mişl Fakat bu âmetör foloğrafın. |— —— Byet. Perisi'ber Geyi yikt. da'karm yalı değildi. Kendlei de | Maziyi orladan kaldırmak iştesi Ben | ö kadlsın yanıtda bulunacaktı. ” | gimdi e yapacağım? | Veysi, karısının bu resmi çok sev , zira kocasının gayet iyi çık- tığını ve her ikisinin de güzel Çift teşkil ettiklerini söylemş oldu. Şunu batırlayordu. Halbuki resim bugün yırtılmış du- ruyordu, Veysi elinde tuttuğu par Çeda antak genç karısını görüyordu, Veysi, gayri ihtiyari, resmin di | ğer parçasını —aradı. Zira bu hal | Ganinı sıkmıştı. Perihanın evi terk- etmeden evvel, bütün iyi hatıra. | darını, hattâ aşk ve saadet günlerini gösteren işte bu resim gibi her şe yi yırtıp İırakmak istediği intibanı | 3SAİBE ÖRS 5 MAvIs: 1vw —..2A gü ö Çocuklarımın Almanyadan geri gelmesine izin Bir vakit yollar kapalı kaldı. Ne ,vadan buraya gelmenin imkânı var dı, me buradan oraya gitmenin. Çanakkale hücumunda bizi evden çıkardılar. Küçük oğlumla sığına « cak bir yer aradım. Çocuk soğuk al- di mafsal romatizmasına - tutuldu. Hastahaneye yatırdım ve ben de ya- nında kaldım. Diğer gocuklarımın emin, temiz, a- süde bir memlekette bulunduklarına içimden şükrediyordum. “Ben hâlâ Almanyaya yer yüzünün cennebi zan- netmekte idim. Çanakkale kurtüldü; Barb uzak - daştı, fakat bu safer, merülekette ko. lera, veba, lekeli Mumma başgöster £ | Ben yind: | İsabet ki, - çocuklar burada değiller., deyip dürüyordum. Harbin © ilk senesi zarfında Bay | Valter bir yolunu bularak Almanya- 'ya gitmişti, ve çocuklarımdan taze taze haberler getirdi: Gayet iyiler büyümüşler, kuvvetlenmişler, sihhatleri yerinde ve çalışmaları mü- kemmelmiş. Rektör. Rövenştrunk, babalarının yerini tutuyor < muş, ve karısı da bir anne gibi ba. kayormuş. — Sakın düşünüp üzülmeyin!. Ben de bunları işittikçe müsterih oluyordum. Yalnız, üç aydan üç rektörün hesab puslası geldikçe yü- imin yağı eriyordu. Çocuklar gideli iki seneyi buldu. Harb devam etmekte idi. Hayat git ükçe pahalanıyor, paranın kiymeti. düşüyor, yarın ne olacağını kimse bilmiyordu. Bu bahis beni derin derin düşün- | dürüyardu. | Bu gidiş, gidiş değildi. liraya son küpemi parayı olduğu gibi çocukların mas- Fafına karşılık Bay / Valtere teslim Halbuki gimdi yaşamak mesek okumak meselesinden daha evvel ge- | Tiyordu. Harbin devam etmesi - çocukları Almanyada tahsil ettirmek mecbu- riyetinden beni kurtarıyordu. — Muharebe üç ayda bitecek.. yök lti aydan fazla süremez... Hülyala- rania ved etmiştik. Senesi olduğu hal de harbin nö vakit biteceği belli de- | iğldi. Şu halde en makulü çocukları geri getirmekti. Onlar memlekete döndükten sonra tahsillerine mekteblerimizin birinde devam ederlerdi. Almanyada gu iki | #ene zarfında hakkile lisan öğren mif olmaları da yanlarına kâr kalır. | &. Dört yüz | Bu kararı verdikten bir gün sonra cesaretimi ele aklım ve Bay Val- terin yazıhanesine giderek çocukları nasil gönderdise öylece geri getirt - mesini kendisine söyledim. Bay Valter çocukların geri gel - | mesine fevkalâde mümansat etti. —| — Çocuklarınızın tahsiline mü- ni olmak istiyorsunuz!. Adeti bu bir. cinayettir.. Hasan sağ olsaydı biç ra- ' olur muydu? İyi düşün! Nasıl | Hâlâ, resmin öteki parçasını bula. mamıştı. Bir aralık elinde tuttuğu Bu resim parçasına aha dikkatle 'Fakat fotoğraf yırtılmamız Tükis, fena bir makas ile, yahud da acele kesilmişti.. -Bu da sathi - bir 'nazar karşısında bir yırtık manza, ası göşteriyordu.. Demek fotoğraf kesilmişti..Bu da, istiyerek fotoğ * rafın iki parçaya ayrıldığına bir de- Tildi. Alni karışmıştı. Düşünüyorde: — | Perihan, resmi ortadan kuldır. mak, bilâkis kendisininkini sakla » | Tamak istemişt. Yalnız aksi bir ih. timal de vantı. Kocasının resmini muhafaz etmek için bu işi de yapa- bilirdi. Fakat hayır!, Eğer karısı, her iki. sini de yanyana gösteren bu mesud hatıralara hürmet eylemek istese di resmi ikiye bölemezdi. T resmi muhabıza için bu totoğe | ze burada vermiyorlardı vicdanınız bunü kabul edecek?.. ve ilkabır. ı Pek güzel amma, dedim, paraza, kalmazma, rektör çocuklara yine bar kacak mı?.. Onu söyleyin bana?, Para lâfı olunca, herif vaziyeti do Biştirdi: 'Eğer mesele parada ise, dedi, belki hatırım için, dostum Rövenş- trunk size bir tenzilât yapar, — Ne tenzilti yapsa, yine iki ço- cuğun Almanyada masrafları kudre- timin fevkinde olacaktır. Hadi, dedi- Şiniz gibi oğlum güzel “çalışıyoraa >nün için bir fedakârlık daha yapa- yım, kalsın 6; fakat kat'i suretle kız Tanıdıklarınızdan - biri Almanyadan buraya geliyorsa, rek - tör çocuğu yanına katsın, yoksa doğe rudan doğruya bizi 'tik müracaat ederim. Buna artık bay itiraz edemedi ve: — Rektöre yazarım, dedi. gelecektir. könsolotoya ar. Takriben, bu di v hiyordu, ve kardı: — Bakın, dedi, bakın rektör Rö- venştrunk ne âlicenab adammış. O menfaat aramaz, dediğim zaman hakkım yok müydu!. görüşmemizden oa ra, bay Valter ansızın bana , rlak suratı ay gibi par- binden iki mektub çı Ve yüksek sosle elindeki mektubu. kudu: Rektör, karısı ve kızı, — sevgili deciğin gideceği haberini alınca fevkalâde keder etmişler. Bayan rek- tör çeşme gibi ağlıyormuş, kızı çağ- Jayana dönmüş, bizim Feride ise — Ben buradan ayrılmam, #izi bırakıp bir yere gitmem. haykırıp bağırıyormu ahval dolayısile, versin, ve harbin hitamında kalan borcu ödiyeceğini teahhüd etsin, Fe- ben diye Bayan kabul ederim. Rektörün mektubu içinde kızımın da bir mektubu bardı: "Kuzum an » im, diyordu, beni aldırtma. Bi- ok iyi bakıyorlar. Raha- tımiz yerindedir. bayan, rektör ve Feride bizi çok seviyor. İyi çalışı « yoruz. Kardeşimle - beni de burada bırak. — Ne cevab vereceksiniz buna? “te bunun üzerine kendim Alman. yor musunuz.. dedi, Valter. Bir düşündüm. Doğrusu bunu bek- Jememiştim!, Çocuk kısmı büyüğü ün sözüne itaat eder kanaatinde - idim, Kızımın, böyle mühim bir me- Selede itantsızlık göstermesi, beni Şaşırttı. O sırada hiddet etmeliydim ver “lile diye ayak basma- Tiydim, doğrüsu bu imiş, Fakat ben çocuklarıma kargı dai- a mülüyim davranırdım. Ahlükım pek yumuşaktı. Bir şeye - olmaz Giğim zaman, eğer onlar yalvarırlar. Sa, dönerdim. Her annenin fena â- detidir bu. Ve bu sebebden kızımta gelmesine israr etmedim. Buna cev 3 çelsin!. (Devamı var) Ş ĞINARLANDMAANMANMANMANNAI KUDN MN ALAY NĞNN aN NNNK aA rafı kesmeğe llüzum yoktu. Ancak ancak, karısı, resminin bu parçası. M mahsus birakabilirdi. Perihan bir fikri mahsusla mı bu 'nu yapmıştı? Bu istikamette düşündüğü nokta, hera müşkül, hem tti idi. — Belki, bu hareketile, Veysinin nazarlarından kendisini uzakta bu. Tundurmamak ve mevcudiyetini ha. tırlatmak istemişti. 'Genç adam boğazını sıkan bir he- yecan altında başını eğdi. 'Sonra, cüzdanını çıkararak bu kıy- metli resim parçasını, Perihanın di- #er resimlerinin bulunduğu bir gö ze yerleştirdi. Bu resimler, Veysiyi bütün seyahatı esnasında takib et - Soğuk ve kibirli tavrına rağmen , © da neticede bir inaa ndı. O da, her Aşık Çeibi hareket etmişti:. Yalmız. dığını, cüzdanından sakladığı ve - zimlerle gidermişi. (Deramı var)