Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
" YO.-6.94T DA Vrupada '= 20 Senem-— Nasıl Geçti Yördis, sen dost değil bana hayatı öğreten bir hocasın, diyordu | Yazan: Rebia '1evfik BAŞOKÇU | Telif ve tercüme hakkı tamamile mahfuzdur —— — Gençliğin tecrübesizliğin sana hata ettirmiş. Herkes gibi, hepimiz gibi. Yördis. Alfın yaptığı fena bir /| hareket, fakat affedilmez bir kaba- hat değil. Böyle taşkın ruhlu bir a- damdan hayatta daha fena şeyler de t bekliyebilirdin. Eğer seni bir kadın- aldatsaydı, daha acı gelmiyecek ' miydi? Hiç olmazsa seni sevdiğine “eminsin ya? — — A, öna çok eminim. Alf zaten âdi maceralar peşinde koşan bir adam /| değildir ki. Fakat aileme Alfın oyun — oynadığını söylemek, onun bir nevi m&wll bir adam olduğunu göster- mek olur. Biz Norveçlilerin hayat Üzerindeki nazariyemiz büsbütün başkadır. Bu karışık şeyleri anlıya- >m Bu Alf bu çılgınlıkları çok- tanberi yapıyordu. Fakat sabrediyo- O yum, Bu defaki üstüne tüy dikti. — — Yördisciğim, dedim. Sen onu 'etmeye mecbursun. Çünkü bir da- ha oynamıyacağını söylüyor. Bu de- fa onu kurtarmak lâzım. Ben sana gün buradaki bütün paramı vere- . İşte masada bin beş yüz mark î": Aifm acele bonçlarının bir kıs- —mınt bunünla verirsin. Zaten beş bin mark borcu varmış. Onları da Nor- veçten getirtirsin. Senin ailen beni iyi tanıyor. İstersen bir kere daha bana borç vermek istediğini onlara yaz. Ne çıkar, O vakit Alfı'da leke- den şüpheden kurtarırsın. | Zawvallr Yördis gözlerinde — yaşlar (dolu boynuma sarıldı: — Benim Rebiacığım, dedi. Sen iniz bizi kurtaran bir dost değil, atı bana öğreten bir de h veriyordum. Bizim elbiselerin aşağı- da yüksek bir fiyatla satılması güç olmuyordu. Bununla beraber şapka cihetinde satış çok azdı. Çök tanınmış bir şapkacı olduğu için mağazaya pek çok müşteri gi- rip çıkıyordu. Bunlar arasında birçok da tanınmış tiyatro artistleri vardı. Bir gün artistlerden biri benim gön- derdiğim modellderden üç tane bir- den almış, ve tiyatro direktörüne Fridl i yeni dellerden bah- setmiş. Nihayet bütün bir piyesteki artistlerin tekmil elbiseleri, Madam Sadiye ısmarlandı. İhtiyar Fridlender sevincinden çıl- dırıyordu. Beni «benim meleğim» di- ye çağırıyordu. Bundan sonra tiyat- ro siparişleri birbirini takip etmeye ı. Gazeteciler elb hak- kında tafsilât allmak için bana müra. caat ediyorlardı. ÖO suretle hepsile tanışmak fırsatmı buluyordum. Tiyatro piyeslerinin umumi ve son provalarında daima benim de bulun- mam icap ediyordu. Bir kere de ar- tistlerin seçtikleri elbiselerin Tengi sahnenin ışrklarile uyuşamadığı için, üç güm zarfında on beş kat yeni e- bise yapmak mecburiyetinde kalmış- tık. İşlerimden çok memnundum. Böy- le giderse bir seneye varmadan baş- l: başıma bir apartman tutup mob- le alıp yerleşecektim. Fakat her şey- den evvel bir ikere memleketimi Zzi- yaret etmek seneden seneye içimde artan 'bir ateş gibi beni yakıyordu. Berıinde yeni kuracağım büyük eve | VATAN ŞErlİR HABERLERİ Et fiyatları Bugünden itibaren 5 kuruş ucuz Koyun etine konulan yeni narh ile kuzu etine konulan âzami sa- tış fiyatı mevkiü tabike girmiştir. Tesbit edilen yeni fiyat evvel- ce yazdığımız gibi karaman eti için kilosu 55, dağlıç ve kıvırcık için 60 kuruştur. Kuzu da 65 ku- ruştan satılacaktır. çe DAĞ 5 SS İngiltere, İzmir fuarına işti- rak ediyor Öğrendiğimize göre, İngiltere bükümeti 1941 İzmir Enternas- yonal Fuarına resmen iştirâk ede, ceğini bildirmiştir.. Geçen sene Fuarda, İngiltere paviyonu geniş bir alâka görmüş ve paviyonda teşhir edilen daminyonlara ait eşya ile İngiliz mamulâtı madde ve grafikler, herkes tarafından zi. yaret edilerek takdir kazanmıştı. Bu yıl, İngiltere hükümeti Fuara daha geniş bir şekilde iştirâk ede. cektir. Ayrıca İngiliz ticaret bir- liği de hususi bir paviyon yaptır. mak suretile Fuara iştirâk edece- ğini bildinmiştir. Vatan yarışında kalb birliği Rebia Tevfik bugün bir konferans veriyor Yardımsevenler cemiyeti pro- pağanda — neşriyatına ve konfe- ranslara devam etimektedir. Kadın muharrirlerimizden Ba, yan Rebia Tevfik Başokçu bugün ev almak meselesini nasıi te- vedeceğim ? — Zaman, onu da bir yoluna iko- yar, biraz sabrrir ol Yördis. Bunun “için kalbini hayatını bozma. —— Bu defa, evet, fakat Rebia şu- Nu bil ki bu deliliklerde devam eder- te bir gün Alfla ayrılırız. ğ —A.Yüıı!hculm Hayatı o kadar K 'Ben memleketimin zihniyetince cu 'saylan bir hayata ben iştirak edemem de ondan. * “Yördisle, Alfın üzüntüleri yatıştı diye sevinirken, birkaç gün sonra benim başım yeni bir derde daha Bir sabah uykudan kalktığım it bizim ev sahibinin tarafından takım sesler geldiğini duydum. 1 acele acele vuruldu. Hizmetçi a odama girdi. y — Madam, dedi. Ev sahibi ölmüş Banyonun içinde cesedi yatıyor. — Bizim bu son ev sahibi talihsiz bir ikadındı. Kocası ev geçindire- eık para kazanamadığı için akraba- dının mutlak di ay- ında İsrar ediyorlardı. Kuv- iz ve âciz varlığı hayat güçlük- e tahammül gösterememiş. — Banyo odasmın kapısından ben de ona bir göz attım. Sararmış başı banyonun kenarından sarkmış ıslak siyah saçları şakaklarından yüzüne yapışmıştı. Daha fazla bakmak iste- k « Onunla niçin ahbap olmamış- ? Eğer derdini bilmiş olsaydım, zavallı korkak kadını ölüm yo- lan çevirmek güç — olmıyacaktı. arkasından iki de çocuk bı- ün hu vakadan on beş gün geç- neler g Bu 1927 GSenesinin ilkbaharmda Parise gittiğim vakit, Leylâ ile hep İstanbula bir kere kavuşmak saade- tinden bahsediyorduk. Bu yaz Leylâ- da Sorbonu bitiriyordu, Amcası ona İstanbula kadar gidip gelme bir bi- let hediye etmiş. İstanbuldan avdette Berline g k, beraber ktık. İkimizin de sevincimize &ç“ yoktu. Her işte yoldaş ve arkadaş olacak- tık. * Paris dönüşünde işler Berlinde pek parlak gitti. Su gibi para akıyordu. Müşteriler daima çoğalıyordu. Nihayet Budapeşte Ştrasede Tur- garten'in yüksek ağaçlarına bakan üç büyük salonlu yedi odalı bir geniş apartman tuttum. Yeni apartmanın aylığı beş yüz Türk lirasını geçiyor- du. Her ay böyle 'bir para vermek biraz güçtü. Fakat Berlinde iyi bir isim yapmak için iyi bir şey göster- mek lâzımdır,. 'Yeni evin içine lâzım gelen yeni- likleri yaptırdıktan ve her tarafı bej renginde kâğıtlattıktan sonra Dido- nu bizim işçilerden pek itimat etti- ğim bir genç kıza pansiyon olarak bıraktım. Bir temmuz günü İstanbu- la hareket ettim. İstanbulu terketti- gimdenberi altı sene g! şti. Rüya gibi çabuk geçen bu altı senede mem leketimin hayatı, kanunları, isttkba- H her şeyi değişmişti. Altı sene evvel, eski çürümüş bir devrin ayıplarından çökecek bir ha- le gelen omuzlarım Kemalist Türki- yenin açtığı güneşle dimdik kabar- mış rTuhum saadetten ve gururdan patlıyacak kadar çarparak Sirkeci istasyonuna iniyordum. Ben de yeni rejime uygun yeni bir kadın olmuş- tum. İstanbulda Hisardaki yalıda geçen en evin varisleri, evden Çık çin bana haber gönderdiler ben yi- & ne yapacağımı bilmiyordum. Be- m bu ev derdim de müzmin bir gibi vakit vakit buhranlar ge- ordu. “Yine o günlerde Berlinin en ımeş- şapkacılarından Fridlender bana üracaat ederek mağazasının bir bana parasız olarak verece- ni, ona mukabil kendisine ucuz fi- tla model elbise vermemii teklif et- Bu fikir bana pek elverişli geldi. hal kabul ettim. Hiç olmazsa ye- bir yı' buluncaya kadar işlerim K M.e!yeyı Budapeşte — Ştrasedeki l der- mağazasına naklettim. im de yine Madam Künenin e- ikl ay, hatıralar ve se- bu mü betle Eminönü Halke. vinde saat |7,30 da bir konferans verecektir. Uzun müddet Pariste kaldık- tan sonra memleketimize gelmiş bulunan Rebia Tevfik Başokçu- nun bu konferansı alâka ile takip edilecek ciddi ve ehemmiyetli bir mevzua temas ktedir. Mev- Peynir fiyatları Murakabe komisyonu sebepsiz ve mevsimsiz artışı önlemelidir Peynir fiyatlarının sebepsiz ve | ler vaziyetten çekinmediler, âde. mevsimsiz olarak yükselmesi hak, kındaki neşriyatımız, memnuni- yetle söylüyelim ki, küçük top- tancı peynircilerle bakkallar ara- sında çok iyi karşılanmış ve salâ- hiyetli makamlar tarafından da anormal görülen bu yükselişin sebep ve âmilleri araştırılmağa baş'lanmıştır. Pazar olmasına rağmen dün malbaamıza gelen ve isminin zik. redilmemesini arzu eden bir pey- niz taciri, neşriyatımızdaki isabet; bir çok misallarle tebarüz ettirdik. ten sonra: «— Toptancılar geçen yıl yine bu mevsimde, buzhaneye koymak için piyasadan külliyetli miktarda mal toplamışlar, fakat bir teneke peyniri âzami olarak beş ve beş buçuk liraya almışlardır. Halbuki bu yıl, daha şimdiden toptan fi- yatlar 10 buçuk lirayı buldu. Bu. nun sebebi, bu yıl mahsulünün muayyen bir kaç ele mahsur ve münhasır kalmasıdır. Toptancıla. rın her yıl peynir den ta bir kumar oyununa atılır gibi bü işe giriştiler “ve verdikleri avanslarla bir çok mandıraları ele geçirdiler. Bu sebeple, bu yıl mah- sulünün hemen yüzde yelmışı bu adamların elinde ve peynir piya- sası da keyiflerine tâbi kaldı. Sa. tışların serbest bulunmasından is- tifade ile bunlar, fiyatları dile- dikleri kadar arttırmakta ve piya, saya yok yere bir pahalılık yay- maktadırlar. Bu mevsimde on buçuk liraya alınan ve buzhaneye konulan pey- nirlerin bir kaç ay sonra kaça sa- tılacağı herhalde — &orulacak bir sualdir. Bunun için fiyat müraka, be komisyonunun hemen hareke. te geçmesi ve bu keyfi satış ve te. reffüleri önlemesi lâzımdır... Demiştir. Diğer taraftan öğrendiğimize göre, yundun diğer mıntakaların- da da peynir ijmalâtı tevakkufa uğramıştır. Mand:ırıııhıplennden bir & b ikü yağ ve kre, evvel mandıra sahiplerine birer miktar avans vermeleri ve çıka- cak mahsulleri peylemeleri âdet- tir. Bu sene ahval molayısile bir çok toptancılar, bu âdeti terk ile mandıracılara avans wvermeklen çekindiler. Fakat bazı açık gözlü. ma fiyatlarmı gözönünde tutarak daha fazla kazanç temini için süt. lerini kremacılara vermeleri, di- ğer bir kısmının da sütlerini süt tozu imaline hasretimeleri bu te- vakkufa sebep olarak gösteril. mektedir. Anadoludan Trakyaya, Trakyadan Anado'uya Vagonla eşya nakline ait yeni tarife bugünden it baren tatbik olunuyor Devlet Demiryolları ana hattı | vagon hamulesine de tatbik olun. ile Avrupa hattında mütekabil nakliyatı temin edectek yeni ta- maktadır. Bu suretle Anadolunun herhan- gı bır köşesinden vagona tahmil rifenin tatbikine başlı bulu- $ diır. zu (Vatan yarışında kalp birliği) adındadır. Bütün - vatandaşlara tavsiye ederiz. <—— Soruyorlar ? Kızıltoprakta oturan bir o- kuyucumuz yazıyor ve diyor ki: Trenler, vapurlar yaz tarifele- rini tatbike başladılar. Gidiş ve y y Güzel... Fakat tramvay — idaresi bilmem neden dalma aksak ola- rak tanzim ettiği tarifeyi halkın ihtiyacma uyduramadı. Kadıköyünden kalkan — here hangi bir vapura geleceksiniz. Sizi Kızdtopraktan alan son tramvay vapurun kalkmasına 5 - 20 dakika kala iskeleye va- rır, 20 dakika beklersiniz. Ondan sonra gelecek ikinci tramvay sizi iskeleye vapur kal- karken getirir. Vapur Haydar- paşaya gidiyorsa kayığa atlayıp yetişebilirsiniz. Üsküdardan gelen tramvayla- rın ise büsbütün vapurla alâkası yoktur. Bu işi yoluna koymanın acaba bir imkânı yok mu? , Memleket dahilinde eşyayi ti- cariyenin nakli hususunda kulla- nılan bu müsait ve tanzilâtlı tari- fe evvelce yalnız perakende nak. liyata tatbik olunurken, şimdi tam k eşya Trakyaya ve müte, kabilen Trakyadan Anadoluya |" yeni tarifenin tenzilâtlı navlonla- rile gidip gelecektir. Bu tarifenin tatbiki için Sirke- ci ile Hıydarpışı ırumclıkı du- || I | Kahve tevzii Bugün vilâyette toplantı yapılacak Bugün vilâyette bir toplantı î'apılara'k Ticaret Ofisi tarafından İstanbul vilâyeti emrine verilen 1580 çuval kahvenin fiyat ve tev- zi şekli etrafında kararlar alına- caktır. Ticaret Vekâleti bu kahveyi İstanbul nüfusunu gözönünde tu- tarak vermiştir. Tevziat 100 er gramlık paketlerle yapılacaktır. Tevziata yarından sonra başla. nacaktır. A sime A el Koza fiyatları 100 kuruştan aşağı düşürülmiyecek Bursadan alınan bir hab'ere gö. GÜNDEN GÜNE Anlayamadık nkara radyosunun dw öğle neşriyatında Gdd:' den tepeden» konuşan tin Tuncel sözlerini şu cıımlflu'-' le bitirdi: «Nasrettin Hocaya karısı $0'* muş: Ge— Efendı, akrabadan kim” lere görüneyim, kimlere E“'v_ miyeyim ? «Hoca şu cevabı vern'lH «— Bana görünme de re istersen görün! «Ben de sizlere Allaha marladık deyip gidiyorum.» — Biz Bedrettin Tuncel'e: «& radyo dinleyicilerine karşı * nuşma da kime karşı i konuş» demedik ki, gidişini karıdaki fıkraya bağlı; «Ben de...» dedi. A Anlıy d a ü re, son günlende koza piy ni da görülen gayritabii fiyat yükse. lişlerine koza satın alan bazı fab- rikatörlerin çok mal almak için gösterdikleri fazla tehacümün se, bebiyet verdiği anlaşılmış ve alı- nan tedbirlerle bunun önü alın- pıştır. Koza fiyatları badema 100 ku- ruştan aşağı düşürülmiyecek, ak- si takdirde işe derhal koza koo- peratifi müdahale edecektir. Ko. za birliği de, fiyatların 161 kuru- şa kadar yükselmesine sebebiyet veren tehacüme mâni olmak için fabrikalara ihtiyaçları nisbetinde koza vermeyi taahhüt etmiştir. C eli İthalât ve ihracatta yeni şekiller İthalât ve ihracat rejimine ait mevcut metinlerin birle,u'rilmcıi ve ayni ithal imkânl * Olağan isabetsizlikler. Ahmet Kızılırmak adında " ri Yenikapıda Sandıkburnu? ü dolı;ırken ©o civardaki ııl!iıı ma yerine gelmiş, bı-çok lerin hedefe tüfek attıkların! 'a. rünce o da heveslenmiş, d rulup kendisine verilen hedeflerden birine doğru *;M : miş, tam tetiği çektiği sıradar tüfekteki saçma dükkânda $4 şan Yusuf isminde birinin © na isabet ederek yaralamış: Böyle isabetsizlikler çok ha muazzam işlerde bile oluyo! Mihver devletlerinin he İngiltere. Fakat kaç ker€ ettilerse ya Norveci, ya Be!g! yı, ya Hollandayı, ya Yuğ M yayı, yahut ta Yumanistani dular. Asıl hedef npııgll“' tada duruyor. Ahmet Kızılırmak'ı mf örmeli: Atıcıda hedefi b nın tevsii maksadile yeni İıuk'ulm ler vaz'ı hakkında Vekiller heye. tince ittihaz olunan karar, Ticaret Vekâletinden bütün alâkadarlara bildirilmiştir.. Bu karara göre, memleketimizle ticaret ve tedıyc l bulunan den ııühı]iıt anlaşması *hu»kum—len de ve ayrıca vuatın müsaadesi nıabdmde ser- best olacaktır. Bu ;ehldc ticaret ve tediye an. memleketle- balarda yer £ Anadoluya gidecekler x Meşru mazeretler dolayısile hareketlerini tehir edenlerin tesbitine!başlanıyor Hükümet tarafından nakillerini isteyip de 15 nisana kadar beyan. name veren, fakat bilâhare ma- zeretleri dolayısile hareket ede. miyenlerden şimdi tekrar gitmek istiyenlerin kaymakamlar tarafın- dan tesbiti bu akşama kadar ik- mal olunacaktır. Yalnız bu gibi gıd:mıyenlenn göster k '"ı r sebeplerden —olması lâzımdır. (Meselâ hastalık veya çocukla- rının imtihan sebepleri gibi), Kaymakamlıklar yalnız vaki mü- racaatleri tesbit ile kalmayıp ayni zamanda evvelce müracaat eden- lerin gidip gitmediklerini de tet- k"k E | ÇA Bu son tesbit işinden sonra ar- tık herhangi şekilde müracaat ka. bul olunmıyacaktır. Yarından sonra hazırlanacak katt listelere göre gönderme işi yapılacaktır. Bunlar yolcu vapur ve trenle- rile küçük kafileler halinde be- yannamelerinde evvelce bildir- dikleri yerlere kadar meccanen sevkolunacaklardır. a ğenesaei General Kâzım Dirik teftiş- ten döndü Edirne, (Hususi) — Bölge vilâ- yetlerinde teftişe çıktığını bildirdi- ğim Umumi Müfettişimiz General K. Dirik, bugün Edirneye avdet etmiş- lerdir. re ticari mübadeleler hususi takas yolüyle veya serbest dövizle yapı, lacaktır. Türkiye ile ticari müba- delelerini müteessir edecek ma- hiyette kayıtlar koyan veya an- laşmalarda yazılı taahhütlerini ifa etimiyen memleketler hakkında Ticaret Vekâleti ihracat ve itha- lât bakımından lüzumdlu tedbirler; ittihaz edecektir. ; TAKVİM 16 HAZİRAN 941 PAZARTESİ AY: 6 - GÜN: 167 - Hızır: 42 RUMİ: 13857 - HAZİRAN: 8 HİCRİ: 1360 - Cemazielve! - 20 VAKİT ZEVALİ EZANİ 8,46 4,82 8,32 12,00 2,02 6,25 GÜNEŞ: ÖĞLE: İKİNDİ: AKŞAM: YATSI İMSAK: 5,28 13,14 17,16 20,42 22,16 3,08 kudreti olmayınca attığı kWf veya saçma buhar olup US ki... Muhakkak bir tarafa F yacak! * Şeytan dolabı İzmir Belediyesi Fuar Pi sebetile Kültürpark'ta bir #07 | tan dolabı» yaptırmış, Eğer İzmir Belediyesi, îeı da biz İstanbullular için pellli yat olan böyle yeniliklere ” veslenirse şehrimizden her İzmire akın eden Fuar m ken, bir kundura 18 J bir gömlek diıuı'ırken, bir € se yaptırırken, bir g: lınıı:ken, bir plı_ıdı ı:î:ll' . rerken... «şeytan dolaj rrn ” Acıklı bir âıünı Gümüşsuyu hastahanesi cildiy? | tehassısı ve İstanbul belediyesi " razı zühreviye müfettişi Ve Örfi ra komutanı Korgeneral Ali RwZA ” tunkalım akrabası Doktor önyt Samsunlu Rüştü Özkun vefat tir. Cenazesi bugün saat 12,30 dâ İ tihte Fevzipaşa caddesindeki 1$ ir apartmandan kaldırılarak öl*’ mazı Fatih camliinde kılm sonra nedilecektir. Fakat bu dostluk l Nefis bir kln ıeinall Günün birinde bir İspanyol Bir se vinçlerle doldu. İhtiyar izin yaş Ht azaları, eski dadılar bacılar benim şahsiyetimde bir kahraman görüyor- larmış gibi hayret ediyorlardı: «Av- rupada para kazanıyormuş.» Bu, on- onların akıl ve hayalinin kavrıyaca- ğt kadar kolay bir şey değildi. Fakat bu fikri bir kere kabul ettikten son- ra beni bir milyoner görmek onlara pek kolay geliyordu. Hepsinin birçok«dilekleri vardı. An nemin ihtiyar dadısı: «Kadınım evi- mi tamir ettireceğim baha para yol- la> diyor. Refetin dadısı da: «Kadı- nım sen zenginsin maşallah, bana el- N lira kadar gönderirsen evime elek- trik koydurur sana dua ederim.> Di- e- | yordu. Ben nöbet bir et beki 1 beraber atelyeye gidiyor- taksiyi kiralamış her gün muayyen çarşıya gidip geliyordum. BeR ları eve dönüy Ra ım bir müddet yine düzeldi. Fridlender Berlinin meş- ihtiyar bir şapkacısıydı. Fakat biraz köhneleşmiş fikirlerle 'le bir mağazayı idare etmek pek oluyordu. Mağazanın — borçları Fridlender'in boğazından aş- Birçok nefis İran ve Türk halmları satın alryordum. Yeni evimin güzel olması şarttı. Kendi hususi salonu- mun da şark tarzında olmasını isti- yordum. Günlerle aradıktan — Sonra güzel bir mangal da buldum. Güzel bulduğum her şeyi alıyor- dum, Çok defa Leylâ ile çarşıda bir- leşiyorduk. O da artık İ: dön iken anasız kaldı. ne çok mesut yaşadık. Fakat çocuğumuzu doğururken öldü. Kızım İnez daha beşikte Sustu. Billür tabuta hitaben tatlı, ahenk- kallmelcrlebirguyluıöylodl.mhıüır YEŞİL GÜL Yazan: Roy Wikere Gi â — 42 — Çeviren: Rezzan A. E, Yalman lerini kap Ralf'da ddlqetublrhıgıtrlıhhıedbnrdıı.noıhı — Bolden benden kızımı istedi. Inezde onu seviyordu. Ben de kabul ettim..,Sadece kı- olarak kakdı. Ona lisan öğretiyor ve muka- bilinde ben de aylık veriyordum. limesi kâfi dqğudı. bir aa içinde ıcqıııim ”Z ku ve dehşetle dolmuştu. Bir gün İnez; R sut bir çocuk gibi nişanlısını karşılamâf gitmişti. Birkaç dakika sonra bahçedel nen mesut çocuk, mağrur ve yeisli bir V dın olmuştu, «Bolden yok mu??» Diye * dum... «Orada» cevabımı verdi sonra sız görünmeğe çalışan bir tavırla: Bolden ile kiliseye giderken takside ayni baş ağrısmı h Kapıya bakıyordu. O taraftan bir gürültü geliyordu. Fakat o kalın demir kapıyı açın- caya kadar acaba hayatta kalacaklar mıy- di? Carron devam zaam pek genç olduğunu ileri sürerek iz- divacı biraz geri brrakmak- istedim. OCarron bu sözleri söylerken bir taraftan da kapıyı açmağa uğraşanların sesleri du- —Shokwımlnıılııçokım yuluy fakat Ralf artık her si- Kapıdan gelen gürültü y Fakat — Rodaya rastladı. Bir saat kadar 0f la Carron hâlâ sözlerine devam ediyordu; — Şimdi size İnezden bahsedeyim: Kızı- WWMWMW halde doğr kendi gözlerinizle gördünüz. İnez güzel olduğu ka- dar saf ve mesut bir kızdı. Dostum Maine Bolden isminde bir şerik buluncaya kadar İnez'in hayatını karartan bic tek bulut ol- mamıştı. Ralf bu sözlerin üzerine Rodaya baktı. Genç kız kımıldanmamıştı. — Maâne, bana şeriki Bolden'i tanıttı. Ben de ikisini birden evime davet ettim. Bolden nazik ve cömert bir adamdı. Hattâ o kadar nazikti ki kızım İnez'in damarlarında akan kanda birkaç damla siyalıırk olduğunu u- nuttu, Evet, kızım yüzde yüz beyaz değildi biraz zenci kanı vardı. müştü. Alış verişte beni daima teş- vik 4 (Arkası ver) Bıliürpetdl.zıwhılnddmllnln sebebi belki de biraz ırk nen lemeğe baş — Nişandan biraz sonra komşum Maine Pariste olan kızına bir telgraf çekerek gelmesini bildirdi. Bu kızın ismi de Roda idi. Sustu. Kapı gittikçe artan patırdılarla nerede ise yerinden oynıyacaktı. Fakat he- nüz Carron — Roda geldi. Fakat biraz sonra babası öldü. Uğradığı felâkete teesslir duydum. Kı- zımla arkadaşlık etsin, oyalansın diye ken- disini sık sık evime çağırıyordum. O da be- nim bu davetimi kabul ediyordu. — O aralık Maine ile Bolden'in işleri iyi git- bir- ne kü- ç&...l'üıtbaıhıh—n,mmyem dolu mahlüktu. Elleri de hareketli ve zarif- ti. Kapalı gözlerinde şimdi hayat ışığı par- lamıyor, fakat © zaman kızı görenler ateşi- le yanardı. Bolden'de bu alev gibi kızın yas mrnda yandı, kavruldu. Inez sevdiği ve sevil- diği için bir kat daha güzelleşti. Hayatı gü- zel buluyor, rüyada imiş gibi mesut ve gam sız yaşıyordu. Başma gelecek olan felâket ve acıyı tahminden uzaktı. O aralık Roda nefes al: ik bir hale Bien biraz odama çıinyorıllı A di. Ben ses çılıımudmı, Mister Brlrllı kat bah yaprakların sesinde bir ölüm n.ığmell L muştum, x Roda yarı baygın bir halde idi. lnb!’& başını tuttu. Ralfm da başı fena mnf du. Carron devam etti: — Ben bu meleğin babası idim. Fakat şey yapamıyordum. Bolden benim ciniî”v bir adam değildi. İngilizlerin namuslu adam oldM e söylerlerdi. Bolden'de kızıma nişanlı İdi- göp heler kalbimi kemiriyordu. Fakat ses SIf O sırada kader gülleri bı""” 1y Gözleri k Kapı bir kere daha çatırdadı, fakat açılmadı. — İşte o zaman Mister Brirli şimdi zevce- niz olan Rodaya ben âşık oldum. Kendisile bir şeydi. fakat ellerine bir büyük para geçmedi. Roda benim evimde kızımın bir ücretli arkadaşı teklif ettim. Kabul etmedi. Beni istememek hakkı idi üzüldüm, fakat garez bağlamadım. Bolden her gün bize geliyordu. Ş altında Roda' ile Bolde” gördüm. Ralf sordu: " — Roda, Roda, nefes almıyor musun? Roda da kesik kesik cevap verdi: (Arkası v-') z o sırada yerinden fırladı ve