Yazan: General RTMCAK ERTURUN. KURTULULU YENISARAN Bir İngiliz - Italyan Harbi Kâzım Karabekir İKTİBAS VE TERÇÜME HAKKIİ MAHFUZDUR Sansa Boğazında Yol Boyunca Ermeni Kıt'alarının Bıraktıkları Eserler Görünüyordu Nihayet Ermenilerin Bize Terketmek Mecburiye" tinde A KA G HH, Kaldıkları Rus Toplarını da Gördük Erzorum ve cr 'Arkadaşlar, kendinizi meyusiyete kaptır. mayın! Son bir çare aklıma geldi: - Haritalarımızı ağrı geniş boru gibi bükelim ve hep bir ağızdan Duurt diye uzatarak bağıralım. Şose de kavis yapı- yor, Atlılar bize doğru 'bükülecekler, belki sesimizi işittirebiliriz. Bir ağızdan ve uzatarak avazımız çıktığı kadar (Duvur!) diye kâğıt boruların içinden haykırışımız, tam şosenin büküm yerinde kafileden bir neferi bize doğru baktırdı. Hemeh baritalarımızı sallamağa baş- Jadık. Kafile dur Mmüharebe kazan miz dört nal kadar insanı zabitleri biraz h: Biz güya bugün katedeceğimiz 60 kilometreden faz- Jaolan bir n 'rek az yoru. Jacaktık. Kısa yoldan gitmekle de güya atlı kafile ar- kadan bize yetişecekti. Başımıza gelen bu hâdise bizi bilâkis çok yordu. Koşum atları takatsiz kalan fay tonlarımızı da yardımla - bataklıktan çıkarttık. Biz e artık atlarımıza binerek şoseye çıktık. Karlar Yürüyüşün çokluğundan tamamile erimişti. Biz liye kalktık. Fakat fayton atları bitkin ve bir haldelerdi. Onları kendi hallerine bıraktık. Surpiranda öğle yemeğini yedik. Buradan sonra Sansa boğazının hiç te Erzincan ovasınınkine ben. emiyen yakıcı bir soğuğile karşılaştık. Fırat boyun. hepsi bizi gördü. Biz bir. indik. Atlı karargâhi- geldi. Yanıbaşlarındaki bu iremiyecek kadar gaflet içinde giden yaklaşıyordu. Yol boyunca Ermeni kıt'alarının yak fıkları veya bıraktıkları eserler görülüyordu. Birço. araba, kamyon -tabil içle halde bırakılmıştı. Sansa boğazının, içine gömüldükçe ne korkunç bir yer ol. duğu anlaşılıyordu. Erkânı harbiye reisim Cavit ve pek metin ve neşeli erkânı harbim Avni (« birçok harekâtta erkânı harbiye reisliği va: gördü) ve diğer arkadı min karşısında bu boğuzı ler çekti »e bazı yerde hemen irmağın - kenarına inde bir şey kalmamış bi 'Yol kenarlarına çekilmiz larımın çoğu, Rus orduları- kilen kıt'alarımızın ne derini anlattılar. Sağımızda Dersim, solumuzda (şimal) de Mü- Tit dağları göklere yükselerek - boğazı loş bir hale Koymuşlardı. Dersim ciheti pek sarptı. Her yerin Böze görünmez P Tışıklıklar vardı. Y Börülüyordu. “Nihayet Ermenilerin - bi Mecburiyetinde kaldıkları Rusl, Ta ve 2 cebel topu: dük. Bunların Erzincan 'nakli emrini vermiştim. “Bu * bize büyük sevinç verdi. Sansaya gelmeden akşam bastırdı £ lar kurmağa müsait binlerce kı ol boyunca tek tük Ermeni ölüleri arın mükemmel 4 « Ğuk ta git. Üzengile kürk. örtecekler olduğu ve ayaklarımızda da kuy vetli çorap ve çizmeler bulunduğu halde ara şiddetini arttırdı. Bi ının mufassal harita: Yürümek mecburiyetini duyacak kadar ayaklarımız üşüyordu. Herkes artık ancak tek bir cümle söyliyo- biliyordu : “ hemen de ağzını burnunu örtüyordu. Karanlıkta Sansaya vardık. Bize hazırlanan iki göz (ufacık oda) h bir eve girdik. Bol ateşin etrafına toplanmadan önce kulak ve burunlarımızın donup donmadığını muayene ve neticeye hamd ve şükrete tikten sonra soyuğup dökünmeğe başladık. - Fakat üstümüz açıktı. Yıldızlar görülüyordu. Damın direk- İerini çoktan alıp harcetmişler - imiş. Bugünkü zah: metlere kıyas edilirse bu dört divar içinde barınmak hoş bir şeydi: Üstümüz açık da olsa ateş başında gü- le konuşa, cepheden gelen raporları, ordudan gelen emirleri okuyacak icaplarını yapacaktık. Tabif hazır bulunan sıcak çaylarımızı da içecek ve karnımizı da doyuracaktık. Sonra iş yatmıya gelecekti. Bu biraz imkânsız ise de ona da katlanacaktık. Çünkü eşyı miz gelmemişti. Yollarda rastladığımız — kimselerden anladık ki bu yıl kar ve soğuk her. yıla misbetle boğazda pek fazla imiş. Bunu Erzincanlılar velhasıl herkes söyliyordu. 'da Refahiyeliler de Dereceyi (30) la (35) arasında tahmin ediyorduk. Böylebir geceyi damsız bir yerde geçirmek ömürdü. Fakat bütün ordumuzun. bekliyen zaferler ve şerefli işler bulunduğunu düşü- liyordu, vazife haricinde, karargâhımda samimiyi hâkim kılmak âdetim olduğundan yemekte Erzin. can ganimetlerinden konserveler yiyecektik. Erzin. z et könserveleri hakkında çoğu muzda iyi bir fikir yoktu. Gerçe etler sığır, dana ne. vindendi. Fakat taze ete alışmış olanlar için et kor servesi yemek ve hele bukadar yorgunluk üzerine gekilir gey değildi. Güzel - yemeklerimiz ağırlıkları. mızla birlikte idi. Bu belli değildi. Dedim ki: mserveleri yer ve ateşin etrafında büzülür, yere yatar. İstiyen de ağırlıkları bekler. Ben birinci guruba giriyor İkinciye giren görülmedi. Konserveleri açtık, a. teşte kaynattık. Okadar lezzetli bir et çıktı ki bun. dan Erzincanda yemediğimize acıdık! Y: iniz balığı beceremedik. Rusların binlerce fıçı balık stoklarına göre elbet bunun da yenebilecek bir hazırlama tarsı olacaktı. Bunu Erzurumda yakalıyacağımız Rusla; dan öğrenebilirdik. (ileri hareketlerimizde pek ç mıkdarda et ve balık konserveleri elimize geçti. B hığı nasıl yiyeceğimizi de öğrendik. Diğer kitab Tebrizden bahsedilirken Rusların pek Te mücsseseleri bulunduğu da g siştir.) Kopacak Olursa... HANGİ TARAF KAZANIR? Büyük Donanmaların Çarpışmalarından Kuvvetle- rinin Azlığından Dolayı İtalya Çekinecektir YAZAN : GENERAL KÂZIM KARABEKİR EPRR Şarktakinin adı Akaba körfezi dir. ) AKABA LMANI Burası şarki Erden (Trans Jor. dan) ın iskelesidir. Cihan harbinden #onra İngiliz mandası altında kalan Şarki Erden 40.000 kilometre terbi- inde 300,000 nüfusludur. Baş şehri Amman 12.000 nüfusludur. Akaba körfezi ucunda Akabayı) taşıyor. Payitahtı Kudüste bulunar: Süleyman peygamberin Kırmızı de- mizdeki donanması da burada durur| muş. Yemen, Hint ve Afrikanın bil- | hassa Zengibar sahillerime gidip ge-| Jen gemilerin toplandığı deniz tecira| merkezi imiş. O zaman burada İlat| isminde bir şehir varmış. Akaba de-| nilen yer sahilden 4 kilometre kadar| garkta içeride 200 nüfuslu eski bic kaledir. Mısirdan Hicaza giden hact-| ları muhafaza için yapılmıştır. Kör- fezin ağzındaki ” Tiran” adasından körfezin ucuna kadar mesafe 154 ki Jometredir. Körfezin genişliği 22 ki- lometre derinliği de 40.570 metredir. İki taraf sahilleri - bazı yerlerinde. duvar gibi kayalıktır. 600 metreye yükselen yerleri korkunç görünüş- tedir. Bu körfezin fırtınası çoktur ve serttir. Şimali şarkiden pek şid. etli rüzgârlar bu fırtınalara sebep oluyor. Tikbabarda denizi durgun- dür. Bu körfezi Lüt gölüne dar bir| vadi bağlamaktadır. Adı Arap vadi.. sidir. Lüt gölünün de Taberiye gölü-| 'ne Şeria nehri vadisile bağlı olması| bu vadinin Taberiye şimaline doğra| ürümesi şimalden cenuba doğru U-| zun bir çöküntü gösterir. Akaba bu gün bir İngiliz deniz| ve hava üssü haline getirilmiştir. Hicaz hattına ve Mısıra demiryol K diğim veçhile Mehdi isyanları sonun da 1899 da İmgilizlerin elinde kaldı. 2.6L1.000 kilometre terbimde ve 6 milyon kadar nüfusu vardı. Hepsi| de İstâmdır. Baş şehri Hartum 59.000, diğer' büyük şehirleri Omdurman 104.000 assala, El Obeit, Vad Medani 30.000| '€r Abu Hamed, Atbara, Berber 20| biner, Kodak (Faşoda), Ladio, Ş: mali Hartum 14000 er, Sennar 800 nüfusludur. Sekiz dokuzbin nüfusl aha bir kaç şehri vardır. BABÜLMENDEB - PERİM - A- DEN Kırmızı denizin cenup ağzına Ba, bülmendeb yani Ölüm boğazı diyor- lar, Buranın genişliği en dar yerin- de 26 kilometredir. Perim adası As- 'ya sahiline 4 kilometre kadar yakın. dır. Ve ara yer de sığdır. Afrika ci-| heti ise Fransız somalisine 20, yanlara terkolunan yere ise 21 kilo Metre mesafededir. italyanların ge çen seneye kadarki hudutları olan imeira burnu 26 kilometre idi. Ge miler Perim adasile Afrika arasın-| dan geçerler. Perim adasına Şeytan |I adası da derler. Araplar Majun ada- 1 da der. Kayalıktan ibarettir. Bu Tasını İngilizler 1799 da işgal etti ler. Zamanın en yeni tarzda ve en mükemmel silâhlarile tahkim olun- Muştur. Uzun toplar kâmilen boğazı döver. Perim adası 13 kilometre terbi- inde ve 1700 nüfusludur. Yılda bu. Taya ortalama 274 vapur uğramak. tadır. Burada büyük kömür depo-| ları vardır. ADEN : Vaktile Yemen imamlarının ida-| resinde iken Portekizlerin bu sahil leri istilâsında onların ellerine düş. Hü Kanuni Süleyman zamanında| tinesi için Kamaran adası da Mas- Sava karşısında ve Asya kıyıların. da İngilizlerin bir adasıdır. HARP NASIL BİR GİDİŞ GöS- TERECEKTİR. KARADA: Müsir, Bingazi, Su- dan,Habes iki taraf kuvvetlerinin çarpışacakları bir sahne olacaktır. İtalyanların Habeşlere karşı müda: faada kalarak - cenuptan Sudana, Bingaziden Mısıra ve İngilizlerin de Hind ordusu ve sair kuvvetlerle 1- talyan Somalisine ve Eritreye taar- ruzları görülecektir. DENİZDE : Büyük donanmela- ın çarpışmasından küvvetlerinin az lığı dolayısile İtalyanlar çekineceği tabildir. Hava filoları, denizaltı genileri ve torpito hücumları, kruvazör ve destroyerlerle akınlar, başlangıç - Tacaktır. Her iki taraf fırsat buldukça bir birlerinin sahillerini - bombardıman edecek , ve nakliyatını durdurmağa uğraşacaktır. HAVADA: Hava akınlarından 'ngilterenin nasibini alması tabil o- * Jacaktır. İtalyaya gelince artık ha- yadan ve denizden hırpalanacaktır. Her iki tarafın insanca ve inalca za- yiatından İngilizlerinki —daha çok “donanma ve bir kısım ordu parçaları Müstesna olmak üzere sömürgelere “ve halkına fakat italyanların her ye dikleri mermi halis talya canına ve İtalyan malına değecektir. Bunun acısını biraz olsun alabilirlerse ha- 'vadan alabileceklerdir. talyanların son sistem borbar- diman — uçakları bu yıl ortasında 1300 idi. Her biri 3 ton bomba taşı yor. Bu cins uçaklardan İngilizlerde dahi 900 tane vardı. 'Tabif var kuve vetlerile her iki taraf fabrikaları fa- Fransızların — Akdı şose ve hava vasıtalarile bağlanmak işte Hindistan - İrak - Filistin - Misir bu süretle birbirine denizden | olduğu gibi karadan ve havadan da- hi perçinlenmektedir. SUDAN : Burasının karadan Eritreye ve Habeş ilinin batı kısmına ve hele Tana gölü ha Birli durumunu yukarda söylemiz asına karsı çok te- | tim. Sahilleri de Kırmızı denizin en | güzel limanı olan ve içeriye iki de- iryolile bağlı bulunan Suakin 8000 ve hemen şimalinde - Port $ 29300 nüfuslu limanlaril denize Kırmızı irşı önemli bir ülkedir. Bu- | Tası İtalya - Habeş eserimde bildir () Arapca Akabanın Türkçesi tehlikeli geçittir. Araplar dağ yol- Tarı olsun, denizyolu olsun tehlikeli| vermişlerdir. insan- verirler. Sudanı ve bütün şimali Afrikayı zapt ile atını) atlas denizine süre daha ran ünlü A adı Akaba k n tanınmış başka bir ismi lnan Misir. Aka. #imal şarkında Hicaz de leki ne Şam veya Osmanlılar zaptetti. 1839 da İngiliz- ler bir vesile bularak Ufak Aden yar, Tımadasına yerleştiler ve buraların hâkimi olan Lâhiç sultanına da bir aylık bağladılar. Sonra her fırsatta | genişlediler. Cihan harbinden sonra Taiz mıntakasının hemen yarısına kadar yayıldılar. Garp cihetinde da- hi Perim adasının karşısındaki Şeyh | Saide kadar yerleştiler. Bu günkü Aden sömürgesi 24600 kilometre terbiinde ve 100.000 Islâm nüfuslu. dur. Aden şehri limana hâkim bir y rımada üzerindedir. Burası mükem. el sürette binaları ve islek limanı | 've kömür depolarile bir Avrupa li-| Aden kasabası 82.490 nüfusludur. Çoğu Araptır. — Hintli, vi Afrikalı, İslâm ve Yahudi tecimen ler de yardır. Limanın gimal tarafın | daki Şeyh Osman da 12,167 nüfuslu bir İslâm şehridir. Aden bütün ulusların gemilerine!| açık bir iskele ve bir kömür deposu- | dur. Fakat bir harp tehlikesi halin. | de liman kapanır. Nitekim bu gün-| lerde dahi kapatılmıştır. Yılda orta- a 1630 vapur limana 6.607.266 safi ton tutar. Burada her zaman için 3 batar- girer ki ya İngiliz sahil topçusu ve bir uçak üssü bulunur ki İngiliz olarak as- Kırmızı denizde hacıların karan- filesunun en moderm gemisi Dünkerk yettedir. Artık neler yapıldığı da pek gzlidir. (Fransızların bu sistem uçakları 600 kadardı.) Büyük zırhlılar için iki yıla ya- kın bir zaman lâzımsa da kruvazör ler bir yılda, destroyerler, denizaltı.. Jarı daha az zamanda, uçaklar ise Aylar içinde yapılabilir. Nitekim İn- Eilizler pek yeni sistem olmak üzere Taymis nehrini müdafaa için az za. manda 200 uçak yapmışlardır. İki tarafın deniz ve hava kuvvet. leri hakkında son fasılda malümat | verdim; Burada şunu kaydetmeliyim ki İtalyanların hava ve denizaltı ve ka- ra küvvetleri sayıca İngilizlere faik. tir. Buna karşılık ta İngilizlerin de> izülstü kuvvetleri çok falktir. Asıl bu 'Yük mesele ise iki tarafın ferdleri arasındaki farktır. Mesell İtalyan deniz uçakları uçuş kabiliyeti v» malzeme İtibarile İngilizlerinkine ün tündür. Fakat İki tarafı kullanan insanların seciye ve sinir kuvvelteri göz önüne alınırsa Mngilizler çok fa iktir. Bu denizlerde daha çok düşt nülecek bir meseledir. Ayni kudret. te iki harp gemisi ayni darbeler al- tında kalınca İtalyanların daha önce yüzgeri edeceklerine şüphe edilmez, Tki uçak ta böyle olacaktar. ingilizler seciye ve sinirlerini aa, İa bozmamışlardır. italyanlar ise b ABonu T incl sayfada)