© Ocak 1050 HİKÂYE Lton Fraple A döküzü olmus. Sabahleyin evden çıkan ana baba, hâlâ. dönmemişlerdi. Çocukların kursağına, bütün. gün, ganrı nafakası girmemisti. Toto ile Nini, “Karnımız açi diye ağ- Jıyarak, kaçtır. küçük ablalarının leklerine yapısıyor. — kızı çekişti. Tip durüyorlardı. Fonsin abia, ba- Yağı korkmaya başladı. sinirinden İkisine de şamarı bastı. Sonra, 9ö- zilmez Birine çıkışır gi Bir — Bu kadarı da fazla... Dayana: cak hâlimiz kalmadı artık.... Ya pacağımı biliyorum beni diye ba- Bırdi. 'Ön üç yaşında olduğu halde, da- ha büyücek görünen Fonsin, bas. Yabanlık mantosunu geçirdi. İki küçüğün ağlaya hıçkıra, yü- zükoyun serildikleri. topal karyo- lanın tam karşısına düşen kapıyı açık birakarak, bir solukta asağı Boyladı. Sokağın başında, önü- ne ilk çıkan erkeğin koluna ya pisti. Dili tutulmuş, çeneleri kilit- Tenmiş gibiydi. Karşısındaki, kırk lik bir adamdı. Bu istiz sokakta dolasıp durdüğüna bakılırsa, zaton niyeti bozuktu. Ayağına gelen kıs- Meti tepmedi. Fakat üçüncü kat Bin, karsısında, — kaşları çatıldı. Önce içeri girecek gibi oldu, son. #a diye ödü koptu, teker meker 'Merdiven başında durakaları Fon: sin, adamın paldir. küldür. inisini Günledi... Tekrar yakasına yapıs. Gözü, öylesine — dönmüstü . ki, — akalaya yakalaya — © dakika, kapının önünden geçen, polisi ya- Kaladıl. Dulombard. efendi, nöbetini bi- girmek Üzereydi. Çoğu gitmin Ehele gükür. bir aati kalmıstı. Mübarek kasım ayazı, rüzgâriyle he de çullanıyordu. ya... Pollame- muru İyice üşümüs, yorulmun a Çıkmıştı. İçinden kalayı basa ba- ga) *Doluya koysam . almaz, koysam dolmaz,, kabilinden hi Tara dalmişti. Evvelâ, şöyle adam- akıllı karın doyürabilmek için ay- ö yani İki gün daha beklemek dazimdi. Kızcağızı öksürük olmur tü hekim pahalı bir. reçete yaz Mmiştı. İlaci alabilmek için de yine Beklemek lâzımdı. 'Bern senedir. pollslik eden Du- dombard'ın bu mesleğe - bir türlü kanı kaynamamıştı. Kadın olsun, erkek olsun birini — “enselemel cap tti mi, —aslını esasını kestiremeden — yüreğine bir Ü- züntüdür. çökerdi. * Fonsin, koluna yapışınca: 'Ne '0 yine Bu musibet evde kavga mi çıktı? diye homurdan- di Sahiden de olan bir evdi. Odanın önüne gelince, boyuna karakolluk İi anla du. Tokata, mustaya hazırlanmış Silerini, bir hısımla ceplerine dal Birdi.. Cepleri, yoksul - sokaklar gibi gombostu, Bunun üstüne, Mme, neye çattığı malüm olmada: Z rahir düvarlara, merdivene — Toğru bağırdı. çıkıstı. Bu ara, küçük Nini, yüzükoyun yattığı yerden / doğrulmaya çabı Tadı. Çöp boynunu uzatarak, sap- sarı yüzceğizini görterdi. - Ağzını, Polis memuru Mebrure ALEVOR acıkmış yavru küş gagası — gibi dikocaman, kocaman,. açtı;. — sesi soluğu çıkmadan, tepetaklak yere yuvarlandı. * Polik memuru, İşinin; yâni, adiy. le saniyler “Asayisi temin. vazife. lnin. başına döndüğü dakika, a. Şüran bir sarhoşla karsılastı. Du: Tembard erendinin zaton cinler ba. Şında |di Boynundanziri damalı kaskolu sarkmış, bu. hanende bo- Z Heeyi Çeneni kapat Gece vakti sokakta gazel okunmaz! di ve bağırdı. 'Adam küfürü basınca da, yara dana sığınm “bir tane,, askediver. di Sarhos, yampirik ” adımlarla, dükkânın kepengine tosladı. Sen. deledi. yalpaladı. kuzu, kuzu, ye: Te çöküverdi. Düşerken de, cebin: den cüzdanı kayıp, Dülombard. e fendinin önüne kondu. Dulombard, “mesuliyeti müstel- zim olamıyacak,, Suursuz bir hare ketle eğildi. “düsen seyi, yerden Kaldırdı. — Fensinin oturduğu © kostu. Kapı — hâlâ açıktı. Küçük abla karyolaya ilis miğ, sırtında anasının / mantosü İki küçüğü bağrına basmıstı. Pelis Dulembard. cabuk. çabuk, hem de ne korkuyla, uzaktan cüz: danı fırlattı. deli gibi asağı indi. BU sırada sarhos da kendini to- parlayıp ayağa kalkmak imkânını Bülmustu. Dulombard, onün . köze Başından. kıvrıldığını gördü. ken: Glal 'de tere taraftan hizli hizli u- Yürüdü, yürüdü. Biteviye başını açIYOr, alnının . terini ” siliyordu. Birden: "Saat kaç ola?, diye dü. sündü. Merkeze uğramak, — nöbet- len çıkmak zamanı gelmiş de ge- Çiyordu. bile.. - Karakoldan içeri Girer girmez, ilk gördüğü — insan, Mahut damalı atkisiyle, deminki 'oldu. Sarhoş çökmüs ©- komiser muavini de yar 'dürüyordü. Dülembard'ı aıbaşında dikilmi Gazel — meraklısı bantı. T Evet... Geldim iştet dedi. Eilerini palaskasına götürmüstü, hemen çözüp verecekmis gibi idi. lı tesllm eluyordul. muavinli T sisunr “Diyecek 1âf yekt diye gürledi. Atkılı adam alay ediyordu: Z gir de Beni tanımamazlıktan geliyor. 'Dulombardı Z Tanimaz olur. müyum. itiraf yolunu tuttu. Elini uzatarak yerinden fırlayan atkılr adam: T öyleyse ne dürüyorsün? diye bağırdı. Dulombard'ın talimata, vazife, hisler geçti. vermiyecekti! Ölümse ölür dan olduğu yerde kalacaktı! Z Olmazi İmkânı yekt Atkılı adam köpürdü: — Yoo, Bu kadarı fazlı Kahraman Dulombardı — Kabil değil, olmazi diye tek- rarladı. Bunun Üstüne — tepesi atan ko- miser muavini İşe karıştı: * Slmaz da ne demekmis yahu! Amcanın oğlu. bir bayka memleket- fen kalkıp geliyor... Dört dönüyor, evinizi bulamıyor, cüzdanını kaptı. fiyor. Bereket versin hanal mer. kezde çalıştığını hatırlayıp bura: ada diye inden — âmirlere, uymaz bir sürü >Yağma yok! Geri ya, seni beklemeye geliyor. Mi hemen buyur edip evine götü. Teceğine, biraz çakır keyif olmus diye, kafa tutuyorsun. Muavinin yüzü pancar gibl kı- 'Hem baksanıza bana, bayı sizin İ olduğunuz mahallede soy- müşlari Mel anlamıyor musunuz. vazifenizin Eğer sir sından ayrılmasaydınız. 'Lâfın arkasını getirmeye lüzum kalmadı. Kanbür fi gülen Dulom! kucaklaşıyordu. ĞİN oyununA kis kis rd, emmi oğlu ile P o KB Lik maçlarına dün de devam edildi Fenerbahçe, Vefayı 3-1; Beykoz, Kasımpaşayı 2-0 mağlüp ettiler Beykoz: 2 - Kasımpaşa: O önü Stadyomunda lik maçla ına Beykoz ve Fener bahçe - Vefa maçlariyle devam edil d Hakem Tarık Özerenginin idarı EtLiRİ İlk maça takımlar şu kadrolarlı Çıktılar Beykoz: Selman — Mehmet, Nured din — Fikri, Refet, Fehmi — Hikmet Sami, Taris, Orhan, Gazanfer Kasımpasa: Mehmet — Murtaza, C hat — Müstafa, Salâhnddin, İsmet Tayyar, Hüseyin, Halit, Burhan, S Tahadldin. Oyuna her İki taraf da canlı ba: den bozuk olması oyunun süratini m altti. Onuncu dakikadan itibaren hâ kimiyeti ellerine alan Beykozlular, 2r ncı dakikada, soldan İnkiş: #akiç kafa ile ilk Beykoz golünü kardı. Birinci devre bu şekilde (1-0 Beykoz lehine bitti. eden bi İkinci devreye Beykozlular aynı hir rinde hâkimiyet tesisine muvaffak ol dular. Yine solaçık Gazanfer, mi filer arasından sıyrılarak ikinci goli le çıkardı ve maç bu sekilde 20 Bey Fenerbahçe: 3 - Vefa - 1 UNDAN sonra haftanın en mühim 'n Türk'ün idaresinde başlandı. Ta kimlar” bilinen kadrolarla — sahaya ılar. Kaleci Erdalın yaralanmasın dafan ediyordu F Fener kalesini Şir eden Fenerbahçe en kuvvetli oyun akını yaptı. Bu müdafaasının önünde kı 'derhal hücuma geçen Vefa hların Fenerbahçe kalesine kadar sar karak yakından çektikleri kuvvetli bi Şütü Cihad kendisine has ustalığı ve tebrübesi sayesinde çelerek takımını ilk anlarda muhakkak bir golden kur- fardı. Oyun her İki tarafın da netl okın. Vef — ASAIR MAD NL GAOAFT t ir vat YT ıyıu"?.uı e ykoz - Kasımpasa çok Sahanın bilhasaa ortası çamurlu olduku için - oyuncular op sürüş ve kontrolunda zahmet çe- 'Cihnd üç r. Bir aralık yine bir atil ile çeldi sütü fevka: Seyirellerde heyecan faz tezahürata sebebiyet daha fazla gol pozlsyonuna - giriyor fakat çekilen bütün sütler Cihadın el lerinde Adetâ eriyor. Eğer bugün C hi e başka bir kaleci olaaydı muhakkak Ki şimdiye kadar İki üc halde kendini yerdi. “ Oyun Fenerbahçe hacimlerine göz actırmıyor. Sarılâc vertliler çamuru hesaba katmadan kü çük paslarla ilerilemek istedikleri için kolaylıkla akınlarını kesmek mümkür olamıyor. Nihayet otuzuncu dakika ilerledik Veti Her güzel, ve fena hareket büyük Vata ERT maçından bir görünüz 1 — içeride tuttukundan hakem haklı oli Tak gol verdi. Beklenilmedik bu gol 'den sonra Vefa oyuncularından bazı- larının biraz asabiyete kapılarak öy- 'nadıkları görülüyor. Vefahlar kutmen © hâkim oymamalarına ve mağlüp v düşmüş olmalarına rakmen yi 'ne tehlikeli akınlar yapıyorlar. Bu minval üzerine oynanan birinci deve Te münasız bir hırçınlık havası içinde 1 - O Fenerbahçenin lehine bitti. İkinci devre başlar başlamaz hücu- ma geçen Vefalılar bir korner kazan: dılar ise de netice alamadılar. Oyun- fa tevazün var. Çamur oyunun zev. ni kaçırıyor. - Sarilâcivertliler her akitki mütecanis ve ahenktar oyun- TI gösteremiyorlar. Topun ekserl- ya çamura saplanması hizini almiş yuncular İçin (sürpriz. teskil ediyor Ve bu yüzden tahmin edilmedik vazi- yetler hâml oluyor. 11 inci dakikada Fenerbahçe aleyhine olan bir penaltı üddetli itirazlara sebebiyet — verdik- 'en sonra çekiliyor.. Ve gol Vaziyet Bire, Aradan dört dakika geçtik- 'en sonra sağdan cekilen bir firikiki Fenerbahçe rta akıncısı güzel bir kafa vuruşu ile Vefa ağlarına takı- or.. Durum 2 - 1 yine Fenerin lehi- e Kargılıklı yapılan bu. göllerden 'onra oyun âdetâ elektrikleşiyor. Mü- 'ekabli akınlar birbirini takip ediyor. Halk heyecan Içinde.. Vefa kalecisi- hin de bu arada bir iki güzel kurtarı: Na şahit oluyoruz. Hakemin #ert Sareketleri müsamaha ile karşılamaz /yunun asabi bir hava içinde cereyan #tmesine sebep oluyor. Sonlarına yak- laşmakta olan oyun — Fenerbahçenin akısı altında oynanıyor. 40 inci de kikada ortalardan kaptığı topu ka: leye kadar şahsi bir gayretle süren Lefter Fenerbahçenin üçüncü golünü atıyor. Ve maç da bu süretle 3 - 1 rilâcivertlilerin galibiyeti e sona Basketbol maçları Dün akşam Teknik Üniversite salo- 'nunda yapılan basketbol karşılaşmalı rında Harp Okulu, Deniz Harp Okulu- u 45:23, Teknik Üniversite Kurtulusu yenmişlerdir. İzmirde lik ma izmir 8 (Husust muhabirimizden) ik maçlarının devresi Başlamış Ve sürprizli bir netice o- Jarak, İzmirspor, Altayı 4-0 maglüp Altınordu - Karşıyaka 2-4 bere kalmışlardır. bera- Kahire mektubu Kahire (Husust muhabirimiz Pa: Jaris bildiriyor) EÇEN sene, — Misiri ancak kel- deyi koltuğa alarak ziyaret et- ek mümkündü. Cesaret sahibi bir yabancı, yerli mahallelerden birine girer girmez, halk hemen peşine ta- kılıyordu. — Hemen her yabancı ve < gaşılacak şey, bilhasan Sarışınlar - ahudi sanılıyor, halk içinden “Ya- hudi!,, narası yükselir — yüselmez, dlk taş, yabancının Sırtına — yerleşi- yordu. Bu çeşit hareketler, — memlekete Çok zarar vermiştir, hattâ asırlar. danberi turizmin klâsik diyarı olan | Ve chanın en zengin yabancılarına kış aylarını zevkle / geçirten Mimr, memleket iktisadiyatı için büyük e- hemmiyeti haiz ölan bu varidatını kaybetmek Üzere bulunüyordu. Za- 'ten iki cihan harbi, Mısırın ziyaret- Çilerini bir hayli azaltmıştı. Filistin ihtilâfi — ile “Müslüman — Kardeşler Birliği"nin — taşkınlıkları, bunu ta- mamladı. Misir, gimdi muazzam bir propaganda — faaliyetine — girişerek, kaybettiklerini telâfi etmeye çalışı- yor. Geçen seneye kadar, her ya- bancı için tahammül edilmez bir be- İâ olan gümrük memurları, bu sene turistlerin bavullarına el bile sürmü- yorlar. Bu, "Mukaddes Yıl, müni zebetiyle Mısıra — gelecekleri Ümit edilen turistlere karşı yapılmış çok mânidar bir harekettir. Toplu halde seyahatlerin mazur ve muhik görülebilecek memleketler. den birisi de Masırdır.- Memleketin havası bir hayll sükün — kesbettiği halde, yabancılar hAA sürprizlerden masun değildir. Mısırlılar, misafir- perverliklerinde bile çocuk gibidirler. Zaten bu memleketin cazibesi de asıl bu çocuklardır. Meselâ yabancıların, fotoğraf makinesi — kullanmamaları tavsiye edilebilir. Vakaa ehramların yesmini çekmek tamamen serbest tir, fakat Nil köprülerinden birinin, SŞiACcayi MUHAFAZAKARLIK İngiliz gazetelerinin yaztişleri mü- dürlerine yazdlan — mektuplar, İngi- diz Karakterini çok güzel aksettir. mektedir. Geçenlerde okuyuculardan biri 18914 de yaptırmış olduğu av eibisesini bu yıl da hAlâ — giymekte olduğunu yazıyordu. — Hemen bunun peşinden mektup gönderen bir oku- | yucu, ise, asrın bideyetinde yaptırdı Bi spor elbisesini hAlâ giydiğini bil- dirmiştir. Bir ikl gün sonra Üçüncü bir okuyucu, bu mektupları okuduk- ftan sonra spor elbisesinin etiketini yokladığını ve elbisenin 1889 da, Ü- niversiteye gittiği sırada Oxfora'da yapılmış olduğunu haber verdi. BİR REVERANS İÇİN ALTI AY TALIM Gelecek haziran — ayında İngiliz kıral allesine takdim edilecek genç kızlar, protokol mücibince kıral ve kıraliçe önünde yapmaları lâzım ge- len reveransı şimdiden talim etmeye Başlamışlardır. İnsana, ilk önce, bir reverans için bu kadar uzun deneme | devresi biraz tuhaf geliyor. Fakat, | bu Feverans zannedildiği gibi. kola bir şey değildir: ayaklar çapraz ola- rak yapılır. Bu, tamamen bir muva- işldir. İngilterenin en meşhur Mısır, seyyahları bekliyor Kahirede nelerin resmi çekilir, nelerin çekilmez ! Kahire kalesindeki Mehmet Ali ea- misinin ve hattâ basit bir trenin res- mini almaya kalkışırsanız yakanıza hemen polis yapışır, Çünkü İsraille aktedilen —mütarekeye rağmen, ca: suslara kargı duyulan — mübalâğalı korku hAlâ devam etmektedir, İşin Kötüsü, mahalle çocükları bile bu sa- hada polis tavrı takınarak sizden hesap sormakta kendilerini salâhi. yetli görüyorlar. Maamafih, bu “casus avcıları,, ile de başa çıkmak kolaydır. Nihayet fotoğraf makinenizi, tehlikeli yerler civarında saklarsınız. Fakat kendi- derini — Masirin şeref ve haysiyetini muhafaza ile mükellef sayan yarı münevver fotoğraf düşmanlarını ne yapmalı? Meselâ Kahirenin modern cnddelerinden — birisinden, — bir keçi Sürüsü geçiyor. Fevkalâde pitoreks bir manzara... 'am fotoğrafınızı a- Çıyorsunuz, heyecanlı bir el, öbjek- tifinizi kapatıyor. “Ne var?,, diye sorunca, mağrur bir edâ ile “bu sü- rünün resmini alamazsınız!,, cevabi verilir. Sükünet ve nezaketle sebe- bini sorarsanız, bu sefer de gu ce- yapla karşılaşırınız: “Biz Kahire. 'nin her yerde, Londra ve Paris ka- dar hürmet — görmesini — istiyoruz. Londra ve Parls sokaklarından keçi sürüsü geçmiyeceğine — göreen, Bu hal her tarafta böyledir. Sokak or- tasında müşterisini traş eden ber- ber, kahvesinin önünde nargile to- kurdatan ihtiyar, sokakta oynayan çırılçıplak mahalle çocukları, bunle Tın hepsi, Misirin hariçteki itibarını kıfan manzaralar sayılır ve hemen her hafta, bunların resimlerini çek- meye mâni olan gayretkeşler çıkar. Misir makamları bu yüzden Ame. rikalı turistleri endişe ile beklemek- tedir. Çünkü, — Avrupalılar bu gibi çocukça hareketlere aldırış etmez- ken, Amerikalı türletler böyle ras hatsızlıkları çok fena — karşılamak- tadırlı p dünya! zeverans mektebi, Josephine Brad- ley Scool'dur ve talebesi yalnız arise tokrasi kızlarıdır. ALEKTRİK IŞİĞI LÂLELERİN AÇMASINI KOLAYLAŞTIRI. YORMUŞ:. Lâle memleketi olan Holândada su- ni ışık sayesinde her türlü çiçeği ve bu arada bilhassa lâleleri vaktinden evvel yetiştirmeye muvaffak olmuş lardır. Evvelce iâleler 20 derece — sicak- lık içinde, serlerde büyütülmekteydi. Fakat havanın çok soğuk / olduğu günlerde hem dışarıdan işığin gele Mmesi hem de içeride datmi bir hava sıcaklığının — temini çok zor — ölüs yordu. Bu yüzden çiçekleri, duvare Jarı hüsüsl kapaklarla, çevrili han> garlarda — yetiştirmeye — başladılar. Soba vasıtasiyle 22 derecelik bir sıe caklık temin edilirken aynı zaman- 'da günde 9 saat fasılasız yanan 75 yatlık Jâmbaların yardımiyle — nefls İleler yetişti. 17 günde her zaman- kinden daha güzel çiçekler elde et- tiler. Işığı küvvetli veya hafif vere mek süretiyle, — çiçeklerin saplarını tenilen — uzunlukta — yetiştirmek, renklerini ise istenilen — canlılıkta vermek mümkün olmüktadır. Masraflı gibi gözüken bu metod sayesinde Iâle verimi fevkalâde art- mıştır. 1950 Rumi OCAK İi erve - 27 Framer ) ŞARK Ge080) Filipin Aslam, — | BÜYOK aSi Perile Dünyan 1840 İstanbul! Saz dakika, — 2200 Ankara: BMM. ÇEzetander | : imİ 1869 | Pazartesi | 1865 TAKSİN Üati Zei Şüphe —| S0REn T0fn T DAi HaşaNE | — Snayı . ada d aei S e n - H sanin giyaTKoLANI. TELİRLE : ee İ İ vtea d7 Bra K EKEE Bi B Setdkbul: Dikleyler deteik | eet Liz M v ü bur” Şabki e d XREKLEn D Z AŞKAKA ztrarmoLA: 1 TAXNUL GimlETi Dü Tn 'a Şo ”3E Taetrelerüen "alü hei Datte Tenmray | —ai Müzeler HŞ TAYYARIN, Kara Sankl. c TENİ SİNEMA 1 Y Pranga Ka Radyoninun tüekçe neşr | — Takim Tarmane, Aydede C. | l Xurabba, 3 —— Bir Kağın aği yalRtürk İnkalap Müzesiz. Per . .. ) seriler. | y ğşük 2 LFleeta b nnt aa aST Sr Sar | — Galete menkalar Önçu Musa C. | Bir i9ki ( — Gelecek 'Bir z ea ASTANMUL MELEKİ 1i Burbrn Uçak, ekspres) vatik arain Yakünüğu, Baki " Kadınla Bi Emtanen < bukÇar lnemolar KEML " ve vapurlar e MNNi gaĞ ee St B la axan Ü tlamdar | ÖNŞ Radyo üatya SeROR ge | GETEGEE OEON VEAREMRA | Semül aten Yukardan asat zti Ç ba. / Güm W e t FM a â a İ T Günde 1 — Safhalar. Bir harfin oku- AR (44306) Ümitsiz Aşk. Ti içli valyo ottiği Ka ü Sallar Bi Bereei 1 — İ n hafta € MİLLE n İT 2130 Ankara: Opera saklar, A“îrhlvıxxın '& — (Tersi) AYU ö 2 || varır nazı meztati Kizmaprak e HLAT git panc Bariil e Memi C || ASK ve CÜR KPakirkby 1 Ki MÜY L dS er z yRonlana e Bi heri geyal aa 'a AM (CKUĞAT) SLla DA Z Ma "Ankari " Çorli AA S ç Tevfik Fikret Asiyan Barbara Belegedde & | . “Nia, Lonaray Cebeci aağar AT DÜNKÜ BULMACANIN HALLI Betek, Perşembeden 'manda KN MK emt v Bak HeEK SLAS 'YAYURLAR. | — Çıntaya Üi Soldan sağa: ça Y .D aklaaan LA DECEK OLAN VARURLAN K S0T XK Melk 8CN& a) BU A Orman TETETETT! " x Takae'o Z Ben. Yek e K Sıhhi imdat HALE r A Pi — dts0 ü K ee S Yukardan asakı ——— SAHAY n l d: Ka Ş? 1 — Amerikan, 2 — İv, yen " z çAm: İ e Ca T Hi w ÇIDEĞEK OLAN EKSERESLER İtfaiye Kena 3 < Akamet, Kol, 4 — Da KUN ! n | Bi |4 i beyonu Gia aniy suma | Tamaa” |X Sit Karşyaa A İ SÇAE YA aa O yilam | aşkana, aernlr TAD A? i |£ ' n h — Göümer Ge | Yara'n Uyun Sinek.