Sayfa 2 YENİ İSTANBU TETKİKLER İZİM dostlarımız; toplulük haya- tımızın tam bir aynasıdır. Onla- Fin niçin türlü türlü düşündüklerini, bize birbirini tutmuyan öğütler ver diklerini anlamak istersek, — bütün gosyal tezatlarımıza göyle bir. göz gezdirmeliyiz. — Görüş — duruluğunu, Kestirme düşünüşü, — müphemlikten Bayrılığı dile getiren / doğru çizgi, yurdumuzda istediğimiz gibi henüz yerleşememiştir: Dikkatle - yapılan düvarlarımızda bile - eğrilik, büğrü- Jük vardır. İhmal, yarım iş her yer de sırıtmaktadır. Avrupa biçiminde açıldığını sandığımız lüka caddeleri: Miz ilk bakışta anlayabiliriz, Avru- ahi değildir. Binalarda güzellik âhengini bozan ölçüsüzlükler almış, yürümüştür. An- falt yanlış dökülmüştür, yaya kal dirimi karışık ve nispetsizdir. — Bi raz ötede kulübeyi andıran bir ev görürsünüz, yanından tuhaf taşlarla döşenmiş delik deşik bir yol geçer Her yerde bir. karmakarışıklık, a Darşi ve — Kkararsızlık — görürsünüz. Haşarı bir kedi, orta boyda bir iplik yumağı İle günlerce oynasa, böyle içinden çıkılmaz bir düzen bozuk- Tuğu meydana getiremez. Fakat bir Buna © kadar alışmışızdır. Ki, gehir- derimizin başka türlü olabileceklerini aklımızdan geçiremeyiz. — Hayatımız da başka türlü değildir. — İhtişamlı fikir yapılarımız aynı görünmez sv- kaklarla, çukurlarla, deliklerle, aynı düzensizliklerle çevrilmiştir. Alıştığımız için hiç de yadırçama- dığımız. bu. perişanlığı haklı gönle Tecek sebepleri bulmuşuzdur: Para- M kıttır ve bu yüzden geniş imar hareketlerine girişmek mümkün ol mamıştır. Manevi cephemizi de buna benzer bir dille anlatırız: Türk Dev> Timi henlis: çok gençtir. Bir ancak Şillarca sonra dürülma yollarını bü- Jacağız. Doğrusunu isterseniz, dâva, 'ne para kıllığı, ne de arkada kalan devrim. yıllarının — azlığı dâvasıdır. Bizim en aksak noktamız, açık ko- nuşmalıyız, anlayışımızın — çağımıza öre ayarlanmış olmamaşıdır. AZ p: a ile de düzgün iş görülür, kısa yıl- Jarda da ferah fikir yolları açılabilir. Elverir ki, bu ihtiyaç — düyülmün ve Tuhumuz düzensizliğe karsı ayaklan- masını Bilsin. — Gözümüz, ilk önce doğru çizgiye, pürüzsüz — satıkları her şeyde aranılan ahenge Ve güzel diğe alışmalıdır. - Bizim içimizi, gü- zellik duygumuzu kasıp kavurmıyan geylerle nasıl savaşabiliriz! Fikir hı yatının da bir düzeni, bir estetiği yardır. Burada da kılavuzumuz. ge 'ne güzellik duygusuna çok benziyen bir çeşit disiplindir, — fikirleri yerli yerinde görmek sevgisldir. Çağdaş — milletlerin ” çoğunda bu Suygu pek erken uyanmıştır. Onla- Fih © zaman, bizim kadar da pa Jari yoktu. Çarpık bir yol, hem da- ha kısadır, hem de bakımı daha ko- day, Duvar da öyle, bahçe yolu da öyle, her gey öyle. Bütün dâva, buz u anlamakta... Biz, kadınlarımızla birlikte yüzyıllarca kapalı ve temas- #z bir ömür sürmüşüzdür. — Hayat Gslübumuz bu yüzden altüst olmuş- ftur. Bu tam mânasiyle kapalı fert- gi dindividunlist) — ömür, sosyal gö- Tüşlerin, sosyal estetiğin dinamik ge dişmesini kısırlaştırmıştır. Biz buzün bile sokağı, evimizin, bahçemizin bir| devamı olarak — düşünemiyoruz. Ev düvarımızın. dişarısı, bizim. dekildir. Artıklarımızı oraya dökebiliriz. Ya Başkaları? Onları biz mi düşünece. ğiz. Gemisini kurtaran / kaptandır. Dikkat ediyor musunuz? — Bizim ne kadar Ortaçafımıı bir fertçiliğimiz, benetlifimiz vardır. Biz bundan miy- Tılmak ve benliğimize sosyal bir hür- Tiyet temeli / vermek / zorundayız. Fertçi olabiliriz, fakat Yeniçağ fert- çisi. Ve onun için şehirde olduğu gi- Bi, hayatımızın bütün dallanısların. tam bir ferahlik isteriz. Biz, bu bakımdan, evin dışını içinden ayıra- mayız. Fikir hayatımızda da aymı f Tahlık bizim idenlimizdir, Her milletin dostu da vardır, Güş manı da. Düşmanlar, çok kere, ko- day anlaşılır. Halbuki — dostlarımı bizim şehirlerimiz, — sosyal anlayışı- >miz gibi renk renktir, Kimi, bizim genç bir iradeyle silkindiğimize veya gırtımızdan atmıya çalıştığımıza gü- Bizim dostlarımız Yazan : M. NERMİ cenmiş gibidir. Kimli kalkınma azmi- mizin hayranıdır, kimi de ortalama bir yol seçmiştir. Hayat ölçüleri he- nüz büsbütün durulmamış bir top- duluğun dostları da başka türlü ola maz tabil. Demek oluyor ki, dostla- yimız bizi yalnız kendi. görüşl göre sevmektedirler. Üzücü bir Ama, onların sevgilerini tek bir altında — barındırmanın da — imkânı yok. Dostlarınız oldu mu, ister istemez, öğütlerine katlanacaksınız. Dostların ziyaret buketleri, öteden beri, öğüt lerdir. Dostluk “kavramı doğmamış olsaydı, belki biz, bu kadar geniş bir öğÜL bereketine kavuşmuş — olmiya- caktık. Bizim dostlarımız da böyle- dir. Ülkemizin dışında yazlariyle bi- ze doğru yolü göstermek kaygım 1- çinde — kıvrandıklarını — bildirirler. Memleketimize gelmişlerse, öğüt aa Zanağı altında kalırız. Biz, gerçek- ten, De yaptığımızı bilmiyor muyuz? Bana öyle geliyor ki, fazla ve aşın öğüt, en kuvvetli dostluklar için bi. de tehlikesiz değildir. Dostlukta- di Aristoteles'in dediği Eibi, ortalama yoldan şaşmamak Jâzım, Bizim öyle Özel işlerimiz olabilir ki, dostlarımı- zi karışmasını hiç istemeyiz ve bun- dan, pek haklı olarak, #inirlenebili riz. Bize, dost kalmak. istiyorlarsa, dostlarımızın bunü bilmeleri ve 8- geçmeleri Jazım- devrimidir. İletlerin milli dâvalarına karşı ni # kaynanalık yapmıyorsak, yalnız yük Türk Biz, başka bizi. ilgilendiren milli dâvalarımıza Karışılmamasını öyle istiyorus. Bi- zim için dostluğun ölçüsü budur. Biz, döst öğütleriyle devrim yolumuzu de- #iştirmeyi hayalimizden bile geçir. mediğimizi ve bu gibi / karışmaları çok ölçüsüz bulduğumuzu. söyliyebi. liriz. Hattâ, biz mertçe düşmanlık: Jarı, böyle vüpheli dostluklara mut- Jaka tercih ederiz. Beti / Avrupa'dan bir. doöstümüz, Çumhuriyet Türkiyesi'ni de sevdidini, fakat gönlünün asıl Osmanlılık dev- rinde olduğunu söylüyor. Bu tuhaf sevginin mantığını anlamak kolay- dır. O, alacaklı bir kıyafet dünyası anyor. Bir başka dostumuz, öğütl rinde daha atılgandır: Türkçe'yi or tadan kaldırın ve arapça öğrenin de hepimiz aynı dili konuşalım, anlaşı hm, diyor. Türk dilinin yayılış maha #ı, arapçanınkinden daha dar değil- dir. Biz, açtığımız medreselerle türk- çeyi diri diri gömmiye, yüzyıllarca Çalıştık. Osmanlı sutanlarının — taç- lar deviren, kırallıkları, Türk vi yetleri Oyapan — küvvetine / rağmen Türk dili yaşıyor işte. Tarihin hangi milleti vardır. ki, dostluk çin böyle ir fedakârlığı — göze almıştır! Biz dünya için çalışıyoruz, milif varlığı- miz için çalışıyoruz ve milit yükse- Tişimiz için çalışıyoruz. Türk nesil- lerinden hesap arayacak en yüksek bir kudret varsa o da, yalnız kendi tarihimizdir. Bu tarihin karşısına hiç bir süretle — çıkmıyacak — olanların 15 Temmuz 1980 g” ( ŞEHİR HABERLERİ) Ecnebiler yurt içinde SERGİ KÖŞESİ Açıkhava sineması tiklerini mi öğrenmek tatiyorsu. z ? On beş dakika kâfi, Bir Amerika kasabasında doktorun Oynadığı rol, havadan / uçakla arasi fotoğrafileri nanl alınır, denizlerde tehlike teşkil eden buz adacıklarının imha - edilişi gtbİ ülmi, içtimal meseleler bu Filmlerin mevsularını teşkil edi- yor ve bir haylı da seyirol top- Tuyor, Yalmız sergideki faaliyet pek kuvvetli bir koordinasyona tabi olmadığından, meraklılar Filmlerin isahatını dinlerlerken, pek, pek — kuvvetli - oparlörler Yesün CoNi nenesi, veya “uberden velle,, nağmeleriyle parasit yapıyor. Havuzdan, biras ilerde, kav #ü kusah halinde sular fışkırı. yor. BİR İSTANBU v Boyram münasebetiyle İstanbul - Ankara arasında ilâve sefor Bayram münasebetiyle Devlet De- miryolları yarın Ankaradan Haydar- papaya bir tren seferi ilâve etmiştir. Tren Ankaradan anat 640 ta hare- ket edecek, ayni gün aat 19,15 te Haydarpaşaya varacaktır. Amerikan Konsolosunun yolladığı tebliğde bir tahliye hareke- tine hazır olmalarını bildirdiği yazılı Adi, Mezkür gazetenin ilâve ettiğine Köre, — konsoloshane, — Amerikalılara tedbirli bulunmalarını, yanlarında ta- banca ve bıçak taşımalarını da tav- siye ediyormuş. Dün, bu haberin sıhhati hakkında bir Amerikan resmi sözcüsü bize gu beyanatı verdi: — İstanbulda tecrübesiz bir. çok tebaamız var, Bunlar türkçe bilmez. der, Korede çıkan harp ve Balkanlar. daki tahşidat haberi bunlar arasında endişe uyandırmıştır. Bilhassa çocuk- Ju kadınlar çok telâşa düşmüşlerdir. Biliyorsunuz ki, her devletin kon- #oloshanesi yabancı memleketlerdeki tebanlarını himaye ile vazifelidir. Bu himayeyi yapmak için de su baskını, zelzele ve harp gibi tehlike anların. da tebaasının selâmetini sağlamak I- çin plânlar hazırlar, İşte vaki end üzerine İstanbul- Gaki Amerikalilara birer mektup gön. derildi. Endişeye mahal olmadığı, her hangi bir tehlike meydana gelse da- hi konsolosluğun ihtiyatlı ve tedbir. IC olduğu bildirlldi. Ayrıca böyle bir hâdisenin vukuunda herkesin kendisi- 'ne düşen vazifeler ve alması gereken tedbirler de gösterildi. fatıhın îurbesı dün törenle açıldı mata göre Amerikan tebaalarından mühim bir kumı gerek bizzat ve gerekse telefonla müracaat ederek A- gerikanın harbe girip girmiyeceğini aormuşlardır. Mevzuu bahis mektup 'a kendilerini teskin için yollanmış- tır, Bize gösterilen mektup ikt kunm. dan müteşekkildir. Birinci — kımmda radyoların ve gazetelerin karışıklık uyandıran propagandalarından bahaı dilmekte, telâğa kapılmaya mahal ol- | tir. madığı söylenmekte ve icap ettiği sa- Man konsoloshanenin lüzumlu tedbir. deri alacağı bildirilmektedir. İkincl kısımda ise tahliye veya teh. llke anında alınması icap eden sıhhi korunma tedbirleri gösterilmekti Tabanca taşımak tavaiyesi hiçbir kısımda yoktur. Ancak sıhhi tedbirler Meyanında bir cep çakısı bulundurul. man bildirilmiştir. Valinin beyanatı 'Dün sabahki gazetelerden biri geh. Timizdeki Amerikan - Konsolosluğu- 'nun İstanbuldaki Amerikalılara icabı halinde şehri namil terkedecekleri hu- Sefar Birkaç olan İar susunda tavsiyelerde bulunulduğu ya. | dân v tılmaktadır. Bu haber hakkında ma | Tüz. ederiz. Jümat isteyen gazeteciler tla bunün her yıl yayınlanan mütat bir tâmimden ibaret olduğunu ve her hangi fevkalâde bir vaziyet bulunmadığını ifade etmiştir. Bu haberin, iktisadI tesirlerini & inct sayfamızda (Piyaanda vaziyet) sütununda okuyunuz. alınacaktır. 14 Temmuz Fransız Milli Bayramı caktır. Dün, Fransız Sefarethanesinde bir resmi kabul yapıldı Fransızların 14 Temmuz Milli Bay. 500 üncü yıl huııylıkluı! FATİH VE DEVRİ HAKKINDA BİR ESER 22 sinde memleketine dönüyor fazifesine son verilen “ Polonyanın temmuzün 22 sinde Konsolosluğun Başkonsolosu yatanına dönecektir bütün argivleri Ankaradaki Polonya tine gönderilmiştir. Bay Pav- | — Bu Joaki memleketinde geçireceği tatii- den sönra Varşor letindeki yeni vazifesine başlıyacak- a hariciye vekâ- İsrall gazetecilerinin Valiye hirmilzde İP gazetecileri — memleketi: mizi terkettikleri aanada Vali ve Be- lediye Başkanı Prof. F. Gökay'a yi telgrafı çekmişlerdir.: kadan dolayı sonmüz teşekkürlerimi: Ki bir daha arzetmek isteriz. Aranız tulmaz hâtıralarla / ayriliyo- aygılarımızın — kabulünü rica “İskenderun” vapuru, bugün teslim ediliyor İtalyadas Ansaldo yapılan Akdeniz tipi gemilerden İs: kenderuna bugün simle bayrağımız çekilecek ve tesim tezgâhlarında Cenova'da mera- Gemiyi getirecek olan mürettebat Ankara vapüriyle gidecektir. Bu va- purün eşi olan ay sonuna kadar teslim edilmi Gerçek şiir hakkında Radyoda bir konuşma Bugün saat 15 te İstanbul Radyo- serbest seyahat edebilecek Yabancılar bundan sonra -a . . . karakollara haber ver- Sit lamimi etrafında tefsirler| , z | «> z demek daha doğru olur ise de tezkeresiyle — yer v:";':v,:“ ;“:_;v:j’__:""','_',',f_*" & veik . Yölene cüğamaz De rnı::ı değiştirebilecekler SAa lup kareler yine de Amerikan tebaasına gönderilen mektupta, | Cirumaem dmanzan Daraag | Bancı bir devletin temsilcisi e yap. Servlai tarafından. tenls odi Kore harbi dolayısiyle merak seğp Bd YA Tibidtanığla DA aha anRE l ben nn gü Yakat aydah fümler || — edilecek bir vaziyet olmadığı izah ediliyor —| (zs.oşunmıtır. Direk tlare a | Yezabetlerde cekist gibi karakolara Türkçe sönlü İrahat ile bera- İ | — Dünkü sabah — gazetelerinden biri | — Hulâsa meselenin esası gudür: A- | TÜİü baykanı Aziz Ogan'ın da hazır |- tezkeresi bulundurmaları KAfT geler Der. Meselü, — kuşların — miçin | | İstanbul Amerikan — Konsöloshaneni- | merikalılara herhangi bir tahliye em- | Pulunduğu bu. toplantıda Fatih - ve | ceğini bildirmiştir. Bu habere gi muhtelif mevsimlerde Micret et- | | nin gehrimizdeki Amerikan tebaasına | ri katiyen verilmiş değildir ve Ame- | dtVrine ait hazırlanmakta olan ete- | ecnebi tebanlar memleket dahil TRahların Döyle e geve miye ee | Tin müntslir kasımdarı üzetinde görü. | Seyyehatlerinde Türk tebaaları gi Sektur. Onlara bildleler yerş marak | Şölmün ve netlcede Fetihin sahalyeti, | münmele görecektlerdir Taheelk Sir dlrüm ülmale,nekan” | Tntaniik Teti fethe tektöaümi e. —Z &t bir tehllke vukuunda - kendilerine | GeN devir ve fetihten sonraki devre ği "i ı HLSK eai bedie a ga b ei Üü biğimelar G 9D Doğan Kardeş'in Tateridda çıkan habar, Komünletlerin | (ÜY eden mevzu fihelati tesbir. cali SACUK, filmle Sinir harbie yardıradan başka bir ge | MN iladen minjesi eee /ai deftidir. aylarında cümartesi sün Konsolgshaneden aldığımız matö- | — Polonya Konsolosu ayın aö l Ha lunda Atlas Sinemasında çocuklara mahsus öğretici filimler göstermeğe karar vermişti Memleketi nizde hemen hiç dene- çek mesabede olan çocuk filimleri, pedagogları ve Mült Eğitim Bakanlı: fını yakından alâkadar edecek - bir meseledir. itibarla, “Dofan Kardej bu tepebbüsü, henliz bir deneme mar hiyetinde olmakla beraber bir ihti- 'yaca cevap vermektedir. İlk olarak bugün bir temsil verk lecektir. yöülcemal,, i İtalyanlar satın aldı Bedeli dolar olarak ödenecekt kalmış “Şöle" ve “Doğan” vapurları da — hurdacılara satıldı Devlet Denizyol ları İdaresinin saa tiliğa çıkardıkı - vapurların — ihalesi dün amat 14 de Tophanede Batınalma Komisyonunda yapılmıştır. Gülcemal vapuru, bedeli dolar e- Jarak ödenmek Üzere İtalyada bir firmaya, Doğan ve - Şüle de yeril hurdacılara — satılmıştır. Diğer ve- purların — Kati satış müsmelesi bus Kün belli olacaktır. Akbank İstanbul Şubesi açıldı Akbank'ın İstanbul şubesi, — dün öğleden evvel merasimle açılmıştır. vapuru da | / Bu merasimde milli ve ecnebi banka ola- | Girektörleri ve ticaret ve sanayi er. babından bir çok zevat hazır bulun. muştur, Orman Fakültesinde Dekan ve Yönetim Kurulu seçimleri dostlüklariyle bizim büyük sorumlu: İUğumUz arasında / geniş uçurumlar vardır, Bana, kendi dilimi çok gören dostları, ben nasıl olur da Türk top- Tuluğunun dostü sayabilirim ? Dostluk, çağdaş milletlerin haj yollarına açılan bir. ler birbirlerini niçin sevdiklerini bümelidirler. Biz, dostlukların patolojik temellere di yanan çeşitlerinden hiç hoşlanmadı. fımizı söyliyebiliriz. Onun için dev- Fim Türkiyesi'nin dostları, bizim ger- çekten dostlarımızdır. ve bize yal 'nuz böyle dostlar Jazımidır. Göğeümü- zü gererek söyliyebiliriz. ki, çağdas Kültür dünyasında, bizl devrim çer- gevesi içinde seven hakikt dostları- miz yardır ve biz bu yüksek dostlük- mll yanında) Belediye tiri Fatih Sultan Mehmedin Fatih Ca- türbesi dün #snat 18 te halkın giyaretine açılmıstır. Bu mü- nasebetle yapılan törende Vali ve Be- dediye Relsiyle Fatih — Kaymakamı Topkapı Müzesi Müdürü, Vilayet ve kânı ve kalabalık bir halk hazır bulunmuştur. Türbenin açılmı aından evvel Vali ve Belediye Relsi Prof. Gökay gu hitabeyi irat etmiz- | met tanbula Fransız lonisini mişlerdii cumhuüriyet tarihimizin ve inkılâpla- rın fcabi olarak B.M. Meclisi karariyle bit müddettir. kapalı — bulunuyordu. Memleketin selâmeti bahis mevzuu o- lunca InkılApların doğurduğu zarüret. leri her şeyden Üstün tutmamız Ja Zımdır. Bu sebeple kapalı — bulünan türbeyi milletin hükümranlık huku- kunu temsil eden Cumhuriyet Hükü- adına kadirbilir. halkımıza açı yörüz, Edebiyatımızın fatihi olan Hâ» miter uçakla münasebetiyle — Frani Türkiye Büyükelçisi M. Lescuyer 1s- gelmiştir. - Büyükelçi dün Sefarethanesinde Fransız ko- kabul etmiş ve bu. münase- betle Ünyon Fransez Relsl M. Perrin İle Profesör Grozat birer nutuk ver- RUSSELL DORR MARMARADA GEZİYE ÇIKTI İktisadi İşbirliği Türkiye İera Kor Relel Mr. Rumseli Dorr. dün hrimize gelmiştir. Mr, Dorr sunda Cumhuriyet Gazetesi muhar- rirlerinden Necdet Evliyagil tarafın. dan(Gerçek Şiir) mevzuunda bir ko. nuşMA. yapılacaktır. Emirgânda bir taksi denize düştü Evvelki gece 5505 sayılı takal Ge- llkerya, Eleni, Panayot, Mansur. ve Lütti Gülşen Emirgâna eğlenmeye gi- derlerken yolda polislerin bulunduğu kamyonla çarpışmamak için şoförün direksiyonu fazla kırması yüzünden taksl denize düşmüş ve içinde bulu- nanlardan Ltfi Gülgenle — Panayot Kurtulmuş; Gelikerya, Eleni ve Man- ardır. İstanbul Üniversitesi Orman Fa- kültesinde dün Dekan ve Yöne- tm Kurulu Üyelikleri seçimi yapıl- mış: Dekanlığa Prof. Dr. Falk Tav #anoflu, yönetim kurulu Üyeliklerine Ord. Prof Mazhar / Diker ile Prof. Dr. Şeref Nuri İlkmen ve Prof. Di Gafur Acatay seçilmişlerdir. YENİ İSTANBUL İKTİSADI Sahibi 1 UL NEŞRİYAT GİRKETİ N HL BARLICA Jai yalnız büyük devrimimize borc- duyuz. Fındıklı depoları tamir ediliyor. Devlet — Denizyolları İdaresl uzun — Değerli hemşerilerim, 'Türk gele- neğinde seyahate çıkan bir adamın ar kasından uğur ve hayır dileğinde bu- dunülür. Memleketin en sıkıntılı gün- lerinde Karadenize açılan Atatürk bu gehri terkederken en büyük kuvveti ve duayı şüphesiz Fatihin ruhundan almıştır. İslâm Tarihinde (Fethi mü- bin) diye anılan, dünya tarihinde or- midin gilr dilinden Fatihin büyük me- zarını İfade etmek isterim: Her dem ana açıktır. ebvab- arg- rahmet, azimi Sethettiğin di yarın Onun mânevt huzurunda. eğilirken Türbendir. karımı ve çocuğu ile birlikte Moda, Kulübünden kiraladıkları bir - yatla Marmara Denizinde 8 gün — sürecek bir geziye çıkmışlardır. “Kadeş"” Bandırma hattına tahsis edildi Bayram sur. boğulmuş! Yeni gemilerin inşaatına başlandı Marshalj Plânı gereğince edilen gemi ve ilman olmaması için bu zamandan beri tamir görmiyen Fın- dikli antrepolarının. büsbütün harap Tirmeye karar vermiştir. depoları tamir et- | tih İstanbulun kurtarılmı taçağı kapayarak yeni çağı açan Fa- sını bütün TuhU İle Arzu etmişti. Onun türbeal, ine ebedi snadetler — dil, kiben Vali türheyi açmız 've türbe hazır bulunanlar tarafından ziyaret edilmiştir. hattınffa görülen yolcu fazlalığı do- Tayisiyle Kadı Bandırma hattına tahi münasebetiyle Bandırma | ini miştir. Bu. vası vapuru bir hafta için n edilmiştir. olacaklardır. atına bütün tezgâhlarda baj ar bir sene ile bir buçük sene arasında tesiim edilmiş Bu sayıda yazı işlerini fillen fönre eden 1 Bacld ÖGET Neşredilmiyen vanlar iade edilmen. sipariş yasıtalarının Banldırı yer 1 -| İvent teTanBUL MaTBAâCI. LİK LİMİTED ŞİRKETİ 'MATBAASI Ha SÜa Yine flk zamanlarda Cüce Kal rilerine karşı yaptığı bazı hallerde, yine aini kolaylaştırmak için bir müddet tadan kaybediyordum. Ancak ne ol Uslübumdan da bir geyler Kat zeki ve usta bir adamdı. ZuNu açığa vurür; yüzüne derhal kak bezirgâni sbfiliti. çöker ve karşı bütün avantağını kaybederdi. '#aba benimle gelen yeniliği gok iyi imin aynı rejim; cepheye yurular 'fında yapının aynı viran yapı old miyordu. Makineyi Hacı Müslim gek MİydiT Bu ayrı bir meseledir, * Fakat amıl şastıım. odur ki, içine döküldüğüm bu kalıpta yalnı REŞAD NURİ GÜNTEKİN Kavak Yelleri yolsuzluklarda katt bir yeto çekiyor fakat kısa bir zaman gonra onun kisl gibi hareket edebilme- piştım. Hacı Müslim Bey, i9 hayatında Wakat menfnatlerin en KüçüğÜ karşısında çabucak ambale olarak oyu- İaa Beylerden devir almamış olaydım muvatfa- kayet aynı müvaffakiyet mi olacaktı? Çehrem, perdeye onlarınkinden sonra aksetmemiş bulun: Zaydı gimdiki kadar yakur ve sempatik görüne- manevi taratlanm dekil vücudümln yapım da dfanın müşte- * kendimi or. . esere kendi gerçekten bir küçük s0. Höylece halka Onun için ka- karsılıyor; re- yeni boya ukunu farket. ve küsmen . de pelte — halinde np Mmizacım ve 216 onunkine benzemiştir. Sabahları horozlarla bera- ber kalkarak bahçe isleriyle ufraşısım, ötede be- Fide #lime geçen küflü demir parçalarını, bos te- 'neke kutuları atmıyarak bir metrük kümese 1s- tif edişim, entarimin eteklerini toplayıp karınca Yuvaları etrafına çömelerek, onun azameti ilâhi- yesine mukabil bu hayvancıkları insan cemiyet- Terinden daha iyi teşkilâtlandıran tabiat kudreti karşısında şalr ve filozof düşüncelerine kendimi Kapıp köyüverisim ve bu esnada / köviülerin dağdan indirdikleri hindi sürülerine kulak verisim bir dereceye kadar izah edilebilir. Merhum kayınbabamın para lâkırdısı ederken bâ ve gehadet parmaklariyle yaptığı maden para sayma İşaretini, benim şehadet parmağımı orla parmağım Üzerinden geçirmekten Ibaret bir kü- gük farkla aynen taklit edişim de yine öyledir. Fakat gitgide #işip yuvarlaklaşan vücudümün onunki gibi, çizgilerini kaybederek etrafa gevsek ve gekilsiz (atitale'ler yapmasına çehremde onun- kilere benzer çizgiler belirmeğe — başlamasına; Hattâ gitgide çıplaklaşan tepemde, —eskiden hiç böyle bir şey yökken, ellâhi Bir yumru belirmesi- 'ne ne demeli? Sanırım ki, hiç bir veraset ve ta- blat kanunu bunlara cevap veremiyecektir, Koxxu DEREBOYUNDAKİ BV Görünüşte Doktor faz Beyin aaltanatı devam etmektedir. Omuzlarına pelerin gibi atılmış Av- niye kaputiyle © yine eczahane bahçesindeki kol- tukunda önlne geleni haşlayıp; ara sıra Cüce Kal- fayı gamdan gibi karşısına dikip terletiyor: etra- fındakiler yine bastonlarının sapını ağızlarına po- kup başlarını yana çevirerek, burunlarını. kısa S Tak gazaba uğTAyanlara kıs kıs gülüyorlar; Hacı Müslim Bey yine sessiz sadasız kendi koltuğunda. oturuyor ve havanın fazla bozulduğunu gördükü man usülea eczahanenin içine kaçıyor. Ara sıra ben de güya geçerken bahçeye uğ- rayor, kâh boş bir sandalyeye ilişerek, kâh onu 'da yapmayıp ayakta durarak birkaç dakika ko- nuşanları dinliyor, Cüce Kalfanın usulca elime sıkıştırdığı bir kâğıt parçasın ahp Hacı Mü lim Beye gizli bir göz işareti yaptıktan sonra tekrar ortadan Kayboluyorum. Fakat, relim kökünden — sallanmıştır. Hacı Müslim Bey ile gizli ortaklığımız iki tarafın da yüzünü güldürecek gekilde yürümekte ve İerle- mektedir. Derken Hacı Müslim Beyin eczahanede Tunmadığı bir gün Cüce Kalfa bana: — Hati Bey rica ediyor.. Bu akşam üÜstü bir parça evine uğrayasınızmış? dedi. Uğradım. Devaboyu mahallesinin — başladığı bir tepe Üstüne yapılmış olan bu eve ilk defa gi- diyordum. Zaten başka kimsenin de oraya girip gıktığını işitmemiştim. Bu ev de, Müftünün Mu- Vakkithanesi gibi, Dereboyu ucurümü kenarında gok ağaçlı bir bahçenin ortasında büyük ve eski bir evdi. Karısı öldükten sonra Hacı Müslim Bey tekrar evlenmemişti. Kızını sonradan Ankarada- Ki teyzasinin yanında lise tahsili yapmağa gönde- bu. rince bunu eylenmek için bir bahane sananlar ol- mus, fakat o kararından dönmemişti. Hacı Müs. llm Bey, bir kısmı kapalı duran bu berhane gibi evde yatalak ve bunak halası ve bir de Hüriye adında çopur bir evlâtlikle yalnız yaşamaktaydı, Bunlardan başka bir de Ferhat Efendi diye posbi. yık bir aÜt kardeyi vardı ki, evin hem bekçiliğini, hem bahçıvanlığını yapar, ara sıra da eczaha- nenin ağır hizmetleri için aşağıya inerdi. z18 A Dediğim gibi bala bunaktı ve Hacı Müslim Bey Doktor İsa Beyden başka vilâyetten de iki doktor getirterek bunu bir resmi raporla tevsik ettirmişti. Ahbaplığımız ilerledikten sonra sebe- bini bana şöyle anlatmıştı: — Meşhur kelâmı bilirsiniz: “Akrabanın ak- P etmez akrabaya ettiğin”.. Bizim halanın bir evi ile iki dükkânı var. Vdrisi meşruu bendenizim. Bakarsın ahlâksısın biri damarına girer; anan yahşi baban yahşi elinden bir vasiyetname alır. Bonra işin yoksa uğTaş dur. Biz çekelim cefasını, eller sürsün aafasını,, İyisi mt bir resmi heyeti ihhiye raporu tanzim ettirip koynuna korsun. Gelsinler geni dâva etsinler. Bu ihtiyata rağmen Hacı Müslim Bey, yine de korkar, akrabadan hiç kimsenin hala ile gö- Yüşmesine izin vermezdi. — Emekli bir Jandarma onbaşısı olan Ferhat Efendinin bir. vazifeni de buna dikkat etmek ve kendisi yokken çopur Hu- riye bir çahillik eder de halayı birisiyle görüştür- meğe kalkarsa bunu kendisine haber / vermekti, Bve bu saydıklarımdan baska yalnız Karabağlı Yenge diye bir ihtiyar kadın girebilirdi ki, onu (daha sonra anlatacağım. ö Bahçe kapısının tokmağını bir çok defalar çaldıktan sonra Ümidimi keserek geri dönmek Üzere idim Ki içerden Hacı Müslim Biyin sesi geldi ve biraz #onra Ferhat Efendi kapıyı açti İklal de kan ter içinde Idiler. Bahçenin tel ile ayrılmış bir köşesinde tavuk Kümesleri vardır ve bunların bir tanesinde Ha- ç Müslim Bey tavgan besler ve Üretir. O gün marılaa kapı açık birakılmiş ve tavşanlar kaç. mışlardı. Hacı Müslim Bey jle Ferhat Efendi dk huzla uçuruma saldırmışlar, taşlar ve diken- 'ze ler arasında epeyce derinlere Kadar — indikten sonra daha ileri gitmeği tehlikeli bularak geri dönmüşlerdi. Zaten fazla bir ümit de yoktu; bir boğaza kaçan tavşan Müslim Beyle Ferhat A- #aya bir daha kendini zor yakalatırdı Merhüm kayinbabamın son bir Ü tavgan Jarın analık düygüsiyle geceden sonra kümese dönmelerinde idi. Ferhat Ağa kendi hasabına bedbindi. Fakat entarisinin bir çalıya — takılıp yırtılmış eteğiyle yüzünün terlerini silen Hacı Müslim Beyin yeni bir araştırma emri verme- ainden korkarak bu Ümldi tegvik eder gibi gö Tünüyordu. Son olarak kümes kapısını kimin açık birak- miş olabileceği meselesi üzerinde de biraz düşü- nüldü. Çopur Hüriye olabilirdi; çünkü ikide bir. de İşini birakarak tavşan yavrularını sevmeği koşardı. Sonra ihtiyarlamağa başlayan Ferhi Efendinin bir sersemliği de akla gelebilirdi. Fi kat ©o gün eyden hiç çıkmamış olan Hacı Müslim Beyin galibe kendisinden de bir parça güphesi olduğu için fazla israr etmedi. XXKXTL CELİLE Tevşanlar menelesi kapandıktan sonra Hacı Müslim Bey benl neye eve çağırdığını anlattı. Tatili geçirmeğe gelen kuz iki günden beri haz fta yatıyormuş, Kızın öteden beri sıtma cektiğini bilne doktor İsa Bey, neresi ağrısa sıtmadır. di 'ye sulfatoyu dayar, nabzına ve diline bakmaya bile Iüzum görmezmiş. Bu defa da öyle yapaca- gıni bildiği İçin kendisine haber dahi vermeden Benim “Fakirhaneye kadar zahmet etmemi" ri- c etmiş. (Devamı var) 220