Şi AŞ e z Am ea , PR ği so N Ss z ii Şi Mart 1935 Yeni Asır Si hife s im era a SEZARLAR DEVRINDE BİR ŞARKLI PRENSES KLEOPATRA MISIR KRALİÇESİ m vr Bün buzavllılak takdık- vi aşiyan çatlıklar «mi b dal Bu , Hatta elde 1. Paçı m bürünmüş, ellerinde Ke Kılıçlar a a fian binlere oyma- ia nihayet kendile- hai e salmşamdağaı Birtakım kadı olduklarını İN mi ale (uygun Miner Yi kesip ati- alg tavan bütün bu delilerin bl ilmesini irdu- retti. na gn eki yarısını kı- lg lime) souk taslar ar 'aamdan ric'at devam rüzgara karşı ne ça- ye yordu e çan öce tüken, di palaspareler içinde iken lardı. ak ila Nihayet, g Yirmi ki n bir ye Atan mi di r. fi a ei fidanlar ve yemişli ka “a Yetiştirdiği bu mın kerle, elçi De ii pa Sarhoşluk, bir tokat an miş gibi, onu yere sererdi. ie Ağır bir ir pri Dalgın gözlerle tekrar di... 5 © Misir ia gözüktüğü m bu sersem halde İkiye e lak, güzel gemileri ve hurma dolu EN indi. miler yiyecek alanya u haberi alan askerler, ta- ni ii çeke koştular. unlar gözleri çukura batmış sefi bir halk iilesi teşkil et- a ini düşünü 'kmeeler: halindeki ellerini uzatıyorlardı. uğday dolu bir sandık kı- i. Hepsi bu sarışın dane- lere doğru atılıyor, bir avuç kapabilmek için birbirile çar- pışıyorlardı. Kleopatra karaya çıkmıştı. rdu: — Şu kalabalık ( dilenciler kimlerdir — MAN ordusu! Ceva- lırına doğru yol ölü uvanın ei al yüzlerini çeviriyor- ardı. Nihayet, düğüm düğüm i ip bağlan ei yerine ali pa- alnız. ünde ikrah verici bir manzara vardı. Altın rubu içinde küçük ve narin kıraliçe, bütün bir gün ve sefalet yığını arasında bir tenrice “e yi ve ora- da, usulmuş şarab lekeli yle an iş şilteler eli perişan halli bir An- tuvan vardı. Yaptığı ir bil- meden kollarını sallıyor ve ahengi hınçkırıklarla Kiki bir hava taganni i ediyordu. Et- rafında, sarhoşluğun yere ser- diği erkânı Barkieii horlıya- ak uyuyordu. Dönü Kleopatra çok ince bir ka- dındı. Kızgınlık Mr bi- lâkis son derece müsamahakâr öründü. Antuvanın al ezmedi. Başma gelen felâketin se- beplerimi ln olduğun! arılmadım. — Kaybettiğim şeyleri, sa- na kaybettirdiğim e hatır- lıyai rak bana hiç etmi- phe mi edersin? kulgan bir tavır takınıyor, ir okşayışlarla ensesi ez rinde almaga alam El bir kalbi vi de ineğe ka sadüf başi irind. bilirmiydi? o, ona a AK es siz saadetine z Bu liyakatsızlık hissi, o daki- kalarda, devalal değildi. Antu- van bir erkek olduğunu hatır- lardı. Ve zaif, fakat edi ii patra, iffetinin mi şehvetle ta Roma ilmez MI? İskenderiyenin tlılığı Antu- ufk a, Oktavın yeni er düşünüyor- du. Antu ordu : — Sonu var — Sinema Canlanıyor Bay Lui Lümyer İlk “Mücessem,, Filmin Tecrübelerini Yaptı Yakında Sinemayı Hususi Gözlüklerle Seyretmek Lâzım Gelecektir ?.. filmi yapmı: iştir. Bunun bars yeti şudur ki şii e üzerinde tek buutlu, ai bir haldi bi kıntılarile Kabartma olarak gö- MN rrdir. ilk kal e filmin e , miş lından Kalan Bir nsip Bizi büy nezaketle ei eden bay Lui Lümyer, ası küçücük bir rr ii Büyük bilgin, yetmiş bir yaşında olduğu halde, burada yalnız başına çalışmı aktadır. e > filmini bize göstermezden vel üstad adm» ei İncek çi anlatıy: — Kabartma sinema esasını icad eden bea değilim. Ben sa- dece Stereoskop prensibinden istifade ediyorum. Kab; lp 1855 yz vr HE bir p. Mi pe cismin i Ste kop resmini, yani siye alınmı fırlatmıştı. Bu iki b üzerinde birbirinin ötme ge- liyordu. t biri kırmızı, di- geri im lar gözün. de de bir camı kırmızı, diğeri yeşil olan öözlükler abdi Böy- göz, ancak önündeki iki ba en başka hayal birbirine vi ir ka- artma ies veri; “ia Renkli Bir « Gözlük sonra, âyni pı e dayanarak kabartmalı filim ya- pıldı. Bunun için de iki camlı yani hareketli stereoskop ha- yali, biri kırmızı, diğeri yeşil olarak perdeye el ve filim yine yeşil - gözlükle syria. Fakat kırmızı ışık gi yo- di O yandan, yeşil ve Mağ Pei gözümüzde, (o kırmızı ışik duygusundan daha lıdır. e Bundan m — fik min birbirinden olan m ay hiçbir salt tam bir e birbiri üzerine intibak pi ve günü ni ir. — Şu halde siz gözlüğü a mı karar verdiniz? — Asla!.. Şimdiki halde Van gözlük kullanmadan se- rcilerin O görebilecekleri bir rtma film yapmak leri lmadığı kanaatindeyim. Fakat mesele gözlüğü Meli, tirmek, birim i, az yorucu ha le ve bilhassa le ve yeşil camlı gözüğan BN ortadan gi il iyi bir hafif mavi, Kain mak b bir göz- lük gi a dedi. en icad bundan ibarettir... Bu ehemmi- yetsisiz. eyi amma ii se nelik daimi bir çalışma netice- ve ai iie Yeşil ve hayallerin devam müd- İrini ayn ayrı şiir ileri gelen sisi ortadan maki Si her iki gözün de ye kırmızı, ie yeşil şuaları ala- bilmesi lâzımdır. Bu gözlüğün i camı o surette boyanmıştırki birisi , kırmızı, menekşe, mor ve mavi Li öteki de Yeşil, sarı vr e kırmızı şuaları > rüyorsunuz ki böyle güneş Ri e ii renl a kullanılıyor. Bun: gün ikin a amdan ii sre hepsi m beyaz, tabii, son derece lendirıci bir m yapıyor. Heyec m Bir dee kimse: B. Lüm; Gi görmediği, rini filmi “ik sak bize doğru Bay Louis Ml n- ; ban; oculara ( dokunabileceğiz, o Zadar canlı ve ale Şimdi > iie Tulon limanı dan bir m a. Bu silkeiüri havuzdan cu dolaşan bir motor üzerinden çekilmiştir En önde perdenin alt tarafında motörün uc tarafının sallandığı ve insanı şaşırjacal ir sara- hatla ön plâna geçerek bütün manzaranın kabartma tesirini mükemmelen göze çarptırdığı görüldü. onra, yi fil filme çekilmiş, Bir Gren İstasyona iriyor Bu hayret verici filmin bize do oğru geliyor. “ Mücessem hayali o insan, tekerlekleri için kenar tari ii eği n Sineması Bürde beyazlaşıyor Mucizeli hayal siliniyor ve tekrar ke, e salonda e Göz- bâlâ gözüm vale ai gnd ei e E kiii ba nen Karürler her iş- kemlenin koltuğun önünde bir küçük ir içinde lüki bulacak ve ehemi li ii ları üzerine yereşüreceklerir. Çıkarken de, kapı ya yerleş- tirilmiş bazı memurların şöyl baş duyacağız: e — Göz ei si Göz- lükleri map Ve dalgıi in sayim hâlâ Mi dona kaldıkları göz İükleri el çabukluğu ile ii