yi sör 'nö ir t İ İ çe Kİ çet ğ ı | yo y ” % pet et “' l #4 ğ 5Kt ü |: N 24 -11 - 1941 Y Sosyeie Jf Şehri görmek sanati İ çünda yeni bir dergi çı- Kayısı buna ilik bir sa- kir havası verdi. Güzçl kavramıd, ve çaun kül, K Uak seçenlerin şehir ve İlerinc gösterdikleri a. Mtecmunnm en örl- Ki 'lır, Hattâ mümkün ol- bir şehri yapmaktan zi. İ görmek sanatını Üir gehri. gürmek tabiri dir, Matlâ bu İsteği Ve iptidal — sayanlar ' Bir şehrin ruhunu, es- Üni yaratacak kuvvet €Vvol bir gohri minimi- Üstünde bir tablo gibi İŞEt haz veya - elem düy. Üü Bözlerdir. Yeye baktığı zaman c. Yan, güzel bir say Üüstü- K, Suman zevk ve hayran- Yan gözlerle ne yapıla, bü elemi, bu hazzı hay. KSa nefreti fiziyolojik bir ldir, Gözün açtığı ufuk- 9) seyreden kültürdür., (ç Mana terhilye i , telküim Setllir, Güzel şeyler göre- İ k elde edilir, a Pa gelirinde ji Bir İosla tosadilf . Bu PSt rünecane kültürü için, ** neşir olmüş bir in. ile, mimarisi ile, e- kadar halhamur ol- Güşünmese bile teneffüs Beride kalan dünya, Andre Jid'in ya. mdan biri olan bu ha qnmm Slav mimatrı bulunan şehirde gün Mahlleşiyor, hiddetleni, krirler geciriyordu, € sıkınlısını keşfetmek ŞS dedi, bu Slav mimari. ) kültürün, bir - estetiğin kçıtılan ve dünyayı kavra. Ök fakat harikulüde bir girince insan çirkin Azlarap düymasını Öğe Büzel midir? Çirkin müphem sözlerle ta- Yoktur. Kaçamak Cabir. Selim,, gibi can kurta., bir şehrin züzciliği- Olamaz, Şe bir örneğe göre kurulan " Bu örnekler aklın, man. ilmin — şehri Binu #kiin birer Ram maddo ha- sürdüğü — malzemeler. işik, göre hoş gelme, B ; Büyaci, : ı İteri yaçlarını bir uvziyeli Kibi kaplayan manza, maddedir, p tunların yeküâna bile de- İ? bir senlezdiz. Teferrü- LA bir olagiden. Sazidı Kizım olan bu sente, Sak, bu senteri — görecek #| v Bimari, edebiyat, hattü edinilmiş fikirle- h Fakat şehirellik mev- Ç3 çıktığı raman — gürleri. u’liı.v_uııu)ııı dirayeti su- Şeyler kdrük ediyor, Küklerimiz bir şyehir lev- ida bir fotoğraf objek. ileri gidemiyar, Bu- Sebri görmek, şeliri hise tanmmak — sanatına <£ Var, Bire yapılacak en t bana kalırıa — bize Rörüşünü gelirmektir. SADRI ERTEM bakır Maarif kır maarif müdürtüğü | ' Tnonulu muharrir Talât aman tayin olunmuş- H ee nn hik kaplıcaları dlrın Çermik — kazası f | AYmak davasını — kendine | y Dünkü atkoşuları Ganyan bir liraya mukabil 92 | Çifte bahis 198 lira verdi Ankara. 28 (Vakıt) — Bugün kü at koşuları büyük sürprizler verdi, İlk koşuda Ünal Yıldırım da Ünal birindi geldi ve ganyan 140 kuruş verdi. 2 inci koşuda: Ceylân Tek bi. rinci, Sava 2 inci, Mercan 3 ün- cü, Ceylan tek ganyan bir lira - ya mukabil 92 İira plâse 145, 140 130 verdi, Üçüncü koşuda Karahbiber bi - rinci, A Şah ikinci, Şenkız ü- güncü geldiler, Ganyan 460, plü- se 125, 120, 515 kuruş verdi. Dördüncü koşu Konca birinci Sipkap ikinci, Karanfil üçüncü geldiler. Ganyan 125, plâse 200, 225, 165 kuruş verdi. Beşinci Şehnaz ile Şahin arasında ı:.lm Şehnaz birinci gel- di ve 125 kuruş verdi. K e Ceylân Karabiber çifte bahisi bir liraya müukabil 1998 lira verdi Kapdanlar nasıl torpillen- diklerini anlatıyorlar (Baş tarafı 1 incide) 'Torpil 40 mil süratle hareket eder. Kendisini 20 metre gibi az bir mema fede, gördüğümüz İÇİn kaçınmarmızı imkân yoktu. Torpili görmemizle be raber geminin kazanına isabet et mesi bir oldu. O anda şiddetle bir tn- #lük tşittik, Geminin kazanı, geml De birlikta havaya uçtu ve gemi bir dü. kika gibi kısa bir — zaman içinde battı. Torplili yediğimiz arada ben ve » kinci kaptan Hayrullah, geratnin köp, rüsünde bulunuyorduk. — İnfilâk bizi 16 metre kadar havaya ve bir & ka, dar da uzağa frtattı. Deniz oldulça fırtmalıydı. Su buz gibi soğuktu. Ben geminin enkazından bir tahta parçe #a elime geçirdim ve ona sarılarak yüzmeğe başladım. Benden başka sağ olarak Kalan Huyrullah da gemiden kopan bir tahlisiye simidini eline ge çirmiş, Çabalıyordu. Bizden başka kimsenin kurtulama. mış olmasının sebebi tor pillenmemizin a n 1 oluşü v e gömtnin Ço k — kısa bir zamanda batışidır. İnfilâk sirasında, havâ so. guk olduğundan bütün mürettebak . arnmak için kazanın otralına ve Üzek rine toplanmıştı, 'Torpü de KAZANA İ7 sabet ettiğinden bunların hepsi diri diri yandılar, Gözellük eden İsmail — baştarafta bulunuyordu. Haszan dayı da dümen « deydi. Bunlar da boğuldular. 12 kigilik mürettebat böylece, Ka yade donazak ölebilirdik. Fakat Bul . gartar Vasilikostan infilükı işitmişler ve Bulgar bahriyelileri ile balıkçıları sandallarla yetişerek bizi kurlarmış. lar, Ben donmüş ve almaiyah keslimi şima, Vazilikosta bizi sabaha kadar te. davi ettiler. Beni suni tenefflis ve di ger hareketlerin sabaha karşı Syılt tlar. Bulgarlardan çok iyi müamele gürdük. Bize konyak ve — sıcak çay verdiler, Ertest sabah da konsolosha veye göndeniller, Maksut Şaşmazer, arkadaşımızım meoçhul denizaltısnı veya pireskopu. Bu görüp görmediği yolundaki mua. line (hayır) cevabeni vermiştir. Geminin Hdnci kaptanı Hayrullah da, süvarinin şözlerini teyid eder &. zahat vermiştir. Suç üstünde yakalandı Evvelki gece saat 23,30 da Ak bıyık polis karakolunun depo ©- dasına, pencereden atlamak su - retiyle girip iki karyola demiri çalmağa muvaffak olan Mahir Topaloğlu adında bir genç, ka - çarken gürülmüş ve yakalanmış- tır, Mahir, cürmümeşdut müddei. umumlliğine verilmiştir. Muha - kemesi, dün, İstanbul üçüncü as Baro umumi heyeti Baro umumi heyeti Birincikâ- ounun 6 met cumartesi günü sar «t 14 de Birinci ağır ceza sale- nunda toplanacaktır. Müzakere ruznamesi: 1) İdari raporun okunması, 2) 1642 yılı tetkik ve tasdiki, 3) biten 5 âza yerine âza seçimi, 4) İki ihtiyat üza ge- liye ceza mahkemesinde yapıl - çıni.i)lkiıılnkiph!'nî. miştır, VYARIT radenizin kara — sularını, gömülüp gitti. Bu büz gibi olduğundan, daha zi Mevsimsiz - bir haber Refah vaparunün batması hüdlse- &i Üüzerine tükümetçe yapılan ve Alilli Müdafaa Vekili Saffet Arıkün. ia Münakalât Vekili Cevdel — Kerim Tacadayının — vekitlikten — istifalarına Yyöl açan tafıkikalın ne sazhada ol mesi kendislne verilen divanı harp, yahut bunua — tahkıkâlin& — memur olan beyet iki vekilin de Hatlcvabena lüzum göstermiş ve bundan da hü. Kümetin divanı âll — teşkiline karur verdiği gşaylası çılımış olacaktir. Ge- ne bu hâbere göce, divanı ati Tüzume KBörürsa maclisten bazı teşril masu. Niyetlerin kaldırılmasını istiyecektir. Bilindiği gibi küdisede alâkalı iki vekilliğin iki eski vekili bugün me. büs oldukları için bunların — vekiliik vazifelerine dokunan bir işten dola. yE mazmun sıfatile latlevapları mut- ifka mecliate bir mebusun — ve teamüle — bakılıraa — Başvakllin - lakririle açılacak bir müzakereden Sonra verilecek karara bağlıdır. Mecliş 'böyle bir ietek ileri — sürü. İünce bir encümen ayıtır, tahkikat Tüzümü kabal olunduğu takdirde de ya Tegkilâtr Hossiye ile adliye en- €Ümenlerini birlikte çalışmak üzene vazifelendirir, yahtt B — 15 azalı husuzl bir encümen seçer. Bu encümenin tahkikat nelicesin. de Meclisi Umumi heyetine venece: Ki Mmazbata divanı âli teşkiline tüzum Bösterdiği, bu da Meclisçe kabul e. düdiği takdirdedir Ki divanr ÂN teş. kil olunur, Divani âlü/de yalnız — veklilörle Devlet Şürüm ve Temyiz Mahke. inesi Azasının, bir de - başmilddeln. müminin muhakömesi için teşkil o. Tunabileceğinden, eğer vasiyet böy- le yapmayı icap ederse o vakit dat. Fe relaleri gibi yüksek derecell me. murlar, — vekillere tâbi olarak — di- vanı âllye sevkolunabilirler, bunlar için alhayet divanı de zalâhiyet değil, vazife ri olmast hâtıra gelebilir. yoksa harpler meselele. Bu mütalcalardan anlaşılır ki An. | Karadan verilen bü haber yünlüştir; olasa olsa göyle denebilir: Başvekli vekili bir mebus — slatile Meclis tahkikatı açılmasını Moclisten islemiye karar vermiştir. Hakikatin no olduğu elbette ya. kında anlaşdacaktır. —— — Kızınca çakıyı yözüne sapladı Beyazıtta kapan göka « gında oturan Şükrü ile Samat- yada oturan Burhanettin, bir meseleden dolayı kavga etmiş - lerdir. Kâvga kızışınca Şükrü çakı ile Burhanettini gözünden yaralamış, yakalanmıştır. duğu benliz resmen bikdirilmemiştir. Yalnız dünkü Vâtan arkadaşımı. Zih Ankaradan alıp neşretliği — bir haböre göre ya hüdisenin —muhaka, | Pasta, börek ve tatlılurın, “lüks,, sayılarak, yapılması yasak edili, yormuş, “ Yasak, biraz gecikmiştir. Mğer, bu tedbiri, bir kaç ay evvel almış okaydık, ekmetder üstünde bu ka. dar uğrasşmak — zorunda — kalmıya- eaktık, Fırmcılar, keüdilerine — verilen ekmeklik unları eleyerek on çuval. dan bir çuval has un elde ediyor- Jar ve bunları pastacılara, bözek, baklava yapanlara satıyorlarımış, Ama bu dalavere yüzünden, hal- ku dağıltılan ekmeğin kalitesi dü. şüyormuş, Kimin umurunda, Hajn. ler, bir çuval unu kırk liraya satı- vorler ya, Bundan ötesi, kimin u- murunda ",. Undan çal kazan! Kaliteyi dü. Bür, kazan! Ekmeği hamur bırak, sudan kazan! Dünyanm kendisi bi. le dönüp dürurken, sen — dolap ce- virmüşsin ; çok mu?,. Hemen iki sete var, ki piyasa, mesda İhtikâr nlâmetleri, yer yer kendisini gösteriyor. Büyük kâr- larla gözleri dönen vicdansızlar, ce- zayı mühimsemiyorlar, malhikeme., Ye düşmekten çekinmiyorlar, Virmi beş bin lira kazandıkları bir kirli İşten ötürü, yirmi beş li. ralık cezayı seva seve, güle oyna- ya verndiler. Yine ihtikâra girişti. v v . ' büyük sille! ler, Milb koruma kanunu da onları yıklıramadı, Çünkü bu kanunun da gruvazaslar — sayesinda ağunu kaybediyordu, gazeteler — çığlık çığlığa Halk, kıyameti koparıyor, mühtekir. ca- navarının kalasını detit hükümler bel Yabü şartlar içinde yaşıyan bir metileket, elbettç şiddelli kanun, far yapınaltan çokinir, Fakat eha- amn görülmemiş bir kıyameile sar- sıldığı günterde bu kiyamete uygur tedbirlor de şarttır. Netekim, dünkü — gazetelerde Meclise mühtekirlerin idamı teyen bir tetlif lâyihası verildi ai okuduf. Geçirtlen tecrübelerden ders alıdığı, bütüm İyi niyetlere rağmen, devletin giddetli tedbirle. re doğru yürüdüğü anlasılıyor, Harp fslâketi şüphesiz bir mu. gâbettir. Fakat vutun uğrunda ona da &eve seve katlanırız, Darlık çe- keriz, Yırtık, yamalı gezeriz, Bü- tön bunlara yurt için, tarih ve bayrak için katlandığımızı düştüne. rek başımızı dimdik tultarız. Ama bütün bu dertler arasında, bir da muhtekir yılanmın — kanımızı em, mesine katlanamayız, Muhtekirle vatan halni arasında ne fark var? HAKKI SÜHA GEZGİN ezülresek şid- ordu, istanbul canlanıyor tanbuldan, meselâ, eski ve ka- labalrk bir “Şehzadebası,, kalk t ama, onun yerine sineması, gazinosu, müzesi, lokantaları, yeni ü kahve ve meydanları ün göce yağmurun — insan yüzünü bir tel fırça gibi haşlıya haşlıya, deli dolu sav- rulduğu bir eaatte (simema gn- atinde) tarafınm bü - yük sökaklarını akın akın a. hali ile dolmuş gördüm, Besbelli hafta. sonunda, altı günlük çalışmanın verdiği yor günlük kolayca çıkımıyor, Şi - nema, tiyatro, kahye, gazino, muhakkak bir yore gidilecek . Hiç olmazsa komşu ziyareti... belirmiş olmısıydı.;ı Gerçe İs- Kaynar su ile haşlandı Ortaköyde oturan Serkis oğlu | Kekork, çalıştığı Kızılçelik fab- rikasında kaynar su ile dolu de- poya düşmüş, haşlanmıştır. Ya râlı, Beyoğlu hastahanesine kal- dırılmıştır, Çocuk bahçe gibidir. ne eker. sen onu biçer, Çocuk Esirgeme Kurumu Genel merkesi — Ya, Demek öyle. Fakat gecenin bu zamanında — burada ne arı ? Morgan sade bir lisanla: —Bu öldürülen adam benim ukıdnğaın:.i!. W a e Brayn'dir, Ve ben kendisini öl - dürmedim, Komiserlerden birisi, Margan” — Ş.;M artık bana “müfet- hain işletilmesi Diyarbe- üsler Türk Arto- N ine ihale olunmuştur. Len seçmeler : necm,i gisü-dür ile, , teşrini sünide Çok değildir. ol kadar dehsetli bir hızdan! n bunu, vaktiyle, mühir bir müneecimden : *rmiş harâbisi bu millkin cünkü yıldızdan! Kurumu W&îıgcmc a şEtinin, çocuk sevgisi- ldir. ! Sende üye ol! Esşref tiş,. diya hitab etmemelisin, de- di ş—myd.i ben sadece, Morgan'ımı o eaki günler geçti. Bu esnada az önce Morgan'a sualler soran polis Mmüfettisi a- raya girerek: — Ne oluyoruz, dedi, Sen bu delikanlıyı tanıyor musun Ben - ham? ş Benham biraz utangaç bir ta- — Nasıl tanımam efendim, de- di, Bu zat, Mister Morgan'dır.. Bir vakitler müdüriyette müfet- tiş idi. Bundan senelerce — evvel kendisiyle “Urfild zehirleme va: kası,, diye anılan esrarengiz bir hüdiseyi takib ettik, Ve ben, işe te o hâdiseden sonra terfl et tim, Poli mülettişi bunun üzerine YUaa . Slâ, dedi, Mademki va ziyet böyledir. Bana niçin daha önce göylemedin? d Polis müfettişi de Morgan'ın düm, Beni vurmağa kalktı., Ya nında Karlos isimli bir serseri nı'v'ıi" ledi lorgan gömleğini düğmeledi. Yeleğini ve ceketini giydi. Aya- Za kalktı, Ve polig müfettişe dö nerek: ı;mîp hâdise değil mi? — Evet, Hem de pak garip., (Masanın üzerindeki ölüyü gös- tererek) onunla beraber mi çalm Poli Ispanyol dansözü Heyecanlı, büyük Polis Romanı 8 ingilizceden Ceviren: H, MUNİR Şıyordunuz? yır.. Kendisini görmem için beni buraya çağ p den çağırdığını izah etmiyordu.. Geldiğimiz zaman ölüsünü bul - duk, Onu senelerden beri tanır- dım, Moktepte beraberdik. —- — Ne iş yapardı? — İyi bilmiyorum, Bir hayli soyahat ediyordu. Doğrusunu is terseniz, dün kendisinden mek - tup almamış olsaydım, İngiltere " de bulundi ilmi v y tti uğunu bile bilmiyecek « lersem bir az - şahsi serveti vardı. Bu &öz üzerine polis müfettişi odanın' otrafıma mânalr le — Pek servet sahibi bir ada » mın evine benzemiyor, dedi. Peter Morgan. bundan — sonza sözü daha fazla uzatmıyarak po l8 müfettişine: - Emrinize hazırım, dedi. ll;üfetüg dolgun burnunu eli- uğuşturarak: — Bana kalırsa, karakola ka- dar gidip bir ifadenizi alsak, de di,, Sonra yaralarmınızı da esaslı Burette bir temizler ve sararlar.. üstüne, Polis memurlarına emirler verdi, Bil- e bundan sonra hassa ölüye, polis doktoru gelin. geye kadar — dokunulmamasını tenbih ediyordu. Sonra küçük kulübeden ayrıl- | dılar,, solgun — işığı, masa üzerine yüzü koyun serili olan J. B, nin cesedi Üzerine vu- ruyordu. Dışarıda hava sessiz ve bir az Berindi, Bir saat kadar * sonra, Peter Morgan tekrar otomobiline atla- miş ve Londranın yolunu tüt - muştu. Yolda otomobilin bir köşesin. | de bulundurdukları sonyaktan bir mikdar içti. Sonra gişeyi Her bi'ye uzattı, Herbi de bir kaç yudum içtik- — Acaba. J, B, yi kim öldür- dü; dedi, Ve o kadın kimdi”*, Ve sizi niçin vurmak istedi! Morgan: — Çok doğru söyledin, dedi, Bütün meseleyi üç kelimede hü- lâsa ettin, Fakat şimdi bir az uyku çeksen daha iyi olacak | Epey yoruldun sanırım , Sordu- ğun suallerin cevabını yarın ve. | ririz. Haydi bakalım. Herbi yakasını kaldırdı. sonra derin bir üyküya — daldı. e) semti de ile canlı bir Beyazıd semti kendini gösterdi, Keza bir az aşağılara cek olursanız, meşhur Çenberlitaş çevresi boy boy a- partımanları ve hoşca vakit geçirmeğe yarayacak — bir kaç modern milessesesi ile başlı ba şına bir aydınlık muhit haline * gelmiştir. fi halkını bir tutam zevk 5 metrelerce yol alarak — şehrin =:Hh' ucuna kadar taşmmak alıkoyuyor. Hele nakil darlığının son de- “receyi bulmakta olduğu şu za- manlarda, ne büyük bir nimet yerine geçtiğini İnkâr etmeme, T HİKMET MÜNİR Ttramvay otomobile çarptı Tepebaşından Galatasaraya gi - gerken hemen önünde ve raylar üzerinde giden 2344 plüka numa ralı taksiye çarpmıştır. Çarpiş - maya sebeb taksinin birdenbire durmasıdır. Neticere taksinin Kamyonla tramvay çarpıştı Evvelki gece — yarısı, vatman Ömerin idaresindeki 123 — sayılı Maçka-Beyazıt arabası, vali ko- sayılı goför Süleymanım i- daresindeki kamyon ile çarpış Mmış, İramvay arabası zarar gör müştür. I 25 yıl evvelki Vakıl l TA, 11, 917 Aldığımız bir mektupta — tram- vayların — kifi iği dolayı görülen müşkülüttan bahtedilerek Şırketi Hayriyece Köprüden Arna, vutköyüne kadar jekelelere küçük sabah ve akşam üçer ediliyor. vapurlardan (Devamı var) posta işletilmesi rica