Avrupada —— 20 Senem-—— . Nasıl Geçti Amerika İle Ticari Hesaplarımız Temizlenmiştir Otelin Senelerdenberi Ahbablık Eden Eski Müşterileri | Yazan: Rebia Tevfik BAŞOKÇU | Telif ve tercüme hakkı tamamile ö Baronun eşinin zarif bir tarzda hazırladığı çayları içerken konuşu- yorduk. Onlar benim Pariste nasıl vakit geçirdiğimi soruyorlardı. Til- ner dedi ki: — Madamın Pariste çok tanıdık- ları var, Otelde bile yalnız değil gi- bi gözüküyor. Cevap verdim: - Büu otelde ikinci defa olarak bulunuyorum. — Müşteriletden çoğu senelerdenberi orada oturuyor, bir- birini tanrmış ve ahbap olmuşlardır. Otolden şikâyetim yok, hepsi çok na zik ve terbiyeli insanlar,.. Diyordum. Baröon yüzünü ekşiterek mukabe- le etti: — Ben Parisin bu gürültülü ha- yatından zevk almıyorum. Fakat Zevcemin hatırı için ara sıra geliyo- rum. O gezip tuvaletlerini yaptırır- ken ben de birkaç teklifsiz arkadaşla poker filân oynayıp vakit geçiriyo- rum işte... — Poker merakı sizde de mi var? Bizde İstanbulda iken Müsyü Tilner- in akrabalarile sık sık poker oynar- “dık. Fakat bizim poker lâtife tar- zında bir şeydi. Gayet küçük bir po- ker... — İsterseniz yarın akşam — bize “buyurun da aramızda böylece dört | kişi bir küçük poker yapalım. Benim pokerde hiç şansım yoktur. ; Çünkü bu oyunu ben bir nevi vakit 'geçirmek için oynarım, Oynarken arkada oynamıyanlarla konuşur lâ- kırdı ederim. Oyuna kendimi hiç bir zaman veremem. Elimde iki altılr ile oyuna girmeye kalkarim. Bu sebep- ten oyunu da kazanmak Ümidi ben- ce imkânsız gibi bir şeydir. O halde gok küçük oynamayı tercih ederim, Zaten İstanbulda iken annem bizi şöyle tehdit ederdi: — Eğer poker oyun şeklinden çı- kar da kumar halini alırsa hepinizi #birden evden kovarım. Kardeşim Re fet'de poker merakı daha fazla idi. Üökseri de o, kaybederdi. Baronun teklifini reddetmedim. Ertesi akşam onların evinde bir kü- çllk poker yaptık. Elime fevkalâde geliyordu. Fakat bendeki as karesıne karşımdan bir floş ruvayal çıkınca yine zararlı o- larak oyundan kalktım. O gece Baronun evinden çıkarken Baronla eşim ve Müsyü Tilneri bir gece bizim otelde çaya davet ettim. Sonra Baron (8S) i memnün etmek için bir de küçük poker yapacaktık. Akşam yemeğine otele girdiğim vakit otel arkadaşları salonda top- lanmışlar, poker oynuyorlardı: — Canım siz de artık hiç ötelde oturmaz oldunuz, nerelerde geziyor- sunuz? Diye bana çıkıştılar, — Ben de pokerden geliyorum, de- dim. Yeni bir ahbap tanıdım. Onlar da poker meraklısı... , — Ama şimdiye kadar bizimle mahfuzdur Ötede Popoloditalyanın muhabiri Bon Serviçi ayağa kalktı: — Rica ederim, pokerinize de kabul edin. — Peki, dedim. O vakit beş kişi- lik bir poker yaparız. Aradan geçen günlerde ben yine Nermin ve Nerminin dostlarile bir- leşmeler yapıyordum. Nermine Müs- yü Tilnerden ve yeni dostlarından da bahsettim. Bir hafta sonra bir gece bizim ©o- telin küçük oyun salonunda bir po- ker masası ve çay hazırlattım. Oyun masasmın etrafına Baron ile Tilner, Madam Velârdo ile Bon Serviçi ve ben beş kişi toplanmıştık. Oyun sı- kıntılı olmadı. Baronun çok şansı vardı. En iyi kâğıtları o çıkarıyor- du. Neticede hepimiz birer parça za. rar ettik. Ve oyuna saat on bir bu- çukta nihayet verdik. Çaylarımızı içerken Baron, birkaç gün sonra oynamak Üzere bu akşam ki arkadaşlarla birlikte bizi kendi evine davet etti. Daveti hiç kimse reddetmedi. Madam Velardo pokere çok me- raklı idi. Zengin ve yaşlıca olduğu için hemen her gün poker oynar, Ga lile sokağındaki evinde cenubi Ame- rika sefaretlerinin bütün azaları bir leşirdi. Ben onun evinde bu ciddi po- kerlere iştirak etmekten kaçınmış- beni tım. Fakat o, poker için hiç bir fır- t satı kaçırmazdı. Bir iki defa daha Baron (8S) in evinde ve bizim otelde hep ayni ar- kadaşlarla poker oynadık. Talih da- ima Baronun tarafında toplanıyor- du. Şükür ki ben son derece ihtiyat- t bulunduğum için Zzararım hafif kalıyordu. Baronun eşi de oyuna hiç karışmıyordu. Üçüncü bir defa Baron yine bizi kendi evine pokere dayet etti. O va- kit Madam Velardo yanma ketidi se- faretinin baş kâtibini de beraber al- VATAN Harbin Başlarında Sekiz Milyon Dolara Kadar Çıkan Hesaplar Tamamıyle Ödenmiştir Alfabe Ve Yurd Bilgisi Kitapları Maarif Vekâleti, — ilkokulların birinci sınıflarında okutulan — al- fabe ile dördüncü ve beşinci sı- nıflarda okutulan Yurt bilgisi ki- taplarını yeniden yazdırmağa ka- rar vermiş ve bir müsabaka aç- miştir. Vekâlet, bu müsabakaya işti- rak edecek münevverlerimize a- na programı verirken bilhassa şu noktaları tesbit etmiştir. İlkokul- lar için yazılacak yurt biigisi ki- taplarının takip edeceği bellibaş- 1 hedefler şunlar olacaktır: Millet melhumunu ve Türk milletinin karakterini, olgunluğu- au, kudretini çocuklara kavrat- mak, Türk milletini sevdirmek ve saydırmak, Türk askerini ve Üürk ordusunu sevdirmek, say- dırmak, bizim için askerliğin öne. mini kavratmak; Atatürkün kurnduğu cümhuri- yet rejiminin mahiyeti, Türkiye- de nasıl kurulduğunu, bu rejimin aşka rejimlere üstünlüğünü, Tür, kiyenin hayat ve istikbali için ne- kadar önemli ve zaruri bulundu- ğünu talebeye kavratmak ve on- ları cümhuriyet rejimi için sadık ve fedakâr birer yunddaş olarak yetiştirmek ; Türk inkılâbının manasını, muh telif cephelerinin önemini, Tür- kiyenin saadet ve refahına yap- ığı ve memleketin istikbaline ya. pacağı tesiri talebeye kavratmak, onları Atatürk inkılâbının birer unsuru olarak yetiştirmek; Bunlardan sonra çocuğa dev- let ve kanun mefhumları hakkın. unlışmnmız; dokuz düğüm vurmasına rağmen ta- yerine getirdi. Amerika ile ticari mucibince oradan satın eş yanın muayyen bir ödenme şekli vardır. Amerikanın bizden satın al- dığı eşya bedelinden elimize geçen dolarların yüzde sekseni bu tediye- ler için kullanılır. Yüzde yirmisini de diğer' maksatlar için serbestçe kullanırız, Bu harbin başlarında bu hesaptan Amerikaya sekiz milyon dolar bor- cumuz toplandı. Hepsinin Türk para sı karşılığı bankalara yatırılmıştı, fakat dolara tahvili için sıra bekle- mek lâzımdı. Bu tediye gecikmesi yüzünden Amerikada şikâyet eden- ler, tereddüde düşenler eksik olma- dı, çünkü başka memleketlerden bu Bgibi döviz borçlarının bloke bir hal- de kalıp gittiği çok görülmüştü. Vaşington sefaretimiz de Amerika ticaret nezareti de Türkiye için blo- kaj tehlikesi olmadığmı, Türtklerin her türlü taahhütleri gibi döviz borç larını da mutlaka ödiyeceklerini te- min ettiler. Hele harp zamanında bunun yapılacağına inananlar azdı. Türkiyedeki alacaklarını yüzde elli, altmışa elden çıkarmağa hazır fab- rikalar eksik değildi. Bununla beraber dolar tediyeleri- nin arkası kesilmemesi emniyet u- yandırdı. Hükümetimiz harp zama- nında her memleketin döviz üzerine Bugün sekiz milyon dolar tamamile ödenmiş bulunuyor. Doğrudan doğru- ya Amerika fabrikalarına ticari he- saptan borcumuz kalmamış gibidir. Yalnız son senede gelen Amerika malları yüzünden yarım milyon da- lara kadar bir borç vardır ki bu borcun pek azı Amerika fabrika mü- esseselerine aittir. Çoğu Amerikada dolarları olup ta bunu finansman iş- leri için yüksek bir bedel mukabilin de kullanan mutavassıtlara aittir. Harp zamanında Amerikan fabri- kaları Nevyorkta akreditif açılma- dan yola mal çıkarmadıkları, hükü- met te bir aralık Amerikaya döviz müsâadesi vermediği için tüccar iki yüz elli ile üç yüz kuruş ârasında mutavassıtlardan dolar tedarik - et- miş ve bu sayede mal getirebilmiş- tir. Memlekete mal gifmesini temin için bu gibi döviz muamelelerine göz yumulmuştur. Haber aldığımıza göre hükümet bu suretle mevcut hesabı da bu gün- lerde temizlemek üzeredir. Bundan g&onrası için tüccarın bu gibi menbalardan istifadeye ihtiyacı kalmıyacak, hükümet primli dolarla doğrudan doğruya akreditif açılma- sını temin edecektir. İmlâmız Hakkında Bir Anket Türk Dil Kurumu İmli Lüga- tini yeniden bastı ğa teşebbi etmiştir. 1929 da basılan bu İ& gatin mevcudu kalmamıştır. Ku- miş, butınfnış Ve dıl işlerine alâ- ka et e Bu- nu geçirerek düşü İ- ni kısa zamanda hildhmelerıni i8- SKK rum, son lard lâmızd. görülen karışıklığın önüne geç- da, onun seviyesine göre malü- mat verilecektir. FEKER earnadli Öğretmenler Diledikleri Yerlere Gidebilirler İlkokulüann imtihanları dün . İkmal ihanları da mak istediğini ve de edilmesi. ni rica etti. Bundan birkaç gün sonra Baro- nun evindeki poker masasında altı kişi toplanmıştık. Oyun önceleri za- rarsız gitti. Ara sıra biz de kazanı- | ©i yorduk. Fakat sonraları talih yine bizim taraftan yüzünü çevirdi. Bu akşam paralar Tilnerlerin önünde bi- yıkmda ikmal edilmiş buluna- cak ve ayın on beşinde başta Üni- versite olmak üzere bütün mek- teplerde tatil devresi başlayacak- ımtı'hanîannı * Muırıf Vekilliğ SEA bitiren lerin » mek istiyor. Bunun için İmlâ Lü- gitinin başına konulacak imlâ kı- lavuzunun bir taslağını hazırla- Bundan anlaşıldığına göre Ku- rum makül tenkitleri gözönünde tutarak kılavuzun kat'i şeklinde ona göre tadiller yapmak yoluna gidecektir. Faturaları Tahrif Edenlere Karşı Bazı Tedbirler Alındı Bazı tüccarların yaptıkları ih- tikârı gizlemek fikrile faturaları tahrif etmek, uydurma fatura vermek gibi uygunsuz hareketle- ları vilâyetlen teı'keunemelen lü- evvelce bildirmişti, Bu rikmişti. Bizim tarafta bir hissolunuyordu. Arjantin sefaretinin baş kâtibi Müsyü Ferara ara sıra Madam Velardoya İspanyolca bir şeyler söylüyordu. Bu gece oyun uzadı. Saat yarıma geliyordu. Müsyü Ferare birden e- Tindeki kartları masanın Üzerine at- ti — Artık devam edemiyeceğim de- di, bir saatten beri dikkat ediyorum Müsyü Tilner kâğıtları düzeltiyor. Tilner, sesi titreyerek yerinden fırladı: — Bana böyle bir hakareti nasıl y ilirsiniz? Ben İngiliz klübünün hiç poker oy — Çünkü poker nynımık istemi- yorum da ondan... Siz her gece briç ve poker oynu- yorsunuz, bu, benim işime gelmez Fakat bazan mecburiyet altında ka- lrsam çaresiz oynuyorum. İşte yine © mecburiyetle yeni ahbaplarımı bu raya davet ettim. Birkaç gün sonra gelecekler. Yine bir küçük poker ya- pacağız. Bunu işitince Madam Velardo Ar- jantinli nazırın dul zevcesi hemen &- azasıyım. — Hangi klüpte olduğunuzu bil- mMmiyorum, Ve sizi tahkir etmek için hiç bir sebep yok. Yalnız bir saatten beri â T diğini gibi hazırladığınızı gördüm. Hattâ Madam Velardoya oyuna devam et- mek istemediğimi söyledim. Fakat Madam, bâana iyice emin olmadan kâğıtları atmamamı rica etti ben de şimdiye kadar bekledim. Eğer ken- dinizi müdafaa etmekte israr eder- sebeple öğretmenler bulunduk- ları yerlerden ayrılamamak mec- buriyetinde bulunuyorlardı. Ve- kâlet, verdiği ikinci bir emirle imtihanla alâkası kalmıyan — öğ- retmenlerin şimdiden, imtihanla, Tti devam edenlerin de bu ayın on beşinden itibaren serbest ka- lacaklarını ve gidecekleri yerlerin adreslerini mensup oldukları mek tep idarelerine bırakarak diledik. deri yerlere gidebileceklerini bil- dirmiştir. Bu karar bütün vilâyet. ler öğretmenlerine şamil bulun- mâktadır. YA AA NAK RMAE Çi B7 İyi Üzüm Yetiştirenlere Mükâfat Ziraat Vekâleti bağcıları iyi üzüm yetiştirmeğe teşvik etmek re cüret i, Ticaret od bazı tedbirler almağa mecbur et. miştir. Verilen yeni karara göre, yerli ve ecnebi her nevi mensu- catla makara ve kuka iplikleri ve diğer nevi iplik satışlarında fab- rika ve imalâthanelerle muamele yapanlar, toptancı ve yarı top- tancılar verecekleri faturalarda satıştaki azami perakende fiyatı- ö C? b bül | Nerelere, Neler Sattık Evvelki gün yabancı memle- ketlere 387 bin küsur lira kıy- metinde 2,738,273 kilo mikta- tında muhtelif eşya gönderilmiş- tir. Bu yekünlardan 192,866 lira ikiymetinde ve 1,751,746 kilosu Almanyaya gönderilen oğlak de- risi, nohut, kumdarı ve küşyem- lerine, 27 bin yedi yüz seksen yedi lira kıymetinde ve 64 bin iki yüz kilosu Çekyaya gönderi- len iç fındıkla kuru vişnelere, 38 bin altmış iki lira kıymetinde ve 125 bin üç yüz altmış kilo mikta. rında Romanyaya gönderilen ba- lik, zeytinyağı ve iç fındıklara, 112 bin dokuz yüz yirmi lira kıy- metinde ve 750 bin kilo mikta- rında İsviçreye gönderilen akda- rı ile susamlara ve 5 bin sekiz yüz yedi lira kıymetinde 5 bin yedi yüz elli yedi kilo miktarı da İtalyaya gönderilen keçi derileri- ne ait bulunmaktadır. ier ei S ĞRELİ ler çi Üsküdar İskele Meydanının Tanzimi Şehrimizde bahçe haline geti- rilmek üzere açılan meydanların Welişigüzel tanzin edilmemesini temin için Belediye Reisliği, Bü- yük Millet Meclisi bahçeleri mü- tehassısını İstanbula getirtmiştir. Belediye Reis muavini Lütfi Ak- soy diğer işler arasında Üsküdar itkelesindeki meyidanlığın ıııç- Gi ': GÜNE 4.5.941 ——— NDİEN Ölür müsün, Öldürür müsün? | ulgaristanın en eski 8” zetesi Mir, Alman ”k'_' ri işgalinden şikâyet ettiği b' üç gün müddetle tatil edilmi$: Bu şikâyet bana, Alman galine uğrayan nıemlw bulunmuş ve yolu 'l"ıırh!"' düşmüş bitarafların zaman # man anlattıkları hâdiselerde? bir kısmını hatırlattı. Bu anlatışlara göre, Id* memleketleri doğrudan doğ ya işgal altına düşen, ıerık Ü“ pakta iltihak suretile p nüfuz altına giren milld_h" büyük bir ekseriyeti, tabiatil! izhar edemedikleri bir can #” kıntısı ve meyusiyet içinde lunmaktadırlar. Hattâ bazı leketlerde de işgal karşı pasif bir mukavemet, 367 siz bir istihfaf gösterilmek'* imiş. Pasif mukavemeti ve l"'i istihfafı, işgal kınrvetlullll durtacak kadar ileriye ler Holandalılarmış. Fıkl'ı o kadar meharetle, o iı.d zamında ıııpılıyonnuş ki, askerleri kızmaktan başka şey yapamıyorlarmış, Meselâ Holandada Jokanti gazino ve saire gibi umum! ye lere işgal askerleri girdiği muhakkak kı gizlice sözl 'J' etmiş olarak . derhal çıkıp 'Ab yorlarmış. Bu pasif istihfaf * manların o kadar gücüne işgal makamları şöyle bir çıkarmışlar : «Bir veya bir kaç A | keri, umumi bir yere (ırdlö ' man orada bulunanlardan kimse bir çeyrek ıut !99"' AA ve yeşillendiril. işi üzerinde bu mütehassısın fikir- lerini alacak ve yakında mal linde de tetkikler yapıldıkt sonra işe başlanacaktır. Belediye, bahçe ve parklarla câddelere de fazla miktarda ağaç idiktirtecek —ve faaliyeti bizzat Lütfi Aksoy teftiş edecekti. & Bu sefer de Holandalıları selâ oturdukları bir kahveyf | Alman askeri girdiğini hep birden saatlerini | masaların üstüne koyuyorlaf | tam bir çeyrek geçince # v KÖR KA”', Ü.'* îî ——H7—HH— Raladi: ni l caklardır. Bu kararın tatbikıma mayısın on beşinden itibaren başlanacak ve çok sıkı bir kontrola tâbi tu- tulacaktır. Karar hilâfına hareket edenler Odalar kanununun beşin- ci maddesi mucibince cezalandı- rılacaklardır. Bu kararın ihtiyaç vukuunda diğer tüccarlara da teşmil edil- mesi Oda heyetince düşünülmek. tedir. 275 Kuruşluk Bir Boyunbağı 12 Liraya Satılıyormuş!... Fiyat Mürakabe bürosu, kra- vat cinsleri ve fiyatları üzerinde- ki tetkiklerini derinleştirmekte ve şimdiye kadar edindiği malümat- tan bunların satışlarına azami bir kâr haddi tayinini lüzumlu gör- için bu sene üzüm mıntakaların- | mektedir. da, üzüm b ları yapılm Haatâd hiplatimeden biri- alâkah makamlara bildirmiştir. | nin verdiği malümata göre, bo- Bu vesile ile İzmir, Manisa, İz- mit, Hereke ve Kartalda bayram- lar yapılacak ve en iyi cinste üzüm yetiştirenlere madalyalarla para mükâfatları dağıtılacaktır. yunbağı işi imalcilerle işçilere an- cak birer ekmek parası temin et- mekte, toptan ve penl:ende sa- ticilârı ise bu yüzden faatler görmektedir. Bevvilundı ki lüks gömlekçilerin vitrinlerin- de teşhir edilen ve fiyatları on iki Hra olarak gösterilen boyun- bağlarından ekserisinin yirmi beş kuruşu dikiş ücreti ve azami iki yüz elli kuruşu da kumaş bedeli olmak üzere maliyetleri 275 ku- rümu g ktedir. — Alâkahlı bu hesabı boyunbağı satışlarında ihtikâr yapılıp yapılmadığının en açık bir delili olarak gö Zabıtası Kontrolları Seyrüsefer memurlarınca ya- pılan kontrollarda Çarşamba - Mecidiyeköyü hattında — çalışan iki ve Eyüp . Keresteciler hattın- da işleyen bir otobüsün haddi is- tiabilerinden çok fazla yolcu al- dıkları görülmüş, sahipleri ağır para cezasile tecziye edilmiştir. Ayrıca, karnesiz — çalıştırılan altı, mühürsüz plâka ile çalışan bir otomobil sahipleri de ceza- landırılmıştır, İhtikâr Suçluları: yorlarmış.., Kısa Haberler: Ğ İnönünde ıçılan Hava G#ıj okuluna ginmek için eden gençlerimizin sayısı zü geçmiştir. Kayıt muamt bitenler pazartesi günü M, gidecektir. * 19 mayıs Gençlik W törenine ait program & tarafından hazırlanmaktadir. p, seneki törene, ilk defa olar! den terbiyesi mükellefleri d;dd rak ettirilecektir. Bunlara ?" gpantalon ve atlet fanilâsı SM lecektir. . lli — Mercan yokuşunda ayakkabı çivisi satan İzak oğlu Yuda ile Karabet Topuzyan, çivilerini 320 kuruştan satmak suretile ihtikâra saptıkları için Adliyeye verilmiş. lerdir. * Kumaş fiyatlarında ihtikâr yi k, Alman k i n- giliz damgası basmak suçile hak- larında tahkikat yapılmakta olan ina Si ağra ç eee TAKVİM 4 MAYIS 941 PAZAR yi8 AY: 5- GÜN; 124 . Kasınli Öüğ | RUMİ: 1857 — NİSAN: — HİCRİ: 1360 — Rebiülâhir” Suraski müessesesi direktörlerin- den Moskoviç ve Pinhas Rey- tanın Sultanahmet sulh ceza mah- kemesi tarafından yapılan sorgu- ları n inde suçları sabit gö- te ve Fiyat Mürakabe komlıyo- nunun bu işi cezri bir şekilde hal- at Ha l Ai rülmüş ve her ikisi, muhakemeleri mevkufen yapılmak üzere, tevkif ler. edilmişlerdir. y, EZA* | VAKİT ZEVALİ /ı; GÜNEŞ: 5,56 ;ıoı ÖĞLE: 13,11 <55 İKİNDİ: 17,08-- * ÖĞ AKŞAM: 2007 . SÜĞ YATSI: 21,51 ,,:,ı İMSAK tıldi: seniz eldivi yüzünüze fırla- — O, Madam sizin pokeı'e ben de| tıp atacağım. Bir sesini düy Ba- Körüyordura. Ben Mmerdiyenleri n,,...n' | gelirim. (Arkası var) na: Pt — derürrlük geriliyor, geriliyor ve garip oluyordU: y —Yemeğin bitti mi? Diye soruy d Sonra onu her tarafta arıyor Ve zevk ve merak uy tır. — le Sonra ğ » , yordum. Birdenbire bir kapı aralığın' Umumi okuma zevki ise talebemiz- — ecnebi dillerini ilerletmelerine gay- — Kahve getiriniz. Çok koyu ve siyah zünü gösteriyor ve kaçıyordu. Bu de maalesef devede kulaktır. Şu — ret edeceğim. olsun. Hesabı da veriniz, gideceğiz dedi. Tüyadan birdenbire uyanarak: halde uzun bir zaman, hiçbirini Fikir güzeldir ve Hasan Âli Yü- Neye bu kadar çabuk gitmek istiyordu? Yazan: Dafne du Maurier — 100 — Çeviren: Rezzan A, E. Yalman — Saat kaç? Diye sordum. hususi bir alâka ile sevmiye vakit çeşitli ü- zerinde soluk soluğa çalışmış — bir gocuk için uzun bir tatilin boşlu- cel gibi mesleğin iİnceliklerini bilen azim sahibi bir Vekil için pratik olmryan bir tarafı yoktur. Hiç de- gilse memleketin bazı bellibaşlı ğuna sadece Onun için bahsettiğim arkadaş ço- cuğunun iki ikmali bana alabildi- gine uzun ve aylak yaz günlerinin tehlikesine karşı bir ufak fikir meş galesi, mektep hava ve kokusunu gelecek ders yılı devresine kadar az çok yaşatacak bir iş gibi — gö- ründü. * Güzel bir tesadüf biraz sonra be- ni Maarif Vekilimiz Hnııı AÂli Yü- mer en me- raklı ve müstait bir zümresi için çok iyi bir şey4 Hsı mümkün- dür. Zaten bu halimizde dün- yanın parasını sarfederek — kültür tohumunu avüç avuç havaya serp- mekten lllıklı—ııl böyle bir elit zümresi yetiştirmek ümidi de- ğil midir? Sırf çocuklar ve mual- en iyileri ya- pılacak bu tecrübeden, eski — bir muallim olarak benim ümidim var. cel ile bi söyledim. Geııg ve zeki Vekil: dır. Bu y zümre ile - geri kalanlar arasındaki fark gelecek — Ben de bu iş ders yılı başında belki kendini gös-| sim. dedi, L fazla k terecek ve serbest çalışmanın ceb- Başını sallıyarak cevap verdi: boş g için bazı hayırlı gini — bize — Hayır ben iyiyim. Mutlaka dönmek is- tedbirler Meselâ bir — bir misal ile y İçime doğuy /— takrm merkezlerde serbest dersler REŞAT NURİ — | ler olacak.. Bu lokanta çok rahat ve ı;ıldndl. Bizi bek. bana döndü. Yüzü sapsart liyen iz yoktu. İ Bu- Biliyorum bunu h başımı rada böylece uzun zaman kalabilirdim. Maksim yerinden kalktı. Ben de arkasın- dan gittim. Esniyordum. — Bana bak, dedi. Otomobilin içinde se- ni iylce örtsem uyuyabilir misin? — Yolda hani bir otelde kalacaktık ? — Evet, ama bilmem neden mutlaka bu gece dönmek Istiyorum. Sen otomobilde u- yuyabilecek misin? Onu söyle.. — Belki uyurum. — Saat sekize çeyrek var. Hemen hare- ket edersek iki buçukta varırız. Yol bu sa- atte kalabalık değildir, çabuk gideriz. — Fakat sen çok yorulacaksın, Mühim — bir şey- ist nim için hazırlryordu. lim ermiyor. Yüzü tıhrıplı ve heyecanlı Idi Otomobilin içine yastıkları ve örtüleri be- — Mühim bir şey ne olabilir? Her şey dü- zeldikten sonra böyle üzülmeğe de hiç ak- Cevap vermedi. Ben otomobilin arka tara- fına girdim ve uzandım. Beni iyice örttü. Hiç burada yatmanın bu kadar rahat o- Jacağım tahmin etmezdim. — İyi misin? Rahat edebilecek misin? — Evet, çok rahatım. Çok iyiyim. Hemen uyuyacağım. Otelden daya İyi burası... um ve mıyan )ııcınıu... Mlılı Van Hopper'in şap- kasındaki tüylere, yemek odasının yüksek arkalı iskemleleri, Frank, Beatris'in penbe bir elbisesi, Montekarlodaki yolda duran köylü kadın... . Sonra bahçede bir tavırla başını kaşryan doktoru | hatır- dan geçiriyordum. Burnuma bir takım âşina kokular da geliyordu: Nemli otların, ağaç- ların ve güzel çiçeklerin, kokuları.. Garip bir uykuya daldım. Kâh uyuyor, kâh gö ü âsız ve birbirini tut- koşan Jasper'i, düşünceli açıp ! Börüy Hava sıra başka otomobiller ;eçlyordu. Yolun ke- Mak- Hemen evimize Manderley'e varırız, değil mi? Güneş d d yanık hareket et- tirdi, başımı yastıkların arasına soktum, Otomobilin sanllanmasından hemen dala- caktım. Kapalı gözlerimin önünden birçok dalıyordum. sakin ve mesut görünen küçük evler vardı. Ara sıra onları görüyor, sonra yine uykuya l kapalı p ve dedi. in Jerin başında beni bekliyen Misis Danvers'i bir hayalet gibi korkunçtu; — On bir buçuk, dedi. Yolun tik, Haydi biraz daha uyumağa — Susadım, dedim, Biraz sonra bir küçük şehirden dulç bir garajın önünde durdu. (1”'.'d rısının henüz yatmamış olduğunu bi I' * gay hazırlıyacağını söyledi. Otomobildet, dik, garaja girdik. Ayaklarım Maksim sigara içiyordu. Hava "'::’ 4 bir rüzgâr esiyordu. Ürperdim ve | ilikledim. Garajcı: — Hava bu akşam serince dcılwv 4 zın sonu geldi. Nerede ise ateş .ıl”’ Ç | — Halbuki Londra çok sıcaktı. Karısı çayı getirdi. Biraz is fakat sıcaktı. Zevkle çayımı içtim. : saate bakarak: tmf Si — On ikiyi on geçiyor artık gi y-r'*"":' ...n*' ıı!""ç | arkİİ d d ki L 4