12 Ekim 1941 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

12 Ekim 1941 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

D LT UNUT L İ Bir galat-ı meşhur. Profesör Komal Cenap fizyole - H, biyo'oji zibi kelimelerin souun. dakt (J ekinin (gi) seklinde ya- zılmasına ve okunmasına taraflar, dır, Bir kac gün evvel elddi bir Yelkik eseri olan bir makale ile hu husustaki kanaatini ilmi delil- leriyle beraber bir kere daha nes. Fetti, Fakat makalesini eski — bir devam etmek — niye- ancak bu — davada Şw iği imi — bürhanları — bir kere diba, yeni'esen ve yeniden Baya; bulan gençliğe sunmak fik- Fiyle yazdığını söylüyor. Biz muhterem — profesörün — bu Havadaki ilmi delillerini — sade, ve fizyolocik yerine istersek fiz - | ; yologisel darir noktası müstesna olarak — doğru bulduk. Bununla * beraber makalenin hitap ettiği bu- günkü ve hattâ yarmki gençlik zümresinin ruhu da fizyoloji ve biyolaji şekli ile yoğurulmuş ol- duğunu düşünerek bu davanın fil. liyatta netlce vermiyeceği bük- münde karar kıldık, Dilimizde tıbbi terimlerin (gi) Ş yerine (ji) e nihayetlenmesi ha, kikaten bir Tanzimat hastalığın- — dan moydana gelmiş bir galat ise de eski bir tabirle dil —inkdâhmn. dan sonra da - okul — kitaplarıma girmiş olduğuna göre, bunu artık Bire kalırsa eskilerin: “Galat-ı meşhur lüzat-i fazih- den evlâdır,, Yolunda kabul ettikleri poen. — Bip yersiz değildir. Hasan Kumçayı Tahran Büyük Elçi-? Suad Davazın Cenaze merasimi 'Tahranda vefat eden Takran büyük elçümiz Sumat Davazın cenazesi dün Akgamki —Toroa ekapresile şehrimize Ü Ymuvaanlat etmiştir. Merhumun cenme 8 kalitırnacak, Sesl Birkeci rılıtımıma nekledilerek bu aahah saat' 1t de Huradan merasimle Beyazıt Camlinda na- mazı kılındıktan sonra Edirnekapısı f Şehitliğindeki alle kabrtine defnedile- cektir. VECİZELER Yazan: M. CEMİL PEKYAHRŞ! * Hatıra:, vücüdümüzün — eezaem dan mürekkep olan zayıfladığımız za- Aoari mübim hatıratımıa kısmen olsgun Bövsl bulurdu. # Eğer fıkirler dimağ cczasının hae Teketlerinden saret ae gathlerden bahsederkün kendi dimağ oczamız Büşka kimactere nasıl münkalip olu: e yor? | ! İ | | | $ i ** Hatırat küvveti almasa yazıdar haritalar bize renkli eğri büğrü çizgi- lerden jbaret görünurdü; hatırat, İlim we fen âlem'nde meşhudattan mühim-m dir. # İş görmekte mesuliyet vardır Mma, iş gürmemekte mesuliyet daha goktur. Tefrika numarası: 90 Eğer işiniz varsa tabii benim yüzümden işinizi bırakmazsmız ! Ahmet Dündar hapisanzden yeni çık- Şiirde vezin ve kafiye Azizim Sadun, 28 eylül 1941 tarihli "Vatan”" da “Bir tenkit tecrüben" | gör. düm, Senin yazılarını her zaman zevkle ökürcen, bu geferki daerin bir tecsatr biraklı, Peşin anlamavığını söyliyerek yapma bir mahviyot Rösterdikten sonra Örhan Vell'nin “Garip” isimli fakat haddizatında Barabetle alâkası olmryan eteri ve- silesile şiirden bahsediyorsun. Mektep sıralarında isittiğine gö- ro şiirde her geyden evvel vezin, kafiye gelirmiş. Hiç de ihtlyar olmamakla bera- ber atöhlerinden kendilerini öyle imiş gibi gösteren bir kaç kişi ile kimsed. ekületleri olmadığı hal. de gençliği ve her gün bir gaze- tonin yarım sütununu füzuli işgal. lerine istinaden — edebiyatı temsil iddiasında bulunanlardan mürek - kep bir zümre de, tıpkı senin gibi: — Efendim glir dediğinde evve- A vezin lâzım, kafiye lâzım, Bu estepolalar, Süleyman efendiler nedir? Diye bir nekarat tutturmuşlar - dir, Hayır, azizim Sadun, ştir demek her şeyden evvel vezin ve kafiye demek değildir. Bunu sana “ben” söylersem, belki İnanmazsm; bu vax'foyi “Muallim Naci” ye brra- kayorum, O muallim Naci ki hepi- nize ve sizden evvoelkilere, yan; da, ha büyük bir çokluğa der$t vermiş- tir. O muallim Nacj ki, şiir telâk- kisini, gilr tedrisatını Bolleaa'nuın “Art Podtigne” inden, Firdevel den, Şeyh Galib ve Nef'llerden al mıştir; edebiyat hakkımda yazdığp mektep kitaplarından daha iyisini, bugüne gelene kadar da kimse yazmiş değildir. bak, ne diyor: Şlir edebiyatm en güzel parça- larıdır, Bu halde gilr edebiyattan bir kısımı hâs olmuş olur. Edebi yattan addolunmıyan söze şiir de- nilememek lâzım gelir, Çünkü her halde ş$ür mefhumu edebiyal mef- bumunda dahildir, manzum olmasına değil Olabilir W bir söz manzum olur da edebiyat. tan madut olmaz, Ana şiir denile- mez, Zirah mefhumunda dahil ol mıyana İnsan denilebilir. mi? Şiir hem nazım het nesir Hisve- *inde tecelli edebilir, Bir söze maz | *am olduğu için şlirdir denilemiye ceği gibi mensur olduğu — için gilr değildir de denilemez, İnandm mı? Şilrin ber şeyden cv. vel vezinli ve kallyeli olması gar! değildir. Evet, biltrim, mevzun ve mu kaffa olursa, gür ruha daha ya km, kulağa daha cazip gelir; 18 kin, ahengi var diye her vezinli v kafiyeli göze giir denilmeğa © ka dar alışılmış ki, senin gibi edehi yatla ülfeti olanlar bile vezin ve kafiyeyi giire şart koşmakla bels görmüyorlar, İşto gençlerin, daha doğrum çi irin ne demek olduğunu bilenlerin yıkmak için, tefrilten ifrata awdet pahaama, vezinsiz ve kafiyesiz Şilir yazmak kasıtları bu sebepten, yani gürültüye getirilen $iiri kur. Edebi roman * Yazan : Fikret Adil sarmak istemelerinden İleri geli- yor, Bunda no dereceye kadar mu, vaffak oluyorlar? Bu bahis tama- mile ayrı ve bir zevk bahaklir, Mü- pakaşa edilebilir. FPakat yorsat mu- hakkak ki, yeniler giirin ne demek olduğunu anlamışlardır. Azizim Sadun! Bilmem soni ik- na edebildim mi? Eğer yazımda bi- raz tok sözler söyledimse, senin “Kör kadt., olduğunu büdiğim için. dir. Kusura bakma, Gözlerinden öperim, Viazma bölgesinde Düşman kıtalarının ileri harekâtı durduruldu Londra, J1 (ALA.) — Röyter ajansının Moskovadaki dalmi mu. babirinden: Cepheden gelen bir telefon ha- berine göre, Viazma bölgesindeki Sovyet krtaları, q& büyük bir yardımiyle, düşman kuwıtluîıh süratle j. lerlemesine mani olmuşlardır. Bununla beraber, Sovyet ordu- f Et ııarkı tetkik edilecek Fiyat mürakabe komlayonu, yarın- ki içtimemda et narkı üzerinde çalr şacaklır. Bu içtimada nark etrafında vaki dilek ve şikâyetler gözden geçi. rilecektir. İMRALIİ YAKIYT Rusyaya sevkiyat İngiliz .filosunun himayesinde Londra, 11 (A, A.) — İngiltere bahriye birinci lordu Aleksander, dün akşam Vorihingde irad ettiği mutukta, Rusyaya yapılan sevkiya” tm ehemmiyetli miktarda artaca , B ve bu sevkiyatın İngiliz filo, sunun himayosinde yapıldığımı söy lemiştir. Mister Aleksander, Rus. yada cereyan eden muharebelerin İngiltere için hayatl ehemmiyeti halz öolduklarmı beyan eylemiş ve Amorikaltlarla İngilizlerin, Rusya* ya, müdafaasmı temin edecek mal zemeyi vaktindo vörmeleri lüzım . geldiğini ilâve etmiştir. Bulgaristanla ticaret muahedesi Macar ticaret heyeti ? Solyada a RBoma, 11 (AXA,) — Yeni I- talyan - Bulgar iktmadi anlaşma- gı, hassaten mühim bir siyasi e- hemmiyet iktisap etmektedir., Filhakika, bu anlaşma, iki mem leket arasında mevcut dostanç mü nasebetlerin yeni ve el ile tutu, lur bir tesahürünü teşkil etmek- tedir. MACAR WEYETİ Sofya, 11 (ALA.) — Bir Ma. çar iktmat heyeti, Yunanistan — arasmdaki iktısadi mübaedelaler hususunda görlüşme - lerde bulunmak üzere Sofyaya gelmiştir. Aym 9 unda gelmesi beklenen faviçre heyeti Sofyaya ancak ge- lecek haftanın ortalarında — gele. cektir, “V ,, müca- delesinde Holanda başvekiline göre üç cephe var Landra 11 ÇAAL) — - Holanda başvekili Gerbrandi cumâ günü akşamı radyoda süylediği bir nu tıkta (V) Barbinden bahsederek AL |(GKi Kundakçı ölüme manlarâ karjı yaptlar bu harpte ç cepbe olduğunu — söytemiştir. Bu üç cepheden ilk Ikisi askeri ve sınâldir. Üçüncüsü de işgal edilen memleket . lerin mukavemetinde beliren kansat ve imanlar cephemidir. Başvekli, zulüm altında — bulunan memleketler mukavemetinin ölçü ve şiddet itibartlo gittikçe artmakta ol, duğuna işanet etmiş ve sözlerini "0 . çüneü Gephs lik ilki cephe ile birleşm tüti takdirde üazi — Almanyayı eze . cektir., ölyerek bilirmiştir. ingilterede Hücum kıtaları 15-10- 151 FT KD BF FD L Manevra yapıyor (Ahmet Retikit İ Kamdra, 11 (ALA.) — Tskoçyada bir yerde — bulunan bi hârp muhabiri yazıyör: Kral altımcı Corç, belki — bir gün düşman işgali altındaki sahillere hü. cum edecek olan Britanya hücum kı. talarının manevrasında hâzır bulün» müştür, Kral manevraları yükselk rüt, beli deniz ve ordu subayları ile birlik. to takip etmiştir. Bu nevi harekât hu. Bsuzi suretto tookiz edilmiş deniz vesa, iti ile Bakledilen askerler — bir İskoc Eölü kıytlarına ihraç talimi yapmış lardır, Asker, başka vapurlarla gelen tanif, kamyon ve tayyareyoe kargı köye ma topları takip ctmiştir. Hücum ia, tihkâm askerleri ile deniz — tayfaları tarafından yol hazırlandıktan sonra, deniz sskeri ve meşbur İskoçya ala . yının erleri tarafından yapılmıştır. Lafoten adası hücumuna iştirak ete miş olan kıtalarda kralın önünde bir Kösteri yapmışlardır. Bütün bu talimjer tam bir muvaffa, kiyetle yapılmış ve muhtelif kuvvet, ler arasındaki harekâtta tam bir a « henk .aıuıınw KA BııBul.ıı gazetesinin yazısı Bofya T (ALA.) — Bulgaristan kralının tahta culüsu « tenti edidan telgraflar hasebile Türk , Bulgar münasebalına alt mütalen ser Geden “Mir,, alışam gazetesi şunlari yazıyor: “Bu tellerin tentisi uzun zaman « Ganber! iki memleket arasında mev , cut olup sonm aylarda defaile tezahür eden iyi münasebetlerin delllidir.,, Mezkür gazete bu iyi münasebetle, *“Mir,, gazetesi, menşel ne — olursa otsun, hiçbir desisenin iki memleket a. rasmdaki tyi müaasebetleri bozamıya. en$mı ilâve ve izah ediyor. Bulgarisî—aüâ mahküm edildi Sofya, 11t (AAJ) — Cuma Vi kin ve şeriklerinin muhakemele Ti neticesindeki karar bildirilmiş. tir, Anton Prudkin ile diğer bir maznun ölüm cezasına edilmişlerdir. Prudkini'n zevcesi müebbet hapis cezasına çarplı. rılmıstır. Diöer üle maznun sıra. Ne dememeli ? Bay, bayan ancak isimlerin evveline gelen bir “ünvan,, olabilir. Bu se- beple birden fazla mevsuf için ayrt ayrı kullanılmak iatenilmediği zaman yine başta (meselâ baylar: İter ve Sarakalı yahut bayanlar: Çeşmeci ve Uysal süretinde cemi yapılabilir; görünmüyor: dâkin Türk şivest şuna hiç müsatt Yter ve Sarakalı baylar yahut Çeşmeci ve Uysal bayanlar dememcll. Unutmamalı ki, fnvan zikri zaten resmi munmelelerde yasaktır da... "EFXK AHME SEVENGİL gittikçe karanlıklaşan bir yerdi. * gâh, bir yanda mutfağa gıdm kapi yordu; masalarm etrafında gemiti, balıkçı kıyafetli kimseler oturup içki lar ve yüksek sesle kavga eder p*' ölüm yıldönÜ el Büyük tarihçimiz Öi öi kin ölümünün W K mişiz, Onu, onun ğ ziyaret ettiler VE Ti fik, İ Ahmet Refik, lni atmış bir simsdil lık hareketleri ve lâtı vaptıklarının di bildirilivordu. Esref'ten HAdisât-ı dehri Bir girilmişken - eit Vükiü pek Kid | Müdlükâter ülemi — O Çi G Muş ve tabil şimdi işsiz olan bu eski mahkür mun kendisinden para İstiyeceğini zannetmiş ti; İmralıda bulunduğu zaman Şahin reise kar Ş sempati duymuştu; onun terbiyesini, ciddi" Ü Biğini, filân pek beğenirdi; şimdi sırası gel- | ai' | İ c l İ. | ! a imişken elinden gelirse ona yardım edebil- mekten cekinmiyecekti: zaten nasıl vakit geçireceğini, nereye gideceğini de bilmiyor du; “onunla biraz konusur, İmralıdan ha- ber alırım, oyalanınım,, diye düşündü. — Hay hay... Pek iyi olur, bir yerde o türalım, konusalım... Nasıl istersen... Diye cevap verdi., Şahin reis bu alcak gun.ıl ilük karşısında tekrar eğilip Ahmet ğ Dım"—'m e sarıldı, öptü. Şahin alınıp nereye götürülür? Tor katlıyana mı, Löbona mı, apartımana mı?.. — Sen nereye gidiyordum, Sahin reis? — Vallahi beyim, demin gemiden cık- lrm, bir saattir buralarda serseri serseri dolar gıyorum... Ne yapacağım işi biliyorum, ne de gideceğim yeri... Biz İstanbuldan avrılıp lınpiılumv-w- düseli kaç sene oldu! Cok de Şişmis buralar... Gelen gecenden — çekiniyo: rüm, yürürken bir hata islermekten korkur yorum... Pirlel bir sey diyecek mi diye et- © tafıma bakınıyosum... Sıkmtı içirde nere ye gidilir?. Nihayet karar verdim, şurada şu eski gemici meyhanesi gözüme ilişti, bir ©o değişmemiş, eskiden de burada vardı bu... Lâkin onun da sahipleri, müşterileri filân hâlâ eski adamlar mı bilmiyorum ama, bu - raya girmekten de çekiniyorum, belki bir tanıvan olur, “katil Sahin gelmiş,, derler de sıkılırım... Utanryorum, doktor beyciğim, utanıyorum... Nasıl anlatayım... t Ahmet Dündar kendi derdini unuttu, ha pishanede rahat yaşayan ve cemiyetin içine dönünce derin bir ürkeklik hisseden bu es- ki azılımm bir kücük çocuk gibi hüngür höngür aflamak üzere olmasını teessür ve alâka ile karşıladı. Burada sarılacak bir ce- miyet varası vardı; metin ve kat'? bir sesle: — Şahin reis, utanacak ne var? Sen vaptığın isin hesabmı. verdin: artık onu unut.. Şimdi tekrar iradene hâkim olarak insanların icine karısacak ve namusunla vasıyacakam... Havdi gel, seninle bu mey- haneye girin beraber oturalım! dedi. — Aman nasıl olur, doktor. beyciğim, buraları övle sizin pirin oturacağmız yerler değildir... Nasıl olur? Vallahi münasebet al. maz, ben şöyle zararsız bir. kahvede -filân şöyle bir yerde oturalım demiştim. — Hayır, buraya girip oturalım; - bizi yemezler ya... Hem ben de burasımı gör müş olurum. Z Şahin reis razt olmuyor, doktorun ken” disi için büyük bir fedakârlığa katlanmak- ta olduğunu düşünerek üzülüyordu. Akv met Dündar, önünde durdukları meyhane- nin camlı kapısını itip açarak iceriye girdi ve arkasında duran Şahin reisi de çağırdı. Evvelâ sigara dumanı ile karışık sıcak ve oğultulu hava ile sarıldılar ve genç hekim bir saniye sersemler gibi oldu; — karşılaştığı manzara onu buraya geldiğine belki de Piş- man edecekti, fakat bir kere Şahin reise karsı gösteriş yapıp, “ben her smıf halkla düşüp kalkarım, buralara da girebilirim, ce- kinmem, ne çıkar!,, yollu sözler söyledik" ten sonra devam etmesi İâzımdı; - cesareti yarı kırılmıs bir halde bir iki adım daha at- tı, ilk rast geldiği boş masaya doğruldu; örtüsüz cıplak taş masanm duvar tarafında duvara bitisik ve patlak muşambalı peyke, öte tarafında da kaba hasırdan kahve is- kemleleri vardı. İskemlelere oturdular. Burası dar, uzun, yarı loş ve dibe doğru lik ediyorlardı. Kirli bir peşkiri koltuğu altma mış, pos bıyıklı, kıvırcık saçlı, y tı ıııhodukun şişkin kıranta M g) gelip yeni müşterilerin — karşısına dükkânma üstü hııı temiz ıM ; Hiba yalnız vergi, kontrol ve sivil murları geliyor olacak ki Ahmet vd') müşteri olabileceğine ihtimal Şahin reise hitap ederek" — Ne içeceksiniz? Diye sormakla beraber bir Ahmet Dündarr gözünün ucu ll' beli bakışlarla süzmekte devam etti, reis de dönmüş, Ahmet Dündara du. Bu kabil yerlerin muaşeretin”: âdâbına alışık olmryan genç hekim sız bir şekilde etrafına bıhual V' solda oturan kimselerin dibi bî!, uzun kadehlerin birini boğaltıp 0 durarak mütemadiyen rakı içmektt larma dikkat ederek Şahin relse: birer kadeh rakt M » (Davamı * |

Bu sayıdan diğer sayfalar: