30 Kasım 1940 Tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 3

30 Kasım 1940 tarihli Vatan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tarihin En Büyük Aşk Romanı £ Yazanı N İLLÂ KUR Mihrünnisa, İçki Meclisinde Bir Sır Öğreniyor kdirler ve Cihangirin içki ar- Şikaları pek çabuk anladılar ki Ş teveccühünü — kazanmak :&. 1 göklere çıkarmaktan Ika yol yoktur. Nişaburlu Nazi- T; <Bütün dünya gençlik ve ellik için kurulmuş bir çerçe- N “diye başlıyan şarınsı pek SS Fakat Cihangir, ber İk'den ziyade Hâfızın bir gürinin Mi geritlerine bayılıyordu. hele | Kaştanisa bunları okuduğu za- ki, kadehimi şarabin nurile m Oku, hanende, çünkü ayrılmasına değildi. Akşamları; şairleri KiAna ği zaman genç hdi da yüzü örtülü olarak bu-| ötYor, hattâ yalnız söze karış- bakla kalmaz, şairler arasındaki Bllin çür bazırlayıp. söylemik| akalarına da iştirak ederdi. | gö gece Cihangir, hanendele- ü €n sevdiği şarkıları çaldır: fatlı bir uykuya daldı. Mih- Hönima, şair Nişaburlu Naziri ile Hi asına devam ediyordu. “aralık Naziri dedi ki: #ÇZ Anber racasının — kızinin ünden siz mesulsunuz. — Neden mesul oluyor mü- “—lı) Kocamın ilk —karısı, ben Âli Kulu ile evli iken öl- , W Anlatayım: - Ben bir gece Na beraber bahçede doları Ködümn. Etrafta kimseler yoktu. F’ı:_ımkıu.m. giçekler mi Man Ve haber verdi. kim verdi. bil- Srum. Fakat herhalde kula- öi Btmin, Şah gü sözleri söyle A «Ben bütün ömrümde bi ğ Mdin sevdim. Onu da ben: İş, Façırdılar ve beni zorla Ane M Ssasının kizile evlendirdi" Yüi an-.; günü Man Bai sultan, öülünde ölü bulundu. - Fazla M Uda afyon yutmuş ve ebe- ya varmış. &X) Sebebin bu olduğunu nere- Ha biliyorsunuz? Man Bai oğlu in gözlerine mil çekil- Kööden dolayı hayata küsmüş-| ı,":F.vel. buna çok — tecesür gAM kendi kendini avutmak Strar içmiye başlamıştı. Fa- Ocasına olan aşkı dolayısile git olan bağları devam edi- | Tiğğl- Onun başka bir kadın sev- ni ve kendisile zorla evlen: DAi duyunca yaşamıya devam Mşbep görmedi. ç hrünnisanın göğsünden acı İhilti yükseldi. Man Bainin i çadırına olan ziyaretini ha- Çd Kendisi de günün birinde Yğele küsmüştü. Man Bai tatlı ile ruhunu yeniden canlan- M' hayata bağlamıştı. Ertesi Kağıtan tezi yok, Man Bainin M ziyarete karar verdi. Ci- hSi beraberine —alacak, onu & ':jlllındı bırakarak Man Bai- ?.ZÜ- hemşirelerinin hepsinden Mevdiğini söyletecekti... — | B Enerevle mestul olecak. | H__-nııesı yerine — geçecekti. AÇ '*Y, kardeşi Hurremin elinde İçytlduğu için Husrevi serbest akması ve kendisine gönder: | " bakkında Hurreme derhal " Yollıyacaktı. | una hitap ettirecek, onu » musikisini saklı buldu. Sonra ha- linde öyle bir tatlı vekar vardı ki insana bütün kâinattaki sulh ve sükünun bu kaynaktan geldiği | hissini veriyordu. Fakat bu sükün ve vekarın, sabahtan akşama ka- ve hareketsiz bir tembel harem ka- dn hiçbir benzerliği yoktu. Genç kadının gözlerinin bakışında, sesinde, göz kapakla- rınin oynayışında hayat vardı., şevk vardı. Babası böyle bir ka- dını acaba nereden bulmuştu? — | Mihrünnisa, erkekler üzerinde nasıl tesirler uyandırdığını, ne gi- giddetli arzuları harekete ge- tirdiğini görmiye çoktanberi alış- miş ve erkeklerin ruhunu okuma- yı öğrenmişti. Hurremin halini farkedince bir saniye için şaşırdı. Karşısında — hütün ömrünce sevdiği Şeyh Babanın daha mü- kemmel bir modeli ilk gençlik ve tazeliği ile duruyordu. Ayni gü- | zellik, ayni tatlılık, fakat daha erkekçe bir azim... Hurrem ken- ine herşeyde sahipti. İçkiye el irmüyordu. Babası defalarla: «Bizimle arkadağlık etmek için alsun kadehi dudaklarına götür!» | diye wrar etmişti. Delikanlı dai- reddetmişti. Fakat Mihrünni- | sayı görünce mânevi bir şarap iç- miş gibi oldu, bunun bütün sar- hoşluğunu duydü. | Genç kadının önüne diz çöke- rek kendisini saygı ile selâmladı. Fakat «Anne> diyemedi. Mih Tünnisanın bir saniye için başı döndü, nehi Keerindeki yafnan kuvveti erir gibi oldu. <Acaba neler alacak?» diye acılı, tatlılı bir üzüntü geçirdi. (Arkası var) Nakll vasıtası « Başı boş 2 — Bir vilâyet 8 — Bir hayvan - Sebze - Nefi edatı 4 — Ya- tağagir - İstikbali keştetmek - (Tek) “10 beraber kullanılır 5 €m bir kasmı 6 — İma Bi - Barmısağın kardeşi T Ateşle 8 — Güneşin doğduğu yer - Bulmaya çalış - Cilve 9 — B renk - Bir vilâyet - (Z) ilâye edince (Toz) olur 14 — Araba Sö/€a 1) —- Fazla - Yardımcı, hayvan ( — Nozar kıl - Kavga - Ça- tışkan bir böcek 8 — Ne cönnet ne cehennem - Vait 6 — Üstüne dayan- Siyah Irka mensup 7 — BEmeller - Kart tavuk & — Ördekler iki defa Böyler - Mideni doldur - Zehir gibi 9 — Hatırla - Odanın tatü - (Z) ilâ- ve edince bir nevi deli olur 10 — Gö- Tüşmek 11 — Klame Aleti - Bir nevi ağrıyı tarif eder. Saldan Sağa: 1 — Sonbahar 2 — Dara - Saray 3 — Odam - Aranan * — Yakan - Asa 8 — Ak « Zarar - " dik, büyük arazi sahiplerinin Türk VATAN Çarpanlar Prof. Yorga'nın Ölümü Romanyadaki cinayetler, dünyanın her tarafında büyük bir nefret uyan- dıracaktır. Bu arada Profesör Yor- ga'nın Ölümü üzerinde bühasan du- rulacaktır. Profesör, mületler arası Şöhret sahibi bir. Alim, küdeetli bir Bazetecidir. Yaşınım ilerlemenine rağ- men çalışma kabiliyeti İnanılmıya- tak bir derecededir. Katli için gösterilen sebep, ifratçı- hğın Balkanların şimaline kadar ge- len zihniyetine ve mantığına dikka- te değer bir örnektir. Meğer Demir Muhafızların relsi, bir aralık Pro-| fesör Yorga'ya hâkaret etmiş, o da dava açmış, relmi altı ay hapse mah- küm ettirmiş. Bundan dolayı da rei- sin münevi katili sayılırmış. Demir Muhafızlar bunun — cezasını vermek bahanesile Romanyanın en olgun ka- falarından birini — evinden alıyorlar ve aadece koparıyorlar, Böylece de Yeni Nizamın girdiği yerlerde mem- Jeketin münevverlerine karşı ne gibi taşkınlıklar beklemek Jâzım geldiği- me canlı bir örnek göstermiş oluyor- lar. Yorga'nın (Osmanlr İmparatorlu- #unun Tarihi) edir altı ciltlik eserin- den dünkü sayrmızda bahsetmiştik. Öldürülen Alim, Balkanlardaki Türk idaresi haklında rühal kanmatini, e- Serinin ikinci cüdinin 196 mer sayfa- tanda gu sözlerle ifade ediyor: <«On Altıncı gürin Türkiyosi, istilâ ettiği yerlerin halkına adalet göster- | mek bakımmdan kendi sarı ile tezat teşkil ediyordu. Slavlar, Bizans idaresi zamanında olduğu gibi tazyik görmüyordu. Ay- ni devirde Almanyada hüküm süren anarşiden Türkiyede eser yoktu. İs- tilâ edilen yerlerdeki unsurlara ada- letle müsmele edilip edilmediğini tet- kik için her tarafa senede dört de- fa müfettişler gönderiliyordu. Köylü halkın hayatındaki yegâne değişik- Tarihin başladığı gündenberi Şark ile Garbin, Asya ile Avru- panın kanlı mücadelelerine sah- ne olan Balkanların bir köşet de, bundan tam bin dokuz yüz yetmiş bir sene evvel, beşeriyet için şesmetler, felâketlerle dolu akabetler hazırlıyan bir hailenin ilk perdesi açıkmışlı Bugün Yunanlılarla İtalyanla: rın boğuşmakta oldukları yerle- rin biraz daha cenubunda (Arta) körlezi kıyılarında iki ordu kar- rlıımıcıı Bu ordulardan - biri talyada toplanarak Arnavutluk sahillerine çıkarılmıştı. Roma im- paratorluğunu idare eden üçler- den (Triyümvir) (Oktav) ın ku- mandası altında idi. Diğeri ilk toplanmasını (Efes) de yapmış ve küçük Asyanın şimalinde, şar- kında, ortasındaki ve Sur.yedeki küçük krallıkların gönderdikleri kuvvetleri de alarak (Epire) geç. mişti. Birinci ordudan daha kuvvet- li olan, fakat efradı ayni cinsler- den bulunmuyan — bu orduya da yine üçlerden Antuvan kumanda ediyordu. Mısır kraliçesi (Kleo- atra) da Antuvanın — yanında idi. (Oktav doananması (Ku- mâaros), ÂAntuvan'ın donanması da (Arta) körfezinde demirle- mişti. Bu son donanmaya Mist- tın altmış harp gemisi de katıl- mışt . Bu sırada üçlerin kanuni müddetleri sona ermek üzere idi (Antuvan) vazife ve salâhiyet- lerini (Senato) ya - devretmiye hazır bulunduğunu — bildirmişti. Fakat (Oktav) tekrar seçileceği- |mada bir hükümet darbesi yaptı. |(Senato) ya ve kanunlara rağ- olmasıydı. TTürkler halktan her al- dıkları eşyanın bedelini peşin olara! Bdliyorlardı. Bir köylüden bir tavuk çalmanm cezası İdamdı. Zaten böyle Adilâne bir idare olmasaydı Türkle- rin çokluğu hiristiyan olan bir çok araziye asırlarca sahip kalmaları beklenemezdi.> larını dolaşarak halkı (Oktav) a sadakat yemini etmiye zorluyo! lardı. Tekmi Iyada bugünkü |tabirimizle örfi idare ilân edil- mişti. Bu darbe üzerine iki kon- sül ile Senato âzalarından dört yüzü ve daha birçok cümhuriyet- |çiler Remadan ,kaçarak ( Antu. İvan) 1n bayrağı altında toplan: dılar. Şu hale göre, İtalyadan gelen ordu, tıpkı şimdi olduğu gibi To- taliter rejimi, şarktan ve cenup- tan gelen de demokrasiyi temsil İve müdafaa ediyordu. Bu cihetle bu rejimlerin mukadderatı iki or- |du aratında vukubulacak çarpış- İlk Operet Sanatkârı CEMAL SAHİR JÜBİLESİ 3 Birincikânun Salı Şehir Tiyatresu Komedi Kısnuında Şehir Tiyatrosu Sanatkârları Sanatkâr NAŞİT Primadananan Nuvart İrma Tote ÇARDAŞ - TARLAKUŞU operetleri Napidin Nasreddin Hocası Zengin program. Gişe her gün açıklır İyordu. Yazan : Cemal Bardakçı Eski Konya Valisi | WW (Oktav) düşmanımın üzerine aldırmıya cesaret edemiyordu. Çünkü ordusu zayıftı. Karşı ta- rafta da bir kıpırdanma görün- müyordu. Çünkü bu aralık kulis- lerde Kieopatra ile (Antuvan) n etrafında toplanmış bulunan Ro- hlar partisi — arasında müthiş ir mücadele devam ediyordu. Romalılar, Oktav'ı imha veya bertaraf ederek — İtalyaya — gidip |cümhuriyet idaresini yeniden kur mayı ve zevk ve huzur içinde ya- na devam eylemeyi dü- şünüyorlardı. Halbuki Kleopatra kati neti- celi bir hanbe girişilmesini siyasi emellerine, şahsi — düşüncelerine uygun bulmuyordu. Antuvan za- fer kazanırsa galip bir ihtimal ile Roma imporatorluğunun- başma |geçer, kimbilir belki Mısırı da bu İimparatorluğa katmıya kalkardı Oktav galehe — çalarsa da Misir iatiklâlinin tarihe karışacağı mu- hakkaktı. Bu düşüncelerin fottan ve dessas ka yaptı. Ântuvı muhi e etme. den İskenderiyeye dönmiye ve icabında Mısırı müdafaa etmek üzere ordusuna Makedonya yo- Kle küçük Asyaya çekilmek em- rini vermiye ikna etti. Yalnız bu kaçışı herkesin gözünden sukla- mak için yalandan bir deniz mu- bu sevkile ne kani değildi. Bu sebeple Ro- harebesi yapılmasına karar ve- layıp Anadolu yakasına çıkacak rildi. Milâddan evvel otuz bir yılı men iktidar mevküni bırakmadı. | eylülünün ikinci günü Antuvanın | sonra İskenderiye karşısında ka- Âdeta diktatörlük kurdu. Adam- | donanması Arta körfezinden çı- | targâh kuracaktı. Ayni zamanda ları bütün İtalya şehir ve kasaba- | karak Preveze yakınlarında (Ak- | Libyadaki ordu da harekele baş- 'om) da (Oktay) iın donanma- sina hiücum etti. Öğleden sonra muharebenin kızıştığı bir sırada Mesit gemileri cenubu şarki isti- kametinde pupa yelken kaçmıya |başladılar. (Antuvan) da beş s- İya kürekli bir gemiye atlıyarak Klespatrüyı takibe koyuldu. Ku- mandanlarının kaçmasından - şid- detli hiddet ve teessüre düşen ordu da yedi gün sonra Oktava İteslim oldu. Bu beklenmiyen hi İdise karşısında gözlerine inanı |muyan ve kalbi muharebesiz ka- zandığı zaferin neşe ve heyeca- nile çarpan Oktav birinci, ikinci teşrin ve birincikânun ayları için- manin neticesine bağlı bulunu- | de tekmil Yunanistanı ve Trak-| dursun, yan bakılabilecek zaman. İyayı mukavemetsiz istilâ etti ve Bugünkü Arnavutluk Harp Sahnesinde 1971 Sene Evvel İki Ordu Karşılaşmıştı : Biri Totaliter Rejimi, Diğeri Demokrasiyi Temsil Ediyordu daha sonra küçük Asyaya geçe- rek Suriyenin ve Filistinin de ita- at ve inkıyatlarınr temin edip İs- kenderiye karşısında ordu kurdu. Antuvan ile Kleopatranın canla- vına / kasteylemeleri - üzerine üç asırlık — Batlamyoslar — saltanatı yıkıldı, Firavunlar diyarı Roma imparatorluğunun bir vilâyeti ha- Tine sokuldu. Oktav artık Roma âleminin kipsiz hâkimi olmuş ve şimdi ünyaya yeni bir nizam, yeni bir düzen vermiye sıra gelmişti. Ro- mada yeni bir devlet şekli, (mut- | lak hükümdarlık) binası yüksel- | miye ba; Yeni nizam adına Avrupa, Asya ve Afrikadaki mil- letlerin boyunlarına esaret zincir- İleri takıldi. Avrupa, Fransız ih- tilâline kadar bin sekiz yüz sene evvelki idare sisteminin öldürü- cü, kahredici ağırlığı altında da- yanılmaz — iztıraplarla / kivranıp durdu ve ondan kurtulmak için milyonlarca kurban verdi. Hâdiselerin zuhur ve inkişaf- ları tarzına bakılırsa zamanımız- | da da Fi Bderleri, bin dokuz İyüz küsur sene evvelki hâdiseleri aynile yeniden sahneye koyabi- leceklerini ve Yunanlıların silâh patlamadan teslim — olacaklarını sanmışlardı. İtalyadan Arnavut- luğa naklolunan ordu, Oktavın ordusu gibi teşrinlerde Yunanis- tanın ve Trakyanın istilâsını ta- mamlamış olacaktı ve sonra, bir suyu geçmek için az aralıkla ko- nulan taşlar gibi Yunanistan sa- hillerile küçük Aaya kıyıları ara- | sına dizilmiş olan adalardan at- Jral İve (Oktav) ın izinden giderek Suriyeyi, Filistini ele geçirdikten hyarak İskenderiyeye yetişeceği cihetle İngilizler kıskaç içinde kalmak tehlikesine düşmemek için kendiliklerinden Akdenizi, Masıti birakıp kaçacaklardı | — Ne çare ki bu çok geniş ve parlak hesap ve tahminlerde bü- yük hatâlara düşülmüştür: Bu | defa Yunan ordularını idare eden Antuvan değil . nında bir Kleopatra yoktu. İngis İliz donanmasında da, Yunan do- | nanmasını kendi haline ve İtal-| yanların — pençesine — terkederek gidip İskenderiye limanına kapa- nacak — göz yoktur. En nihayet Anadolu kıyılarına çıkmak şöyle lar da çoktan geçmiştir. RESİMLE 13 Münihte harp Uân edilirken Hitler halk arasında nümayişlere işlirak edi- yordu. Resimdeki yeri dülre içine almmaş, ayrıca köşeye büyültülmüş olarak Hiye olunmuştur. Bu re- sim o zaman Hitlerin şahsi dostu Hanri Holmun ta- rafından alınmışlır ki. bugün resmifotoğralcısıdır. 1 müddet berlik etmiştir. Hitler, askerlik ederken bir rilen Mülâzim Prens Fon Tübeu- fum kıtasında bulunmuş ve emir- sonra onbaşı olmuştu. 15 bu resimde gösle- ikinci rütbesini, mıştı. 1915 — senesinden metine göre On Altıncı Bavyera piyade ihti- yat alayının birinci bölüğünde 144 numara ile kayıtlı bulunuyordu. 1914 senesinde Demir Salip nişanının verilen — Büviyet alâ- Altı Adam, Altı Fikir Yazan: ÜÇ YILDIZ lt arkadaş konuşuyorduk. Aramızdan biri: «Alman- ya İtalyanların Yunanlılarla mu- harebe ettiklerini henüz haber almamış, dedi. Bunu Berlinde- ki Alman sözcüsü resmen iddim ediyor. Sizler ne dersiniz bu işe?> k Herkes fikrini söyledi. Fakat bunlardan — biçbiri — ötekilerini tutmuyordu. Cevapların hulâsa- sını sıya ile kaydediyorum. Birinci cevap: — Belki İngi- liz tayyarelerinin Berlinde yap- tıkları cahennem gürültüsü yü- zünden bu haber hakikaten işi- tilememiştir. İkinci cevap: — Bu olamaz. Haber işitimemiş olabilir. Fe- kat Arnavutluk dağlarında EF zunların püsküllü çarıkları önün. de kaçan ordunun feryadımı gi- mal kutbundan bile duymamak mümkün değildir. Bence Berlin sözcüsünün vurdum duymazlığı üzel bir tecahülü Arifane ve talyaya karşı parlak bir siyasi nezaket misalidir. Meselâ yük- sek bir içtimai mevki sahibi kel- h Felli bir komşunuzun — sokak kapısı önünde mükellef bir da- yak yediğini görseniz ne yapar- sınız? Tabil perdelerinizi indi- rir ve hiçbir şeyin farkında deş gilmiş gibi bir vaziyet alırsınız. Size birşey sorulacak — olursa Berlin sözcüsü gibi gözlerinizi hayretle açarak: <Yok canım... Hiç haberim — olmadı vallahir der ve komşunuzun izzeti neb sini korursunuz. Ben Almanya: nin şevketli müttefikine karşı böyle bir nezaket vazifesi yap- makta bulunduğuna kaniim. Üçüncü cevap: — Almanya şimdi Üçüzlü paktı yeni yeni âzaların donatarak dünyaya het noktada müttefik bir - Avrupa manzarası göstermek ve bu su- retle bir sulh taarruzu yapmak işile meşguldür. Çizmeleri çe- kip müttefikinin yardımına koşs mak işine gelmez. Sonra mütte- fikini sıkı zamanında Yunanis: tan kadar muazzam kaynakları olan bir devletle başbaşa bırak- mak ayıp bir şeydir. Bu sebep- ten en doğru hareket Arnavut« lukta olup bitenleri duymamış görünmektir. Dördüncü cevap: — Hayır hayır. Bence Almanya sevgili müttefikine dostane bir silemde bulunuyor: «Yunanistanla herp mı? İmkânıi yok... Böyle birşey olsaydı. dostumuz bize haber vermez miydi? Bu herhalde cid. di birşey değildir. Harp başir yalı ne kadar oldu diyorsunuz? Bir ay mı? Büyük İtalyanın kü- Çük Yunanistana karşı bir fena niyeti olsaydı bugüne kadar Ak- ropol tepesinin Üstünde yeller eserdi. Beşinci cevap: nin bu tecahülü bir sebepten ileri geliyor. Daha bir ay evvel söylenen nulukta Almanyanın yüksek maksatla- irake muvaffak olmuş tek dühinin İtalyada çıktığı bütün dünyaya ilân edilmişti. Şimdi bütün dünya da ona sorabilir: «Sizin tek dâhinin keyfi bugün Jerde acaba nasıldır?, Yeni yeni ne gibi dâhiyane icatları ve mu- | I“Hıkıy:ılen var acaba?» Böy- bir sual tehlikesine karşı en hareket Arnavutlukta muha- rebe olduğunu kökünden inkâr etmektir. Gürültüsü dünyayı tu- tan bir muharebeyi inkâr nasıl olur dersiniz? Vaktile bir Yu- nan Filozofu atılan okun yürü- meyip buna mukabil dünyanın hareket ettiğini iddia etmişti. Geçen asırda da biri Napolya- nun uydurulmuş bir efsane o duğunu — ve terihte böyle bir k"_"'-ea bu haberi alınca kız- Ar 6 — Nat - Fener 7 — Ata İi Ş m güzel bir kadın bur | Cin & — Zile - Ezer 9 — Hele - Ebe 19 Nu gö apmışsa bana | 'Z- Oh 11 — Eyleme « eei Iki Kahkaha Kralı LOREL - HARDY'nin en son, en fazla gülünçlü ve en eğtendirici 10 — Mola. Bt i 4 Mi Tiznisoya çatmak emelile Haa geldi. Fakat Mihrünnisayı A, C* aklı başından gitti. Üvey İş “İhin onat «Hoş geldins di ü lerin bi SİNEMASINDA Senanin en mühteşam, en mükemmel filmi AÂBDULVERAR'ın yezâne rakibi ABDOLGANI Göz Yaşları Müuganni yesi NBCAT ALİ'nin TÜRKÇE SÖZLÜ — ARAPÇA ŞARKILI Gördüğü fevkalüde rağbaet üzerine 2 NCİ HAFTA OLARAK DEVAM EDİYOR Sesnslar: 190 - 3,80 - ö0 - ve 8 de İN Yukarıdan maz * ea — Dü Orak - Taze 4 — Numi Nafile 6 — Ağa - Reze - Har man - Ez 8 — Ara - Receb 9 — Ra- a - Rizt 10 — Yasa - Ne - Ol di — Reha, MELEK SALTANAT KURBANLARI Senenin en NEFİS FRANSIZ Filmi. Baş Rollerde: EDWİGE FEUİLLERE— JOHN LODGE Buğgün seanslar: 1,10 - 340 - 5,30 - Buare 8 da, ESSEYİD, Aşkın LOREL—HARDY Türkçe sözlü büyük komedileri SARA Y Sineması Şahane Bir Aşkın Müdavimlerinin bütün kederlerini unutturmaktadırlar, İlâveten: FOX JURNAL son dünya ve harp ha- berleri. Seanslar: Szat 1.30 - 2,0 - 5,30 ve 8 de Şahane Filmi Taçlı Başlar Arasında Kanlı Bir Dava (PL), 815 Ağjans haberleri, 8,80 Mü- zik programının devamı (Pi.), 846 - 9,00 Bv kadını - Yemek Hetesi. 13,30 Program, 13,38 Şarkı ve tür- küler (Pl.), 13,80 Ajans haberleri, 14,05 Memleket oyun havaları (Pl), 14,20 Riyasetleüimhur bandasu. 15,00 Ankara sondahar at yarışları tahminleri, 15,W0 - 15,80 Müzik karı- Şik program (PT) 18,00 Program, -8,03 Radyo — caz orkestrası, 1840 Türk — müziğinden Folklor örnekleri, 19,00 Konuşma, 5 Sale şarkılar. 19,20 Ajans ha- leri, 19,45 Fasıl heyeti, 2015 Rad- İyo gazetesi, 2045 Beraber parkılar, adamın — yaşamadığını iddiaya kalkımıştı. Altıncı cevap: — Hayır ha- yır.. ne © ne bu.. bu andeca bir dahili politika meselesidir. AF man halkına — <Yunanistanda müuharebe var> denizse o da tabil sorar: <Bizimle elele dev: ri âlem seyahatine çıkacak bü- yük müttefikimiz ne halde?» Ona büyük müttefikin bir çürük karıldığini — söyle.

Bu sayıdan diğer sayfalar: