Hopalı Mehmet Maceralarını Anlatıyor SAN Mahpus Olduğumuz Vapurdan Kurtulup Kaçabildik — Tercüman efendinin bildirdiği bu ağır hükmü soğukkanlılıkla karşıladım, diyemiyeceğim, kar- istedim. Fakat, muvaf- larnadım. Fena halde sar- sıldim ve sarardım. Zindana iki gardiyanın — yardımı ile geldim. Koğuşun kapımı dibinde yere se- rildim. kendimden geçtim. Gözlerimi açtığım zaman ateş- ler içinde yanan başımı, zindan arkadaşım ve dert yoldaşım Ha- cı Mehmet bin Hüseyin Merzu- kun dizinde buldum. Bir eli ile yüzümü okşuyor, diğeri ile de kol- larımı oğuşturuyordu. Ayıldığımı görünce, güler yüzünü yüzüme sürdü. Sesinin her zamanki tatlı- lığile kulağıma fısıldadı: — Sabur ve metin ol ya Meh- met. Allahın inayeti Te halâsımız mukarrerdir. inşallah. göre Trablusgarbın Şatılı kabile- sinin dini bütün bir evlâdı jidi. Tâ Trablusgarp — cenginden Cihan Harbinin son günlerine kadar, o da yurdu için dövüşmüş, ( için didişmiş bir babayiğit Fettan kaderin kıyamadan düş- man eline düşürdüğü bir bahtesız- dı. Onunla zindanda tanışmıştık. Birbirimizden pek hoşlanmıştık. Bir koğuşta yanyana yatıyorduk, yurt hasretile başbaşa yanıyor ve yakılıyorduk. Uzun boyu, iri ya- pılı vücudü, hele, koca mavi püs- küllü yuvarlak fesinin altında pı- mldayan iri kara gözleri ve ince dudakları, seyrekçe sakalı ile har görende bir sevgi uyandıran nur- lu gçehresi pek hoşüma - gi- derdi. Diğer mahpusların bir tür- lü hoşlanamadığı bu sert, fakat iyi huylu ve namuslu adamla ben anlaşıp kaynaşmıştım. Geçirdiği uzun bir hastalığında ona bir kardeş gibi yüksünmeden bak- mıştım. Ona düşen angarye hiz- metleri seve seve yapmıştım. Ö da beni çok seviyordu. Elem ve kederlerimi paylaşıyordu. Müsterih Ol, İki Gün Sonra Kurtulacağız O gün, başım dizinde iken h- sıldadığı sözler. bana bir eksir gibi tesir yapmıştı. Onun girişti- ğini bildiğim bir halâs teşebbüsü nü hatırlatmıştı. Yüreğimde meğe yüz tutan ümidi yeniden yaratmış, biraz evvel verilen ağır hükmün kararttığı tuhumu aydın- latmıştı. Kansız dudaklarımı, ben de enuün kulağına — yapıştırdım ve sordum: . — Hacı Mehmet, yeni ve ha- yırlı bir haber mi var yoksa?.. Tatlı tatlı gülümsiyerek: — Müsterih ol Mehmet... de- di... İki gün sonra kurtulacağız inşallah. Yalan söz çıkmadığını bildi- Şim bu ağıza inandım. Yavaşça kalktım. Dizlerine kapandım, öp- tüm, öptüm. İki gün sonra, bol güneşli bir mayıs sabahı idi. Zindanın iç av« lusunda, içlerinde Hacı Meh- metle benim de bulunduğum elli altı mahpus, dörder olduk, Her- günkü gibi, sivri süngülerle çev- rilmiş bir sürü halinde, bağıra çığıra sahili bulduk. O gün, bir harp gemisine kömür veriyorduk. Ağır küfelerin altında hep inli- yorduk. Fakat, Hacı Mehmetle ben, inliyor gibi görünüyor, için için seviniyorduk. Çünkü, bizi kurtaracak — yelkenli - eğer hatı- yımda ismi doğru kalmış ise -« Zenbuk. kömür — taşıdığımız ge- minin biraz açığında bulunuyor. sanki bize halâs müjdeleri yollu- yordu. Heyecan Artıyor Günlerce toprak yüzüne her yet kalan geminin zabitan ve ef- AT , Türkiye — Hariç ABONEZ içia için Benelik * 1400 Kr. 2700 Kr. Altı aylık —: 780 Kr, 1410 Krr. Üç aytık 400 Kr. — 800 Kr Bir aylık 150 Kr. — — » |istikametine Yüze Yüze | 8— radı hep karaya çıkmışlardı. Gü> | vertede öğle tatili yapan biz mah- | puslarla koruyucularımızdan baş- ka kimseler yoktu. Yemeklerimi- | zi yedikten sonra, her zamanki &ibi, bütün mahpuslar güverteye uzanmıştık. Hacı Mehmetle ben | de geminin küpeştesinde — bulu- nan bir halat yığınına baş koy- müuş, sözde uyumağa — koyulmuş- tuk. Ellerimizi heyecandan çarpı- nan yüreklerimiz üzerine bastır- mış. kendimizi uyuyor gibi gös- | termeğe uğraşıyorduk. | ıbuııı Hacı Mehmet, denizde bizi bekli yen Zenbuk'u gözlüyor, ben de, mahpusların horultuları karşısın- da uyumamağa çalışan gardiyan- ları süzüyordum. İki bahtsız, böylece talihin nasip edeceği kur- tuluş Gninı bekliyorduk. Güneş- ten kızan saç güvertenin sıcaklı- iı, bize yakın bir yerde oturan iki gardiyanı da gevşetmiş, tatlı tatlı | esnetmiş, nihayet sersemletmişli. | İkisi de horuldamağa başlamış- | lar, belli ki, derin bir uykuya dal- | mışlardı. Yarım saattenberi dört gözle beklediğimiz fAırsat elimize geç- mişti. Yavaşça döndüm. Benim gibi intizar ateşleri içinde kıvra- nan arkadaşımın kolunu dürttüm. Heyecandan titreye titreye ve ha- fif bir sesle: — Hacı Mehmet... dedim. Allahın inayeti yetişti imdadımı- Zza, uyudular gardiyanlar. Nihayet Selâmeti Bulduk Yüzyüze verdik. yor, hem etrafı dinliyorduk. Bir taraftan da başlarımızın ılıındı-& ki halat yığınının ucunu çekiyor. İsağıyor ve denize doğru sarkıtı- | |yorduk. Bunu muvaffakiyetle ba. İşarmıştık. İş, sessizce süzülüp ha- |lata tutuna tutuna denize inme- İğe kalmıştı. Halatın elimdeki kıs- mını halkalıyarak parmaklık de- mirine sıkı ikledim. İlkönce Hacı Mehmet, ardından da ben sessizce denize indik ve daldık. Bir çeyrek saat içinde dipten ve yüzden yüze yüze Zenbuk'a ulaşmış, kurtarıcılarımızın kolle- a atılmıştık. Hemen yel- çtık, elbirliği ile kürek- lere yapıştık, gemiden biraz son- va da (imandan uzaklaştık. Tatlı #imal rüzgân yelken. lerimizi şişiriyor. teknemizi cenup doğru — itiyor, uçu- ruyordu. Akşam olmuş, gecenin karan- | lıklarına sarınarak büsbütün selü- meti bulmuştuk. Zenbuk'u idare eden ihtiyar bedevi kendi dili. İyanık sesi ile mavallar - okuyor. |gökteki yıldızlar, göz kırpar gibi İkıvışarak sanki bizi - kutluyordu. İŞimal rüzgârn daha şiddetli esi- yort, sade yelkenleri değil, yüre- #imizi de sevinçten şişiriyordu. (Devamı var) İ tarafından karşılanan Hem gülü- * N -VATAN (Rumenlerle Ticaret Müzakeresi Bitmedi Bazı İhtilâflı Noktaların Halline Çalışılıyor Türk - Rumen ticaret müza- kerelerine dün Dış Ticaret Reisi Servet Berkinin şehrimize avdeti üzerine yeniden başlanmıştır. İlk toplantı öğleden evvel yapılmış ve iki heyet arasında tesbit edilen esaslar etrafında — son bir ihzarf görüşme olmuştur. Öğleden son- 'a umumi toplantıda —iki hükü- | metin noktaj mazarı — etrafında | müzakerelere devam edilmiş ve geç vakte kadar sürmüş olan gö- Üç Vekil Şehrimize Geldi Dahiliye Vekili Faik Öztrak, dünkü trenle Ankaradan — şehri- mize gelmiştir. İstasyonda, Vali ve Belediye Reisi Lütfi Kırdar Faik Öz- trak, doğruca, Floryada ikamet eden ailesi nezdine gitmiştir. Da- hiliye Vekili, iki gi dar isti- rahat ettikten so: İkla temas etmek üzere doğruca darei inti- habiyesine gidecektir Adliye Vekili Fethi Okyarla Nafia Vekili Ali Fuat Cebesoy da dün sabah şehrimize gelmiş- lerdir. Her iki vekil, şehrimizde birkaç gün istirahat edeceklerdir. Ça Bir Vazifeye Elli Kişi Talip İstanbul — müddeiumumiliği, münhal zabıt — kâtipliklerinde kullanılmak — için bir. müsabaka imtihanı ilân etmişti. Dün müd- deiumumilik ikinci — tetkik büro- rüşmeler müsait bir neticeye doğ- ru ilerlemiştir. İtilâfin imza za- manı henüz rlaştırılmamıştır. Kendisile görüşen bir muharriri- mize Servet Berkin demiştir ki: «Bazı mühim noktalarla, geri kalmış ihtilâflı noktaların halline çalışıyoruz. Belki yarın bunu ta- mamlarız. Bu anlaşma Romanya ile on sekiz milyon liralık müba- delâta jistinat edecektir.» Selânikten Dört Otobüs Getirtilecek Antalya Nakliyat Şirketi, halen Selânikte bulunan Alman menşe- li dört otobüsü. Belediye namı- na getirtmek üzere dün alâkadar makamlarla temasa — girişmiştir. 28 kişi istiap eden bu otobüslerin beherine 500 bin drahmi - mektedir. Nakliye ve gümrüğile beraber otobü şahrimize ©- nar bin liraya mal olacaklardır. Bu dört otobüs. geldikten sonra |Belediye, halen tramvay idaresi- nin elinde bulunan diğer dört ©- tobüsle bunları, Keresteciler - E- yüp hattına tahsis edecektir. Ha- Ten bu hatta çalışmakta olan 18 otobüsü de başka hatlara tahsis edecektir. Antalya nakliyat — müessesesi, İngiltereye sipariş edilen diğer 34 otobüsü de, Basra yolile 45 günde getirtmeyi taahhüt etmiş- tir. Bu telkif Belediyece tetkik e- dilecektir. sunda müsabaka imtihanı yapıl- dı. İmtihana 80 kişi girmişti. Ne- tice bir hafta sonra anlaşılacak- a. Bakırköy adliye başkâtibi va- zilesinden muvakakten ayrılmış- me Burasının münhal — kaldığı zanne iğinden müddeulmumi- liğe bi ife için elli kişi müra- tir. ee Bozuk Ekmak Satan Fırıncılar Kadıköy Belediyesi tarafından yapılan teftişlerde, Yeldeğirme- ninde Nikonun fırınında bozuk ekmekler bulunmuş ve yine Yel- değirmeninde börek ve simit h- rıncısı Recebin, temizliğe riayet etmediği, Hayrettin sokağında francala fırmcısı Rıfatın da Be- lediye talimatına —aykırı hareket eylediği görülmüş ve haklarında kanuni muamele tatbik olunmuş- tur. Malüller “Salnams Çıkarmıyorlar Harp — malülleri menfaatine neşredilmek üzere bulunan bir sâlnameye ilân dercedilmek ta- lebi ile, şehrimizin bazı tücearla- yıma müracaatler yapılarak ilân için para talep - edilmektedir. Harp Malülleri Kurumu İstanbul şubesinin, böyle bir sâİname neş- redileceğinden — malümatı olma- dığı bildi ekter Imdadı Sıhhi Motörü Alınacak Şehir içinde kullamılan cankur- | taran otomobillerinin büyük fay- dalar temin ettiği görüldüğünden Adalar gibi denizaşını yerlerde, İveyahut Himanda — vukuü bulacak kazalar için bir deniz imdadı sıh- hi teşkilâtı vücude getirilmesi ka- |rarlaştırılmıştır. Bu teşkilât için iki motör alınacaktır. Motörlerde doktor, hastabakıcı ve ilk kulla- İnlan ilâçlar bulunacaktır. Hileli Kantarlar Yakalandı Boğeziçi iskelelerindeki kömür kayıklarında kullanılan kantarla- yın bozuk oldukları hakkında vâ. ki şikâyetler üzerine, dün Anado- li tarafındaki iskelelerde âni bir yoklama — yapılmıştır. -Bulunan bozuk kantarlar alınmış ve sahip- İleri cezalandırılmıştır. — |Hastalıklı Piliç 5alılıyor Gebze ve Aydınlı civarların- dan madrabazlar tarafından top- Tanılıp kafeslerle Moda ve Kadı- köy semtlerinde satılmakta olan piliç ve tavukların ekseriyetle çi- çek hastalığı ile malül ve yenile- miyecek bir halde bulundukları- nt haber alan Kadıköy Belediye- si, bu gibi madrabazların görül- İdükleri yerlerde hemen çevrile- İrek tavukların baytar muayene- sine tâbi tutulmasını alâkadarlara bildirmiştir. FARABİ'nin Bininci Yıldönümü Büyük Türk Âlimi İçin Merasim Yay la *k bininci ölüm yılma rastlamakta- dir. Tıp tarih enstitsü bu —büyük Türk âliminin bininci yılmı me- rasimle tes'it etmiye karar ver- miştir. Banun için Türk — tarih kurumuna ve — Türk — âlimlerine müracaatlar yapılmıştır. Mücesa- 60 Türk âliminin matbu ve gayel Odunlar Cinslere Ayrılıyor Fiyatlar Bu Cinslere Göre Konulacak İkinci defa tetkik edilmiş ol- masına yağmen odun — satışları hakkında şikâyetler hâlâ durma- mıştır. Birçok kimseler doğrudan doğruya Vali ve Belediye Reisi Lütfi Kırdara müracant ederek fiyat mürakabe — komisyonunun odunları, Anadolu ve Rumeli © dunü ismile tasnif ederek ona gö- re fiyat koymasının doğru olma- dığını, senelerdenberi odun tica- retila iştigal edenlerin bile by &ne odunlan Birlirinden Tei edemiyeceklerini bildirmişler ve | esaslı bir tasniften sonra odun ve kömüre fiyat konülması lüzu- munu ileri sürmüşlerdir. Bu şikâ- yetler üzerine i ve Belediye Reisi Lütfi Kırdar, odun meselesi hakkında isap eden tahkikatın a- çılmasını. ve almacak — neticeye göre fiyat mürakahe kemisyonu- na yeni bir teklif yapılmasını em- retmiştir. Bu emir üzerine muavin Lütfi Aksoyun nezdinde ve bir- çok odun tüccarlarının iştirakile yapılan içtimada şu neticeye va- rılmıştır: Odunlar; Rumeli ve Anadolu odunları yerine yaş meşe, kuru meşe: yaş gürgen, - kuru gürgen isimlerile tamnif edilecek ve buna göre onulacaktır.. Bu rar, bir teklif halinde, fiyat mü- rakabe komisyonuna bildirilmiş- tir. —e Maarif Müdürü Ankaraya Gitti Maarif Müdürü Tevfik Kut, ortamektep ve lise kadroları hak- kında Maarif Vekâletile temas et- mek üÜzere dün Ankaraya hare- ket etmiştil girdi? | | Arttırılacak 26 - 9 - 940 —— Preveze Zaferinin Yıldönümü Yarın Barbaros Türbesinde Büyük Merasim Yapılacak Preveze. zaferinin yıldönümü, |kamlığına birer mümesil gönde yarın şehrimizde, büyük mera-|rerek mevkilerini öğreneceklir simle kutlanacaktır. Bu şerefli 'dir. Türbenin tam önünde metf yıldönümüne, harbi kazanmış o-|sim icra edilirken — askeri İan büyük kumandan Barbarosun | müdürlüğü ve deniz komutanlık ismi verilecek ve hec sene tekrar | tarafından seçilen iki deniz © edilecektir. Hazırlanan progres.| de, Barbaros zamanına ait kıy' ma göre merasime yarın saat 10 | ve silâhlarla mücehhez oldı da, Beşiktaşta Barbaros türbesi- | halde türbenin önünde nin önünde İstiklâ? marşile baş- | bekliyeceklerdir. lanacak ve yedek sebay okulu, | — Büyük Türk' kahramanıni! Üniversite talebesi, deniz harp o- | türbesine çelenkler konulattf kulu, yüksek deniz ticaret İisesi, | çelenklerden sonra iki manga * deniz ve kara askeri liseleri, kız. | niz talebesi tarafından ha' erkek İise ve örtamektep izcileri, | silâh atılacak, nihayet bir dakif deniz erbaş hazırlama or'a okulu | sükütla Barbarosun ruhu tâzit © ve Parti teşekkülleri iştirak ede- | dilecek, nutuklar söylenecektir. ceklerdir. - Bu teşekküller, yarın| — Merasimden sonra Abbastif İsaat 9.30 da, Besiktaşta kendile- | mezarlığına gidilerek parkın Wf tine tahsis edilen yerleri almış o- | mi küşadı, onu müteakip de lacaklardır. Onun için bu teşek- | şiktaş — kaymal l küller bugünden Beşiktaş kayma- ' resmi küşadı yapılacaktır. Piyasa Vaziyeti İngilizler Piyasadan Afyon Topluyorlar . İngilera haşıbma — piyamları| Bulmudukları diş pimenlara Bi mizdan alınmakta olan muhtelif -Anderilmesine müsaade istemif maddeler üzerinde ihracat mua- Y *-. Ticaret Vekâletinin bu f meleleri tamamlanmaktadır. İn- etmesi ve müstahsili kilizler piyasamızdan 365 bin li- za sokmıyacak fiyatlarla yaj ralık ve 27 bin kiloluk bir parti / olan mukaveleler için bir kolâ” #fyon satın almışlardır. -Verilen |lık göstermesi muhtemeldir. malümata göre İngiliz piyasaları BORSA için toplanmakta olan mallar rasına Türkiyenin daha birçok ham maddeleri ithal edilmekte- dir. Bu suretle en mühim ticaret 28 EYLÜL 1840 merkezlerimizde İngiliz siparişle- ri için fasliyet başlıyacaktır. Kapasfi İthalât olarak İtalyadan dün —ii mühim miktarda kâğıt, kurşun ve | — Bterlin BÜ eczayi übbiye, Romanyadan Sud | — Dotar üeü Kostik ve Bulgaristandan da odun | — isviçre 3030 kömürü gelmiştir. Dün de Yuna-| Drahmi 09078 nistan, İsviçre, Bulgaristana alt-| — Leva 18298 iki |mıp bin liralık fındık, zeytin, ke- | — Peçeta 1800 |pek gönderilmiştir. Pengö sesill Bir Kısım Kahveler —| 1 0635 Dinâr Bır5 Gümrükten Çıkarıldı | xa l Gümrüklerde bulunan kahve-| — İzveç Ker. 810080 leden 9n iki bia çuvah piyasaya BAHÂM ve TANVİLÂT İçıkarılmıştır. Diğer an üç bin Küi mal l da peyderpey piyasaya çıka, Umum Tiyatro 3278 acaktır. Bu suretle kahve buh- | zanına meydan verilmiyecektir. ———0 Nişadır İthalâtı Matbuat Emektarlarını!! Bir Tavzihi Matbast Teknisiyenleri Birliği F yasetinden: (Matbunt nâmına cüretkârane Mi racsatlar) buşlığı altında gazetelif da intişar eden bir yazı gördüm. Ü zun senelerdenberi matbusta hizmet eden emektarlardan mütefik Kil (Matbust Teknisiyenleri Berliği” her sene olduğu gibi ba sene de VE lâyetin resmi müsaadelariyle bir KON Nişadır stoku çok azalmış ol- duğundan kalaycılar bu madde- nin fazla miktarda ithali lâkadarlara müracaat — etmişler: dir. Verilen malümata göre yir- üne kadar piyasamıza mühim arda nişadır geleceği ve ay- mıca birçok ilhalât eşyasının bu meyanda getirileceği anlaşılmış- bır. l Ber tertip etmiştir. Kuru Sebzelerin İhracımı| sssm siztiğinin cski Yattat Cemiyeti) mevzuhahs konserle ef İstiyorlar Kuru sebzelerin ihracı için mu- vakkat olarak lisans müsaadesi verilmemesi üzerine bazı tüccar- bu emirden evvel bağlanmış Ben bir alâkasr olmadığına göre nf larına da para toplanmadığı ve töl” lanmıyacağı pek tabildir. Meçhul Mi essesenin şikâyeti mmucihi toessüir V barastif görülmüştür. Ticnret müef |seselerinin Matbunt Te - ” (Birliği nâmına konser ve için bütçeletine koydukları M Bir Gece İçinde İki Cinayet — Hakkınız var doktor. Ve elile Johm'u göstererek: Ba efendi bir aaat evvel Marymon ile tolefonda konuşuyor- muş. Hattâ düştüğünü bile duymuş. — Mümkün. Herhalde konuşurken vurtnuş olacaklar.. şimdi. raporumu hazırlıyacağım. Hepimiz için hazin H Büken Hiş her ikisine de melâm vererek odadan çıktı. Kapı Kapanmaz Evans o zamana kadar dökunmamış cesede yaklaşarak beplerini iyice aradı. Birkaç para ehemmiyetsiz birkaç köâğıt parçası buldu: — Bir şeyler yok. Diyerek mırildanırken gözü şöminenin üzerinde — düran M — Amma da itina ile yakmışlar.. Bu sözleri polis hafiyesi, odamın bbür ucunda duran Joln'a söylemişti. John bir müddettenberi polis hafiyesinin hare- ketlerini dikkatle takip ediyordu. Çok mahir bir hafiye ol- duğu halinden belli idi. On dakikadanberi apartımanın her farafımı, Hütüm kıyı ve bucağını ölden geçirmişti. Yalnız | adayı değli, küçük mutbağı, banyo odasmı, het tarafı a- Taştırmıştı. Fakat bütün bi itimalr araştırmaya rağmen Evans hiç bir Jpucu elde edememişti. Sinirli bir sesle kendi kendine söyleniyordu: — Herhakle Marşmon bir şey keşfetmiş olmal ki.. Bu teceslisüne kurban gitti. Fakat biz onun ne keşfettiğini henliz. Bulumadık . 'Tekrar kapi vuraldu. İçeriye sedye laşıyan iki kişi geldi. Bunlar Marşmon'un cesedini almıya gelmişlerdi. Bir taraf- tan ölü naklohmuyor, diğer taraftan cazbaadın şakrak se- . duyuluyordu. MAVİ PORTAKAL YAZAN ğ ÇEVİREN William J. MAKIN Rezzan AE. YALMAN Sohn'un zihninden son yirmi dört saatin vukuatı şimşek Zibi geçiyordu. Garip bir tali cilvesi kendisini bu korkunç facianın es- rarı içine atmıştı. Covent Garden mahallesinde o günler- de iki cinayet olmuş, Jahn ber İkisine de yakından şahit olmuştu. Buna sebep de tali değil miydi? Eğer hatırma bir fek opera hiletini pencereden atmak gelmeseydi, bu kar- ma karışık kör düğümün içine düşmüş olmıyacaktı... Bü- tün bunları düşünürken müfettiş Evans'ın sesi teknar yükseldi: — Şimdi şa hizmetçi kadınin biraz moşgul olalım. Kadın bu sözleri duyar duymaz derkal aksi bir tavır takm- dr. Polistoa hem korkuyor, hem de çekiniyordu. — Teminiz? — Horas Hik. Dulum, dört çocuğum var. Evaas'ın ikinol Dir saal sarmasına meydan vermeden ka- dın şunu sordü: — Demin sedye ile götürdükleri kimdi? — Mister Valpas muydı? — Hayır © değlidi. Şimdi... — Kadın polis hafiyeainin tekrar sözünü — keserek — sualine dovam ettir — O adam bu kapalı apartımana nasıl geldi? İçeri aai — O adam bir polis hafiyesi (di. Benim gibi.. Şunu da ilâ- ve edeyim ki, o adamı üldürdüler. — Öldürdüler mi? Kadım, elinde tuttuğu kovayı heyacandan yere bıraktı ve hayretten'gözlerini açarak tekrar bir sual serdu: — Peki, Mister Valpax burada yoktu da masıl oluyor da poliki öldürüyor? Evans gabırlı bir adam tavrila tzah ettir — Mister Valpas o adamı öldürmedi. Çünkü dün ge- ©6 Mister Valpas'ı da Covent Garden sokuklarında öldür- susller soruyardu: — Valpas hakkında ne biliyorsanız bana anlatınız? — Çok bir şeyler bilmiyorum. Bir ay evvel buraya taşın. dı. danın kiraamı her hafta intizamla veriyordu. Buna da gördüğüm hizmet mukabili olarak yedi şilin veriyordu. — Bakin bir hayat mt yaşıyordu? ; — Evet, çok sakin.. Gramofon çalmar. Kadın kabul etmezdi. Yalnız Mis Helen Osmand onu Kirerdim. — En son defa olarak me zaman gelmişti? l—p_&“—“m — Acabi Mis Helen Osmond gelinciye kadar bu mese- Jeyi kurcalamasanız.. Evans sart bir tavımla Jobn'u sustardu: (Arkası var) birtiğimizce hüviyet ve salâhiyeti Mf saddak bir heyet tarafından etikel mektup ve zarflar içerisinde takdif edilen biletlerle tahsisatlarmı — talef ve tahsil etmekte ve dayın müeasif sahipleri de Birliğtmizce çok kıymti” 780 Program ve saat ayarı, 1Af 'Hafif müzik (Pi.), & Aşans habif deri, 8,10 Ev kadını - Yemek 830 Hafif müzik (PL). * 12,30 Program, 12,5 Muhteli£ Ş4f kılar, 12,50 Ajans haberleri, M Şarkılar, 13,20 Müzik (Pl.). l 18 Program, 1805 Müzik: Korftf to (PL), 1840 Rafyo caz 1040 Mühtelif şarkılar, 1945 AM haberleri, 20 Temsü; En keskin # YAh, 2045 Dinleyici istakleri, — Zidİ Konuşma, 21,30 Radyo gazetesi, 216 Radyo orkestrası, 22.20 Ajana habif deri, 22,45 Cazbant (PL.), 23.30 KA