BİR TESAD Aki kadın konuşuyorlardı. Sa-| gın sordu. Men aırrını söyletecak kadar — Bugün hiç neş'en yok. gırttı smer gülmeğe çalıştı — Yoksa dedi, benim için bir — Yooul şey mi söyledi. — Canim ben anlamaz -| — Onün bütün sakladıktarımı bil yım, Tâkırdılarımı âdeta - düymü-| yormuş gibi nazarlarımı gözlerine| iyorsun öyle tuhafsın ki., Yerinden| sapladım Kalktı sedirin üstünde — yastıklara| — — Ne münasebet, sizin için ne| gömülmüş, sigarasının - dumanma| söyliyebilir. dalgın bakan esmier kadının| — — Bir şey mi gösterdi?.. oturdu. Elini” avuçlarına| — — Belki. — Doğru söyleyin. — Bilirsin ki benden — bir şey| — — Ne / söylediğimi - istiyorsu-| enİ nuz? Kendi san'atını takdir etmem için resimler gösterirken, sizin ri de göremez miyim? asilkanin, —Hiç bir şeyim yok. Belki ha- Gt bir büş ağra — iaamam, elin baz gi nirden, gözlerinde taşmak “stiyen| Yaşların balata vaz. 'Hem dikkat Cttim bugün Tağruldan hiç bahset. Yceıı: kadın asabi bir hareket-| S elini çekmek istedi. Fakat arkar| daşı birakmadı, daha ılik bir senle göyle Nesrinim — Fakat ben ona tenbih etmiş-| tim, kaç poz gördünüz? Biraz tereddütten sonra: — Üçtü galiba, dedim. Fakat onun telâşı anlatıyordu| ki bu resimler pek tek çekilmiş poz| lara benzemiyor. Hiç şüphe yok k| bir kadınla beraber çıkartılmış, Soğuk kanlılıkla ilâve ettim: yalvardı: | — Pozlar harikulâde, ne uy-| — Nesrin, söyle belki bir yar-| gun bir çift. İnanmak istemiyor- dımım dokünabilir. Mesut değil mi| du: sin, yoksa? — Ne vakit gördünüz, dedi? Esmer kadının yumuşak nazar.| darı birdenbire keskinleşti. Soğuk — Cumartesi günü, — Saat kaçta? — Dört buçukla beş arasın - fe diyorsun, ne vakit, ne- | d den? — Fakat o saatte ben orada Nesrin yine gülmeğe çalışt idim. — Bugün. — Şu halde daha evvel. — Öyle olacak. Sustu ve bilmediğim rakibemll onunla başbaşa kimbilir belki de| dudak dudağa görmeğe çalıştım. Sonra hiç bir şey olmamış gibi, yine gülerek elimi uzattım: — Allah ısmarladık Tuğrul! — Onu ne kadar fazla seviyor- Gün, hattâ evlenmek - ümidin de — Evet seviyorum, fakat beni| Sevdiğine bir türlü inanamıyordu Bana öyle geliyordu ki gözlerime | Gakarken nazarlarında - başka bir| ikadınin hayali var. Sonra duldum, | — Ancak: © benden gençti. En mühimi beni| — — Güle, güle diyebildi zengin biliyordu... Halbuki. Belki yalnız - kül olan — bir #ervetin hayali ile müteessirdi. Hal buki zengin olmadığımı bilse ih- timal sevincinden sıçrıyacakt İşte Lâmis küçük bir tesadüf| Mânasız bir kuruntu hakıkati orta- ya çıkarıverdi. Kaderimi çizdi, de.| Sem yalan mı belki felâketimi ha. — Canim bunlar senin kurun-| tun, sende daima fazla hassasiye-| €inle hayatını karartırsın. — Öyle deme Lümia, bu sefer öyle nikbin olmağa çalıştım ki hat.| *tâ bazan haysiyetimi bile ayak al- tına aldım. Saadete yanaşabilmek| için, fakat kader mi dersin tesadüf | Zirlıyor! mü? Sarışın kadın göğsünü geçirin Bak masıl oldu. Geçen hafta | ken nazarları kurşuni semaya ta- Ayi ayrılmıştık. Adetâ - sevişen iki| kılmış sayıklar gibi mırıldandı: inlı gibi. Ona bir resim vadet - miştim. Eski resimleri beğenme-| diğimden yeni bir tane çıkartmak! icabetti. Cumartesi günü bir fo-) toğrafçı dükkânına girerken onun içerideki kızla konuştuğunu — gör-) düm. Derhal geri döndüm. Beni görmedi. Bu tesadüfte hiç bir fev-| kalâdelik yok değil mi? — Pakat| ikalbimde tuhaf bir his uyandı. Ak-) hma mânasız mânasız - şüpheler| hücum etti. Bu sabah bir şey al- mak bahanesiyle dükkâna uğra -| dim. Veznetleki kız pek güzel de-| #ildi. İçimden kendi kendime zül-| düm. Kimbilir ne için gelmiştir, dedim. Kemal resim çıkarttı veya bir sipariş verdi. Akşam onu gö- recektim. Karşılaştığım zaman gu. | tin oğlu Yorgi Marsela bulunuyor.| İanB; du. Suçlular, — tuttukları balıklarla | — Aman, dedim. -Eğer resim| —birlikte adliyeye verilmişlerdir. çıkartmak isterseniz foto (.) e| #idin, cidden san'atkâr bir çocuk. Çıkardığı resimlerden gösterdi de. Onun duraladığını - farkettim.| Rengi sarardı. Münidar bir sesle gordu; — Taniyor müsünüz, bir de) güzel kızcağız var veznede, — Evet genci tanıyorum. — Yal sizt — Kimbilir belki de saadetimi :| Mehmed Kaçak Balıl Avlıyanlar Yakalandılar Seferihisarda, kara sularımızda| Sisam limanında kayıtlı 11 tonluk Katina adlı bir Yunan motörü balık avladığı sirada yakalanmıştır. Mo- törde kaptan Yani oğlu Vasil Kara “Yorgi, makinist Yörgi oğlu Panayot | Yorgiyo, tayfa Vangel oğlu Hala- ambo, Manya — oğlu Yorgi İspilyo, Semitoklo oğlu Zeftiryanos, Kostan. TİYATROLAR 'TURAN TIYATROSU BU AKŞAM HALK GECESİ Ertuğrul Sadi Tek ve arkadaşları 'YALAN FABRİKASI z Vodvil 8 Perde — Evet, siparişlerimi hep ona| (Se) Atila revüsü. Miçe Pençef veririm de / propaganda — yapıyo- Varyetesi İ Localar 100, her yer 20 Paradi 10) Gülmeğe başladım. Bu gölüşi Baş, Diş, Nezle, Grip, SKomatızma Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. Hi Hi İcabında günde a kaşe alınabili GK Kü - |Mühim Bir Tarih Hazinesi ve Eski onu daha ziyade sinirtendirdi, he Mmedeniyetler merkezi olan bu güzel 'YENİSABAH ESYURTTA SABAHR Diyarıbakırda Doğu Anadolunun baş şehri oluyor | mücesesatına gides yol vardır. Diyarbakır ipeklileri civar' vilâyetlerde çok rağbet görmektedir. Çermik kazasında da mahalif ihti. Yacı gideren dokuma tezgâhları mev| cuttur. Diyarbakırda fazliyet - halindo| 1300 dükkân ve mağaza vardır. Se- nelik ticari muamele dört milyon 1 ra ile beş milyon lira arasında ta- havvül eder. İktisadi hareketleri son yıllarda artığına göre ticaret ve sa- nayide yer hıl daha büyük bir terak | ki ve inkişaf müşahede olunacağına #üphesiz nazarile bakılıyor. İMAR HAREKETLERİ Bütün vilâyette kayda şayan bir imar hareketi - vardır.- Belediyeci Sehrin su ve elektrik ihtiyaçları ya- am milyon lira sarfile ve en mükem | el gekilde giderilmistir. 13 kilomet| e muhafaza eylemittir. Bunca gay- | Te mesafedeki incirli mekiinden fen zetler, tehdit ve tazyikler, valt ve| $ gürette akıtılan v encak delc ahitler onun temiz ve asil Türklüğü | nistetinde kireci mühteridir. Elek, üizerinde en ufak bir değişme husüle | trik santıralı da Avrupadaki enucali getirmek göyle dursun bilâkis her| ayarında modern bir tesisata malik-| defasında - giddetle karşılanmış, bu | tir. Bu iki mühim davayı başar maksatla ihar olunan her arma dar| belediye aymıca kanalmanyos çeber ha ânında kirılmıştır. kesini tamamlamış, fenni mezbah: 'Onun için değilmidir ki, bu tarih | kasap çarşısı, ekmek fabrikası, ası hazinesinde rastlanan eserlerin he-| mezarlık, pazaryeri ve kimsesizlerin! men tamamı Türklere aittir. Milli- | himaye cdici bir mücesese kurman yetleri ve yurtları bahsinden tam | tamir etmis, itfaiye kadrosunu teş bir hassasiyet sahibi olan Diyarba- | kil eylemiştir. Şebir imar plânı ve kırlılar, tıpkı Türklükleri gibi Türk | istasyon caddesini açmış ve döşe- eserlerini de ayni titizlikle muhafa- | miş, şehir yollarının ve kaldırımlar za eylemişlerdir. Her birisi başlıba.| rının haritası ikmâl olunmuş, bir | Hana bir kiymet olan bu eveeler Türk| park vücuda getirilmiştir. | tarihi ve arkeolojil ttadan büyük Belediyenin gösterdiği bu mu- eücmmiyet ve değeri Hnledir. — — | etakiyetle en büyük himsenin, ca yın birinci umumf müfettiş bay A | bidin Özmenden direktif alan değer- | Ki Diyarbakır valisi Doktor Bay Mit- hat Üçoka isabet eylediğinde şüphe | yoktur. İdare cihazımızın cidden en kiymetli erkânından birisi olan ve bütün Diyarbakırlıların tak: gi ve saygılarını kazanan güzide i.| dareci merkezde hususi idare vari datile bir çok yeni ve güzel eser vücuda getirdiği gibi kaza ve nahi- yelerde, hattâ bir çok köylerde ayni Şekilde yeni ve güzel tesisat meyda- 1 getirilmesini temin etmiştir. Hu. Süsi muhasebece inşa olunan aygır| deposu, nümüne fidanlıkları, nümu- ihraç istasyonu olmuş ve bir kısını | 'ne köyü, vali konağı, Halkevi bina- gadüstri şübeleri tecasün etmiştir. | sı, nafta binaları, okul kurakları, Yalnız buğday istihsalâtında yüzde |/sağlık yurdu, yüzlerce köprü ve mer 'doksan bir fazlalık kaydedilmiştir. | fez, şosalar, esaalı tamir gören yol- Hiâlen yüz bin ton buğday istihsal | lar, resmi bir çok mebani Diyarba. olunmakta ve eskiden bir ton bile| kırı süsliyen, büyük kıymette, gü-| ihraç edilememesine mukabil ihra- | zel eserlerdir. cat kırk bin tonu bulmuştur. Canli Muyvan ihracatı da ayni gekilde artmıştır. Mazı, kitre, badem bilhassa canlı hayvan mamulütı ve Mmahsulâtı her yıl daha fazla ihraç ediliyor. -Yalnız tiren tarifelerinin yükseldiğinden — pirinç ihracatı bir *ürlü artamıyor. Hâlen altı bin ton kadar pirinç istihsal edilmekte ve işaret eylediğimiz tarife yüksekli. #finden ancak beşyüz ton ihracat, Pilabilmektedir. Demiryolları idare. #inin bu ciheti nazarı itibara alması bekleniyor. Cümhuriyet devrinde bir kasıra| sanayi şubesi de teessüs etmiştir. Ezcümle; ipekçiliğin ihyasına çalı- Gılmığ ve iki fabrika kurulmuştur. Ayrıca 60 kadar dokuma tezgüh| arkadaşımız yazıyor: Diyarbakır, yalnız Doğu Anado-| Tuhun değil, ana vatanımızın en ki şehirlerinden birisidir. Milâttan , yüz yıllarca evvel Komuk Türkleri | tarafından tesis edilen ve cihana ün | salan Komuk medeniyetinin mühim bir parçasını temsil eyliyen Diyı bakır, Komukların bir aralık Asur hâkimiyeti “altına girmeleri üzeri- 'e yukarı Mezopotamyayı Asuriler- | den temizliyen madi Türkleri eline) geçmiştir. Diyarbakır bundan sonra hayli karışık günler yaşamış, sayısız işgal ve istiâlara uğramış, mütenddit de- falar tahrip ve imar edilmiştir. Pa- kat, bütün bunlara, mütemadi sal- diriş ve istilâlara rağmen Türklüğü- Dü büyük bir kıskançlıkla müdafan Diyarbakır daha ziyade bir çift çi memleketidir ve bu mevkini Fev zi pa ” hattının inşa, | * kadar muhafaza etmiştir. Belli başlı bir ihraç maddesi - hemen he- | den yoktu. Olanlar da vesaitsizlik yüzünden gönderilemiyor, yahut gön derilse maliyet fiyatı müşteri bula- mıyacak kadar yükseliyordu. Şimen düfer hattının inşasını müteakip ise | vaziyet tamamen değişmiştir. Diyar bakır, bütün şark vilâyetlerinin ye- gâne transit merkezi haline geldiği Bibi hububat ve saire yalnız buğday istihsalâtı süratle artmış, mühim bir KÜLTÜR HAREKETLERİ Diyarbakırda takdirle anılmağa. gayan bir kültür cereyan ve hareke- ti mevcuttur. Lisenin meveudu do-| kuz yüzü, sanatlar okulunun meveu- du ise yüzü bulmuştur. Her iki irfan mülessesesinden görülen istifade cid| den büyüktür. Vilâyet merkezinde| ben, kaza merkezlerinde birer, köy- lerde otuz ilk mektep vardır. Oku- yanların sayısı her sene biraz daha| artmakta ve mevcut mücsseseler ih- tiyacı karşılıyamamaktadır. Akşamı kız sanat enstitüsü tahminlerin fev- kinde rağbet görmüştür. Hususi x- 'na mektebinin talebe sayısı da hali tezayüttedir. Halkevi bütün yurtta ileri bir| Birdenbire Ak Koyunlu | büsbütün. başkadır. | 10 NİSAN 1939 Sultan Aziz Devri Başpehlivanları - Akkoyunlu Kazıkçı Kara Bekir - —s9— —YAZAN: SAMİ KARAYEL | Alta Düşüverdi Ayıboğan Hasmını Yenmek İçin Hemen Burgu Takıverdi Birdenbire, Akkoyunlunun alta | hasmın gözleri ters dönüp mavi gö- düştüğü görüldü. Ayıboğan, burgu | kü gördü mü tamamdır İş?. dedikleri oyunla hasmını çalımına | — Belki; bazi okuyucularım; Bu getirörek altına almıştı. | yazılarımla — şöyle bir mülühazaya Burgu oyunu beşyüz okkalık bir| düşmüş olabilirler: mandayı bile yere vurabilirdi. Bu| — — Cihan pehlivanlığını alah Ka- oyun karakucak güreşinin en yaman; ra Ahmet, meşhur cihan pehlivanı ve biaman oyunlarından biri idi. —| Koca Yusuf, Alafranga ve Amerikan Meselâ; hasmın gol veyahut sağ - #erbest güreşde bulunan köprü oyu- ayağını önden ayakla birdenbire do- nunu biliyorlar mıydı? Jamak ve doladığı ayağile kuvvetle — — Hayır; ne allah rahmet eylesin yere basarak yanına ve kıçının üze- | Kara Ahmet ve e de Koca Yusuf Fine oturmaktan ibaretti. Bu bur-: köprü denilen oyunu bilmezlerdi. guya giren hasım isterse beşyüz ok- | Hattâ her ikisi değil, köprü oyunu- ka olsun müvazenesini kaybederek | hu alafranga güreşlere ait hiç bir ya, arka Üstü veyahut yan üstü ye- | oyun bilmezlerdi. re düşer. | | Evet; anlıyorum.. Bu yazılarım- Şuracıkta sırası gelmişken arze-| Ja yine mülühazaya dalıp soracak- deyim.. Karakucak güreşteki oyun | sınız: ş Jarin bir çoğu katiyen yağ güreşi -| — — Pekâlâ; yazdığınıza nazaran yağ güreşi, ve karakucak güreşi o- yunları alafranga ve serbest güreş yunlarına öcnzemez. Ayni zamanda; karakucak gü- resi müvazcne güreşidir. Oyunları| reşin oyunları serbest kuru güreşe | Oyunlarına benzemediği halde peh- de benzemcmektedir. Çünkü yağ guw Jivanlarımız nasıl muvaffak oldu. lar?. Te bürve ve aH ÜN HSON besil. Fllmalarmama SÖ kasmak oyunu Te şak kündesi, otu- | enerjisi galibiyetlerine vesile olmuş: Tak ve ayak kündesi gibi. oyunlar| tar. z karakucak güreşinde de vardır. — | —— Meselâ: Cihan pehlivanı ” Kara | Ahmetle meşhur Rüs pehlivanı Ha kingenit'i mükayese edersek, pehli. ge e EE ci selâ; Türk karakucağında, — köprü | YANInIn kargısını BAA (öea) oyuna eei a yoktar | GŞO e Hülnele oltukça Kücük BL el Da İlenii bi | Grlekamani resSi Do b | nelmilcl sergi münasebetile icra edi- franga göreğte olluğu gihi eyanar L a AA ga öçüde Zei S se Slür dit çAmerikan| — Eyi bir santim çevresinde hemen bü-| adali bir bazu, bir metre otuz beş İ santim çevresinde bir göğüs, yarım bağlanır. | Köprüyü geçemiyen bir| etye çevresinde blr ease ve buna pehlivan kolay, kolay haâmını.yene-| mukabil ve denk oyluk ve baklır. mez. Yani hergül gibi bir vücut.. Boy, bos Evet; Amerikan serbest güreşte | okka hepsi yerinde idi. olsun, alafrangada olsun bütün -| — Üste de; alafranga güreşi teknik unların neticesi Köprüye bağlanır.| bakımdan en iyi bilen pehlivanlar üprüyü bozmasını bilmiyen bir peli | arasında bulunuyordu. Bizim Kara Tivan bu güreşlerde kolay, kolay has| - Ahmede gelince: mının iki sırtını yere getiremez. — Belki; kırk santim bazu, bir metre kadar göğüs. Aşağıları ince bir pehlivandı. Fakat; karakucak güreşte köprü. falan yoktur. Oyunlar, kendi varlık- larile sırta doğru gider. Bir kere, kültür 'aline gelmiştir Köyeülük faaliyeti mevcut Halket lerimize tavsiye kılınan evin dokuz kolu da büyük bir feragat ve feda-| kârlıkla çalışmakta ve yüksek mu- yaffakiyetler göstermektedir. Müb-| kiye müfettişlerinden Basri Konya-| a Diyarbakır tarihi yazdırılmış,| — Müvcut sıhhat müesseseleri ge- “Türk dili üzerinde takdir olunan me- | nel sağlığı garanti edecek vaziyette ai gösterilmiş, tarihi kıymeti haiz| dir. Geçen yıllarda bir yangın felâ- eserler, kitabe ve fotoğraflar müzede| ketine uğrayan 105 yataklı nümu: toplanmış, yurt bilgisi ve lehcelerini| 'ne hastahanesi yeni tesisatla 1ao. kuvvetlendirmek maksadile köylü- | dern bir hale sokulmuştur. Küçük der arasında mükâfatlı müsabakalar | sıhhi bürolar ve halka faydalı sağlık açmağa devam etmiş, bando, caz, | €vleri gittikçe çoğalmaktadır. örkestra ve saz kollarını kurmuş, Mmüteaddit musiki kursları açmış, müzik neşriyatına bilhassa ehemmi- yet vermiş, halk türkülerini ve ma- nileri toplıyarak kitap halinde tab| eylemiş, umuml merkezce kabul edi- len piyesleri oynamış ve tekrar et miş, sahne tertibatın ve dekorasyo- 'na, tezyinata ehemmiyet vermiş, o- kuyup yazmayı tamim için halk der- #aneleri, muhtelif meslek ve sanat kursları, ecnebi lisan şubeleri aç- nış, sporun her çeşidine mevki ver- miş, futbol sahası ve tenis kordları tesis etmiş, nümune köylerinde bir kitapsarayın mevcudunu / artırımız, gazete ve hoparlörle radyo neşriya- tını ön plâna almış, müteaddit zıy- metli kitaplar neğretmiş, muhtelif #ergiler açmıştır. SIHHİ VAZIYET Sosyal kalkınma büyük bir hızla devam ediyor. Peçe ve çarşaf hemen hiç kalmamış, yerli halk toplantıla- 'Ta memnuniyetle iştirak eylemekte ve umumt kıyafet gittikçe daha ge- denileşmekte / bulunmuştur. Doği 'nun baş şehrinde her medeni insatı hiç sıkılmadan ve bilcümle ihtiyaç- Jarını anında temin edebilerek ya- gamaktadır. Hayat nisbeten pahahdır. Bunun Bebebi, nüfusun gittikçe artsası ve memur kalabalığıdır. Maamafih #t tihaz olunmakta bulunan tedabiriz Bu müvazenesizliği de yakın bir âti- de tamamen ortadan kakdıracağında #üphe yoktur. çok tesisat vücuda getirmiş, köy ge- Zilerini çoğaltarak köylüye ber ci hetten faydalı olmuş, gehirde kim- Besizler için muayene ve tedavi evi açmış, fakir talebe ve kimsesiz va- Toksoy