RZANCAN. ERTURUM. KURTULUSU Kâzım Karabekir : General Bu Mühim Tefrikamızın İkinci Kısmını Teşkil Eden “ Erzurumun Kurtuluşu,, Bahsini Yarın Neşre Devam Edeceğiz Bir İngiliz - Italyan Harbi Kopacak Olursa... HANGİ TARAF KAZANIR? YERISABAR hgiltere ile Italyanlar Arasındaki Harp Birinci Derecede Akdenizde Olacaktır YAZAN : GENERAL KÂZIM KARABEKİR tereceğinden buraları ” hakkında mütalealarımı ve her iki tarafın, küvvetleri hakkındaki mukayese- mi söyliyeceğim. İkinci derecede-, ki harp sahnesi Kırmizideniz. ve| | — Hind geniş denizi, Habeş ve yakın-| Jarı yani Eritre, Südan ve Som: der olacaktır. Bu sahneler hakkın-| da Jüzim kadar bilgiliyiz. — Diş) | — Genizlerinde denizaltı gemilerinin| veya kruvazörlerin münferit akın| hareketlerini gördükçe #ğreniriz. AŞmdiden bununla fazla uğraşmı-| yalım: Şimdi Akdeniz haritasını aça-| lim ve burada iki tarafın ellerinde.| kl yerleri ve kendilerine ald olma- dığı halde ortada kaldığından bk-| taraflığına hürmet edilmemesi ve-| ya herhangi bir sebeble harbe gir-| ihtemel olan memleketleri yi dolaşalım: Akdenizin ortasına uzanan İ-| talya ve Trabilusgarb bu denizi ortasından ikiye bölmüş. tür. Şu halde Akdenizi üç par- ça halinde gözden geçirmelidir: Akdenizin şarkında Kırıs, Fi-| listin ve Misır İngilizlerin elinde- dir. Gerçi buraların halkı İngiliz | olmadığından İtalya il İagilterenln s0x model bir tayyare gemisi BAA verdiğini anlamakta kimse güçlük| Meldir. ”i Bu Tana gölü ve Harrarın ta- hükümeti yapıyormuş gibi siyasal| bir perde ile yapmaları da muhte-İ Şümüde YA e lere - İakl) MÜUK İzüizler dal a ilk günden bel-| ki harbe de kalkarlar ve kanaldan hareketlerle ya Na yür eylülde geçen 170.000 kişilik İtat-| İtalyanları durdururlar ve yahut | dühün müdafaa kudretini haiz ol. a İngilizlerin hare- KA ahit olursak Habeş ninde | YİYECEk, Xömüt, cephanc, malze “Bir Alman taarruzu takdirine| Kasından (Erilre) ve girerek ahi uçuç meydanları gibi varlıkları YA ordusunun gerilerini (Keren <| XS0 merd Asmara - Massaua) istikametinde| vurarak işi daha kısa kesmek ( terler. Bu süretle Akdeniz şarkı İngi lizlerin elinde ve eğemenliğinde - y : le abluka ve bombardımanla | dir- Bu mıntakada kanalın ehem-| tutmuşlar arzularına karşı düre| b*Elarını keserek tesir yaparlar. ekonomik ve süel tarihini ve bu- mar . Bu nazik — günlerde| * inkü h n lara karşı bir işe yanaşmıyorlar. | İ#bildiklerine inmelerine engel 0- tim, a Z İacak geyler yalmız Habeş ordaaa Ü LA çi ei veya Habeşin sarp arazisi değildir. aa ei CÜ tüi müddetçe Taçileleri tarte ÜE L T ae çe slaarle G lğma'da Şrmdini teklenimed 'T Si Hamallar ada bayt l kler anllşlirdü” Taybi eye karşı taarruz veyal C bin, ş v Ülklerin işe girişmeleri sarat Sİ adai 'için lenboln demiryor| gaktır. Tik önce Akdenizde çar -| 141 ve şoseleri mükemmeldir. Port| —. Kibris (Chypre) 1878 de İn. görmezlerte İngilizlerin en az ya.| İâYA gelir ve buradan Sennara | "Afuslu. Bunun 64.000 ni Tür pacakları Habeş ilind ti bi A, Mi (Egypte) 1882 de İngi- caktır ki bu da şimal cephe B 3 di h VAS0 amB; Gallabad m ndan SKT ları B Bartumdı a Şi Cenuj * B H| | —— AkDEnİz Havzası B İngiltere ile 1 ' , ; İtalyanların Harrar d: g de : Ş keli bir hare i l ' İş yalnız Tana kaini önlemiye kı rsa bünü Misir| taka “ Ben Seni Şimdi Ne Yapayım ? Derini Yüzdürüp İçine Saman mı Doldursam, Yoksa Kemiklerini Ayrı Ayrı Kırıp Seni Aç Köpeklere mi Yedirsem ? 'tün Bolu iline hükmeder, tediğini asar idi. Zulmü, dillere destan idi. Bolu beyinin sarayları, ahi likleri, çayırları ve istediğini keser, ideti, çirretliği, aksili Küçük çiftlik sahibleri, her sene atlarını, Bo- da otlar tediği atı verirlerdi. rir, bu buna mukabil Onun için, Bolu lu Beyinin çayırlar tirir ve kendi harasına çekerdi. Bolu Beyinin bir seyisi vardı ki, 'anlardı. Türkistandan gelmiş olan bu 'Deli Yusuf” derlerdi. Deli Yı idir!” dedi mi, bu at mutlaka emsali içinde ep- Çok lâf etmeyen, fakat her söylediği doğru çıkan bu yaman adam, büyük bir şöhret kazanmıştı. Bir sabah erken erken Bolu Beyine haber gel- olurdu. di — Sultan çayırına 200 at gelmiş, paşamız İütfen birini göndetsin. Hangi atı münasib bulur. #a hediyemiz olsun! Bolu Beyi bu haberi alınca, hemen Deli Yu sufu çağırttı. — Yusuf, dedi. Bak Sultan çayırına 200 yeni 'at gelmiş. Bizim ahırlardaki hayvanlar kötürüm- deşti, yürümez oldular. Var, git, bu / hayva: gör. Beğenirsen bize haber> ile etrafı sarup bütün hayvanlı hemen — askerle hayvanlar iyi değilse, sahibini buray #at keselim. Deli Yusuf, Bolu Beyinin suratına tuhaf tu- haf baktı: — Fakat, Paşam diye söylendi. ancak adamdan bir at almaktır. Bolu Beyi çok kızdı: — Behey lâftan anlamaz. Kanunu bana sen Bizlm kana: Bu söze mi öğreteceksin? Ben sana ne diyorsam, sen onu yap! Haydi, koş git! Tez söylediklerimi yerine ge- tir. Yoksa senin de kafam uçururum. Deli Yusuf baktı ki iş sarpa sarıyor. Hiç ses ha dip odadan çıktı. Bir ata p doğruca Sultan çayırına vardı. Atların va- hibi, Bolu Beyinla seyisini görünce hemen koştu! —leğen, beğendiğlli seç aöeçi dedi ü Yusuf hiç cevap vermedi. Atların arasında Jaşmağa başladı. Her ata şöyle bir gön at Böylece yü ata ı b elli ata mı bak 'mmedi. Bu sırada bir ka atla bir çeşmenin başında su içiyorlardı. Bunların da hafif kır bir tay züne ilişti. Bu tay, su. a yaklaştı. B Sonra atların sahibine sorde içiyordu. Y — N ö getir. Üçünü birden Tuz ölünden geçirelim. Bakalım hangisi karşı tarafa geçebilecek. Adam bu sözlere çok hayret etti. Fakat he- iki tane yaman at bulup getirdi. Tuz gölü yardılar. — Üçünü birden kamçılayıp iler. Atların sahibi © zaman hayretle bile gördü ki kendi atları Tuz gölünün — yar yarmadan öldükleri halde zayıf kırtay karşıdan karşıya geçti. Deli Yusuf bunun üzerine kırtaya bindi. — Ve arın sahibine Bolu beyinin sözlerini aynen tek- rarlıyarak hemen buradan savuşup gitmi etti. Adamcağız deli Yusufun sözler divaneye döndü. Her me kadar bu hizmetinden dolayı kendisine bir hediye vermek istediyse de Yusuf kabul etmedi. Ve deli Yusuf zayıf kırtayın sartında Bolunun yolunu tuttuğu anda © de hemen atlarını toplayıy Sultan çayırından aksi istikame- te hareket etti. Deli Yusuf böylece Bolu şehrine man sarayın önüne geldi. Bolu be, ayın penceresinden Deli Yusufu merkebe ben- ziyen zayıf kır bi — Atlar nerede? bücum etti; Vay bednam, vay cür'et ibini getirdin öyle mi? O halde oru tay buldum. Bi iz bir hayvan ola — İyi bi cak olursa € tirdim. — Bahsettiğin tay, sakın üzerinde — geh mörkebe banziyen o zayıf karley olmasın? — Odur paşamt Vay mel'un! demek benimle alay 'ediyor. vun, bana karşı koyuyorsun ha? Ben seni şimdi me derini yüzdürüp içine saman mı dol her birini ayrı ayrı kı dursam, yoksa kemiklerini öpeklere mi yedirsem. Yahut, kulal akıtıp kafatasına temel çivi Sana ne Jarına erimiş kurş deri mi çakitırsa le, söylesene! Her ne kadar, çavallı seyis kendisini müdafan yollu bir iki lâf söylemek istedi ise de kür etme- di. Zalim bey hiç bir şey dinlemiyordu. - Gözleri- ni kan bürümüştü: (Deramı var)