-» —a —— Gassoznldün tercümeler Torpli kım icat etti ? Baki — samanlardanberi, deaiz Müharebelerinde getallerin talırıp, #dümesi Ükri mevcutlu. İA evvel Adüşüdülen asul — lahıla — kalyonluri yekmak Tükridir. Daba soaraları tehrip için bu gönkü torplli ancak şekilca andıren bazı maddeler kullanılmışlır, Fakat busüe kullarılan ve terikkinin hee men sirvesine erişen kendine mah sus melodları olan torpili 1800 gee Besinde Robert Vhitehead adında Yini yapan ve elektrikle tramvayt işletmeğe muvaffak olun adamı Ame rikanın Brendoc şehrinde yaşayan Thomat Davenpert adında fakir ve Mütevazi bir demircidir. 1835 tarihinde yaptığı tramvay moödelini bir sergide teşhir etmiş » tir, Model çok beğenilmiş , ameli | hayala tatbiki arzulanmıştır. Möd: yapılması ve teşhirin 1 den ancak (6 sene sonve İlk elek | trikli tramvay Berlinde ve iki sene , bir İngillz febriksiörü yapmışlır. | sonra yanl 1883 senesinde deİngilte Roberi Vhitehead 1823 senesi ni rede işlemeğle başlumışlır. Amerika hayoetlerine doğru Balton - le «Mors şehrinde doğmuşlur. Ailes'nin malt da Boston şehrinde ise 1880 tarihin de elektrik tramvayları büyük bir vaziyeti çok İyi değildi. Babasınılı | tİstemle Idareye başlanmış ve 1895 kazancı mahdutta. Hayatının nör - mal seyrinde tahsilini tamamlamış | büyük bir şebeke tesis edilmiştir. sonraları srrasiyla Manehester, Mar alliya ve Telyeslte gemi tezgihlarıne Bugün yalnız İngilteredeki şebe İ te de İngtiterede Bristol Mdı’ kenin uzunlağu besbin kilometre 'ı da urun müddet çalışmış, büyük ( den farladır ve bir senede bir mi- fabrihalar kormağa muvaffak olmuş tar, Buldulu torpll taryik — edilmiş hüve sayesinde kendi kendine here ket edebilme kabüliyetindeydi. Ros bert Vhitehead 1905 senerinde sek sen Ikl yaşına basmışken Shrivene ham şehrinde Slmüştür. İik defa İngilterede tatbik edk len torall bugün çok fazla tekâmül etmiştir. Bugün bir torpi! mahfaza gının Öç bölmeye ayrıldığı görülür. Baştaraftaki ilk bölmede torpili pat latan maddeyi —iahrik eden sivri Pençe adı verilen basit ciharz bur ,danur, Ortadak! bölmede torpili ha rekete getiren sıkışlırılmış — hava; Hihayelte İse torpili işlelen esas ma kina verdır. Torpil — şekil itibarile bir balığa benzer; kuyruk kismine da harekelt eltiren pervane ve İsti- Kamdi veren dümen vardır. İlk elektrikli tramvay Tramvay fikrinin ve tatbikatının Yekâmilü 110 senelik bir maziye sa hiptir. 1882 senesinde Amerikada Nevyork sökaklarında İlk aflı tram — Yay işlemeğe başlamışhır. Tti katlı Büyük Bir arabadan müteşekkil o- JTan bu tramvaylar tahminen 1862 Şehesine kudar devam etmiş ve ba Tarihten soara da İngilterede PBir « Kenhesd tesmavayının İştedii — g- Yülmüş!ür. Bosünkü Pemvayların eekirde ——— ——— —— EA ZARN MARKİL G%A # Yönilmekte olan faraf, — galibin Meanfsini Kolaytaştırmakta — olduğu Yeta galibin saeveiilei midir, değii mi, Gir? Ham o, bem bi? * Eğer mucit'er, muhterfler gulur #fmeseydiler dünyanm İk: bin — aene #vvelkinden farkı olmazdı: bu iİktimat Pekabeti karbinda Slealerin — içinde Kimbilir kaç muhteri, kaç muctf çıka, gti ler. den klzabilir kaç kişı can vermek aza. I Biyle muztartbd| ... yar yedi yür bin kişi bu vesaltten istifade etmektedir. Elitaltroğla. İki serseri kömürle zehirlenerek öldü Yersiz yurdsuz takınından Şük rü ve Necati adında 13 . 20 vyaş. larmda iki gerseri ger.ç evvelki ge. ceki soğuktan korunmut maksa, diyle iki kilo kadar kömür tedar rik etmişler ve balıkhane binam. nin yanın Taki eskei gümrük kulü. besine penscereden gırmişlerdir. Çocuklaur erki bir leğep içerisin. de kömtürü yakmışlar ve yatıp uyu- muşlardır. Anenk glce yarımna doğru leğen kizmiş Ve tahi totuşturmuştur. Brundan başka kö. mür iyi yanmadığz.rdan İntişar ©& den pazlarla da her iki serseri te- kirlenmiş, ölmüşterdir. Dumanı gö Ten bekçi Ve polisler kulübenin kapısın: kırarak ateşi töndürmüş. lerdir. A G nn Bir ton pancara 10 kilo şeker veriliyor Alpıllu şeker fabrikaşı Edirne mntakası pancar müfetlitliği, E- diraede pancar — -'fecilerine pan. car mahsulli p olarak — şeker tevzline — taşları Fahrikaya teslim edilen pancarların tonuna 10 kilo şoker verilmektedir. Şeker alan ogifteiler ârasında — 851 kilo alanı da vardır. Şeker alan köy- Tüler, şekerlerini kilesa $ liraya kadar satmaktadırlar, (GÜLD kelimesioin ne eksikliği var | Yt bunun yerine (hareket etti) deme. ye Hüzum görelim? (Tryan hareket et. U) demek belki bir jace fark anlatır; bununla katarım belki yürümeye büş. | Tadığını söylemek istiyoruz; fakat bir çahsın gettiğimi anlatmak için, — bele ' buyurdular gibi bir teşrifaş kelimesi | Piullasılmak da teteajimiyorsa #sadaca | #gitti) demeli, Çhareket etti) d_ı.l Iktisat ve ilim: ARBİN bütün şiddetile deva- mina rağmen dünya elkâri grmaurniyesi harp socu iktisad düm yasile meşgul olmakta devam. edi yor. Bizde günün n mübim Mmesçe lelerinden birisi — olması itibarile, Beçen haltaki yazımızı bu mevzua tahxis etmiş ve bu meseleyi en umur mi hatları içerisinde, teferrüata gir meden mütalea etmeğe çalışmıştık. İhtimal ba mesele barbin uzama: gı ve daha — neticenin yakın — bir martide görünmemesi yüzünden bel ki bir parce zamansızdır. — Fakat, nedense dünyayı daha — şimdiden Mmeşgul eden harp sonu meselesi Ü- gerinde bütün dünya efkâm umtumt yesi durüyor. Belkl de efkâri vmur miyeye harbin güyesini anla'mak, için bu meseleye büyük ehemmiyet veriliyor. Bunun için biz bu hafta da bu moselenin gecen haflaki yazımızda üzerinde durmak hmküânın: bulama. dığımız noktaları — Gzerinde birar İsrar etmek ve bilhassa harp sonun da, buglün harbin kazanılması ve e demesi yolunda seferber edilen ile tisadl dünyasının askertlikten çıkâa mldrok sivil ihtiyaçlar için çalışa » bilmesi meselesini daha dar bir çer Çeve içerisinde mülales etmek isti- yoruz. Askerlleşen Iktisat eleminin ap kerilikten çıkarılarak sivil İhtiyaç lar için, yant öldürmek değil yar şatmak İçin tam randımanla çahşar bilmesi böütün kusurların fevkında zor ve mübimdir. Bu meselenin 20€ luğunu göstermek için — dördünet senesine basan harp esnasında Der mokrat milletlerin iklısad! kaynak> larını harp yolunda seferber ede- bilmek için ne kadar uzun bir sar man çalışmak mecburiyetinde — kal dıklarını ve bugün bâlâ daha ister nilen tam randımanın henüz elde « dilemediğini söylemek küfidir zan nederiz. Pek tabitdir ki, bu askerfleşen Iktisad ülemini azkerlikten çıkara- rak sivil hayata döndürmek ve be' şŞeriyet için çel aK Içi Te eyi ni mikdarda belki de; — tehlikenin harp tehlikesi kudar müstecel olma ması insanları bir gevşekliğe sevker deceğinden; daha farla bir zamana Küzum gösterecektir. n Bir defa mütareke, sulh İmrza &. dildiği veyahut da sadece harp her hangi bir şekilde nihayete erdiği kün biz iktisaden temamile karış muş bir dönya karşısında kendimi- zi bulacağız, Öyle hir dünya ki, hasre'la beke Tediği —sulhtan bütün — arzularının tatmin edilmesini! Istiyor. Fakat ne yazıkki, beklenilen — sulh kendisin: den istenilenlere hemen cevap ve- rebilecek bir durumda değil. Sulhun niçin kendisinden bekler nilen sevleri İnsanlara veremedilik .—..1.1.1.114404400040060040000000a Harp sonu dünyası ! eai l LARGAN ÇARIKLI I ni tetkik etmek ve bu susle cevap vermek için vaziyeti biraz daha y kından tetkik etmek lâzımdır. Ne zaman biteceği benüz belll olmayan bu harp, hava küvvetleri", nin son tekâmülü neticesinde, şim diye kadar yapılan barplerin — bhiç birisinde görülmeyen büyük hasar- lara sebebiyet — vermiştir. Birçok köy, kasaba, şehirler ya tamamile yıkılmış veyahut da çok büyük rarlara uğramıştır, Bilhassa bu hasar kendisin!. mti temadiyen hava taarruzlarına ma * ruz kalan sanayi — mıntakalarında hissettirmekte ve her hava h- har- dimanı, milvarlarla — hesap edilen büyük servetlerin bir anda kaybol: masını müucip olmaktadır. Şu halde harp rona erdiği aün hatp dolayvısile meydana gelen rar rarların temiri meselesi kendisini, gösterecek ve her millet her şey » den evvel iktisadi bünyerinde har" bin açtığır yarayı acele tâmir için aramt fedakârlıiı yapacak ve faali yetl gösterecektir. Bunden başka harp yolunda ser ferber edilen ve askerileşen iktisa- di bünyenin sivil hayata rücuu için bir çok teknik şartın tahakkuku lâ* zımdır. Nasıl teknik bakımdan harn İIktisndi bileyesinin kurulması uzurn zamana İhtiyaç göstermişse, İktise" di bünyenin askerilikten çıkarıla- rak sivi) hayata dönüşü de ant ot mayacak ve bir çok teknik şartın tahakkuku için lâzım olan zamanın geçmeri icap edecektir. Muhakkak ki, bu teknik şartların &t mühimlerinden birisi de iptida! madde tedariki şartı olacaktır. Ba gönkü harp şartları içinde sanayt kendisine lüzim olan ham maddele ri bulmak için azam! — müşkilâtle, karşılaşmaktadır. En belli başlı se- bepleri iktişad! olan bu barbin so- nunda ise en büyük dekişikiiiin mu Hakkak ki, Ipntidef maodde tedarik! şartlarında olacaktır. İptidat mad: de meselesinin halledilmesi ve harp ken sonra baranılacak yeni şartlar içerisinde tedariki — oldukea urun bir zamana (htiyaç gösterir, Bu mes eleyi daha ziyade nasıl bir şekil alacaği bugünden belli olmayan beynelmine! iktisadi münasghetler, tayin erdeceğinden busünden bak - kında fazla bir şey sövlemek müm kün değildir. Yalnız şurası de mur hakkakdır ki, bilhasse ham madde bakımından fakir olan Orta Avrur pa milletleri harpten mağlüp veya hut da gülip çıktıklarına göre, sar hibi bulundukları — büvük kanayil yaşatmak ve kendileri iktisaden yır şamak icin bü meselevi balletmek Mmechurivelinde kalacaklardın. — . . 585 Birinelkânün 1908 Horp sonu düryatının halletmk mecburiyelinde kalacağı balli zor mühim meselelerden bizisi de ps zar meselesidir. Büğün sanayi böy le bir mesele ile katıyyen meşgul, değildir. Harp içinde askerf Ihti l yaçlar bütün ixtihsâli çekmekte ve | senayiden mütemadiyen İzha fazla istihsâl talep etmektedir, Fakat sa | nayi sivil ihtiyaçlar için çalışma" Ba başladığı gün vazivet lımımlltl değişecek ve sanayi için 2engin ve geniş pazarlara sahip olmak saru reti kendisini gösterecektir. Faka! ocaba, bülün milli servetlerin uğ runda sarfedildiği bu harpten wn-l ra zencin ve genİş pazrerlar kalacak midir?., Çünkü bügün — harn Övle efize! Pnanse edilmekte ve hütün sorveti çekmektedir ki, bir Amerikan ma liyecisinin söylediği g'bi belki harn ften sonma bir eskl ayakkabı bulmak bile mümkün olmayacaktır, Şu halde harp sonü dünyasında her geyden evvel halledilmesi JA zım olan mesele, halkın “İştira, Xuvvetini artlırmak ve harkese yar şayabileceği kadar para kazanmak imkânını vermek olacaktır. Fakat, bu zaruret bütün zorluğ'le kendisi ai gösterirken diğer taraflar — da dünyanın halli çok 2or olacak bir İşsizlik meselesile kargılaşması çok muhtemeldir. Cünkü busün telnde topladığı, inşanların sdedi milyon Jati sayıları ordular terhis edildi Ki gün, milyonlarca insanın harp Yen evve) biraktıkları islere yeni - den dönmelerine maddeten imkân yoklur. Bu kadar İnsanın iktisadi faaliyele yeniden başlaması, İktisa di fanlivetlerin eski normal seyri nf yenlden alması 'efn oldukeca mü himt bir zamanın geçmesine ihtiyaç olacaktır. Devletlerin bu en bayatl mese'e fle alükadar olması ve harp zamar mında olduğu gibi Iktisadi fanliyet Jerin nörmal seyrini alıncaya kar dar sulh başında da iktisadi hayala Toüdahale ve icap eden _vcrlgu smat ve rirat Hareketlere — mmnriler fen yardım etmesi tmetburiyeti var dır. Bilhassa iktisadi rortuklar ket disini mağlup memleketlerde, ken- dilerine dikte ettirilen xulh şartla- rından dolayı çok daha acı olarak kendilerini hissettireceklerdir. Harpten sanra da hükümetlerin. harpte olduğu gibi İktisadi foaliyet leri finanse etmeleri madideten çot zor bir istir. Cünkü, hütee, ferkalâ de masraf ve bilhassa haro barçta vını Ödeme meseleleri hemeti ken dilerini göstereceklerdir. Acabt, hükümeller milyarlarla hesap edilecek olan bu fevkalüde masrafları, harp zamsaında olduğu Bibi harpten sonra da idame otti Tehllaretler midir. Görülüyo- ki, sulhla beraher ha .-.............ADO.rrorrAaARFr- AM ingiliz deniz kuvvetleri Sahang Japon üs sünü bo.nbalad'lal Yeni Delhi, 24 (AA.) — Wi na devam etmiştir. Diğer taraftan, İllustriocus W barebe gemisinin de bulundu) Tuğamira) Somervil kumandasi daki İngiliz deniz kuvvetleri, | bir düşman gemisine rasılamak zin Bengale körfezinde dolaşt tân sonra yukarıda ismi get Japon Üssünü şiddetli bir top 900 metreden çok uzun oldüğu | Bi elektrik vinçleriyle de müci hez bulunmaktadır. Eğer bura rı tümamen - tahrip — edilmemli coğrafya bakım'ndan ideal bir tetkil etmektedir, külen Üzerine Veniden bir akın * mağa tetektüs etmislerdir. İngi hüva kuvvetleri hülcum e'len di men ucaklarından İkisini — düşl müştür, - Furz eyle Kj el'an gene Alem disat hükümetleri harpte gibi, takip ettikleri iktisadi müdahale politikasına devam mecburiyetinde bıtakacak ve iktisnden sulhün İmzalanmasile Bil, ne zeman tabil seyrini belli olmayan İktisadi faalivet dörelmesile nihayet bulacaktır. Görütüyorki, dünyanfn sonra da gecireceği ner ve kara! Bünler mevcuttur. Harbi kazan! için nesıl büyük ikitsadi -Ha harfedieişse, kavuşuları sulhü mat katısıklıktardan — kurtarma! çin de ayni derecede belki de farla envret göstermek Tâzım cektir. gz BİR MEVSİMLİK AŞK «i çeT — Mösyö Aliş, bir muallimden ders alacak kadar küçük çocuk olmadığınızı lütfen hatırlayıız! Sizin yaşınızda deli- kanlılar ecnebt dili öğrenmek isterlerse sabahları birlikte tenis oynamak, öğle vakitleri yemeğe davet etmek, bazı günler şahrin banliyösünde gezintilere çıkmak ve hemen daima bu fırsatlardan istifade ederek lisan ekzersizleri yapmak üzere güzel bir ecnebi kadınla arkadaş olurlar! Alişle Elena'nınm tanışmaları cidden şiirli bir hava içinde oldu. Bu sahne deli. kanlının hassasiyeti üstünde ehemmiyetli tesirler vücude getirmek için bilhassa mr tertib edilmişti, yoksa denildiği gibi bir tesadüf eseri midir, Aliş bunu bilmiyor, fakat tertib ise hakikaten ustalıklı ve sa- natkârane, tesadüf ise eşine pek seyrek rast gelinir, hattâ umulmaz, bulunmaz cinsinden... Aliş bir akşam yemekten önce panr siyona döndüğü zaman madam Vivi ken” disini karşıladı ve paltosunu #apkasını hizmetçi kıza verdikten sonra elinden t tarak yavaş bir sesle: —Rica ederim, bu tarafa geliniz, bu tesadüfe sevindim, ne iyi bir saatte geldiniz, | y ğanızı ummamıştım, ayaklarınızın ucuna basınız, gürültü çıkarmayınız ve beni ta: kip ediniz. Dedi. Aliş şaşırmıştı. ne olduğunu anlamamakla beraber tiyatroda temsil esnasında kulis arasında yürüyormuş gibi parmaklarının ucuna basarak sessiz adım larla, yavaş yavaş kadının arkasından ilerledi; fakat farkma vardı ki girdikleri yer ne kendi odası, ne de salondur, orkes- tra şefi Her Hoyzer'in odasına giriyorlar" dı; aralık kapıdan içeriye süzüldüler ve içeriye girer girmez hemen oracıkta du* wara dayanıp durdular. Aliş o zamana kadar bu odaya hiç girmemişti. Akşam saati olmakla bera" ber pencerelerden gelmesi iktimali olan hafif aydımlığı da kalın kumaş perdeler ayrıca bölüp azaltıyorlardı; elektrik lâm” baları yakılmamıştı; karanlıkta tâ uzak" lardan geliyor gibi görünen iki titrek ışık ortalığı hafifçe aydınlatıyordu. Aliş bir iki saniye içinde gözleri loşluğa nlıştıktan sonra. farkına vardı ki bu iki ışık duvara dayalı duran piyanonun iki tarafında yan makta olan iki mumdur. Piyanontun önün” de bir kadın, arkası kapıya dönük olarak oturuyor; parmakları tuşlarım üstünde ge" zinerek etrafa hafif, ölgün, nerede ise sör nüp gidecek zannedilen, son nefese ben" zeyen, insanda melâl ve hülya uyandıran 1 Ö nağmeler yapıyor. Musiki, yarı karanlık: ta hayal meyal görülen eşyaya olduğun! dan bambaşka, efsanevi bir mahiyet veri- yor gibi idi. Kenarda galiba geceleri yat- mak, gündüzleri oturmak için kullanılan divan yumuşak ipek yastıklarla sarılır, hür zün ve süküt içinde bu musikiyi dinliyor sanılırdı. Orta yerde örtülerinin uçları yerlere kadar inen yuvarlak bir masa var" dı ki üstünden yerlere kadar sarkan bu örtüler yerlere yayılıp uzanan iniltileri toplamak için uzanmış zannedilebilirdi. Piyaronun iki yamındaki mumlardan ak: seden titrek ışıklarla gölgeleşen eşya bu hüzünlü nağmelere ayak uydurup kendi: #ini bir ölüm raksına bırakmış hissini ve" riyordu. anonun önündeki küçük taburede olturan kadın odaya gir welerin varlığından habersizmiş gibı olduğu yerde kıvrıla büküle kendisini musikiye vermiş, devam ediyordu. Aliş olduğu yerde gürültü et miş olmamak için âdela nefesini yavaşlat: maşta; sinirlerinin derin ve tatlı bir uyu" suklukla sarıldığını düydu; bu hal musi- kiden mi, yarı karanlık içindeki mânevi havanın güzelliğinden mi, piyanonun iki tarafında iki ince ve beyaz sütun halinde yükselen mumların sallanan ışıklarından mı geliyor, yoksa arkası dönük, güzel mi cirkin mi belli olmayan kadın mı buna Trinin öpüldüğünü görmüştü.(Devamı var) sebeb, anlıyamadı; bir aralık nağmeler cn ölgün bir şekilde sona eriyor sanıldığı dakikada tekrar kuvvet alarak, derece derece yükselerek canlanmağa, gittikçe kudretli bir hal almağa ve nihayet neşe* lenmeğe, âdeta bülbülleşip şakımağa baş" ladı ve taşkın bir serpilişle etrafa döküler rek nihayet buldu. Kadın ayağa kalkarak piyanonun yanı başındaki duvara gömür lü elektrik düğmesini çevirdi, oda bol bir sarı aydınlıkla doldu. Aliş etrafına bakındığı zaman ma* dam Vivinin çoktan odadan çıkıp gitmiş ve kendisini bu yabancı kadınla yalnız bırakmış olduğunu anladı. İzin almadan içeriye girdiğt için özür mü dilemeli; pi: yano çalışmdaki güzellikten, ustalıktan dolayı onu tebrik mi etmesi lâzım? Ne di yeceğini tayin edemeden bir iki adım iler ledi ve kadmın yalancı bir hayretle ken” disine baktığın, gördü;. bu evde en at konuşulan lisanın Türkçe olduğunu bildi. ği için mi nedir, zihninde hazırlamağa çalıştığı kelimeler, ağzından ihtiyarsız, Fransızca olarak çıktı: — Madam. cesaretimi affediniz, far kat ben buraya kendiliğimden gelmedim. Kadın elini uzattı ve Allş eğilerek öptü. Pansiyon Viviye taşındıktan sonra burada rastgelinen kadınların daima eller | GKtke SO T tüi TOREKÜLAR £i