VATAN ATATÖRK'e Mit Gazetecilik Hatıralarım Büyük Harbin Ortasında Trende Bir Sözü : “ ALMANLAR BU HARBİ KAYBETMİŞLERDİR. ,, Gazetecilik Hayatımın En Büyük Hâdisesi: ATATÜRK'ün Hayatını Birinci Olarak Ağzından Dinlemek ve Yazmak... Hlâfetin İlgası Zamanında 36 Saatlik Münakaşe - Kaçırdığıma Hâlâ Yandığım Bir Fırsat - Fena Telkinde Bulunanlara Ceza mumi Harpte meşhur Balkı Tüg ile Almanyadan geliyor: Trende Muslafa Kemal P nu söylediler: Anafor- halk du: ga gn bul talar Binda adı kulaktan kulağa man © zaman İstanbulu ve memleketi Kurlaran zaferini' çalmışlar, tek w Hün adı düyülmasın diye zaferi AL- #inanlara mal etmekten bile çekinme- d, npartimanına gittim. Tran ye ğu Üç gün sürdüğü için saatkı ge konuşmak fıraatını buldum. — Hiç Yasavvur ” etmediğim yolda — bir in- Ban... O zomanlar çoğur düş! Besi bep bazma kalıp kelimeler, tek- kih edilmiş rüyatar nda dönüp Holaşıyordu. Her aksi vaziyette eni- ha zafer> dtyerek kendimizi avutu- Şorduk. Hele Almanyaya — yaplığı Beyahal sırasında <nihai zafer> Üml- dine hak verecek hadiseler görmüş- drof, garp undüğı kahramanı sıfatile ara- ida z tüm cinde parlak taarr Mustafa Kemal Puşaya intibaları- nt sördüm. Alıştığımız tarıda — bir cevap bekliyardum: Badece Almanya harbi Dedi Dehşet içine düştüm harbi kaybetmesi bizim için ne kore kunç ihtimaller hezırlıyacaktı! Bü ün varlığın Kumar - oynanmış, Şkendi. cephalerimiz — ihmaj — edilmiş, kendi kuvvetlerimiz ıuul olunmuş v Yalnız ve yalnız: <Almanya da garp- fe harbi kazanacak, her şey düzele- Gek.> rüyası ürerine İLilâf Devletleri he (rest) çekmiştik. Şimdi bu rüya dağılıran İk defa Karşılaştığım bu. asker, bütün ömrümde tanıdığım —İnsanla- fin hiçbirine benzemiyordu. Gözünün | Je hiçbir porde yoktu. Bütün hâ- r, sebep- jfeye yer bırakmıyacak bir Haanla arlatıyorü O zaman he derdi herkenter bu müstosna adam, günün Üderdin çaresini de bulacak olan mik- ğ li rehberdir. İzzet Paşaya bir telgraf Aradan zaman geçti. Mütareke bü Ülün korkünç Akibetlerile çattı. İzzet ÜPaşa Kabinesi iş başırdaydı. Ait ŞG Mehmedin fena emeli karş fym.._ Üümit diye ben (Vakit) te bu Ükabineye dört eile sarılmıştım. İzzet Revgi ve saygi telkin eden — temiz, Şimert bir insandı. (Vakit) İn neşri- ŞaLı dalayisile tanıştık. Bana - çok Hevecelih ve emniyet bağtaı Bir Üğün Dahiliye Nazırı Reşit Akif Pa- İğe da beraber olduğu hakde konağın- Bana — (Mustafa tolgraf göstes kaybetmiştir. Almanyanın ızla bilmiyordum. ki, eder a evvel — teşhls (Kemal) imzalı bir er ve: <Buna ne dersin'> — dediler. Tolgrafta Mustafa Kemal — Harbiye İNezaretine tayinini bir şahsi arzu Eğlye değil, vaziyeti kurtaracak — bir Tlkdbir diye teklif ediyordu. “Trende Marıştiğım müztemna adami hatırla- İldim, nefsinden tamamile tecerrit e- | Gerek kendine, umumuün menfantine B0t bir gayeye vardıracak bir vasıta tözüyle bakabilmek imkânı ancak yonda bulhanabilirdi. İZdet Paşa, Mustafa Komalin me- Püyetlerinden takdirle bahsetti. Fakat #Umum? Harbin büyük muzaffer ku- Bihardanının tavziye ettiği tadbiri ye- İ ğine getirmiye her nedense karar ve- Öremedi. " Mütareke başlarında bir mülâkat ÖT Bi gün Perapalar oteline çağırıl- Mustufa Kemalin orada bir da- Ükesi vardı. Ortalıktaki bozgun man- Wrarasını güsteren vaziyeti yakından Ülktkik ediyor, yangından bir şeyler #kurtarmak mümkün otup olmadığına #bakıyordu. O sıralarda herkesin dü- Üğüncesi, - Meclisin - feshedilmemesine t Altn Mehmet, keyfi arzula- İğint yerine getirmek için — meclisi Meshettirmiye, çalışıyordu. O zaman rüzam bulunan Tevfik — Paşanın tafında her milli harekete ittihat- İçilik adını takan politikacılar vardı. Bu tesiri dağıtmak, meclisi kurtar- İğak lâzımdı. Çünkü meclis dağılır- ŞA o saniyode bir boşluk karşısında kalacaktık. Mustafa Kemal bana kı- aa bir mülükat dikte etti. Bu mülâ- İkatta meclisin dağıtılmaması hak- Ölinda küvvetli döliller vardı. Müla- Üat (Vakit) te aynen çıktı. Atatürk'ün bütün hayatının hikâyesi Malta dönüşü Ankaraya gittim. İ ŞH vene evvel geride biraktığım ümit- ÜĞiz üleni yerine ümit ve azım dolu| Bir ülem buldum. İki senedir gazete | Viide açtım, Runü Gazinin bayatına üt bir mülâkatla başlamayı aklıma | koydum. Ricamı Kabul ettiler. Saat- birinde | Bir Sual ve Cevabı. Atatürk'le — trende Başmuharririmizin ilk mülâkatı.. lerce sürecek olan bu mülükat için bir vakit ayırdıl © mülâkat gününü ne Iyi hatırla- Tum! O günlir hetirasına sikr bir su- rette döktor Adnan da karışmıştir Döktor Adnan © zaman — Büyük Xüllet Mecltsi ikainci idi. Dört tarafâ dönüyor, üzerine yüklenecek İfazta yük arıyordu. — Birinci, ikinot |gruplar arasında müvazeneyi devam Vettirmek endisesile gözüne uyku gir- miyordu üş, iki kat ok- | Hiuğtü. İnatçı bir öksürüğün İkesimiyordu. Böyle olduğu halde a- İçık arahasile her tarafa kol hez | İişe yetişiyordu. Mülâkat lakırdasını işitince, dok - tor Adnanm ceki 'Tarik gazetesinden |haşıryarak hiç lik damarı harekete geldi. Açık ara busına atladık. Bıfardan kat &- yağı bir kuru soğukla küçük küçük eti Sırtı. bük arkası| gevşemiyen gazeteri- kün İlk köşküne (daki çeletek. gini döşeli Aşağı kat .. iç havuzun | kenarmda oturduk. Dünyanın en büyük adamınm bi- tün hayatun hikâyesini kendi. ağ: zından dinledim Gazetecllik çok meşakkatli ve nan- kür bir meslektir. Fakat buna ka: Jara sıra büyük nimetleri vardır. ki, İbenim için bunlardan süytğu Vatatürkün hayatını olarak İkendi ağzından dinlemiş ve yazmış olmaktır. | Bir yetim yavrumun, kardeşile be- İraber bir bakin tariasında bekçilik |etmekde başlıyan hayatı.. Hiçbir za mman hiç destek. bulmuyor. Hayat, yollarmın üstüne her gün ye i bir engel atıyor. O bunlardan kaç- miyor.>Aksine olarak engelleri arı- yor, buluyor. Bunların üzerinde küv- Vetini birer birer deniyor. Türkiyeyi kurtaran demir azim, mânislarla çar- Pişa Çarpışa Büyüyor, İnkişaf — odi- yor. — birinci x yerde Mülli hâkimiyete iman 1922 başlarında yaptığım — mülâ kat, evvelâ (Vakit) te, sonra birçok yerlerde çıktı. Kitaplara da — geçli. Burada tekraür edı döğilim. Yal- miz ceki hotlar: huldum. Orada Atatürkün milletle beraber | aleşmek Galr söylediği er vahdır. Burları tekrar etmek -ö ieterim. Ft © sözlerin sarfedildiği zamaa: bir Bözönüne getiriniz. Yunanlılar Baki- şehiri işgal ediyordu. İstarbulda hâ- VA altıncı Mehmet, onun hükümeti ve ecnebi işgalcileri vardı. Anadolu ça- | resizlik, parasızlık içinde bir müda-| faa kuvveti yaratııya uğraşıyordu. Büyük Millet Meclisinde iki, — grup| birbirile çatışıyor, şahsi ihtiraslar da eksik olmuyordu. Atatürke diktatör diyen ecnebiler vardır. Böyle bir vaziyette, bütün bir İmilleti kurtarmak — mesul - muzlarına almış bir rehberin hürri yete, münakaşa bakkına mmiltt | İtemsile gösterdiği sabır ve tahammü. | Nin en küçük derecesini gösteren |btir askeri şele tarihin hiçbir devr |de tanadür edilmez | | Temsil prensibinin bir tarifi İşte 1927 İptidasında, en Çetin müş küllerle çevrilmiş olduğumuz bir rada Atatürk müli hâkimiyet hak- | Kmda söylediği şu sözleri okuyunuz. D emtillü hüâkimiyetin en iyi temsili| elini ve | mümkündür. | dü bilmediğim için şu Va büsbatün vasil mümkün olucağına dair vaza- Yi olarak bazı tedbir ve tetebbillerimi vardı. Bunlardan benim çıkarabildi- ğim netlce şu Idi Milli hâkimiyetin tamamile tecelli etmesi, bunün asıl sahibi olan bütün imsanların bir ara- a göik: bi Söüe Fakat bütün — Türkiye halkını hir araya getirerek bumu te- min etmiye ameli bir. çare yoktur. Olsa olsa milletin salâhiyel —sahil vekilleri bir araya gelerek hâkimiye- İafaz eder. NMHT hükimiyetin bir zat veya kabine gibi bir — heyetteki mabdut birkaç zat tarafından tem- Si ödümesi yüzünden memleket ve milleti istibdattan kurtarmadığımız. tarihi vakalarla müshettir. Bu hakkı, miktarı mümkün olduğu kadar cok ve vekülel müddeti az bir keyatta temsli ve tecolli ettirmek, bana ye Köne çare gibi. göründü. bu fikrin dera kabiliyetinde — büyük imkân ve isabetler olduğu kanaatini | vermiştir. Herhalde halkımızı idare ile yakn dan alâkadar etmek, yani — İdareyi döğrüdün doğruya halkın eline vere. Bilecek hir Mare tarzı kurmak, hem yakli hâkimiyetin hakiki olarak tem- sili, hem de bu sayede halkın benli- &ini aalaması itibarile elzem İdi. İşte Büyük Millet — Meclisine ait proje, bu düşüncelerin ve bu telkik- derin Hhamile yapılmıştır.. Hilâfet hakkında ufak bir münakaşa Jgusından evvel Izm: idare ettiği otun altı e- Orada hazır bulu- nan yedi gazeteci bu hatıralarını hi bir unutmuyacaklardır. Ata- türkün büyük muvaffakıyetinin & rt hiçbir fikrini, zemini hazırlama - daa, milletin bunu hoş göreceğine e- min olmadan tatbike kalkışmamak- tır, Atatürkün hilâfet hakkındaki kirleri bugün herkes için berrak Labll geylerdir. Bunun başka türlü olübileceğini kimse batırdan geçi mez. Fakat 1023 te herkes müsyyen bir takım amıştı. Ata türk, bu köklaşmiş fikirlerdeki hata- ları halka İzah ödecek olacı £: leri iyice hazırlamak, — kendilerinde mile samimi kanaatler uyardır- mak viştir. Bunun için hiç usa: madan İzmitte otuz altı taat uyku- sunu ve rahalırır feda ederek güze- ecilerle münakaşaya devum etmiz fikirlerini tamamile aydın dilerine samimi bir kanaatin vecdi. tü aşılamış. sötra vazife görmek ( zere işleri başına göndermiştir. Kaçırdığım bir fırsat 1022 müyıında grup halinde yine İzmite gitmiştik. Atatürk beni — bi: tarafa çekti. — Ben arkadaşlarınla anbula avdet etme, burüda — kal. — Mosleği bakımından pişman olmazsın. Dedi Ben © sırada yeni nişanlanmıztım. Gazetemin başından da üzün n det ayrıldığım için mutbunda ç: mak İatamiştim. Bu emrin müna: ailik münakaşa.. an fikirlere saplı cevabi verdir Yeni nişanlândım — Aratha ayrılarm Müsa, buyurursanız şimdi yaptağım gibi | aip geleyim — Ben bilirsin. Zaten yeni aile kur kullanmantle | Memleket | buğlar arasından yel glarak Atatür-| ve milleti içinde evvel ve Ahır yapmış | lara alduğum tatkik ve tatebbüler de hana | -| kama sarılmıştı. yer yöktur. an anladım ki, Atatürk ba- na büyük tsarruz c dolaşmak ve harp muhabirliği etmek | tırsatımı vermek istemiş.. Bu fırsatı kaçırdığına hâlâ yanazım. birinde Gazinin Meclisteki riyaset — odası gittim. O zamanlar umüml hayatı- Vmmz hentir barit geh diyordu. İstanı teci, N muhafaza € dan bir gaze- riyaset odasının oruda ot lirei kapısını açıp darın arasına karışabi Gazi beni görünce dadiler ki: Başkurna tecdit adi e danlik — kanununun dair (Vakit)te bir havadis çıkmış, Henlz sulh imza Böyle bir havadis düşman Fona bir niyetle bazıldığını söylüyorlar, Ne diyacağın lanmadı. cesaret verir. Gazatede böyle bir fıkra İinm tarkında bile değilim. V yet hatıra gel remizde bir bozukluk var ki, böyle bir havadis güzden kaçmış... Maki. nenin işleyişine bundan sonra daha dikkal n ni z. Olsa maki- ziyar ederiz. Gazi izahatımı KA saymış — gibi göründü. Akşam Dahiliye Vekili £N Beyin köşküne gitmiştim. Ga- zi oraya geldiler. Yanlarında bir iki kişi daha vardı. Beni görünce bun. dardarı hirine di sözleri söy dediler: Sen mandanlığa dair bir niyetle yazıldığını bunu inandir miya çalıştm. Hatbuki Ahmet Emin, bunu görmemiş bile, muharririn bi Fi ehammiyetini kavramıyarak na - SUSA neşretmiy. Gazi, berim yi sövlemekle her -seciyesindeki büyük- Yüğü gösterdi. hem de fena bir tel de bulunmak istiyenleri teşhir su- le Cezalarını vermiş oldu. Bir suale cevap elerce sonra Ankarada Karpiç lokantasında bir tesadüf... Bon yaze- tecilikte. düşmüştüm. 1ş ha. yatma müvakket diye alılmıştım. WFakat buhrandan sanra bu hayat ya- Tesadüfe bakın ki, tam © Bıralarda işler düzelmiş, be - ama maddi gazetesinde başku aN fikranın fena sözleri maak almuştu. Atatürk, heni refikamla masasma çağırtarak sordur — Bulunduğun mesleltza mem - Refikam benim için cevap verdi. Ben memnun değilim. Bir gaze- teci e evlendim. t Nü münesina uymayan mal teslimi gibi bir şey. Bu cevap Atatürkün hoşuna git- ti Bana tekrar sördü Mesleğine dönmek İster münt Elbetta. © halde bir sunl saracağım. Ba Kalım ne cevap Renim tle askeri rüşdiyesinde bir yazı vardı (Babam Osman Te ik).. Benim yazım Yena Wi. Fakat geam meziyetteri anlar bir adamdı muftaki mevkilmi kaybetmemi is (Devamı 6 ncıdet iş adamı çı vereceksir, sunda yanında | imkân hâsıt | sönü| — Ahllo, Tabsin Bey, yok mu efendim? — Yok. Kim aradı diyelim? — Efendim, ben Vatan mu- habiri. Siz kimsiniz? — Ben Vasfiye Ülkü'nün babasını evde bula- mayınca, anneti Bayan Vasfiya. den müsaade aldım. Çoçukla gö- Tüşmek istiyordum. On ikiye doğ- İru gelmemi - söylediler. Çünkü, Ülkü mektepte. Ancak öğle pay- dosunda benimle konuşabilecek * Otomobil, Gazi Orman çif ğine doğru uzanan yolun Üzerin- de ödeta kayıyor. Yanımdaki skadaşım, on biz, on iki sene gibi kısa bir müddet zarfında ku- rulan modem Yenişehiri uzaktan gösteriyor: — İşte, diyor. Atatürk yaptı. Karşımızda — yemyeşil — sırtlar uzamıyor. Ozman içinden geçiyo- ruz. Arkadaşım: İşte, diyor. Bu Orman çift- Üği onun azmi sayesinde bugün bu sırtları süslemektedir. Yoksa mütehassıs — raporları, — burada ağaç yetişemiyoceğinde karar kıl- |maşlardı. Demindenberi, — arkadaşımın sözlerine kulak misafiri olan yaş- h göför, başını çevirdi: — Beyim, dedi. Neyi © yap- madı ki? Düşman erkânıharpla- rı büyük taarruz başlamazdan ev- vel. Türklerin beyhude yere can telef etliklerini, kin artık hayat hakkı bulunmadığını, çok küvvetli- olduklarını söylemi di. Halbuki, Atatürk, bu düşma- İnı eski dö daha kisa süren bir zaman içinde İzmirden denize döktü yap- | madı. — İrggilizlerle dostluğumuz bile onun yadigârıdır İlk korna sesi, bahçede elleri arkasında dolaşan Ülküye bize doğru koşturdu, Başında koca- man ve beyaz bir kordelâ var, Alev siyah gözleri - Atatürk'ün birçok defa öptüğü o mesut gözleri - gülüyor Ellerimizi sikiyor, bizi'leiçük, fa- kat çok zarif evlerine alıyor. e- ker Bir andıran küçük bir sigara kutusunu bize uzatıyor. Kutunun düğmesine ba- | döne döne kapakları açı- | iyor ve kutudan eski evlerdeki çalgılı saatlerin ne b bir âhenk yüksel Ülkü, diyorum. Bu ne ka- dar güzel şey. Bunu sana kim hi diye etti? O, istiki de ve kimin sayesinde kazandı- ğti unutmiyan Türk milleti gibi. minnettarlığını büyük bir dürüs lük ve safiyetle söylüyor: — Burada ne çu koltuk. şü masa, bu sigara ku- | tüsu, bu ev ve halılar bize hep | Atatürk tarafından verildi. Ülkünün annesi, —Atatürk'ün ismini düymasile beraber, yaş| içinde kalan gözlerini saklamak için evvelâ başını öne eğiyor. sonra yandaki odaya kaçıyor. | Düvarlar ve masaların - üstü, eaki güzel ve mesut geçen günle- rin hatıralarile dolu. n Bir fotoğrafta, Atatürk'ü Ü- kü ile beraber, bahçe sularken görüyorsunuz. Diğer bit fotoğ- rafta, Ülkü Atatürk'ün kucağın- dadır. Henüz, daha pek küçül tür. Mini mini ve tombul ellerile bir bira şişesini avuçlamış. Me- İsut olduğu kadar, mesut etmesi- ni de bilen Atatürk'ün dudekları, zaptedilmez bir kahkahamn taz- yikile açıktır. Belli ki; bu ev. Bu olmaz işi onlar nki, neyi o, alev yanan zeki ve sınca, henziyen ni hangi şartlar için- | görüyorsanız, enedenbe- | İ Küçük Ülkü'nün Vatana |zım. madı, Eskiden dans eder- Koşar zıplardı. Şimdi yalnız kitaplarile meşgul... Ülkü. söze karışıyor diyor. Atatürk yök çin neşeli olayım, gü- diyor di. sıçra; ki. Kimin leyim, ay Çocuğun üzerine biraz daha düştek ağlıyacak. Lâfr değistiri- Harpten, oy m- yoruz İtalyadan, Yu Ollm ve sevdikleri.. nanistandan bahsediyoruz. (Yu- nanistan) kelimesini duyan Ül- | künün zeki gözleri parlıyor ve sözü yine Atatürk'e getiriyor: — Atatürk Yunanlıları çok severdi, diyor. Onlar, evelce bi- zimle muharebe etmişler amıma, Atatürk derdi ki: «En büyük "1 sarsılmaz dostluklar, — kavgayla başlıyanlardır. | Ülküye soruyorum: — Atatürk'ü en son defa ne zaman gördün? Düşünmeden cevap veriyor: — Sarayda, diyor. Hastaydı. beni, yanına çağızdı. Yatağının ;hayat böyledin | ister, 10 . 11 - 840 — Atat rkuıı Manevi Yavrusu Ülkü Ile Konuştuk Ülkü Dedi ki: “ Atatürkü Ne Zaman Görsem Yakasına Çiçek Takardım. Pazar Günü Çiçeğini Kabrine Götüreceğim. ; Bd d ÜĞ yi SŞ gönderdiği resmi içinde doğruldu. Her zamafii gibi boynuma sarıldı, yüzütük Çözümü öptü. Bana: elti dedi. Sen artık Ankartif Ben dp seninle ı.ı_ak"' , bu doktorlar yok'mi onlar, şimdilik bana ı.nusı#" etmiyorlar. Sen git, ben de kaç gün sonra arkandan gel ğim. Halbuki Ülkü, çekti. reyen bir sesle: — Bir akşam, dedi. Mık"f ten geliyordum. Annem beni ff ı yoldan kargıladı. Baktım 4Ği yor. Meğer İstanbuldan teleit” etmisler. Atatlüirk ölmüş: ne yaptın Çünkü, M’ git am te, iç hafif ve #f «Sen o zaman Diye sormadım. Ülkü, o zaman yaptığının aytl şimdi. tekrarlıyordu. — İçini $' çeke ağlıyor, salonun bir köt ne doğru çekiliyordu. Sustuk » Yine söze Ülkü başladı. lerindeki yaşları eile siler — ğ — Buraya sık sık gelirdi. deÇ; Evvelâ, bitişik salona geçer gu sedirde otururdu. Ondam #” ra, buraya gelirdi ) Küçücük parmaklarile b bir koltuk gösterdi — Buna otururdu. Ülküye yaklaştım. Muntüstif taranmış — saçlarını — okşadım içim parçalana parçala — Ülkü, dedim. Ne yapali? İnsanlar, dd" büyür ve ölür. Atatürk öldüyt' onun yetiştirdiği büyük yeşatğer daşı- yeği OPukak? -vY", bakalım. bak pazar günü, A'G türk'ün öleli iki sene olacak |gün sen ne yapacaksın) Ülkü tekrar gözlerini si — Atatürk ieter buraya ed’ başka bir yerde ben ©/ yanında olayım, Nereden el-" olmn bulur bülüştürur. y.kı; İsiçek tekardım. Şimdi. yine 8l yapacağım lezarının — Üz€ bir demet çiçek bırakacağım. ERTUĞRUL ŞEVKET