'Egenın Büyük Turistik Siteleri Bergama BÖYÜK çayların Jadığı zengin “Bergama” arazisi- ne girmiş sayılırız. 100 Üncü Km. de beyaz altınla nükotinli bitkinin cenk- leştiği ova, bazan yalnız pamuk ne- batının sıralandığı bir. “Altın Ova' halini alıyor, bazan da kalın, lahana yaprağı — cesametindeki — “Virginla” Harmanına rayiha, çeşni ve tat ver- mek için ova boyunca yeşeriyor. Bu kısımda kadim Bergama Kırallığının barış Temzi olan “zeytin” dalı da şine bu ovanın pamukla — tütünden Ayrılmaz bir gelir hazinesidir. ve nehirlerin Bu- Bergama göründü. Dikili ve onun Çandarlımı sağımızda kaldı. Akşam Karanlığında yol Üzerinde bir arıza geçiren otobüsün yolcuları, — günün işlerini konuşuyorlar. Ucuzlatılmıyan geker, fiatı düşmiyen ekmek, artan Amele yevmiyeleri, anıt-kabir inşaatı Meseleleri münakaşa edilip duruyor. Bozulan kamyonun şöförü, YENİ İSTANBUL kamyoneti goföründen yardım tstediği için burada mıhlanıp kaldık. — Yolculardan doksanlık bir Ahtiyar KINIK'ı çekiştirip duruyor. Yakın aylarda Bergamadan ayrılarak ilçe olan bu eski nahiye merkezinin derdi, galiba bu Bergamalı ihtiyarı « — bir Hayli dertlendirmiş. Yanındakl- dere anlatıp dürüyor: Eski — günler geçti artık. — Oğul, babayı tanımaz oldu. Hatır-gönül al- aZ oldu. / Bergama, gelinlik çağa gelen Kinık'ı yüzgöz edip ilçe haline Betirince bu vefasız kı Gelisi oldu. Şimdi de baba e, Bergamadan ziraat — işçilerini, | para ödiyerek | bu . hal, fazla yartıp duruyor. Hoş. KİRAZ'ı başgöz eden Öde- Miş'in de başına hani gelmedi. değil. Dedik a.. Zamane işleri bunlar. İki ilçe, aylar içinde dört ilçe oluverdi.” Yolcular ufukta kaybolan güünün Aarkasından kem sözler söylüyor. Bu- Tada her şey konuşulur. Halkçısı âa, demokrati da göz kırpmadan tenkid eder. Evvelâ İzmir vilâyetinin 18 yıl- Gan beri tahsil ettiği 'Turistik Yollar Vergisi'nin ne zaman Hona ereceği Konuşuldu. ve bir türlü — yapılmıyan Bergama turistik yolunun, bugünktü hazin halinden şikâyet edildi. Sonra da “sahip değiştirmiş olan memleket tarlasında şimdiye kadar bir genc- deşme alâmeti görülmediği” belirtil. &. Şoför muavini, yolcuları meşgul et- miş olmak için olacak, bir tenor gibi garkı söyleyip durüyor. Uzakta Ga- dinds hekimin baştabiplik ettiği “Es- külap” Sağlık Üurdu'nun — sütunları yükseliyor. Burada telkinle tedavi e- Galleri. (Türkçe), SUATPANK İslii )i — Kah 2 — Bitmemiş Senfont Fiyatlar: 2 - 1 liradır Öğrenmek ve Kınık Yazan: Adnan Bilget dilen hastalardan, binlerce yıl önce bu hastanede meydana getirilen mer- mer kanalizasyon yollarından bahis Acıldı da modern mimarinin hAlA bu mimart seviyesine gelmediği anlatıl- dı. Yukarıda Akropol, mağrur başı: M Kozak Yaylasından — dağihiveren Çam kokulariyle sarhoş edip duruyor. Kozak, bugün olmasa bile yarınki Bergamanın cenneti olacaktır. Bura- da reçina sanaylinin en verimli fab- rikasını kurmak üzere Zirant Bakan- hğının açtığı istasyon, hAİA tecrübe etüdleri yapıyor. Bergama Gimnazı Senenin bir çok aylarında müşteri- siz ve sahipsiz gibi duran Bergama Palas, bu gece hincahinç ol oldu- #u için nâçar “Pamuk Oteli”nde ka- Jacağız. Dünyanın dört bucağından Bergama harabelerini görmek üzere gelen türistlerden — birinin bir gece benim gibi bu ötelde kalacaklarımı düşünmek, insana — Üzüntü veriyor. Çünkü turist, burada banyolu oda yerine örtüleri fermideleşmiş, böcek- M bir yatağa kendisini teslim etmek istemezse, kabahat kendisinde sayıl- mamalıdır. Bir taraftan türtetik hir kurmak istediğimizi söyler, öte yandan on tane temiz yatak meyda- na getirmeyi düşünmeyiz. Bergama, yalnız Ege'nin veya Tür- kiyenin deği, hattâ bütün Avrupa merkezlerinin Romadan evvel en bü- yük bir turlstik sitesi olmıya müs- talttir. Pakat, kıymetli Müze Müdürü ©. Bayatlı'nın ve Halkevi Başkaniyle Bergama Maarif Memuru'nun bütün gayretlerine rağmen, — işler yoluna girmiyor. Çünkü bu değirmen, ancak milyonlar dökülürse işliyecektir. İz- mirden Bergamaya, oradan Kozak Bergam VX| Tamerikan) Hongkong . Bang S6k YAKi A c SANATAR İ ik. Kalküta, Delhi, — Karaşi, MK <3 el K LA BEYGOLU Cihezi — | HARKDI — Mabsun Gönüler | büm) “Atinadan. — 2230 SA AKIN 1 — Kadın Kalbi. 2 — | gu Teşklar . | Tlekandinam " stoekholen, Ko ZaH GüMü) 1 Kahra: | İSTANDUL GN Dini Habiy | GEDECEK OLAN UÇAKLAR man Öncü, 3 —- Şarlo Asker. | Şa n e VOR BEA Gagilim — Atina, AM3M) 1 Hazin Aşk. | KISMET (26650) 1 — Kara Gü-| Roma, Nis, Londraya, — G0 Mavi Zambak Barı: ben Z Festival Yıldımı, 8— | DEH.Y. (Türk) Bursaya. — İFEK (Mz0) 1 — Aşk Yansı | TURAN Uzim 1 — Âsi Gene- | İskenderuna. — 1130 CGDİT. dar. 2 — Şanghaylı Kadın. Dul. VA (fekandi, 27 Ta: Taman Yüzbaşı. 2 — İKi Cin | 2 — Şüpheli adam. 50 Bun, Mudanyadı Kör Haydutlar Arasında. 9 — | SÜREYYA; (60862) 1— Salâ- | GİDECEK OLAN YAPURLAR Kalbime Doğmuştu. Badüln Eyyübk aç Seferleri. | 800 Sus, Mudanyaya, — 1400 BÖMEK GEö 1 — Kinltepe | 2 — Hatıra Derterim. Cümhüriyet, Karatenize K anap ÇAygeri Donn | ADK UN ANKARA y gliy —e el BE ea DEVLET TİYATROSU || Yü a AeK Sentonül ” ”” | Yek örkasıranm ' TEMSİLLERİ BE N Bd Te n aa aai Dü akşam aat ZLAS te Üİ lanLalan e DU GöNnan | DA DaagnaarDe Kadıköy Halkevinde || Sirerni F (m a ÇAT REFTİ B VB MLAR S n YALANCI | şzen |iğeokklErın — ü ı TÂLE 1-— Yaratılan Vatan. | Ökle Ca — 1345 Orken- B C a l a Gan t 207 DK aa n “Yazan: Carto Geldoni — || Köneş'arannan 25 KĞN | ve Program. Dürkşei Tarık Laventotta || Döğüüm, .. u aedmen G l satılmaktadır. AİNEMA 1 — Sarı Gü- | mişte Bugün. — 1920 Yurttan Tizce — 2000 Üvertürler (pi T ğ nasyo Güzetesi — 026 ihtiyacında olduğumuz herşey Hieri| Y9 S OlRami | gi n 1 — zanir te| AAAT | DeDi Fakani K 'Dans | Baz | Temmuz Ünaz Ü gibe Ze Homi Tarür Dae| GeneceK oLaN UÇAKLAR | AM Kd Bi aha KEiŞ İ 1869 | Perşembe | 1366 || YESİ & Z Makıa, Çeekçn | Hadana, Konya. Atyron yazır vasarı Cezanı — V YüSiz n x — tçir n | könderum Aaana, " Ankanalan - F aler Çarnışıyor. SSDY Çran “Diyar İSer s5 tt | nimammınomen — Di REE a| İkindi — iTis 825 LEMDAR (23683) 1 — Iki Ruh- Ankaradan. — 1808 D.| | Akşam — 2064 3200 lu Kadın, 2 — Lorel Harây A> | ÜY Öerürk) İzmirden. — 18.85 | 2245 201 cemi Âşıklar. DEHY. (Türk) Ankaradan. — der. 3 — Bebla BEvil. hevre, Atinadan, — 20.20 P.ALA, | ——— e <e a * Bergamanın umümi görünüşü “Yaylasına kadar uzayan yolun asfalt. danması Tazımdır. Türietler için kon- forlu, gazinolu ötellere ihtiyaç var- dir. Gelecek . arkeologlar için eti salonları ve kütüphaneler Tazımdır. Bunlar olmayınca da Bergama, ta- Tiht Kermes Şenlikleri haftası hariç, misafirlerini ağırlayacak bir ceyyit: lik gösteremez halde kalacaktır. Bergamanın. çalışkan. ahalisi, aa. bahin dik aaatlerinden itibaren işinin başmdadır. — Halk, belediyeden bamı Büyük işler beklemekle beraber u- mümiyet itibariyle şikâyetçi değiidir. Bu yıl mahsülün bereketli oluşu da, halkın bir yıl için dayanağı olmak- tadır. Kaymakamın, çalışkan bir zat olduğundan, parti işlerinde pek © ka- dar etliye sütliye karışmadığından gikâyet ediliyor. Vaziyet böyle oldu. u içindir Ki 1046 ve 1960 seçimlerin. de Berçama, tertemiz bir seçim ya- abilmiştir. Bade giyinişli insanların bir toplu- duğundan ibaret olan bu gehrin aa- kinleri, belki her mevsimde bir çok turist kafileleriyle temasta olduğu için tam mânasiyle Avrupalıdır. Halk gayet İleri fikirlidir. Şimdi burada- Ki yeni mücadele, belediye seçimi 1- çin olacaktır. Bergamalılar, bir. De- mokrat Belediye Başkanını İş başına getirmek için gimdiden — çalışmıya başlamışlardır. YENİ İSTANBUL GAZETESİ Okuyucularına çok kiymet hediyeler dağıtmaya hazırlanıyor. Selçük camli Berbest Sant, — 2038 Beste ve Şarkılar, —— 2100 Ünesco Güzi beni — 15 Dana Müziği (pl.). Tz Konuşma-Sağtık aati | z100 Müzikseverin Santi. — | 3) İSTANBUL 1257 Açılış ve Programlar. 100 Haserler, Dana Müzlğt (pi ı ve Türküler. Sant — 1430 Şarkı ve Türküler | (pEX — 1450 Fran Warren'den Caz Şarkıları (pi — 1500 Programlar ve Kapanı 'TST Açılış ve Programlar. — Olduğu gibi görünen zevç Börler, — p elasbul Haber | gaa rallakdinın d aei Gü) — 1M Gi | Gei eli Serael Dir gel Ve Türküler. " a0i Hafik Ör: | Şi Kiürmet görleren; Kadım 250 Gelir Vergini Hanları — | Geleşik Kalmalr Yaln eT a T gİ M S t — İodiler < 2130 ” Fasıl Heyeli | Kanun gizam danımıyan. 10 ” | SA GA T Gdatama ANKARA G ar ea Kaxslu l F PDT | ŞöZeK HLA Y AR NIN 18it D RBEBi yösin 1 — öcsepat | Trataki, Kar Op: 61 Keman Könçertosü) | İi). ”” 2245 Haberler — 2100 Dank Müslgi — (pi) — 2330 Programlar ve Kapanız Yukarıdan asağı: 1 " Gölgesi 'mevcut (İki ke- ilmey Z — Bir balıkçı kayığı Gnsi; Fizikte bir kanun. 3 — YABANCI HADYOLARDAN | BEÇME TAYINLAR: Fazlet (Eski terim çoğul; - Salin Piekirik Geponu aS Yermek ş Nesrediler 8 — Terel herlie KşdA, Percival Mackey va Gi | yi müvacehesinde, © — Tersi UĞt bir edatı Cihet 7 — Sosyoloji Terimlerinden; — Çiçeği burnun: da g— Vücüduna masaj Yap: 'it Ork Şikes ge N e Tüpmanık; Bi HBO Nertern Örk aRl ea Seri (Haydn, Sını Mi * İT zt DÖNKÜ RULMACANIN 1815 Müzikll Konuşma < BB ab Dinleylet İstekleri — z120 0: i Paralardan “Parçalar — 2405 | — goldan sakar Binleylet Tstekleri. Mere AAA NIk Bm Alev; Reha KMİNONU Kemal G | SAi Te GD Ab: Yanıyed. mindaa) Seari (cü. | çükpazarı nahmet (A eei İsmdar — Balhaddin (Çara | Te Kovalamaca. 2 Kapı) D B Tasklar; Ka d z BiYOOLU at et Var 8 — Alev ai 6 Tan et; Kadayit. © — Nanihi Tahciop Türan SIHHİ İMDAT Öan eee e DD — et Sle, ee a Tn S nn er | TESYAŞI'NAN a n | İetarbu Sizis — Geküder eu Ankara 00 lamie Zzzı —— köy —— Giyaseddin Divanloğ: K TArmavulköy) — Merker SADIKÖY! Sihhat — Feneryo- | İZMİM: Çankaya (Alsancak) A renköy e A Cafer Ça | T Tilkilik (Basmahane) — Yeni ÜAKUDAR: rerker İar) < Şila, ÜKemeraitı), HEYBELİADA L Haik — | ANKARA: Üniernite — İsmet BÜXÜKADA: Halk Daşa — Çankayı EÇEN yazılarımızda verem sava- gında muvaffak olan ve iyi neti. celer alan memleketlerin kullandıkla- " ürülleri göyle bir gözden geçirdik. ten sonra, gimdi bize gelelim: — Ne yapıyoruz? İik defa 1924 te veremin yurdu. muzdaki fahribatı o zamanki Sıhhi. ye Vekâletinin dikkatini çekmiş ve Bu Afete karşi İlk tedbir olarak bir #anatoryum — açılması — düşünül müş, — bügün — Heybelinda — Sana toryumunda — birinel — bina - deni- len ve © zaman Mühaetrin Müdürlüğünün emri altında olan bi- ada 20 yataklı bir müessese, açıl. mişti. Bilâhara, yani 1027 de İstan- Bulda / “Verem Mücadele Cemliyeti' Adiyle bir cemiyet kuruldu. Para ve vantasının kifayetsizliğine — rağmen cemiyeti kuran pek gayretli üç beş arkadaşın, hakikaten büyük azim ve fedakârlıkla — çalışmaları sayesinde, #imdi bu teşekkülün İstanbulda mü- tanddit dispanserleri, — Erenköyünde 215 yataklı bir sanatoryumu Vvardır. Benelik varidatı 300 bin lirayı geçer. İki sene evvel bu cemiyet Verem Savaş Derneği” ismini almış ve genişletilerek memleketin her ta- Fafında şubeler açmıştır. Geçen savaştan sonra, — veremin yurdümüzda hüstle / getirdiği geniş ve derin tahribatın — Millet Meclisi huzurunda da açıklanması, savaşın kuvvetlendirilmesi lüzumunu ortaya Ççıkarmış ve bu maksatla 17/1/1948 de Ankarada Sağlık Bakanının rels- J€i altında mütehassıslardan mürek- kep bir istişare komisyonu toplana- rak bazı kararlar vermişti. Bu karar- Jar cümlesinden olarak evvelâ Vekâ- lette airf verem işleriyle uğraşacak bir büronun kurulması düzümlu gö- Tildü. —Bununla beraber aradan bu kadar zaman geçmiş olmasına rağ- men bügüne kadar bu büro açılamı mıştır. Sonra bazı hastanelerde 10-15 yataklı koğuşlar, ek paviyonlar, bazı illerde 100-250 yataklı muayyen tip- te verem hastaneleri açılması takar rür etti. “Vekâletin — teşebbüsiyle 11/4/1948 da kabul edilen Verem Sa- vaş Kanunu ile tesis, inşa ve teçhiz masrafı olarak #enede 8 milyon lira olmak lizere on senede 30 milyon lira aarfına, Sağlık Bakanlığı mezun ki- Tındı. Bu sayede memlekette veremli- lere tahsis edilen ve adedi 1458 olan yatak sayısı 2230 a çıkacak ve on #ene zarfında on bine iblâğı müm- kün olacak, Bu arada verem sava- yında diğer. memleketlerde mühim bir. yardımcı âmil — olarak tat. bik edilmekte — olan B C. G, aşısına — başlanması — üzumlü gö- rülmüş — ve İstanbul, İzmir, An- kara gehirlerinde mütaaddit aç is- tasyonları açılarak — işe — başlandı. İşte bügün verem — mücadelesi için düşünülen — tedbirler ve kısmen de tatbik sahasına konan İcraat, bundan ibarettir. Faaliyete geçtiği — söylenllen bu mücadeleyle her sene 40-50 bin kişi- Mizi yok eden verem Afetini önle- mek mümkün olabilir mi?.. — Bana göre hayır. Verem savaşının esasını, kâfi adette yatağı ihtiva edecek ©- lan, verem hastaneleri - teşkil eder. Bu sayede hastalar bir taraftan te davi edilirlerken, diğer taraftan da halk, enfeksiyon tehlikesinden vikaye edilmiş olur. Vekâletin kararına gö- re, bina ve teşkilâtı, zaman ihtiyacı- 'na Uygün olmiyan hastanelerimizde açılacak / koğuş ve ek paviyonların, mutfak ve çamaşırhaneleri müsta) olmadıkça, Bilhassa — bulaşıkhaneleri fenni şartlara uygun bulunmadıkça, Anadolunun bir çok hastanelerinde olduğu gibi mikrop ve enfeksiyon bil- gisi bile - olmiyan bakıcı elemanla, Savaşın esas prensiplerinden biri olan tecrit işini başarmanın mümkün olı miyacağını kabul etmek lâzım gelir. Türkiye Yeni neşriyat İSLÂM ANSİKLOPEDİSİ (45. Cüz) Ansiklopedisinin 45. cüzü çıkmıştır. Bu cüzde tercüme mükale- lerden başka Hil'at (M. F, Köprülü maddesi yeniden telif edilmiş, Hin distan (A0 Mujeeb) tarafından ıslan Ve fadil olunmuş, Hisar ve Hokand maddelerine de (N Bala) ayrıca ilâ- veler yapılmıştır. Mihi- Eğitim. Ba kanlığı Yayınevleriyle bütün kitap- Çılarda 200 kuruş fiyatla satılmak. tadır. İNÖNİ (29 uncu fasikülü çıktı) Bu değerli Ansiklopedinin bu sefer çıkan 29 uncu fasiküilünde (Avar'lar), tslâm ÇAvasım), (Avcılar), (AV. Hayvan: darı), (AV üzülleri), (Av silâhları), (AV köpekleri), (Avelin), (Avena- rius), (Averçenko), (Avesta), (Av. ni), (Avrupa) gibi başlıca maddeler incelenmektedir. Ayrıca bu fasikülde, ressam Levni'nin küşe kâğıt Üzerine basılmış renkli bir tablosu, Avrupa- 'min eolojik, fizikt — tektonik, siyasi haritaları da bulunmaktadır. Bütün kitapçılarda 200 kuruş fiyatla satıl- maktadır. COUSİN PONS n Birinci elldi bundan bir müddet ön- ce, yine Milli Eğitim Bakanlığı ya- yımları arasında çıkmış olan Bal- Zac'in “Cousin Pons” romanının bu defa ikinel cildi de yayımlanmıştır. Vahdi Hatay tarafından dilimize çev- rilen “Cousin Pona', Balzac'ın (İn- sanlık Komedisi) — serisine giren en dikkate değer romanlarından biridir. Birinci cildi 280, ikincl cildi 280 ku: ruş fiyatla bütün kitapçılarda satıl maktadır. SAĞLIK DÂVALARIMIZ : Verem savaşımızın bugünkü Benede (ç milyon lira sarfiyle kaç dlspanser ve kaç paviyon kurulup teçhiz edilebilir? Veremlileri arayıp a en mühim bir vasıta olan seyyar. ve Sabit fotoradiyografı el hazlarının kaç tanesini tedarik etmek ve fanliyete geçirmek kabil olabilir? ünü: Peşinen hatırlatmak Tazımdır. Ki, verem savaşı, paraya, hem de çok paraya ihtiyaç gösterir. 3/1/1948 d ikinel verem savaş haftasının açılı: vi münasebetiyle söylediği nutukta Sayın Dr. Tevfik famali Gökçe, mem- leketimizde muntazam ve her tarafa Şâmli plânlı bir verem savaşı yapıla; bilmesi için bir çok dispanserle şim. dilik asgarf 20000 yatağa İhtiyaç ol düğünü tebarliz ettirmiş ve bunun 1- 'Çin de senede 20 milyon olmak üze- re, ön #enede 200 milyon lira sarfına İüzüm olduğunu bilhesap belirtmişti. Bu miktar fazla görülse bile, senede 10 milyondan 10 senede 100 milyon Jira ödenek verilmedikçe semere ve- Ten bir verem savaşı yapıldığına i- 'nanmak, aldanmak olur, Bir memle- ketin en başlı servetini teşkii eden fertlerini veremden koruyarak müs- tahsil bir halde yaşatmanın, memle- ket servetini mütemadiyen arttırmak ıHİKAYEW Yazan : Willlam Sazoyan andığım zaman, ne aaati, ne günü, ne de bangi şehirde ol. duğumu hatırlamıyordum. Yalnız bir ötel odasında olduğumu bili- yordum. Saat ilerlemişe benziyor. dü, oda Karanlıktı. Kalkmalı mi, yoksa olduğum gibi elbiselerimle uzanmış kalmalı mı diye düşünü: yor, karar veremiyordum. Yalnız bir şey biliyordum: hislerimin de- Rişmediğini, Ask manlıksız bir. şeydir, ol- düm Glasıya da öyledir. Aşk dün: yanın en güzel ve en mantıksız 'yidir. Kuşlardan başka hiç bir yaratık aşka Tayık değildir. Hele ömürleri bir sürü Adi düşüncey- le geçen insanlara göre mak, fazla alvidir, Elbise giyen, bu dünya- da çalışmak ve para kazanmak zorunda olan, hava ve su İle ya- gıyamıyan tnsanlar içini bu konu- Şan hayvanlar için aşk fazla gü- Zeldir. Adamakıllı uyanıp nerede ol- duğumu ve nasıl buraya geldiği: Mi hatırladım. Reno'da Riverside Otelindeydim. Reno'ya boşanmak için gelmemiştim, çünkü evli de. Fildim. Ben Reno'daydım, çünkü 9 San Francisco'da bulunuyordu. Ben küş. değilim — kanaryalar, kumrular, bildircinlar ve ağaçlar. da yaşıyan daha bir sürü kanatlı Mahlük gibi dişisini sevmek ve şarkı söylemek için dünyaya gel mişlerden değilim, Amerikalıyım. Eğlenmek nedir bilirim. Bastt bir macera İle aşk arasındaki farkı da bilirim. Aşk bize yaraşmaz. Vek fazla güzeldir. Ben ise ne uçmasinı bilirim, ne de şarkı söy 'emesini. Bo gıdaya ihtiyacım vardır. Halbuki Aşık olduğum za- manları iştiham kesilir. - Bunun gülünçiüğünü hissetmiyecek kadar da aptal değilim. Aşk bir güver. cin için gülünç olmayabilir, fakat bana yakışmaz. Düşünmeden has- sas olduğum vakidir, ama bir kendime geldim mi, vaz geçerim. Fazla hassaslık bir film yıldızına akışabilir. San Francisco'da ya- Şiyan bana uymaz, Onun da, benim de müntaza: man yemek — yiyehilmemiz. için, Reno'ya gelmiştik. O kendine gel- sin, benim de aklım başıma gel Sin istiyordum. Bak, demiştim, karnım fena halde açıkmıya başladı. Bir müd. det buradan gideyim. Gidersen; — ben de giderim diye cevap. vermişti. — Hoş olur, ama sen de gelir. sen, gene ağzımıza bir şey koya- maz oluruz. Halbuki gıdaya ihti. yacımız var ikimizin de. Bak ha lme: bir deri bir kemik kaldım. — Hiç de değii. Tam sıhhatte görünüyorsun. — Nasil? Âç Ve perişan halimi gömlüyor musun? Gidersen, ben de — gelirim. siz yaşıyamam, Pekâlâ — yaşarsın, — halbuki rosbifsiz. yaşanmaz. — Ben yaşarım, hattâ ağzıma yemek Koymasam bile. Tarar ettim: 'Yemeğe ve uykuya ihtiyacın var, dedim. Nafile, Pekâla, öyleyse, öleceğiz Iki- gidemezsin, birak- miz de. Sen razı isen, bana viz gelir. — Ben razıyım. — Peki, öyleyse kalıyorum. Ne yapalım şimdi ? 'Saat 11 di ve sinemadan dönü- yorduk, Bir kaç #andviç yutmak için boşuna UuğrTaştık. Olmayınca Kahve içtik. O: — intersen, tlm, dedi. — Yok, içelim, — Gramoton daha iyi değii miz — Evet, belki. İş aynı neticeye vardı. Kuşlar Bibi sevişmeden duramıyorduk. Fakat Üç gün sonra gideceğime katar verdik Çok güldük ve o ne- reye gittiğimi öğrenmiye çalışmı- yacağına, peşimden gelmiyeceği: he söz verdi. Ben de mektup yaz- mamıya, telgraf çekmemiye ve te- lefon etmemiye söz verdim. Kendimi iyi hissetmiyorum, istersen çıkıp bir. şey dedi, — Bak, uslu ol dedim. Yatağa yat ve uyu. Uyandığın zaman da Bolca bir kahvaltı et Bekiz gün müddetle ande benlenmiye bak: — Olur. Selâm sana, aş durumu Dr. Avni Aksel demek olacağı düşünlülünce bu hu- susta aarfedilecek paranın çok gö- rülmemeni icap eder, Savaştan mag- Jüp çıkan İtalyada, halen yalnız ver Femlilere mahsus 40 bin yatak var. dir. Bu yatakların sağlanmamı hüsü- sunda içtimal sigorta teşkilatından iatifade edildiği düşünülürse, bizde de böyle bir. teşkilât kurulmasının ne için mümkün olamıyacağını sormak isteriz. Hulasa 'yon lra ile memleketin münasip gö- rülecek yerlerinde İhtiyaca göre 100-260 yataklı müstakil verem has- taneleri ve sanatoryumlar kurmak, bunlara bağlı ve her türlü tesisatla bilhasan fotoradiyografi cihazlariyle takviye edilmiş dispanserler açmak, bazı büyük illerimizin münasip has: tanelerinde cerrahi tedavi umüllerini tatbika imkân verecek tesisat yap- mak ve şimdilik hiç olmazsa yukar- da ziKredilen savaş prensiplerinin 1 've 2 nci maddelerini mutlaka tatbik etmek ve bu programlı çalışmıya de- Vam etmek şartiyle on mene sonra bizde de eldâl muntazam ve semereli bir. verem savaş #istemi kurulmuş olur. Yazan : Her sene verilecek 10 mfi- —— ——— k! AA Bir taksiyle uçak —meydanına Yardım. İki #sat #onra Reno'da dim. Bir çeyrek asat sonra da Riverside Ötelinde — uyuyordum. Çocük gibi uyumuşum. — Uyandı. olduğumu bi yavaş hatırlar lim. Kalktım, gerindim. — Sonra indim, nefis bir rosbif ile esaalı fakat neşesiz bir yemek yedim. Çok faydasını gördüğümü sanıyo: Yemekten sonra şehirde bir do- Jaşiverdim. Güzel, piril piril işikii bir gehirdi. Ama benim neşem yoktu. Canım, San Francisco'ya dönmek istiyordu. Bir taksiye bi- 'nİp gehir dışına çıktım. Bir barda yedi sekiz viski yuvarladım. Dön- Güğüm zaman, saat 25 tu. Kapıcı anahtarımla — beraber 783-7 numaralı telefonun beni ara. dığına dair 11 tane fiş verdi. 783-7 Reno Telefon Şebekesinin bir nü- Marasıydı. Odama çıkıp numaranı S Neredi — Reno'da. Onu biliyorum, neresinde * ? Giye sordum. — Leon ile Eddy kahvesinde. iyorum. — Kendini nasıl hissediyorsun. — Çok iyi, Ya sen? — Ben fena. — Geliyorum. — Yemek yedin miz Z Evet Sent X— Ben hayır, yiyemedim. — Derhal geliyorum. - Reno'da olduğumu nereden öğrendin? Kapıcıdan. Nerede olduğunu biliyor mu diye sorunca, Reno'ya Kittiğini söyledi. Otelin adını bile Yerdi. Sen mi söylemiştin? Z evet — Hanl söylemiyecektin? den söyledin? — Belki sorarsın diye düşün- düm. Ama hani sen sormuyacak- ” hdresi vermemiş düşünerek sordum. T şimdi. geliyorum, decim ve telefonu kapattım. Leon ile Eddy, İki sokak ötede idi. Buna rağmen taksiye bindim. Onu küçük bir masa başında otur müş buldum. Elinde kocaman bir kadeh, mahrun, dünyaya Küskün Bir halı vardı. Her zamanki gibi, hattâ her zamankinden daha gi detli tiksintiyle karışık bir saadet hissi düydüm. Deli idik. Gözümüz aşktan baş- ka bir şey görmüyordu. — Adeta çıldırmıştak. — Gel dedim. “Aşk benim için ve benim gibileri için fazla güzel bir şeydir. Ama belki Allahın emri buydu. 'Otele yaya. döndülk. — Bence, dedim, / bir tek çare var, kavga edip birbirimizden nef- ret'etmek. Evlenmekle iş düzel miyecek. Seninle kavga etmek mem, dedi. Kavga edecek bir mevzu bu- luruz elbette, Yoksa halimiz hi raptır. İş feci, feci ama ne yaş Yım Ki seni seviyorum. Ben de, dedi. Renoda H gün kaldık. Sonra zenim ne söyliyeceğimi onun da bildiğinden ve beklediğinden emin olarak T Bak dedim, her şey çok gü- zeldi, ama bu kadariyle kalalım. Ben de öyle arzu ediyorum, Ne olduğunu eat Sana — rastladığımdan — çok Allahassmarladık. Hiç kav- ga etmedik, değil mi? Hayır, Etmemizi mi ister- dint Hayır. 'e bir daha — Sana — rastiadıtımdan çok memnunum, dedim. 'San Francisco'ya dönmek Üzere, trene bindim. Yolda kalbim. sızlı yordu. Ama kendi kendime gele- Seğimi bilmiyordum. Gerçeken de kendime geldim. Uzun sürdü, fa: Kat İyileştiğim zaman, maceranın bende iyi bir hatıra birakarak bit- tiğinin farkına vardım. Üc ay son. Pa ona rastladığımda onun da iyi olduğunu - gördüm Ve beraberce yemek yedik. Hiç bu kadar iyi ve Dol yemek yememiştik birlikte. O: Böyle daha iyi değil mi? di- ye sordu. Evet, çok daha iyi, dedim.