| : : : o Üç Elma Beyin Masalı “Tavşan kardeş: — Vah, vah de- mek yolunu kaybettin. Öyle ise ar tık gitme, sonra büsbütün şaşırır- #an, elbet bir gün büyük annen sana yahut sen büyük annene tesadüf e Ger; buluşursunuz, şimdi. zannede im, karnınız açtır. Buyurun da öğ- le yemeğini beraber yiyelim. Üç elma bey yeni dostunu takip etti. Yolda giderken bir çok başka | tavşanlara, farelere, kuşlara ve en| tuhafı küçük orman perilerine geldiler. Bunlarla hemen tanıştılar. Zavallı Üç elmacık artık ailesini bul- maktan ümidini kesmeğe - başladı. Nihayet yeni arkadaşlarile berabe”| yaşamağa karar verdi. Bütün hayvanlar onu seviyorlar- . Öç Elmacık ihtiyar bir meşe ağa- canin oyuğunda kendisine güzel bir| v yaptı. Arkadaşları sik sık kendi. Sini / ziyaret ediyorlardı. Elleri ve Aayakları sayesinde bütün arkadaş Jarından çok şey yapabiliyordu. Ar- kadaşları da onun fikrini almadan hiç bir işe girişmiyorlardı. Üç Elma bey üdeta ormanın reisi olmuştu. Orman. perileri bile/ kendisine hürmet ve riayet ediyorlardı. Bun- Jardan kızıl burun ismindeki peri ©-| a sihirli bir kitap hediye etti. Ar- kadaşlarından geri kalmamak için) Üç Elma bey mektebe de- devamal başladı. Hocası ihtiyar bir baykuz) hanımdı. Üç Elmacık burada © za- mmana kadar duyup işitmediği birçok geyler öğrendi. Yalnız Üç elma bey nedense ho casını bir türlü sevmiyordu. Onu hid detlendirmek için bir çok şeytanlık- lar yapıyordu. Hattâ arkadaşlarını da hoca hanımı kızdırmak için teş- vik ediyordu. Nihayet bu yaramaz. Jıkları yüzünden hoca hanım kendi. ginden tamamiyle soğudu. Bu arka| daşlar arasında dört tanesi yani kar| Ba bey, tavşan kardeş. fare hanını, #incap hanım kendisile sıkı fıkı dost. Hüler. Bir gün Üç Elma bey arkadaş- Harile oturuyordu. Sincap hanım bir| kasırga gibi üzerlerine geldi. Halin: 'e büyük bir telâş görülüyordu. Karga bey: — Ne bu. telk Böyle koşa koşa neye geldin? diye gordu. Sincap hanım: — (Güçlükle ne- fes alarak) Baykuş hanım!.. diye- Bildi. — Pekâlâ baykuş hanım ne ol-| muşt anaDalcaa banım, ç dlma artık mektebe kabul edilmiyecek demiş. Duydunuz mut Üç Elma bey: — Bunun aslı yok. | hattâ gimdi oraya gidiyorum. Bun: dan sonra da gideceğim. Karga bey: — Üç Elma bey ne- 'den kabul edilmiyecek imiş? — Çünkü hepimize fene bir ör-| nek oluyormuş... Üç Elma bey: — Ne hayvanlık,| H MaRaa 901 Ben bakikaten sizin fena bir örnek oluyor muyum?. Karga bey: — Bilâkis efendim!. Üzerimizde sizin öyle büyük tesiri. hİz var ki, siz olmadan oyunlarımı tain, — maskaralıklarımızın — yarısınıl yapamıyoruz. Karga beyin bu #özlerine hopsi birden gülmeğe, . Sant iki-| Beliyordu. Mektebe yetişmek için yola koyuldular, Hele Üç El-. ma bey üdeta dört ayakla koşuyor- iği üzerinde du- ima beyi gö Sınıf kapısının eşi n baykuş hanım Üç Siz sınıfa giremiyeceksiniz!, dedi. Üç Elma bey sordu: — Neden?. Çünkü - siz uslanmıyorsunuz. Fazla olarak ta arkadaşlarınızı ya-| ramazlığa teşvik ediyorsunuz. Üç Elma bey başını arkadaşiarı- 'na çevirerek dedi ki: — Size ben mi yaramazlık öğre-| tiyorum? Hepsi birden cevap verdiler: — Evet!.. Fakat biz bundan o kadar memnunuz ki!. d hlığını muhafaza ediyor, söz sö miyordu. Fakat birden bağırdı — Siz çok fena çocuksunuz, hay| di çabuk gidiniz. Uslu olmuya ve el nizden geldiği kadar beni memnun et meye çalışınız. Yola gelmiyecek o- Jursanız bir daha buraya adım ata- Derken büyük bir gürültü kop-İ tu. Bütün mektepliler bağırmıya, i-| tiraza başladılar. Sevgili arkadaşiz rından ayrılmak istemiyorlardı. Fa- kat hocanım onları sınıfa sürükledi. Sınıfın kapısını da Üç Elmacığın su- ratına kapattı. Üç Elmacık ilk dakikalarda bul yalnızlıktan çok Üzüldü. Hattâ ağ- İamak arzusunu düydü. - Fakat bu mektepten kovuluş onun cesaretini asla kırmadı. Çünkü o böyle kola, lıkla mağlüp olacak bir tabintte d ildi. Daha torbasında gizli birçok seytanlıklar vardı. Bir dakika dü-| #ündü. Dershanenin dıvarına doğru Yürümeğe başladı. Burası yer sarma) Sıklarile örülmüztü. Bu otların üzerinde ayaklarının uçar gibi kaydığını hisseti. Nihayet kendisini mekteb damının üstünde buldu. Orada kendi kendine bir şey- tanlık düşünmeğe başladı. Eğer çok küçük meselâ fare kadar minnacık bir şey olsaydı, neler yapabilecekti! derken Kızıl burun perinin kendisine verdiği sihirli kitabı hatırladı. Bunu) açtı. Bin birinci sayfayı aradı. Ora- da şunları okudu: "Çok küçük olmayı istediğin z: man gözlerini kapa, derin derin ne- fes al, Yüzünü güneşin doğduğu ta- rafa çevir. Dört defa bu kelimeleri tekrarla.,, Narbust! Narbust! Beni küçült! Oç Elma bey derhal bunu yaptı. Ve aman yarabbi, önce bir kargı derken bir fare kadar oldu. Nihayet bir fareden de küçüldü. Üç Elma Bey böyle birdenbir Küçüldüğünü, “değinişini et ” ce bileniz e kadar betar. 'Gİ ada ölelek Grnr dle apel ahi ertanlıktar dot ü t Dü Meame aa 'I yğlerdiniz Arak karanmı vermili lendisini ocağın bacammdanı aa. ya biraktı köza e elelee, ol Üç Hima Bay, ber arafı ocak kurumundan kapkara oldağu Kak Ö Gla aa ylaşa 'et S Te ea G Kikine ald bir'dem vermakle K guldü. “Üç Elme B Bartanı Kal almştı, Ttk belişle Te bi Tatak bi gakilde lül Baykuş hanım © kadar korktu, T Gdi b el Sandalyanin üzerlez B G Bi kaldırdı; bağırmağa başlel A REKAT B he e| semarldir (yani göklen düyee ba bir hacett semartdir kapaa, üi lüsiş Şanik aşk Cici Anne ASomu gelecek haftaya) YENİSABAH Üyle hayvanlar vardır ki kendi-| lerini koruma silâhları istedikleri Bir düşmanla karşılaştı mi be 'nun etrafındaki yelpazeye benzi-| korkünç . olabilmektedir. | yen derileri gişirmakte ve ağzını vi bu hayvanlar bir tehlike kar-| da açarak çok korkunç bir şekle) sında bulundular mi kendilerini| girebilmektedir. — Kertenkeleden © kadar korkunç bir hale koyarlar| ziyade bir umacı haline gelince de) i düşmanları bu korkunç manza- karşılaştığı düşmanı Crkütüp kaçı- a karşısında ürker ve hayvan da| rınca bizim blöfeü kertenkole yine| bu suretle kendisini kurtarmış -| eski şeklini almaktadır. — bu resmi| lur. Resmini gördüğünüz hayvan| almiş olduğumuz Amerikan mec- Amerikada yaşıyan bir nevi ker -| muası kertenkelenin umacı haline, 'tenkeledir. Zararsız bir hayvan olan | gelmiş resmini elde edebilmek için bu kertenkele diğer kertenkeleler-| tamam iki buçuk ay uğraşmış ve den farksızdır. Ancak bu hayvan! nihayet bu resmi elde etmiştir. Balıkçılığı Yi Birgün Yaman balık tutmak için deniz kenarına gitmişti. Birden-| bire oltanın ucunda bir şeyin kımıldadığını hissetti. Yaman — böbüre lenmeyi seven bir çocuk olduğundan iri bir balık tuttuğunu zannetti 've oltayı çekmeğe başladı. Yaman evveli oltasına yılana — benziyen zargana — balığının takılmış — olduğunu sandı. Ve bu iri zarganayı kaçırmamak için oltayı var kuvvetiyle çekmeğe başladı. Lükin olt ya takılan kocaman bir yılan balığı idi. Öyle bir an geldi ki hayvan Yamanın karşısında dikildi ve ona saldırır gibi bir vaziyet aldı. Bu hal karşısında bizim yalancı pehlivan oltayı, kamışı bir tarafa — fırlatıp tabanları yağladı ve var kuvvetiyle kaçmağa başladı. Böbürlenmek iyi bir şey değildir ve bazan insanı böyle fena vel gülünç mevkilere düşürür çocuklarım. Bugünün çocuğu yüğüdür. Kimsesiz bikes yav- ruları korumak için yılda bir| lira versip Çocuk Esirgeme Kurumuna bir de üye olalım! etikbalin şafaklarinı nurluğ görmek istiyorsanız Çocukğ Haftasında Çocuk Esirgeme Kurumuna azami yardımda bulununuz ! 15 NISAN 1030 Türk Çocuğu Gerçi bugün çocuğum, hentiz küçük-| Bahriyeli olursam, dalgaları varaş tür yaşım rım, Onların sayesinde üimle dolar başım|| Yaylım atep ederek, dört taraftan Böylece olacağım yarın bir delikanlı sararımt O zaman vatandaşlar sevinçten olur ee deli, Bağırırlar: bin yaşa, ey panlı bak- a rivelit Beni piyade yapsa kumandanlarım İ Doğrusu ya bu şeref bütün eikana lere, değeri|| Bulutlardan bakarım hep kuş bakışi O zaman huzurumda düşman baş e bi Yılmadan harb ederken, mutlak ga e c Jib çıkarım. | o tahzada katarım yerde tomu, du- | Savururum bir bomba, her tarafı n vıkarım! | 0 aakikada gelir kahpe düşmen GemL | Böyte şanlı günlerin elbette gelir Kılıcımla keserim hep soluhu, sa. demi, öimeİİ Simdi ben yapmalırım mektepte va Öperler en nihayet düşmenlar aya: zifemi! #emull| Hocam bana diyor ki: daima çalış Ancak benim sayemde alınır Türkünl emif Henea|| Bir murlu ufka doğru koş hilalin Yaşa narılı süvari! varol şanlı gocuğu, akıncı! İ) tatiktâlin çocuğu! İstiklâlin çocuğu? Tarih merakı Öğretmen — Yaman, oğlum a tarih dersine hiç çalışmıyorsun. böy le giderse sınıfta kalacaksın. | . — Fimanın en büyük parçaşı bende kalır bay öğretmen. : a. ü Coğratya dersinde — Aftedersiniz. bay öğretmen, ben tarihleri pekâlâ bilirim. Meselâ- Ü Fün tene(CDL ÇAA 1515, 1789, 1815, 1914, 1920. eee mler e G — Alâ, saydığın bu tarihlerde| "! kırmıştı. Kendisini kimse görme. neler Gldu? Şimdi de onu söyle ba | Ti olmakla beraber aklı fikri hep B kırilan camda idi. Coğrafya dersine irdikleri zaman öğretmen aksi gibi kendisini kaldırıp sormaz mı Söyle bakayım yavrum, Sü- veyg kanalını kim yaptı? Oğuzun cevabı Gülserenin aklı fikri hep kırdığı Matematik hocası Oğuza sordu: | camla meşgul olduğundan cevap ver — Sana bir elma versem bu e- | di: — Efendim, ben tarihleri biliyo Tum dedim..Bu tarihlerde neler ol duğunü biliyorum demedim ki. CCC mayı 5 parçaya ayır da 4 parçasını bana ver d — Ben yapmadım bay öğretmen O nasıl cevap öyle? Doğru ce- vap ver kızım. em geriye sende ne ka- ir müddet —düşündükten| — — Ben yaptım amma, mahsus rak cevap verdi. yapmadım bay öğretmen. ereresiz ştütertAmİ satammamtn Nisan Ayı Bulmacamız 'zindana karmakarışık ve şaşırtıcı toprakaltı yollardı ll Karbeyaz zindanda ağlayıp gözyaşı döküyor. Siz elbirliği c 've korkunç zindande kurtarmak Jiyı kurtarın, Zindanın giri #iyle göstermektedir. 'Siz bu resmi kesip Karbe, renkli kalemle çiziniz mece memurluğuna” yaz açık gönderirseniz (30) paralık posta pulu kâfi gelir. Zarfların üz