? — VAKIT 2?7 AĞUSTOS 1041 VAKIT'IN ANSIKLOPED!SI Denizaltı Harbin en en kati denizden İngiltereye gelen yardır Mar önlemiye çalışırken, İngilizler de bir taraftan nakliyatı koru- k, diğer taraltan bu denizal, olduğ için kati b'ir adım atmış olacak- tur, Denizin altında dolağmak için Hik projeler on yedinci asırda baslamış ve on sekizinci asırda taammüm etmiştir. 1778 de ya. takdirde harbi kazanmak pılan Buhnel'in kaplumbağa i- imli gemisiyle Fluton'un torpil isimli gemisi denizaitları- nn büyük babası sayılır, Bu iki keşif o vakit motörler mevcut polmadığı için muvaffak — olama, Müçür, Deniz altında soyahat lesi hakikt olarak lik defa a Düpüy dö Lonun fikirle. ilham alan Güstav Zede iemli bir mühendis tarafından yapılan Yimnot gemisiyle müm. kün olabilmiştir. — Maamafih, aszlardan daha evvel Ame- ikalılar da bu mesela ile mesgul olmuşlardır. 1864 muharebeleri denizaltlarının askeri birer kıy- met olduğunu moydana çıkar, dibine doğru inmiye başlar. Tu. lumbalarla su boşaltılmıya baş- Jayınca gemi de yükselir, Bu su- gotle gemiyi istenilen irtifada tutmak mümkündür, Denizeltları suyun yüzünde fafilüklı motörlerle, suyun altm. a da evvelce doldurulan akümü- letör batarvalariyle işliyen elek. üik motörleriyle hareket eder, Buzün denizaltı gemilerinin gn büyüğü Fransızların Sürkuf isimli gemisidir. 1929 da insasr- pa başlanan ve 10932 de denize Şnon bu denizaltı suyun üzerinde Ükan 2200 ton ve suyun içindey- ken 4804 tondur, Fransız hezimeti — arrasında bir İngiliz Umanmda bulunan bu enizaltı gemisi Hür Fransızlara iltihak etmiştir. Denizaltı. muayyen bir derin, Miğe kadar periskopu vasıtasiyle detizin sathını görür, Daha faz- da derinlikte ise tamamiyle kör kalır, Alttan giderken denize!ti Büvarileri gemiyi tamamivle ka, yanlıklar icerisinde ve hetayn'arr nmkuyvetiyle yürütürler, Man- nafih ara etra su vüzüne erkara « #rtifa almak ve mevki tayin et, mmek zarvrelindedir. Kent Dükü Ruzveltin misafiri İ Vaşington, 26 (AA.) — Ruzvelt Ve relikası dün akşam Dük dö Kent W gretino hurusl bir ziyatci vermişler Amecrikan devlet rionlini de bu zi, i#te dâvet etmişlerdir. İngiltz elçisi İlran hakkında İngiliz gazetelerinin yazdıkları Landra, 26 — (A, A.) — İngiliz gözötelerinin mütaloaları gu ste retle telhis olunabilir: Taymis gazetesi diyor ki: İran hükümetinin İranda ccne bilerin mevcudiyetine dair olarak müpbem telmihlerde bulunan ce . vabı, bu mevcudiyetin bir tehlike Ruslara hareköte geçmekten baş- ka bir çare bıralımıyordu. Daliy Telegraph gazetesi şöyle yazıyor: İngilter, le Rusya İranm srar. D taallüllerinin kendilerine bırake tığı yogüne açık kapıdan istifade etmekte — acele — etmemişlerdir. ler hesabıma harbetmek için ma - sum kanı döken Vişinin merhame» te şayan deliliğini taklit edip Ot ai . İrakta ve Suriyede olduğu gibi İranda da eski öldü rücü atalet siyasetimizden vaz . geçtiğimizi göstermek. Mançester Gunrdlan — gazetesi şöyle diyor: Bu hal İran için olduğu kadar bizlim ;çin de nahoştur. Fakat bu i- gn yapılması lüzımdır. —Almanya, Rusyaya taarruz ettiği yaman AL man plânları muvaffakıyetle tat. bik edildiği takdirde bağma ne . ler gelöceğini biliyordu, Fakat 1. ran elinde olan bir şeyi yapmak- tan imtina etti. İngiltere ile Sove yetler Birliğinin askeri bir harece kete geçmeleri veya İrak ve Suri. yede cereyan eden büdislerin İ . randa tekerrürünü — beklemtleri lâzımdı. Fakat bu sefer bu hâdi » selar pok tehlikeli olacaktır, Finlândiya körfezinde 1 Sovyet gemisi tahrip edildi Helsinki 26 (ALA.) — Ketmen bü. dirildiğine göre, Bovyet deniz kuvvete leri san günlerde büylik zayiat vermiş tir. Finlândiya körlezinde bir muhrip ikt mayon tarama gemisi ve iki petrol gemisi dahil olduğu halde 6 düşman nakliyo genlsinin tahrip odüdiği Bil, dirilmektedir. Bir tienret gemladle bir Mmaya tarama gemisi de ağır — basara uğrumuştır. Finlândiya körfezindek! Viranlahti AÖRet İşgal edilmiştir. Mraktör ve top Malzemesile yüklü 5000 tonluk bir ti. caret gemisi batırdmıştır. Mütenddit düşman gemi — ve mavnaları hasarmm Uğratıtmış ve ateşe verilmiytir. iğtimam edilen harp malzemesi ara. #mda 8 adet 120 lik top aynı çapta diğer toplar, cephane ve — müteaddit kayıklar vardır. aşbaşkanı general Araoi ve Hopkins - İrana taarruz Miısırda heyecan uyandırdı Fakat aradaki mezhep ihtilâfı dolayısiyle Lâkayt kalıyorlarmış heyecan hüküm sürmüştür. Kral Furukun kız kardeği, İran ve, Hahdi ile evlidir. Fakat İran ile Mısır arasında hiçbir. kültür. Mmünasebeti yoktur, Zira, biribirine ©t müslüman mezheplerine tabidirler ve din saha. sında biribirlerine giddetle mubalif bu iunmaktadırlar. İskenderiye ticaret ateşemiz geldi Takenderiye Ucaret atayemiz Naci Aday, İskenderiyeden — ypehrimize gel- Nact, burada İstanbul ithalât ve ih, racat birlikleri umuml! kütibi Mahmut ve daire ithalât tacirlori ile görüşme, necektir. benzin istiyor Şoförler cenöyeti belediyeye müra €aat ederek verilen benzinin KAf gel. mediğini ileri sürmüşlerdir. Vaziyeti tetkik etmek Üzere yölürler cemiyeli relsinin iştirâkile bir toplanlı yapıla, caktır. Toplantırın sonunda yeni bir şeklin bulunması kuvvetle muhteme'. dir. Bu şeklin ne olacağı hakkında BeNÜZ MüÜzbet bir malümat yoktur. Diğer taraftan, şehir Barici semt- lere yolcu nakleden göfürlerin, müşte, riden fazla Gcret istedikleri belediye. ye yapılan şikâyellerden —anlaşlimıze tar. Şikâyot ayrıca tetkik edilmakter dir. Belediye kendi motörlü vamtala, rıma benzin tasarrufu yapacaktır. Sey rüsefer halinde bulunan 18 olgmobil seyrüreferden çekilmişür elti Meşhedi Gulâm Hakkı- nın kafasını yardı Süleymantyode, İsmetiye cad, desinde 29 numaralt evde oturan Cafer oğlu Meshedi Gülâmla Sa. haflar sokafında hamalirk — ya- pan Hakkı, dün bir alacak mese- Jesinden kavgaya — tutuşmuşlar. dır. Kavga sonunda Meşhedi sinir. lenmiş ve eline gecirdiği bir gar zoz gişesi ile Hakkınım başından yaralamıztır. Tehlikeli surette yaralanan Hakkı Cerrahnaşa İlk Okul niazunu' kız talebeler Hangi orta okula girebilecekler Dünkü aayımızda hangi orta oktul mezunlarının hangi İiseye gireceklerie hi gösteren cedvelin Heşrine bugün de devam ediyoruz. Bugün ük okulu bi Ütüren kızlarımızın hangi orta okulla> ra kabul edileceklerini gösteren ced, veli neşrediyoruz: KIZ ORTAOKULLARI Bakırköy 2 nal kız orta okuluna: Balurköy 1, 2, 4, 5, Yeşiiköy, Kaztı, geşme 5E, Bamatya G2 — Yediklüle 48 üncü Ilkokulları. Beşiktaş 2 nci kız ortakulu: Arnavutköy 28, Bebek 26, Beşiktaş 18, 10, 20, 24, SA, 38, Ortaköy 23, 20, Rumelihisarı 27, Yıldız 1 inci — yatı, Yüdız 50. Beyoğlu ? nei kız ortaokuluna: Azapkapı 2, Beyoğlu 29, 4ö, Firuz, AĞA 12, S1, Pindikti 13, Parmakkapı 47, Topbane 37 inci okulları. Cağaloğtu 2 aci kız ortaokuluna; Alamdar 44, 48, Cağaloğlu 1, Eemnine ösü 48, Davutpaşa 28, Kadırga 3, Gı, Samatya 29, Sultanahmet 2. Cibali kız ortaokuluna - Fatih 18, 18, 40, 06, 68. Unkapanı 12, 54 Çamlıca kız lisesi orta kısmma: Acıbadem 3, 10. Tapkapı 82, 4, 60, Yenikapt Mevlevle hanesi 72 Eyüp 7 nci kıs ortaokuluna: Defterdar 23, 387, 38, 46 — Eyüp 3ö, Kmlrgün 28, Rumelihisarı 27, Rumeli- kavağı 41, Yeniköy 3â, Kiregburnu â6, Sarıyer 14 Fatih kız ortaokuluna Alikali 20, Balat 50, Çarşamıba 60, Watih 15, 20, Fethiye 16, Karagümrtik 2T, 62, Salmatomruk 17, Görtepe kız ortaokuluna: Bostancı 1, Erenköy 4, 28, Göztepe 5, İçerenköy 16, Merdivezköy 18. Kadıköy 2 nei kız ortaokuluna: Kızıltoprak 6, 49, Moda â, 41 Ta, Hmhane 8ö, Yeldeğirmeni 11, 12. Kandilli kız lisaai orta kısmina: Anadoluhisarı 84, Kanlıca $8, Çu, buklu 27, Paşabahçe 39, - Beykoz 40, Kasdllli 32, Çengelköy 28, Kammpaşa 2 nci kız orta okulüma: Haheroğlu 1, 2, Kasımpaşa 3, 4, 5, 6, 9, 10, Nişantaşı 2 nci kız ortaokuluna: Feriköy X7, Şişli 48, 44 Maçka 22, Mecidiyeköy 42, 46, Nişantaşı 15, G2, Kâğıthane 3, Büleymaniye kıt ortaokuluna: Beyazıt ö, 6, 10, 42, Süleymaniye T, & ÜUsküdar IT kız ortaokuluna Ayazma 21, Harmanlık 17, Kızlara: Bası 30, İhsaniye 19, Paşakapası 20. Osküdar IV kın ortaokuluna: Altunizada M, Atlamataşı 22, 23, Beylerbeyi 27, Burbaniyo 99, Selâmsız 48, Sultantepe 24, Kısıklı 18, Kuzgun, cuk 45, Nakkaştepe 28, Toptaşı 15. Tünel memurları açıkta lıılınıdın n 'Tünel seferlerinin tatili üzerine bu. rada çalışan memurlar tramvay İdne ğıeh;'r meseleleri: “Nakli mağaza,, kâğılI bildiren kâğıt birbirinde! “belediyece sed,, karal 1 farklı olmalıdır.. — YAZAN : Yekta Ragıp ÖY Zaman zaman gehrin muhtelif Bemtlerindeki dükkânlardan ba. zılarının gündüz — kepenklerinin indirilmiş bir halde olduğunu gö- Türsünüz. Bu dükkân sahibi çah- si işi icabı dükkâünmı açmamış, tır. Hiç bir makam kendisine dükkânmr nicin acmadığını sor- madığından bu bir mesele teşkil etmez, Fakat birçok defalar böy. le kapalı dükkün kepenkleri üze, rinde muhtelif beyaz kâğıtlar göze çarpmaktadır. Biraz yaklaşmca bu küğıtların üzerinde “Dükkânmız karsı st- radaki ,,,, falan numaralı mafazaya nakletmiştir” yahut: *“Conaze münasebetiyle, mağaza, mız bugün acılmamıstır” geklin- de bazı cümleler okunur, Altındâ iptal edilmiş Bir de pul bulunan bu beyaz kâğıtlar muayyen bir müddet kaldıktan sonra indiri. gitecekleri bir şekilde yazıyı he, celediği de görülür. İşte bu hecer lenen küğrt belediye nizam ve yasaklarma riayet etmiyen mez. kür mağaza veya dükkân sahi- binin cezalandırıldığını ilân eden parılmasın diye de kepengin Üst — kyg | Elema ğ $ kll('ııııılı gün mh bi e sütcü dükkânr oeza- landırmayı bildiren kâğıt, tarif ettiğim sekildeydi. Hattâ resmi mühür bile okunmuyordu, belki yotu. Ufacık bir kâğıdı karsı tarafta tramvay bekliyen halk. rE ştp okumadı bile, .. Halbuki Jânı yanmaktan maksat, halkm sıhhatıyle oyntyanların cezalan. dırıldıklarmı halka bildirmektir. i a Ay K € N J Wf BiT Ronald Campbeli, Lord Veleydi ğ Mocuntbatten, Amerikan gezol kurmay | lunmuşlardır. Tefrika numarası: 54 Gözleri biraz alıştıktan sonra kü- çük odanm içinde küp, bakraç kırnık bir bamur tahtası, eski bir sandık, bir takım ee ki püskü eçya, ot minder ve üstünde küçü- W b- küçüle bir avuç kemik külcesi halinde kal- M bir kadın hep bir arada, biribirine karış- imış bir vaziyctte yere serili gibi idi. Doktor Ahmet Dündar hastaya yaklaşarak ses- Tendi: — Nen var, büyük hanım? j Hasta yattığı yerde gözlerini açtı, bu Harip ziyaretçilere yarı hayret, yarı hiddet #fade eden gözlerle baktı ve galiba halsizlik- f ten cevap vermedi. Ahmet Dündar eğildi, Shastayı daha yakımdan bir müddet seyretti. göcsünün perişan, intizamsız ve farkedilmi yecek derecede hafif kalkı inisini, nelesle- Ka yok denilecek kadar nörr helini, umımi #ibikinlik manzarasınt tati» etti. İhtiyar ka Bi cin bu halinde rahatsız edil!miş olmasma bız Himiş gibiydi, başını yavaşça öteye çevirdi. Odadan cıkmışlardı. Avluda Selma Eilumru! Ahmet Dündarım yüzüne heyacan e mernlila bakarak ümit verici bir söz bek- f İlordu. Doktoru buraya getirmiş olan kövlü #i durmn cehresinde hic bir yeni — ifade belir meden, eeki sakin hali ile sordu: — Umutsuz de relsicumhurun davetleri arasında bu> hedi yakalanmıştır. Edebi Roman a mı? — Allahtan ümit kesilmez! Bu kadm senin nen oluyor? — Anam! Selma Tumrul, bu son söz üzerine köy” lünür. yüzüne derin bir teessürle baktı. Do nuk, yanık, hissiz ve sakin görülen köylü ıztırabını içine akıtan, tahammüllü, daya> niklı edası ile: — Zahmet oldu size... dedi; demek hiç bir ilâç filân kâr etmez artık... Etse de kasabaya gidip ilâcr alıp getirinceye kadar?.. Ben sizi yine mektebin yoluna çıkarayım. Ve öne düşerek çitin kapısını açtı, ora- da çöreklenip yatan köpeği kovdu, avludan dışarıya çıktılar. Se'ma Tumrulun tecesürü gittikçe büyüyüp yayılıyor ve derin bir hü- zün halini alıyordu. Ahmet Dündar bu koee bil hâdiselerde tevekkülle âkıbeti baklemek- ten baska yapılarak hiç bir sey olmadığmı bildiği ve hekimlik hayatında emsalini pek çok gördüğü için ihtiyar kadınım ölmek üzer re olmasını koyıtsızlıkla karşılamıştı. Daha ziyacde hastanm, evin, avlunun ve bütün kö- yün manzarasındaki sefalet onu yarı tiksin- ti, yarı merhamet, ne olduğunu pek tayin hastahanesine kaldırılmış, Mes- İMRALI resine yerleştirlmişlerdir. Açıkta hiç kimso kalmamıştir. Yazan: NEFİK AHME SEVENGİL edemediği bir hisle hasrıyordu. Ölmek üzer re olan ihtiyar köylü kadınım matemine bü- rünmüş gibi sessiz bir halde yürüyen Selma Tumrula dönüp baktı ve böyle bir yerde çalışmanm her halde pek güç, tahammülü müşkül, belki de imkânsız olacağını düşüm du. Son senelerin halkçılık propagandası, bir çok kimselerde olduğu gibi Ahmet Dündar da da ehemmiyetli bir kulak dolgünluğu vür cude getirmişti; fakat bu, yine pek çok kim- selerde olduğu gibi şehirde oturup nazari surette halkı düşünmek, uzaktan halkın ha yatmı yükseltme tedbirleri aramak ve ha kın arasına girmek lâzım gelince de tiksinip kaçınak şeklinde tecelli ediyordu. Ahmet Dündarm Pınarcık köyünden dönüşü bir hayli külfetli oldu. Kasabaya yayan gelinemezdi. Ahmet Dündar meyva küfelerini taşıyan ve sabahmn ilk saatlerinde yola cıkan beygir arabalarına arabaemm ya- nma filân binemezdi; kasabava inecek köy Tülere bir gün evvel tenbih edilin Mudanya- dan otomobil getirtildi; Ahmet Dündar Ha- Bu itibarla belediyenin para zasına çarpılan, dükkânımın ce- F tikten sonra Selma Tumrulun na uğrayarak — onunla kapr rılık dakikasında biribirlerine bulamadılr. Kadımm eli erkeğin &! d mânâlı, içinde biribirlerine derin, bakıslarla baktılar. Sonra, nasıl feslerinin 'aesini duyacak, göğüsl kıp inişindeki tatlr heyecanı hi yüzleri biribirine dokunacak kadar bi yormuş gibi raseli, heyecanlı, uzun h bir surette öpüştüler, biribirlerine bulamadan me söylemek için kudret daha biribirlerinin yüzü dılar. Kadın binanın önüne çıkmış, rediyor; erkek, otomobilin içinde köyünden Mudanyaya gelinceye daha sonra ağzında henüz erimekte ! kokulu bir şekerlemenin lezzetini yor, zaman zaman kendi kendisine dudaklarımı büzüp uzatıyor ve dilini çıkararak — boslukta başka - birisinin (Devamı var). . arıyor. el arkasında #Ç üstü konuşmak istedi; fakat iki ıl"": 4 $ a h. KA N tıb'—' olan eli a A Z