; isa & Modih Egemen Bu meyanda hayatım büsbütün, değleti. Bytme barların artakalmış| kadınlarından — birtai aldım. O da| tam İstediği gibi yolunacak bir kaz| almuştu... Evet! hatırlıyorum, 0. a bir deli gibi tapardım. Beni bir a terkeder diye bütün ömrümü anun boyaları karışmış yüzüne bakmakla geçirirdim. Kendimi mazur görebilir miydım bilmiyorum. Fakat bir an salim bir kafa ile düşünebilen bir insan oldu. #umu batırlamıyorum. Her an elim: deki kadeh dolup boşalır, kulakları- ma karımın yerini almiş olan bu ka- dinın kahkahalarını, beni saran hol. Jarını ve bir sürti ricalarını hatırlı- yorum... Oğlumu unutmuştum. hat tâ diyebilirim ki benim oğlum oldu- fundan “bile haberim yoktu. O da benim bu sukutüm karşısında yegâ- 'ne çare kaçmayı buldu. Ve onu ©. “vimde bir daha hiç görmedim. Bu gerseri hayatımın ne kadar| daha. devam. ettiğini — bilmiyorum. Fakat elimde para namina sön ka- Janı kuruşu da harcamıştım. Halbukt Ticaların arkanı bir türlü gelmiyor. du. Para bulmak ve isteklerini yeri ne getirmek lâzımdı. Aksi takdirde| bu kadını elimden kaçıracaktım. Ka famda mühakeme - küdreti - yoktü Alkolün biraktığı mantıkla yola çık- tm. Bu esnada gözleri irileşti. Nefesi| aıklaştı ve yine sözüne devam cti — Bvet yola çıktım.. Yürüyor- dum, Elimde yalnız bir balta vardı. Bunu niçin taşıyordum; nereye gi diyordum. Karanlık dar sokaklarda| ilerliyordum. / Birdenbire kulağıma | bir ves ilişti: — Çantayı iyi tut küçük, içinde Ki paraları sakın kaptırma, Ve on- dan sonra: — Merak etmeyin efendim. Şim. di götürüp toslim ederim, diyen ince| bir et işittim. Gözlerimi gayri ihtiyart bu sesin geldiği tarafa döndü. Kargıdan elin. çanta taşıyan bir çocuğun bana doğru yaklaştığını gördüm. Güzle- im açıldı. Para bütün ihtiyaçlarımı ve kaçırmaktan korktuğum. kadını| bana bağışlıyan yegâne vasıta idi. Sokak tenha., İlerde yanan elektrik| ziyası altında dolaşan bir kaç köpek, Çocuğu yaklaştım, çantayı bana ver-| Mmesini söyledim. ” Çocuk kargımda| durdu. Hiç cevap vermedi. Ve tok- Tar yölüna / devam etmek - istedi. Sarhoştum. Bu gekilde karşılanmak | beni sarsmıgtı. 'Tekrar çantayı bana | yermesini söyledim... Yine ayni s0-) iuk tavır beni çıldırttı. O anda e| oldu bilmiyorum. Elim kalktı ve ko. a balta havada bir kavis yaptı. Bir çığlıkla karışan bir ses işit- tim.. Fakat 6 ses bütün birginliğile| Tuhüma kadar işledi. Baba... Baba, maştı, O an gözlerim ayaklarımın aıtır da cansız yatan cesede takıldı.. Ben Ansan öldürmüştüm. Oğlumu öidür- müştüm. Sözünü tamamlıyamadı rinde o günün bütün dehşeti canlan. dağını hissettim. Birdenbire hiçkıran bu insanın bir kahkaha tufanile sar- Bilarak kaçtığını gördüm. — Uzakta 'yine onun kesik senlerini — işitiyor. & diye haykır. Birakın Ben öldürdüm. Ben öldürdüm. Medih K Sarhoşluğun ve zabıtaya hakaretin ceza: Çay (Husust) — Fazla içki düşkün Yüğü ile meluf olan Aktaş mahallesin Abbanın Sarı Ahmet/ içkiyi fazla İçerek bakkal Ömere: Bana ağa de- yinlet.. Demek süretile tecavüz € Mesinden hemen zabita yakalamı kendisi andarmalara da karşı gel miştir. Mumaileyh tahkikat evra. kile Adliyeye teslim edilmiş ve ü| y yirmi Üç gün hapse - ve altmış| Para ceranına mahküm olmuş; turl M KaraKoç KONFERANS Eminönü Halkevinden: 1 — Cağaloğlundaki salonumuz. da 28/3/900 salı akşamı anat 20,30 'da muharrirlerimizden Bay Peyanı Safa tarafından ( Türk İnkilâbi ) mevzulu bir konforana verilecektir. 2 — 20/3/939 çarşamba günü | akşamı saat (20,30) da Doçent Dr.| Bay Orhan Allabah tarafından da (ilim ve terbiye) mevaulu bir kon- ferans verilecektir. Her İki konferana için davetiye) ten başka hiç kimae yoktu... Derhal| ile SABAH, ÖĞLE ve AKŞAM Her yemekten sonı — Bret diye halasının söyledik. derini teyit etti. Köpeğinizin ağı da fularınızın bir parçası ve yaralar üzerinde de biyik kıllarınız vardı. Her hangi bir polis hafiyosi suçlu ol: duğunüzu inkâr edemezdi. Bu delil leri alarak vagonun penceresinden dışarı attım. Yürü kıpkırmızı olmuş Bözleri herkese meydan okuyormuş bi partıyordu. — Bu metelede ortaya çıkacak Tetaleti Kapatamıyacak olursanı va. hat bir hayat süremiyeceğimi, sizi iyileştirmek yolunda muvaffak ola. bileceğimi gösteren bamı noktaları elden kaçırınsam aklımı oynatacağı: amı biliyordum. San tecrübe için bir. kaç saat mühlet bana kâfi gelecek — Son tecrübe mif Bvet, gizli oduda yapacağım. Bu irel hastalıkların bir başlangıcı ve sebebi vardır. Bazı hallerde, aa. Gak bir mucise ikzımdir. hastalığın İyi olması içtn, Basan da bu içi, tar bistin mürtesna kudretinin müceh: het kıldığı kimseler yapabilir. Sizi yöktür. Arzu edenler gelebili YENİSABAH Bıgada Çifte Bayram Köycülük ve 18 Mart Zafer Bay- ramları Tezahüratla Tes'it Edildi Harmandalı oyniyan bir Biga köylüsü safta yürüdüğünü, köy kanununun köylerimiz için temin ettiği sayısız faydalar, Cümhuriyet devrinin ba- gardığı büyük davalar, inkılâbımı- zin karakteristik vasıfları ve 18 mart Çanakkale zaferinin şanlı men- kabesi anlatılmıştır. İlkokul talebeleri tarafından yür ler okunmuş ve bütün köylü büyük bir neşe içerisinde kendi öz bayram. ıi kutlulamışlardır. Gece her t rafta moşaleler yakılarak bayram Azece dahi canlı bir şekilde devam et-| miştir. Çanpazar nahiyesinde bay ram münasebetile gece müsamere | tertip edilmiş ve bu müsamereye| bütün civar köylüler halkı davet edi- | Biga (Hususi) — Köy kanunu- 'nun neşri tarihi olan 18 mart günü, geçen yıllarda olduğu gibi bu sene| de parlak #urette 18 mart Çanakka- le zafer bayramile birleştirilmek vu- retile Biganın Çavuş. Çanpazar, Ke- cagür, Dimetoka köylerinde ve bu köylere civar diğer köylerin de işti- akile büyük tezahüratla tesit edil. aniştir. Bayramın daha parlak bir| gekilde olması için sergiler açi el ve ev sanayli (E ve tesgüh meleri, hahlar, kilimler, eski yeni peşkirler, havlular, mendiller ve di- iğer tezyinat) teşhir edilmiş ve Hal-| kevi bandosunun da iştirakile milli rakınlar, zeybek oyunları oynanmış. tur. Çavuş köydeki törene kazadan heyet gitmiş ve her tören merkezin- #il edilerek muvaffak olunmuştur. 18 mart günü akşamı Halkevi, aalonunda "Kızılay., tarafından ter- tip edilen balo samim! bir hava için: de geç vakte kadar devam etmiştir. refahinin Cümhuriyet devrinde ön) Bigada şiddetli yağmurlar Biça Glasasl) — Bigada ç gü Çok eti yabımurlar yağmış çavaşı Karlana örüettern ördanı y bir denle haline gelmiştir. Mah. N serar gelmeliği. umuuyor. TİYATROLAR 'TURAN TIYATROSU Bu gün sant 15 de gece 20,30da Yağmur ve şiddetli fırtınaların tesi- Ertugrul Sadi Tek ve arkadaşi rinden Karabiga llmanında demirli | — Gündüz: Profösörün ölümü 3 P. bulunan bir yelkenli kıyıya çarpa- $ (rablo rak tamamen parçalanmıştır. Yine a. ö fırtınanın tesirinden Biga Cümhuri- Gece; Saklanbaç 3 P. yet meydanında, / Bakkal Ahmedin| — (s0) Atila revüinü, Miçe Pençef dükkünın önünde 30-40 yaşlarında| varyetesi bulunan iki kavak ağacı kaldırımı çatlatmak süretile - dükkânı tehdit * ettiğinden belodiye tarafından der- Bu akşam hal kestirilerek muhakkak ve elim bir kazanın önüne geçil Tepebaşı dram kusmında KORKUNÇ GECE 3 P. * Bu akşam 2035 te Yurdün mühtaç. çocukları. Mi mesut görmek hususundaki inde komedi. ks- canavardan kurtarmayı ümit Oliver, bunun üzerine: Allah aşkına gu tecrübeyi bir an evvel ya Palım, dedi. Luna sükünetini ele almıştı. lera edeceği iş dolayısile bütün soğuk kanlılığın toplaması lazundı. — Şimdi size umumi mahiyette bir malümat vereyim ve bazı hazır. Tıklarda bulunayım, İşte Hamandla: Fin Canavarının, bronz - devrinden itibarenki tarihçesi Oliver, şöminenin yanında, genç kadmın karşısında oturdu. Syanild de kardeşinin yanına Çökerek elini uttu. Madam York ile Gödard da etraflarında oturdular. Luna izahatına başladı: — Bronz devri nihayotine sene evvel, Taka: Joğru Milâttan 700 dinavyada yaşıyan Sigmund namındaki ceddiniz büyük bir prensti, Bir kız kardeşi vardı. Bir kurt tarafından parçalandı. Kar deçini kurtarmak için ümitsince bo. Bustuğu halde bunda muvaffak ola Madı, Mücadele eanasında keder ve | vumda BİR MUHASİP ARANIYOR | Gündüz saat 14 de lerek (Vatan ve Vazife) piyesi tem- | ÇOCUK TYATROSU Tefrika No 54 Çeviren : P. SAGAY iatıraptan deli gibi bir hale gelerek — bu hastalığa kurban gitti ve birçok iradesini kaybetti ve allahına lânet — yeni aile efradı, şuurlarınnın tahtan. etti: Ve kabilesinin kahramanlarının dirileceği gün, fena ruhlarin müca- dele için bir kurt şektine bürünerek düşman tarafına geçeceğine yemin ekti. Böyle bir sözün ne gösterdiği da, cedleri tarafından duyuları şid- detli hislerin izlerini taşırdı. Hasta- lık buhranı hemen daima ayni şernit altında vücude geliyordu. kamadı. Dram, bir çar soğuk bir havada, yıldızların parıl dadığı bir gecede - vukun gelmişti. Evet, bu meseleyi duyduğun zaman doğru bir iz Üzerin bulun- duğumü hissettim. - Ceddinize her Seneleri müteakip oğullarından biri- halde din adamları” bunün, a le bir çata ormanında yalniz bülün. — 2i efradına ebediyen bir eh 'taşkil ve bağlı olacağını söyle- mişlerdi. Oğullarından birinin, Ha mandın bronzdaja fevkalâde güzel hal bu lânet hatırına gele. rek, Likantropi buhranı husule gel dü. İrsiyet ve telkin birleşerek, oğlu Aşkın Kuvveti Tefrika No; a7 Artık benlm için iyi günler bit. mmişti. Ertesi gün vasim iskeleden 0- | tomobili ile annesini, hiç sevmedi- Şim ve lami Saokle olan muübarrir. kadını getirdi. Ayrıca son dakikada, Büreyya hanımın davet ettiği Semih bey de gelmişti. Nallin yüzünden bu ziyaretçinin| de gelmesinden memnun olup olma. dığını öğrenemedim. Gayet ciddi ve| ayni zamanda sakin duruyordu. Bu- 'na mukabil, gece, Emine hanım 0- dasına çekilmedan evvel beni öpor- kon Nailin annesinin - misafirleri benim için çok modern. Nazarların da ben muhakkak Nuh Nebiden kal ma bir mahlükum her halde, Samimt bir hayecanla; — Bilâkie siz onların yüz ker tevkindesiniz diye cevap verdim. Ve Giltikleri gün de bayram yapaca p. | Tlalbuki Sacide banım bana kar- 1 çok İyi hareket etmiş ve sempati| b Güzel dişlerini göster- ek için gülerken vasime | Ölmin beye gelince, o da oldukçı Bazik bir tavır göstermişti. Yalnız bir kaç kere, ctrafında kimsenin dik-| kat etmediği bir sumanda, durma dan bana bakmış ve görlerini yü.| Sümden ayırmamıştı. Bu iyi mün. taele ve tavırlara karaı ben de nan körlük ederek bir an evvel B.. den | gekilip gitmelerini bötün kaibimle| istemiyordum. Tahanin etiğim gibi - geriniler| erlesi günden itibaren başladı. tikin ten de iştirak ettim, fakat üçüncü: sünde yorfunluğumu behane ede rek gitmedim. Hakikatte, Semih be- Yin etrafımda dönüp dolaşmasından Yanınıdan ayrılmamasından, soğı ifim cevaplara rağmen mütemadiyen. kopliman yapmasından sinirleniyor düm. Zaten, ondan başkası da. be 'nim bu hareketime aldırmadı. Hat Nallin; son günlerde düşünceli du - ran gözlerinde bir memnuniyet se- | zer gibi oldum. Ve o derece derin bir | iatırap duydum ki derhal bdame ko. imağa başladım. Vas'.nin bu. tavrından, ve vücudumun misafirlerile serbest kontuşmasına mani olduğu marasını| Okarmıştım. Çünkü iki üç kere, an- | nesinin veya Sacide hanımın, biraz açık gibi görünen muhaverelerini, Denim yanlarında bulunmam sebe. bile, bir küçük kelime veya ( hu islikamıete çevirmicti. Eski kinim yeniden uyanmak U zere idi. Kendi kendime Bune iretle sora onu hiç rahat- lendim Ve ertesi gün, plüjda dolaşmağa: gittim ve daha ertesi gün de, Nai ye misafirleri otomobille, es- ki Yunanlılardan kalma bir harabe Kiderlerken benden tanı. dığım bir iki balıkçı allesine gitti ve küçük çocuklarile me ul oldum. Eve döndükleri zaman, vasimle, | misafirleri behi, Emine hanımın y nında sessiz, sadasız iş işlerken bul. dular. Semih bey, eğer yanlarında olsaydım gezintinin on misli daha | bir kılıcı vardı. Babadan oğula inti- kal ederek, nihayet İngiltereye gelen aile efradından birine düştü. O za- manlarda demir silâh kullanılıyordu. Fakat Magnus kılıcı 6 derece sevi- Yordu ki, kabzanın üzerine üzeri ya- zılmış altun varaklar yerleştirdi. Is. mini ve cedlerini ismini taşıyan bir büyük taş parçasını mezarının üze. rine kondu. Halbuki kurdun lâneti Magnus'un halefterini takip etti git- ti. Likantropi hastalığı, kurunu vüs. tada çok taammüm etmişti. Ve bu günkü kadar ayni dehşeti ifade et miyordu. — Fakat bu hastalık, ailenin dL er kollarında yoktur. Acaba sebebi neden? Canavarın bu maliktne sa- hiplerinden başkasına hücum etmi- yeceği söyleniyordu. Bu sebepten her biri, sakin ve alirış etmoden yordu. Cedleriniz, canavarın gürün- 1 göslercn bir. garkı vücuda getirdiler. Danov sa- | kitapçıda satılır. Nakleden! ORHAN 8. güzel ve iç açıcı olacağını ima etti. Buna kargı bur gibi soğuk bir tavır takındıra Hareketim kendinini bir kızdırdı. Bundan da çok memnun ol düm. Bu züppe genç gittikçe beni sinirlendiriyordu. Akşam yameğinden sonra her iki erkek, alğaralarını içerek plâjda gezmeğe koyuldular. Emine hanıa, birar yorgunluk bissettiğinden der. hal odasına çekdimişti. Vasimin an- nesile Secide hanım, beni alâkadı etmiyen bir takım havadislerden, #on İstanbul dedikadularından bah- aediyorlardı. Bir aralık alçak sesle konuşmağa başladılar. Sonra mu. harrir kadının söylediği bazı sözler kulağıma çalındı. — Fakat böyle bir variyet karş ında ayrılmazlan başka çere yok tür! Ve bu de muhakkak olacağa benziyor. Bu hareket bana tabil bir. hal çareni gibi geliyor. — Zannetmiyorum! Allesini 1â- kırdıya düşürmemek, aleyhinde söz söyletmemek hususunda / çok titir. Ba fikrini bozmaktan ise bütün ömrünce bu ağır zinciri taşı- mayı tercih eder. Belli olmaz! — Yolu üzerini derin bir alâke görürse iş değişir: Belki de saadetten kaçmağa cesare- ti olmaz! davranır. Genç kadının sesindeki değişiklik dikkatimi celbetti. Başımı kaldıra- rak baktım. Fakat ince profili ile, ondüleli kumral saçlarından başka bir şey göremedim. (Devamı e) yanı -S_A_B A_EJÜ Umumi kütüphanelerdeki kitaplar (Çerkeş) den Bay Ali Polat yazı: yör Ş (Yeni Sabah) ın devamlı okuyu- cularındanım. terem gazete de okurlarınızın dertlerini neşrede- Tek resmi makamların alâkalarını celbettiğinizi görüyorun Ben de bundan cesaret alarak bu mektubumu. yazıyorum. Çankırı vilâyetinin kazası olan Çerkeşimizde bir kütüpane - vardır. Kütüpane memuru - Bay Vahaptan kitap alır, okuyunca — geri vererek başkasını alırdım. Bir müddet böyle devam ettim. Fakat son zamanlarda. birkaç kitap istediğim halde verme, di. Bunun sebebini sonradan anla- dim. Kütüphaneden (20) kitap kay. bolmuş. Bunun için kitap vermiyor. Yi ni Sabah lnan Umuml kütüpane. kitaplar kütüpanenin r. Sorduğunuz diğer su ince sırasiyle cevap — ver Bahsettiğiniz eser durdukca ne kaymetlenir ne kiymetini kaybeder, alelide bir ansiklopedidir. ve her Son süalinize ge- Müracaat edeceğiniz herhangi bir kitapçıdan bir fihrist getirtirsi- niz ve fiyat hakkında istediğiniz etmiş olursunuz. tosunun varisi istenilen yaşa gelin. ce, ona şarkının meali anlatılıyor ve Bizli odada bir tecrübe yapılıyordu. Godard: — Gizli odada mı? diye sordu. — Bvet, pencerenin yanında çam ağıçları vardır. - Kapaklar açıldığı takdirde, içeriden semadaki yıldır. lar da görünüyordu. Bu suretle bü- tün Şartlar tamamdı. Ve zavallı a dam, buhrandan kendisini kurtara. Miyordu. Bu sebepten, çocuklar yal: muz irsf bir hastalıkla malüi olarak doğmakla kalmıyor, fakat onları bu yapmağa sevk için de çalışılıyor. du. Bu nokta çok mühimdir. Vaziye te vakıf olanlar, canavarın tezahil. Tatına karşı işik göctererek ortadan kaldırıyorlardı. Oliver: — Öyle ise cedlerim ne- 'den malikânelerinden bütün çam a. #açlarını söküp attırmı söylendi. Luna gülmeğe koyuldu. (Devası var) uşlar. diyo