Sayfa 4 İngiltere ile İspanya arasında gerginlik Madrid, — (Husus BHM bildiriyor): İngiltere ile Mmuhabirimiz İspanya — arasında- Ki / gerginliğin sebebini anlamak için, — Phillip IX ve “Nâmağlüp, Armada devrine gitmek veya Cibral: tayı düşünmeye lüzum yoktur. Alba ile Berwick Dukaları etrafında top: Janan Madrid sosyetesi, vakaa İngi- liz taraftarlığını Wellington devrine kadar geri götürüyorsa da, halkın büyük ekseriyeti, yalnız İngiltereye karşı değil İngilizliğe karşı dahi ta- Tihi, psikolojik ve hattâ dint bir çok sebeplerle antipati besler. İspanyol- Jar belki, iktisadi müstemleke pren- bine dayanan bir imparatorluk kur. mak tasavvurunun, katolik bir cihan devleti yaratmak ideailini - mağlüp etmiş olmasını affedebilirlerdi. Fakat 'bu mağlübiyetin, siyasI ve ekonomik neticelerden başka bir de ideolojik ve dini neticeler hâsıl etmesi, İspan- yollarda İngiliz düşmanlığını büsbü. tün arttırmaktadır. Bütün ümit Muhafazakârlarda Franko rejimiyle İşçi Hükümeti a- rasındaki ideolojik düşmanlığa böyle bir tarihi zaviyeden bakılacak olur. #a, gerginliğin sebebi daha iyi an- daşılabilir. İspanyol iç harbi sırasın- da Frankonun, Cumhuriyetçi muha. liflerine yarayan “karışmazlık,, po- Hitikasını desteklemiş bulunan İngi- terenin, milliyetçi rejimi gecikerek tasdik etmesi, Franko devletini tat- min etmemiştir. Şu var ki, Churchill henüz iktidar da iken anlaşma im- kânları mevcuttu. Fakat iktidar, İşçi Partisine geç- tiği gün, vaziyet değişti. O günden beri, her iki memleket arasında za- ten mevcut tarihi Anlaşmazlıklara, bir de ideolojik münaferet inzimam etti. Churehili o zamandanberi, İs. panyaya karşı tatbik edilmekte olan Beynelmilel karantinayı çok tehlike- Ni telâkki ettiğini defalarca tekrar etmişti. Madridi peşpeşe Amerikan mebuslariyle İngiliz muhafazakârı. 'Ban ziyaret etmesi, Franko rejimine, İngiliz seçimlerinden sonrası için bir hayli ümit vermiştir. Avustralya ve Yeni Zelanda'da İçşi Partilerinin ik- tidardan düşmüş olmaları, İspanya- Tun şanslarını büsbütün arttırmak- tadır. Çünkü bu sayede belki, müs. takbel bir UNO içtimaında, 1046 yı- lında / verilmiş olan “mahkümiyet, kararının ref'i için lüzumlu üçte iki ekseriyetin temini mümkün olabile- cektir. Fakat, İngiltere seçimlerinin, Mu- hafazakârlar tarafından kazanılma. sından hâsil olabilecek müspet neti- celer, şimdilik askıdadır. Eğer İşçi Partisi iktidarı muhafaza edebilir- se, İngiltere ila İspanya arasında yi- 'e köprü kurulamıyacaktır. Mülli iğbirar İspanyanın tecrit edilmiş olması, Batı Avrupa / işbirliği ve savunma, #isteminde mühim bir boşluk yarat- maktadır. Madridde, İngiltereye kar- Hi son zamanlarda şiddetlenen pole- Mik, bunu açıkça — göstermektedir. Yeni polemiğe BBC nin Iİspanyanın iç işlerini dostane olmayan bir şe- kilde tenkit eden bir neşriyat serisi sebep olmuştur. Arriba gazetesinin, resmiyeti üze- rinden akan bir makalesi, İngiltere hükümetine, İspanya hakkındaki ma- Tümatını, rejim düşmanı bir ekalli- yetten toplamamasını ihtar etmekte. Gir. İngiliz radyosunda yapılan neşri- at sırasında ileri sürülen bir müta- İâaya göre, Madride bir elçi tayin edilmesi mahzurlu değildir, çünkü, elçi tayini ile -Rus peyklerinde de olduğu gibi- o memleketin - reğimi tasvip edilmiş olmıyacaktır. Arriba gazetesinin bu mütalâaya — verdiği cevap bilhassa giddetliğir. İspanya, kendisine has grururlu tavriyle, bu Bibi mukayeselere Omevzu — olmayı reddetmektedir. Arribaya göre an- daşmaya varmak için gelmeyen bir İngiliz elçisi, yerinde kalsın daha iyi, Bu cevaplar çok acıdır ve görü- lüyor ki, Bat: Devletlerinin İspanya Politikası, bu memlekete umuldu. Kundan çok daha derin yaralar aç. mıştır. Adenauer, Almanyanın Avrupa Birliğine girmesini istiyor Paris 7 (Paristeki husust b Bi oransında Batı Almanya Başbakanı Adenauer tara- fından verilen nutuk, Paristeki siya «i çevrelerin husust alâkasını — çek- miştir. Başbakan, bu nutkunda, ilk defa olarak — Alman Hükümetinin, €mniyet meselesi Üzerinde ehemmi- yetle durduğunu açıkca ifade etmiş- tir. “Adenaver, — müttefiklerden bir emniyet garantisi istemektedir. Bu garantinin ne olduğu tasrih edilmi- yor. Acaba bununla muhtemel bir ih- tilâfa Almanyanın da — sürüklenme. Teti mi kasdediliyor? Öyleyse bugün Kü vaziyette Almanyaya — böyle bir teminat vermek çok zordur. O hal. de niçin ve ne maksatla Adenauer, bu emniyetten bahsediyor Balâhiyetli — Fransız — mahtilleri, Bonn Hükümetinin, Avrupa Birliği: ne dahil olmak hususundaki fikrin- den vazgeçmediği — kanaatindedirler Almanya, Avrupanın siyasi, iktima- di ve mekeri birliği teşkilâtına gir- Mek için her çareye başvuracaktır. Alman Hükümeti, yu veya bu ne- keri atrateji icabı himaye edilmeyi değii, kendi menfaatine gümülü ge. zişletilecek anlaşmalar — ve — bütün paktlarla, bugün Batı Avrupada hâ- kim olan siyasi teşekkülo dahil edil. meyi ve bu süretle — müdafaasının a alınmasını — istemek- Siyasi meseleler ve muhabir mektupları Sovyetlerin verdiği notadan sonra Finlândiyanın susması, onun politikasının en esaslı vasfıdır Finler, ne Staline hoş görünmeye çalışıyor, ne de Paris, (Husust muhabirimiz Yusuf| 1. Mutlu bildiriyor) — Sabotaj yap-, maktan ve diğer cinayetler işlemek- ten suçlu Sövyet / mültecilerini ba- Tındırdığı — ve sakladığı / İddlasiyle, Moskova Hükümeti tarafından Fin- landiya'ya verilen nota, — Paristeki Siyasi çevreleri pek fazla heyecan- Jdandırmamıştır. Çünkü, Sovyet Diş- işleri Bakan Muavini — Gromiko'nun yaptığı bu protesto, — Finlandiya'ya karşı kat'I bir düşmanlık kisvesine bürünmüş gibi görünmüyordu. Hel- ginki Hükümetine karşı yapılan it- hamlar çok ağır olmasına rağmen, bunlar bir tehdit mahiyetini taşımı- yor ve gizli bir takım maksatları ih-, tiva etmiyordu. İyi haber alan — mahfiller, bunun Kremlin tarafından her zaman yapı- Jan siyast nümayişlerden biri oldu. Zunu, ümümiyetle Rusyanın Finlan- diyaya tatbik ettiği politikanın ana hatları içinde - bulunduğunu düşün- mektedirler. Bu politika, sik sik ih- tarlar, — protestolar ve ara sıra dn tehditlerle Finlandiyayı hırpalamak, böylece Fin halkına, Moskovanın yü-) rüdüğü yolu takip etmekten başka bir siyaset — güdemiyeceğini anlat maktır. Filhakika, bu tazyikler karşısında Finlandiyanın vaziyeti oldukça na ziktir ve bunu İyice tasrih etmek faydalı olur. Rusya, / Finleri henüz, yüzde yüz bir peyk millet telâkki et- memekte, ve onlara sadece emir ver- mekle iktifa etmektedir. Çok defa) Finlandiyanın, Kominform tarafından Paris Ofisimiz bildiriyor : | Uzun zamandan beri Fransanın u- çak imalâtını beş senelik bir plânla Tanzim etmek istediği — biliniyordu. Fakat seri halinde inşa — edilmeğe değer prototipleri - bulunmadığından bu fikrin tatbikına geçilmemişti. Bu- Kgün Fransa prototipler üzerinde ve Bir plân dahilinde seri inşaata geç- mek Üzeredir. Teknisyenler tarafın- dan hazırlanan böğş senelik uçak ima- | Jati projesi önümüzdeki hafta içeri- | sinde meclise verilecek ve büyük: bir | ihtimalle de gelecek ay meclis, plâ- | 'zan müzakeresine başlıyacaktır. Beş senelik plân,n Fransaya sağlı- yacağı menfaatler muhteliftir. Evve- JA mülli müdafaayı kuvvetlendiren bir hava ordusu teşkil edilecek, teknik araştırmalarla — uğraşanların mesaileri teşvik ve garanti edilerek | tayyare endüstrisi her bakımdan nor mal bir mecraya sokulacaktır. 1955 #enesinde plânın nihat neticeleri elde edildikten sonra dahi hava ordusunun devamlı bir surette takviyesi lâzım geleceğinden uçak fabrikaları tam Yandımanla çalışmaya devam edecek- derdir. Beş senelik plân hazırlanırken muh- telif esaslar ” nazari itibara alınmış- tır. Yabancı memleketlerde kullanılar g- — İşte onu düşünüyorum, Miş bir ithama Kargı nefsini n h Batı demokrasisine hücum ediyorlar Fransa, hava ordusunu kuvvetlendiriyor 1955 sonunda 2.300 muharebe uçağı olacak Gedi, mak istemiyen bir kadından bahsetti -Herhalde sizsiniz. Konuşamıyacak kadar şaşkıncasına susan genç kız, öte kinin yine kendisine baktığını görünce, sanki açığa vurulma- çizilen hat Üzerinde yürüdüğü ve ko- Münist Alemine / katıldığı da göri müştür. Fakat her şeye rağmen Fin- ler, liberalizme ve şahsi - teşebbüse taraflar, demokrat ” bir. millettir. Sovyetler de, bu memleketin yeni bir| Yugoslavya haline gelip Moskovaya cephe almasını istememekte ve bun- da bir fayda gürmemektedirler. Rus- Jarın bütün Arzuları, Finlandiyanın doğrudan - doğruya veya — bilvasıta, Batı müttefiklerinin iktısadi ve yasl sistemine katılmasını önlemek-) tir. Buna mukabil / Sovyetler, Fin- Jlandiyaya bir nevi hareket serbesti. &1 vermeğe hazırdırlar. Şimdiye ka- dar bu memleketin — serbestliği de, susmak şeklinde tecelli etmiştir. Ha- kikaten bugln Fin politikasının esas f, Osusmaktır. — Finlandiya, ne Stalini medihlerle göğe çıkarmakta, 'ne de Batı müttefiklerini ayıplamaı yeltenmektedir. O, Moskova / hükü- Meti tarafından bir Istiklâi tezahlrü veya tâbi olma aleyhtarlığı şeklinde telâkki edilebilecek en küçük bir ha- reket yapmamakta ve sadece sus- maktadır. Acaba, Sovyetlerce de müsamaha ile karşılanan, hattâ siyasi bazı he- plar neticesinde tasvip edilen bu hareket tarzı daha uzun zaman de- vam edecek midir? Yoksa Ruslar, atratejik sebepler yüzünden, bu vazi- yeti değiştirmek, belki de Finlandi- yayı tam bir işgal altına almak niye- tinde midirler? Pariste, gimdilik bu- 'na ihtimal verilmiyor. modern teknik, istikbalin muhtemel ihtiyaçları ve geçmişteki tecrübeler büyük bir titizlikle nazarı itibara a- hınmıştır. Bu uğurda atılan en büyük Adım prototiplerin adedinde yapılan azaltmadır. Bütün tayyare endüstrisi- 'nin gayretlerini 15 tip üzerine tek- Sİf etmek süretiyle meselenin en müşkül tarafı halledilmiştir. T Fransız Parlâmentosu teklif, edilen plânın birinci kısmını tasdik e- 'derse 1955 #enesi sonunda Fransanın | elinde 850 si tepkili olmak Üzere 1100 müharebe uçağı bulunacaktır. Bu ra- kama 1200 talim ve nakliye tayyare #ini iâve edersek umumi / yekün iki bin Üç yüze çıkar. 'Tabli dünya çapında bir harpte bu | kadar tayyarenin rolü büyük olamaz. | büna rağmen yukarıda — gösterilen | neticeleri alabilmek için — Pransanın milyarlarca frank sarfetmesi lazım gelir: Birinci sene 89 milyar, ikinci 'me 128 milyar, üçüncü sene 146 milyar, dördüncü sene 155 milyar, be- #inci sene 157 milyar. Amerikanın Yalnız bu sene için hava bütçesinin 2500 mülyon tuttuğunu — belirtirsek, Fransanın masraflarının mispeten ne kadar az olduğunu ve harbe hazırlı. gin dahi insanlara ne kadar pahali- 'ya malolduğunu “anlarız. ni 18 por Suçsuz olduğune Kendimi teslim erkek ve kadını de yaşarlardı. Modern kelimesi, resmi ifade eder tablolar a YENİ İSTANRUL Sanat ve hayat Türk resmi ve memleket EÇEN yazımızda, — Türk mlığının son dört y içinde Avrupa ile temasla- yının taslağını yaparken, plâstik sanatimizin — bu. - imtihanlardan dolgun notlar aldığını söylemiştik. Günlük gazetelerle - kültür. han ketlerini yakından takip etmeleri Jâzimgelen haftalık veya aylık fikir, mecmuaları, - ressamlığı: mizin son yallar içindeki bu başı nilariyle hemen hemen hiç meş gul olmadılar. Dosyalarımızı - ka- Bartan ve Avrupa gazetelerinden kesme “kupür, ler yanında, bası: 'nımızda çıkan — o da dostlar e- liyle — birkaç haber, bir iki yazı elimizde mevcut tenkit edebiyatı: dir. Bu kayıtsızlığın yeni bir ör. 'neki, dünyaca tanınmış bir sanat gazetesi olan “ARTS, in, son Sayfasını Türk sanatine tahsis ettiği halde her bakımdan kayde değer bu hâdisenin bizde hiç bir Kazete Veya mecmuada akislen: Memiş olmasıdır. Böylelikle, aydın 'Türk okuyu- Cusu, plâstik sanatlerimizin — son ilerlemelerinden, “yeni araştırma. Jdarından - ve dünya ölçüsündeki Hamlelerinden, muvaffakiyetlerin- den habersiz bulunuyor. Halbuki, bilhassa 1938 den beri, ressamı fımız, kalite bakımından memle- ketin en ileri, en başarilı kolla- rından biri sayılmaya, ona göre ilgi çekmeye, ihtimamla tizerinde dürulmaya, daha da gelişmesi i- çin her türlü tedbirlere başvurul. Maya Jayıktır. * Bilindiği gibi. Türkiyede, min- yatür kaide ve görüşlerinden Ba- fi teknik ve ruhuna uygun yağlı boya resim tarzı, XİX uncu asrın ortalarında başlamıştı. Bunu dü- Şünecek olursak, Efendim resim bizde yenidir. Halk bundan dola- yı alışamadı. Rağbet yavaş yavaş kazanılır. diyenlerin pek de hak- h olmadıkları anlaşılır. - Yüz yıl Bir. memleketin. tarihinde - belki fazla bir şey değildir. Fakat bir #anat veya bilgi kolunun, yahut Sosyal plânda herhangi bir hare- ketin sağlam kökler salmasına bol bol yeter bir zaman parçası- dır. Türkiyeden Çok sonra resme başlıyan memleketler — sayabiliriz ki — meselâ Meksika — bugün, milletlerarası “kıymette ekollere sahiptirler. Tasvir günah sayıldığı için kü- çük “resimcikler halinde —yazma kitapların süsleri, tezhipleri ara. sına gizlenen minyatürler, XVET inci asrın sonlarına doğru, yağlı boya levhalar halinde - büyümeye, duvarlarda görülmeye başlamış tı. Bu resimlerin temiz, saf gö- rüs, titiz işçiliği bizi, Batı pentü- rünün giritt, dramatık dünyasına eriştirdi. XX uncu, asrın 'ortasın. 'da, Osman Hamdi Bey ve Şeker Ahmet Paşa nesli ile Garp tarzın- 'da pentür sanatine sahip olduk. NURULLAH BERK Eski / Eserler Müzesini, Nefise mektebini kuran, Abdül- hamit saltanatında sanate karşı hüküm süren bâtıl inanışlarla ce- aaretle savaşan Osman Hamdi Be- Yin bunda rolü büyük oldu. Son yüz yıl boyunca Tessdmli- #ımiz, memleket kültür hareket- İeri içinde "aksisada,, sı olmamak- 1n beraber, taze bir ağacın nârin gövdesinden fışkıran ince dallar BU mllei, genaa gl gel Jara, ekollere sahip oldu. İbrahim Çallı neslinin 1914 de getirdiği empresyonizma'dan “sonra 1928 e ve 1933 de yeni dü. “Müstakil Rese ile “D., Grüpü inşacı ve kübizmi getirdiler. Dolmabahçedeki — (Resim — ve Heykel Müzesi), ressamlığımızın bugüne kadar İürâk ettiği, dört, beş neslin eserlerini bir araya top- küyor, Tabloları dikkatle - seyret- tikten #onra Türkiyenin kuvvetli, Avrupa tesirlerini benimsemiş ol: Takla beraber birçok taraftan ta- mamiyle orijinal, tamamiyle “yer- Hi bir resim mektebine sahip ol- düğünü görüyoruz. Bugün yaşıyanların - bilânçosu- nu yapacak olursak, mevcut yüz iki yüz kadar ressam ara- sandan seçebileceğimiz yirmi ka- dar sanatkârı pek kolaylıkla mil- letlerarası kıiymet ölçülerine vu. rabiliriz Ki bu, yirmi milyonluk bir memleket için, parlak bir ne- tice sayılabilir. Sanayil endişeleri * Bugünln Türk resminde kayde- dilecek mühim hareketlerden biri de, son yirmi yıl içinde pek kuv- velle kendini gösteren Avrupa te- rlerinin ' yavaş yavaş - ortadan kalkmasıdır. Bu hareket, bu tem- po ile geliştiği takdirde, Üç, beş Yıldan evvel, Meksika'nın Başar: Guğı bir milli resim ekolünün biz- de de doğması ile neticelenebilir. Türk ressamı bugün, minyatürün, Çininin, halı, kilim ve türlü tezyi- ni motiflerin yeter bir kaynak ol- duğuna inanmış görünüyor. Batı- dan alınan büyük dersler yanın- da, öz kaynakların ” verdiği hız, bambaşka bir edâ, bir bekâret, bir tazelikle kendilerini ressama empoze ediyor. Üstelik, milli ha- tın, — manzaraları, kıyafetleri, evleri, çarşı ve pazarlariyle milli hayatın — ressama - durmadan teklif ettiği ve henüz dokunulma- miş, ele alınmamış, eser haline gelmemiş sahneleri var. Bir kere daha temennimiz; deve tin, gu bir avuç ressama olanca itimadını vererek onları iş başına getirmesidir. Resmi ,binalarımızın, Saraylarımızın, dalrelerimizin du- yarları bomboştur. Büyük şehirle- Fimiz müzelerini, galerini - bekli- yor. Zaman geçiyor ve filozofun dediği gibi, sanat uzun, ömür kı- Sadır. Türk sanatini “şövale res: Mminden,, kurtaracak küvvet, dev. let elindedir Amerikada resim sergisi Whitney Museum'da baştan başa modern bir resim sergisi açılmıştır. tarzları içine alan bir tabirdir. 1 tablo vardi. —40 etmek aklımdan geçmezdi; den nefret ederdim. di bana da inanmak İstemiyorsunuz, ben ki, ölsem dahi ol- O, derin, elddi, sakin, teshir edici sesiyle konuşuyordu. duğum gibi kalmaya mahkümum. Evet, inanmıyorsunuz ba. — Hayatın Çorak yolundu. rastlanan bir. gfensin — sördü na. Halbuki Felicia, sizin gibi bir kadınla benim gibi bir Mmeceyi bulmaya çalışıyormuş gibi düşühmekte © 'erkek her zaman birbirine rastlayamaz şu yeryüzünde. ard: Mağrur başındaki ateş, genç adamın çehresine akset. Ahi Babanızın hakkı varmış. Siz © aristo mişti. Şapkasını uzağa attı; yarı örtülü göz kapaklariyle cski — birisiniz bir tunç heykele benziyordu: Sakin, ciddi bir. Pallas he Kibirli bir bikışla cevap verdi: keli, Devam etti. Ne diyorsunuz? Babam... ben., aristokrat — Ah, sözlerimdeki hakikati bir anlayabilseniz! — Zarhli savaş elbiseleriyle yüksek kaleler bazl insanlarca, bildiğimiz eşya ve insanlı Halbuki, bazı kimseler için, modern kelimesi, bir çok ye- Hususi davetiyelerle girilen bu sergide Bunlardan 83 Ü ilk defa olarak görülüyordu. ginin bütün güzelliği de bunlardan ibaretti, devrindeki edim. Onlar toprağın Üzeri bağlı bulundükları Relenekleri Vardı; mzemiyen wUrap ve ölüm t 'a benzemiyen Zaten ae Zira, seyirciler, bu yeni tarz isında düşüncelere dalmışlardı. Yeni isimlerle bahse değer a Randali Morgan (Ravel 9) Ve Max Ernest'in Jenn Miro'nun Halk en çök bu tablo ile alâkalanmıştır. #İYALATA: CF TC Ha Yazan: Joseph Conrad hiddet Veya kin göstermeden ona hayretle Çeviren: Reşad Nuri Darago kendim. — eğiğli. Genç kuz, 4 bi — Tundü; © da ayağa kalktı. dıkça ne yapabilirim Mist Moorsom dedi. ki: Mr pacağımı merak ediyordu. Renouard, m'un eteğini öperken genç kız hafif bir harekette bu: u — Yok, dedi, büsbütün benim bile olsanız, rızanız olma- Bir n bir kuruntuyu elle tutmak mümkün değildir. doğru gelip kendilerini bağrınıza basması lâzım. Genç adamın gözünde ifade namına bir şey kalmamıştı. Renouard, beni ele geçirmek imkânlarını bir za- man daha aramak gibi çirkin bir maksada hizmet ederek Geceler EOBLER başladı. Ne — tuhaf söz diyeceksiniz, sanki gece- der, seçimler gibi dört senede bir mi gelir, her günün sonu bir ge- ce başlangıcıdır. Amma öylemi değir. “Şebi Yelda,, dan da bahsetmiyorum, ©, çoktan gelip geçti. Kasdettiğim geceler, İstanbulda tesit edilen muh- telif bölgelere mahsus gecelerdir. Biliyorsunuz, her hafta bunlardan birkaçı, Taksim Gazinosunda, — Ko- »ak veya Parkoteli salonlarında ve. rilir, İstanbulda yerleşmiş hemşehri. der bulüşür, milli oyunlarım — na- den mahalii ”- demiyorlar acabar — oynarlar, tanınmış “Bayan — solo, dar garkı söylerler, edebivat öğret. menleri © gece için hazırladıkları manzümeleri mikrofon başında — ve alkışlar içinde inşât ederler, samda, Tumba, tango müsabakaları yapılır 've dâvetiyelerin hemen hepsinde “sür- prisler,, kaydı vardır. Bu sürpriz n dir? Hiç birşey. Hatta, yapılan va- atlere rağmen birşey becerilememesi Bizatihi sürprisi teşkil eder. Bu gecelerin bir hoş tarafı varsa, © da hemşehrilerin senede bir. defa olsun, birleşmelerini temin etmesi dir. Amma, neden bövle gazinolar- da buluşurlar? — Birkaç vilâyetinki müstesma, ddet olmuş diye. Bu müs temaların gayeleri, o gece, muay-) ven bir Varidat temin ederek İstan- bulda tahsil eden falebelere vardım etmektir, bu sebepten, bir “müsamı Ten Ve “hamiyetli, zevatı - harekete| getirmek için de mahalil oyunlar tertip ederler. Netekim birkaç gün evvel Taksim Gazinosunda — vapılan “Çukurova,, Jdar gecesi bumun için idi, ertesi gece tertip edilen “İçel,| gecesi de aynı maksadı. hedef tutu: yordu. Bundan maada, © gece bir kurtuluş da tesit edilmişti. İşgalden, düşmandan kurtuluş. Bu gibi toplan- tılar hakikatte birer balodur. “Gece,,| adı verilmesine sebep, ortadan elbise mecburiyetini kaldırmak olsa gerek. Vakaa “efbise, nin göze görünürde bir güzelliği, bir... “na bileyim ben) vakarı varsa da, rahatsızlığı da yok| değildir. Kadınlara - gelince, - onlar| güphesiz giyinip kuşanmayı — fazla) arzu ederlerse de, bu “gece,, lere ge- den kadınlarımız, bir geceye inhisar edecek — bir elbiseye — yüzlerce — lira masraf etmenin — yüksek — sosyeteye dahil olmak için bir şart olmadığını kavrıyacak kadar mükul kimseler-) dir. Bu gaye haricinde yapılan geceler vok mu? Var. Bunlar “şenlik olmun, ddet böyle,, diye tertip ediliyor. Böy- dece, İstanbullular, İstanbullular de- güse bile, garsonlar ve gazino sahip- leri Türkiyenin meşhur şehirleri ile mahsullerini tanımış oluyorlar. Zira,) her vilâyet, dâvetlilerine “mahsulle- rinden birer parça hediye - ediyor. Bursalılar kestanelerini, Egeliler in- cir ve üzümlerini, İçel ve Çukurova) portakal, mandalina ve pamukları- mu, Karadenizliler fındıklarını, tütün- lerini / hattâ çaylarını, ” Malatyalılar kayıstlarını, Gazlantepliler fıstıkları- w, Amasyalılar elmalarını — ve dh. tamtıyor, danalarını da seyrettiriyor lar. Trakya / Siltvri geri pastırmasını, Çanakkale de — destilerini Ansan evine — yüklü kat biz İstanbullular, weden — şeh- Fimizde yabancı kalıyoruz? Biz de bir gece, bir İstanbul gecesi tertip edemez miyiz? Elbet ederiz. Amma, dâvetlilerimiz kimler olacak ve onla- Ta we ikram edebiliriz? Şüphesiz, İs- tanbula yerleşmiş ve artık hemsehri- miz sayılan — diğer vilâyetler — halkı bu geceye geleceklerdir. ve onlara ancak — #givemizi,, ikram edebiliriz. Kala kala başka neyimiz kaldı? Bir İstanbullu AŞ yoğurdunu, Urfa Kay- vağını, verseler, giderdi. — Faz TaRMSLKET Misa Mo- hayaleti, bir bul u, bir. rüyayı, Onların size || İşte o Za- ee Adi bir gekilde aldattıktan sonra size karşı hürmet besliye. le haykırdı: rağında geçirdiler. Bu gibi aristokratlar sizin gözünüze pek —mem; fakat bununla beraber şunu söylemek İsterim. Ben — Hakikati ben tenisll ediyorum burada! Size inanmak — ** #örünürlerdi. Çünkü alelâde insanlari İdare etmek ve — sizin sandığınız fevkalâde insen değtlim. Bana inanın; ben Mi? Beni merhametsizce kurduğu bir yalanla buraya el anlamak zorunda idiler. Halbuki siz sadece, kimseyi Ve bir — hakikati seven bir kimseyimdir. Ten, aldatan, iğrenç bir oyun tertip ederek benimle oyna. — YY bekenmiyen 9 yüksek tabakadansınız. sizi günün birin. — L N G e | v erargflnşaben ee vram T de hayatın dişına atacak olan © erişlmez derinliklerin Üse — y , AO Olurtaniz olsun, benim için hiç ehemmiyeti. yok Tünde b d Kalayde DiT b ükalnlam ge derinliklerin Te — dedi. Bir işaretinizle, #izi benim olmak üzere yeryüzüne” ge S altedan birine oturdu, çenekini ellerine dayaği' vü' ÖLT Y Sü KAĞercifk DÜT KORÜNEERÜ. HURSU BU, B 6 Ürmek için arşı Alâya çıkarım; sefahete, cinayete, rezalete kendine acıyormuş gibi ü asiniz, kendinlzsiniz. Yani dünya durdukça düre- — galdığınızı da görsem yine kollarımın arasında sizi eşaiz bir — Bir bu eksikti! dedi. Ah, niçin hep karşıma çirkinlik, — ŞğK olan asksınız. Köpükten yapılmış olan vücudünüz değii — hasine gibi kalbime basarak taşırım. Aşk, hakiki aşk budur | / gülünçlük ve alçaklık çıkar bapka, türlüsü yok. Tepenln bu üksek noktasında, — gökyüzünde başbaşa — , — ©: FüYAda imiş gibi dinliyordu. Genç adam düygülerini * imiyler gibi, ayakları toprağa basmıyormuş gibi konüşu — (NaN Önlemiş amma sanki bu, hayatına mal olmuştur çi SD ÇUA böyle bir geyir bmründe bi Here olsum'anı İ | SK bir afalık bir ölü konuşur gibi konuştu; fakat o hümma bir. — K DA Vüie ç beyi, e GÜÇ e Dü eee denbire daha giddetle yenilenerek Renouara'ı Mias Moorsom'e — İAYaCak ayarda değildi. Fakat müphem bir heyecan hisse Renouard: M Jiyordu, ve bu heyecanın sevkiyle olacak ki, ya Renouard — Yaralanan izzetinefsimize mi acınıyorsunuz? Onun ——— Çırpınmaya mecali olmayan genç kiza sarilmiş, ayak- — "ÜMiN hatırlattığı milliyet fikrine uyarak yahut da ifadesin- | | pek kiymeti olmayan bir ruhü vardı, size lâyık olmadığınız bir - Jarını yerden kesmişti. Bu ancak bir şaniye sürdü. Çirtçinin — V€C #lddeti biraz hafifletmek için Fransızca cevap verdi: hayat temin edebilirdi. ancak. amarlarına yayılan ateş sanki sevgisini kül haline getirmiş, Ansez, Jal horreur de tout cela, Genç. kaz, bu. sözleri. gülümseme ile karşılamadı; fakat — onu da küvvetsiz ve haltâ arzusuz birakmıştı. Genç kizın — Renouard. Bembeyaz. kesildi. Fakat titremiyordu. Olan Renouard'a doğru dönerek ve bir sırrın bir tarafını meyda- — bağırmasına vakit bırakıhadan onü saliverdi. Medeniyet ka- — SİMuştu artık; talihin hükmünü şiddet bile değiştiremezdi, n vurmak istiyormuşçasına dedi k Mlanent aüi ba i yumuşatmasına o kadar — Genç kız sert bir tavirla Renouar'ın önüne geçti; o da arka — Ona kendimi fede edecek miydim saniyorsunuz* BÜ- — lllt Ki bu Si atılganlıklara' rastlanabileceğini — *indan yürüdü. Biraz sonra sordu: | Miyorsunuz ki, ona karşı bir hatayı tamir vazifem vardı? — bile unutmuştu. Ne olduğunu bile iyice anlamadı. - Kolları Sizin emeliniz bir İnsanın mükadderatina tesir ct | | Mükaddes bir borçtu bu. Onu kurtarmak elimden gelmezdi — arasından mücadele etmeden, #af ve salim ve hattâ korku —mek mi? tabil. Fakat masumdu; bunun için fik adımı atmak, ona doğ- — geçirmeden çıkmıştı Miss Moorsom hiç bozulmadan, bir kadının gösterebile- | | Tu gitmek bana düşerdi. Benimle evlenmekle suçsuz. oldi Sakin ve Kibirli olmakla beraber isyan da belirten bir — ceği bültün emniyetle kuru bir: "Evet, dedi. Kunü herkese iabat vedecek, herkese kabul ettirecekti. N Fof ae aeti SK N DK p0 ÖME SN Mezdi ona.., Bir adamın selâmeti bahis mevzuu olmasaydı © Ocak 1650 Hindistanda KŞSN Ka t Bu doğuş esnasında — ihtilâçlar ve aç eee d du. Zaten bu gibi kaynaşmalar çe v Bne Kt dmlin n ÇU DA G1 SEZ aç aebe Tn D ea ai Ka MÜlN MİLSL a aa mama aZ T Ai ASN Z dd VA DOR Silimm gnn b HŞ Ln geg ge döenlr O a mürekkep bir sergi açılmış değildir. Başka memleketlerde emsaline na- dir rastlanan bir diğer gelişme de, Hindistan Eğitim Bakanlığının, genç ressamlara #erbestçe çalışabiimele- rini temin için ihdas ettiği senelik tahsisattır. Bu sayede genç bir ar- tist yiyecek düşüncesinden uzak, ça. yışmalarına devam, edebilecektir. Edebiyat da bu hususta ihmal edil- miş değildir. Bu sahada da hükümet genç yazarlara yardım. etmektedir. Bu sayede yeni fikirler ve yeni görüş şeklileri yaratılmış oluyor. Diğer ta- Faftan da lisanda gelişme imkânları açılmış oluyor. Meselâ Bengüle'de, üfrit iki temayülün mücadele ha. linde olduğu görülmektedir. Modern ve müfrit muhafazakârların müca- delesi, Hindistanda muhtelif lisanlar konuşulmakta olduğu malümdur. İş te, bu yeni hamle İle, eserlerin bir Çoğu mühtelif Hint Usanlarına çe '€ bu süretle herkes bir eseri Bir kendi. lisanında okuyabilecektir. kere — daha — görülüyor kı, — Mülii Hükümet, — milletinin — ihtiyaçlarını karşılamak için elinden geleni yap- maktdır. UNESCO ile çalışmakta Jan Milli Komlayonun yapacağı işbir Jiği de zaten bu sahada olacak ve böylelikle eserler mühtelif Hint 1i sanlarına — çevrilmiş — bulunacaktır Mühtelif Hint Ilsanları Üzerine ha. akta onln Ansiklopedi de bu büyük bir hamle ahada adde- dilmekti Ayni hamle müzik sahasında da kendini — hissettirmeye — başlamıştır. Asırlardan beridir, Hindistan müzi. ği cski halini / terennlim edip dür- Muştur. Bugün ise bu sahada da de- Bişiklikler yapmak için yeni hamle: ker yapılmış olup Hindistan Müzik Akademisi açlılmiştır. Umumt olarak Ki, şimdilik yapılan bü- bir de görülebilir neme devresi yaşai aktadır. yarşkıCg