Sayfa 2 Bir gazete muhabirinin, — Yeşiikö hava alanından — tüccar hüviyeti a1 tında geçen, Amerikan Federal Teş. kilâtinin - mühim — simalarından biri ile yapmış olduğu —mülâkattan bir- | kere daha öğrendiğimize göre, Ame: Tikan umumt efkârı, son zamanlar- a takip edilen dış politikayı, tan- vip etmez bir tavır takınmıştır. Bu. da sebep 'Truman'ın, Rusyayı im- ha etmek için Kati tebirlere - baş. vurmamasıdır. Amerikan umumt — efkârında, hiç dekilse kasmen ve yeni yeni belirme: ye başlamış olduğunu kabul etmek- Tiğimiz Jâzım gelen cereyanın do. Zuşuna Amil olan olayları, — sayın Amerikalı göyle izah etmektedir; “Mademki Rusya zavallı ve küçük milletlere sebepsiz yere hücum ede- bilmekte ve hiç bir şeyden korkma- maktadır. O halde, Amerikanın ye- gâne yapacağı gey, İngiltere, Fran- Sa, İsveç, Norveç, Türkiye, Yunania- tan, İtalya, Belçika, İran, Pakistan, Hindistan ve Japonyadan yekünu on) beş bini bulan bombardıman uçakla- Fiyle aynı #aatte Rusyanın - Üzerine gidip bütün Rusyayı sistematik bir urette bombalıyarak harp ve sanayi merkezlerini felce uğratmalıdır. feap ederse mühim merkezlere atom ata- Tak dâvayı bir günde halletmelidir. Haklı olarak “heyecan — verlci tâ- dia,, diye neşredilen bu gayrı resmi beyanat, ilk nazarda insana, mesu- liyet almamış kimselerin, bol kese-) den ativerdikleri, hayalt bir çare gibi gelmektedir. Fakat —Amerikan De- Mmokrasisinde umumi efkârın ne bü- yük bir yer tuttuğu gözönüne geti- Filirse, doğmaya başlıyan bu fikrin .yavaş yavaş Amerikan harlci siyı zetine yeni bir veçhe vermesi bekli nebilir. Esasen bu fikir Avrupa Konseyin- de de hâkim olmaya başlamıştır. Strasbourg'ta, Avrupa Ordusunun ku- rulmasını isteyen Churehili, asamb- denin giddetle alkışladığı — nutkunda, sert tedbirlere başvurulmanın zamanı geldiğini vu cümlelerle ifade etmiş tirt “Hâlen elimizde bulunan en bü- .yük koz Amerikalıların atom bom. bam bakımından Rusyaya — nazaran muazzam sürette falk oluşudur... A- tom bombasının kullanılması, — Sov- yet rejiminin temelini kökünden sar- Sabilecektir. Rusyaya kargı giddetli — harekete Gevam edilmesi, son günlerde Am: rikada yayınlanan bir — beyanname ile, tekrar takviye edilmiştir. YENİ İSTANBUL gazetesinin New-York muhabirf H. Martin'ne göre Amet rikada “Cişin kızıştığı),, iyice hisse- dilmekte ve bir “hiddet,, havamı et mektedir. “Şimdi herkes, — icabinda| kendini feda ederek, Ruslara, haket- tikleri dersi vermeye hazır,, dır, d Tektedir. “Amerika Birleşik Hükümetinin ht den Bahriye Bakam olan F. P. Matthews'in, Boston'daki son konuş- ması bilhassa şayanı dikkattir. Barışçı siyasetin değiştirilmesi 1ü- Kumuna işaret eden Bakan, Birleşik| Amerikanın fcabında “barış için iş- birliğini zorlamak,, maksadiyle har- be başlamaya hazır olduğunu bildir- miş ve “askeri — gücümüzü, hiç bir düşmanın başa — çıkamıyacağı — bir kudret haline getirmektön başka ça- Te yoktur,, demiştir. Bilâhare âayın Bahriye Bakanı bu beyanatı kendi ahai namına yaptığı- u açıklamış ise de, sarfettiği sözle- Tin mahiyeti, Amerikada / doğmakta olan şiddet politikasının resmt mah- fillere de sirayet etmekte olduğunun açık bir delili telâkki edilebilir. İkinci Dünya Savaşından — sonra Batı Demokrasileri bütün maddt ve mânevi kaynaylara — başvurarak u- mumt barışı kurmak için muazzam gayretler. sarfetmişlerdir. — Bunların karşısına dikilen Komnizm ve onun bayraktarlığını yapan Moskof ejderi Ahtiraslarına gem vuramamış, - boz- Tn İ İHTAR Yazan: Ekrem Z. APAYDIN guncü siyasetine devamla da iktifa etmiyerek, Kore'de kan kardeşlerini birbirine-vererek harbi yeniden nteş- tir övyet aiyasetini, günlük havadis- der meyanında biraz daha yakından takip etmiş her kimse artık anlamış. tır ki, Rusyayı idare edenlerin ihti- yasları hudütsuzdür. — Dünyaya — ta- hakküm etmek arruları, skaştırılmı bir yay Kibi, fırlamak için fırsat kollamaktadır. - Sövyetlerle - normal yollardan anlaşmaya imkân kalma- Mıştır. Şerçe — parmağını — gösteren kolunu kaptırmaya mahkümdür. TTarih boyunca — beşeriyet bir çok tehlikelere maruz kalmış fakat ko- Münizm Salgını gibi bir Afetle kar- gılaşmamıştır. — Bazı — mintaktların, Muayyen hükümetlerin, bir kaç mil- detin değil, bütün dünyanın — karşı karşıya kaldığı bu vülüm muvacehe- sinde tehlike ile mütenasip tedbirle- Te başvurmak zaruridir. İnsan vü. Cudunda nasil kangrenleşmiş bir uz. vu kesmek evlâ ise, bütün beşeriye- ti kurtarmak için de / kominformu imha etmek lâzımdır. İki yüz milyon insanın inlediği bir dünya parçasın- da, baş belâsi bir zümrenin yokedil- mesi uğruna dökülecek kan ve telef olacak vücutların sayım ne — olursa olsun, beşeriyetin istikbali ve İstik- Jâli dâvası yanında göze alınamıya- cak bir. fedakârlık sayılmaz. — Be- geriyeti, kendini kurtarmak için, bu kadar şiddetli bir harekete başvur- maya mecbur edecek olanlar artık tövbeye gelmelidirler. Şel Şurada ineceğim.. Tramvaya Dinmeye teşebbüs ettiğimie zaman, basamakları da bir takım kimselerle karşı- dağırız. İçerisi bop vahut yarı dolu olduğu halde, bulundukla- Ekse köşesi #a verden kipırdamazlar. iya çoluk çocuk ve Remen da- Ama üstleri, başları kirli olan bu yolculara biletçi vaklasın da para istediği zaman aldığı ce- vap gu olur; — Şurada ineceğim, Biletçi, pek mukavemet gör- miyecedini — tahmin ettiklerine kutusu ile vuracak gibi yapar, kaçırtır. Daha iricelerine başı- me sallamakla iktifa eder. Surada ineceğim! Amma ne- redef Bu paso veya bilet ma- kamina kullamlan. cümle, —J tanbulun en büyük dertlerinden biridir. Bu aynı zamanda mem- deket ölçüsünde içtimat, ahlâ- kt Bir dâvadır. — Bugün gehre, delediyeye ait bir nakil vamta- sında parasır seyahati bir mu- vaffakıyet sayan, yarın elbet de bu gibi. “muvaffakıyetler, peşinde koşacaktır. Şurada, ineceğim. Bvet am- ma nereder Hele tramvaylara salkım sal- kım aslan küçükleri görünce, içim sızliyor. BİR İSTANBULLU Lübnan Devletinin Güvenlik Konseyindeki namzetliği Dün bir basın toplantısı yapan Elçi, seçim neticesinin iki memleket arasındaki samimi münasebatı değiştirmiyeceğini söyledi gazetecller arasında Lübnan Eiçisi Emin Etahtab dün anat 17 de Ayaspaşadaki Konsolos- Tuk binasında bir basın toplantımı yapmıştı Bilindiği gibi Lübnan, / Güvenlik Konseyine namzetliğini koymuş ve İsrall meselesi dolayısiyle Arap Bir- Hi devletleri bu namzetliği destekle- meye karar vermişlerdir. Güvenlik Konseyine - bizimle aynı zamanda — namzetliğini " koymakla, Türkiyenin rakibi durumuna düşmüş olan Lübnanın bu olay karşısındaki yaziyetini, son zamanlarda bazı ya- bancı kaynaklara dayanan neşriyat üzerine açıklamak Tüzumunu hisse- 'den Elçi gazetecilere verdiği izahat- ta ezcümle şunları söylemiştir: 'Arap Birliği, Arap devletlerinin hayati menfaatleri dolayısiyle, Bir- lik Azasından birinin Güvenlik Kon- seyinde hazır bulunarak, doğrudan doğrüya — sesini işittirmesinin, nazik vaziyetler hâsıl olmasına mâni olma- m itibariyle pek müvafık olacağı fikrindedir Bundan sonra Elçi, seçimin netice- #i ne Glursü olsun Lübnanı Türkiye. ye bağlıyan dostlük münasebetlerinin aslâ değişmiyeceğini ifade etmiştir. Emin Elahtap kendisine / sorulan bazı suallere cevaben, Lübnanla Tür- kiye #rasındaki samimi münasebet- lerin yegâne pürüzünü —teşkil eden emlâk meselesifde de tarafeyn arı sında tam bir prensip anlaşmasına ve rıldığını ve bu konuya ait teferrun- tın yakında tamamlanarak anlaşma- 'nin imza edileceğini haber vermiştir. Suudt Arabistan petrollerini Akde- nize akıtmak Üzere Ürdün, — Suriye 've Lübnan arazisinden geçerek Say- dada biten, Tap-Line Amerikan Şir- keti tarafından yapılmakta olan bo- Tu ferşiyatının 3 aya kadar sona e- receğini ve bu #uretle Saydada bü- yük bir petrol limanı vücuda gelece- ini belirtmiştir. YENİ İSTANBUL — BU — MÜNASEBETLE TARİHÇESİ VE GÖRDÜĞÜ MALÜMATI Yarın şehrimizde toplanacak — olan Dünya Sağlık Köngresi — dölayisiyle okuyucularımıza teşkilâtın tarihçesi ve gördüğü İşler mevzuunda malümat vermeyi faydalı gördük: Dünya Sağlık Teşkilâtı (WHO) aki Milletler Cemiyeti Sağlık Şube- #inin Biyolojik standartlaştırma — ve gin hastalıklarla mücadele ödevle- Fini deruhte etmekle ekim 1946 - da çalışmalarına başlamıştır. Deniz ve hava nakliyatınn dalr 1944 yılında aktedilen Milletleraram Bağlık — Mu- hafaza anlaşmaları gereğince kurul. muş Olup muvakkaten UNRRA tara- fından devren teslim alınmış — olan salgın hastalıklarla mücadele servis- leri 1 aralık 1946 da İntikal Komis- yonuna devrelimiştir. Ocak 1947 de 'AVHO”, UNRRA sihhat — şübesinin Avrupanın harp yüzünden harap olan memleketlerinde giriştiği çalışmaları üzerine aldığı gibi nisandan itibaren Uzakdoğuda da faaliyete geçmiştir. Şubat 1048 e kadar “Office İnterna- tlonal d'Hygiöne Public'in müteadalt teknik ve idart faaliyetleri de “WHO” 'ya devredilmiş ve bu teşkilât evvelce Mühtelif milletlerarası sağlık teşek- küllerinin uhdesinde olan sağlık ve #ıhhat servislerinin İdame sorumlulu- #unu tamamiyle üzerine almıştır. “WHO”nun faaliyetleri meyanında gunlar zikredilebili 1 — 1047 kolera salgını sırasında, bilhassa vaksen temini yolu ile Mi- aıra yardım; 2 — Suriye, Ürdün, Lübnan ve İs- railde Arap mültecileri için tıbbi ser- visler teşkilâtlandırmak ve bu alanda UNRRA ile gönüllü ajanlıktarın çalış- malarını koordine etmek; 3 — Tifüs salgını mırasında temmuz 1049 da, kontrol tedbirlerini teşkilat- dandırmak için Afganistana Iki uz- mân yollamak ve bu memlekete DDT İle aşı temin etmek; 4 — Ağustos 1949 da çocuk - felci salgınını kontrol altına almak Üzere vaki çağrı Üzerine Bombaya uçakla “demir elgerler,, göndermek; © — 1949 deprem felâketini takiben Ekuadorda yardım tedbirleri almak. AWHO" aynı zamanda vereme kar- # aşı kampanyası için milletlerarası Yugoslav Kıralının yıldönümü Yugoslav Kıralı İkİnci Piyerin do- Gum günü münasebetiyle şehrimizde, bulunan Yugoslav mültecileri 6 ey: 1âl çarşamba günü Galatada Aya Andrea Kilisesinde bir dint âyin ya- pacaklardır ACI BİR ÖLÜM Merhüm Doktor İsmali Hakkı Se- 'den ve merhüm müteahhit tüccar Me- Süt Selen ile Avukat Hüsam Selen, Günizi Boransül, Dürdane Garan, Fer- dane Şerbetçi, Muazzez Arslan'ın a- #abeyleri, Kurmay Albay Etem Bo- Fansü, Tüccar Fahri Garan, Tüccar Fahreddin Şerbetçi ile Esat Aral 'yun kayın biraderi, Bursa eşrafından Rauf Umur'un damadı, Reşat Umur, Nezahat Ataç, Bedin Yönetken'in e- niştesi ve Doktor Siret Ataç ve Hi d Bedi Yönetken'in bacanağı ve Nermin Selen'in eşi, 'SELEN MÜESSESESİ SAHİAİ TÜCCARDAN VECDİ SELEN 2 eyili 1050 cumartesi günü hakkın rahmetine kavuşmuşstur. Cenazesi 8 eylül 1950 pazar günü ikindi nama- Zini Mmüteakıp Beyazıt Camlinden kaldırılarak Edirnekapı. Şehitliğinde. Ki ebedi istirahatgâhına tevdi. edile- cektir. Gençlerimizin yürekleri kanat as- kiyle yanıp kavruluyor. Kanat sesini Yardün en uzak közelerine - ulaştırar Bilmek için Türk Hava Kurumunun ahamalarımı, detleklemeliyiz. ŞEHİR HABERLERİ Dünya Sağlık Kongresi yarın şehtimizde toplanıyor 'OKUYUCULARIMIZA — TEKŞİLÂTIN İŞLER HAKKINDA GEREKLİ VERİYORUZ gti teşekküle teknik servisler temin etmiştir. Haziran 1948 de Cenevrede — yapı lan Birinci Dünya Sağlık Asamblesi: nin itthaz ettiği bir karara tevfikan AWHO” nun faaliyetleri 6 uzun va deli program Üzerinde temerküz et miştir. Bu programlar / mucibince, malarya, tüberküloz ve zührevi has- talıklara karşı mücadele açıldığı gi: bi umumf tegaddi, arine ve çoçuk ba- kımının islâhina girişilmiştir. Bu fanliyetler cümlesinden olmak üzere WHO'nun Yunanistan ve İtal- yada sıtmaya karşı giriştiği mücade- lede iyi neticeler elde edilmiştir. Tür- kiyeye, memleket ölçüsünde kurduğu malarya kontrolü teşkilâtının — mo- dernleştirilmesinde yardım. yapılmış, Macaristan, Rumanya, Bulgaristan, Yugoslavya, Hindistan, Pakistan ve İranda uzün vadeli sitma — mücadele programlarına başlanılmıştır. Teşki- Jâtın tüberküloza karşı giriştiği mü- cadele kampanyası mucibince, 10 do- Ku Akdeniz memleketiyle Orta — ve Güney Amerikada tetkiklere girişi miş ve tedavi kolaylıkları / ihdasına başlanılmdştır. Atina ile Selânikte tüberküloz teşhisi için laboratuvarlar teris edilmiştir. İstanbul kaymakamları arasındaki değişiklik Yeni - tâyinlerin listesi dün vilâyete bildirildi İstanbul kaymakamları - arasında yapılan değişiklik Vilâyete bildiril. Miştir. Buna göre Emniyet Genel Müdürlüğü Şube müdürlerinden Al Rıza Fatih, Silivri Kaymakamı Enver Kural Dikili, Ayvalık - Kaymakamı Ahmet Akbii Beyoğlu, Pınarbaşı e- ki kaymakamı ve Emniyet Genel Mü-> dürlüğü emrinde Osman Tulgay Si. İlvri, Baskil Kaymakamı Suat Ete- moflu Kartal, Beyoğlu Kaymakamı Muhterem Veznedaroglu — Mahalii - dareler Şube Müdürlüğüne, — Adalar Kaymakamı Mehmet Ali Çatalcaya, Şile Kaymakamı Mekki Kefkin E- minönüne, Eminönü Kaymakamı Cevdet Barın Çorluya, Çorlu Kayma: kami Sadık Artomihaç' Şileye, — Ça talca Kaymakamı Şevket Yurdakul Ayvalığa, Kartal Kaymakamı Rifat Erdal İneboluya, Mahalit — Tdareler de Şübe' müdürlerinden Orhan — Kürek çler Adalara ve Fatih Kaymakamı Cemal Şaşıoğlu Bigaya naklen tayin olunmuşlardır. dınlatıyor. ve diyor ki: — Rom un başlıca / kahrama- bir dünya hasreti do irasın büyük Bir aak o 'dün söylemiştim. “İçinde dünyanın — Bütün seseleri saran. buhran: İarı, bu aşk mihverinin etrafında ve 'ona bağlı hayat sahneleri h Tinde yaşanır. Bu bunranların b tü “meslekleri içine alan karak fariştik ve müşterek bir tezahürü de Tyalan di Evet, yalan, bu: günkü " dünyamızda * Zoraki bir Ahencin €n zaruri unsuru haline gelmiştir: Hekimlikte yalan Adeta talkinin ve tedavinin Büyük yar: dımcılarından. birldir. Avukatlıkta Yalan, “müdafaanın. Bellibaşlı şart İarından birl “haline — gelmistir. Yeniromanıhakkında Peyami Safa diyor ki: Pakistan Maliye Bakanının beyanatı Gulam — Muhammed dün — gazetecilere Keşmir meselesi hakkında malümat verdi Bir kaç günden beri — gehrimizde bulunan Pakistan Maliye Nazırı Gü. lam Muhammed dün geztee başmu:- harrirlerine bir bğle yemefi vermiş. tir. Pakistan Sefiri ve İstanbul Va- lisinin de hazır bulundukları bu ye- Pakistanın mühtelif mese leri, Pakistan - Hindistan aramı mü- nasebetleri, Keşmir ihtilafı hakkcın. da görüşmeler olmuştur. Akşam sa- at 16 da Park Otelde bir basın top- dantımı yapan / Gülam — Mühammed, bilhassa Keşmir meselesi - etrafında Pakistanın noktal nazarını - izah e- den geniş izahat vermiş ve Hindis. 'tanın hür bir plebisit kararını kabul etmemesinin vahim neticeler doğu- rabileceğini ifade etmiştir. Pakistan — Maliye " Nazın — bügün Londra yoliyle Pariso giderek Azam bulunduğu / Milletlerarası Kalkınma Bankasının Meclisi İdare toplantısı na iştirak edecektir. Yeni Yunan Büyükelçisi 12 eylülde geliyor Yeni “Yunan Büyükelçisi — Kontu- mas ayın 12 sinde Ankara vapuriyle gehrlmize gelecek ve doğruca Anka- raya giderek itimatnamesini ” Cum- hurbaşkanına sunacaktır. Diyanet İşleri Başkanı Eyüp Camiinin harap hali alâkadar oldu Evvelki gün Eyüp Türbesinin açılı- gında hazır bulunan Diyanet İşleri baş kanı Hamdi Aksekili, Sütlüce infila- kında harap olan Eyüpsultan Camli camlarının hâlâ tamir edilmediği ve bu yüzden temizliğin temin edileme- diği ve bu meseleye Evkafın lâyıklıy- le ilgi göstermediği hakkındaki gi kâyetlerle alâkadar olmuş ve gere- ken teşebbüslerde bulunacağını — va- detmiştir. Diyanet İşleri Başkanı yarın Mu- danya yöliyle Bursaya giderek ors daki dini mücsseseleri teftiş edecek- tir. Sular İdaresi müteahhi ameleye - ödemediği yevmiyeler Sular İdaresi inşaatında — müteah- hit tarafından —ameleye — verilmiyen yevmiyeler - Çalışma Müdürlüğünün 'de müdahalesiyle temin edilmiş ve bu hususta gerekli tahkikatın yapıl- masına başlanmıştır. Muaşorette yalan, — Insanlar ara- ndaki tesanildün Amillerinden irldir. Politikada yalan, — kütle izerindeki telkinlerin “esası gibi ir. Ticarette yalan, reklâmın, ka- Zetcellikte ya de Müayyen . tesirlerim, askt İan, seisenlerin birbirleri müdafaalarının, sanatta — yalan. güzelliğin. süste yalam, — cazibenin Zarari unsurları ” halindedir. Bir Ahenk zavahiri yaratan bütün bu mesrü ve / gayrimesru — yalanlar: dan kurtulmuş bir dünyaya dok- Fu, sosyal tekâmülün seyrine * * vermek . mümkün müdür? u bir. önsöz — mahiyetinde n “Proloç'u, esas mevrüun di karsı 'faya koyuyor. Bundan sonra sözü Tomandaki vakaların ve - İnannlar Tin kendilerine birakmayı — tercik Ederim. 3 Eyiti 1950 *SPOI( Tenis maçlarının dünkü neticeleri Bacdamd GNDT ae ı Bi nu İtalyan n & setlik. maçı Oyunun” sonuna kadar çok heye Simuğtur. İlk İki eti ” güzel o Yünla Harper 68 68 ” kazanmamna ŞEkAYA Kayteltiri için rakibi Cucelir Cücelli” karsınında / oynarken ©- Süngü lette Barulna Kramp sirmesi buriyetinde Kalmıstır. Alman teknik İtalyan Cucenli Avustralyalı Harpsfi 5 “setlik maçta 3, B0 BT TS 68 “Amerikalı Kovnleweki, diniyi Ge 62 62 Htalyan Gan Tek kadınlarda Arlantinli “Marla yundan sonra 16, 63, 61 maklüp et Mubtelit dömi finalinde Hermsen & le Linek ve Migilori - Cucelli maçının ilk açi Hermaen. Linek lehine'TR Bugünkü program Tek kadın finali; — Miss / Dorotha Hend (Amerika) - Marla Welas (AR Jantin! Tek erkek finali: Kovalewiki (Ame rika) " Cücelli. (talyan). Mühtelit döml finali: — Hermsen & Linek, Migtlori Cucelil. Dün bava Xa 'aklar ve ayrıca Marin Wefaa, Herolde Weler "“Dorfmann, Tuckey ile kargır nacak ve finaller yarın Oynanacaktır Yeni tenis maçları tertip edildi 18, 20, 21 eylül salı, çarsamba ve per> sembe günleri “Tennis Ciub de Pa ile “Tenis Eskrim Dağcılık Kulü. bü. aramında Taksimdeki Tenls Kulü bünün kortlarında Davis kupam usulü karşılaşmalar yapılacaktır. 'Her iki takımda şu oyuncular oyak “Tennis Cinb de Paris takımış J. Bo rotra, Dubuc, Kermadec. Tenis Eskrim Dakcılık takımı: B 'nes Talay, Suzan Gürel, Behbut Ce vansir. Nazmi Bahri. Fenerbahçe, Adalete husust maçta 3 - 2 yenildi Dün Fenerbahçe Stadında yapılan Fenerbahçe ile Adalet takımları arar #ındaki hususi futbol maçını 3-2 Adar Tet takımı kazanmıştır. Galatasara Beykoz arasındaki maç ise Galatası Tayın bir gün evvel kendi aralarında yaptığı sıkı maç yüzünden yapılmaz Anadoluhisarı Kulübünün yeni lokali açıldı Anadoluhisar Kulübünün, — Hisarda töreni Vali ve Belediye “Başkanı Fahreddin Kerim Gökay” tarafından yapılmış ve davetiiler kulüp binasını gezmişlerdir. TEŞEKKÜR Sayın Vali ve Belediye Başkanı Fabreddin Kerim Gökay” Küledibinde uzun zamandan berf çektiğimiz su sıkıntımızı halletmek- le bize gösterdiğiniz alâkaya candan teşekküir eder, Kuledibililerin şükran ve minnet duygularını sunarız. Kuledidilder YENİ İSTANBUL SİYASİ İKTİSADİ MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE Bahibir İSTANBUL NEŞRİYAT LİMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal EL SARLICA Bu sayıda yazı işlerini Tüllen iöare edeni Sacld ÖGET Neşredilmiyen yazlar dade edilmez. Banldıı yer 1 YENİ İSTANBÜL' MATBAACI- LIK LİMİTED ŞİRKETİ MATBAASI lar hâlâ görünmemişlerdir. Ben: Dışarda hepimiz nAla lantılı bir. dürumda; REŞAD NURİ GÜNTEKİN Kavak Yelleri e HGA ça Bir türlü anlaşmamız kabil olmuyor. O “Ma. dem ki taraftar değilsin. Sen kal. Ben kendi ba- #ıma giderim” diye otobüse atlıyor. Ben onu bek- lemek karariyle elime bir mecmun alıp bahçeye oturuyorum. Fakat ondan sonraki otobüs maki- nesini işletme Jayınca birdenbire yerimden fırlıyor Ve 'şemsiyemi kaparak koşuyorum, Vapur uzaktan görünmüştür. Sabriye göyle bir plân teklif ediyorum: — Bir iştir oldu. Buraya geldik. Fakat daha ileriye gitmiyelim, Çımacılarla iskelede beklemek doğru değil. Biraz alarga duralım. Onlara hattâ başka bir iş için yahut deniz banyosu yapmak üzere gekeleye indiğimizi söyleriz. Şimdiden ha- tırlayacağımız bir otomobille beraberce otele gi- pur İskeleye yaklaşınca uzakça bir yere gidip duruyoruz. Rasgele bir vapurun yanaşmasını — seyreden issizler gibi lâkayt görünmekle beraber gözleri- miz güverteye yığılan ve iskeleye akan kalabalı ı dikkatle taramaktadır. Ara sıra birkaç kadını Onlara benzetir gibi olarak halecanlanıyor, fakat aZ sonra yanıldığımızı görüyoruz. Güvertedeki kalabalık #z çok seyrelmis. on- 'is1 — Sakın son vapura kalmış olmasınlar, diye #üpheleniyorum. Sabri buna ihtimal korkusu daha büyüktür: — Sakın son dakikada bir akailik çıkmasın? Olur mu olur? * — Yok canım. Daha kalabalığın yarımı çık yermemektedir. -Onun — Onlar cin gibi kızlar. Arkaya kalırlar mı Kararımızı unutarak iskeleye yaklaşıyor, bir- birimize: “Aman dikkat! Kalabalığın ar çırmıyalım"” diye ihtarlar yapıyoruz. Kimler çıktı ise ortada, tabak gibi önümüzdedir. Öte taraf- 'tan içeride de kollarından tutularak — iskeleden geçirilen ihtiyarlar, bohçalı, sepelti köylü aileleri ve hammallardan başka kimse kalmamıştır. O halde? Babri şaşkın bir halde, vapura doğru koşu- yor, fakat parmaklıklı kapının hemen öte tara- fında, bir aynalı dolap taşıyan iki hamalın ar- kasında Perihan ve Ayperi ile âdeta çarpışıyor. Kızlar yanlarında uzün boylu bir delikanlı ile, yüzlerini vapura çevirmiş bir şey beklemekte- dirler. Derken bir başka delikanlı, elindeki bir kırmızı mantoyu havaya kaldırıp göstererek va- purdan atlıyor ve koşa koşa yanlarına geliyor. Nihayet “Acele edelim” diye bağıran bilet me- murunun biraz berisinde hepimiz bir araya top- danmış bulünüyoruz. Kızlar biraz şaşalamış hal dedirler. Sabri ile ben de onlardan pek farklı bir durumda değiliz. Ayperi, İzmirli tüccar bilmem 'ne beyler diye bize delikanlıları takaim ediyor, Ellerini sıkıyoruz. Lâkırdı bulmakta güçlük çekl. #imize mukabil Ayperinin yanlışlıkla — vapurda Unutulan pardesüsünü getiren delikanlı onu bir hamalın elinden namıl aldığını gülerek anlatıyor. yız. Başka bir iş işin Yalovaya indiğimiz hikt- yesine artık lüzüm kalmadığını gören Sabri bizi hazırladığımız otomobile götürüyor. Burada yine hepimiz müşkül bir tereddüt dakikamı - geçiriyo Tüz. Otomobil pek küçük olmasa delikanlara da arkadaşlık teklif etmeğe mecburuz. Fakat vazi- yet meydandadır. Kızlar onların ellerinden çanta- larını ve daha başka eşyalarını alıyorlar; neşesiz bir tavırla ellerini sıkarak ağır ağır arabaya bi- niyorlar. Sabri içeride onların aralarına giriyor; ben şoförün yanına oturarak vapurun - getirdiği bir akşam gazetesini açıyorum. Fakat otomobil hareket ettikten sonra başımı döndürüp içeride. kilerle konuşmam Jâzım geliyor. Bu esnada arka Pencereye gözüm ilişiyor. Delikanlıları, vurama. dıkları bir tavşanın kaçmasını seyreden avcılar gibi oldukları yerden bizim kaçışımızı seyrettik- lerini, sonra otobüslere doğru yürüdüklerini gö Tüyorum. Hasılı dürüm neşesizdir. Yalovadaki karşılaş- mamıza pek bir randevu şekli vermemek için on- Jara kendi otelimizde oda hazırlatacağımızı res men haber vermemiştik. Yalnız Ayperi'nin bir ucuz otelden telefon 'veya mektupla bir yer temin etmeyi düşündüğü- 'nü söylemesi Üzerine Sabri: “Siz onu bana bi kin, Ben meşgül olurum” diye müphem bir vald. de bulünmüstu. Kendi ötelimizde — ayırttığımız lüks odanın bu fakir kızlar için hog bir sürpriz de olacağını ayrıca hesap etmiştik. Fakat bu du. Tum karşısında sürpriz falan kalmıyor ve kızlar Adeta bize surat ederek bu odaya yerleşiyorlardı. * Yalova İskelesinde delikanlılardan ayrıldık- tan sonra ne kızlar bir gey söylemişler, ne biz 462 463 onlara bir gey sormuştuk. Sabri ile yalnız ka- lınca; — Bu ne iş böyle? dedim, O keyfini kaçırmağa taraftar değildi — Keratalar atladılar ya... Sen ona bak, dedi 've hemen hikâyelerini uydurmağa başladı: Bu zamanda erkek arkadaşı olmayan kız var miydı? Halbuki İzmir tacirlerinden diye takdim ettiklerine göre belki hattâ arkadaş bile değiller- di. İhtimal kızlardan biriyle avukat yazıhanesin- de yahut dişçi muayenehanesinde şöyle bir tanış- mişlar, sonra, Vapurda — tesadtif edince ikisiyle birden konuşmağa başlamışlardı. Hattâ o da ol madığı halde vapurda rastgele konuşmus olma: ları da mümkündü. Sonra tüccar diye kendilerini aatan bu oğlanlar di manifaturacı çırakları da olabilirlerdi. Ayprenin unuttuğu mantoyu elinde Sallayışına dikkat etmemiş miydin? Sokağa koy- duğu işportanın önünde bâğıra çağıra kampiyon /malı eşya antan esnafdan hiç bir farkı var mıydı? Ben: — Öyle değli ya.. Ti gibi çocuklar. Piril, piril dedim. Sabri sndece: — Yanlış görmüşsün, dedi, hem neye bah- sediyoruz. bundan bilmem ki.. Kim olurlarsa ol- sunlar.. Atlattık gitti, dedi. * Çocuklar gerçekten atlamış görünüyorlardı. Fakat ne de olma hepimize bir durgünlük çök- müştü. O kadar ki, kızlar kendilerine hazırlattı. famız banyolu lüks odaya bile umduğumuz kadar gözleri kamaşmış görünmediler, Perihan odayı ve banyo dalresini âdeta teftişten geçirdi. Duşun iyi islememesi gibi bir iki küçük eksik için garso- DU neşesiz bir hafif tertip haşladığını ko ridordan işiterek Sabriye yavasca: 4S — Kiak Ananı Sanıraınız K, bütün ömrünü | lüks Avrupa palaslarında — geçirmiş, demekten kendimi. alamadım. Keyfini kaçırmağa taraftar olmayan arkadı ? —Aldırma.Onlar yeni kızlardır.Herşeyi bilirler, Sinemalarda buna göre nelerin resimlerini gö- Fürler, dedi, Ben onu birez turpalamak ihtiyacr ha kargı düramıyarak: —Bvet, yeni kızlardır. Onlara resimler gibi anllarını da gözterenler olmuştur. bellei, dedim. Sonra kızlar kapıya gelerek banyo etmek, Ginlenmek, sonra da Baloya hazırlanmak için biz: den müsmade istediler. Hiç Tüzumu olmadığı halde görürsünüz. arkalarından buraya çıktığıma ve koridorda bek- lediğime birdenbire utanarak: — Ben de size onu tavsiye edecektim. yet iyi olur. Hattâ biraz da uyumalısınız, de- dim, Sabri: — Canım yemekten evvel göyle biraz dola- P aperatif almayacak miydik? diye plânımızı açığa vurdu. Daha ziyede canım sıkılarak soğuk bir ba- kışla; ” Öyle bir şey söylemiş miydik? Ben ha- tirlamıyorum, dedim. Sonra her zamanki baha- yani tavrımla gülerek hepsine birden. — Vallahi o sizin bileceğiniz şey.. Belki ha nımlar da onu tercih ederler. Pakat benim dedi- #im — dediktir. Dinlenmeleri daha iyi olur. Bak baloda epeyce geç kalıfacak. Ban kendi hesabı- dinlenmezsem yapamam, arkamdan onlara tehşli telâşlı: Beni mazur vey n Yürümüştüm. Sabri. (Devamı var) 465