YENİ İSTANBUL — 2 Mayıs 1050 Denizine, oradan da Te Bi KŞ K n L AŞ z YA ASN Z e GEREE Yar KELL LA AA HLT SADA çe'nl İA S SADA A e GÜL nnni * a mik aa dan n S KSN ei aa nn BZ Sit gn SEn G Her halde, Tito'nun son teşebbis- derini mühim bir hâdise gibi görme- meye ve son beyanatını “boş lâflar diye telâkki etmeye imkân yoktur. Yunanistanla — siyani münasebetlerin niden kurulması, Trieste için yapı- Jan acı İtirazlara rağmen İtalya ile dostane konuşmaların tenti edilmesi ve Amerika, İngiltere, Fransa ile ik- tisadi mübadelenin arttırılıp — teksi edilmesi çok mânidar hareketlerdir. Bunlar, iyice tesbit edilmiş ve mu- ayyen bir istikamete tevcih edilmiş bir siyaseti - tebarliz ettirdiği - gibi, bahis mevzuu memleketin istikbalini hangi tarafa bağladığını açığa vuran yakınlardır. Şüphesiz, Tito'nun evvelce Mosko- va ile de gayet sıkı bir işbirliği yap- miş olduğu, fakat aradaki / bütün anlaşmaların, günün birinde — onun birdenbire “soldan geri,, dönmesine mâni olamadığı. söylenebilir. Buna verilecek cevap şudur: Evvelâ, Ru: Yügoslav işbirliği, — netice itibariyle pek kısa ömürlü olmuştur. Saniyen, Belgrat Hükümeti Şefinin iki sene- den beri tatbik ettiği “geri dönme, Cinsinden bu gibi değişiklikler, — bir mülletin tarihinde birbiri arkasına iki defa yapılamaz. Yoksa o millet, pek çok ve büyük çapta tehlikelere ma- Tuz kalmaya mahküm olur. © halde, Tito'nun hakikaten — ve Kati olarak Rusya ile alâkayı kesti- dikleri ve Yugoslavya tarafından ile- Ti sürülen şartları kabul etmedikleri Bahar Bayramı neşesiz geçti SAYAREAK ALİMİ.” | Tito'ya ödenmesi gereken mükâfat B DS geei ae ee Yugoslavyanın kafa tulması sayesinde Rusyanın Adriyatik Orta Akdenirze etmek ve bunun kıymetini idrak etmek gerekir inemediğini teslim takdirde de, aralarındaki enki dost- duğun ve işbirliğinin tekrar kurüle aa imkân yoktur. Böyle bir sür priz ise beklenemez. Bunun kabil ola- Mıyacağını anlamak için Pravdanın bir kaç hafla evvel Tito aakkında hakaretler, küfürler ile dolü yazila. yına göz atmak kâfidir. Pravda 1 nl- San tarihli sayısında bir sahneyi can dandırmakta- ve bürada — Titoyu bir darağacında ve göğeünde “Hain, ca- gu tahrikçi,, levhası ile sallanırken tasvir etmektedir. Bu neşriyat da, Titonun bundan böyle - Ruslar tara fından ölüme mahküm edildiğini is- pat etmektedir. Bütün bunlara rağmen, bir çok al. yazl müşahitler, Yugoslavyanın halâ kendisini batı devletlerinin kollarına tamamen atmamış olmasına hayret ediyorlar. Herkes, Tito Yugoslavya: aının, demokrat dünyanın Rus komü- niZMİNE kargı kurduğu müdafaa temine tekirli şekilde iştirakini t menni ediyor. Fakat daha evvel, ba tılı büyük mütlefikler arasında tanı bir anlaşmanın. tahakkuku Jazım de Bi miz Tito, müstakil bir siyaset güttüğü- nü iddia etmektedir. Onca “Bloklar, birer harp unsuru olduklarından, bu- 'na şiddetle muhaliftir. O, bütün ihti JAft meselelerin / Birleşmiş Milletlor Teşkilâtina — havale edilmesini — iste mektedir. Buna ne cevap verilebilir? Bilhassa onun, ustalıkla küçük dev letlerin avukatlığını yaptığı görülür. Ve renlist olmak da icap eder. Y ni Yugoslavyanın kafa tutması — sa- yesinde Rusyanın Adriyatik Denizi- 'ne, oradan da orta Akdenize ineme- diğini teslim etmek ve bunun kıyme- tini idrâk etmek gerekir. Böyle bir hizmet mükâfatlandırılmalıdır. Tito- nün, müttefiklere - bilvamta / yaptığı bu iyiliği pahalı satmak / istemesine gaşmamalıdır. İtalya, müttefiklerin Yugoslavyaya karşılık olarak serbest Triestenin bir kısmını vermelerinden korkmaktadır. Fakat, Rusya ile Yü- goslavyanın birleştiğini ve sonunda da komünistlerin Arnavutlukta Dal- maçya sahillerinde kuvvetli üsler kur- düğünü görmektense, bu fedakârlığı yapmak daha hayırlıdır. İşte, mütte- fiklerin - karar vermeye mecbur ol- rin en mühimlerinden Yukarı Boğazda imar faaliyeti Sabahın erken saatlerinde | Kiraların yüksekliği yüzünden kırlara gitmek üzere hazırlananlar, hava muhalefeti yüzünden geri döndüler Dün 1 mayıs Bahar Bayramıydı. Havanın sabahtan itibaren bulutlu, yağmurlu olması dolayısiyle günlerce evvelden hazırlanan bazı tenezzüh. der yapılamamış ve gezmeğe gitme- ğe hazırlanan bir çok aileler bu ni- yetlerinden vazgeçmişlerdir. Umum! yetle şehrimizde bayram diğer se- nelere nazaran çok sönük ve neşesiz bir halde geçmiştir. Sadece sabahın erken #atlerinde Mecidiyeköy sırt. Jarına akın eden çoğu Rumlardan mürekkep bir kalabalık yağış ol siyle çabuk dönmek mecburiyetinde kalmışlardır. Havanın oldukça soğuk olmasına rağmen akşama doğru el- derinde dağ çiçeklerinden — yapılmış Buketler olduğu halde sayfiye yerle- rinden şehre dönenlerin sayısı hiç de az değildi. Fakat bütün İstanbul- Jular yağan yağmurun köylünün yü. zünü güldürdüğünü düşünerek, 1 ma yıs gününün azizliğine üzülmemişler. dir. 'Hürriyet” refikimiz 3 yaşında Hürriyet gazetesi dünkü / sayısiyle Üç yaşına girmiş bulunmaktadır. Ken. Gisini tebrik eder, başarılar dileriz. sayfiye evlerinin çoğu henüz boş duruyor Sarıyer Kaymakamlığı, — emrinde- ki devamlı tamirat amelelerinden is- tifade ederek geçen kış yağan şiddet- N kar ve yağmurlar dolayısiyle bo- zulan Çırçır ve Hünkâr sularına gi- 'den yolları tamir ettirmektedir. Bü. tün yolların haftada bir defa arozöz- de sulanmasına başlanmıştır. Havaların düzelmesi üzerine gerek Maslak ve gerekse Bebek - Büyük- dere şösesinde seyrüsefer çok art- mıştır. Bu yollardan saatte 250 . 300 arabanın gelip geçtiği tesbit edilmiş- tir. Bu yıl şehrimizdeki — otomobil miktarının geçen senelere nazaran çok artmış bulunması — dölâyısiyle mevslm ilerledikçe Boğaza otomobil akınının da çoğalacağı muhakkaktır. Bu itibarla yollarda seyrüseferin in- tizamını temin için bu işle tavzif dilen emniyet mefhurlarının takviyesi gerekmektedir. Büyükderede Çayırbaşındaki saha- ya 1000 çam fidanı dikilmiştir. Kireç. burnundaki kahvelerin yanındaki kö- geye de yakında bir park — yapıla. caktır. Boğazın yukarı kısmında — inşaat faaliyeti geçen yılda hayli fazla oldu. Bu halde sayfiye evlerinin - kiraları geçen Seneye nazaran — biraz daha Hindistan, Büyük Elçi gğnderiyor Mr. Jha, Hindistanın en eski diplomatlarındandır Bir müddet evvel memleketine git- miş olan Hint maslahatgüzarı — Mr. Kidway gehrimize dönmüştür. — Mr Kidway'ın bildirdiğine göre Hindis- tanın Türkiye Büyükelçiliğine — Mr Jha tayin olunmuştur. Yeni Büyükel- çi Hindistanın en eski diplomatların- dan olup Birleşmiş Milletler nezdinde- Ki Hint delegasyonunun genel sek- reterliğini yapmıştır. Halk tipi ucuz zeytinyağı Belediye; halk tipi ucüz — sadeyağ darın gördüğü rağbet Üzerine bir de mahlüt zeytin yağı hazırlamak arzu- gundadır. Bu yağ; zeytin, pamuk ve diğer nebati yağlardan yapılacak, u- uZ fiyatla satışa çıkarılacaktır. Bu hususta yakında Ticaret - Ba- kanlığına müracaat edilecek, İncir,Ü- züm Satış Kooperatifinin halk — tipi zeytin yağı imalinde de belediye ile İğbirliği yapmaı istenecektir. Haydarpaşa Garındaki dünkü yolcu kalabalığı Yedek Subay Okulunun mayıs dev- resine katılacak olan talebelerin hep- ainin dün akşam Ankaraya hareket edecek trenlere binmek istemeleri yü. zünden, Haydarpaşa — istasyonunda imdiye kadar görülmemiş bir yolcu Kalabalığı birikmişti. Bu sebeple dün- Kü Ötrenlerle gitmek İsteyen diğer yolculardan bir çoğu yer bulamadık. Jarından geri dönmek Mecburiyetin. de kalmışlar ve Devlet Demiryolları İdaresi tarafından hüsüst bir. kata tahrik edilmemiştir. Radyoevi hâdisesi dâvasına bugün devam ediliyor Mareşal Fevzi Çakmak'ın Slümün. den sonta Radyoevi önünde yapılan Sümayişler sırasında — emniyet me murlarına karşı gelen 72 sanığın mu: hakemesine bu sabah saat 10 da 10 uncu Âsliye Ceza Mahkemesinde de Vam edilecektir. Geçen celsede — 43 samığın tahliye edilmesi dolayisiyle bügün sadece 16 sı Üniversiteli ol mak Üzere 29 u mevkuf, diğerlerinin gayrı mevkuf olarak — duruşmaları Yapılacaktır. Yataklı Ekspresi ve Motörlü Tren seferleri başladı Haydarpaşa - Ankara arasında ya: taklı ekspres dünden İtibaren müte- kabil olarak işlemeğe — buşlamıştır. Bu trenler evvelce olduğu gibi her gün Haydarpaşadan 2030 da hare- ketle 9.05 te Ankaraya ve Ankaradan 21 de hareketle 9.15 te Haydarpa- şaya varacaktır. Bundan sonra Ana- dolu ekspresinde yataklı — vagonlar bulunmayacaktır. Bugünden itibaren de motörlü tren Ankaradan sefere başlayacaktır. S: h, cumartesi günleri Ankaradan 8.10 da hareketle 16.51 de Haydarpaşaya ve çarşamba, pazartesi günleri Hay darpaşadan saat 10'da — hareketle 18.37 de Ankaraya varacaktır. Karadeniz hattında yaz seferleri başladı Karadeniz hattında yaz tarifesinin tbikına dünden itibaren başlanmış. ir Bu süretle haftada iki gün 8: lik bir gün sürat postası kalkacak. ftır. Bundan başka Giresuna kadar Aayrıca haftada bir sefer ilâve edil. miştir. Yeni sefer programına göre arı lik ve sürat Postalarında — seyahat müddeti bir ilâ iki gün arasında ki- saltılmış bulunmaktadır Yüksektir Halbuki 1049 yılı içinde â7T ev ve 6 apartman yapılmıştır, ay- nca 217 ev ve 7 apartman tamir e- dilerek yeni bir hale getirilmiştir. Mayısa girdiğimiz halde bu vaziyet karşısında evlerin çoğu hAlâ tutul- mamıştır. ŞEHİR HABERLERİ Hindistan Başbakanı Nehru'nun yeğeni dün şehrimize geldi gitmek İstemezse, Hindistan Başbakanı Pandit Neh- Yu'nun yeğeni Dr. Shri / Shridhara Nehru dün akşam refikası ile beraber bir Pan-Amerikan uçağı ile şehrimize gelmiştir Mületlerarası Avutkatlar Birliğinin İkinci Başkanı olan Nehru, hava mey darında, birlikteki Türkiye temsilcisi Avukat İsmall Kemal Elbir ve Avu: kat Rasim Cennani tarafından kargı: danmıştır. Dr. Shri Nehru şehrimizde bir kaç konferans verecek, — sonra Nev-York'a gidecek, bilâhare 13417 temmuzda Lüksembure'da toplanacak olan Milletlerarası Avukatlar — Kon. Eresine İştirak edecektir. Dr. Nehru, dün hava meydanında Kendisini karşılayan — arkadaşımızla bir konuşma yapmıştır Pakiatan - Hindistan münnsebetle- l hakkında Dr. Nehru demiştir ki: — Paklstan — Başbakanı Liyakat Al Han Hindistanın çok büyük bir dostudür. Pandit Nehru İle olan - ko- nuşmalarında iki taraf da tam bir anlayış gösterdiler, görüşmeler — bü- yük muvaffakıyetle #ona erdi. Hemen hemen bütün anlaşmazlıklar — halle- dildi. Keşmir meselesini halletmek - çin her iki taraf Avustralyalı Sir. O- Wer Dixon'un hakemliğini kabul etti. ler. Neticeden çok Ümitliyiz. Pencap meselesi de Bengal meselesinin hal linde kullanılan prensiplere dayanı rak halledilecektir. Liyakat Ali Han Truman'ın davet- ilal olarak Amerikaya hareket etti. Orada 3 hafta kaldıktan sonra Del- hiye dönecek ve görüşmelere yeniden başlanacaktır., Hindistanın Rusya karşısında olan Gazetemize alâka değer bir bey ben Rusyaya gitmem derse, Stalin de aynı şekilde Amerikaya onları Delhi'de buluşturmak zevk olacaktır” diyor pat veren Nehru, “Truman, bizim için dürümünü izah eden Dr. Nehru, bu mevzuda şunları söylemiştir: Rusya ile olan münasebetleri: dostanedir. Sovyetlerin Hin- distanda herhangi bir komünist. pro- pagandası yoktur. Esasen böyle bir propaganda Hindistanda muvaffak o- İamaz, Çünkü halk tabakaları birhiri. ne bağlıdır ve hiç kimse yeni idenl- ler peşinden koşmaz. Hintliler yabancı bir rejimi hiçbir zaman ka- bul etmeyiz. Dr. Nehru, Hindistanın Amerika 1 le Rusya arasındaki dürümünü göye le izah etmiştir: — Başbakan Nehrunun bildirdiği gibi Hindistan, üçüncü bir cihan har- binde bitaraf kalmak azmindedir. Bu gekilde hem Amerikalıların, hem de Rusların dostu olmakla onları bir gün barıştırmak mümkün olduğu takdirde bu uğurda canla başia çalışmaya - madeyiz. Meselâ iki şefin bir gün bu- Juşmaları icap ettiği zaman 'Truman Ben Rusyaya gitmem" derse, Sta- lin de aynı şekilde Amerikaya gitmek istemezse onları Delhide buluşturmak bizim için zevk olacaktır. Son olarak Türk - Hint münase- betlerine temas eden Dr. Nehru de miştir ki: “— Hint - Türk münasebeti fevka- iâde iyidir. Yeni 'Türk demokrasi re- dimi Hindistanda çok büyük alâka gördü. easen bizim inkılâbımız Atı türk'ün çalışmasından — mülhemdir. Türkiye bize yeni bir demokrasi mi- salidir. Bilhassa sizin hürriyet ve lâ- iklik prensipinizi benimsemeye çalı. Coğrâfya Haftası yarın başlıyor Hafta boyunca verilecek olan 36 kadar konferansın ilim muhitinde geniş alâka uyandıracağı bekleniyor. 'Türk Coğrafya Kurumunun hazir ladığı “Coğrafya Hafta"larının altım 4sn, Fındıklıdaki Edebiyat Faktltesi nin Coğrafya — Enstitüsünde Saat 15 te acılacak ve © mayıs akşa. mına kadar devam edecektir Kurum, simdiye kadar bu mahiyet te Ankara ve İzmirde beş —meslek haftası tertip etmiş ve ilk defa ola: rak İstanbulda böyle bir teşebbüse Hafta boyunca olan konferansların mevzularını — v konferanacılarını 30 nisan tarihli nüse hamızda bildirmiş bulunuyoruz. Bil. hassa memleket coğrafyasına ait ye- ni araştırmaları ihtiva eden 36 kadar konferansın ilim muhitinde geniş bir alâka uyandıracağı tahmin edilmek- tedir. Daktilo hurufatiyle yapılan resimlerin sergisi dün açıldı Beyoğlunda, ; Galatasaraylılar Ce miyeti salonlarında daktilo ile yapıl. mış resimlerden mürekkep bir ser. gi açılmıştır. İstanbul Birinci Tica. ret Liseni talebeleri tarafından ter. tip edilen bu sergide portreler, man. zaralar ve çiçekler vardır. Sergiyi tertip edenler, daktilo — makinesini sehpa gibi kullanmakla kendi ölçü- lerine göre bir sanat — yaptıklarını söylemektedirler. — Sanatta - bir ya- ve orijinallık şart ol. bu iddiayı kabul etmek bİraz müşkül ise de, sergide — eserle- rini teşhir eden gençlerin bu güzel iştiyaklarını takdir etmek yerinde o- Sergi bir hafta müddetle açık ka- Jacaktır. Her gün ziyaretçiler ser- bestçe gezebileceklerdir. C.H.P. ve D.P.nin dünkü açık hava toplantıları D.P., TAKSİM MEYDANINDA; C.H.P. DE AYASOFYA MEYDANINDA HARARETLİ İKİ TOPLANTI YAPTILAR İki büyük siyast parti dün de iki açık hava toplantısı yaparak / seçim faaliyetlerine devam etmişlerdir. D. P. nin Taksimdeki toplantısı 'Dün aat 17 de Demokrat / Parti Beyoğlu ilçesi “Taksim — meydanında büyük bir seçim toplantısı yapmıştır. Yağmur altında cereyan eden toplan- üyı D. P. Beyoğlu ilçe başkanı aç- miş ve konuşmasında, iktidarın 25 sene içinde hiçbir şey yapmadığını belirterek Millet Partisinin kendileri hakkında isnad ettiği muvazaayı gid- detle reddetmiştir. Bilâhare konuşan D. P. nin İstanbul milletvekili aday- darından Ahmet Hamdi Başar, hav 'nın mühalefetine rağmen toplantıya iştirak edenlere teşekkür etmiş - ve keridisini seçmenlere tanıtmak — için konuştuğunu beyan ederek: “Bundan 5-6 gee evvel mebus olmak için bazı zevatın huzuruna çıkmak icap ederdi. Şimdi ise milletin huzuruna çıkmak dazımdır. Bu ise Demokrat / Partinin bir zaferidir,, demiştir Hatip, C. H. P. nin seçim beyanna- mesine de temas ederek, C. H, P. be- yannamesi ile parti programının bir- birini tamamlamadığını, — programın el maddesi tek meclisi sarih olarak beyan ettiği halde beyannamede ikin- €i bir meclise gidildiğini anlatmış ve gerek C. H. P. nin seçim beyanname- Sini ve gerekse devletçilik prensipini siddetle tenkid etmiştir. D. P. hatiplerinden Salâhaddin Ka- rayavuz da iktidara ve M. P. ne ça- * tan heyecanlı bir konuşma yapmıştır Daha sonra D. P. İstanbul Millet- vekillerinden Salamon Adatto, parti- sinin çalışma tarzını anlatan Celâl Bayarla, Genel İdare Kurulu âzala- rının feragatini öven ve bu eşhasın, Müllet Partisinin idöla ettiği gibi, bir muvazaaya tenezzlll etmiyeceklerini izah eden etraflı bir nutuk vermiştir. Bilâhare Demokrat Partinin İstan- bul Milletvekili adaylarından Bayan Nazlı Tlabar ile Füruzan Tekil de partilerinin - programı — Üzerinde ve gayri müsalim vatandaşlar hakkında birer konuşma yapmışlardır. CALP. nin Ayasotyadaki toplantısı Cumhuriyet Halk Partisi Eminönü ilçesi dün sabah Sultanahmette Aya- #ofya meydanında bir toplantı tertip- lemiştir. Havanın yağışlı ve rüzgâr- h olmasına rağmen kalabalık bir va- tandaş kütlesi toplantıyı takip etmiş- tir İlçe Başkanı Fehmi Atanç toplan- tıyı açmış ve sözü Ekrem Tur'a bi rakmıştır. Ekrem Tur, seçimlere pek aZ müddet kaldığını, C.H.P. nin bu seçimlerde her zamankinden kuvvet- Hi bulunduğunu söylemiş ve Yargıtay Başkanı Halil Özyörük'ün durumuna işaretle hareketini tenkid etmiş, Halk Partisi“adaylarının vatandaşlardan vey değil, vicdanlarının sesine uyma- Jarını istediğini belirtmiştir. Bundan sonra Burhan Felek konuş- muş, demokrasinin beşiği olan İngil- teredeki seçim propagandalarını an- Jatmış, propaganda nutuklarında. iş şahsiyata dökülür. dökülmez İngiliz Polisinin nasıl müdahale ettiğini be- lirtmiş ve “İngilterede dahi hürriyet sonsuz. değildir” demiştir. Hatip C.H.P. hükümetlerinin icra- atına temasla sözlerine şöyle devam tmiştir 27 senedir hiç mi hatamız olma. di? Hangimiz, insan olarak, hatadan salimiz? Kusursuz kul olmadığına gö- re dikkat edeceğimiz şey, sevabımızın Künahımızdan çok olmasıdır. Biz Halk Partisi olarak kendimizi böyle görü- C.H. P. nin demokrasiye bağlılığı- ni belirten Burhan Felek demiştir ki: '— Ben 25 senedir yazıyorum. Ki- yazıya tenkidlerimi okuyorsunuz. denedir de Halk Partiliyim. Bu par- ti, beni şu veya bu yazımdan dolayı 'ne yerdi, ne kovdu” demiştir. Mütenkiben — Ordinaryüs Profesör Tevfik Taylan, sanayileşme politika- sını övmüş, geçmiş yıllardan devralı- 'nan geri bir memleketin bu politikay- Ja bugünkü seviyesine eriştiğini söy- lemiştir. Daha sonra Ali Riza Arı çalışma mevzuatına temas etmiş, Hüdal Bu- kaılı ve Zühtü Tetey C. H. P. nin eznaf ve işçiye verdiği önemi anlat- mışlardır. Atıf Ödül, iktidar partisinin halka hizmet şiarını asla — birakmıyacağını söylemiş, vatandaşların yağmur — ve soğuğa rağmen kendilerini dinleme- sine dikkati çekmiştir. D.P. müfettişinin beyanatı DEP. müfettişi Hüsnü Yaman bir kaç gün evvelki beyanatını cevaplan- duran C. H, P. müfettişi Dr. Sadi Ir- mak'a yeni bir demeçle dün - cevap vermiştir. D. P. müfettişi - ezcümle gunları söylemiştir: — Demokrasiyi ruh meselesi ola rak ele almak Jâzım geldiği için kar- şımızdakileri elbette siyasi bir hasım sanmaktayız. Muhalif partilerde dev- let ve millet idaresi anlayışında aca yip Üslüba bürünmüş sözler ve boş ye. re tekrarlayıp durdükları şiddet, hu- #umet gibi topyekün millete izafe e- dilmek istenen beyanatlarla, bulandı- ıcı bir politika taktiğini yersiz bul- maktayız, D. P. idarecileri mesuliyetini taşı- dıkları işlerin hesabını vermeye hazır- dırlar. Neden bizimle bir hesap masa- 1 başında buluşmaya gelmediler. Dünyada ve bizde satranç oyunu Satranç, Türkler için yeni bir şey değildir ATRANCİN, Türkler için yeni Sm, gey olmadığına şüphe yök- ür. Türklerin satrancı Avrupa- ılardan daha evvel tanıdığına ve da. ha çok sevdiğine ve hattâ Türk bü. ükleri arasında mühit ve zamana göre küyvetli oyuncülar. yetiştiğine İnnanmamız için pek çok / #ebepi Avrupada üzun zamandır turnuva- lar yapılmış, 1851 yılından itibaren de dünya şampiyonluğu tertip edil. miştir. Son olarak 1048 de bir kısmi Hollarda, bir kismı Rusyada oynanail Botvinnik dünya birincisi unvanını Simültane yani aynı zamanda bir kaç kişiye karsı oynamak rekoru K- Tkasen adlı oyuncudadır. - Kenditi 400 partiyi bir anda oynamıştır. Bizde ilk resmi ve nizami turnü- val 1946 yılında İstanbul Türk Sat. ranç Külübünde yapılmış ve Selim Palavan hiç yenilmeden - birinci ol muştur. Simultane rekorumuz da yine Se- lm Palavandadır. 1949 yılında 80 kişiye kargı oynamıştır. Türk #atrancının dünya- ölçününe gelince, 1948 Venedik / beynelmilsl turnuvasında mühtelif devletlerin 14 oyuncusu arasında Selim Palavan 8 inci olarak (Master) Üstad unva- Bütün devletlerde kurulmuş bulu: nan Satranç Federasyonu — maalesef bizde — henüz kurulamamıştır. Bu yüzden başka devletlerle maç yapa- Müyoruz. — Milli satranç federaayonu teşkilinden sonra yapacağımız milli maçlar, Türk satrancının hakiki kıy- metini ortaya koyacaktır. Kuruluşu 1588 yılına - kadar uza- 'nan Salnt-Benoit Fransız erkek lise- sinde ise satranç birliği 15 ekim 1048 'de mektep idarecilerinin, talebelerin teşebbüsünü — gayet müsait karşıla- maları neticesinde kuruldu. Her yıl talebeler arasında bir çok turnuvalar yıldırım. partileri, simlltaneler yapı- hir, Lise satranç takımı, gimdiye ka- dar yabancı teşekküllerle 6 maç yap miş, bunlardan 5 ini kazanmış, yal- ni ilk maçlarında — Şişli takımına mağlüp olmuşlardır. Neticeler göyledir: 12 mart 1948: - Şişli Benoit 2. 26 nisan 1040: Saint-Benolt 8 — Çapa Eğitim Enstitüsü 2. 30 nisan 1940: Saint-Benoit 31/2— Rum Kültür Derneği 11/2. 28 ekim 1940: Saint-Benoit 5—Ka- bataş Erkek Lisesi 4. 4 ocak 1950: Saint-Benoit 41/2 — Askeri Tibbiye Okulu 11/2. 4 gubat 1950: Saint-Ber Kurtuluş 2. Simülltaneyi oynuyan Cavit Uzman ise Ankarada bulunduğu yıllarda 1 4& — Balnt - t çok defalar Ankara şampiyonu muş, İstanbula geldiği yıl da 1950 tanbul. şamy iyonu” unvanını — kaz mıştir. Ş imültanede aldığı netice ki 14 x. libiyet, 4 beraberlik ve 2 mağlübiyel gerek Jise, gerek kendisi için çok kiymetlidir. Coşkun KÜLÜR Bir İtalyan gemisi, Boğazdaki emniyet ağlarını parçaladı İtalyan bandıralı 800 rüsum tonluk Carlo fena gemisi dün sabah Karade: nizden Jlmanımıza girerken Boğaz. daki emniyet ağlarını parçalamıştır. Gemi Büyükderede tevkif edilmiş ve süvarisi hakkında takibata başlan: mıştır. Turist gemilerine Fenerler Resminden tenzilât yapıldı Geçenlerde indirilen liman rezmin- den sonra türistik ziyaretleri teşvik maksadiyle, D. Denizyolları ve İâ. gemilerine yapılmakta olan Fenerler Ücreti tenzilâtını da — yüzde 25 ten yüzde 80 a çikarmıştır. EMEL AKAD ile Dr. KDIYAGER HİLMİ ALAGİL Nişanlandılar İzmir, 27 Nisan 1980 Ahmet Hamdi Tanpınar Sahnenin Dışındakiler Açık — pencereden ” Elâgöz #ında mehtapla yıkanıyordu. Diş kaldırmıştı. bih etmişti. “Peki' » dedim, x Madam Elekciyan'ın pansiyonu Kâgir binalarından biri 1di. Taş- © yarı ahşap, ya Jıktan girer girmez sağ tarafta bizim büyük bir salon vardı. Bu tâbirdeki mezar kelimesi salonun karanlığın. mezarı,, adını verdiğimiz Mehmetefendi Camlinin gece ile maddtleşmiş ve büyümüş kit- Jesi, bahçesinin daha sık görünen ağaçları ara- indan mahalle- mizin ve çocukluğumun sesleri geliyordu. Ara #ıra, tahtalar gıcırdıyor, bir komsu — öksürüyor, bir kup bilmediğim bir şeyin peşinde çığlıklar atı- yordu. İhsanla konuşmam bütün tereddütlerimi Dediğini harfi harfine — yapacağımı kendisine vâdettim. Beni odama kadar götürdü. Ertesi sabah başka türlü bir insan olarak u- yandım. İlk işim gazetelere bakmak oldu. Dartil- fünun kayit müddetini 10 eylüle kadar uzatmıştı. Daha vakit vardı. Ötelden eşyamı ai çittim. Benden evvel çıkan İhsan, rda bulunmamı annesine ten- dan arkalıklı ve bütün Madam Elekciyar Kirkor Elekciyan akşam yemeğinde Jonda asılıydı. Jarı için yapmacık dıkları belli başlı çok işime yaradı. ak pan. cuma | | Çünkü bu salonda ramnazdı. İstanbulun | —| mak merdivenle çıkılırdı. Benim odam Muhlis Beyin salonunun üstün- “Firavun | | de geniş, rahat bir oda idi, Dişarıya bir balkonü vardı. Yanıbaşımda sonraları Kudret Beyin etra- 2 've” rütübetinden odanın alelâde döşemesine nereden ve nasıl katıl- dığı bilinmiyen çok yüksek, son derecede uzun keten örtüsü çıkmıyan çok acayip bir koltuk yü- zündendi. Bu koltuk bu salondaki #adece mevcudiyetiyle ezer gibiydi. fendi. kumpanyasının dar bağlı olduğu sanatine bu koltukta, çok Ani bir şekilde vedâ etmişti. y bu oldu. Şurasını da ilâve edeyim ki, hâtire - yüzünden düşünmezdik. yasını etraflarına tekrar eden bu kuşlara Madam Elekciyan Tahir ile Zühre adını vermişti. Evdeki müşterilerle ev donda kabulüydü. Maamafih sonra sonr ya almakta devam ederek hepsinden kurtuldum. Taşlığın sol tarafında, küçük bir kapısı da bahçeye açılan Muhlis Beyin dairesi vardı. İki büyük odadan ibaret olan bu kisıma bir iki bası fında sık sik gördüğüm ve Muhliş Beyden sonra geliyordu. —Firavun ise, döşeme gibi yaz kış sırtından bütün eşyayı İşin fenası Tahmetli kocası Fehim E- 'en istidatlı. artistlerinden bu evin satin alındığı yil bir çok devdiği karısına ve o ki da olsa devamlı bir bahar ha- sahibinin anlaşama- nokta misafirlerimizin bu. sa- Canımı sıkan misafirleri ora- insan on dakikadan fazla otu- 272 ufak' bir malümat, sinde idi. Dü usul | | ker öldürmeye kalkar, mAsum tedbirleri bize anlatırdı. hısıydı. hediyeler yarım e Tıbbiyenin en eski talebesi olan Hasan Basri El- müntefik oturuyordu. Dört harp senesinin ve C- had-aı Mukaddesin İstanbuldan çıkaramadığı bu #on derecede azimli talebe üzerinde, kendisini ta- Tudığım aylarda parasızlık yere yapıyordu. Has Bey diye hitap edilmesini sureti katiyede mene- den bü esmer, iri Vücutlu, kaldığı zamanlar Azerl operetinin makamiyle İamirim meni, bir hüsüsiyeti de herkesin odasına don gömlekle girmesiydi. yüzden kapı bir komşusu bulunan ve Madam E- lekciyan'ın tek”kizı Agavniye deli gibi Aşık Junan Yahudi delikanlımı ile aralarında kavga ek- olmazdı. Bu safravi delikanlı ikide bir Mehmet Selefi bu hususta- düşündüğü Evin belki en şirin insanı bu Müsevi delikan- Onun her akşam Agavniye getirdiği ucüz t sonra bütün odaları dol ni tazyikı beyhüde n Basrinin bir adı da Elmü- | — | bir Jahhas idi. Çünkü ona göre her ilim en fazla kırk | — | n ayfalık bir defterde hulâsa edilebilirdi. den bir türlü çıkamaması, büyük bir itina ile ha- zırladığı ve içine müspet hiç bir şey, — ne bir isim, ne bir târif, ne de fonksiyonu bildiren Koymadığı bu defterler Pansiyona geldiğim zaman bana da Tibbiye- zeki adamın, parasız © zaman pek meşhür olan bir maşır parası bu- diye şikâyetlerine bayılırdım. evi addettiği pansiyonda leksiyonuna hipti. vine müsande ederdi. Di | | vardı, Salin Jik senelerine hasret çektiren sıkı bir perhiz baş- Bu | V ardi. Şişmanlamaktan çok korkan bu. kadın, çarşamba sabahından cumartesi akşamına kadar bu- Çayla kızarmış ekmekten başka bir şey yemez ve etrafındakilerin de yeme: kahvaltı edenler müstesna, biç olmazsa, goK | | yurmamızı isterdi. biten — kamında bir me Jikta bayılma sahnesi de ır haft di. Madam Elekciyan'ın kızı bu rin en zengin firkete, bağa tarak ve yüksük kol- Daha Üt katta iki kiracı ile Madam Elekci- yan'ın kendisine ayırdığı odalar vardı. a benziyen tahtaboşta ise evin en müte- isafirleri olan iki delikanlı yatardı. O- rada beraber yatmanın ve bütün sene o havaleli yerde lodos ve poyraza marız kalmanın tâvizatı olarak Madam Elekciyan onlardan pek az para en | | alir ve bazan da kendi odasında kahvaltı etmele- K Daha doğrüsü dostü. Salih Kaptanın eve gelmediği gecelerde, iyi bir kal dan İstifade ederek tam yemek zamanı oradan geçmek ve bu sevimli Çift tarafından yemeke dâ- Vet edilmek hakkına sahiptiler. Madam Elekciyan'ın garip bir yemek rejimi aptan gider gitmez evde Seferber- yağsız, kuru şeylerle karnımızı do- Esasen bugünler, aıkı bir dayak ve oldukça güFÜNtülü bir Kavga ile bazan bu dayak ve kavkaya, final ma ivenden yuvarlanma veya taş- ilâve edilirdi. nin yorgunlukları içinde geçerdi. - Fakat 24 iyede o senele- Büyükçe | — | ardınca deri sarar Pansiyona gelir gelmez ilk dinlediğim hikâye | —| imtihanlara / onlardan hazırlanmamı ciddiyetle | — | valtı edebilmesi için bu delikanlılardan birisi Ma- | — | bir yığın tatlı melekeyi muhafaza eden bacakla- bu salonn | — | tavsiye etmişti. dam Elekciyanın odasına akşam erkenden girer | — | rim bizlerden gizlemeye hiç lüzum görmeden bu adı vermekle bir haksızlık yapıldığını ande bu Karşımdaki — odada şimdi nerede olduğunu | — | ve #abahleyin çok geç vakitte çıkardı. Ayrıca bi merdivenlerden kantolar söfliyerek inip çıkma- Evin belli başlı tün üst katlardaki kiracılar gibi Salih Kaptanın | —| ya başlar, üç günlük tatilde kaybolan sofra eş- bilmediğim, hattâ yaşadığından — şüphe ettiğlim, #üS ve gururu olan İki madeni kanarye de bu sa- a e ain evde bulunacağı günler, Madam Elekciyan'ın | | yası evin her köşesindeki müteaddit dolaplarda çünkü memleketine dönmüştü; — Azerbay avin e. KİRMANE DAMASüN SARKBA Her sabah muntazaman kurulduk. Sanli Mehmet Selef Efendi otururdu. Kendisine | —| ikinci kat sofasını yemek odası gibi kullanmasın- | — | aranır, halecan, sevk, yi | dururdu, ederdi. kendi. odasinda pek hoş görmez, | —| seneleri çok defa aşk cumartesi günü öğleden sonra bahçedeki mutfale 'ta başlıyan faal bütün evi sarardı. Evveli bakkalın ve kasabın çırakları birbiri gelirler, sonra Mustafa mevsimin en güzel balıkları Havaneli durmadan işler, Trabzon yağının ko- kusu, mutfağın evden ayrı olmasına rağmen, bel- ki de husust bir tertibat sayesinde, — merdiven- Madam Elekciyan mavi sabahlığı için- /de tombul kollarımı, lerini andıran zengin göğeünü, hafif sakatlığına rağmen hâlâ yirmi beş senelik sahne hayatından verdiği sabırsızlık ve memnuniyet bütün evi dol- Vaktiyle teganni ettiği sahnelerde Ka 'narya Jâkabı verilen Madam Elekciyanın sesi y mi beş sene evvelki kantoli O zaman Madam Elekciyan kırk, kırk bö yaşlarında bir kadındı. işe başlamış, 1908 in getirdiği heyecan için denbire tiyatroya ve bilhassa trajediye heves et- mişti. Bu seneler rahmetli bir aktörümüzün sanat dehâsının Ve şöhretinin en son haddini bulduğu Gürültülü ve heyecanlı oyunları, en trajik mevzuları zorla bir komedi haline getiren ve bu süretle devrin epeyce mânasız eserine, yal- niz Şahsi himmetiyle yarattığı bir plânda ehem- miyet kazandıran bu sanatkârın ev sahihimiz üze. rinde büyük bir tesiri vardı. 'et yavaş yavaş bir humma gibi Salih Kaptanın adamı getirirdi. Buhtunnasar'ın a: bahçe- aa bize saadetini ilan İlkönce (Devamı var) 215