ae e ei ÜÜÜ a ( EDRBİLLA T | Siyasi meseleler ve muhabir mektupları İspanya mühabirlmiz. bildiriyor. Franko rejimi ve İspanyadaki iktisadi buhran MADRİT, — (Husüsi / muhabirimiz BHM., bildiriyor) — İspanyanın bu- Günlerde milletlerarası sahada yeni: Gen uyandırdığı alâka, mütat olduğu üzere, Madritte hemen hiç hissedilme- G Rivayete nazaran, bazı İspanyol generalleri, Amerikan maslahatgüzarı Mir. Culbertaon'a müracaatla, Pranko- KüN Astifa etmeni halinde İapanyaya kredi temini imkânlarını sormuşlardır. İspanyol gazetelerinin - bu rivayetleri ele almaması, Frankoya hiç de müza- hir olmayan "Observer,, tarafından or- faya atılan bu iddlanın mihhatsizliğine delil teşkil edemez, İspanyanın hâlen içinde bulunduğu meselelerin esasına dokunan böyle nazik mevzuların, İs- Panyol gazetelerinde alenen münaka- #a edilmesini zaten kimse bekleme. Mektedir. Şu var ki, bü seforki sükü- 'tun sebebi çok daha başka ve basittir. Çünkü rivayetlerin işaret ettiği toplu Bir aakert muhalefet hakikaten hisse- Gilmemektedir. Belki, Prankonun çok- 'tan kenara attığı ve krallığın yeniden. tesizi meselesinde, devlet reisi ile hem- fikir olmayan bir iki general siyasi bakımdan ehemmiyetli bir. muhalefet #ayılmıştır. Hâlen iktisadi bir buhranın içinde Çırpınan İspanyol rejiminin harict ta- fikrazlara ihtiyacı vardır. Bu iktisadi Buhran — karşısında, — Mr. Cülmertson Bezdinde yapıldığı " bildirilen general- er konferansı rivayetinin doğruluğun. dan pek de şüphe edilemezdi. Diğer taraftan İspanyol maliyecilerinden ba- fılarının, gü günlerde yabancı istik. azlar meselesinde ufak bazı muvaf- fakiyetler kazandıkları da haber ah maktadır. Her ne kadar bunlar siyasi Mahiyette umuml bir istikrazın teza- hürlerinden olamazlarsa da, husust o- Jarak mütevazi hacimde / verilen bu krediler, bazı İspanyol müenseselerine yaramıştır. Conde de Marsal'ın — son Haftalar zarfında Amerikada ve bazı Avrupa başşehirlerinde yaptıtı — mü- gakereler bihasan nazarı dikkati cel- betmiştir. Z Her halde, yabancı Sermayedarların, gimdi tatbik etmek kararını verdikle- Fi tahmin olunan yeni metotlar, rejimi bir hayli — küvvetlendirmiştir. Bu tti- barla tam bu sırada, reğimi / dekiştir- mek pahadına Amerikadan kredi temi- Bine gayret eden bir askeri muhalefet hakkında ortaya çıkarılan rivayetle- Fin, yabancı memleketlerde Frankoya düşman zümrelerin bir manevrası sa- yılabilir. İtalyadaki muhabiri: İtalyada yeni komünist manevraları Roma, (Husut muhabirimiz | MZB bildiriyor) — Son günlerde Cenubi 1- talyada yeniden ihtilâl havası esmi e başladı. De Gasperi ” Hükümeti, Çoktan vadetmiş olduğu - toprak re- formuna hazırlandığı sırada, komünlat #endikalar, Cenubi İtalyadaki toprak- #iz köylünün işlenmemiş — topraklara tecavtizlinü şiddetlendirmek için — el lerinden geleni yapıyorlar. Toprağa tecavüz hareketi — şimdi, Cenubi İtalyadaki Kalabriya, Apulya 've Bicilyadan Romaya kadar genişle- Tilştir. Tecavüz hareketi, en ince te- ferruatına kadar ihtimamla, solcu sen. Gikalar tarafından. hazırlanmıştır. Te Cevlz edilecek arazinin etrafına, sa- bah karanlığında, o civar - köylüleri, Kadın erkek toplanmakta ve ellerinde Birsat Aletleri olduğu / halde, kizil Bayraklar taşıyan komünistlerin — pe- ginde, yaya veya bisikletle, boş arazi- izden Hükümet, bu / hareketlere — karşı mütedil davranmıştır. Vakıa devlet o- toritesini temin için, motorize — polis Küvvetleri sevkedilmişse de, — karabi- neleriyle, köylüleri tahrik etmemek hu- #usunda kati talimat verilmiştir. Köy üler de ekser hallerde, istedikleri top- Takları “sembolik,, olarak işgal etmek 've tevziata esas olacak sun'1 işaret- derinl / koymakla iktifa — etmişlerdir. Pek az yerde, fillen çalışılmağa, ya- Nİ nadasa başlanmıştır. Şimdiye ka> /dar tevkif edilenlerin sayısı çok mah- Güt kalmıştır. Köylünün bu teşebbüsleri, Romanın 35 kilometre cenubuna kadar yaklaş- maştır. Bu mıntakada, toprak mülki- yetindeki adaletsizlik, Apulya gibi 1 talya vilâyetlerinde olduğu kadar ba- Tiz değildir. Roma — vilâyeti — dahilin. de mevcut takriben 500.000 — hektar miktarında toprak 153.870 toprak sa- Bibi arasında taksim edilmiştir. Sen: Gikalar ise, bunlardan 96.000 - toprak Sahibinin ancak yarım hektar, — yani pek CÜZ' araziye sahip - olduklarını ileri #ürmektedirler. Toprak sahipleri ise, buna mükabil, bu mintakadı Jenmemiş sayılabilecek pek az topral bulunduğunu, toprağın $e 8,7 sinin da. Amf surette ekilmediğini, 9 19,5 unun mer'a olduğunu ve bakiyesinin ise, da- imi değilse bile zaman zaman işlendi. Bini iddia etmektedirler. Herhalde De Gasperi Hükümeti, #ıralarda, toprak reformunu — süratle tahakkuk ettirerek topraksız — köylü- zün hakkı taleplerini kargılamak — ve fAynı zamanda da devlet — otoritesini İmuhafaza etmek mevklindedir. rap mültecilerinin, zamanla komünizm mikrobunun nâkili olarak, bütün Ya- kınşark memleketlerini tehlikeye sok- malarına hiçbir zaman müsaade mesler. releliğindeki Mlsyonunun talep ederek Genel Ku- rulca terlinlik mülteciler tahsisatı, yıl zarfında olduğu gibi, yersiz ve fay- dasız. sarfedilmiyecektir. Arap ekonomisinin geniş esanlar üze- rinde kalkındırılmasına manda mültecilerin fakânına tahsis e- dilecektir. Mültecilerin Ürdün, Suriy cektir. Mmüteveccihtir. Lübnan ise, memleket- te hiristiyanlarla müslümanlar a da mevcut müvazeneyi bozmak sunda Arap çöllerinin büyük kısımlarını su- n tihaaline imkân Dicle profjesinin tahakkuku sayesinde, #lâveten 200.000 - 800.000 insanı barın: dirabilecektir. Kabul edecektir. Esasen Ürdün, İarail Htilafında baş rolü / deruhte etmiştir. Filletinin taksimi davasında bunu P Nehru'nun Londrada — son bir toplantısında - Kişmir meselesi mün: sebetiyle Pâkistan hakkında ağır sözler, halkı tarafından hiç de iyi karşılan- Mamiş, bilâkik aradaki husümeti büs- bütün arttırmıştır. Tansta, “Hindistan ordularının, - Kiş. mirdeki meşrü hükümet ve halk lide- Tinin dâveti üzerine, bir hâml sıfatiy- 'te Kişmire girdiğini, söylemiş, leketin ve halkın dostu olan Hindistan orduları yapında Pâkistan ordularının yeri olmadığını Tini kullanmıştır. de bir Hindu Mihracesi bulunduğunu 've bunün da gehri Hindistana - ilhak etmeye karar verdiğini ileri sürmüş ve kendi. parçası, olan Kişmiri istilâ - etmişti. Bu süretle Hindistan, evvelce Birleş- mİş Milletlerin müdahalesini — kendisi istediği halde/ sonradan Kişmiri zorla Hindistan, HaydarAbad hakkında da Ayni usulü kullanarak, halkının Hindu. olduğunu ileri sürmü, hakını istemi, burasını istilâ ve zaptetmişti. Suriye hususi muhabirimiz bildiriyor. Kavuşmasını temin ile mesi dün, Birleşmiş » Bilistifnde — stratejik ede. delegeni Clapp' Birleşmiş Milletler. Ko- Amerikan mi Ammandan başlayarak 20 mülyon son iki kabul edilmiş olan Şimal-Conub yoludur. ve bilhası Bu tahsisat İdeki potas fabrikalarının ve aynl Za- İliği yapılarak Poti tamamen İngilizlerindir. ve Filitsin harbinden bert Maktadır. Potas yazları, hâlen n- İfinde bulunmaktadır. partileri, imtiyazl kan ve Yah büyük kusmı ve Irak'a yerleştiril. Misir, daha ziyade Afrikaya K ise, değildir. / Süriye ile İri ak ve geniş mikyasta enerji is- verecek olan Firat bu gibi. ihtilaflar Mültecilerin - büyük kumını, Ürdün arazisinde bulunan KİŞMİR MESELESİ Hindistan ile Pakistan arasında bu şehir yüzünden çıkan ihtilâfın, sulh yoliyle halledilmesine çalışılıyor ÂKİSTANIN — salâhiyetli siyası Çevrelerinden — bildirildiğine gö- Te, Hindistan Devlet Reisi Basın raları açılmıştır. Geçenlerde / Pâkistanın hudut rfettiği ettiği sır bu müslüman memleket hitap ederek demiştir ki: selesinin barış yoli Nehru bu könte- yegâne der Adil ve bit İsitle tâyin iyiz. Fakat, edilmesini hâlâ Hindistan iddim ederek, bunlar n “Yağmacı ve müstevli, kelimele- olmalıdır. - Hindu. faşistler, Hatırlardadır ki; Hindistan, Kişmir- iddinlarınca — “Hindistanın bir. larını süya düşüreceklerdir. nildiğine göre, Kişmirde ekseriyeti - bulunduğunu geçirmek yoluna gitmişti, Netekim , bu eyâletin ( ordülariyle diği içi sonra da HaydarAbad'ın boyun eğmesiyle o üne razı olmuştur. iletler tahsi ve ekonomik hemmiyeti haiz yollar yapmak kara- yındadır. Bunlar arasında en mühim. rinden Kizildenizdeki Akâbe'ye giden Diğer plânlar Ürdün nehri etrafındaki geniş sulama projeleriyle Lüt gölün- yeniden işle. tilmesi, ancak İarail İle siki bir işbir tahakkuk - ettirilebilir. fabrikalarının sermayesi hemen muattal dür- madenlerinin Ürdün toprakları üze İsrailin müfrit n feshiyle Ameri- di sermayesiyle müteşek- kil firmalara verilmesini isterken, Ben Güryon Hükümeti Büyük Britanya ile çıkarmamak. Ka rındadır. Salâhiyetli İngiliz makamlı riyle bügüne kadar yapılan müzake. relerin müsait şekilde cereye anlaşılmakta ise de Ürdünün, evvelâ yoNra da potas fabrikalarının ihti- olan tatlı suya ve mâmüllerinin a Üzerine Hindistan ve Pâkistanın a- eyâleti başkanı Han Abdül Kayyum Han, Doğu Pâkistanı ziyaret da büyük bir halk kitle Pakistan, her zaman, Kişmir me le halledilmeni ta- raftarıdır. Bu şehrin mukadderatının, nokratik hal çaresi olarak, irafça yapılacak bir plebi küvvet kullan- maya kalkışırsa biz de küvvetle mü kabele edeceğiz. Bunun için Pâkistan halkı her fedakârlığı Yapmaya hâsıl olursa, Kişmiri müdafaaya hazır tandan Hind Okyanusuna kadar uza- 'nan arazinin kontrolünü ele için gizli plânlar hazırlıyorlar. Fakat, büyük muhalefetine rağmen Pâkistanı ayırmasını bilen müslüman- lar, Kişmir meselesinde de Hindu plân. İyi haber alan kaynaklardan öğre- Pâkistan lehine rey vereceklerini bil- plebisitten çekinen Hindistan Hükümeti, nihayet bu bölgenin mukad- deratınin, Birleşmiş Milletlerin nezi Teti altında yapılacak bir plebisitle tâ. mesele kapanmışsa da, Kişmirin istil- İyi YENİ İSTANBUL Paris Postası Yakındoğunun çıbanbaşı: j ” Goncourt Arap - İsrail münasebatı Arap — mültecilerinin komünizme - sapmamaları Biyat “mükafat. ve Lüt Gölündeki potas sanayiinin faaliyeti için darı mevalmi tedbirler alınıyor. Te BEYK — CHusust muühabirimiz. Siyast birleşme de keza bu y içersin- MAfeti, | Gön bildiriyor) — Filistinli 700.000 Arap İde tamamlanacaktır. T dir. Parasi için mi? Asla Çün- Kü tutarı topyekün beş bin frank. tir ki, bizim İnönü Armağanının ancak yüzde biridir, Fakat armağanın kerameti pa rasında değildir. Beş bin frank bir balıkçıya verilen bir kutu ba. hik yemi gibidir. Başka balıkları tutmak. için. Göncouürt mükâfatı, mükâfatları 'en makbulüdür. Nasıl ki, onü ve: Ten on kişilik Goncourt Akade misi üyeliği de bir çoklarınca Bü. yük Akademi / üyeliğinden daha 'da makbul sayılır. 'Gönceirt Akademisine üye ol mak için ötekinde - bulunmamak garttır. — Üniformaları / olmadığı Kibi binaları ve daha fenası ay: Jıkları da yoktur. İşleri yılda bir meşhür bir lokantada güzel bir öğle yemeği yiyerek beğendikleri bİr romuna rey vermektir. Hâsıl Göncoürt mükâfatı, ka, zanan için gerçekten bir devlet kapısıdır. Müharririn depoda v yuklayan ne kadar eseri — varan, hazır akrabaları gibi, ertesi gün: den tibaren ayni kırmızı kuşağı Kuşanarak — amekâna - çıkarlar, Kazanan roman.. #onradan. çıka: cak kitapları da kaymetleri ne 0: Jursa olsun yine peşine takıp mu: harriri ömrünün sonuna — kadar Kötürür, uldür. Ür- ından Maan üze- fabrikalar n ettiği imtiyazlar Çıkça görmek mümkündür. - Filistinin İnakline hâkimiyeti dolayısiyle bu mü: aai MT MAT SN Arap kısmı, bu aybaşında / ekonomik | zakerelere iştirak ettirlmesi zarurt ©- | Laaa a aa c Bü seneki bakımdan Ürdüne bağlandıktan sonra, | lacaktır. yaşında sevimli çehreli, — yüksek lnli bir İngilizce profesörüdür Afrikada doğup büyümüş, Paris: te tahallini, harp esnasında bir Alman harp esirleri. kampında havat stajını yapmıştır. Bir defa kamptan kaçmağa teşebbüs etti: &i için de epeyce sıkıntı çektiğini Şimdiye kadar yaz: ida mükAfat kazanan Veek-end A Zuydeoote-Zuya- kootta hafta sonu,, — romanı ile Oscar Wide üzerine yazılmış bir Üniversite tezidir. - Fakültede bu tezi müdafa ederken / kendisine gektirilen — sıkıntının kamptakin- den pek aşağı olmadığı hakkında GA rivayetler vardır. MükAfat akşamı kitabı. aldım 've okudüm, İçinde pek fazia e- debiyat olaydı bunu belki fasıla: Jarla okuyacaktım. - Fakat baska bir toprağın insanları olmalarına Tağmen içinde kaynaşan çehreler hep tanidığımız ve - anladığımız gçehreler olduktarı için, pek z ye arak, diyebilirim ki, he- Becede bitirdim. Daha Şimal-Batı istemekte. Tüzüm Alganlü- | tetanbul Radyosu pek yakında tem- iller vermeye başlayacaktır. İlk olarak Racine'in Phedre'i oyna- nacek, bunu Faust, Hamlet, Perrgünt İve Kamelyalı Kadın takip edecektir. çirmek Yarım saat sürecek olan Radyo temsillerini Ekrem Reşit Rey idare - etmektedir. Temsil kadrosu — içinde, Şehir Tiyatrosundan ayrılmış olan Ca- müslüman İhide Sonku, Nevin Akkaya, Mümtaz 've bunların |Ener, Nevin Seval, Cahit Irgat” ve Zihni Rona bulunmaktadır. Radyo İdaresinin bu teşebbüsü tak- dire değer bir mahiyettedir. Bununla 'neşriyatın teneyvüüne, ayni zamanda klâsik sahne eserlerinin hulâsa halin- le verilerek umum! zevkin ve kültü. Mükâfatı Reşat Nuri Güntekin döğmüsü — bildiğimiz — ceşitte ro- Manlardan değil de harp röpor. fağı gibi bir şey. Zaten muharri: rin Kendi de, mükAfatı veren a. kademlayenlerden * biriyle konu. şürken, öyle - söylüyor: "Bir. ta: kim görçek vakaları — naklettiği halde ona roman demiş olmamı Karip bulanlar oldu.. Ancak aka: demisyenin de cevap verdiği gi biz “Romancı hayali masalını kur. Mak için gerçek vakalardan fay dalanamaz mı?, Malüm - günler. de, Dünkerdüe ” taraflarında de- niz ile Almanlar arasına sıkışmış bey On fransiz mskeri, bir. hanta- hane yakınında, hava bombardı. manları altında 'bir. cümartesi ve Pazar geçiriyorlar ve akşamına jmanın kahramanını Malilant bomba İle yıkılan bir çatı altında bu hafta tatiline son — veriyor. Romanın çerçevesi bu. - Vakalar, muharririn kendisi / diyebileceği: miz bir askerin ağzından anlatıl. Mıştır. Dünyanın bütün insanla. Ti zaten / birbirlerine ” benzerler, Fakat böyle hengâmelerde, - hele Üniforma altında, e kadar bire birlerinin ayni oluyorlar? Bu ro: manda olduğu gibi artist olduğu: hu bir an hatırlamamış görünen bir artist tarafından gerçek kro. kileri çıkarılırsa ne Kadar kendi yüreklerimizin ve kendi göz be- beklerimizin içinde — bulduğumuz çehreler oluyorlar. Kendi. hesabi- a ne kadar isterdim. ki, bü a. teşin içinde mağa sola koşan, her biri kendi yaratılışına göre konu- yan, haykıran, gülen, dua eden in- Sanlar sonuna kadar öyle devam Gtsinler. Bir kere olmun artist ol düğünü, edebiyat yaptığını hatır. damayan bir artist ağzından yap- maci ve elivesi olmayan bir rü- portaj dinleyelim. Fakat ne çare ki, roman ro- mandır. Bunün için Mailant, ar. kadaşlarını birakarak bir İngiliz gemisine — binmeğe — savaşıyor Bombalarla gemiyi tutuşturuyor. lar, İngilizler haykıra bağıra ya- narken tekrar denize atılyor. ve kendisiyle beraber bir de ingilir kurtarıyor. Sonradan bununla da kalmıyarak iki düşman makerinin kirletmeğe savaştığı bir. masum köylü kızını da - kurtarıyor. Ane ak mazeretler ne kadar - başka cinsten duygular ve düşüncelere dayanırsa dayansın kurtardığı ki: Za aşağı yukarı düşmanın yapa- Cağı şeyi yapacağı vakit bomba düşüyor ve ölüyorlar, Bu kismin ve hele İngilizlerin batışına ait yirmi otuz sahifenin de kendine göre güzelliği yok de- Miyorum. Fakat Toman güzelliği, İnsanlık merak ve heyecanlarımı: Zın ayakta bulunduğu zaman du: yacağımız güzellik değil. Belki de romancı, mühtelif kısımları ayrı zZamanlarda ayrı ruhlarla yazdığı içindir. Bir gecede okunan bir romanın bir gecede yazılmasına maddi imkân ” bulunsaydı. belki kendisi de böyle yapacaktı. İstanbul Radyosu — temsillerine başlıyor fün kalkınmasına hizmet edilmiş olu- nacaktır. Ayrıca Radyo İdaresi, “Türk mülel. lflerine de müracaat ederek kendile- rinden yarımşar saatlik radyo piyes- leri yazmalarını istemiştir. ELEN SANATKARLARINA ÇAY Türk Sahne Sanatkârları - Derneki, İstanbulda bulunan ve "Ses,, Tiyatro. runda temsiller veren Katerina kum- panyası Azalariyle Türk sanatkârları: ni tanıştırmak Üzere bir çay tertip et- miştir. Pazartesi — günü — Şehir Tiyatrosu Dram kısmında verilecek çaya Türk tiyatro mülellifleri e münekkitler de SANAT Altıncı Türk Dil Kurultayına doğru Halit Fahri Ozansoy 19 ekimde Altıncı Türk DÜ Kurul- tayı açılacak. Bütün bir irfan ordusu, öğrenciler, “öğretmenler, — yazarlar, hep 6 açılşa bağlanmış, düşünüyor ve. bekliyorlardı. Bekledikleri ner Türk dilinin sadeleşmesi, — güzelleş- mesi, durulaşması ve Tüzumsuz va: bancı unsurlarından, halk diline malol- namış kelimelerinden temizlene temi lene kendi gür kaynaklarından emdi. 94 özle canlanıp kanlanması için, Bi TiNoL Kurultaydan bugüne kadar ati Jan adımların ölçülmenini. Bunun için, bu defaki / Kurultay, övle görülüyor ki, az çok, hesaplaşma gibi bir gev olacaktır. Ne kazanmıdız” Ne> kaybetmişler Bunu hesaplayacağız ve yarınki volu- musu da bugünkü karımıza göre tayin edeceğiz. * Dört yi evvel, Beşinci Kurultaya gitmeye hazırlandığımız günlerden bir Gün, birlsi bana sormuştu. Ne olacak Di Kurultayında? Dü değişiyor mu ? Bu saru, milli varlığın temel tapı olan dile kargı bir saygısızlık ve iman. szlıktı. Ona gu cevabi vermiştim. Hayır, dil değlemiyor, gelişiyor! Evet, dil gelişiyor ve gelişmesi 14- zımdır. Bu defa, Altmeı Di? Kurulta- vma da ayni kandatle yolew oluyorus. * Dil gelişmeli! Fakat nasılr En tabil yoklan ve en ince bir araş- tırma, bir soruşturma (le... ve, bilhası 44, Türk Di Kurumu'nun şimdiye kaz dar teklif edip de tutturduğu ve vine feklif edip de tutturamadığı kelimeler üzerinde düşünerek. * Bu işde #imdiye kadar yalnız bilgin- der çalıştı. Artık sanatkârın da bu Kurum'da kelime denen cevheri eline almasını, onu ortaya atılmadan evvel EvİrİR — çevirmesini — datiyoruz. — Di işlerinde dcat, valmız, biloi ile olmaz. Böyle sanıldığı içindir. ki, bugün, bu Altıncı Kurultayda, ük Kurultaydan- 'beri Türk DiİL Kurumu / araştırmaları ile ortaya atılan bir takım kelimeleri — futan kelimelere bile sarar verdik- leri için — geldikleri yere lade etmek ve bunların yerine daha mantıklı ve zevkli bir araştırma sonunda, her ba- kımdan güzel ve gerçek değerde keli- meler bulmak soru * Boş vere kaybedilen samana acın- makla / beraber, diyelim ki, şimdiye kadar olan olmuştur ve zararın nere- 'sinden dönülse kârdır. Öztürkçeyi “ivedilikle,, değil, “acele ile, arayalım, / Çünkü / “acele,, artık. arabın değil, bizim kelimemizdir. Yü yıllarca kullanış, bise, bisim dilimiz bu hakkı vermiştir. * Geçen Kurultayda Bay Besim Ata- dav, coşkun hutbelerinden birinde ba- — Rafif kelimesi “yeyni,, kelir mesini hastalandırmış. Hasta kelimesi de sayrıyı hasta / kılmıştır. Sayriyı, veyniyi kurtaralım, ötekileri atalım.., Hayır, Besiri Atalay üstadımız! Bi: düde Türkçülüğü böyle düşünmüyo- Tuz, Mücadele etmek istediğimiz fikir de budür. Kuvvetle yaşayan kelimele- ri atarak, bunları, zorla ve öztürkçe oldukları” dddiğsiyle, birtakım acayip ve ölü kelimelerle değiştirmenin aley: hindeyiz. Mahalil giveler ve ağızlar gi bi mahalli kelimeler de hiçbir saman. bir kültür ve edebiyat dili yerine ge- çemez. İstanbul givesi esaatır. Bumtu için deriz ki, asıl hastalık, dit işinde bu ifrata varan hamlelerde, bu “yey- nice, hareketlerdedir. Temennimiz, bu Kurultayda, bu çıkmazdan kurtulma- dâvetli bulunmaktadır. Yazan: Pat Frank — Steve, çok geçmeden sizi telefonla arıyacağım. Gerçekten de çok geçmeden aradı. Çünkü Homer, Cum- hur başkanının odasına bir bomba gibi düşmüştü. Otel da- ha yeni dönmüştü ki Jane: — Beyaz Saray sizi derhal telefona çağırıyor, dedi. Danny Williams, her zamanki soğukkanlılığını kaybet- mişti, bir tokomotif gibi soluyordu. — Dinleyin, Steve, bir felâket! dedi. Adam! Başkana ne #öylemiş biliyor musunuz? — Tabil, dedim, artık. usandığını, miş. — Yoo, hepsi bundan ibaret değil. Başkana demiş ki. Başkana söylediklerini size telefonda tekrarlamasam — daha Ayi ederim, sanıyorum. — Kadınlar hakkında mı bir şeyler söylemiş? diye atıl- dm. — Bvet, evet, tabil kadınlar hakkında. Patronu fena h: de/ gaşırtmış. Adam'ın biraz kaçık olduğunu sanıyor ve S.D. nin hayırlı bir iş olduğundan ciddi surette şüphelenmeye baş. Iadı. Hattâ Adam'ı ikna etmeye muvaffak olsak bile iş işten Beçti galiba. Doğrusunu isterseniz, S.D. yi bir kenara bıra | karak Adam'a nezaret işini, bunu isteyen Milli Araştırma Konseyine emniyet etmek istiyor. — Aman Yarabbi! Aman Yarabbi! —Ne oldu? — Ne olacak! Adam'ın kadınlara karşı pek asabi olduğu Kanaatindesiniz, kendisini illm adamlarına emanet edeceğinizi hele bir. öğrensin de o zaman görüşürüz Danny gene telefonda kekelemeye başladı. — Burada, Beyaz Sarayda Adam'dan, asabiyetinden gı- na getirdik artık. biz fertlerin ve vatandaşların haklarına, a- nayasaya saygı gösleririz amma milletin hakları bazı hallerde ferdin haklarından önce gelir, burada da işte böyle bir hal karşısındayız. — Âmin! dedim. Kendi hesabıma, ben bu gehirden ay- Fılırsam pek memnun olacağım. Yalnız, bir emir vermekle bir adamın duygularını ve karakterini değiştirebileceğinizi Mayınız. Korkarım ki başınıza iş açacaksınız. Danny: — Tecrübeye değer, dedi. Hizmetlerinizi takdir ettiğimizi 'aize söylemeliyim, Cumhurbaşkanı size bir mektup göndere- cek. Astifa ettiğini söyle- Z AMT LA Zurrıyersız Dunya Samanın , AŞ — Torunlarım için onu çerçeveletmeyi ihmal etmem amu. 'ne yazık ki torunum olmiyacak, dedim. Homer, Morge ve Jane mutfaktaydılar. yaz Sarayda konuştuk! — Haberiniz var mı? dedim. #izin de mensup olduğunuz dalreyi Ben izin için elimden geleni yapmıstım. — Hayır, hayır, Homer, size ihtiy, — Benl ne yapıyorlar? — Şu andan itibaren siz Milli Araştırma Konseyinde ça- Hışıyorsunuz. — Pelle'le çetesi mi demek istiyorsunuz — Evet, yanılmıyorsa MAK. Homer kat'i bir tavırla; — Yeni memuriyetti İyi amma, bu öyle kolay bir iş değil tifa edemezsiniz. — Ne demek istiyorsunuz? Nasıl istifa edemez mişim? — Demek istiyorum. ki.. Vaziyetinizi daha doğru olacak galiba. Siz 4 Hür vatandaşlık haklarınızı kaybettiniz. Siz bir milli servetten başka bir şey değilsiniz. Homer'in kızmasını bekliyordum, kaldı. Yüzü iki mânalı bir tebessümle aydınlandı. — Pişman olacaklar, dedi. Marge'la Jane, Be- hakkında Homer'den tafsilât alma- 'ya çalışıyorlardı amma Adam buna pek yanaşmıyordu. pardım, Biştirdiler. — Benl de kapı dışarı edeceklerini umuyordum, hakkında da Beyaz Sarayı dar edebilirsiniz, dedi. İstifa ettiğimi söyleyin onlara. Homer, açıkça söylemek ta mevkuf gibi bir şeyainiz. Uranlum gibi 'ama tamamiyle ç hacet yöktür, sanırım, çüni Fakat böyle sözleri Adam' buydu, onun için kulak kal Phelps-Smythe, Ho — Adam, dedi, — Hayır! dedi Adam, tilo ile yazılmış bir kâğıt harp ilâni oküyormuş gibi. yı başkanıdır. 1. Sivil vatandaş Homer Adan aber- — Devletlerin müdafaası için sından H 3. Hemer Adam her hi burdür. Genelkürn istifade edebilir T ay geflerinin tas Kadehini içti ve derhal yeniden doldurdu. Homer Adam laşıyordu. Sıkılganlığı kaybolmustu, karşımda, perçem bir alev gibi dikle gar çıkarmak sevdasile başka müşter © kaçık İrlandahları andırıyordu. Doğu müdafaası, İç Bölge Komutanı General bay Phelpa-Smythe'le birlikte geldiği zaman, çakırkeyifti. General sordu: e haldeyiz Sarhoşuz, dedi H Phelpss-Smythe şaşırdı. — Namıl? Ne? Ne diyorsünüz, Adam? çarip bir değişikliğe uğruyordu. Tavır ve hareketleri başka- tepesindeki niş, Chery Hill barlarında sırf çın. lere takılmaya Amade Homer biraz Phelps-Smythe talim — Gördünüz mü? Böyi — Neyi gördüm mü? — Neyi olacak, General Kipp: Doğrusu öyle bir şüphe birakmıyor Kipp, Al- dedi. Adam düşünüyordu. — Yanı, Phelps-Smythe — Mülli Araştırma Konseyi de, en büyük eyelotranların Homer'in Phelps-Smythe'e söylediklerini hindilerine cesaretini ispat etmek iste- 'yen babahindiler gibi kabarıp soluyordu: birakalım bu. saçmaları. Atibaren siz bizim emrimizdesiniz. Phelps-Smythe ceplerini karıştırdı. tejik malzeme ilân edilmiştir. 2. Bu stratejik malezemenin bakımından ve korunma- P Bakanlığı mesuldür ni ve Baş muavini tarafından 1. ve susunda verilecek bütün emirlere ve nizamlara uymaya me Araştırma konseyi mezkür ancak bu araştırmalar 2. maddenin tatbikını hiçbir suretle ihlâl etmiyecektir MLA.K., Genelkurmay şeflerinin müsaa. desini almadan hiçbir şey yapamaz. hiç birşey yapılmıyacağını mı söylemek istiyor mazdır. tekrarlamaya kü her zaman işitilen şeylerdendir. ın ağzından işitmek, işte yeni olan rttm, Şu dakikadan hayır? reddediyorum. Resmi eb'adda, dak- çıkardı. Esaş vaziyeti aldı ve bir bir sesle okudu: Mevzü: Homer Adam bu kararla, / Birleşik Zarurl olan AAA sınıfından stra- (al ve şartta, Genelkurmay Başka- maddelerin tatbiki hu- Homer — Adam'dan, vibinden sonra, araştırmalaraında katladı ve bir cebine yerleştirdi. e işte... dedi. dedi. Homer. Talimat kat'idir, zannederim. Salâhiyet meselesi üzerinde hiç (Devamı var, d - İdinleyici kitlesi 18 Arnlık ERKBİK Musiki köşesi Münir Nureddin Selçuk konseri 1t1a Çok sevilen metli — ganatkâr Münir — Nüreddin Selçuk'un — 2, D40 çarşamba gü nü amat 2115 te Baray/ Sinemasın- da verdiği konmer huncahinç. dolduran temiz bir tarafından — vecdile dinlendi, Konsere — program - harlel — olarak peşrevle başlardı. / Peşrev çalınmakta iken Münir Nureddin #ahneye - gelir gelmez bir alkış tufanı ile karşılandı. Ve kendisi mikrofon başına gelerek. “Belki hepinizde program yoktur, mi Jâhazasiyle, gize programı okuyorum,, dedi. Bazı mi, programımı Tâzim geleceğini şaşırdık. Sonra mümtaz mugannimiz — Süzi- naktan Zekâi Dedenin “Vakf-ı rah- aşkın etmişken bütün can-0 teni, ve Dellâl Zadenin "Dedim ey gönül sul- ftanı,,, Hacı Arif Beyin “Sultanısın ey Tühi revan kişveri ânın, şarkılarını kendine hâs olan bir üslüpla ve haki- katen sanatkârene bir edâ ile okudu. Bu Üç şarkıyı müteakip İzzettin Ökte Suzinak ile başlayan ve Mahurda ki Jan güzel bir takslm yaptı. Sonra Ma- hurdan İbrahim Ağanın “Babah olsun ben gü yerden gideyim,, türküsü ile, Tanburi Refik Fersanın yine Mahur: dan "Ver sâki, tazelendir. derdim. bu çece,, Şarkısını arada gazeliyle okudu. Şarkı ve okuyuş güzeldi; sazlar da kendisine tam bir refakat yapıyorlar 'Yalnız göğsüne hoparlör tertibatı ll firilen tanburun sesi, piano yerlerde diğer sazların Üstüne çıkıyor ve kuli €a hoş gelmiyordu. Buna mukabil de viyolonselin biltün konser müddetince bir iki defa — güzel sesini - işitebildik, daha ziyade piçikatolarda... - Halbuki onun sevilen sesini “bol bol duymak isterdik. Nefsinden emin olması lâzım olan sanatkâr Vecdi Seyhun biraz da- ha cesaretli davranırma isabetli olur, Rakipsiz ses sanatkârı Münir Nu- Teddinin en kıymetli tarafı — sesinde ziyade musikiye hâkimiyeti; eserlere, bestekârları kadar ruh vermesi, mü: #iki cümlelerini pek güzel ayırmasıdır. Bizim diğer okuyuculardan duyamadı. Kımız fraze ve ifade mefhumları: işte bu sanatkârda var. Zaten müzikalite 'bu değil midir? Münir Nureddin kı 'dar ve belki ondan daha güzel senler bulunabilir. Fakat maalesef onun gibi gesine hâkim, musiki zevkine sahip o- kuyucu henüz yok. Başkaları bir esi Ti güzel okurlarsa diğerini aksatıyor- lar. Münir Nureddin hakikaten üstat dinlemek ama, kendi konserinin, kendi bastırdı Ai programının başında kendisi için “Ustat,, diye yazdırması bir sehiv olsa gerek. Kararlarda durağın bir sekizli tizine de kalmak modası da fena bir itiyat, Bitişte bir sükün ve istirahat düyg. « pest seslerde duyülabilir. Hele Ma. © garkıyı bitirirken bir ölçü içinde Çıktı, orası fazla tiz geldiği için pe indi ve tekrar tize çıkarak, karar $ di. Umarım Ki bunü kendisi de ji Ş Börmez. Erkek okuyucularda — kalın erkek sesi, herkes tarafından daha çok sevilir kanaatindeyim. Sazlara gelince, kemanların sahne de yaptıkları düzenden, bu sazi (sol, re, İa, re) seslerine düzenledikleri an: Jaşılıyordu. - Fakat bu. bizim musiki için bir kusurdur. Keman her yerde Gol, re, la, mi) diye düzenlenir. Mem- kelin en tanınmış icrakârlarının bu esasa riayet etmesi metot bakımından zaruri olsa gerek. Acaba başkalarına keman dersi vermeleri icap etse aynı düzenle mi öğretecekler? O vakit bu hareket müsikimizde ilerilik değil, ge- Tilik olur. Sonra da gayet ” basit bir. himmetle temini kabil olan yay bera- berliği yoktu. Yanyana iki kemanın yaylarından birinin inip birinin çıkma- İsı çok fena tesir ediyor. Zaten kendi leri de şüphesiz takdir ederler ki ya- yın inişinde çıkarttığı sesle çıkışında çıkarttığı sesin tembrleri arasında çok fark vardır. Yayların / birleşmemesi yalnız gözleri rahatsız etmekle kalmıe yor, yayın çekilişi ve itilişi arasındaki farkı duyan kulaklara da iyi gelmiyor. Konser imtidadınca tesadüf de yardım edip yayları hiç birleştirmiyordu. SaZ eserlerinde — notaya sadakatsiz çalışın, umumt güzelliğe mâni — oldu. Kunu söylemek bir vazifedir. Sazen. delerden birinin (mi, fa, mi, re) ya- Parken diğerinin (mi, fa, sol, fa, mi, Te) yapması bir süs değil, bir aksak. lık oluyordu. Toplu çalışta, notaya sa- dakatle beraberliği temin etmek gü- zelliklerin en üstünde gelir. Saz e: leri arasında Sadi Işılay güzel bir tak- sim yaptı. Fakat sonra çalınan Ka- havası esnasında kendimizi Münir Nureddinin konserinde değil, bir gazi- 'noda zamnettik. İmzalı mektuplarla bildirilen istek üzerine Münir Nureddin program ha- rici “Söyle sevgili, güfteli kendi şare kasını okudü. / Şunü İtiraf ederim ki emsalsiz bir sanat kudretiyle okuduğu Hacı Arif Beyin “Hüsn âlemi,, güfteli 0 güzel şarkıya dinleyicilerin daha az alâka göstermelerine şaşmadım. diye- miyeceğim. En son Yahya Kemalin Aheste çek kürekleri, mehtap uyan- masın,, nefis gazelini Mösir. Nüreddin Adeta sahnede İrticalen besteledi. - ve 'ftam okuyuş küdretini gösterdi. Demek Ki Münir Nureddinin sanatkâr - ruhu KlâsIk tarza daha üygnn, Bu sevilen sanatkârı dinleyiciler hiç hırakırlar mı? Alkışlarla tekrar sah- neye getirilen Münir Nureddin iki tür kü daha okumak zorunda kaldı. Hafif türkülerden birini “Ah gece gelme Kündüz gel, masraını arapça söylemek Suretiyle süsledi ve gülümser çehresiy. le halkta ikinci konserine de gelmek arzusunu yaratarak, neşe içinde bu Keceki könserini sona erdirdi. Ldika KARABEY