Öz he: izi hakkında sırası e Yeni “ örnekler e onulmuştur Kökü Türkçe Cimi e ben Vale kapsa Örn eze il mehasii biz ider - İyilikleri basel i de ire bir a damdır, eser, o mesele deki semi Kema tı Sirli sorum üzerin- ali sre bilgileri kapamak- — Donmuş, Câmit cansız - di © di eri .) zalim > Gönül koparan (Bak: a -i — Canan — Sevgili Câni — yan - (Fr.) Crimi- Örnek : Caniler, beşeriyetin aları sayılsa becadır - Kı- yanlar, insanlığın çıbanları sa- yeridir. Cinayet — Kıya - (Fr.) Cri- ii ie rasgele bir bir cinaye yet- sgele z 2 eğ Li eği bayağı a kıyadır. bir Cima ai bir lem © bulundunuz - e al bir hare- p ette bulundun. © Cânip — Yar ve (T. Kö.) Cânipdar — Örnek : Torümin giye Ordunun yancısı lan tuğay Car — Bürgü, pürgü, çarşaf ri — Mahi es İşlerin gidişini (cereyanını ) em Zirek che des İaires me me plait pas © Gazetelerde bu oya karşı bir ha reket var - Dansles Mi il ya un courant contre e öpinion Ley etmek — Akmak, nek, yi olmak rnek : Cereyan eden ( et. ekte ağ atikkerelik Ara- geçen ( geçmekte olon) lem er, ia — Yaralıyan - ( Fr. ) eu! letme — Yaralamak - © Cerhe (F v Blessu: © Ceriha — al - (Fr.) Bles- ei — Yaralı, yaralan” mış - (Fr.) Blesse — Çaşıt Casusluk — Çaşıtlık - ( Fr. ) e! “Örnek : Millete nafi işler si er İm e e va iy: olurlar - işer rene ni ben- ad kaz; olurlar, id — Tutan, yerleşen © Cazil iü — Sevim, sevimlilik, alım özenlik - ( Fr. Ml. ime e © Cözibe kuvveti — Çekim - Force Ha, Cazibeli, cazip — rim mlı, gözen - (Fr. Klee , charmant, Türkçe köklerden gelen sözlerin karşısına (T. Kö.) b ile uzman larımızın (mi Örnek: Ne cazip bir yüzü var - Ne gözen bir yüzü var. Câzibesiz — Sevimsi siz, al siz, yadgözen - (Fr.) Antipathi- gue Câzibesizlik — Sevimsizlik, alımsızlık, edem özemlik - (Fr.) ntipathigue Örnek: 1 — Bilmem nasıl bir cazibesizliği var ki, hiç, yü- az bakmak © istemiyorum - yi l g 2 — Cazibesizlik fıtri şeydir - Yadgözenlik yerle! tan gelen bir şey. zebanet — Korka klık, öd- leklik - id ken peur < — Zorbi bi Korkak, ödlek - Ee) Fal peureux — Alın Br — Zor, Gin » (Fr.) Force, izi Demo! > aside ir ma (cebe) yoktur. - Dans m tie il n'y e con- - Zor ve baskı (cebrü re altında iş görmek - a sous la contrainte. Cebre orla Ör Onu zorla (cebren) getirdim - Je ai amene par Söke Mecbur olmak — Zorunda almak, zorumu duymak, zoru altında kalmak Bu işi yapmak zoru- nu neden yk ye mecbur oldunuz) - Ankaradan yola çe e zorun- da kaldım Gi oldum) Mecburen — 7. tında orun, zor al- aşlar kanu- nu saymak yükümü sez - Kanunu saymal ri- taşlar i Te (Dilek. Li - — tiy: e — e yüküm Diod Bu mağa ne zorum e var?) & zorun vardı ki dün öyle davrandın? Vergi vermek yurttaşlık yü- kümlerindendir. 'ebretmek, icbar etmek — citorcer, bunu e zorla: e etti) - il m'a force Cebri — ai öde r altını da - (Fr.) D'une maniere ie cee, sous la contrainte Örnek: Zorlama (cebri) yü- üyüş - e eren peri yen işlerde mest pas e de se accomplis sous la coni Ced — pim a.a pini - e) an per: dani — yi - (Fr) ii Galin — Atayiklik - (Fr.) Atavi; Cedde — — Büyük ana, nine (Fr.) Grand'mere Ceddi âlâ — Soykökü -(Fr.) Souche edit — Yeni Cefa (eza) — Örnek: Bana yi bu ce- fanın sebebi nedir? - Bana verdiğimiz Bu işi zorun (mec- u üzgünür sebebi EE a OE cete (1) - ie) Tall, efor! (Bak: gayret, ân ie Dürüşmek, alışmak, uğraşmak, çabalamak (Er.) S'efforcer, tâcher Cehren — Yüksek sesle Cslâdet — Bahadırlık Celbetmek — Getirmek - (Fr.) Mander, faire venir Örnek: Onu buraya getirttik ri - Nous Vavons fait venir ii Ce ib mek - Çekmek - (Fr.) Attirer, faire comparaitre Celi (Bak: aşikâr) — Açık, ia - (Fr.) Clair, ouvert, eviden Ceki ame — Geldiri ek: Bir celbnama ile « Bugün çağır Millet Meclisi iki celse il gün Kamutay iki a lm e — Ka - © (Er) Oorps inai Gemi işer) Ömek-(Fr.) İtitude Mn foule rnek: i - Beyruttaki Er- meni ömeği 2- Köylüler ömek halinde geldiler 3 - Büyük ie karşısın- da ar verimi âşei bi hareketler - Önek hareketler mi — Çoğul - (Fr.) Plu- iz Örnek: Türkçe kuralıyla çoğullanm; Cemetmek mlamak, *oplamak - (Fr.) Ad ditionner Örnek: ei benzemiyen şeyler cumlanı Ceman — ala; cüm- Biz - ği En tout — Sosyete (T. Kö. © KK eme YAL insan sosyetesi - Ce- bir söz Arap maz. pim of Cemi miyet — — 2 Birleşit - (Fr) Ass nek: Avrupadaki işçi bir- ie - Ayrupadaki amele miyetleri işik — Sösyal (Fr.) Boca Örnek: İçtimai işlerde il gidiş im bü nların birine inkılâb, e tekâmül der- be sek. işlerde iki gidiş vi devrim, ötekine evrim derler. Cemile — bi hoşluğu is Gk uşkan ke Büyük cengürerlrin adları Tarihe geçer - Büyük vu: ruşkanların adları Bi geçer. ei cenubun- daki şipki rr - yem nın mlm en Cephane — Cephanelik — Rani pi mani İş w Radlof, Ki Kırgız- ca Sale sözü! ehd,, an- lamına diye sö ste, Gerekisii. Gene Radlof'da “tam olgunluk uvvetin en iyi çağı, İnsanın erişin hali, anlamına alı- nan peel sözü de Şirin ve 0 smanlıcadan Türkçeye karaları lava No. 7 eldeği (alâmeti) ed Bunların ütehassıs) yazılarını gazeteler i konan karşılıkların iyi ayırt edilmesi i için, gereğine göre, el yazılmış, ayrıca li kelimelerin bugünkü işlenmiş ve kullanılan şekilleri alınmıştır. Aslı AK e HAK, aslı ÜGÜM olan HÜKÜM, Türkçe ÇEK kökünden gelen ŞEKİL gibi. am m van — Alın, yüz, yüzel - ez Binet façade mek: Evin yüzü den emi Yüzel Mi ez nal fotoğraf. Cephe mer (Er) Front Örnek: 1 Ordularımızın şark My bir tebeddül yok- tur - Ordularım rebe cephesi - Sa- vaşboyu 3 — Ateş cephesi - Ateş- boyu Cerahat — İrin Cerbeze — Çeçenlik rnek: Onun cerbezesi önün- de birden bire şaşala. Onnn çeçenliği önünde birden: bire şaşaladım a — Çeç rn Cebrezel adamlar, kar led oldukla; la daha parlak gösterebilirler - Çeçen adamlar; ni oldukların- dan daha parlak gösterebilirler reklilik, küstahlık Casame lik mi We — Yaş. yü- çekin: yür a w Örnek : — Onun a si yoktur - İlm'y y a pas â dire our som courage a m yürek (cesa- ret ) ist, Ne geri e ağ na ) - Bu ne küstahlık Muh. cali de rami bir cı saret ni Savaşta böyük: bir yüreklik verdi. Onun bu kadar kabalık et- tikten sonra gene nezdinize gelmesi doğrusu büyük cesa- rettir - Onun bu kadar ye ettikten gene sonr: elmesi doğrusu Enek bien çe- inmezliktir. Cesaret etmek -—— Göze al- mak, korkmamak - (Fr. ) Avoir le courage, oser e aret ed i)- buse cu YE courage de par- sokağa çıkmağa saret edemez) - jı pendant Ja “alermek — Yürek- öö etlenmek — Yüreklen- mek, göze aldm ElSe, courager Ceset — Ceset (T. Kö, )- ve ve (cadavre ) — Yiğit, yürekli - (Fr.) Gl eux Cesurane — Yiğitce, t- yöreklice esine - Yer) okan el ( kanal anl.) Ark- Ta r. Cetvel ( liste anl, ) — Çizel ge- icen tableau — Çizgeç - LER ege — Kav Gi Cevvi havada - Ha- iğ ılan memur ke cevazı in dam kararı erildi - Açığı karılan e vie babilmik Yap verildi. Cevelân — Dolaşma Cevf — İç, kef, kayak (3) Cesaret iyi anlamlarında ( şecaat ) a, kötü anlamlarında, cüretin küstahlık anlamına doğ u kayar. ç © üyBu — Evin ( ki e terimi olarak ) maya, Substance Mayası vi ri ) adam - Un evher imya v te e ) ik ii lerli br am yl om de bonne (forte ) m Bak : Cefa) — Üzgü Örnek : Bu kadar cevre ta- hammül mümkün olmiyor - Bu kadar üzgüye dayanmak elden gelmiyor. Ceyş — Asker (T. Kö.) a (T. Kö.)- Cezai — Cezel - (Fr.) Penal Cezaen — Ceza olarak Cezai nakti — Para cezası Cezbetmek — 1- Göz al- vi 2 - çekmek - (Fr.) Atti- rel Bin rnek : | — Yüzünün par- laklığı insanı cezbediyor - Yü- zünün parlaklığı insanın gözünü yor. 2 — Bilmem nasıl bir his yer altında b m kısımdır - Ağacın a VE lila bu- tta kelime ce- sirlriin ehemmiyetibüyü ür - Dil de söz köklerinin önemi büyüktür. Cezri — Köknel - (Fr) Ra- ical Örnek ; ye cez- ri hareket etmelidir - işlerinde köknel iğ de lidir. Cibayet — Toplamak Örnek : Vergi cibayeti - Ver- al Yaradılış, let — Yarı Örnel b ık : İnsanın cibill, sılse öyle kalır, onu tebdil et- mek dl müşküldür - İnsanın ye adılışı nasılsa iğ kalır, ep k güçtür. © Gibilete — Södü bazik, soysuz » (Er) De basse nais- sance, mal me Örnek : O, > cibilletsiz bir O, pek südü bozuk Li Doğunsal huylar insanın ini kök salmış gibidir. Cidal (mücadele) — Uğraş - Fr.) Lutte :1 — Cidali hayat, epimizi birer tarafa sürükledi - Hayat uğraşı, hepimizi birer yana sürükle 2 — Gazetelerde bu mesele üzerinde bir cidal başladı - Gazetelerde bu sorum üzerin- de bir uğraş başladı. Cidalcü — D Örnek : O, e cidalcü bir muharrirdir - pek dalaşkan Ciddiyet — — Ciddilik (T. Kö.) Ciddi — Ciddi sal — Cidden (1), ger- “Site — Öleş - (Fr.) Immen- dice Cihan — Evren - (Fr.) Uni- vers Cihan — Acun -(Fr.) Monde Cihan — Dünya ve Terre Cihangir (atik) — Alpay Tarihin adını yükselttiği a) lar arasında, a... Gör Eski Saz üstleri- annüma ya an Ünen ümul — Acünsal - ter) ui . şekil hakkındı a ya; m Cihaz — Takım - (Fr.) Appa- reil Örnek: ez cihazı - Elek- se tal kım; ihet — ei Cihat erbaa Cihet a hak — ki ilişkenlik. (Bak: 3 diyet) Cilâ Ör ali pi emelerin cilâsı bozulmuştn - Döşemelerin aç- kısı bozulmuştu Cild — Deri, kap, tom (7. Örnek: Cild hastalıkları Deri hastalıkları - PM in bı (cildi) - Türk tarihinin üçün- e cildi Ni - Me tarihini üçüncü tomi Gildlemek, dee etmek — Kaplama| Bidletmek, teclid ettirmek— YA kiri Örn - Bu kitapları cild- mele e ettirmeden) pie Bu kitablam kapla gö dermeyin. ZE İçkilerin cildlettim (tec- lit ettirdim) - Kitablarımı kap- lattım. Müce — Kaplı Giz — Eki (Er.) Co- guetterie Cilveli — Gin — Cin (i K5J Cinn. EN delilik, (Fr.) Fak e in cinmel hall endisinde da ik el) ie yo s (T. — — a ” (Er) ) Sexue Cinsi sevki tabii - Cinsel içgüdü a — çk (Er.) Volume teş olsan oylumun- ca min la) yer yakarsın (1. Kö) - ( )c Örmek G Kom nil > Yanı Sema - Corps cel miki (r. Ka) e) a orps ani — Cimsel - (Fr) ei Örnek: Cismani noksanlar - Cismel eksiklikler Civan — Genç Civar — Yöre - (Fr.) Emvi- ToRS Örnek: Köyün civarında - Köyün rn — Temizlik, tazelik cn 2 öneli lik Cüş — Coşma, ka; ynaşma li gelmek — Coşmak Cüdâ — Ayrı Cümhur — Cumur (T. Kö) S dee Puplic 'umhuri — Cumursal -(Fr.) Ray 'ümhuri Hlk — Cumur- — (Fr) Repu — ni - ige tu an erika ocemahiri mr e ekim birleşik Cümleten — Hep, bütün Cümudiye — Donşak - (Fr.) Glacier Cünd — Asker - (Fr.) Soldat © ak im tılganlık, adi li küstahlık Sa Audace el le pek, küstah atak - (Fr.) Auw- dacieux Cürüm — Suç - (Fr. d. Delit rn: tm - Onun lek bir suç iş- rağ ummazdım SN — Ma — İriyi Deli Cüseli bir adam - Eri bir ad Ci — Tike (Ee) artis s* Ko