17 Eylül 1942 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

17 Eylül 1942 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Üi — L izerine düşünmeler: Gğişmeler, başku- Toğuran büyük kamusal b “Osmanlılık,, n n güz S — olduğu milict V Rları , düzenliyecek olan öz ku. qm:lı:n türoleri bulmak q'n tek eceğidir. Dev a— ü —"_::u ““:x olan fer. A maddi var lişiktir, ve fertle tahlat Münasebetlerden —do- » hâyatma, manevi llt Bundan dolayı kişide hayatina uymak, onu e- tİyacı cok cenli bir kay. y Hirer, SÜ varlığınm üstünde Slmnsüz, — ebedi bir varlık SN tek etke, topluluğun oti hhı N kişinin ruhuna İ Ktiy, U Sosyal varlıktır. IĞ M_Ğ insanlığı verecek 0- ik İse dil, ahlâk, hukuk, " bir takım Bosyal ku- diş #PObundan doğan büyük u .'ı: Sosyal kurumlear ne y Fabaz Öz varlıklarını edin- , lıq—:“elumuludm Bıytil- a , kişideki toayal var. h bilinç'i olarak ki- ) "':u?""" doğmaya başlar, B € ayatını yaratan ku. L İ yET basında “dil” bulu- Bi ÖRktşta dil jasant bir ko- Vugi Sizükürse de aai neliği | W S yar Her ne kadar insanı CP L Mtaşr Tatıklardan âyirt eden a- gi Üşgp üN düşünücü olması, h.u' zihni — bulunmasıdır, Tihin mekanizması işle- SI m:—mn daş âleminden a- dly ÇPCYİ kendi dili var- ,”t böylece o mokaniz. tağı Zâhnin bu malzeme ile .:';ü konular, yeni hü- ) yine bu vasıtasöl. '% dil asle u şalan dit kişinin. içinden Cu,z"“—"ım, onün milleti. t uj.y“'“" bütün insanlığa p bir dil şamdiye kadar çür (B z _:nh“lmııı sonra da ©- 4 emiyor, — Netekim bu Yaprlıe denameler hiç bir ç öllmiş değildir. v Yor ı:.:, dil insanf bir gey e ası| sosyaldır. Ve kiyi Siktan, bir milletten 6« Hü d, Ptak o milletin dililedir Ü, Metiç Banlığım edinir, kafa- tı ),ı: Bundan dolayı ulusal ÜÜ e bayan kurumların en ba. Kit lunur, Topluluğu biles- ş e’ aratında hayati ıhti- a çe , büsinda gelen “ko- M fAnlaşma , dediğimiz '—.;_': fdeta maddileştiren, " V; ı:&lıçmı konasunu ü T arasındı bir. “HĞ',”M bu ruhf hallesi İ bî'ı H,'oıxıx kurum dildir, Na !."..! S20Cİ kelimelerin ön- 4N &ti öyü Talımızda olun biten M"r olduğa gidi uyup ençlötedir ki bir topiulu- ıı!ıı Tağiyi t Seviyedi ölçülür.Çün et maşdam Ge Şötlerinin zihin me- aylta kadar - yükselmişse, M '_;' b::;l’u'ceh © kadar gör. K D t $ olur; ve fertlerin b.._'u.,,llıdn, düzen kelimele. Ün © kader gerçeği %“'- Yani kelimelerin an- Ş Ü zi Ü Zemit Te yabaner kültürün , M olmiyacak — hulyaları k tİyade; yasamakta olan & b Ka el — olan ı—ü.hıı' Tim an'lamlarır- Güması, anlatıcı ve - Sayat dili, bildiriei olması, kapanıklık bululi- mamasıdır.Halbuki bileştiği keljme ierin en çoğu yabancı kültürden Belmiş olan bir dilde o kelimele. rin ifade ettiği anlamlar milli bi- Üüce aykırı, yad jilere ilişik oluy. Tarı; olmakta olan gerçeki deği, yabancı geleneklerin Vermekte O- Tacağı yabancı ” kavramları ifade cücceğine göre açıklıktan ziyade kapanıklık bulunur, Böyle olan bir dille konuşan kişiler arusında ise “kanuşma” ve “anlaşma,, dediği- miz ruhi hallerin bütün topluluk fertlerini kaplar bir tarada tama- mile türeyemez, İşte Osmanlılık samanındaki “Osmanli tabakası,, nm kullatıdı. Bi “osmalılıca,, ile “nalk tabaka. sı,, nin kullandığı etürkçer ürü- #ndaki derin uçurum bundan ite- ri geliyonlu, ve bu ayrılık kaç a- Bt Sürmüş; denebilir ki büyük 'Türk devrimine kadar gelmiş, milL V varlığı her türlü ilerlemeden a- likoymuştur, (2). - Netekim “Os. ise, mak istediği hayatler de Türk fasına o kadar aykır: olduğu için. dir ki, güzellik duygusumu, aste. tik zevkini kandırmak İsteyen Türk kendi “anik edebiyatı,, nı yaratmış; kuru, boş hulyaları de. #i hayatı, gerçeğ anlatan gilze) l;ryılcüe kendi ştirini düzmüş « tür, İşta eoeyal varlığı yaratan ku. rumların başında bulunan dil kendi ©R varlığını edinmedikçe, topluluk hayatın: kuran bir eleman haline gelmiş olamaz. Bunun içindir ki dilin her şeyden önce kendi öz varlığını edinmiş ölması gerektir. Hali! Nimetullah Öztürk () “Şuur,,. (2) Bir dilin baş'ın dillerden kelime alp onu kendine mal et. mesi baska, aldığı kelimeyi oldu- ku gibi yabancı tutarak onun ege- megliğini tanmması başkadır, İşte *osmanlıca,, yı türkçenin bir Ich- ı l | gesi olmadan siyade deta ayrı ı bir dilmiş gibi onu milli — vartığa aykırı bir hale geliren sey, anun bu yokda aldığı kelimeleri türlçe. ye maâ ledecek türkçey7 o kelimc'er'n eremenliği altına ko. yarek bir çeşit “manevi — kapitü. lâsyon,, yaratmasından ileri gel- gelmiştir. Gözte kuvvetli olmayan millet lerin — yaşayabilmeleri — güçleşmiş olduğunu bugün daha iyi an'amırş balunuruz, — Milli havacılığınıza Kkuvvet ve-hiz vermek zsorundayız. iim düli İŞEHİR HABERLER! ’ Bir polis memuru Yurularak ötdü Bvyelki gün Balırköye —bağtı Yeni mahalledek; pölis karakaltında — kanlı bir büdise ceteyan etmiş, bir polis memuru kaza İle ölmüştür. Hkdise Şöyle olmuştur: Yenimahalle polis karakalu komisa. Ti Şevket, birkaç gün evve! çekmece. &ine 200 lira para koymuş, fakat dün baklığı samâan paranm yerinde olma. dağttı görmüştür, Karakota herhangi bir yabaner kim. Benin giremiyeceğini düşlren komi - ber, parayı pollalerdan birtejnin al , miş olacağını tahımin otmiy, eh fazlıa da karakola tayin olunduğu — bir ayı geçmiyon polla Selim Sırrıdan şüphe. lenmiş ve bu moetnun — Paralar kaybolmuş, baberin var muT demiştir. Balm Sırrı böyle bir şeyden haberi! olmadığını, haştâ çekmecede para ol. duğunu da — bilmediğini söylemiştir. Bunun üzerine kamiser — başkomlser Hamdiyi mattmattar etmş ve başko. miser gelince Selim Sırrıya dışarı çık. Tmazmi şöylemiştir. Belim Sırrı dışarda kapıya yualana. rak içerde neler konuşulduğunu dinle, rolş ve kendisinden şüpha — edildiğin' duyunca tabancasını çekin'ş — içeriye Galmıştır. Başkömlser, kömiser şarırmışlar ve: — Dur, 5e yapıyoraun! diye bağır mışlarsa da Selim Sırrı silâlır Şevke'e tevcih etmiş ve bir kurgun sıkmıştır. Komlder 1gilmiş kurgün böşa gitmis- tir, Sotim Sırrr ktnci kurşunu da sık. mış, Şevket bunu d çevik — bir hare. Ketle kaçırtmış ve kurtulüş yolu kal- madiğını göcünce: — Ah vürüldüm! diye — bağırarak Kendisini yere atmışlır Belim Sırrı Şevkerin hakikaten vurul duğunu ve Gidüğünü sanarak kaçmaz üzere dönmüş, fakat kapidan — dışar. #tlayınca, — ayağı eşiğe takdarak düşmüş, bu Krada ellndeki #llâh pat. lamıştır, Çıkan kurşun Belim — Sırrının - ba. gena sabet etmiş, baynini pargalaya - rak kandisini derha! öldürmüştür. Vakaya müddetumüumilikçe — el ke mulmuş, cesedin defnine ruhsat veri terak tahkikata başlanmıtır. Beyağlu Halkevi dil bavyramı münasehe- tiyle zengin bir program hazırlıyor 26 eyiâi dil bayram: minasebt- tile Beyoğlu balkevinde büyük vir kutlama proğramı hazırlandı.- Binr yazmıştık, Kutlama — törehi 'Tepebası belciliye bahçesinde ya- yılacak, merasime İstiklâl Marşı ile başlanacaktır. Müteakiben dil devr'mi hakkında bir konferana verilecek, bundan sonra Beyoğlu ha'kevinin millt oyunlar gurupu- na mersup Ssanatâdrlar muhtelif kaik oyunları oynayacaklardır. Bu | Buruplar, emdiden fanaliyete geç- | Dükkânlar pazar yerlerinde şube açamıyacaklar Belediyenin hakka nisbeten w- Cüf meyva ve sibze temin etmek üzere pazar yerlerini çoğaltmağa bayakıdını yazmastık, —Fuakat son günlerde sebze meyva Üükkün es- nafmın pazaretlarla rekabete kal. | koştığı ve pazar yerlerinde şubeler | açmak suretile dükkân satışlarım. İ deki fiyatları tatbik etmekte ol - | dukları yapılan teftişlerde tesbit edilm'etir. j Bekediye kaymakamlara bir ta. | mim yollayarak dükkün esnafınım İ pazar yerinde Şobe açmalarının Ö- mişlerdir. Törene, üç binden faz. in Beyirci iştirük edebileceğinden yerler ota göre tanzim erlilmiş- tir, Halkevi idaresi, müli — oyunla rın tam manasile canlandırı ması içın bilhasaş Gekora da - ehemmi.- yet vermis, müll fiyatlarla mü- Dasip dekorlar hazırlamıştır.. Bu törende bulunmak istiyenler, da- | Vetiyelerini gümdüden halkevi ida- resinden almaktadırlar, Para çalan misafi> kadın numrsrada öturan Sara Bahar &- dında bir kadına mişafir giden arkadaşı Ragel Gülbahar, Saratım Bafletinden istifade ile çantdâsın. dan 10 Jira çalmış, fakat dışarn gçıkar çıkmaz hemen parasmın ta. mam oli olmadığına - bokün ve eksik görünce pesinden koşan Sa. ra tarafından yakılanmıştır. Hırsız kadlın ağliyeye verilm'ş- tir, DÜne geçilmesi ve pazarlara yal- Niz Soyyar canafın alınmas: lüzu. munu bildirmiştir. l Dünkü “Akşam” da, bir ecmi- yet yaramızı deşen, bir karikalür vandı, İkj safhalı bir karikatür, Birinde, koltukları “Tikir”, “xu. mat”, «İlim» ciltlerile dolu; fakat papuçları yırlık ve avurtları aç- hlıkla çökük bir bedbaht, ağcıyla kuş tutuyor, Etrafında bip fümse yok, Ne zekâsına, debâsina, ye de beynini bir radyum süngeri gibi sılap boşalttığı. eserlerine mete- Bik veren var... Münevver kalaba. hik, sinema ilânlarmı kuşatmıştır, Uzakta nwal hayran hayran bun. ları okudukları görülüyor. Karika- türün bir safhası bu. İkinelsi, me- zarlıkta geçen bir sahnedir. Mezarın başında — çepçevre çö- reklenmişy bir kalabalık, Hepsinin omuzlarında — gatnlı bir çökliş ve gözlerinde yaş var, Belli ki “ö. len” Je berabar onlar da dünyaya küsmüşler, Ortada hati bütün ufukları kucaklayan geniş kol ha- reketlerile nutlunu söylüyor: “İ. lim, sanat ve fikir hayatımızda ağ Ti İle kuş tutmuş olan — merhumu, ihi sene evvel buzün kara toprak. lara vermistik.,, Ama eğilin de kulağınıza söylü. yeyim; bu ağlayan kalabalık, öte ki resimde gördüğümüz sinema ce- maatinin ta şu kendisidir. Hani ağıryla kuş tutan âlimin sefaleti- ne, arkalarını dönen ve sinema Yânma İlim eserinden —üstün bu- an yığın... Cemal Nadir, insanları görün.- _Havaqîzı tazyiki bugün düzeliyor Havagaaı idaresinin son gün- ee a S ü yal nda iye. Şg :Lklyeıkr vaki olmaktadır. Belediye girketler nezdinde bu vasiyeti tetkik ettirmiştir. Tahıki. kat sonunda girkete — verilen iki üç günlük muvakkaş kömtr kali. tesinin bozuk olmasından dolay: gezin iyi yanmadığı nericesine va Tılmaştır. Gaz sirketlerine yeni kömür ve. gax muftaram gürette yanmağa başlryacaktır, Fakir aile çocuklarma şeker tevziatı Fakir allelerin çocuklarına da- #ttilmasma kararlaşan sekerin ve. rilmesi için gereken — hazırlıklar tamamlanmıştır. Yeni gelen ge- ker marsukinden önümüzdeki haf tadan itiharen tevz'ata — başlana- caktır, de geçebilirdi.. Ve Plöton hiç şüphesir, bülün ümltlerinde, Osmanlı impa- ratorluğundan ayrılmış olan küçük Yunanistana dayanıyordu.. ... Mikailin dayanacağı, rendi milliyetinden böyle bir devlet yuktu.. Fakat Çizgilerle yAS S ALSAN Çünkü bilirlerdi ki, onları İçten, dıştan himaye edenler vordı.. Göz. leri açık olduğu İçin şikâyet elmetini, ve şikâyet etmenin yollarını bilirlerdi. Eğer onlar memurlara para yediriyor idiyseler, bu iki tarafın kârına, fakot muhakkak devletin veya bir Türkün zararıne olan bir alışveriş neti- gesinde olurdu.. Ya memur ile vergi fazlasını paylaşırlar, — veyohut Türke cit olan bir hakkı beraber yerlerdi.. Türk toprağında ve Türkler orasında bu kadar serbest yaşayon, ser- besi ve çok kuzonan bu gayri müslim unsurlar, yine millet olarak, Türkleri sevmezler, ve haklarında iyi düşünceler besle: Şahsi doıllukln'ı yok değildi.. Sadık Beyin, Murat Beyin, ve doha y veya bu Hnıftan — bir çok Türklerin, hıristiyan, yahudi epeyce dostları vardı.. Fakat komişyoncu Miltiyadi, yalniız Sodık Beyi sever, ve sayardı.. Bütün Türkleri değil.. Mus- tafunın bile, Plöton ve Mikail adlı iki sınıf arkadaşı vardı.. Bu arkodaşlık döstluk derecesine kodar da çıkmıştı.. Fakat Plâton ve Mikoil için, bu sah- gİ dastluk. Törk deştluğuna kedar gidememişti.. Mustafa buny — her vesile ile hissediyo:, ve içinde acı duyuyordu.. Bazı mektep merasiminde, Mustafa Plötonun ve Mikullir “Podişahım çok yeşa,, duasma İştirck ettiklerini görmüş ise de hususl görüşmelerde onların “bizlm padişahımız,, dediklerini hiçbir. zamon — işitmemişti.. —Adı geçerse, hep “Pordiyah, ,, “sizin padişah,, derlerdi.. Plâtonun evinde Yu- nan krelinin vesmi vermiş.. Bunü Mustofa gözleri ile görmemişti.. — Çünti resim babasının yatak odasında asılı imiş.. Onlar - Türk — orkadaşlarının *bizim padişahımız,, demelerini 'birim petrik,; sözü ile karşılarlardı.. iPatrik de kimmiş?. Mustafa o zoman bunu pek İyi anlıyantamıştı.. On> ların en büyük papasları ise, nihayet dinlerine, kiliselerine hükmederdi.. Tebaalık işlerinde hükümete, padişaha da karışacak değildi ya... Plâton Muslafanın bu düşüncesini cerhetti: — Nasıl korışmazlar? Fatih Sultan Mehmet anlara farmanr vermiştir. $onra da Osmanlı devleli, bu fermanlara riayet edeceğini başka devlet- bere karşı da taahhüt etmiştir. Piâton bu işi Mustafadan daha İyi biliyordu.. Hattâ o, Aydının çok eski tarihine de vokıftı, bunu birkeç yıl önca Tralis harabelerin; — beraber gezdikleri zeman göstermişti.. Trolis eski bir Yunan şehri imiş.. — Bski Yu- Banistan, yeni Yunantstan.. Rum, Yunanlı; Nelice seziliyordu.. Yahut PİS- arla kalmış maaallardan Wum nnçıc: o.kı ton sezdiriyordu.. Buraları çok eskiden onun ırkından olonların imiş... Bel- #a Ki de bir gün.... Burasını açık söyliyemiyorduz. Fakat hep bu düşünce - ile Bey | heyecanlanıyor, bu düşünce ile büyüyordu.. Onun bu düşüncesinin — ger- çekleşmesi Ocmonl devletinin zayıf düşmesine, parçalanmasına, dılılı_w— sına vöbesle idi.. Şimdilik bu bir arzy idi., İleride belki, teşebpüs - haline ı onun da daycındığı, maddi, münevi bazı kuvvetler vordı.. Bir dete Mikail, Ermeni harflerine, Ermeni kültürüne, Ermeni tarihine dayanıyordu.. Öna göre Ermeni olfabesi, insanın tasavvuru mümkün bütün — sedalarını — Ihtiva atmek Böleyisiyle, dünyunın en mükemmel olfabesi iİmiş.. - Ermeni harfleri, Ermani yazısı da dünyanın en aski yozılarından imiş.. Bu suretle Ermeni tarihi, Ermmeni küllürü de kıymetli ontikalar arasına korışmış oluyordu.. Vakıl Ermeni antikelarının Yunan antikaları gibi, Avrupuda çok me- roklılan, Çak sevenleri, yoktu.. Fakat Yunan anlikalarının — güzel sonorlur metor alıncısına muköbil, Ermeni antikolan da bazılorı İçin bir siyoset me- Yal olmuştu.. Ermenileri da kandırara< onları istismar edenler vardı.. işte Ermenllar, bir de her vesileden istifade ederak Osmunlı devleti- nînılııyusuw kazmak isleyenlerin, bu teşvik ve mürahereline —dayanı- yorlardı.. Arada bir, baş kaldırıyorlar.. Delice hareketler ile kon dökülmesine sebebiyet veriyarlerdı.. Mikali, dayısının ve kendisinin bu hareketleri — be- genmeciklerini söylüyordu.. Fakot bu beğenmemezlik, harekerin pronsibi- ne değil, zamanına aikti.. Çünkü mevsimsiz teşebbüsler, kuvvetin isrofina, beyhude ho canmasına sebep olarak gayeyi tehliyeye düşüreb'lirdi.. Kaleyi dişından olmazsa, içinden zaptetmek de vardı... — Piâton — ile Mikoll, Türk mektebine girmişler, Türkçe okuyarak tahsile karar vermişler- se, bunda ailelerinin elbet bir moaksadı vardı.. Osmoanlı devletinin bozuk idare mekanızması her gelene açıktı,. İstanbulda, sarayde, Bebiölide a: mı Rum, Ermeni vezirleri, paşoları, yüksek memurları vardı?. Hele Osmantı devletinin dış münasebetlerini İdare vazifesini üzerine olan — sefirlerin, ve malyellerinin birçoğu, hiristiyan değil mi idi?.. Belki bunler Ösmanlı devlatinin dimdik durduğu, ve milliyet duygula- rinin uyanmadığı, Balkanların yanıp tutuşmadığı devirlerde — sadıkane İş gönmüşlerdi.. Fakat şimdi buna imkân var mı idi?.. Her vasurun, her mibli- yetin nefesil Netsl! diye bağırdığı bu davirde Ermeni paşo, Rum — vezir, Arap kadıciker, Arnavut müşir, belki de elele verip Türkü al aşaığı etmeğe gahşocaklardı.. Hele yeni fikirlilerin ellerine geçecek İdare — kuvvetini, si- yeset nüfuzunu, mutlaka kendi vicdanlarında, benliklerinde lakişaf eden yeni emellcre, ihtiroslara göre kultanacakları meydanda idi.. Mikall de bunun için çalışıyor, hem de çok :.d,ıııı:.vdu.. O sıralarda Mehmelçik ailelerini Yemenden sonra en çok isgal eden yer Makedonya idi.. Az çok münevver sınıf arasında da en çok kamuşular masele Makedonyo meselesi İdi.. Balkanlarda geri kolon Türk topraklarını da - Osmanlı — zevletinden ayırmak için, devletin içinde, dışınde celin bir mücadele başlımıştı.. — Bir toraftan Makedanyanın Bulgar, Sırp, Rum, Romen tebaası, diğer taraftan Bulgaristan, Sırbistan, — Yunanisten Romanyo, elele vesrrek çereler teşkil etmişler, Oçnanlı hâkimiyetini baltalamak, ve yaratocaklorı fırtıncı içinda Cevirmek ufiyorlardı.. — » — Devamı vert — AM hiciv Adükleri ve oldukları gibi gösteren bahtiyoar bir sanatfığınmızdır. On. da hem zekâi inceliği, hem çizgi kabiliyeti nadir teşadüflerden bi. Kle birlesmistir. Karikatür, çok kere köpük gibi hafif olur, Ona bakaı$&en yüzümüz. de batlar gen'şler gülümseriz, Ze- kâdan bu tebesslimü — koparabilen karikatâr, muvaffaktır. Fakat şa bahsettiğim İki «afhalı karikatür de, büyük tabloların fikir konupo zisyonu ve dostanlık koca bir hi vv var, Movryu acı, deşilen yara kirli de olsa, eser güzel, iki yüzlü, kepa. ze, imansız ve korkak bir — sınifin iğrenç ruhunu bir lüğım gübi açı- yor, Evet, bizde çahsiyetleri ölüm değerlendirir. Canlı adamın m veffakiyetini söylemekten çekir Yiz, Yaşayanda bir rakip tehljkesi sezer, huylanımız. Birlnin — üstün bir iş başardığımı görsek bile, güx- termeğe katlanamayır, Sönsi ve se. fil bir kukançlık, bizi bağlar, Ama ölüden korkacak bir seyi. miz kalmamıştır. Omu —över, gök. lere çıkarır, adıma anıtlar dikilme. sini isteriz, Münevverlerimiz avı sımda hüyük bir ruh ve ahlâk tas- fiyesinin ne kadar Hizmm'u T'r şey olduğunu, bu Kkariksfür bana bir kere daha hatırintti, Hak_îı. Süha Gezgin Polislerden kaçarken... Adliyede bir mevkutf peicereden düşüp öltü Dün öğleden aganra adliyede - Tedi bir vaka olmuş. dolandırıcıtık suçun. dan mevkuf bulunaas birisi — polislerin elizden Kkaçmak isterken (Ünef Kdt - tan düşmüş, parçılımmak suretile ÖL müştür, Bu, Beşiktaşta oturan ve — evvelos Büzerükle Çalışmış olsa Fevrj mdin, Ga birisidir, Fovzp birkaç — gün evvel birisini 20 11ra dolandırmış, yakalan. miş ve dün hakkıadaki taklikat bitl rilerek adliyeye günderilmiştir. Fev. zi müddejumumllik kapısı — önünden polislerle beklerken her ne bahasına Olurea disan kaçmağı kurmuş ve po- Hslerin bir ezirk gafletinden istifade ederek firlâmiş, Jera Gülrelerine doğ, Tu koşmağü başlamıştır. Fevzitin niyeti şera daizesinin ya . mındaki pencereden bahçeye — etlayıp kaçmaktiır. Pakat penoereye çıkınca ayağı takılmış, tepoçaklar yere öllş. müştür, Sukut sonunda beyni parçala. man Fevzi doerhal ölmüştür. Vakaya nöbetçi müeddilumumi mü, avini Cevat elkoymuş, tahkikata bağ. Yansıştır. Iktisak Vekilinin tetkikleri İkteat Vekili Sırrt Day dün de tetkiklerine devam etmiştir. Ve. —— İstanbulda kaçak çalışan taksiler Mülhakat kazalarında — çalışan takrllerin baztlarının kacak oln - rak gehre gzeltdikleri ve burada Befere girdirleri görülmüştür. Bun lar hakkında takibata başlanmış- tır. Pilâkaları aökülecektir. ı 25 yıl evve-ki Vakit I 17 Bylül 918 Bakünün işgali 36 saat muharebeden aonra — Ralml Azerteycan kuvvetleri tarafından « immuştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: