e — — — —a — T a BZ Deponun Bulunduğu Araziye Varmıştık Atlanamıyacak Kadar ; Olan Tel Örgüsünün Önünde İdik Yüksek Ekmek F; a_brikası Belediye fırıncılar, İlarını Istah ettiği taktirde) Inşasından vaz mı geçecek? Belediyeler Bankasından - yapıla- cak 8 milyon liralık istikrazın prog- Tamını hazırlayan Belediye Riyase- * bunun (500) bin lirasını Belediye tarafından yapılacak ekmek- fabri kasına tahsis etmişti. Belediyenin bu İş için febeden tetkiklere başla- Gığını yazmıştık.. Haber aldığımıza| “YENİSABAR. Okuyucularımız Diyor ki 1 - lerin şikâyeti Keresteciler Eyüp hattında oto- büsçülük yapan bir kartlmiz bize dün şunu anlattı: — Ben Keresteci tında çalışıyorum. Otobüslerin geç diği yol üzerinde bulunan Cibali Japon Takas Vesikaları İhraç edilen tuzlara mu- kabil alınan vesikalarıı Iptaline karar verildi Japonya'ya ihraç edilen - tuzlara mukabil alınan takas vesikalarının| Bu hu kararında iptaline karar verilmiştir. sustaki Maliye Vekâleti deniliyor kt İnkisürlar İdaresinin Japonyayal sattığı tuzlar için alhıcı İle akdeyle- göre Belediye Riyaseti fabrika ku- 'Tam vaktinde Harem iskelesine| yaşan, motörlü bir mavnaya hep| Alamın, başı açarak - Marmaranın Kranlıklarına / dalmıştik. / Mavnaci, Kadri çavug ile Istanbullu İsmail ve Badettini de bulmuştuk. —Anbardı! toplanmış, “Yusuf beyin etrafında | bir halka olmuştuk. Yüzbaşı yapa- cağımız işi, sanki iş üzerinde imişiz Eibi, tatlı bir heyecan ile tekrar tek- Far anlatıyor, Hoca Bekir de arası- a söze karışıyor. ve hepimizi gül- gekten katıltiyordu. Böylece güle, #göyleşe Fenerbahçenin / ilerisindeki) Şreke taşını bulmuş. Motörü de Gurdürmüştük. - Verdiğimiz karar mucibince, burada ben, Mipavrili Torahim ve Yusuf bey motöre bağlı Bulunan sandal ile ayrılacaktık. Mo| tör deponun bulunduğu koyun ağ-| İzında duracak, biz de dilin wsız bir Rarafına çıkıp, sessizce depoya 50- Kulacaktık. Biraz bekliyecek ve ye- ni değişen nöbetçiyi bastırıp bağla-| Gıktan sonra da mavnaya işaret ve-| recektik. Bir saat içinde de alacağı- nizı alıp savuşacaktık. Biz sandala geçerken arkadasla- a bir mahzunluk çökmüştü. Hepsi de ağlar gibi bir vaziyet takınmış-| fı. Yaşlı gözlerini Yusuf beye dik- mişler, dillenmişlerdi. Hoca Bekir| yobazlığı tutmuş gibi somurtmuş, #öyleniyordu. — Ne olur sanki, sırtınıza bine- cek değilim ya. Beni de alın yanını. Hemşinli Nuri büsbütün çocuk-| Taşmıştı. Kaş ve göz işaretleri ile ba- 'na yalvarıyordu. Diğer arkadaşlar €a bunlardan aşağı, kalmıyordu. “üzbaşı da, bu hizmet meftunlarının, bu gönüllü yurt kullarına gülüyor,| ayrı ayrı ve tatlı sözlerle gönüllerini | alıyordu. Mipavrilinin kuvvetli kolları san Galımızı motörden ayırmış, beş on) Gakika sonra da Fenerin kenar taş- Jıklarına yamamıştı. Hava zifiri ka- Tanlık, biraz da bulanıktı. Tek tük yağmur dökülüyordu. Gökyüzünde fek yıldız bile görünmüyordu. Yusuf 'bey önde biz arkada — yürüyorduk. Heyecandan nefesimiz tutulacak, kalbimiz duracak 'Bir hal€ gelmişti. Nihayet deponun bulunduğu araziyi| gevreliyen dikenli tellerin kenarına | Varmış, üçümüz de ayrı ayrı yere u- ganmıştık. n Mipavrili ile ben, atlanılmıyacak İkadar yüksek olan bu tel örgüsünün. arasından nasıl geçebileceğimizi he- #aplamakla meşguldük. Hattâ o de- recede ki, Yusuf beyi de, nerede bu. kunduğumuzu da unutmustuk. Böy-| lece ne kadar. vakit geçirdiğimizi Pek tahmin edemiyorum. Bir aralık Yusuf beyin başı bana doğru uzan-) nış, ve sıcak nefesi bayağı yüzümü | yakmıştı. Fısıldıyordu kulağıma: — Ne oldunuz be çocuklar. De- mindenberi karşınızda - işaret veri- “yorum da aldırış bile etmiyorsunuz. “Allah biliyor ya, ikihizi de olduğu- 'uz yerde uyuya kaldı zannettim. Haydi bakalım iş başına. Makas sık maktan avuçlarıma kan oturdu. Bi-| Taz da siz kesin şu telleri. Demiş ve elime ağır bir tel ma- kası vermişti. Bu hareketile ne dü. günceli ve ne tedbirli bir zat oldu.. Bunu bize de pes ettirmişti. Bir çey Tek saat sonra tel manianın alt ku amunı, geçebileceğimiz kadar kesmi 've sürüne sürüne depo arazisine geç Miştik. Yine Yusuf bey önde, biz ar d İdik, Fakat, b udefa yürümüyor, kertenkeleler gibi sürünerek flerli-| yorduk. Bir çok sandık yığınları, es. ki püskü postal ve elbise kümeleri Aarasından geçtikten sonra, bir tah- fa kalar istifi arasına girmiş, tah. ginen eli metre kadar Nerimizde,| ir garkı mırıldanarak ve söylediği Harkımın vezmine ayak uydurarak, gerinen nöbetçiye gözlerimizi dik-| miştik. Ben, hayatımda bu Yusuf bey| kadar soğukkanlı, - nefsine itimatlı | bir zat görmemiştim doğrusu. Saati | ellinde, gözü nöbetçide bekliyor. Ga-| rip değil mi?. Bu tehlikeli vaziyette arasıra yüzümüze bakıp Kis kıs gü- Tüyordu. Bize doğru uzanarak fısıl- dıyordu. — Yerimiz rahatsız amma, çok kalacak değiliz burada, 'Tam on do- kuz dakika sonra nöbetçi değişecek. Diyor, karanlıkta gözüme soka- cak gibi fosforlu saatini bana uza- fiyor ve gösteriyordu. Kimbilir ne fikirle, dalma bizimle “meşgul olu- 'yor, ikimizi de ükırdıya tutuyordu. Bu kalas istiflerinin arasında ve çok gıkışık ve hattâ nefes alınamıyacak | kadar sıkışık vaziyette geçirdiğimiz | 'on dokuz dakikayı ömrümde unuta- | mam. Nerede on dokuz rakkamını | görsem ve kimden / işitsem, hatırı- a derhal © geceki çektiğim azap| ve aztrap gelir. Bir türlü bitip tü-| kenememişti bu on doküz dakika o | gece, Çok sıkılmış ve bunalmış, si- | kıntı ile döktüğüm terden sırsıklam | olan elbiselerimin içinde bayılacak bir hal almıştım. Hattâ bayılıyor. dum da. Bereket versin ki, yüzbaşı Yusuf beyin müjdeli sesi çabuk ku- Tağıma erişmiş, imdadıma yetişmiş. ti. Yoksa olduğum yerde/ tikanıp | Bidecektim. Nöbetçi değişmiş, iş vakti eriş. mişti. Ben de kavuştuğum serbesti- lik ve temiz hava ile ferahlamış ve aklımı başıma toplamiştım.. Kuhpe talih, uygun gitti mi, gider işte. Yeni nöbetçiyi bir sandık yığınının üve- Tine oturtmuş, arkasını da bize dön- dürmüştü. Bu vaziyet, yalmız Yu- suf beyin değil, hani bizim de yü- zümüzü bir iyice güldürmüştü. Bu, cenada Yusuf bey: — Haydi çocuklar, demişti. Şu 'anda bir dakikanın bir santten çok kiymeti var. Yalnız dikkat edin d bağırmasın. Kollarını, ayaklarını iyi bağlayın, ağzını da güzel tıkayın. Mipavrili ile ayağa kalkmış, yüz. 'yüze ve bayağı veda eder gibi bakış- Mıştık. Hemen ayrılmış ve nöbetçi- 'nin önünde bulunduğu — sandık kü- mesinin bir tarafına Mipavrili diğer tarafına da ben bayağı yapışır gibi sarılmıştık. Yusuf bey elinde taban cası olduğu halde nöbetçiyi gözlü- yor ve bizi de kolluyordu. ikimiz de nöbetçiye iyice soRulmuş köşelerden Uzanan başlarımiz. biraz sonra da gözlerimiz karşılaşmıştı Mipavrili| ile, Sanki, bir pil ve elektrik kuvveti ile harekete geçen makine pistonları Bibi ikimiz birden nöbetçinin üzeri- ne atılmıştık. Mipavrilinin bir demir kıskacı gibi kuvvetli olan kolları ile, kucakladığı nöbetçinin ağzını tıka mak ta bana düşmüştü. Bağırmak istemiş, kurtulmak için çok ğ miş ve çabalanmıştı amma, müvaf-| fak olamamış ve eli ayağı bağlı, ağ| yere uzanmıştı. ağam, (Devamı var) TAKVİM 9 Mayıs 1939 Salı Hlerl:19 Rebiülevrel 1358 İ YmrzenISAN 1585 Değe enati: 448 Öğle 1 1210 — İkladi 1 16,05 İmzak 1247 Tütün fabrikasına gelen sandıklar Ja eşya yolun üzerinde açılıyor. Bu birşey değil, bu sandıklar açılirken düşen birçok çivi parçaları yolda kalıyor ve bu birçok - olobüslerin Jüstiklerinin patlamasına ve bu su- Fulup çalışmıya başladığı takdirde İstanbul'da miktarı bir hayli farın sahiplerinin ve amelesinin işsiz kalacağını düşünerek yeni bir şekil bulacaktır. İstanbul fırıncıları kendi fırınlarına lâzımgelen sıhhi tesisatı olan retle bizlm zarar görmemize sebep olüyor. Acaba bu vaziyetin önüne Beçilecek bir tedbir alınamaz mı? 'YENİ SABAH — Karlimizin şi- kâyetini biz haklı buluyoruz. Eğer hakiksten Cibali Fabrikası kendine gelen eşya sandıklarını yolda açı- 'yor ve bu süretle otobüs sahipler 'nin zararına sebep oluyorsa bilmi- yerek yaptığı ve bu zararın önüne yaptıkları ve Belediye formüllerine Jâyıkile uygun ekmek çıkardıkları takdirde Belediye şimdilik fabrika- pın inşasından vazgeçecektir. Fakat farıncılar bugünkü gayri sıhhi şera- it altında çalışmada ısrar ettikleri takdirde Belediye ekmek fabrikası projesinin tatbikine geçecektir. BELEDİYEDİ geçecek tedbirler alacağını ümit e- Beyoğlunda 242 Esnaf LA Cezalandırıldı Belediye Mecidiye Köyünü güzelleştirmek İcin Tedbir Alıyor Köyde imar plânı yapı- lincaya kadar - muvakkat| lâğam mecrası yapılıyor. İstanbul Belediyesi - gittikçe gü- zelleşerek bir mesire yeri halini ah mıya başlıyan Mecidiyeköyünü imar plânı yapılıncıya kadar güzelleştir- | mek maksadile bazı tedbirler almak üzeredir. Pazar günü Belediye Reis Muavini Lütfi Aksoy, yanında Bele- diye Temizlik İşleri Müdürü oldu- | Hu halde burada tetkikat icra etmiş Son hafta zarfında Belediye zabı- tası tarafından yapılan sıkı kontrol 've takibat neticesinde 242 esnaf muhtelif Belediye cezalarına çarptı- rılmışlardır. Bunlardan, 2 tanesi gıda madde- lerinin üzerini açık bulundurmak. tan, 31 tanesi caddeyi işgalden, 11 tanesi yangına sebebiyet vermekten, 36 tanesi otomobille memnu yollar- dan geçmekten, 30 tanesi / caddeyi kirletmekten, 12 tanesi kapaksız çöp kabı kullanmaktan, 6 tanesi dükkâ- nunı vaktinde kapamamaktan, 9 ta- nesi otomobile fazla yolcu almaktan, € tanesi iş gömleğile caddeye çık. maktan cezalandırılmıştır. Cezalan- dırılan diğer esnafın suçları muh- teliftir. | Arsalara / süprüntü | ÜT Bunin netlesinde dafam bu dökenler Jünmyan köyün “plânı yapııncıya Mahalle aralarındaki boş arsalara | Fdar, müvakkaten bir lâğam mex Tası açılmasına karar verilmiştir. Bu suretle çok fena bir şekil alan lüğam çukurları kaldırılmış olacaktır. Köy- de bulunan kır kahvelerinin de Be- lediyenin müdahalesi ile güzelleş. tirilmesi, esnafın ve ayak satıcılar rının islahi da kararlaştırılmıştır. Şehir Yolları Üç senelik tevkalâde programı hazırlayan heyete voli riyaset etti Vali ve Belediye Reisi Doktor Lütfi Kırdar, dün sabah - Belediye Heyeti Fenniye Müdürlüğüne gide- 'rek orada içtima eden Belediyenin üç senelik fevkalâde yol programı- çöp Ve süprüntü dökenlerin şiddetle takip ve tecziyesi için alâkadarlara Belediye tarafından bir tamim ya- | pılmıştır. Sokaklarda kuşlara ni yel çektirip falcılık yap- mak menolunuyor kimselerin / bilhassa halkın kesafet peyda ettiği semtlerde ve caddelerde sehpalar üzerinde kuşla- Ta, tavşanlara, kedilere ve sair hay« vanlara niyet çektirerek falcilik yap tıkları sık sik görülmektedir. İpti- daf Şark şehirlerinde görülen ve İs. tanbul gibi bir şehire hiç te yakış mıyan bu hallerin önüne geçilmesi | için Belediye - tedbirler — alacaktır. Bilhassa Avrupa'dan şehrimize ge- | den seyyah kafilelerinin bu nevi sa- 'at erbabının önünde gruplar teş. kil ederek gülüştükleri ve birçok zesimler çektikleri de görülmekte- dir, Belediye, bu gibi esnafı kaldır mayı düşünmektedir. Yine ayrıca büyük tariht âbidele- nu hazırlayan- heyele riyaset etmiş Heyet, Belediye Heyeti Fennive Müdürü Nuri ve İmar Müdürü Hüs 'nüden müteşekkildir. Program bu. günlerde Şehir Meclisine sevk olu- nacaktır. rimizin civarında buluann güvercin. dere atılacak yem satün gefil kıya. fetli kimseler de - görülmektedir. Bunların da bu tarrda iş görmeleri Temizlik amı için yeni tallimatnare ağaçlar beyaza İstanbul Belediyesi, çöpçüler için boyanıyor yeni bir talimatname hazırlamıştır. Çöpçülerin faaliyet saatleri bu tali. matnamede şöyle tesbit olunmuştur: Çöpçüler, yazın saat 6 ve kışın 7 de vazife başında bulunmuş olacaklar dir. Müayyen saatinde vazifesi ba- gna gelmiyen çöpçüler, ilk defa 15) gün varifesinden ihraç olunacaklar, ve tekerrürü halinde vazifeden tard olunacaklardır. Ayrıca çöpçü onbaşıları için mın- takalarına en yakın polis merkezle. rinde birer devam cetveli ihdas o Tunacaktır. Çöpçü onbaşıları her gün muntazaman bu cetveli imzalıya- aklardır. Temizlik İşleri Müdürü, haftanın gayri muayyen günlerinde bu cetvelleri tetkik ve kontrol ede- cektir. li Vesalti nakliye kazalarına — mani olmak için Şişli - Maslak asfalt yo- Tunun imtidadınca devam eden a. Raçların kireçle beyaza boyanması. Na karar verilmiştir. Beyaza boy, 'nan ağaçlar, bilhassa geceleri şoför. ler tarafından tefrik olunabilecektir. Müteahhitlere havale olunan işler Belediye Daimi Encümeni dünkü toplantısında Eyüpteki Çiniliçeşme deresinin mecraya raptını, Bağdat halk hamamlarının tamirini, Şehre- mini Saray meydanının ve bazı so. kak kaldırımlarının tamirini, Söğüt. Tüçeşme - Kurbağalıdere yolunun ve Beşiktaştaki Köyiçi, Örtaçeşme kal. dırımlarını tamirini müteshhide ha. vale etmiştir. diği mukavelede FOB esası kabul e- dilmişken, Japonlarla bilâhare akte-| dilmiş takas anlaşmasında ticarf mü- badelelerin sif esasına istinat etti. rilmesi takarrür etmiştir. Sif esası kabul edilmekle bir mil. 'yon liraya yakın bir serbest döviz gertisine meydan verileceği müşa- hede olunması üzerine muamelenin ga süretle tashihi uygun görülmüş- Mecmuu 373505 lira 15 kuruşa | olan Sif-Fop farklarına takas vesikalarından satılmamış olan 446 155 lira 15 kuruşluk kısmının satışı durdürulmuştur. 2 — Geri kalan ve satışı yapılma- mış olanlardan 60 bin lirasına sit - Janlarının iptal edildiği ve buna mü- teferriğ diğer muamelelerin de ifa edilmekte olduğu bildirilerek diğer| devlet dairelerinde bulunması müs- tamel takas vesikaları satın alını çaktır. » Ikinci nevi ekmek meselesi Birkaç gündenberi vazifesi başın- da tetkiklerde bulunan Belediyenin yeni İktısat Müdürü, bilhassa ekmek meselesi üzerinde ehemmiyetle dur- maktadır. Yeni müdür, Belediye İs- tişare Komisyonu tarafından riya- sete verilen ve ikinci nevi ekmek Meselesi üzerinde komisyonun etüd-| lerini ihtiva eden raporu da bugün- derde tetkik edecektir. Bu raporun tetkikinden sanra yeni müdür ci nevi ekmek meselesi hakkında | kat'i bir karar verip riyasete tekrar Taporu tevdi edecektir. Belediye İktisat Müdürlüğü dün bütün mevcut ekmek fiatlarını da tetkik etmiş ve fiatların - ipkasına karar vermiştir. 500 seyyah geliyor Bugün — şehrimize General Von Stöben seyyah vapuru ile 500 sey. yah gelecektir. Vapurda iki film o- peratörü de bulunmaktadır. Bunlar, geçenlerde filme aldıkları İstanbul manzaralarını / tamamlıyacaklardır. Vapur, şehrimizden — yarın akşam hareket edecektir. Asım Süreyya geldi Matbuat Umum Müdürlüğü Mem- leket Bürosu Şefi Bay Asım Sürey- ya İstanbul'a gelmiştir. Yarın An- kara'ya gidecektir. Eyüpde yol tamiratı 15 gün zarfında Eyöp kazası dahi- linde 1200 metre murabbar parke kaldırım. ve İ113 metre mürabbar Adi kaldırım ve 860 metre uzunlu- Runda lâğam tamiri yapılmıştır. Karaköydeki otomobil geçidi tenvir olunacak Karaköyde otomobiller için yeni tesis edilen Denizbank'ın - önünden geçen yol karanlık olduğundan ten- yirine karar verilmiştir. 'TOPLANTILAR KONGREYE DAVET Matbaa işçileri Birliğinden: Mutad senelik kongremiz, 14 ma- yıs 1939 pazar günü saat 10 da akte. dileceğinden — azamızın — Eminönü Halkevi salonunda hazır bulunmala- Ti İüzümuü tebliğ olunur. * Yıldırım Davutpaya - Klübü Baş-| kanlığından: Kiübümüzün yıllık kongresi 14/5/ 1089 pazar günü saat 10 da Hekim- oğlu Ali paşadaki klüp merkezinde aktedileceğinden - üyelerimizin gel- Meleri rica olunuz. POLİTİKA Akdenizdeki Vaziyet Almanya, Polonya hakkındaki ta- leplerinin Varşova'nın gösterdiği ta- vır ve serdettiği müzakere şartları. 'na Tağmen, İstediği gekilde tahak. kuk etmesi için, Roma'yı kat'i olar Tak bu cepheden kendi görüş zavi- yesine illhak ettirmek için çalı firken, İtalya'nın Akdenizdeki va- ziyeti dikkati celbetmektedir. Ge- çenlerde de izah ettiğimiz veçhile, mihver arkadaşı Almanya'nın Po. lonya meselesinde faaliyet sarfetti. H sırada, Roma susmakta ve daha ziyade, Polonya ile dostluk münase- betlerine dayanarak arada, tabil Berlin'in lehine olarak bir mutavas. #at rolü oynamak arzusunu izhar et mekte idi. İtalya'nın, Almanya'nın baştucunda 30 milyonu / mütecaviz bir kütlenin dostluğunu fnf bir su- rette kaybetmeyi, siyast muvazene bakımından, pek te hoş görmiyece; düşünülebilir. Fakat ne de olsa Ro- ma, ergeç, takip ettiği siyaset bar kımından, nihayetülemirde - Polone yayı Almanyaya terk meeburlyetin de kalacaktır ve yakında tezahürün- den de anlaşılacağı veçhile Kont Ci- ile Als jan Hariciye Nazırı ara- sındaki son görüşme üzerine buna belki de muvafakat etmiştir. Yalnız araya sıkışan bu hâdiseyi bertaraf ettikten sonra, İtalya, mihver siya- setine istinad ederek, Polonya me: selesinin kat't inkişafının netlcele- rini beklerken, Akdenizdeki emelle- rini terketmiş değildir. Roma'nın, Arnavutluk'taki - işgal hareketini, Adriyatiğin müttehlden kontrolünü temin gayesile yapılmış bir askerf hareket olarak gösterme. Sine rağmen, Akdenizdeki” hçyatf Menfaatleri olan Paris - Londra blos ku hüdisatı dikkatle takip etmekte- dirler. Bilhassa İtalya'nın Süteyg, Kırmızı deniz ve Tunus tarafındakl sevkülceysi sahalara - müteallik ise tekleri, müstemlekeci büyük devlet leri datmf surette meşgül etmekte- dir. İtalyanlar Süveyş kanalının ida- resine karışmak hususundaki talep- lerini daha ziyade iktisadi âmillere dayamal ve bunları Süveyş kum. Panyasının idare meelisine iştirak, ve bir de transit resimlerinin tenzili hususlarına inhisar - ettirmektedir. der. Fakat, / hâdisatın — tekemmülünü biraz dikkatle tetkik bu iktisadi is. teklerin altında bir takım siyast nok- taların tebellür edebileceğini gös terir. Zira ortada, Süveyş kanalının, muhtemel bir harp vukutindaki ro- Jü, yani, İngilizlerin, daha doğrusu İngiliz - Fransız - Mısır kuvvetleri 'nin müşterek müdafan tertibatı tar rafından kanalın İtalya'ya karşı mu- hafaza edilmesi, hattâ - kapatılmsı tehlikesi mevzubahstır. Halbuki bu da, İtalyanlar için hayati bir mesele halini almaktadır. Çünkü Roma na- zarında Süveyş kanalı, her hangi di bir muvasala tariki olmayıp, kendi imparatorluklarının emniyeti - için ellerinde bulunması zarur!, hiç de- Bibe ayağını basması Tüzimgelen hakiki bir istikbal yoludur. İtalyanlar, bu suretle, diplomast tarihinde uzun müzakere ve münz kaşa mevzuu siyaset dalaverelerine sahne olan bu meselede, İngilizlerin kanalı kapamıya matuf / muhtemel hareketlerinden endişe ederek, ka- nalın müdafaasının beynelmilel bir hale ifrağını talep etmiye doğru git- mektedirler. - İngilizler ise, Habeş harbi arifesinde ve esnasında serde: dilen bu taleplerin - doğurabileceği neticelerden kuşkulanarak harekete geçmeyi ihmal etmemişlerdir. 1906 senesinde Mısır hükümetile aktedi. len siyasi bir vesika ile, Masır ordu- sunun kendi vasıta ve kuvvetlerile, kanaldaki seyrüseferin mutlak ser. bestisini ve emniyetin! temin edecek vaziyete gelmesine Intizaren bu su yolunun müdafassı zımnında Misir küvvetlerile teşriki >mesal edecek askerlerinin bulundurulması imkâ- zini elde etmiştir. Dr. Reşad SAGAY