İi ei İf e KĞ . ğ RirT G AY y —H2 Işık ve Nur Peşinde Cedlerimin Çaldığı Topraklarda (Bu tefdkamızm muharriri olan Xük Nita Grem Kuk, yazısmın dön gıkan başlangıç kasınında nasıl o- kup ds yolunun Türkiyeye ve Va- kan sütunlarına — Güştüğünü an- Katıştı. — Bugün de — hayalmın Mikâyesini anlatmağa başlıyor.) Amerikada Misisipi netirinin ke- Bamıda doğdum. Orada — ailemin geniç arazisi vardı. Cetlerim bun- kars vaktile kırmızı derili yerli halktan çalmışlar... Yakaz yanı söyliyeyim ki, o za- marlar yerlileri öldürmek ve top- raklarmı ellerinden almak, mübah bir geymiş. Hattâ vatanıt hir vazife bile sayılırmış. Amerikan tarih ki- taplarına bakarsanız bu hirsizlik- Jlara ve bu cinayetlere yüksek yük- sek odlar takarlar. Amerikada gar- ba Goğru istiüâ bareketine iştirak eden öllelerin çocukları kendi ken- dilerini bir nevi aristokrat zanırlar, Fakat Büyük annem, bu kitap- lara ve bu gibi kuruntulara kapı- dacak bir kadın — Geğildi. — Allenin ondan sonra gelen fartlari de onun düçünüş tarzını kabul etmişlerdi. Düşünün bir kere ki, <hürriyet> ve <adülets hasretle —Avrupadan Amerikaya kaçan fk muhacirleri yerli halk güler yüzle kabul etmiş, kendilerini hediyelere boğmuş, A- merikanın ilk sert kışları esnasın- da yaşıyabümeleri, yerlilerin 10tfu ve imaanlığı sayesinde olmuş. Beyaz muhacirler bu —inaanlığa Dazl mükabele atmişler bilir mint- niz? Topraklarını çalmak ve ken- dilerini öldürmelkle.. Bu kadarla da kalmamışlar, O yuvalarını, - top- raklarını müdafan eden kurbanla- rın Bütün Alama, bir şaki sınıfr diye tazıtmak — yoluru bulmuşlar. HARA buzün tarihi Amerikan film derinde beyazlarla kırmızı Geriler ATasmda bir çarpışma gösterilince, Avrupanm, Azyanm sinema seyir- yetleri asıl zülme uğrayan tarafı futmazlar, nerede zalimlerin üstün MMWW& kışlarlar. Büyük annemde, Babamda ve Getlerimizin — hırsızlıklarını — Örtmek ve mamur görmek yahında bür düygü ve en küçük bir eser O yoktü. Yerlilerin eski toprakla- yaDdA yaşayışımız, aksina olarak — hizi onların ruhuna yaklaştırmıştı. — Çocuükluğumda ilk öğrendiştim ke- "” Biri Avanovtdla'dır: Yer. dilinde <büyük Truhs tâbirinin mmukabili... Büyük ruh diye ifade edilen din Guygusu tabintin. kucağından ko- — pup geliyordu. Bunun içinde toprak vardı, gök vardı, su vardı. Yare &- içinden #ararit Surette çiçek- der, mayvular fışkıran — tohumlar vardı. Biraz biyüdükten sonra başka “beyaz çocuklar — vamtasile Hirisli- z “eydnrulmuş. kitaplara doldurulmuş O Humt, bayat bir şey gibi geldi. Bütün allem Hiristiyanlığa karşı tuyan düyüyürdü. Büyük babamın — kım kardoşi bir milyon dolar sarfet. meiş, yaşadığıtmır. şehirde kocaman “bir Idlise yaptırmıştı. Pakat Miyük Bnnem bu kiliseye yabancı kalmış, adımını atmamiş, dint ilhumlarr Yerlilerden | re bağlı, Mmütasamp bir. mu: Bunun için büyük annem, dini ( katlarını ister irlemcz herkesten Bgizlerdi. Seciyesindeki manevi gü | zelliği nereden elde et n halk merek ederdi. Şehirde ona funu başkatarına iyilik etmek için Bürfeder, fakat ba iyiliklerile övün- mez, buzları mümkün olduğu ka. dar gizli tutardı. Büyük annemin ruhundaki bu güzelliğin, vücudü —üzerine de es- rarlı bir teciri olmuştu. Sıkhati da- İma yerinde J0L Yaşadığı müddet-| çe ehastayım» dediğini duyan öl- mamıştır. Babam, Hırlatiyanlık — taassubu- a karşı olan layanını büyük an- nem gibi gizli tutmağa lüzum göre mezdi. Bunu edebi yazılarında, yüksek sanat eserlerine mahsıs o« Jarak kurduğu ve idare ettiği bir tiyatronun çalışmalarında en canlı bir şekilde ifada ederdi. Ktrafma tasasubun darlıklarına karşı isyan etmiş, birçok istidat sahibi adam- Jat toplamıştı. - Bürların hepsi, hürriyete kavuşmak arztunun ilk adımı olarak Hıristiyanlrğı üzerle- rinden atmışlardı. Bir kasmı, © za- | manlar benliz temruk veren yent yeni içtimal dinlere saplanmışlar. dı. Fakat babam, ruhunün istiklâ- lini mühafazaya tarafdardı. Harıçi ttikadım lekine olursa olrun, insazı darı cansız birer makine haline in- dirmanin, hakiki inkişafa imkân veren bir yol olduğuna inann | gu. Teşkilitir bir dint sistemin ve Basmakalıp akait kitaplarının ha- Kikf dinin güzelliğini öldürdüğüne kaildi. Yâni, dini merleklerde olan adamlar; onun gözünde, dinlerin a- Bil güyesi olan sevgi ve feragat a Teyhine çalışan ve kendi hesapları- ma nüfuz ve Metfaat arayan a- annemin babası doktordu. Ken mahsus bir gıda sistemi icat etmiş, herkesin alıştığı yiyip içme yel me karşı isyan çıkarmıştı. Vitcudi ne gida vermek için her oturuşta yalnız bir nevi gıda alırdı. Masclâ yumurta ise yalız yumurta, ek mek ise yalnız ekmek... Büyük babam S7 yaşma vardığı Halde sdhhati ve keyfi yarinda 1di Beşinci karısde tam bir Ahenk ve #aadet içinde yaşryordu. Tek xıda sisteminin doğru bir sistem oldü- KuDa *kendisinden canlı bir delil o- Tamazdı. Büyük babamım diğer bir mezm Kı da Benede birkaç ay tablat üle- minde yaşamak ve göklerdeki - demleri tetkik ile vakit geçirmek Ayni merakta bulunan bep yüz ki- şiyi bir araya gelirmiş ve bir nevi tarikat kurmuştu. — Bunlar sanede Birkaç ay Floridada toplanarak müşterek ve her cihetle müsavi bir Bayat — geçirirlerdi. Kamprmm ihti- yaçları için her fert elinden gel- GİPİ kadar para verindi. — Yokmuz- lardan bir şey almmazdı. — Yalnız tarikatin tahiate tapınmaktarı ba- Tet ttücadinda samimi olmaları garttı. Büyük babamım üçüneli bir me- Fakı Şu İdi: Bir şey icat edip de i- Cat beratlarımı dolandırıcılara kap- tıran saf mücitlere yardım et- mek.. Bunlardan bazan yirmisi, o- şark kaynaklarında aramıştı. Hint — Kelselesi, ocun tablat hakkındaki O bayranlığını arttırmıştı. — Hint fel- / gefosine dnir eserlerden büyük bir — kütüphane kurmuştu. O Yuyadığımız şehir, din? ananele» tuzu büyük bahamım evinde bir a- Taya gelir, yer, içer, haklarınım na- | B çalındığını bizbirlerine anlatır- | Tardı. N. G. Kuk B ei Yarının Modasına Doğru Moda hakkında yazı yaz de- ölkderi samaa bir aa için bamun münikün — olabileceğini — zaunot- tim. Her zaman olduğu gibi bü- tün ıımdq moltlerinin, moda mülzemesi yapan — fabrikaların, ada mağazalaram biz kadımlar için çalışlığını — farzetilm. — Hiç düyünmedim ki dünyanm bu mit- üst samanında fabrikalar ipokli kumaş yerine top titfek yapıyor. Hessamlar ve terziler model çi- zocek yerde cepbelerde dövüşü- yor. Mağazalar kapalı. Dünya yikcünde moda, renk, çiçek ve kumaştan başka düşünülen ve yapılan işler var. Modanın doğduğu, — yaratıldı. ği dünyaya giyim kuşam tarıı- ni veren yer artık moda düşü- nocek halde değil. Hiç olmazsa muvakkaten olsun böyle şeylerle meşgul olanıyor. Artık moda kâbesinden ilhaum alamayınca Ber memleket kendi giyim şokli- ni icat etmeğe çalışacak, — Belki do yemi bir çığır açıtacak. Baki- miş moda nazariyeleri yerine yepyenl şekiller ortaya çıkacak. | Şulh içinde yaşıyan mesut mem- leketler kendi Mmüzilerine dağru bakarak yeni reükler, yeni şekil- ler ortaya koyacaklar. Kütahya cinisinin mavtsi, Frans srz blcu rol'smdan eibette dıhl] Ahenklldir. İ TOazetemi: hareketino yakından alâka 'akında sütun- Tarımızda buna dair yazılar bulacaksınız.) Açılış - Kapaaış BU 18220 29005 00075 16175 1390 265325 0625 3176 Nevyork Cenevre Atina Safya Madrid Budapişte Bükreş Bolgrud Yokotama 8118765 Stokkolm 81006 ESHAM VE TARVİLAT Bivas - Erzurum 3 1954 1038 ©* 5 Hazine tahvili — 1930 SDT LOT VATAN Sayısı 5 Kuruştur. » Türkiye H KG S maRanı M00 Kr. 2700 Kr. 760 Kr. 1410 Kr. 400 Kr. — 800 Kr. 140 Kr. CrarLa e meraarın Bulgyurlu Köyünün Ricası Çumlıcada Bulgürlü — köyü halla, Kısıklıya kadar getirilen elektrik ile köyletinin de tşıklandırdması ve te- mixlik işlerinin munlazam bir şek- 16 sokulması için vilâyete mürücaa- te karar vermişlerdir. Evvelco teş- Idi edilen Çamlıcayı İmar Cemiye- tinin Bulgurluyu da imar için fâali. yete göçmesi istenilmektedir. Senelik Alte aylık Üğ aylık VA'I."AN Hayırlı Bir Çığır Adını saklıyan bir vetarda: la eşi, Hukuk Fakültesi talebe » senede altı yüz lira vak- | lerdir. | Bu vakfa dair dün Ünüversi- ||16 Rektörü C. Bilselin adile ç| tezkereyi aldık. Avnen yazıva. | ruz: *Bilginin kadrini bilen h: miyetli bir vatandaşımızla refikaları, her yıl Hukuk Fa- kültesinin sınıfında birer talebeye tevcih edilmek üze. re Üniversiteye — dört burs tahsis etmiş ve bu yıla ait 600 istemiş olan değerli ve hâm yetli ve Bayan vatanda- Şımıza Üniversite adına ale. nen teşekkür ederim. Üniversite Rektörü C. Bilsel Bu haberi bizde mıya hizmet etmesi dan çok dikkate lâyık — bul Kabiliyetli, fakat fakir İ site talebesine el uzatmak yanın her tarafında usul * almıştır. Bu. yardımın çin haysiyete dokunur rafı yoktur. Çünkü - fa dolayı değil, ilme ve yurdun hayrına yarıyacak- bir istidad olduğundan dolayı seçiliyor. Her Avrupa ve Amerika Ü- niversitesinde böyle sayısız va- kıflar var, Bizde ki de kenard Fakat ya miktarca pek az, ve- ya umu tarafından bilinme- diği ( $kalarına örnek ol mıyör ve her istidat sahibi ta- lebe bunlara ait Mmüsabakaya karışamıyor. Sönede altı yüz lira vakfe- den hamiyet sahibi karı koca her kim ise pek hayırlı bir çı- kir açmışlardır. Bu neviden va. kıfların çoğalmasile — beraber iyi, yoman, edebi ve ilmi eser ve s&ire yazılmasını teşvik için SOLDAN SAĞA: 1 — Zihinde kurma. 2 — İstemi- yerek. 3 — Bir nevi SD0r - Nota - | Neta » Nota. 4 — Hişya - Akciğer - Bir. 8 — Vaktile gece nöbet gezen kol - Çare. 6 — Uzak işareti - Tere sine cakalı - Bir renk. 7 — Hay- Gin! » Başı kopmuş fitil. 8 — Gele- cek - Akciğer - Fasıla. 0 — Bıfat 4| edatı « Bir. adet * Nola » Erkok. ç| 10 — Cesaretle. 11 — Dürüstüüğüne - | halel getirme. YUKARDAN AŞAĞIYA: 1 — İstanbulun — Bir Semtinden. ret. 4 — Pir nakil vasıtası - Geniş- | lik » Bir nevi pasta- 5 — Tekdir - | Bir oyı Bir mektep - İşler. 8 — Bir işim - Duacı « Eşi olmi yar, 8 — Bir kayvan sesi - Eklet! - Başaşağı ol- Taaş bir hayvan « Masset! 10 — Res- mi bürolara. 11 — Yolları. 1 Nolı Bulmacanın Halli BOLDAN SAĞA: 1 — Karabatak. 2 — Esire. 3 — Adsız İki Hamiyet Sahibi Hukuk Talebesine 150 şer Liralık Dört Vakıf Verdiler de kendi adına fatlar kuracı Tiz. Mesolâ senenin en iyi telil romanına verilmek üzere bir mükâfat kuracak bir zengi- nimiz ortaya çıkmıyacak mı? el ĞA a MÜTEFERRİK: Vorem Dispanseri Genişletiliyor Veremle mücadeleye büyük tir e- hemmiyet veren Vali ve Belediyo Relsi Lütfi Kırdar, Yerebatan cad- desindeki İstanbul veren dispanderi- nin ihtiyaca KAf gelmediğini güre- rek yanındaki arsa ve evlerin istim- lâkila modern bir pavyon * yaptırı masına lüzum görmüş ve Jâzımı ge- len keşif ve plâzların hazırlanmasır n emretmiştir. İki Kır Erkek Oldu Aydınin Sükeli Köyü eşrafından Halil Kocakayanın kaz ön altı ya- dan yaprlar münyenode erkek eldu- gu arlaşılmış ve muvaffakiyetle ne- a İsmir Memleket hastanesinde ol- Muştur. Gönret adıada ön — doküz ında bir kız, Memleket hasta- yapılan bir ameliyat ile B slik ni- yanlısına — yüzüğünlü — geri vererek Baylar arasına karışmıştır. Üzüm Temizleme Evleri Yurdumuzun Üzüm yetiştiren yer- lerinde aai üzüm açılması Zirat Vekâletince kararlaş- tırılmış ve fenliyete geçlimiştir. İik önce Manisa, izmir ve İzmit- 'te temizleme evleri açılacak, köylü- ler buralarda — üzümlerini — parasız temizloteceklerdir. Yani genenin si- yah kuru üzüm mahsulü Manisa bor AasInda satışa çıkarılmış ve bu mü- Hasebetle mütad merasim de yapıl- z D 3 — Âletleri. 3 — Bir renk - Kısals | Ama, Aza; Aka. 4 — Zer; kıl. 5 — tılmaş bir edat - Nota - Bonsuz çök- | pt; Cilı Nalar Yalvarma. 6 — Ters dönmüş sanat «| Adi: Ayr- 10 — Abaza. 11 — Besa: kağıdı » Bir hayvan, T —| Tabya. 5ZL Ka 8 — Şiş; Taş, — Bü; Ar. T — El; — İka; YUKARDAN AŞAĞIYA: 1 -— Taze; Eşik. 2 — Metelik. 3 — Ar; Şa (m). 4 — Re; Cin; Ax. 5 — Asahi; Acaba. 6 — Biz; Lal; Dar. 'T — Araha; Arıza, 8 — Et; Van; Ab, 9 — Ak; Te 10 — Kızlay. 11 — Vali; Aşık, DÜN ÇIKAN İLK KISMIN HULASASI (Mehmet Al, alle bayatmna ait bir se- bepten dolayı ölmeğe karar veriyar. Tara revolverinin tetiğini çekeceği #ıra- da gözü ihtiyat zabiti diye çıkardığı bir resme ilişiyor. Dünyann — bugünkü ha- linde memleketin her kola, har dimağa müktaç olduğunu, hayatma tasarruf & Gemiyeoeğtıi hatırlıyor. Bakt kurulu ha- atı için ölmüş görünmeğe, yeni hayatı- At unumun hayrına / vakfetmeğe karar veriyor. Mehmet Ali, Kembriç'de tarih OKUMUŞ, soara memlekete dönmüştür.) den ibaret, hakiki yapmak istese - toşebbüsü baeai PZ Sabe “Momleketo düntünce askortiğini yaptı. Sonra ailesimin, dostlarının bütün msrarla- —j vama rağmen Büyük merkezlerde / kalmadı. OAnadolumun göbeğinde idari bir vazife arar K D Dü emetini bir çılgınlık sayanlara şöyle J.gı».p—mşunın: BUti — Döünyalla PKi türüü — gidiş var: — Birisi O0 | Tayati hiduğa Çibi kabul etmek, ona uy- | Ymak yavaş yavaş hareketsizlik içinde cü- Orüşüp götmek.. Fkinetki de muhiti kendimi- | Yo uşdurmağa, yüksek bir takım ölçüler ve everllera yaktaştırmağa - çalışmak... - Heplb alr #RANA Mi Kaldı? Haşkâör yapam.s di- İ ye anlrsek ba memleket halkı layık e seviyeyo nasıl varabilir? Mrhmet AlL bütün taze şevkine rağmen ğ e İkİ #eneden fazla kalamadı. daki miklürü, — Bir memleketin —iyili kir gördünüz. Yanlış, çok bir engelle karşılaşıyor, Küğıt üzerinde en kilçük teferritata kadar iptidadam hazırlan- maş ölü — üsüllerin hayatın canlı / akıntısını yolundan alıkoyduğunu görüyordu. Bir Amorikaa tütün şirketinin Samsun- vakit vaklt Mehmet Alinim bulunduğu yere geliyordu. Aralarında ya- n bir dostluk kurulmuşta. Bu adam, Meh- met Alinin temiz karakterine, yüksek ener- jisine hayrandı. Bir işi kendine dert edetik- den Menlist ve atılgan insan fipinin, ne ka- dar nadir bulunur biz kaymet olduğunu bü- tün Amerikaldar gibi biliyordu. Mehmet Aliyo şöyle teklifler yapryordu: menin ca iyi yolu, İktmadi hayata #tilmak- fır. Siz Türkder, bunu şimdiye kadar ha- min gibi okuntaş, Kenl sahibi adamlar bu hayatta yer tatmalı.. Bizim işte, hir numa- Falı adam benim. Sana Ük hamlede İşin iki mumaral adanır olmak firsatını - vermiyo hazırım. Bir müddet sonra komlsyan itzeri- Bugünün ve Yarının Romanı YAZAN: M.H.ZAL Etrafında usullordes, münasız muamcleler. Shtiyaçların aykırı çemberler buldu. Ne larafa dünse, ne icaplarma ve hizi karacak türmek Hstediği İzmirde yüksek üğine hirmet et gılaştırmışlardı. biribirlerine çok yanlış.. Asıl e- ne bütün mübaymaları — yapmak inikânımı Balahtlirsin. İzmir ve İstanbuldaki daha ge- miş teşkilâtımızza da geçebilirsin. Mehmet Ali, Amerikalının tekliflerini ip- tidaları şaka diye karşılıyordu. Fakat bir gün dayanamadı. En taydalı diye ileri gü zündea hasır altı olmuştu. — Amerikalınm teklifini kabul etti. Evvelâ Ramsun, sanra du. İşine elden geldiği kadar ideal hei ka- rıştırıyordu. Türkün — iktesadi kahiliyetini Amerikaldara — tanrtmayı emel — edinmişti. Çulışmasının maddi müküfatmı da az za- manda gördü. 4 mevki sahibi olda. Alle kurmakta da talli iyi gitti. Nihalle evlenmesi bir sevda neticesi değildi. İki ta- Yafı tanıyanlar araya girmiş, İki genci kar- kurdular. Rektedikleri gili, hir erkek yav- Taları alunca ahcnk ve saadetlerinin hiç ek- Kiği kalmadı. Herkesin — güzünde, sasdetli bir alle için bundan iyi örnek olamazdı. * Mehmet Ali, evine çok düşkündü. Hesap giderdi. çök olu Bir iş, bir usnl engeli yü- maaşlı mevkilerde bulün- Yüksek maaş ve İyi bir Fakat Nihalle Mehmet All İyi uyarak ilik bir yuva zun bir edilse vaktinin yarmındaa çoğa erinden v zak geçiyordu. Zaman zaman Amerikaya mandı.Fırtınalı açık denizlerde, üzüntülü iş- ler arasında dünüp dolaştıktan sanra İlma- aa Kavaşmıya can atardı. Nihalden başka kadında gözü yoktu. Evlendiği gündenberi geçlei bir zevk diye bile hayatına başka ka- din karıştırmamıştı. — Oğlu küçük Demiri sevmeyi, yetiştirmeyi hayatımın en baş ga- iyelerinden biri sayardı. En uzaklarda iken bile Nihali, Demiri, iki — sevgilisini dalma düşünür, yuvasına kavuşacağı — dakikanın hasretini her an çekerdi. Son seyahatini harp zamanında İngilte- veye yapınıştı, Tagilteredeki Büyük bir şire kot, Amerikalıların teşkli&tından istlfnde e- derek tütünlerimizi nimıya — alâka göster. mişti. Teferrmatı konuşmak işl — Mohmet Aliye verilmişti. İş uzamış, uzamış, d ayı bulmuştu. Bu- arada Nihalden gelen mektuplar kısa ve sönüktü. İngiltereye varan en son mektap Bunun sebebini ortaya koymuştu. Nihal u- İstanbula, Ankaraya, Bamsana git- tEği, Temir civarında dolaşmıya çıktığı da rd.Fakat yuvaaı onun İçin bir li- hastalık — göçindiğini, yolculukta merak etmekin diye Mehmet *Aliden gizli tuttuğunu, şimdi nekahat halinde alduğunu Atiraf ediyordu. Hastalık grip diye başla- Tarş, türlü türlü Iktilâtlar geçirmişti. (Devamı var) T <0 - 8$ - M ——— P KAYE INAN Geç vakit bu Sokaktan geçenler, ©onu ya köşedeki çeşmenin yanında Üğuvara Gırtmı. vermiş, yahut biraz ilerdeki çardaklı kahvahane camının sinden dört kişiye verilmek Ü- zin de ortaya çıkmasını bekle-| önünda koyu renk mantasile ayakta | ve hareketaiz görürlerdi. O, hiç ha> |reket etmeden, hiç xıpırdamadı rada dururdü. Yalnız hava Tüzgârli | olunca beyaz baş örtüsünün uçları | bu karanlıkta iki kanat gibi çırpı Boğukta mehtaplı gecelerde olduğu | &ibi yıldezti veya — bulutlu zifiri ka- Fanlik gecclerde o hep, her zaman ve dalma orada ayni vaziyette du- Turduü Benelerdenheri bu sokaktan geç | Vakit geçenlerin bu kadın yabancısı değilli. Herkes onun karanlık gece- derde karünlik hayalini tanırdı. Çök uzun bir Boyu ve har halde yorulmak bilmiyen bacakları vardı. Omuzları çökük, kolları uzun va zehlap geceleri, siyah mantosunun yırtık yenlerinden —çıkan — elli Güvarlara, — kaldırımlara — akseden gölgeleri, ti külbastılar gibi ge Ve yasat di Her gece onu böyle bekler gören Kkomyularr ona her zaman: «Merha- |bas derter, onu: <Bazimet teyze di- ye iimlerler. Ona her zaman: eYine Avniyi mi bekilyorsun, — diye sorar- lardı. Birak şu haylâzı be teyze. O keyfinde. — Yine — kahvede — otur- muş ültmuş lti oynuyor.. Sen de her gece 9 eve dönünceye kadar Köçe başlarında, kahve — önlerinde onu Deklemekter kandini helâk ediyor- Sun.: O; parası bitmeden, maraza çıkarmıdan eve düner mi hiç?> Bvetl, Şazimet teyze muhakkak kendini helâk ediyordu. Sabahin e- laca karanlığında iş başına yetiş- mek için kağuyor, mevsiminda ak- şama kadar yasalaşmış — kocaman | parmaklarile incir ezmekten kalla- İrma ağrılar geliyor. mevsiminde ev- lerde tahta silmek, çamaşır yıka- |maktan iki büklüm vücudü belinden tâ omuz başlarına — kadar srzim 8- İ zzm sızlıyordu.., Bazi akşam eve gel- Giği zaman bir rahat edebiles, ek- meğile katığını rahat gönülle bir yi- yebilseydi... Ne gezer!.. Hayır, bir gün rahat ekmek ye- memiçti. Bir gün vaktinde sertı dö- gek görmemlşti.. Hepal bu haylâz oğlunun, bu Avnisinin yüzünderndi... Hep onun yüzünden... Halbuki o, rkek evlât doğurduğu KÜn ne sevinmişti. Onu kâh beli k hçir Zabit, KAh beyaz kolalr yakalı kâtip yapmağı düşünerek ne hulya- lar kurmuştu. Bir depoda hamallık edan kocasr Süleyman Çavuş — Slüp d& altı yaşındaki oğlu İle yalnız kal deği zaman bütün bu hulyalara veda etmek Mazım gelmişti.. Oğlunun eli- na, sekiz yaşına geldiği vakit, mek- tep kitabı yerine bir. kova verebi- mişti. Küçük Avni, ufacik kazanca | mukabil, anasının çalıştığı incir de- | posunda, elleri incir mitile yanan iş- çilere yıkansınlar diye ikide bir geti- rüen su kovatını taşıyordu. - Küçü-| cük kollarıım yerden ancak iki paz. mak yukarı kaldırabildiği bu kova yt yanyana Gizilip incir seçen, incir ezen siyah mantolu bayaf — yazma baş örtülü kadınların yanla getiri- yordu. Fakat esasen haşari Ve tetbiya e- | dilmesi güç bir ahlâkte elin küçük | Avniyi bu işte fazla alıkoymak mümkün olamamıştı. Bir hafta dar | çalışmış, soyra mafazadan svışmız. mağazanın etrafında analarını bek- derken oynaşan çocukların — arasına karışmıştı. Ve sozra — sokaklarda | kontrolsüz büyümüştü. Pek küçük yaşında tütüne, Takıya, esrara ve kumara başlamıştı. On yedi yaşında kumar yüzünden bir adamı bıçakla (zararsız bir şekilde yaralıyarak ilk | vakasını yapmış, yirmisinde kendi- ni aldatan dostumnu çalıştığı tütün mağazmar önünde yakalıyarak jiletle yüztinü kesmiş, kaç kere, kav ÜBA, dövüş ve belâ çrkarmak yüzün- den karakola ve haplahaneya düş- M üştü. Mahalleli ondan yaka #i kerdi. Onu tanıyanlar, onun yöla gelmiyi emindiler. — Fakat bütün bu kötü huyun tezahlrlerine, bütün belâlara ve sabıkalara rağ- men bir tek kişi; Gazimet — kadır. günün birinde onun adam olacağın. dan Ümidini kesmemişti. Ona nasi. (hat vermekten, önu döğTU yola ge- nile, iki #ene göğnründe südile ve bü yaşa kadar iş başında ter dökerek muştı. Ö bir gün iş tutup elbette a. dam olacak... Yaptığı delikanlılık... Cahillik... diye düşünürdü. Onun da- Martarında şimdi kan değü, rüzme döli balz akıyor.. Eilnden para almak için kendisi- e' <Anne artık işe gireceğim: de- Giği zamsin öna hemen itimat ediyor ve yine kumara gittiğini görünce: -İy Gr Yaz ve kış geceleri, mcakla ve| © <Onu kandırddar» diye Güşüünüyar dü. Şazimet kadın, oğlunun bir gün adam olazağına İnarayo tam bir kanaat halinde idi. Ve iştü tabilacek yagAne demtek Bi inançtı. Onu yola getirmeği kendine bir gaye ecinmizli. — Bir tikrisabit. halinde bunu bir vazife biliyor, bik n varlığını Dü neticeyi elde etmes ge vaktediyordu. Onu ayakta tutan odtunun fena hüylürile yaptığı bu mücadele idi. “Yoksa Böneler #treni bu tatilsiz didinme icinde her gecer İnini meybane ve kalve Kapıtarında, ayakta geçirdikter Sonra işinin bar ŞA dönüp saatlerce çalışmağa mes eai Bulabille miydi? O, kendini ağluna o kadar bağlar maş. oğtunu yola getirmek işine ken- dini o kadar vermişti ki, zanki bunun haricindeki şeylar ona tesif edemiyor, bu işi bitmeden, bu işinl n | bonuna getirmeden evvel hiçbir Şey, ne açlık, ne uykusüzlük, ne yorgüne Tuk onü İhtiyarlatmıycr, — yıpratını yardır. n birinde © büyük #felâket gelmeseydi. idm bilir Şazirlel tayad daha kaç sene Avniyi adam etmek için ayai cesaretle ayni şartlar içine | 'de kendini harcamak, bütün günle- TİNİ onün kumarına, içkisine, kah: pelerine para — yetiştirmek için işte, bütün gecelerini ona «ve getirmek çin meyhane - kapılarında — sürün- mekte geçirecek, küç kere oğlunun tokadını yiyedekti. Vizviz Alinin kahvesinde otur kü. ruşluk bir kumar borcu için Avniyi bıçakladıkları zaman mahalleli pek acımamış, hattâ — birçokları: eŞazi- met teyze kurtaldu!> diye âdeta se- vinmiştir: «Sonunun bu olacağı belli Ydi O kadar «nâ ühr aldı. Kadını bir göca uyutmadı.. Cesedi, — kalvenin taşları Üstünde, yüzünü —örten bir guval Parçasınm altmda yatarken, herken böyle düşünmüştü. İncir mağazasına gelen bir kom- gu, anasıma Avninin ölümünü heber verdiği zaman, kadm, hiç ses çıkar- madı. Reagi hep solgün olduğu için sarardığını da kimse farketmedi. Sade yerinden kalktı. Hafifçe sen- deliyorek mağaza — kapınına — doğrü yürüdü. Sokak bomboçtu. Mağaza duvarıtim “dibinde karpz Kabukları, çıplak üzüm aalkımları ve sinekler vardı. O Ga bir duvazın dibine çör- tü. Gözlerini kapsdı. Ellerile şakak- larmı tuttu ve hafif bir sesla; eğim- di ben geceleri kimi bekliyeceğim... diye mırıldandı.. Hat Şimdi ben s0- kakların küşesinde sabahlara kadar kümi bekliyaceğim... Beni kim ağla- tacak... Bana kim bağıracak... Para- darımıı elimden kimler alacak... Ben şimdi kime söz söyliyoceğim... Kimi ııın:ı.qı.o(ıııılıııııııım...n.ııuı nasıl kıydılar... O artık tam yola ge- lirkan ona nasıl kıydlar? <Ana, ar- tik işe gireceğim. diye dün bana ye- ymin etti. Evet... Daha dün!..» © kgünden sonra Şazimet teyzeyi bir daha sokak başlarında gören ol- madı. Erken yatıyor, erken kalla- yar, akşam yemeklerini saatinde yi- yordu. Acısı büyüktü amma hayatı intizama girmişti. Mahalleli: <Acısı nt ünütsün, natıl gençleşecek!> de- diler. Pakat iş mahallelinin zannet- 'tiği gibi çıkmadı. Bağaız kalınca Şa- zümet kadın birden yılcldı. Bir ay içinde Şarimet tayze belki yirmi yaş birden ihtiyarladı. Bir sene sonra ö- mu kimse tanıyamaz oldu. Beli bü- Küldü. Ağımda diş Kkalmadı. İncir Yşlnin olmadığı mevsimlerde çalıştı- Bt evlerden: <Çamaşırları temizliye- Mmiyor, tahtaları açamıyor!> diye ar- tik onu çağırmaz oldular. Parmak- Jar küvvetini kaybettiği için artık #neirleri iyi ezemiyordu' Onün için onu gimdi daba kötü bir işe, incir seçmeğe ayırdılar, Mahalleli, anu bu Balde görünce: <Mleğer insan dertsiz yaşamazmış!> dedi. Fakat mahalle- Hin €n akıllışı geçinen mavnacı Ce- MAL <Dertsiz değil, ümitsiz ve zAnNÇSIZ yaşanmaz, diyor. Şazimet teyze, çok çekiyandu. Amma bu kö- tülüğün öntine bir güz geçebileceği- ni zannederek boğuşuyordu. — Şimdi ne oğlu, ae Ümidi ne de Kavgası Kaldi. Onü ihitiyarlatan budur... Onu dünyaya bağlıyan bağtarı koptul.> Yilç 1940 - Ayı 8 » Gün: 288 Rumi: 1356 - Ağustos: 7 Vakit Vanati Ezâamı B15 1018 1217 BAS 1604 B08 1803 1200 2043 140 Yatar İmsak 323