YENİSA Sayfar 3 (ZJERLİN : General CAN.ERZURUM. KURTULUZLU Kâzım Karabekir İKTİBAS VE TERCÜME HAKKI MAHFUZDUR — —ta— Egine Muvasalat Gezdiğim Halı ve Bez Tezgâhların- da Faaliyet Çok Hararetli idi Türk Kızlarının Minimini Parmaklarile ve Meha- retle Önlerindeki Modeli Tezgâha Nasıl Naklettik- lerini Memnuniyetle Seyrettim Sağımızda Dersimin Munzur dağı bizden 15 kilometre uzakta idi; fakat sanki tepemizden bize bakıyordu. 3188 rakımlı Ziyaret tepesi, 1000 met- reden daha münhat olan bütün şose - boyunca ara #ıra görünüyordu. Dersim halkının büyük kütlesi “Türk, birazı da Kürddür. Türkler de haydutluk hususnda Kürd- lere'uymuşlardır. Harp dolayısiyle oralarda da mi- Tis teşkilâtı yapılarak 'bu süretle - beslenen halk Ruslara karşı gerçi bir cephe yapmışlardı. Fakat içlerinde çapulculukla uğraşacak unsurları da yok değildi. Bunun için Kemah'dan bir süvari müfre- zesini Egin'e getirmiştim. Bu yeni kıtamla yolda karşılaştık. Bir zabit kumandasındaki bu atlılarla Müfrezemiz büyüdü Artık yeni kolordumuzun mın- takasına girmiş sayılırdım. Akşam üstü saat 4.5 de Egin'e vardık. Fırat kıyısından gırtlara doğru yükselen Iâtif manzaralı bir kasaba. Yarınki yolumuz zorlu bir dağ aşmak- t Bugün molası hariç, kısmen yaya 8 saatlik bir yolculuk da kafileyi hayli yormuştu. Eşyalarımız da geç gelebileceğinden yarın bi ada mola ver- meyi muvafık bulduk. EGİN Ezin £ Kaynağı var. kolayca yanıı irülecek bir yer. İçinde mühim bir su fadıgölü denilen bu kaynak insanı dan ayırmayacak — kadar- cazibeli. Elektrik çıkacak kadar kudretli bir su sukutu da var. Fotoğraf aldırttım. Mektepleri gezdim. Erkek 've kız mekteblerinin ço ukları da pek zeki, Kız mektebinde, Acem basması uydurma bir cennet, cehennem levhasını duvarda asılı gördüm, kaldırt- 'tım. Talebe ile muhtelif mevzularda görüştüm. (*) Halı ve bez tezgühların: da ziyaret ettim ve sandalyelerim için birkaç — parça halı satın — aldım. Çok güzel halılar dokuyorlar, hem de küçük kız. Jar 1309 (1898) de bir kadı'nın haremi güzel halı dokurmuş, yerliler bunu görüp öğrenmişler ve te- rakki ettirmişler. Seferberlik başlarında bir Türk Şirketi kurulmuş, şimdi bu şirket - işletiyor. U Mevkündeki dokuz Türk, kızının minimini par- aretle önlerindeki modeli tezgâha nasıl naklettiklerini memnuniyetle gördüm, Küçük leri takdir ettim, Şunu tee Tum: Harput valisinin bana — vilâ, gaymakamı diye övdüğü kaşmakam, bu t rın ve kazadaki yolların tarihinden de, fürle kaydetmekte halihazırın. dan da bir şey bilmiyor. Şosanın 1324 de Meşruti. yetin ilânında yapıldığını söyledi. Halbuki yanında kik ettim: Tam 30 yıl olmuş yapılalı! Yani kay- makam Beyin söylediği tarihten 20 yıl önce! 1804 Ü*T 1939 yılı başında İstanbul tebrik eden vatandaşlarımızın birçoğu v ylavlığımı yaziden ba. (Emekli im Özgün) ün mektubu da zi hatıralar naklediyorlardı, Arabkirde muallim Halil Ba; yirmi yıl önceye id olan bir hatıramı canlandır. mştı. Mühterem muallim, mektubundar ü devli leri 333 senesi Egin tarikile Er- Zincanı teşrif etmek üzere azimet buyurduğunuz zaman ilk defa ol. rak mektebimde görmüş ve Jamıştım. Çünkü bu tarikle gelip geçen zevat me n mektebimi teşrifle talebem; Müş olduğu görülmemişti. Zatıklii tif buyur. maarifperveri. leri lütfen mektebimi teşrifle her sınıf talebesini cidden benimsiyerek malümatı müktesebel, /gan yegan müayene buyurulmuş Atiye ile taltif ve ihya kılınmıştı. fukarası nakdi Diyor. Bu türlü ziyaretlerin yaptığı teşvik e lici tesire bir nümune olmak, emekli muallimin meklerini burada da tesbit etmek üzere mebi,, Bundaki fikrayı kayıddan çekinemedim. & Kemah yolunda sarp bir geçit Sivil hükümet erkânımızın çoğu, bulunduk- ları yerler hakkında bile hakikati öğrenmeğe me- rak etmiyorlardı. Gezmiyorlar da, sormayorlar da. Sokaklar pek güzeldi fakat pislik ve paçavra- dolu idi. Burada da bunları hemen yakdırttım. Eğin'de damlar kâmilen çakıl taşı döşeli, Bu a pestil ve dut kurutmak için imiş. Hurafelere itikaddan istifade eden açık göz bir derviş burada herkesi kerametine inandırmış: Benim muhafız süvari müfrezesi zabiti bile inan mış. Daha yolda gelirken bana saflıkla bu derviş- ten bahsetmişti dü! lerif ağızına kâğıt parçaları koy ra da havaya atıp kaybediyormuş. Tabii bu hüneri ircilerine yutturdu! nra Küdüsteki “Ha- ceri muallâ N taş) 1 duran taş,, di. 'ye de anlatmış ve herkesi hayretlere düşürmüş, Kaymakam da, memurlar da, bizim süvari za- menzil zabiti de bu yaman adamın kâğıdı al tına tahvil ettiğini bana hayretle anlattılar ve inan: mazsanız getirtelim siz de gözünüz! diler. Peki dedim Akşam üstü bu derviş yanında sekiz yaşların- da bir kızile bulunduğum — yere geldi. Biraz naz- andıktan sonra hünerini göstermeğe başladı: — Ön. e bir parça kâğıt istedi. Ve bunu ufak parçalara ayırdıktan sonra, (Destur ya pir!) dedi ve uğzına fıktı. Çiğnedi ve yu a yüt ben — “Parmaklarınızı ağzıma sokun! Kâğıtlar altın oldu. Ağzımdan elinizle alın!,, dedi, 'ndisinin çıkarmasını ve kimseye ağzını ka- rtmamasını söyledim. Sihhatten, mikroptan haberi yok. Tutturmuş, bir yol gidiyor! Ne İnönü Ve Gençlik Türk gençliği ne kadar iftihar etse azdır: Milli Şef, yarının bütün) Programını, onun iman dolu gözle- Tinin içine baka baka söyledi. Ogün , Üniversite meydanın: da duygularının yekpareliş minin bütünlüğü ile temsil ediyordu. O gençlik, Anafar- taları, İnönlerini, Sakaryaları, Dum-) dupınarları kanları pahasına yara. ın azim ve imanı içinde büyü- Müş ve ayni imanın kuvvetile Şefi. nin göstereceği hedefe atılmıya mü- heyya, bir şuur kütlesiydi. Bu gü- akarya genci ile ruhan Türk gençli irk vatanını nün genci, Mülli Şef, 'Türk vatan ve cümhu. Tiyetinin (Ancak temiz idealle yeti- şen genç nesillerin karakter kuvvet- lerile muhafaza olunduğunu söyle- bu tarihi anın heybeti gençliğin yüzünde, feragat ve faziletin temiz heyecanı okunmakta idi. Her yürekte, kendi endişelerinden sıyrılarak mil ve vicdan sınırları içinde düşünmek ve duymak aşkı yanıyordu. Bu (he- Pimiz birimiz için ve birimiz hepi- miz için) düsturunun en parlak mi- Salini, yurttaşları ile dertleşmesini milli şefinden almıştı. iemet Mmönü, diği zaman, içinde yaşıyan ir baba, bir| 1914 yılı temmuzunün sonların- 'Umumi seferberlik emri Çanak- kale boğazına da tebli Bahriye Nazırı Cemal paşa Çe 'nakkale müstahkem mevküni tak- viye için elinden geleni yapmış ve müstahkem emrine dört tor- pitobottan mürekkep bir yarım filo- tilla göndermişti. Bu dört torpitobot Boğazın dışında karakol edecekler. Boğaza yaklaşan gemileri tarassut eyliyeceklerdi. Bu dört torpitobotumuzun taras. 1mroz-Bozenada hattile tahdia edilmiş olmakla beraber bot. | Jar fırsat buldukça seyir nısif ku: turlarını uzatıyorlar ve geceyi kâh calarak ve kâh methal ge- risine sokularak geçiriyorlar; gün | ve ay işığından istifade ile Boğazın ahasını büyültmeğ | mağa çalışıyorlardı. | Ufukta görünür hiç bir yabancı Almanların #üur ve vicdan| mihrakında toplanan bütün bu genc) yalnız Üniversite meyda- çin yüreğinden | nında toplanan gençi taşmıyor, köyün, kasabanın ve şeh- rinin gürbüz delikanlısı da temiz yü- reğinin asil heyecanın ona bağlamış. Bugün intihap sandıklarına ko- garak reyini veren gençlik, ona ve onun partisine bağlılığını göstermek Je on beş yıldanberi devam eder Tihi vazifesini bir kere daha tekrar. Jamış ve rey varakası ile, birlik ve| beraberlik azminin senedini bir kere| daha imzalamış olacaktır. Gençlik, onun azim ve iradesir uygun bir yekparelikle, Acap eder- - yarın, emrinde can verec, fine bugün kere daha teyid ediyor. sarsılmaz "imanını bir gemi yoktu. Akdeniz firkal bahriyesini teskil e. | den (Goben) mebarele - ivennörü | hafif kravazörü Ça-| | nakkale Boğazından pek uzakta de- ilerdi. Füvali a karp ge Şünü refaketlerin- de (General) nakliye gemisi bulun. duğu halde İtalyanın (Brendisi) 1 | saaaanı terketmişleri Mesinn Boğu tarikile Fransanın Afrika müntem- şehrimize 300 1tal.| | ağustosun ikinci Almah bandıralı ( transatlantiği limanımızdan Yunanistana; veccihen ayrılmıştır. de şehrimizin ş: hallerini ve müzeleri gezmişlerdir. "neral Von, Sto. Seyyahlar dün dekeleri sahillerine doğru koşuyor. h. Bona ve Filpovil limanlarında | hiç beklenmiyen Krop topları gür- lerken Fransiz donanması Tolon v Şehrin filmi alındı. Mezkür vapur seyahat acentesi ğ Bizerta limanlarına yatmakta ve İn-| giliz harp gemileri ise rında hazırlanmakta idi. vilâyete müracaat ederek mizin bazı yerlerini filme almak Bu teklif kabul olun-! Almanların böyle bir akın yapa. Muş ve dün filme çekilmiştir. bileceklerini kimse ümit etmer ben ve Breslavın Af- |rika limanlarında ika eylediği gü, rültü Pransa KÜÇÜK HABERLEL * Merkez hi ilâtından olan aşı ve rumların dışarıdan ahha müesde getirdi ve a dünde İngiliz ve ertesi| Pransız harp gemileri (Alman orsanları) nın sevkedildi. takip ve imhasına Zaten geç kalmış olan ufukta üç Alman gemisi- 'nin dumamını bile İngilizler kokunun arkas * İzmir Fuarı için 100.000 1 ralık serbest döviz verilmiştir. öremediler; lâkin av köpekleri gibi, Akdeniz enginle. | rinde hasmın i * Radyolu kahvelerden çalgı. h kahveler gibi Bele alâkadarlara bildiril- buldular ve A man müfrezesinin Yunan denizinde yaptığı bir şaşırtma üzerine bir ara- hk kaybettikleri bu izi sonra yine bularak bir daha bırakmadılar. ** Belediye Fen heyeti müdür- lüğü şehirdeki çeşmeler Bunlardan bi kamar ee — Vaziyet nazil ve müheyyiçti. Go- Su akıtılacak bir kumi yıkılacal |. ben ve Breslav öüde, (İnvensib) sis. | temi iki İngiliz muharebe kruvasörü arkada, #on süratle gidiyorlardı; Ge- neral nakliyesi, Amiral (Suşon) un) Si bir rotayı takip et milerinden . İngiltere Bahriye Nazırı Mis. ter Çurçil, İngiliz kravazörlerile 1â- abere ederek tarihi kıymeti olanlar da muhafazal 'adım adım takip kısa emirler veriyordu. Büyük Bri- tanya hükü 've mütemadiyen * Şehrimizde yeni ve modern Maliye şubeleri eti Almanya 'yor ve maamafih her saniye ilânı harp haberin akkip buluna- rak Alman kruvazörlerini top men- | den ayırmıyordu. | Her iki taraf k ilezliyordu. Nânıharp, İng vazörlerine tam vaktinde teb, Çanakkale Zaferinde Türk Bahriyesi — * Goben ve Breslav İngiliz Zırhlıla- rının Önünden Kaçarak Nasıl Çanakkaleye İltica Etmişlerdi ? lillir ismini almıştır. ) Jiğ edildi; Iki muharebe kruvazörü derhal harp teşkilâtı alarak büyük toplarile ilk ateş salvosunu yolladı- lar, Göben, kıçına ateş eden sekiz kıt'a büyük topu ile onlara cevap verdi. Lâkin iki tarafın arasındaki mesafe bu andan itibaren tezayüde başladı. Mister. Çurçil hatıratında bu heyecanlı sahneden bahsederken Alman -gemilerin resmi süratleri fevkinde gizli bir sürate malik ol- duklarını ve bu sayede İngiliz kro- vazörlerinin önünden kaçıp kurtul- duklarını söylüyor. Alman bahriye- Sinin sulh sevkülceygi hakikaten folduğundan daha zayıf görünmek) esasına dayanıyordu. Ingilizler kuv- vetlerini mübalâgah göstermek su- retile harp ihtimalini nasıl bertaraf edeceklerse, Almanlar buna tama- mile maküs bir istikamet takip ede- rek hakiki kuvvetlerini - muharebe Anında göstermekten kazanacaklar: dı. Biribirine lâyık iki hasmın, en son terakkiyatı fenniyeye istinaden dövüştüklerini görmek kadar istifa. deli bir temaşa olamaz; maamafih Mister Çurçilin iddiası sahih olmak. tan uzaktır. İnvensibl sistemi üç kra: vazörün son sürati 26, halbuki Go. benin son sürati 2844 ve Breslavın son sürati 28,3 mil olmak üzere res- men ilân edilmişti. Binaenaleyh In- gilizlerin muannidane - takibinden kurtulmak için -Alman gemilerinin mahrem süratten istifadeye ihtiyaç Jarı yoktur. 1912 modeli bir geminin takibi. 'ne 1907 modeli iki muharebe krovar zörünü memur etmek muvaffakitete ermiyeceği âşikâr bir gaflet eseri idi. Goben, muakkiplerine karşı hem bir nakliyeyi kaçırarak hem de bir. küçük krovazörü himaye ederek ilk murvaffakiyeti kazanmış ve iki müf- reze arasında irtibatı muhafaza va. zifesile mükellef olan — (Veymuth) krovazörünü de - geride bırakarakı Şarki Akdenizin mübhemiyetine kas rışmıştı. İngilizler, onun cihet ve hedefi eyrini evvelemirde kestirememiş. derdi. Almanyanın İstanbul sefiri ise vaziyetten haberdardı. Osmanlı İm- paratorluğu /mukadderatına hâkim olan hükümet rüesasile anlaşmış ve bilhassa Enver Paşayı Alman müf. rezei bahriyesinin Marmaraya gim mesi hususunda iknaa muvaffak ol muştu. Akdeniz Boğazı mevkii müs- tahkem kumandanlığı Göben ve Breslav krovazörlerile Generalin ge. leceğini biliyordu. Ağustosun 10 unda (28 temmuz 1380) Alman kruvazörleri Boğaz ö 'nünde göründü; boyaları bozulmuş, bacaları yanmış ve mürettebatı in. san kıyafetinden çıkmıştı; bu tarihi gemilerde ölümle pençeleşmiş müca. hitlerin © heybetli” cazibesi vardı. | Kulavuzla içeriye alındılar ve Türk tarihine yeni bir fasıl yazmak için Çanakkale önüne demirlediler. General L. 'man Fon Sanders hex dan sonra bu bâdi. se, Osmanlı İmparatorluğunun va, ziyetini ifşa eden en büyük bir hâ dise idi. Beynelmilel kanunlara nax zaran Alman kruvazörlerini ya mu- ayyen müddet içinde kara sularımıa dan tecrit etmek Iâzım geliyordu. (Devamı var)