Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
we e LA —. '“""—İıî' ——— 30.10.-940 SOT n allik tilâacıların Son Kurbanı Yunanistan İCOğrafî, Askeri ktısadi Malümat n,ızıî nisanındanberi — İngiliz u'.hn. altında bulunan Yuna- harp . P dakikada İtalya ile Vaçlinde bulunmaktadır. R ; AYet: Yunanistanın coğra- M:mîi İngilterenin Akdeniz % ni inkişaf ettirecek şekil- îd.k"üş'mll ve cenup Sporad Üleş e Cyelade adaları deniz ından çok ehemmi- Bunlardan — Oycladeler ©n iki adalarına komşu- 'B“_"?l' n en yakınlarının di Si 20 mil kadardır. Akde- &qlnahî üsleri Kıbrıs ve Malta- da Yunanistana — mesafeleri n% dğ_iüdir. Pireden Kıbrısa Hildir. Selânik körfezi ile hu İkya yarım adasının cenu- hhd.h iki uzun körfezin deniz 'lıâ:lmdl mühim — faydaları hiım Adriyatik denizinin met- Nihayet harp Balkanlara atladı ve kapılarımıza kadar geldi. Türkiye kadar Bulgaristan ve Yugoslavya da Yunan - İtalyan harbinin hedefleri ve neticeleri ve vukuatın cereyanını pek yakından merakla takip ede- ceklerdir. Yalnız Balkanlarda tutuşan bu harbi, şimdiki umum! harbin çerçe- vesi dahilinde Norveç, Felemenk, Belçikadaki harpler gibi asıl maksa- da erişmek 'için yapılmış bir harp halinde telâkki etmek lâzım gelir. Bugünkü harbin hususiyetlerinden birisi de Büyük Britanyayı vurahil- mek için diğer küçük milletleta hak- larma hürmet edilmiyerek icap etti- ği zaman onları bir basamak gibi kullanarak çiğnemek ve arazilerinde hava ve deniz üsleri elde etmektir. Bununla da kalmıyarak tıpkı Na- poleon harplerinde beşer hukuku be- yannamesinin zaptedilen memleket- lerde tamim edilmesi gibi mihver devletlerinin yeni ideolojilerinin tat- bikatma hemen geçilmektedir. Mih- ver devletlerinin harp hedefi, Büyük Britanya İmparatorluğunun ortadan llk :fki Korfu adasının strate- h'qd;"miye,ıi ise bilhassa mü- Ğeıâd' Ege denizi ve şarki Ak- Yunaç* bir şebeke teşkil eden Ya ga adaları ve bunlarin İtal- *ek:.ı"i"e yakınlıkları hava ha- u:'i bakımından kayde şa- « Bu muazzam hedefe ulaşmak için her türlü — vasıtaların kullanılması mübah telâkki edil- mektedir. Almanya, kestirme yoldan giderek Büyük Britanya adasının istilâsına teşebbüs etti. Fakat deniz kontrolü ve hava üstünlüğü elde edilmeden İ p çok zor ve hattâ aldır Yunan sahilleri ayrıca a ahirler için mük 1 bir &a h'qkil etmektedir. Yunanis- İen gla cihetinden dağlık arazi- İ Yettir. Arnavutluk ile hu- Yetl, ü Yanya ve Florina vilâ- lly:ıîı teşkil etmektedir. Bu vi- &rde şimendifer ve büyük u.,,":ı' Yoktur. Yunanistan, Ar- “rm.u.“î hududundaki dağlar a dolduğru için düşman İye Tözide harp etmek mecbu- W“NC kalacaktır. he ÇA ordusu: 1938 cetvelleri- &ç Söre, Yunan kara kuvveti on “ı_hğü& 4 kolordudan ibaret- n merkezleri şunlar- Olor kolordu: Atina; ikin- tdu Lârisa; üçü seıinîk; dördüncü kolordu: * Yunanistanda bu on üç kıq başka bir de süvari fır- m.h.:"dır. Son zamanlarda bir eli askeri teşkilât da yapıl- kaa 77 Seferber halde Yunanis- anları: &“ k aln:ıci dü; Ka mümkün değildir diyen askeri pren- siplerin hükmüne ram oldu. İstilâ muvaffak olamayınca iş Bü- yük Britanya adası için tahribe ve kıtale döküldü. İngilizlerin herkesi hayrete ve gıptaya düşüren mânevi bütünlükleri maddi tahribata rağ- men hiç te sarsılmadı. Buradan bir netice çıkmayınca imparatorluk de- niz yollarını kesmek ve İngiltereyi adalarında boğmak plânı daha ca- zip göründü. İtalya harbe girince Akdenize hâkim ve bu denizin Atlan- tiğe ve Hint denizine çıkan kapıla- rma sahip olmak emeli siyasetinin esasımı teşkil etmesinden bu deniz de İngiltereye darbe vurmak vazife- sini de İtalya dilik Al- BAHİS Yunan - İtalyan H_aLbi Taarruzun Mânası Ve Hedefleri Nedir ? NeticeleriNe Olabilir? YAZAN: Emekli Albay Mecit SAKMAR Bu şekil hem yıldırım harbine ve hem de Norveçte takip edilen usulle- re ve nihayet mihverin askeri siste- mine en uygun gelir. Yalnız Almanların 1100 nakliye tay yaresi ve İtalyanların da hiç olmaz- sa 500 olsa bir seferde 20 bin kişiyi Suriyeye indirmek olmıyacak bir iş değildir. Esasen Suriyede mukave- met edilmiyecek, bilâkis bu harekete intizar edilecektir. Söylediğimiz bu umum! mülâhaza ve tahminlere göre, Yunan - İtalyan harbinin Almanlara nazire olacak şe- kilde çabuk ve ezici bir şekilde ce- reyan ettirilmek isteneceği zannolu- nuyor, Fakat Yunan ordusu ve arazinin vaziyeti acaba bu seri ve ezici bir muharebe cereyanı vermiye müsaade edecek midir? İşte meselenin dü- ğüm noktası buradadır. Görüve - Selânik istikametini kap- lryan arazi müdafaaya çok müsait- tir. Filorinadan sonra cenuba doğrü arazi adım adım müdafaayı kolay- laştırır Filorina denince Balkan har- nân iki tarafında kalır Göriceden iti- baren Karasunun garbinden Pindos dağlarına doğru giden kısım da bir çok müteaddit müdafaa hatları sa- yesinde oyalama harbine elverişlidir. Meçve boğazından (Olimpos) a kadar olan dağlarda Tesalya ovasının en tabii müdahalelerini temin eyler. Hulâsa bu mmtaka müdafaa için her türlü kolaylıkları gösterir. Yalnız Epiros dağları Leskovikten Yanyaya kadar şimalden cenuba gittiği için ve hem de Yunanlılarım kuvvetlerini her tarafa müsavi olarak taksim et- miyerek bu kısımda zayıf bulunacak larından Yanyaya doğru ilerleyiş belki de nisbeten kolay olabilecektir. Arazi müdafaaya müsait cephe u- zün değil, yanlar tabit mânialara Başvekilimiz Nasıl Bir İnsandır, Nasıl Çalışır? Vekillerimizle — Cümhuriyet bayramı münasebetile bir mülâ- kat serisi yapmak üzere Anka raya gittiğim zaman Başvekili- mizi de ziyaret etmeği içim pek istedi. Fakat bayram arifesindeki sayısız işleni arasında — kendisini rahatsız etmiye kıyamadım — ve cesaret ed di dayalı ve Yı rın da muharip bir millet olduğu düşünü- lerek Yunanlılarm Finlandalılar gibi fevkalâdelikler göstermiye namzet olduğunu söyliyebiliriz. Yunan Başvekili, Almanyada yetir miş ve oranın harp akademisinden gıkmış ordu sevk ve idaresine bihak- kın vâkıf bir lider olduğunu da ha- tırlamak lâzımdır. Ve nihayet İtal- ya ordusu bu harpte ilk defa olarak kendisinden çok küçük ve henüz ha- zırlığını bitirmemiş bir ordu ile kar- şılaşmaktadır. İtalya ordusunun ne yapabileceği- ni bugünlerdeki harekâtile anlaşılmış olacaktır. Merak edilen şeylerden birisi de (Po) ordusu ne olacaktır? Hangi cepheye gönderilecektir? Diğer me- rak edilen husus ta kendisi bu ka- dar düşmanla yalnız başma çarpış- mak zorluğunda kalan Büyük Bri- tanya Yunanistana nasıl yardım ede- bilecektir ? ' Şimdiden katt hükümlerde bulun- mak mevsimsiz olur. Biraz bekliye- lim. Hâdisatm İnkişafı bir çok zul- metleri ortadan kaldıracak, hakikati binde bu ve muha- rebe eden mensup bulunduğum 15in- ci firkanın kahraman subay, erlerini Y ç Yalnız şura- sımı kaydetmek lâzımdır ki, ilk mu- harebe kurbanının (Patras)ın sivil verilmesi rsin bir Fakat, bundan evvelki ziyaret. lere ait intıbalarımı bir araya ge- tirerek şu noktaları aydınlatmıya çalışacağım: Doktor Saydam na- sıl adamdır, memleket işleri hak- kında görüşü nedir? Çalışma u- sulü ne yoldadır? Doktor Refik Saydam, rasyo- nel düşünür, rasyonel çalışır bir devlet adamı sıfatile dünyanın herhangi bir yerinde eşi az bu- lunür bir adamdır. Sandalya bağlılığı ve mevki kibri hiçbir zaman başına vurmıyacak bir a- dam varsa odur. Çünkü Doktor Refik'in gözünde şahsi mevki değil, memleket için yapılacak Dr. Saydam'ın Çalışma Usullerine Ve Düşünce Tarzına Ait İntıbalarım Başvekil Dr. Refik Saydam son Hatay seyahatinde memlieket işlerini tetkik ederken — Yahu, sen fena bir gaf yap- | tın ve Başvekili gücendirdin. Tu- rizmin matbuatla birleştirilerek Başvekâlete bağl buna e- iş vardır. Hiçbir zaman hayale kapılmaz, hiçbir. vakit imanını kaybetmez, daima imkânın biraz fazlasını yapmağı ölçü diye tu- tar. Umumi Harbin sıhhi dertleri bir değildi. Yılmaz sıhhi müca- delelere ihtiyaç vardı. Bu mü- cadele arasında Doktor Refik'in adı kulaklarda yer etmiye baş- ladı. İstiklâl mücadelesinde Dok- tor Refik'i ilk günden başlıya- rak hemen hemen fasılasız su- rette sıhhiyenin başında gördük. Şö Roma eseri olarak gö- ve şehitlerini Görüce ile Filorina bir dağ silsilesi- rülebilmeklen uzaktır. manya Tunanm ve Savanın şimalinde kaldı; ve Romanyayı eline geçirmek- le Karadenize çıkmış gerek şarka, ve gerekse cenubu şarkiye karşı ica- bında derhal harekete geçebilecek mühim bir üs temin etmiş ve ayni zamanda Yugoslavyayı da — kısmen : 7.00-000 den fazla asker top- im bir iyettedi. | Panız k"l küvveli: *Yunanıslanın hç MYazörü, (diğerini İtalyan- #sçenlerde batırmışlardı) 21 Yin Yer ve torpitosu, dört ma- Yarg Bemisi ve altı tahtelbahiri . Bunlardan Averolf l:îuy:;k Yay isi 1910 da İtalyada ıın"ıml?;mı da 1927 de yenileş- Vetlan) Ve en son techizatla kuv- 15 dirilmiştir. 9450 tonluk ve İik 4m1-ı süratindedir. 23 santim- bpy ,9 luk 8, 7,5 luk on altı qu d""dır. Ayrıca tayyare top- pi & vardır. 450 santimlik. 4 '&imr vanı ile de techiz edil- ÇÜ Ki ?rp,"“l!rdın 400 tonluk Sfen.- hiı Hpi 1929 da yeniden tec- 250 iş, süratleri 28 mil olan Üat? tonluk torpitolar birinci M.cinh:d,i sonunda Avusturya ndan Yunanistana geç- 55 şer tonluk dört hafif 25 şer mil süratindedir. %'bi. tperax, Leon ve Panter Si Aoları 1000 - 1200 tonluk Piıqı. Unanistanın en büyük tor- Mijg; “ndandır ve süratleri 32 şer 'ok“î:n 1923 de modern şekillere Y Uşlardır. klıı,,,“n':l'llllıı' torpito cihetinden ,':'—Il_dix_ Akdenizde İtalyan- dıi] “'Bito cihetinden zengin ol- iıçm— Yunanistanın harba gir. k&yü ıııl)'anlann bu faikıyetini Y Sarsacaktır. "“lk, 'ahistanın en yeni torpito İlşa Pleri 1930 - 32 de İtalyada Trhidilmiş olan 1330 tonluk diı_ Ardır. Süratleri 40 ar mil- t"ııı.,.e" birinin 12 şer santimlik K _:l' dörder santimlik üçer ı“ qee dafi topları, Kunduryo- &ti Hydro'nun kırkar mayin- * vardır. Ayrıca her birin- 'ıxh.i" torpito kovanı da bu- Ti l“'Iziı;, : d'(ş ın h tad, Ağil, ır. Bunlara geçen sene !'_k çTede yaptırılan kırkar mil- —N 4! Corc ve Kraliçe Olga Te gaihdeki büyük muhripleri İki “* edebiliriz. İş ç, fahil mühafaza, bir sarnıç, İş yaMir ve bir mektep gemisi sarmış Vicliy hükümetinin mihvar Aavlet- lerile anlaşması mihver devletlerine ve bilhassa Akdenizde büyük kolay- lıklar ve faydalar bahşetti, Yalnız Büyük Britanya menfaat- lerinin tekâsüf ettiği şarkl Akdeniz- de İngiliz deniz kontrolünü yok et- mek için Fransa ile anlaşmıya rağ- men ortada mevcut — kalan büyük mânialar vardı. Grazziani'nin deriye — deniz İngiltereye Hava Taarruzü Devam Ediyor Londrada Çıkan Yanginlar Söndürüldü Londra, 29 (A.A.) — Resmen bil- dirildiğine göre pazartesini salrya bağlıyan gece düşmanın bir bombar- dıman tayyaresi tahrip edilmiştir. D üssünü zaptetmesi ve Süveyş kana- lmr ele geçirmesi ihtimali kati ve emin olarak ümit vermedi. Böyle ol- masaydı Yunanistana durup durur- ken saldırmak ta hem mânasız ve hem lüzumsuz olurdu. Afrikada uğranılacak bir muvaf- fakıyetsizlik ise elde edilen bütün zaferleri söndürecek ve neticeleri çok ağır olacaktı. İşi yüzde yüz emniyetle başarmak için hem daha kolay ve hem de daha emin başka yollardan gidilmek lüzu- mu hissolundu. Mısır cephesinde İngiliz kuvvetle- ri ayırmıya ve hiç olmazsa gelecek takviye kuvvetlerini başka yerlere sevketmiye mecbur etmek suretile Grazziani'nin tasavvur halindeki ta- arruzunu kolaylaştırmak için Misı- ra şarktan da hücum etmek istenil- di ki, ilk basamak olarak Yunanis- tana saldırıldı. Çünkü Fransızların muvafakatile Suriyede hareket mü- saadesi ve Üsler tedariki imkânları elde edilmiş olacağına hükmetmek lâzım geliyor. Suriyeye gitmek için iki yol hatı- ra gelir: Birisi Selânikten Çanakka- le üzerinden ve Türkiyeden geçilerek gidilen yoldur ki, bu istikametin in- tihabı siyasi karışıklıklara ve askert Y bü- yük ikmal güçlüklerine katlanmayı icap ettirir. İkinci yol ise Yunanistanı işgal, Akdenize inen üç yarım adanın s0- nuncusunu da ele geçirmek ve bu suretle Şarki Akdenizdeki askeri va- ziyeti kendi lehlerine kuvvetleştir. mek ve hava yolu ile Suriyeye atla- mak tarzıdır. Ş hava faaliyeti birkaç mmtakaya yapılmış ise de hilcumları na bilhassa Londra mıntakasına ve orta İngilt Brüksel, Liyej ve Ânvers Bombalandı Bir Haftada 39 Alman Tayyaresi Düşürüldü Lenâra, 29 (A.A.) — İngiliz bam- bardıman tayyareleri Almınya ve işgal altındaki arazi üzerine yeniden akmilar yapmışlardır. Hava Nözaretinin bu sahah bildir- diğine göre, İngiliz tayyareleri gerek Almenyada askeri hedeflzre gerekse işgali altındaki arızide bu- Hava nezaretinin bildirdiğine göre Sıhhyemiz Tohum Halinde İken 1922 de kendisini, Hacı Bay- ram camiinin arkasında bir kaç odalık bir evden ibaret olan Sıh- hiye Vekâletinde tanıdım. Plân- h ve verimli çalışmıya nümune olarak hazırladığı tohumlar, me- rak ve alâka uyandıracak bir şe- kilde idi. Seneden seneye Sıhhi- ye Vekâletine uğrıyarak tohum- ların nmasıl filiz.endiğini, dal bu- dak salıverdiğini gördüm. Sevgi ve bilgi ile büyütülen bir fidanın günden güne büyüdüğünü takip Refik'in iyi çalıştığını gören me- buslar: — Size daha çok para vere- lim. Daha çabuk iş çıkarın, di- yorlardı. Doktor Refik, şöyle cevap ve- riyordu: — Milletin parasını gösteriş için israf edemem. Ancak elim- deki adama, vasıtaya, ve teşki- ât imkâ göre faydalı suret- leran | l ve hava y T taarruzlar biraz sonra başlamıştır. Gece yarısına doğ ru taarruzların şiddeti hafiflemiş ise de hücumlar sabahm ilk saatlerine kadar devam etmiştir. Londra mıntakasında bazı dükkân lar, evler vesair binalar hasara uğra mıştır. Yangınlar da çıkmış ise de na mu' retli taarruzlar yapmış lardır, Brüksel, 29 (A.A.) — Stelani bik diriyer: İngiliz tayyarecileri Belçika üzerine va bilhassa Liege, Anvers ve Brük- sel c'varında halkla mesk'n merkez- lere karşı gece bombardraunlarına tekrar baş dır. Val Saint Lam süratle söndürülmüş ve yayılmal: na meydan verilmemiştir. Alman ra- porlardan birkaç ölü ve yaralı oldu- ğu anlaşılmaktadır. Orta İngilterede bir şehrin üstüne birçok yangın bombaları atılmış ve bilhassa dükkânlarda birçok yangım lar çıkmıştır. Bütün bu yangınlar söndürülmüş veya sirayetlerine mey- dan verilmemiştir. Ölü ve yaralı mik tarı çok değildir. Bundan başka düsman bilhassa İngilterenin cenubu Şark! ve şimali şarkisinde faaliyet göstermiştir. Ge- rek bu mıntakalarda gerekse bombar dıman edilen diğer mırtaka'arde, kur. banların adedi azdır. Ispanya Harbiye Nazırı Kanarya Adalarına Gitti Madrit, 29 (A.A.) — D. N. B. Cifra İspanyol Ajansı, Harbiye Nazırı General Varela'nın, Kanarya adaları ile Rio de Oro İspanyol müs- temlekesinde Juby burnunu teftiş et- mek Üzere hareket ettiğini bildir- mektedir. bert de üç kişi ölmüş ve birçok kişi yara'anmıştır. Saint Nicolas Waces'- de sivil ahaliden beş kişi ölmüştür. #lenlerin ikisi iki yaşında çocuklar- dır. Brükselde birçok evler — yıkıl- mıştır. Zayiat yoktur. Londra, 29 (A.A.) — 268 Teşrinlev vel gece yarısı biten hafta içinde, İn gilteree üzerinde yapılan hava mu- harebelerinde —Almanların tayyare zayiatı 39 ü bulmuştur. Bunların en az sekizi gece düşürülmüştür. Düşü- rülmüş veya hasara uğratılmış ol- ması muhtemel bulunanlar bu raka- ma dahil değildir. Ayni hafta içinde İngiliz zayiatı 18 tayyare ve dokuz pilottur. Yun:rî Gemilerine Fransız Limanlarına Gitmemeleri Emri Verildi Londra, 29 (A-A.) — angiliz rad- yosu dün gece Yunan gemilerine aşa- ğıdaki talimatı vermiştir: Hiçbiü Yunan 7“cisi Fransaya ve Fransız müstemleke limanlarma git- miyecektir. ır, “*r!::" kuvvetleri: 1938 cetvel- ı'?yır 8öre, — Yunanistanın 120 tap .“:" vardır. Fakat Yunanis- Fok senelerde tayyareciliğine :“'Rik**“lmiyet vermiştir. Tabit â'yue miktarı gizli tu- ŞEKER BAYRAMINDA NEFİS BİR TÜRK FİLMİ Dayanılmaz derecede Komik sahnelerle dolu HARİKULÂDE Komedi. Baş Rollerde: HAZIM — VASFİ — CAHİDE Sait - Perihan - Necdet - Karakaş - Elefteriya - Refik - Kadri İPEK.SARA Sinema larınd te kullanabileceğim kadarını a- hriım, Fazlasını vakitsiz surette israfa razı değilim, Romanyadan muhacir gelme- Vekâletine yüklemekte ısrar etti. Fakat Doktor Refik, muhacirle- rin buraya ölmek için değil, ya- şamak için gelmesi lâzım gelece- ğini ileri sürdü ve üzerine ancak başarmıya imkân olacak iskân işi aldı. Doktor Refik, Başvekâlete geldikten sonra çalışma tarzını yeni vazifesine intıbak ettirme- nin yolunu derhal bulmuştur. Gazeteleri onun kadar dikkatle takip eden azdır. K etmek cidden bir zevkti. Doktor | si işi çıkınca herkes bu işi Sıhhiye d kta | hemmiyet verildiğine — canlı bir alâmettir. Vedat Nedim Tör'e gelince matbuatın — başmüşaviri sıfatile turizm işlerile sıkı bir te- mas halinde bulunuyor. Rahsetti- Başvekti Dr. Refik Saydam ğin Süreyyanın kıymeti bilindi ve turizm idaresinde kalması te- mine çalışıldı. Fakat kendisi, Ti- caret Vekâletinde teklif edilen bir müfettişlik vazifesini tercih etti. Cevap verdim: — Ben o yazıyı yazarken, iç turizm işine ve memlekete fay- dalı olmaktan başka düşü merkezdeki teknik ihtisas sahip- |leri tarafından hazırlanmalıdır, |memleketin herhar.gi bir yerin- de bir memurun ihtısasın icapla- |rına uygun bir şekilde çalışıp ça- lışmadığı mürakabe olunabilme- llı'di'r. Geriye zaman israflarının önüne geçmek verimli ve işin #caplarma uygun çalışmak hal- “kın işini günü gününe görebilmek meselesi kalır ki, bunun icapları gittikçe fazla gerçekleşiyor, da- ha iyi ve çabuk düzelmesi çare- leri de düşünülüyor ve aranılı- yor. Başvekil berrak dimağile va- ziyeti pek iyi tahlil etmiş ve ih- tısas kontrolüne olan ihtiyaçla lüzumsuz ve mânasız ölü usul- Teri biribirinden ayırmıştı. Dedim ki: — Tamamile hakkınız var. Benim demek istediğim şu: İh- tısasa saygı kayıtlarından ayrıl- mamak şartile her dairenin şefi kendi işlerine ait mesuliyeti doğ- rudan doğruya alsa ve tam hız- la çalışsa daha iyi verim alın- maz mı? Meselâ İstatistik Umum Müdürünün sayım hazırlıklarını nasıl yaptığını yakından gördüm. e tamamile sahip ve hâkim bir adamdır. Neden usullerin vasiliğine ve dar mürakabelerine ihtiyacı olsun? Serbest çalışma- |sına imkân verilirse elbette ve- rimi çok olur. Başvekil: — İyi söyledin, dedi. İstatis- tik Umum Müdürlüğü Başvekâ- lete tâbidir. Fakat umum müdü- rü aylarca görmedim. Çünkü her işini tam icap ettiği gibi başar- |makta olduğ iptidadan bili- yoktu. Evet, bazı noktalarda al- danmışım. Fakat gazeteciliğin çalışma şekline göre ara sıra al- anmamanın imkânı yoktur. Baş vekil, iyi niyeti daima ayırmağı bilir ve hataları buna bağışlar. Sonradan haber aldım ki, ya- zım çıkınca Matbuat Umum Mü- dürlüğü, yanlış noktalar hakkın- da bir izahname hazırlıyarak Başvekile göstermiş, Fakat Dok- tor Refik Saydam, bunun neşrine lüzum görmemiş ve şu sözleri söylemiş: — Bu yazı iyi niyetle yazıl- mıştır. Yanlışlarını iyi niyete ba- Suslamak üzal vazife bakımından fayda olan herkesi görmiye vakit bulur. İm- za işlerini saat gibi vaktinde çı- karır. Sonra günün ihtiyaçlarına göre en ön safta bulunan işler hangileri ise bunlarla yakından teması muhafaza eder, işlerin ta- allük ettiği vekâletlere gider, o- rada dairenin kendi havası için- de günün mühim işlerile meşgul olur. İç Turizm Münakaşası Birkaç hafta evvel turizm hak kında bir yazi yazmıştım, Mem- lekette iç turizmin birdenbire nasıl inkişaf ettiğini ve taştığını Bursada görmüştüm. Haftalarca otellerde yer bulamıyan insanlar vardı. Nikbinliğe kapılıp ta bel- ki bir yer bulurum ümidile Bur- saya gidip kahvelerde ve hamam larda geceyi geçirenlere tesadüf etmiştim. Bir memlekette iç tu- rizmin bu şekilde inkişafı aranıp ta bulunmıyacak bir nimet... He- men kaleme sarıldım ve sordum: «Neden bu nimetin kıymeti an laşılmıyor? Neden turizmin in- kişafına devamlı bir şekilde afâ: ka gösterilmiyor? Neden bu işi senelerdenberi benimseyen ve geniş tecrübe sahibi olan Vedat Nedim Tör ve Süreyyanın turizm- le alâka ve teması kesildi.» Büu yazıdan sonra Ankaraya gittiğim zaman bazı dostlarım bana dediler ki: | Bu hâdiseden sonra Başveki- li ilk ziyaretimde dedim ki: — Bir kusurumuü itiraf ede- yim: Turizm hakkında bir yazı yazmıştım. Bu yazıda hatalarım var. — Buna dair bir izahname ha- zırlatmışlardı. Neşrine lüzum gör medim. Bunu sana anlatmadılar mı? — Anlattılar, fakat ben ken- dim ilk fırsatta bu yanlışları ga- |zetede kendim izah edeceğim. Başkalarını tenkit iddiasında bu- lunan bir gazeteci, kendi kendini tenkit etmeyi ve kusurunu itiraf etmeyi de bilmelidir. | — Verimli Çalışma Usulleri | - Bundan sonra 1 hayatta rim. Başvekilin bu sözüne bir delil aramıya lüzum yoktur. Sayımın yapılış tarzındaki hız ve teşeb- büs buna canlı bir alâmettir. Zaten Ankarayı bu defaki ziya- retimde bu bakımdan çok ümit verici bir gidişin diğer alâmet- lerini gördüm. Nafıa Vekili Ge- heral Ali Fuat Cebesoy, son ko- da Rlnselaği tin mukadderatının teknik ihtı- sas bakımından mürakabesi» gö- zünü sarfetti. Bu söz memleket- teki inkişafın yeni babına başlık olmıya lâyıktır. Her vekâlette |bu istikamette çalışma istidatla- |rı belirmiştir. Yazımı bitirmezden evvel Baş vekilimizden özür — dileyeceğim. Husust bir konuşma — esnasında söylediği sözleri iznini sormadan burada tekrar ettim. Fakat bu sözler, hükümetin ruhunu aydın- latmıya hizmet için — bunların neşrini Başveklimizin hoş göre- ceğine ve kusurumu yine iyi ni- yetime bağışlıyacağma şüphem yoktur. A, E. Y. ölü usuller yerine, işlerin icabı- nın hâkim olması, zaman israf- larının önüne geçilmesi, verimli surette çalışııması. halka ait iş- |lerin gününde görülebilmes: bah- İsini açtım. | Doktor Saydam dedi ki; | — Bu bahislere dair yazdığın | yazıları okudum. Fakat bu me- |selelerde iki noktayı biribirinden Layırm&k lâzımdır. Bunların biri herhangi bir memurun çalışma | tarzının teknik ihtısas bakımından kayıt ve inzibat altında bulun- ,maudır. Üsülden kurtulalım di- ye keyfi, ölçüsüz, inzibatsız ça- lışmalara tahammül edilemez. |Her işte plân ve çalışma tarzı OeLAaR “Büyük Millet Küçük Millet Milletlerin büyüklüğü kü- çüklüğü işgal ettikleri toprağın genişliği ve nüfusunun sayısı ile ölçülmez. Eserleri; sulha, insanlığa, vic dana ve haysiyete uygun ha- reketlerile ölçülür. l İtalyan tehdidi önünde is- tiklâl ve hürriyetini müdafaa için silâha sarılan Yunaristan bunun canlı bir misalidir.