Sayfa 2 ı MEMLEKET MESELELERİ Milli ve milletlerarası kongreleri sosyoloji htiyaçlarımızı — karşılayan eşyanın sergilerine hasredilen yaz — ayları, aynı zamanda mânevi ve fikri ihti- yaçlarımızı tatmin eden fikirlerin de #ergilerinin hazırlandığı bir mevsim- dir. Fakat ümümiyetle bu mevsim, Tilletlerarası eşyâ ve fikir. sergile- Tine hasredilir, yerli ve milit olanla- ı kaşin yapılır. Bu kaldenin bir is timmasına bu yıl biz de şahit olduk: Türk Sosyolofi — Kongresi de, tıpkı bugünlerde faviçrede ve İtalyada top- Jdanan İki Milletlerarası — Sösyoloji Köngresi için yaz aylarında — yapıl- muştır. Aşağı yükarı bir asır önce Fransiz İçtimalyatcımı - Comte'un / yaratması elan “Sosyoloji, kelimesi bugün ga. gırtıcı derecede günlük bir. kıymet kazandı. Artık bu yeni bilgi kolun- dan bahsetmeyen yok gibidir. -Bizde bile bu milletlerarası kelime, “İçti. t “Cemiyet — ilmi”, — yahut *Dil kurumu türkçesi", “Eğitim Ba- Kanlığı türkçeni, — veya — “Terimce,, adını taşıyan anormal ve marazt li gan cereyan mensupları tarafından uydurulan ve teşekkülü — itibariyle türkçe gramer kaldelerini de balta- Jayan çirkin” ve gülünç “Toplumbi. lim,, gibi nesneleri mağlüp eder bir dürümdadır. Her tarafta ve herke- sin ağzında bir. “Sosyoloji, — tabiri Kullanılıp dürüyor. / Anlayan, anla- mayan herkes tabirin delâlet 'ettiği bilgiye tam salâhiyetle sahip oldu. u kanaatindedir. Görüyoruz. ki, İkinci Dünya Har- binden sonra gerçek sosyologlar, bu hale bir nihayet vermek İstiyorlar ve artık sosyolojiden bu yeni bilgi ko- Tunda İhtisası olanların bahsetmele- Ti lüzumu Üzerinde durüyorlar. Hat- $A bir bakıma münferit içtimat ilim erbabi dahi tıpkı sadece maden, ne- Bat, hayvan bilgilerinde ihtisası olan- Jarın “Biyoloji, den cesaretle bah- #etmelerinin doğru ölmaması — gibi sosyolajiden bahsetmemelidirler. İşte Türkiyede “Türk Sosyoloji — Cemi- yeti” nin, İtalyada “İtalya Sosyoloji Cemiyeti” nin, İsviçrede / Ünesko'ya bağlı “Milletlerarası Sosyoloji Derne- Bi nin hazırladıkları biri yerli, iki- &i milletlerarası olmak üüzere üç kon- gre bu düsturün Hlânı ile işe başlı- yor. n 'Türk Sosyoloji Kongresi, çalışma- Jarını bitirdi. Yakından takip ettitim Köngrede bir çok Sosyal prahlemler öne sürüldü ve münakaşa 'edildi. Biz- de ilk ve münakaşalı olan bu tecrtibe yavaş yavaş sozyolojiyi her rastge- lenin cesaretle bahis mevzuu etmesi Adetine nihayet verebilir. Zira top- Jantılar, bir meslek efkârı yaratırsa, “mutatabbib” lerin önüne “tabib'ler zümresinin çıkması gibi sosyologluk taslayanlar karşısına da hakikt sos. yologlar çıkacaktır. Bunun için her geyden evvel, sosyolojik — zihniyetin Gayandığı esaslar — neşredilmeli, bu esaslar blihassa içtimal ilimlere nü- fuz ettirilmeli, hattâ meselâ — ferdi üzviyet Üzerindeki tesirlerinden gu- Turlanan bir kısım doktorların içti. mal uzviyet işlerinde de bazan göz- terdikleri büyük ve — başdöndürücü cesaret önlenmelidir. F Birinci Dünya — Harbinden evvel Mülletlerarası Sozyoloji- Cemiyetinin vâkit vakit hazırladığı — kongrelerin ön dördüncüsü - önümüzdeki —hafta içinde Roma'da başlıyor. Türkiyeden #ç mümessilin katıldığı anlaşılan bu köngreye sımulan yüz kadar rapor, koöngrenin programına göre şu me- selelere ittir: İçtimat zümreler, şe- hir ve köy münasebetleri, içtimsiyat üsülleri ve içtimal araştırma mer- kezleri, halk efkârı - meseleleri, nü- fusta dinamizm ve bunun içtime kemmiyeti, muhacir ve mülteci m geleleri, iki dünya harbinin halklar fizerindeki terirleri, içtimat bakım- dan oyunlar, hijiyen terakkiainin iç. timal ehemmiyeti, suç — sosyolojisi, ekonomt sosyoloğisi, muhtelif memle- ketlerde keşifler ve tesirleri ve, tek- Dik ilerleme ve içtimal teşkilât. Bu mevzu gözlerinin her biri içinde de Ayrıca İkinci derece meseleler vı âr. Memleketimiz namına — köngrey, Katılanların anlatacakları - raporlar- dan birinin mevzuu Türkiyede içti. Maal araştırma merkezleri, — ikincisi Türkiyede içtimal bir hareket ola- Yak — sendikalizm, — üçüncüsü — ise Osmanlı şehirleriğin — teşekkülüdür. Köngreyi hazırlamakta — büyük hiz. meti olan İtalya Sosyoloji Cemiyeti Reisi Prof. Gini, bir Akdeniz mem- leketi olan Türkiyenin, bir Akdeniz memleketi olan İtalyada toplanacak Sosyoloji Kongresine — gösterdiği bu alâkayı sevinçle karsıladığını Türk Bosyoloji Cemiyetine — bildiriyor. Bu vesile ile haber verelim ki, tanınmış istatistikçi Prof. Gini, yakında ista- tistik dersleri vermek üzere üniversi- temize davet edilecektir. —P Birleşik Amerika, Avrupadaki ba- z ananevi meslek ve bilgi teşekkli. derini mevcut değilmiş — farzederek bunları yeniden - kurmak ” istiyor. Doğrusu pek mânalı bir hâdisel Av. Tupada meselk / Dünya — Muallimler Birliği — Teşkilâti var. — Amerika, Wotp adı altında tanınmış olan ve Mmerkezi Amerikada olan — “Dünya Öğretim Teşkilâti, ni ön safta bu. Tundurmak istiyor. Avrupada mazisi olan bir Milletlerarası Sosyoloji Ce- Miyeti var. Amerika, Unesko vasita- giyle, bir yenisini Kurmak peşinde. 'İşte Roma'da On Dördüncü Müllet- derarası Sosyoloji Kongresi toplu 10 Eyiti 1980 Yazan : Fındıkoğlu Z. Fahri İstanbul Üniversitesi Profesörlerinden sında Zürih'te Birinci — Milletlerarası Sosyoloji Kongresi toplanacak. Ken- dine ve kendi işlerine sahip çıkmak isteyen bir Avrupa ile bu Avrupa işlerinde alâkası olan bir. Amerika Aarasında garip bit uyuşmazlık, bu güretle bir ilim kolunun kongreleri Vesilesi ile de kendisini pek mânalı #ürette, göstermektedir. İsviçredeki bu Birinci Milletlerara- # Sosyoloji Kongresi başlıca gu kol. lar Üzerinde hazırlanmış — raporları müzakere edecek: Umümiyetle s0- yoloji metodları, dünya — meseleleri karşısında milletlerin takındığı milii davranışlar ve milif karakterler, mil- *ler arasındaki münasebetlerin sos- yöloji bakımından tetkiki, . milletler içindeki ırki azlıklar ve bunların © milletlerin diy politikalarına — tesiri. Doğrusunu — söylemek lâzım gelirse Roma Kongresinin mevzuları ne ka- dar mazari, ilmi ise- Zürih toplantı #ınınkileri de 6 derece ameli ve ha yatldır. Burada biz iki kıtanın dün- & görüşü farkını, iki dünyanın ci Miyet ilmi telâkkisini görmekteyiz. Bu kongreye Türkiyenin iştiraki- ne dair bir bilgiye sahip değiliz. Kon- gre programında Türkiyenin de Du işleri Bakanlığı vamtasiyle davet e- dildiği bildiriliyoran da fit durumun 'ne olduğunu pek bilemiyoruz. Fakat hemer söyliyeyim. ki, faraza dünya meseleleri karşısında halkların dav- Tanışı, yahut millet içindeki akalli- yetlerin ahvali... gibi konular için memleketimiz faydalı bir. 1Aboratu. yarlık yapabilir. Meselâ bir müddet evvel görüşmek — fırsatını elde etti- #im Strasbourg'daki Avrupa Konse yi Haberler Daitesi ”- Müdürü Prof. P. Levy Avrupa şleri / kargısında Türk halk efkârının düşünce ve duy gularını aksettiren raporlara ihtiya- cından bahszetmiş idi. Bu defa Avru- pa Meclisi toplantısına İştirak eden Türk heyetinin (İstanbulda Avrupa Konseyi Kültür. - Büresu) / teşkilini teklif etmesi de aymı nokta ile ali kalı olsa gerektir. Yeni Gazetecilik Enstitüsündeki dersler arasında halk efkârı bilgisine yer verilmesini, de- mokratik fikirlerin yeni ilmi faall- yetlere meydan vermesi diye karşıla- mak Jâzımdır. Her halde bu sahada Türk sosyoloji mensuplarına — düşen mühim vazifeler bulunduğu muhak- kaktır. Dünyamızın işleri giriftleştik- çe, bunları çözecek zihin âletleri de beraber gelişiyor. Bu gelişmeden pa- yımuza “düpeni İhmal etmemeliyiz. Bulgar Başkonsolosunun kökteyli Bulgaristan Milif Bayramı / dolayı: e 'gehrimizdeki Bulgar. Baskonso: Tomu tarafından dün akşam saat 18 da Park Otelde bir kokteyi verilmiştir. “Toplantıda Vali, Emniyet — Müdürü. Merket Komutanı ve — şehrimizdeki Pransiz, Trak, Misir, Lübnan, — İsrail Ve Sövyet Başkonsolosları hazır bu- İlnmuşlardır. Harekât plânına nazaran, bu teh- likeli geçidi. çoktan geçmiş olmalı idik, Vakit ağır; herzamandan çok da- ha ağır geçiyordu. Ancak saat bese döğrü. güverteden, — Oskaraborg ile Drobak'a geldiğimiz. haber verildi. Makine dalresinde, dizel “motörleri, monoton türkülerine, durmadan de- Vam ediyordu. Geminin içinde kor- kunç bir sükünet vardı. Herkes nefe- Sini kısmış, fımldayarak konuşuyor- du. Bir yarım saat daha geçti. Za- fen gergin olan Asabımız büsbütün gerildi. Şimdi artık mayın tarlasına Birmiş olacaktık. GAZ: Etrafımızı saran sükünet korkunç bir patlama ile yok olup ağır, çelik tekne sarsılınca, — âdeta ferahladık. Aynı ahda, büyük çelik süngülerle kilitlenmiş'olan bölme kapısı, muaz- zam bir hava tazyiki ile dışardan a- Çıldı ve otuz, kırk. kişi toplandığı Miz kompartıman, — birdenbire koyu Sarı gazla doldü. Birisi, gayrı İhtiyari “Gaz” diye bağırmış Ve hepimiz mihaniki bir hareketle, gaz maskelerimizi tak- mıştık. Dışarıdan giddetli top atesi düyülüyordu. Muharebenin ne kadar devam etti- gini, bugün bile kimse bilmiyor. Bi: Tinci ve ikinei isabetle, bunları takip Edenler arasında geçen bir iki sani- yelik zaman, güverte altında, bir ba- Şımıza terkedilmiş gibi, kapalı kalan bizlere, saatler gibi uzun gelmişti. Zaten, gazların da zehirli olmadığı- v barut gazından ibaret bulunduğu- 'nü hemen anladık. Kamaramız. iskele tarafında idl. Yan kamaranın kalın zirhi 280 mili- metrelik afır bir merminin isabetiy: l parçalanmışt. Bu — kamara: da bulünan otuz, kırk kara askerin- Gen de her halde kimse kurtulama. Büyük kruvazörü sarsan isabetler şerisi bitmiyordu. Çeliğin çeliğe vur- Masından hasıf olan boğuk infilâk ve bunü hemen takip eden aksı — sada, Mücef gemi teknesinde korkunç gü- Tültüler yaratıyordu. Topçu ateşi dur- Mmadan devam ediyordu. Biz piyadelerin yegâne vazifesi, | yin sonuna kadar soğukkanlılığımızı Muhafaza etmekti. Bizce meçhul e Mirlerin ifası için, oraya buraya ko- Şan deniz erlerini, elimiz. kolumuz Bağlı. seyrediyorduk. Bllleher'in ağır topları her halde alküt Tetmiş olacaktı. Çünkü bir Mülddetten beri yalnız isabetleri, bir de dörtlü uçaksavarların sesini işidi- yorduk. Bir müddet sonra bunlar da ke- sildi ve bir an için ortalık sükünet buldü. Fakat bu / sülkünetin hemen peşinden. koca tekne, o zamana ka hlar. duyulandan çok daha/ küvvetli, Ken, hemen hemen aynı zaman esna- Mahuf İki iafilakla sarsıldı. Ve bun- te ilânlarında, di fişlerinde gördüm! Serbest gü reş dünya — şampiyonlarımız, Kırkpınar pehlivanları ile iddla- H güreşler yapıyorlar. Yapsınlar. Fakat acaba — milletlerarası müsabakalarda dünya şampiyo- mU unvanını almış olan bir gü- retci, bu gekilde bir müsabaka- ya girişebilir mif Unvanını or. tava koyabilir mi? Yenilirse ne olur? Federasyon bu karşılaş- Maya müsaade etmiş — midir? Etmiş ise neye datinaden? Bt- memişen şampiyonların vaziyet- leri ne olacaktır ? Bu suallerin cevabını merak eden, öyle zannediyorum, sade- 'ce ben değilim. Alâkadarlar bu humusta izahat verirlerse, avnı zamanda efkârı umumiyg de aydınlanmış olacaktır. BİR İSTANBULLU Fikir hareketleri MÜNESCO,,, dünyada yirk,, olmadığını ilân ediyor “UNESCO" kuruluşundan bügüne gelena kadar yaptığı fasliyetinin. en Bühimmi denilebilecek 'bir. meseleyi ele almığ ve mühtelir mütelmasısla; fin, llm adamlarının “malâmatına Müracaat Gtlikten ponra vardığı ne. ticeyi bir beyanname ile mçıklamış. fır. Bu mesele irk meselesidir. UNESCO evvelâ irk denilen şeyin mevcut olup olmadığını ve varsa in- sanlar arasında bir fark — meydana getirip getirmediğini araştırmış, var- diğı netice menfi olmuştur. Böylece müuhtelif milletlere mensup ve dün- yaca tanınmış ilim adamlarının ha- Fırladıkları iki raporla UNESCO a: Manımızın en çetin dâvalarından bi. Fini halletmiş oluyor. Bu raporlarda yarılan neticelere göre, ırk mefhumu, biyoloji 'noktai nazarından ilmt bir esasa dayanmaz, başka “irk'tan o- İan kimseler arasında birleşmelerin hiç bir zararı yoktur ve “ırk” mese- desi, ancak sosyal bir mefhum olarak ortaya atılmış, milyonlarca insanın Arasında birçok ihtilâfın ortaya çık- Masına sebep olarak medeniyet Ale. Minin inkişafına engel olmuştur. Pek yakında UNESCO'nun raporu ftam metin olarak — neşredilecektir. Şimdilik kısaca — bahsettiğimiz. birl mevzuu, o zaman, daha esaslı bir gürette tetkik fırsatını — bulacağız. Lâkin. bu dâvanın ehemmiyeti. do. Kurması melhüz neticeleri gimdiden kaydetmeği faydalı buluyoruz. fa. Ulaştırma Bakanı geldi Ulaştırma Bakanı Seyfi / Kurtbek dün sabahki ekspresle Eskişehirden gehrimize gelmiştir. Bakan, bir müde det burada kalarak ulaştırma müce- selerini inceleyecektir. Blücher Sağlık Teşkilâtı Doğu Akdeniz Bölgesi toplantı sı dün sona erdi İSTATİSTİK KONFERANSI MİLLİ SAYIMI TAVSİYE EDİYOR — BUGÜN YILDIZ. SARAYINDA UMUMİ SAĞLIK SERGİLERİ AÇILACAKTIR. Geçen hafta Sağlık ve Sosyal Yar: dim Bakanı Prof. Dr. Nihat Reşat Belger'in nutku İle açılan Dünya Sağ. hik Teşkliâtı Doğu Akdeniz Bölgesi: nin Üçüncü toplantısı — çalışmalarını evvelki gün bitirmiştir plantıyı; 'Türk- delegnsyon — ve Konferans Başkanı Dr. Nali Karabu. a bir nutukla kapamıştı Komite, Dünya Sağlık TTeğkilâtının Üçüncü bölge toplantısı için | Türk Hükümetinin gösterdiği misafirper: yerliğe müttefikan teşekkür etmiş ve kararın Türk Hükümetine bildi- Filmesini istemiştir. Gelecek senekl toplantının randa olması kararlaştırılmıştır. lantı tarihi sonradan tesbit caktır. Delegeler, memleketlerine -dönme- den evvel bugün " Yıldız Sarayında; Türk ve Misir hükümetleri tarafın: dan açılacak olan sağlık sergisinde hazır bulunacaklardır. Bundan başka Bminönü Halkevi salonunda aat 15 ten itibaren sağlık filmleri gösterile- çektir. Sağlık İstatistikleri Konfe- fansında devletlerin " muntazam za- manlarda sayımlar yapmasına ve tıb: Bi istatislik servisleri kurmasına ka: Tar verilmiştir. Toplantı. müddetince, bölgeyi alâ- kadar eden başlıca hastalıklar, has- falıkları - önliyecek Hlâçlar, umumi sağlık hizmetleri ve bunun idaresi ile bu bölge halkının sağlık durumunun tekâmül ettirilmesi mevzuları ayrı ayrı incelenmiştir. Komite, bu arada Doğu Akdeniz Bölgesinin 1051 - 1952 #enelerine ait bütçelerini de kabul et- miştir. 1951 senesi için 562 bin, 1052 için de 991 bin dolarlık birer muvak- Kat bütçe kabul etmiştir. Kabul e- Gilen bütçeler evvelâ Dünya Sağlık Teşkilâtının İera Komitesine ve son: Ta dördüncü sağlık asamblesine gide- Tek tasdikten geçecek ve Birleşmiş Milletlerin teknik yardım faslından ödenecektir. Toplantıda alınan mühim karar ve tehliğler gunlardır: İran Sağlık Bakanı, / Parlâmento- dan çıkan bir kanunla bundan böyle İranda hüküm #üren mtma, zührevt hastalıklar, barsak humması ve diğer kastalıklara ait ilaçlardan gümrük a- lınmıyacağını — bildirmiştir. Komite, diğer memleketlerin de aynı yolda hareket ederek kanunlar çıkarmaları. ni ve haşerat öldürücü ilâçlarla hal. kın sağlığını koruyan . eczalardan Kümrük resmi alınmaması temenni- Sinde bulunmuştur. Sağlık hizmetlerinin idaresi mevz yunda bölge direktörünün mevent tan. Te gistemlerini tahlil eden geniş bir rapor hazırlaması ve bu raporu 4 ün: cü rejyonel toplantıya sunması ileri sürülmüştür. Sağlık hizmetlerinin da- ha iyi görülebilmesi için devletlerin mülli bütçelerinden en az yüzde 10 u bu işe tahsis etmeleri istenmiştir. Aza, devletlerin daha fazla sağlık persone- £ yetiştirmeleri ve eksiklerini — ta- mamlamaları için fon'lar temini arzu edilmiştir. Tah- Top. oluna: Kruvazörü Körfezinde nası Yazan : Richard DAUB dan sonra da nihayet ses sada — ke- Sildi. Geminin makineleri bile dur- Müştu, Yalnız. yaralıların iniltisiyle arada bir verilen bazı emirler işiti- liyordu. Bundan sonra neler olacağını tahmin dahi edemiyorduk. Blücher iskeleye- yattığı — halde, batacafını her nedense aklımıza getiremiyorduk. Güvertedekiler bizi galiba unutmuş. lardı, çünkü — "Herkes güverteye! emri verilinceye kadar gene bir hay İ zaman geçti. GEMİ YANIYOR! *Herkesi güverteye çağıran emrin gecikmesi, — hepimize” yeni ümitler Yermişti. Özlo fiyordunun, bulunduğ! muz noktası, fazla geniş değildi. F- ğer komutan, ağır. yaralı gemisini Karaya — oturtabilmişse, akibetimizi sükünetle bekliyebilirdik. “Herkes güverteye!” emrinin, pa- niğe sebep olmaması ve kara asker- lerinin intizamla — yukarı çıkmaları belki bundan İleri gelmiştir. Fakat kaportadan çıkarak güverteye ayak bastığımız zaman, kruvazörün ne ka- dar yana yattığını hemen anladık. Fiyordun sağ kayısı İle ufak kaya- fıklardan müteşekkii Aske Adacık- in güvert yazalılar filikaya İasınıyor. Halk sağlığının bir numaralı düşmanı,, olarak kabul edi: len sıitma ile mücadele için ” Bölye Merkezi İskehderiyede bir sıtma mü- pavirinin buluhması kabul edilmiştir. Bundan başka bölge içinde bir DDT fabrikasının kurulması Ve âcil hal- lerde bu fabrikadan dışardan malze- me teminine ihtiyaç — gösterilmeden istifade edilmesi — kararlaştırılmıştır. Bölge Direktörü Şuşa Pasa — Türk Hükümetinin sıtma mevzuunda çmü- cadele ve gayretlerini takdir İle an. mış ve dlger memleketlerin de bu hu susta Türkiyeyi takip edgbilecekleri- ni bildirmiştir. Verem içih aşı tatbi. kına devam edilmesi ve zührevi has. talıklar için de bölgede araştırmalar yapılarak çalışma programları hazır. danması kararlaştırılmıştır. Komite, bölge direktöründen tra hom mevauunda bir seminer / topla. masını Ve trahom İle mücadele için eleman yetiştirmek maksadiyle mev- Cut bursların çoğaltılmasını istemiz- fir. Habeş delegesi, cüzzam ile müca- dele İçin yardımını esirgemiyen teş- kilâta teşekkür etmistir. Boğmaca Mmevzuunda Üye devletlerinin antibi Yotikle tedavi sistemlerini sıkilaştır. Maları kararına varılmıştır. Kızılay / Derneğinin Beyoğlundaki yeni dispanseri dün açıldı Dispanserin cepheden gürünüşü Türkiye Kızılay Derneği — tatikiâi Şubesi tarafından Küçük Yazıcı so kağında alınarak yeniden inşa ve ta- dil edilen bir bina dispanser ve te- davi evi haline getirilerek dün saat 15 te hizmete- açılmıştır. Oslo ( battı ? Çeviren : Behçet Cemal Jarının takriben oftasında bulunuyor. duk. Osharsborg. Adası ile Drübak Geçidi, üç dört kilometre arkada a mıştı. Saat, sabahin elti di lik merminin patlamasından beri ancak yarım #ant geçmişti. Çok gayrı mü: avi müharebe, ancak bir çeyrek #a at sürmüştü. 'Bu harekâtın ne kar Gür çilginca bir sergüzeşt olduğunu, Ancak Drübak Geçidinin — vaziyetini gündüz Köziyle görünce anlıyabildi. Drobak 'bataryaları 400 - metreden Oskarsborg bataryaları ise 500 met: Feden ve aynı anda mteş açmışlardı. Daha. İlk “salvoda Norveciller, Biü: Gher'in iki taretini — düşürmüşlerdi. Alman topçuları, tek mermi dahi a: tamamışlardı, Bu suretle, Biücher'in akıbeti daha başlangıcta taayyün et mişti. Çünkü geri kalan uçaksavar topları, müstahkem mevkilerin çe: lik ve beten siperlerine elbette zarar Veremezlerdi. Bütün bunlara ilâveten, Bllcher, gu altı zırhlarını parçalıyarak ma: kineyi tahrip eden İki torpito isa- beti de alınca, Amiral Kuürmetz, - çaksavarların faydasız ateşini kestir. Miş ve Amiral Gemisinin muharebe dığ edildiğini Norveçlilere anlatmak n S.0.S. — verdirmeğe başlamıştı. Norveçliler bunun Üzerine hemen a- teş kentiler. Torpito isabetleri, — deniz kurmay subaylarını bir hayli şaşırtmıştı, çün- kü Norveçlilerin — Oskarsborg kayı fıklarına bir torpito Bataryamı yer. leştirdikleri malüm değildi. Bu ba- tarya, daha yüksekte — bulunan bir tarassut mevzlinden idare' edilebili- yor ve daracık geçld için ideal bir Müdafan Vasıtası teşkil ediyordu. Se- Yir hatları önceden Resap edilmiş ve hişan noktaları geçide atılan ga: mandıralarla belirtimiş olan bu ba- taryalardan, hiç — kurtülüş — yoktu. Düşman gemisi, dar geçitten geçer- ken, nişan şamandırasına gelince ko- vanlar 'endaht — ediliyor Ve yelpaze şeklinde ayrılan — torpitolar hedefi Muhakkak buluyordu. Normal olarak dlk torpitonun bile isabet etmest miü- hakkaktı; diğer ikisi her ihtimale kargı atılıyordu, Blücher'in hesabini görmek için, iki torpito kâfi gelmiş- ü 1940 Norveç istilâsı sırasında cereyan eden bir deniz faciası ŞEHİR HABERLERİ Bro R| Galatasaray Takımı dün sabah Londraya hareket etti İngiliz. “Sunderland., — profesyöndl kulübünün davetlisi olarak Londraya davet edilen Galatasaray Putbol Ta. kımı dün #abah saat tam 7 de kal: kan husüsi bir uçakla İngiltereye ha: Sabahın 'pek erken saati olmasına rağmen Yeşilköy Hava Meydanına Kâlabalık bir halk kütlesi aant al dan itibaren toplanmış bulunuyora Yeşliköye geldiği zaman Sarı-Kırmı- zahi taraftarlar otobüsün etrafmı sa. arak getirdikleri hediyeleri futbolcu. ira verdiler. Alanda İstanbul Bölge #i Başkanı Vahi Oktay da bulunuyar du. Bölge Yaşkamı, futbolcuların ayrı Ayrı ellerini sıkarak kendilerine yapa. cakları maçlarda muvaffakıyetler di ledi. Galatasaraylılar bu seyahat için yaptırdıkları gri elbise ve ceketleri: zin küçlik cebindeki (G.8.) armasını taşıyan bir örnek elbiselerini giymiş- lerdi. Kafile Başkanı Suphi Batur kendi- siyle konuşan bir arkadaşımıza çun: Tarı söylemiştir: 'Futbolun mucldi ve futbolun — Ü- tadları olan İngütereye yapacağımız seyahatten çok memnunuz. Bilhassa İngiltereye İlk davet edilen takımın Gülatasaray oluşu beni çok mütehas- Sis etmiştir. İnşallah İngütereden yi neticelerle döneriz. Kafile Suphi Baturun başkanlığın. da Turgay, Samim, Naci, Necmi, Fa- Zık Musa, Bülent Eken; Muzaffer, Öz. can, Reber, Hikmet, Muhtar, Küçüük Hikmet, Reha, Coşkun, Bülent, Gi düz ve idarecilerden Talât Kurt, Do- #an Akagündüz, Feyyaz Işıldan iba- rettir. Galatasaray takımı buzün öğleden sonra Huli şehrine trenle hareket e- decek ve aymı günün gecesi orada o- Jacaktır. Sarı-Kırmızılılar ilk maçla. n 11 eylül pazartesi günü snat 18 de Huli City takımına karşı yapa- caktır. Tik defa İngiltereye davet edilmek mazhariyetine kavuşan Galatasaray hlara muvaffakıyetler. dileriz. Bugün Celâl Hayrabolulu, Yaşar Sındırgılı ile güreşecek Bugün Bertf Stadının yüzme havu: vunde ü takim. gürercilerimizden Takar Doku üe Kırkpınar gürenlerin: Ge İkinelifi kazanan Sindırein. Şeri Gelk Kü de Kirkepınar baspehliva S Hayrabolulu. Süleymanln serbest Slarak güreşecektir. Yunan boksörleri, salı günü geliyor Hlektrik Kulübü tarafından davet adllen Yunan Boksörleri salı günü An- Kafa Yapuru fle Şehrimide kelecektir. Bugünkü husu: Bugün Fenerbahçe Stadında Fener- bahçenin İki takımı Haliçteneri ve Adületle oynuyacaktır. Maçlara #aat 14 te başlanacak ve ük karşılaşmın Fenerbahçe ile Haliç arasında, saat '30 da Beykoz. Defterdarla, saat 1730. da da Fenerbahçe Adalet oynıyacaktır. Kıç güvertede, harap taretin arka- #a biriken yüzlerce kara askeri, şİmdilik bunlardan. hiçbirini düşün- Müyor ve hepimizin aklı fikri, gittik- Çe yan yatan bu meş'üm gemiden Rani kurtulacağımız. etrafında işli- yordu. Buz gibi suya atlamayı aklı- Muza bile getirmiyor ve son dakika İmdadımıza Alman veya Norveç fili. kalarının yetişeceğini umuyorduk. - çinde bulunduğumuz tehlikeyi HALA kârak edemediğimiz için, Köprü Üs- tünden, megafonla verilen: maçlar < Lütten, herkes dışarı çıkmağa hazırlansın! Emrri, bir hayli garibimize gitmişti Kara askerleri ancak şimdi vaziyeti kavrayarak, ayaklarından ağır piya- de çizmelerini ve üstlerinden de fazla Elbise ve teçhizatı çıkarmağa başla- Galar. Deniz erleri, köprü Üstü geri- Sinde, şiddetli bir yangın — olduğunu Ve aleşin cephaneliğe Sirayet tehli kesi bulunduğunu #öyleyerek, bize - Gele ettiriyorlardı, Nihayet “Herkes gemiyi terketsini” emri — verilince, Şaktin geldiğini hepimiz anladık, He- men çizmeleri, kaputları ve: bir. sü- Tü kıymetli ufak. teleğimizi Üzeri- mizden attık. Askerler can havliyle, denizde tu. tunabilecek tahta parçaları arıyor dardı, Norveç seferinin hazırlığı sıra- #ında gösterilen hmal ve teseyyüp, Şimdi açıkça belil - olmuştu. Swine Münde'de, kendi mürettebatına — ila. veten 800 karâ askeri yüklemiş 0- dan Billcher, - fazla tek can yeleki yahüt SA almamıştı. Halbuki bühas- Sa piyadeler arasında, yüzmesini bil- meyen birçok Güney Almanyah var. Bileher'in can filikalarından dâ ha- yıt kalmamıştı. Hemen hepti, etraf- fa ne var ne yok harap etmiş olan dehşetli. isabetlerin tesiriyle hurda- Kat olmuşlardı. BUZ GİBİ SUYUN İÇİNDE Deniz erlerinin getirdiği birkaç 1âs. 'tik sandala, güverteye sıralanmiş ©- Jan yaralılar bindirildi. Denizciler ay Tıca, tahta parçalarından enilar ya- parak, bunları su sathından ancak Yarım metre mesafede bulunan - kü. Peğtelerden denize salmışlardı! Her Salın etrafna gürü ile asker yapış- Miğti. Yüzme bilmeyen Kara aakerle- Tine de denizeller kendi. yeleklerini takıyorlardı. Ben her iktimale karşı maske ku- tusunu, temizleme beziyle sıkıştırmış Ve boynuma asmıştım. Bu sayede, yüzerken, hiç olmazaa kafam su t- zerinde kalacaktı. Denize nasıl da- İacağımız da ayrı bir mesele iâl. Bu gehrin içinden Şehrin nakil vasıtalarındaki aksaklıklar İstahbul dağınık bir yehirdir. Ru- melikavağından Yalovaya, Eyüpsül- tandan Bostancıya kadar uzanır, Bu Mesafeler arasında muhtelif tepeler, Marmara Denizi, Haliç ve Boğaziçi yardır. Fakat rahat nakil vasıtaları yoktur. İstediğiniz kadar otobüs ge- tirtiniz, otomobil ithal ediniz, dol. muş ihdas ediniz, gehir hattı vapur. Jarı alınız, tramvayları seferber hale koyunuz, hemşehrilerimiz. sanki bir alın yazısı imiş gibi rahatsız seya- hat etmeğe mahkümdurlar. - Bunun ebebini bir taraftan gehir yollarının darlığında, dağınıklığında, — bozuklu. Funda aramak kabildir, Amma bazı Jarının yaptığı gibi aksakliğı sadece bu Amile yüklemek doğru değildir. Diğer taraftan — “İşletmeciliğimizin” de bütün bu aksaklıklara sebep oldu- #unü bilmemiz ve itiraf etmemiz Ia. Zımdır. Netekim, İstanbulda seneler. denberi muhtelif semtler arasında ©- tobüs seferleri yapılmaktadır. Fakat bu otobüs seferleri arasında hAlA bir Ahenk temin edilememiştir. - Karda, yağmurda, tozda, rüzgürda, seakta dakikalarca durakta beklersiniz ve Aarka arkaya Üç otobüsün birden gel- diğini görürsünüz. edenler küsmen rahat yölculuk edes bilirler. Fakat üç otobüsün bir arada Keçmesi ile açılan mesafe gediği, on- Jardan sonrakl otobüe binmek im. kânınızı ortadan kaldırır. Yani ge. nelerden beri otobüs işletmesinin ba- şında bulünanlar, — sayıları bir elin parmaklarını — bile — doldürmayan “rink” seferlerini birbirleriyle — bağ- daştırarak - tanzim - edememişlerdir. Keza ayni aksaklık tramvay sefer. leri için de varittir. Ayni durakta az ka arkaya ayni semte giden iki ves ya Üç araba geçer sonra uzun bir müddet bu semtin arabasını bekle. mek İâzımdır. Bunların sebebi acaba nedir, seyir. rasındaki — tıkanmalar beklemeler midir? Şüphesiz bunlar esasli birer Amildirler. Fakat bu'nokfaları ara- dan geçen yıllar boyunca tetkik e dip, her arabanın normal: gecikme müddetini hesaplıyarak yeni tedbire dere başvurmak, seferleri ona göre Ayarlamak ve sürüp giden keşmeke. ge, kiğmen de olsa, mâni olmaya ça Jışmak doğrü olmaz mi, bü kabil ç- detmeollikten de anladığımız aşağı yukarı bu değil midir? İktisat - Mminde “Büyük Sayılar Kanunu” tami verilen bir kalde vardır. Buna göre bir sahadaki hâdiseler fazla miktar- da tekerrür ederse, bir istikrar ha. #il olür. Tıpkı bünün gibi, yol darlığı yüzünden nakil vasıtalarında - vAkt olan gecikmeler birbirini ifna edebilir ve bir istikrar kurulabilir. — Yalrız bunü iş başında bulunan tşletmecile- Tin ayarlaması lazımdır. Ayni gecikmeler ve aksaklıklar çe. hir vapurlarında da göze çarpmak: tadır. - Tarife meselâ 1445 de, filân iskeleye bir vapurun — uğrayacağını gösterir. Kan ter içerisinde koşarsı- haz, fakat gemi 145 te değil de 1,55 te gelir. Bunun da sebebini İşletme- cilerde aramak Jâzımdır. Çünkü her geminin sürati bellidir. Aşağı yukarı hangi saatte, hangi İskeleye çıka. racağı yolcunun sayısı da yaklaşık bir rakamla meydandadır. O halde aZ da olsa bu 'gecikmeler işletmeci. Jerimizin hesaplarındaki bazı ihmal- derini ortaya koymaz mı? Ayrıca, Boğazın iki sahili arşan daki iitisak da mahirane bir şekilde ayarlanmamıştır. Bu misalleri / sütunlarca nzatmak kablidir. Diğer taraftan da şehir hat darını sevk ve idare eden zevattan, ellerindeki vasıtalardan daha rasyo: el bir şekilde istifade etmelerini ve yatandaşı daha rahat seyahat ettir. melerini istemek, hemşerilik boreue muzdür. Şevket EVLİYAGIL Lise ve ortaokullar 2 ekim pazartesi günü tedrisata başlıyorlar Lite ve ortaokulların olgunluk im- Yihanları ayın 14 Ünde başlayacaktır. Örtaokul Ve liselerdeki sınıf geçme imtihanlarına devam edilmektedir. Okullar, 2 ekim pazartesi günün- den itibaren deralere başlıyacaklar. di TEŞEKKÜR Beki Maliye mütettişlerinden, De. mokraf Parti Fatih Tiçesi İdare Ku rulu KAtp üyesi FERİD ASSOY'a görülen Acil Müzum üzerine yatın- dığı Or Ofrayım Hastahanesinde ha. Zik öperatörlerimizden Dr. Franko tarafından prostat ameliyatı yapı Miştir. Müvaffakiyetle - neticelenmiş olan bu ameliyattarı dolayı Dr. Pra: ko ile yardımcılarına ve. hastahane idarecilerine — kendisinin 'sonsuz te- ekkürlerini takalm eder. Ferit An 30y'a Acil şifalar dileriz. YENİ İSTANBUL SİYASİ IKT MÜSTAKIL GÜN! VENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LİMİTED ŞİRKETİ Müdürür Kemal H SARLICA, Bu sayıda yazı İşlerini 'fllen İdare eden : Sacld ÖGET Neşredilmiyeni yazılar dade edilmez. BaŞIĞEI yer 1 YENİ İSTANBUL ' MATBAACI- IK LİMİTED ŞİRKETİ (Devamı var) Bunlara tesadüf *