1 Ağustos 1942 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

1 Ağustos 1942 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

L1—-83—1008 Şükrü S aracoğlu ve ÂAlmanya Almanlık, cephe haberleri Saracoğlunun şahsiyetini geniş bir yer ayırmağı Tarihinin eşi görülmemiş bir savaşına girişmiş olan unutmamıştır. Fikirler dostça ve ağır başlıdır ile çok yüklü gazetelerinde dostça belirtebilmek için » Bütün tahliller ve Yazan: M. NERMı Böki tarihçiler; devleti gemiye, devlet adamını da kaptana benze- türler. Bu benzetişte, hiç şüphesiz, gerçekliğin dolgun bir payı var. dir, Osmanlı devletinin — firtmalı göküş çağlarında büyük olaylar Erası münasşebetlerinde yapicı Ö Gevler başarabilirler, Tarihinin eşi görülmemiş bir Pavaşına girişmiş olan Almanlık, cephe haberleri ile çok yüklü ga- setelerinde : ı Saracoğlunun şanzıye. derizinin hemen hemen hiç bir | tıni dostça belirtebilmek için ge. dalgası yoktur. ki gemimizi çok niş bir yer uyırmayı unutmamış- tehliketi bir çalkanış içinde bırak. | ur, En ufak Bazetelerde bile Sa. mamiış olsun, Gemimiz ne kadar Tacoğlanun İyi basılmış bir reami. sürükse, Ü'çü âletlerimiz ne kadar eksik Ve paslı ise — kaptanlarımı- zın da görgüsü o kadar eska, o kı. dar çekirdeksizdir. Fakij ile yeni. Hin son güreş - konağında — Yakub kadri, büyük ruhlu kahramanma ni görmek mümkün olmuştur. Bü- tün tahliller ve fikirler dostca ye ağırbaslıdır. Bzce bu yazıların â. l değeri de buradadır. Türkiye, bugün, tarafsiz bir ülkedir. Dünya Lüsmr yazılarını bu politika ger- "Yı'han" mda şu aözleri söyleti. | cekliğine göre oyarlamayı rıx ait yor: Ve bile bile unutmaktadır. Sarac. — 1877 denberi bir türlü zapte. | oğlunun başvekil olması dolayısı- dilemiyen bu çöküş nerede dur- Burulabilecektir? Denizle gemi arasında nasl her bakırdan karşılıklı münasebetler varan milletle de ülke coğrafyası arasında öyle köklü münaaedetler vardır. Büyük güreçlerden — conru yaşayış alaninın — gmiflarını belir. ten, daha açık bir sözle Üllee adını verdiğimiz - yayımını tamamlıyan millet; benliğinin de muğadlor faaliyet yolunu, politikasını bul. muş ve seçmiş demektir, Kayna- Binı tarihten, dlke coğrafyasın. dan, olayların büyük mekaniğin. den alan yolitikaya biz, gerçek- lit politikası admı veriyoruz. Yüksek polltikanın, müsbet bil. gilerde olduğu gibi, formülleri yok sa da pürüzsüz kavramlması için gok köklü ve derin bir sözgi ve bi. Him istiyen baslangıç noktaları, Bna fikirleri vardır. Bu bakımdan yeni Türk devleti ile Osmanlı gağları arasında bahtiyar ayrdık- V4T göze tadır. Türk di- rim - birliğinin bütünlüğüğü ku- caklıyan yenileşme kımıldanışı ya. nmİĞA4 Yudret — sezgimizi disilten bit şey daha varsa o da yüksek politikamızın — milli olmasıdır. O- laylar denizinin mekaniği karçı. sında gemimizin pusulastı tarihi. mizle iike coğrafyamızm büyük garüretleridir. Bu zaruretlerin tazs Hİfj Ve tefsiri ise yalnız bize değü, bütün tarihimize devlet polilika. mizta gerçeklik ölçüsünü verir, Türk taribinin bulutlu ve ka. ranlık günleri, çok kere, şalsiyet gimşeğinin beşiği olmuştur. Kur. tuluş savaşımız nasıl — bunun tara yerinde bir örneği ise, Buğgünün kasiryası soşarken bir İnönü'nün başımızda bulunması da öyle bü- yük Ve önemli bir tarih oluyıdır. Dünyanın bugünkü kasırensı din. dikten ve “er şey durulduktan sonra İsmet İnönü çağında ger. çeklik Vverimini çok daha iyi kavramış ve değerlendir. | miş olacağız. 1941 yılr haziyanının 18 inci gü. nÜ GÇerçeklikten hiç ayrılmayan Türk politikasının en güzel örnek. lerinden birini vermiştir. O sa. manki harlelye vekilimiz Saracoğ. u İle Alman büyük elçisi Fon Pa. pen arasında imzalaran Türk — Alman dostluk anleşması kuru bir tesadiifün yemişi değildir. Bu 8 maddelik dostluk anlaşmasında tarihin büyük olayları ile perçin. ketmiş uzun Ve köklü bir dostluk dile gelmektedir. Her iki tahsiye- tin pakt İmzalandıktan sonraki demerlerinde cek önemli gerçek. lükler besirmektedir. — Saracoğlu dıyor ki: “Birbirlerine karşı va. ziyetleri her vakit açık ve dürülst kalmış ve dünya hüdisatınım asır. larca süren temevvücatı eanasın. da muarız mevkide — bulunmamız olan Türkiye ve Almanya, dostlüuk. Jarinı en sağlam temelere islinat ettirmektetirler.., Büyük elçi Fon Papen'in cok ye. Ende söylediği gibi bu an'aşma. nın “eheramiyetini devrimizin ta. rihi büyük hüdiselerinin gercevesi içinde mütalca etmek iâımdır ., Dünya tarihinin son Üç yalık gelişimi içinde Türk — Alman döstluk anlaşması, İsmet İnönü Çağmda Saracoğlunun cok büyük başarılarından — biri — sayılmalıdır. Bu anlaşmadan sonrakj yero'şli geliştmi hepimiz pek ivi biliyoruz, Almanlığın en salâhiyetli dilleri Ve kalemleri sik #ik Türk noliti- kastnm — gerçeklikten Aayrılmıyan Şönü Üserinde durmuşlarder. Yal. nız verin Bir güven fısıldayan get- | geklik poliUkalarıdır. ki millçeta * le Alman basınında, b bakımdan, güze çarpan disiplinin ayrıca bü. yük bir değeri vardır Bu basım, ağırbaşlı ve yürekten bir dil kul- lanmış ve Titrkiyenin busümksü ta. rafsız durumumu çok titiz bir dik- katle gözden uzak tutmamıştır. Türk — Alman dostlüğu kargı. lıklı bir anlayıştan doğmuştur. ve gene böyle karşılıklı bir anlayış içinde daha temelli gelişmeler güsterecektir. Bizim buna büyük bir güvenimiz vardır. Çünkü bu dostluk, gelişi güzel bir tesadüf- ten değil, çok Önemli bir tarih ve yaşayış parçasının derin kökler salabilmiş gelişiminden — doğmuş- tur, Bu dostluğun temelini a'an lar, yanı zamünda Türk ve Alman uluslarınm güdümünü üzerine ah mzuş gahsiyetlerdir. Dresden: Tammuz 942 M, Bugünk 730 Program 7,92 Haftanin beden Terbiyesi programı 7,40 Ajans 7,45 . 836 Senfonik program Pi, 13,30 pro gram 153,88 Türkçe plâklar 1945 a. Jama 14,00 Riyaseticimhur — bandosu 14,30 . 14,60 İstanbul a; yarışlarmın tahminleri. 18,00 program 18,03 Rad yo dans orkestrasının her teldan pro gramı 18,45 Radyo gocak kulübü 19, 30 Haberler 19,45 Berbest 10 dakika 19,50 Beraber şarkılar 2018 Radyo güzetesi 20,45 Beato veşarkılar 21,00 konuğmaana eserler)2LİS kanüşenn 22,00 Rüdyo saloa orkestramı — 22,30 Hüberler 2250 kapaniş, radvyo US | EIREEEAELRZ < Nn: ZEKİ MESUT ALSAN zoktor Lütfi Kırdarın ıı!_ı_ııl_l Ekmek darlığı önlenmek üzere Vali ve Belediye Relsi Lâtfi Kırdar, dün sabah saat 11 « ka- dar Belesiyede meşgul olmuğ, e- radan fiyat murakabe — bürosuna giderek içtima edecek olan dat- mif encümene Tiyaset etmiş, me. sai takajmatı ve çalışma şekille- vi etrafmda kendilerinden izahat almıştır. Vali, fiyat murakabe bürosun. daki toplantıdan sonra — Ticaret Odasma giderek idare heyeti top- lantısına riyaset etmiştir, Vali, Töcaret Odamı idare heye- tinden, Belediyenin devir aldığı iaşe ve ihtikârla milcadele işlerin de azami yardımımı istemiştiy. Büğün Ticaret Odasında samt 11 de eaf cemiyetlkeri ve ileri gelen ticaret mücssestelerinin mü- messilleriyle bir toplantr yapıla. caktır, Vali, kendisiyle görüşen gaze- tecilere gu beyanatta bulunmuş - tor: — Ticaret Vekâleti iaşe müs - teşarliği vilâyetler — teskilâtmmn lâğvedilmesi üzerime, İstanbul böl gesli iaşe müdürtüğünün vaz'fe ve salâhiyetleri İstanbul Belediyesi. ne, fıyat mürakabe komüisyonunun verife ve salâhivetleri de daimi encümene verimiş bulumuyor. Mülga teskilâtın elinde bulunan bilümum işler ve bualara ait ev- rak ve dosyalar devir alındı, bu- günden itibaren bu İsler Beledi- yece görülmektedir. Belediyen'n bu vezifeleri aksatmadan yapa- Hilmesi için yandımcı memur kad- rosuna #htiymer olduğu — meydan.- dadır, Bu tibarla mülga — teşkilâ- küçültülerek mensuplarından bir Küsmı belediye emrinde çalıştırı! . maktadır. Bölge iaşe müdürlüğünün ve murakabe komisyonunun — meşgul olduğu islerden bir kısmı esasen Belediye vazifelerine dahil mad- delerdi. Gerek bunlar, gerekse Üiğer vaz'feler pek tabil olarık titiz bir itina e ifa edilecektir, Aslolan, halkımızın refah ve (kururunu temin yolunda - hizmet etmektir. İçinde — bulunduğumuz fevkalâde şartlara rağmen balkın hiç bir suretle sıkıntı cekmemeti için bütün teak')ât mensuplariyle birlikle azami gayret gösterile- cektir, Hükümetim'zin iitihaz ettiği son kârarlar neticesinde — memlekette bariz bir. Yerahlık hissedildiğini matbuatımız memnuniyetle — kay- detmiştir. Hükümetçe almmış e- len kararların tüntakamız dakilin. miyet veriyoruz. Balâhiyetimizin çerçevesi içinde ioap eden diğer kararları da vakil ve zamanmda ittihaz Ve tatbik etmiye ilina edo- ceğiz, Matbuattan gördüğümüz yardıma müteşekkiriz. Aksayan işler olursa | Rüzetelerimiz bunları bize bildir - mekle elbette hizmet ve muave- nette bulunmuş olurlar; ancak muhterem mataatımızdan bekle- Eiğimiz, kuru kuruya şikâyet ya- zılarından ziyade bizi ikaz ve ten- vir edici, hattâ mümkünse düşün dükleri tedbirleri de - bildirerek biri irşad edici Mahiyette negri. yatta bulunmalarıdır. 'Tüccar ve esnafm da memle- kete olan alâka ve merbutiyetle- ri fazla kazanç hırsından vazgeç. melerini ve makul bir kür jle ik- | tifa etmelerini icap ettirir. Milli Korunma hükümleri tamtmen ba. ki, mer'i ve mahfüz olduğu için bir çok maddelerin satışındaki Berbetliye rağmen makul kür had dini aşmak, mal saklamak, zincirleme ticaret yaparak eşya Ve ihtiyaç maddelerinin haâlka pa- balıya mal olmasına sebep olmak Bibi hareketlerde bulunanlar el- bet kanunun pençesinden kurtula- mıyacaklardır. Diğer gtaraftan — halkımızın da ibtiyacından fansfa mal, eşya Vesni Te biriktirmiye kolkmaması — icap eder, Hükümetlmiz'n aldığı feyiz. N tedbirler sayesinde memleketi. Taiz hiç bir saman büyük bir dar. Pk çekmiyecektir, Buşün olduğu gibi, yarın da her gey her yerde bulunabilecektir. İstihboalimiz ona göre tarzim e- dilmektedir, Halkımızın müstakbel — htiyaç. larını buügünden temin etmek dü - şüncesiyle dahi şimdiki ihtiyaem. dan fazla eşya, gtda maddesi — ve seire biriktirmiye kalkmas: lü- yumsuz bir teliş eseridir ve zarar. İhdır, Piyasada darlık doğürur, vatandaşları. skmtıda — birakır, Buğday istihlük miktarı az olma. drğt halde mevcut stok Mal, ihti. yacı tamamen karşılamak vaziyo- tinden çılemıştır. Fakat pek kran bir zaman içinde yeni mahey! ta- mamiyle ve bol alarak Kdmk edi- Np istihlâke arzedilecektir. Bu a. rada halka tevzi edilen ekmek miktarını azaltmak İstemiyoruz. Onun için şehirde bazt semtler. de mmuvakkat bir darlik — görülü- yor. Bumun #nlenmesi için Mzım gelen tedbirler nlsmektadır. Bu Yaziyet devam etmiyecektir. Hal - de hüenü süretle tathilire ehem. İlimem mürtmatn olmnsr ve mem- MEMLERET N Ü CeFOYİ e Ve sabunu Hocanın elinin tersi Ürerine koyorak, su döktü.. - Hoca ellerini sabunladı.. Dudaklarını yıkadı, ağrını çalkaladı. Bu işlerin bitme- sini bekliyen, ve Mustafanın arkasında duran anası Sırma işlemeli havluyu Hocaya uzattı. Hoce kurulandı, bu aroda bülün sundurma sofreların baki- yesinden temizlenmiş, ve sıra sıra minderler ile bezenmişti. $imdi yolnı, hetim duasın davetli olan komşular ve tandıklar da sökün etmeğe başla- mışlardı. Bu yeni gelenler ile yapılan hosbeşler esnasında, Mustofa da, elğer çocuklar gibi yorı uyakta karnımı doyundu.. Eğer ifsan heyecanlı an- larında gerçerter karnını döyürebilirsel.. Davetliler — oturuşluktan — sonra Hacanın işarotiyle, önünde bir çevre açıldı.. Emre hazır olan Mushafa ça- ğerildi. Mustafa Hocanm önüre giderek elini öptü.. Diz çöktü.. Günlerden- betri ezberlediği sureleri makamla okudu.. O, bitirince Gevrek Hoca ha- #m dyasını yoptı. Sonra hep bir ağızdan ilâhiler okundu.. Daha — neler oldu?. Mustafe diz çökmüz, butını eğmit, ve yanlış yapmamak için, sarfet- tiği güyretten yorulmuş, heyecandan düşünce silsilesini kaybetmiş bir. hat- de olduğu icin, bunları ne © günün akgomı hatırladı, ne de şimdi hatırlı- abiliyor.. gi İy:u"ıılodıiı gey gu: Bir aralık Gevrek Hoca onun çenesini okşıyarak haydi, Mesto tendi, kalk, el öp ,dedi.. Bu hitab, ona korşı yani bir hitabdı.. Demek o, şimdi efendi olmus- u. Mustafa etendi, büyücü de ondan mı?, Böyle olsa, kendinden daha büyük yaşta olan Kara Kavukların Ahmedine de ve haltâ İmamların Raşi- dire de efendi demezler mi İdi? Hayır, o hatim ettirdiği için, bu rütbeye hak kazanmış olsa gerekii.. İçi, şimdi sevinçle dolu ayağa kalktı. Evvelâ hoconın alinı öptü. Sonra bütün yaşlıları sıraladı. Hepsi ona, aferini Mis- safendi diyorlardı., Kimi ona bir mendil veriyor, kimi avucuna, şeker sıkış- Hıriyor, ve bazısı do görzyaşlarını silerek boğrına besiyordu. Şarbetler içildikler ve Mustafanın hafızlığı hakkında konuşmalar ya- pıldiktan, ve temenniler gönlerildikten sonra hoca gilmek İçin davrandı.. Herkes ayağıı kalktı. Mustafonin anası da © sırada - hocaya yaklaşarak elini öplü.. Ve sonta avucuna, kırmızı küçük bir ipek Kese — tuluşturdu. Gevrek hoca dudaklarını kıpırdalarak oncak kendinin işltebildiği biryeyler söyledi.. Hoca hekkıni almıştı.. Artık ikindi vaktı yaklaşıyordu. Komşular ve tanıdıklar, — birer birer doğıldı'ar.. Mustafa da anosi da yorgun düşmüşlerdi. Evde yalnız; akşam yemeğinde bulunmalar ve Mustafanın babasına da — bir düğün — kokusü olun koklatmak için, yardımları rica adilan akrabadan birkaç kişi — kal- MŞN ... iam. Mustafanın babesi akşam ezanına yakın işinden evine dönmüştü.. Hear gün, gazetenin bir köşesine deki altın fiyatlarma bakmağı Jartık âdet çdindim, Para piyasala: m, borsa işlerile hiç bir İlişiğim yok, Ama dediğim gibl gazeteyi elime alır almaz, bir kere sahife | n © yerine gözüm gidiyor. içim- GÖc sevince benzer bir şey var; al- t düştükçe keyifleniyorum, Bir kaç ay önce, onun bir hava fişeği gibi yükseldiğini görüp oku- muştuk, Borsada üdeta hir boz- gun havası yaratarak çıkıyor, çi kayor, çıkıyordu. Memleket bariş içinde iken, bas şımızda yüreği kadar kafası da sağlam adamlar varken, bütün dünya siyasetimizi, pekgörlülüğü- talizli, İdaremirdeki —mertliğ ö- vüp dururken, altm, niçin — yülkse- hyordu? Ktrafı kasıp kavuran — kıtlıklar, Rükeleti dolduran harnbelerin ar tasında vatanımmız, üstü ile de, a t Ha de bir bolluk madeni dağil miydi? Başka diyarlarda Carlaları bomba doluları yakmış, toprağını sapan işlemez hnle koymuştur. Barajlar yıkılmış, kanallar dağıl. miş, nimet ve bereket — için yapı- lan bu su haztneleri, ovalarımı bo- Bun bir sel olmuştur. Savaş buügün bitse, kılıclar he. €a göndi kmlara — konulsa bila, daha yıllarca — Ginya — kıtlılıtan kurtulamaz, Böyle bir çağda harp feldketine uğramamış umran rukün dan ayrılmamış bir. memleketin Hele yer yüzünün bu kanlı fır. tanalarin sarsılarak, berkesin ken. di derdile uğrastığı gu yıllarda hiz, sanayileşme pilânlarımızı da gerçeklestirirsek, Türk jli, dünya cennet; olur, dste aklın gösterdiği Kerçekler, bunlarken, bizde altın yüksetmiş. Galatasaray resim sergisi Güzel Sanatlar Birliğinin her yıl Galatasaray Jisesinde açmakta olduğu resim sergisinin 20 zıcısı pAzartesi günü saat 17,30 da me. rasimle acılucaktır. leketin içinde yaşadığı fevkulâde gartları düşünerek bu kabil vazi. yetleri hoş görmesin! temenni e- deriz. Zâra, hüdise tedbir noksa . nmdan değil, memleketin kendi ietihsali İle geçinmek zorunda kalmasından ve istihsal miktarı- Dm da ancık kâfi gelmesinden neş't etmektedir.., Bükümetimizin istihsali arttır- ma yolunda almakta olduğu ted - birlerle bu vasiyetin de ÜÖnüne Beçileceği zaman yaklaşmış Lulu - nüyor,,, Nomazdan #onra sofraya oturuldu. Mustafanın anası, halası, hem — gün- düz yemeğinden, heme de heyecandan, akşam anı kaybetmiş olduk- ları için, hemen yemeklere el sürmüyorlar gibiydi.. Mustafa da öyle idi.. Babası: — Anlatın bakalım hatim duası nasıl geçti?, dedi. Ano, hala birbirine yardım ederek, birbirini tamamlayarak — bütün tafsslâm ile anlattılar. Onlar anlattıkça ve yemekten çekildikçe Muslafanın babasının iştahı artıyordu.. Yiyor, ve dinliyordu.. En sonundaı — Güzel olmuş bel.. Keşki kapı aralığından, veyahut duvar — Üstün- den seyretseydim. Mustalfa, bak! Hatıf Mustafa efendi olduğun zamen yalrız kadınIrıra yağma yok.. Ben de oğlumun — mürüvvetinde isterim.. dedi. bulunmak Hafır Mustafa efendi... Bu üç kelimeyi içinden tekrar eden Mustofa- v yüreği hopladı. Sevinçten mi, korkudan mı?, Şimdi onu bilemiyordu.. ©, batır olecağıni yeni öğrenmiyordu. Belki yorgunluk va heyacan onun içinde bu yürek hoolamasına sebebi, ermişti.. Mustafa hatim İndirmiş, yani kur'an ökumağı öğrenmiş, fokat henüz doha yazmayı bitmiyordu. O zamanlar, Mustafanın allesinde olduğu gibi birçok basit ölleler içinde ekvmaktan maksat, yalnız — kur'anı ve dini ki- tapiorı okuyakilmekti. Dünya İşleri ahret İşlerine nisbetle daha gz ehem- miyetle telâkkı edildiği için, yozmanın bir bolumdan büyük bir kıymeti: Attın düştükçe çıgın bir fırlayışla, her türlü dü- Şünüşün Üstüne çıkmıştı. İktisat- çılar, bunu bazı sebeplere —bağla- dılar: — Her şeye elkondu. Sarmaye- Yi işletecek saha kalmâadı, bir vur. gunla çok kazanmış — olanlar, pa- ralarımı mülke ve altına yatırmak. tan başika çÇare bulmmryorlar, Kadmların koliarmda görünme- Re başlayan talm altın kelepceler, elmas piyasasndaki fırtina, halı- ların metre murabbamdıtki — otum kırk Uralık fırlama bu düşünüşe hak verdirecek belirtilerdi, Netekim son günlerde — piyası- Tara Verilen serbesti altınış tah. tmr sarstı. Simdi günden giüne düşüyor. Her değertiz çıkışm vo- Hu budür, Ben, bilmem micin her sabah altan piyasasmır okurken ba- x İnsanları hatırlarm, Şunun bu: mun sürtema tırmanarak, falanın öalinde yol keçesi gibi — serilerek, fPüna haysiyet ve şerefinl çiğne. terek yükselen, hisâ külâh kapam adamlar da bu yalandan — değerli altınlara benzerler, Bir gün biri, ellerinden — yahut kulaklarından tutar, yuvarlandık- Tart bataklıklardan onları çıkarır, boylu poslu Tmle getirir, Yine bir gün çevredeki kabiliyet terarileri. win ayarları dürelir, Çamura çgis mas pahası biçtirmeği, — mağrur kuvvetlerinin bir muciresi sayan- larım keyfi ölcüleri ortadan kal. kar, Herkes ve her şeyin, tamdığı hakiid değer anlasılır, Ve iste o zaman bu yersiz yükselenler, bir bir ilk yerlerinden daha beter bir bataklığa yuvartanırlar, burlarm, haksır çıkısların devrili. $ takip ederme hic saşmayalım, — — Hakkı Süha Gezgin lise ve arta maktep talebelerime mali 605 olmak üzere 1081002 tarihindöl tüderen Evimizde - riyaziye, — fizili, kimya kursları açılacaktır. — Devait edecek talrbolerin 35942 tarikindem 98942 tarihino kadar Pazardan büşe Ka her gün saaç 14 den 19 xa kadlki Tramvaydan dışarı ıııhl, biri yaralandı Kadıköyünde — Kuşdilinde — oturalk, Nedim adında biri, dün tramvayllk Ö Küşdiline gelirken, başını dışarı Çia $ Kkarmış, elektrik direğine çarpmaştiri | Kodim ağır surette — yaralanamık — Haydarpaça hastahanesine — kaldırıdı” mığtır. eli dnererii Ölünceye kadar şartiyle ev bağışlayan kadının macerası ”'ı Yetmiş yaşında Zebira adırda — bilr — kadm, Karagümrükteki evini, on gü evvel, postahane — memurlarındam | Hüseyine kendine ülünceye Kadar © bakmak şartiyle bağışlamıştır. Büseyin karımı ile birlikte Zekrik, nn evine Kgelip yerleşmiş ve kadımiği Iddlasına göre kendisine — karıkocd eziyetler etmeğe başlamıylardır. Nihâyet dün şiddetli. bir kavgili sonutda da Zehraya bakaret etmilş- lerdir. Kadın müddelumümtllğe mül Tacaat etmiş, ltarıkoca cürmümeşürii |— malhkemesine verilmişlerdir. İ olduğuna inanılmıyordu. Okumada bile yalnız dini gaye — gözetiliyor, ve öğrenilen şeyın pratik haycla faydalı olmasından ziyade sevap karonıl- f mosına hâdim olması muvekk görülüyordu.. Bu düşünceye göre Mustafanın hıfza çalışması, ve hattâ ileride ha- yatını bile, hufezlıktan kazunması, cilesi içinde, akraboları — arasında, ya yakın komşulor içinde tabii sanılıyordu. Sevap işliyerek, sevop işleterek İki dünyo İşimi de telif edebilmek şüphesiz büyük bir muzafferiyetti. Hafez- hk her halde bu dünya İçin,, az kârlı bile olsa, ötekisi için, çok körli ve bu bakımdan tam müslümen bir cemiyet içinde çok İllbarlı bir meslek te- Kükki ediliyordu. Mustafanın babasının bu düşüncesi, bazı ahbabları ta- rafından do teşvik görmüştü. Koz dibi mahellesi camisinin imomi Eğri bo yun hoca, Süleyman ağanın kararı üzerinde çok müessir olmuş'uv.. Bu ho- canın, camlinin son cemcct moha'linde hıfza çalışan birkaç çömezi vardı. O, Muslafayı da onlar arosına katmağı düşünüyordu. Mustafa yazı evde geçirecek ve bağ, bahçe bozumu sonundo, Eğri boyun hocanın tolebesi olgcaktı.. Fokat Mustafanın telihi boşka süretle tecelli etti. Hafız olmak ona kısmet değilmiş... Mustafanın babası, okşamları hem — biraz — dinlenmek hem de ahbablar ila biraz çene çalmak için, mahalle kahvesine çıkardı. | Yazın meclis, Koz dibi kahvehaenelerinin meşhur çınarları altında — kuru- | lurdu. Çınar gölgelerinin kopladığı saha, yakından akan bostan suyu ile | sulanır, süpürülür, peykeler, sandalyeler, masalar küme küme dağıtılırdı.. | O vakıtlar gramafon bile olmadığı için, ahbab zümreleri ayrı ayrı tople- | nırlar, ve rehat rehat hasbıhol edip konuşurlardı.. | Hattâ bazı ekşamlor Mustafanın babası evdeki Taberi — tarihinden bir cildi koltuğuna alarak cıkardı. Söz bitiği zaman — ondan — İskenderi Zülkorneyn veyahut İbrahim peygambar ile Nemrud'un hiköyeleri okunur, ve vakıt geçirilirdi.. (Devamı var) 25 yıl evvelki Vakıl I İ İ 1 Ağuatos BB Darülfümunun tenviri Darültürunun olaktrik te yakında başiadacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: