4 Nisan 1941 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

4 Nisan 1941 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

#ehrin * R Uman ge, Merkezine geldi Büni, 'buyk bir mah ©yd: « Muaz Ane bir Mmiting bel ak bu toplantıdı anla dinlerniyor, kim Smiyor, Bir zelze I Yangın belki böyl Şaratakilir. Birkar DÜD Z Z Ve Be nek ( ASkor seyriseler İ Nlışlar, Bi Surada, buradı Saleyj p, Büunların bağırzcal T İsilrara kulakları N g—i;.'"rlnr. Fakat ;:: üz T dinlediklerini s. > Ağml bir gey anla Hagetonğ yarındaki düdük İdareçı *Da, insan kar 8 Bibi e kAfi gelmiyor, ".hl Sağa sola koşuyor —h Yüsrtal K Eaile Yrya d * İ e Bi Yörlestiriyoriar. ş&n_ M'xm olasun a;ıı; umanından mü- tabakı Defea v ası — kapla- şnw mak güçleşi- b LA “Röanlar dîmde; ribirini N Atkağ, babalar arkadaşını ğ"l aî'iı;ı’ Her tarafta ."i!n Üş gözler, heye *M.n k':'_ Ağızlar. üzüntü İYen :;l;:r :ıu meydana, Ka hilerin durcar —’hnp_, 'ğl" bir cehenrzı Ni vermiş. 'lthh:""mdı. küçük bir h :;Ğn Barmaklığı etra- geğAdiyen ” dönen bi F y T A z EE: ğz © parmaklığın - Kimse ona “qun'şn böyle gözleri ıqıh"o"mu)*or, Neden &n etrafmda dön- N - i:m'k istemiyor. —q:“'hln_ vı'“'lmn Acıyacak, , hateğ, tandaşmın, kom” N*N âllesinin derdini Hikbesiş ? Yok. Bu zavallı e Bir - mecnundu. bi hhquh"dtmuuı yara: de T Otar Olda bir kaza B'Uımmn altında L'î ÇT vT İ Ve ..—' Halda ölmüştür. BN Banaş l | Yazan: Afif OBAY felâketinden kim mes.. alacak ki... Bu biçare, yatağın dan toran bu muazzam nehre | lâhların gazabını toakin etmex için atılmış bir kurbandır. Onu *lşüf seçmiş. Kaderine razı ola eai Keşke Orloan'a girmeseydim! Keşki bu büyük şehri bu halde şörmeseydim. Dağ başında kal: mış bir adamın yalnızlığı. çölde saybolan bir kafilenin açlığı, — * usu rstirabı pek tabildir. Göz. bunları aykırı görmez akat büyük bir şehrin, bir me leniyet âbidesinin bu hali, evidi İmı tanımıyan çılgın bir anaya yenziyor; insana öyle bir yadır- rama, öyle bir gariplik hissi iyor, Vakit geçirmeden buradan çık- aalı... Kırlara. dağlara kaçmalı Oraların yalnızlıfında. vahşelin- le hiç olmazsa bir sükünet var Her tarla, her tepe sizi hür metle dinliyor mın*—;nııı ıı::yr' laşıyor gibi geliyor. İnsanlarır U:li kudıî biribirinden uzaklaşa- bileceğini unutmak lâzrm, düsünerek Llıxı:'ıj Kköprülerine kadar im. B kı'»ıl:r'_"ııri de gesince artık şehi den erktim sayılır, ç Rıhtımda birçok askerler ' ir şeyle> yapmakla mesgüldü. B'.ıor'l* ların istihllııl;n kıtalarından ol anladım. duğânn'u." seyreden halk arasın- da yaptığım ufak bir uhlılîl__ gekerlerin ne vapmak istedikle rini bana anlattı: — 2 Alman ordusu yetizmeden €V vel köprülerin ııçu:;ımna;eîşıh imiş. Köprü ayaklarında yapı. â:nm îıvılı:şı dinamit paketleri erleştiriliyordu. AM İ Elaklriklyi' tertibatla biribirine bağlı olan bu dinamitler, isteni- len anda bir ellın tek hiı;:mkc İ tiryacaklar, muazzam :::ıfleığir 'kütleleri bir' anda vaya uçacak. eT aK En mmundaki köprünün Üs. tüne â:tknı yu'ılınn-ı iyice görmek menk_iy!e lıoııu: luğun dışma, suva eu eğil dim Aekerlerin, köprü ayakları etrafma kurulmuş asma iskele- ler üstünde çalıştıklarını gör. düm. Fakat dinamitle köprü _ığ- mak ilmi hakkında en ufak vir fikir bile edinemedim; çünliü bulunduğum yer çok yüksekti Fazla bir şey görünmüyordu. İlmi merakımı utmıln edemi- eğimi anlayınca yoluma îî:îmı,e karar verdim. Etra. fıma bakmarak. nehrin akışmı seyrederek, ağır au“uqlarl:ı karşı sahile doğru yürümiye başla- (Devamı var) nehri Ferdi çok yeisli idi. — Eğer, dedi ,benim başıma gelen maceranın bir benzerini havatta olaun, romanlarda olsun bulabilirsen en büyük teselli ver- miş olacaksın. Seni temin ederim ki bu kadar iç içe giren, bu kadar şaşırtıcı ve hayret verici macera yoklur. Acele etme, anlatacağım. Çün- kü anlatmak ihtiyaemdayım. Yal nereden başlıyacağımı Ferhundeyi tanırsın sanryorum.. | Meşhur zahire tüccarı Gümlşoğ- hunün karısı. Vaktile kıı karde- gini himaye ettiğim için dost ol mustuk. Kardeşi öldükten sorra da görüşürdük. Bana dert yanar- dı. Rocası ihtiyar, yetmis beşlik. ti. Kendisi henüz otuzuna gir. mişti. — Ne yapayım, hakkım değil mi? çıgınlıklar yapmak istiyo. rum. der. manalı manalı yüzüme bakardı. Bir aksam çok telâşli bir helde bana geldi: — Kâmil, dedi çok meyusum. Beni eğlendir, gezdir. içir, haya. tım zevkini taltır.. Bıktım. usan- dım, Otomobille Büyükdereye kadar uzandık. Birkaç kadeh içtik. Fer hunde tamamile açıldı: — Kâümil, dedi. Ben senden Ayrılmıyacağım. Bundan sonra ben seninim. Te Şaşırımetımı. Ferhünde evli * kadındı. Müthiş bir olar caktı; Tarihten: ı Rooesp'yer ve bır ders Biri anlatıyor ve diyor kiz — Diktatör kelimesini diyordu, tn- sanlar bugünkü kadar hiç hir zaman nefretle karşılamadılar, Öbürü cevap verdi: — Bilâkle, dedi. Tarihin ber devri a müthiş diktatörleri görmüştür. isim aaymağa Hizum yok, her hüküme Jdar, bettâ Tubani rolsler bile birer iiktatördü. Robeepiyeri batırladım. Pransız ihtilâlinin adı kanla yoğu zalmuş bu diktatörünün mücadele ve olümu tarihin cidden Ibratli sayfala- mndsndır. Onun parolası ça İdi: — Hları, daha ileri, ber zaman ileri. | Ve Robospiyer ileri gitmek — için mutlaka kan akıtmak lâzım gekliğine çanidi. Ondan karkmayan, Ürkmiyan yoktu. £a yakın ahbaplarını, arkadaş armni Ham etmekten — gekinmiyorndu Diyoriardı. Bi — Kimse Robespiyori mağlüp edo. mez, ona karşı gelemez. Bir gün mecliste — maliye nazırını Hham etmişti. Maliye nasırı, bu itha n kendisini giyotine — gölüreceğini aalayınca pervasını attı ve: — Millet meclisini haysiyetten dü- şiren Kobaspiyerdir. Bu fenalıklara karşı geldim. Siz hükmümüzü veriniz Dağı. Mebuslardan biri: — Maakeler aşağı.. diye bağırdı wı Hâve etlii — Ben fikir hürriyotine malik de- gülsem. sükütumla — bir harisin cina. yetlerins et olmak istemem. Cose dime bakkın yükselmesina basamak olmak istiyorum. Macilstoki bu heyecan — müthişti. Cesaret gösterip söz söylüyenler, Ölür m' göze alabilenlerdi. Mecliste, «0 ar ka gıralarda iki mebus vardı .Onlara — Pelki.. #tva mukabele etmişlerdi. Kurarı onlar verdiler. Ayağa kâlk. ular ve: - Tevkit, tevkif.. diye baykırdılar. ... Robespiyor” Daatonu giyotime gön derdiği vakit halk başi kostlenle berar berdi. Danton cellâda: —S Bu kafayı halka göster. Bu, mh- mete defer.. demişti, Dantanım başı kesildiği vakit dost. sarız N — Cumhuriyetin — başı keslldi. de“ mişlerdi. Robespiyer giyoline aynl halk: — Yaşamın Cumhurtyet, diye hays karıyordu. Büyük diktatöe, darbaeyi hic bekle mediği bir anda ve en yakınlarından yemlşti.. Ne Ibret verici bir u;ınL gAA GA Va Tz EVLENME Horsa muhasebe şefi Galip Bumin'. a kızı Bayan Enize Bumlü e mer bura Yartay Hilmi Engin'in oğlu Bar bahattin Engin'in düğünleri dün Kece götürüürken — Hayır, dedi sen hiç üzülme herseyi ben yapacağım. Ve bu İs olacak. Ferhündenin o anda üze npi Ifralık mücev. rinde belki elli bin her vardı. Evine bir uğramakla birkaç yüz bin lisalık daha geti- rebilird. Bunu da yapacağını dı.._ Iyi ı:::ı Ferhunde diye Cü ndüm. Vicdanı :ek;' olmadı, fa. halde gelecek. k“o:f:m sene bekledim. Kocası ölmüş, kendisi Aday? taşınmıştı. Bir arulık Avrupa ıeş'ı'hltıne çıktı, İapanyaya kadar gitti. Sah. vise döndü ve orada yaşamı. TCE m:;'uyn kalmadı.: Kim. maceralar yaşıyor. Sonu bir servete kondu. diye düdlndünb—m 'e mr=. *Ne kadar aldanıyor muşum. Fer. hündenin İi Yeşğan ayrıldıktan bi ni öğrendim. Keşke uğ:m veyahut, bütün 8| diklerim bu olsaydı. — 'Ferhündenin çocuğu, benim de ocCı du, kz -'—ığxı:l’: Senin mi?.. —— | — Hepsi bu kadar deril.. Ve onun benimle çılgınca evlenmi nin sebebi de bu idi. Kocası $ — VARIT Avrupalı bir seyyahın başından geçenler: HKorkunç âvinler ÇİRTE ATEŞ Vahşilerin kayığı Ogue'nin kumlu sahiline saplandığı ve Av- rupalı keşgafa kuavuzluk eder zenci tekneyi karaya çekmiye ç” dştiğı sırada ormandan müthiş çığlıklar işilikli. Avrupalı sey. yahla zencı kulak kabarttılar sonra merak ederek ormana doj ru koştular. Fakat ağaçların seyrekleştiği bir noktaya varır varmaz olduk- ları yere mıhlanıp kaldılar Yüzlerini. gözlerini korkunç bir şgekilde boyamış ve — vücutlarını deriler, ve hayvan tüyleriyle süs: iemiş, belle..ne hayvan ku, larından kusaklar yapmış bir sil rü vahainin imsana benziyen bi yük bir taşın karşıisında çılgin bir dans yapmakta olduklarını görmüşlerdi. Kılavuz zenci korkarak: — Bâaguö! diye mırıldandı ve kaçmıya hazırlandı. Fakat Av: rupalı keşşaf hemen kolundan yakalıyarak kaçmasına mani ol- du, Baguö, mabutlara tapan zenci büyücülerin gizli ayinlerini yap. tıkları yerlere verilen — isimdir. Bir Baguö görmek kolay kolay bir Avrupalıya nasip olmaz! BİR MAHKÜMİYET KARARI Malüm olduğum veçhile vahşi kabileler kendi yaptıkları veya mukaddes saydıkları mabutlara taparlar. Kısaca, puta tzfanlırdiye anı- lan bu vahşi ırkların mabut'arı umumiyetle bir heykel, bir taş, bir hayvan, bir ağaç vesaire ola- bilir. Din adı W:Şlcmıyeok olan purperestlik ekseriya gizli ve kanlı ayinler icabettirir. He. » sin zannettiğinin hilâğfına ola, .x bu mabutlar putperestlerin ilâh. ları olmayıp, ilâhlar ile kendile- ri arasında bir mutavassıttırlar. Ve ancak buş büyücü tarafından yapıldığı takdirde veya — onun tavsiyesiyle mukaddes addedile- bilir, Eğer mabut baş büyücü ta- rafımdan yapılmamış veya tavsi. ye edilmemişse hiç bir kıymeti Diğer taraftan baş büyücü di- ğer büyücüler tarafımdan seçilir. Büyücüler ayinlerini ekseri 1 ormanların veya mağaraların en gizli yerlerinde hemcinslerinden uzak olarak yaparlar. Büyücü mertebesine yükselmek için .— san denen mahlükuu büyük iş- kencelere katlanması icabeder. Ve bu işkenceler sonunda ya ö. lür veya o mertebeye yükselir, Bu İşkencelere tahammll odı miyenkimse büyücü mertebesine yükseltilemiyeceği gibi gördüğü şeylerle büyücülerin kerametler rini meydana vurmaması için öldürülür. Aynı sebepler yüzünden isti- Müthiş bir macera mede evvel ondan bir cocuğa mi. ras konduğunu. isbat edebilmesi — Anlamıyorum.. Bu nasıl geyfu — Evet, biraz karışık, fakat çok basit, Gümüşoğlunun serve. tine konacak başkaları da vardı. Tntiyar bir hemşiresi ve onun da güzel bir kızı, Gümüşoğlu ölünce mirasa konacaklardı. Halbuki Ferhunde, muazzam serveti kim. se ile taksim etmek niyetinde de. ğildi. Bu parayı, Gümüşoğlunun yavrusu nam ve hesabma kendi oebdneoılnd!mekr ti. — Olur şey değil.. — Dinle azizim, dinle. İş gene bitmiyor. Böyle bir muvazaaya feci şekilde a'et olmam daha bü. yük facialara sebep oluyordu. Gümüşoğlunun — hemsiresi ve hemgşiresinin kızı sefalet içinde yaştyorlardı. Müthiş bir viodan azabı. içimi kavurmıya başladı. Evet, onlara ben sebep olmuş. tum ve şimdi de der'lerine deva olmak boynumun borcu iİdi. Bir yolunu bulup aralarmagirdim.. Genç kızı iyi bir aylıkla yanıma kâtip olarak alkdım. Onlara ev tuttum. Elimden gelen yardımı esirgemedim. — Çok iyi kalblisin Ferdi. Bu :ünne_ tinle günah'larını temizle, in, Bir kahkaha attı. — Asıl faciayı anlatmadım, dedi, Kortunç fadlayı.. — Gene mi? — Bütün bunlar yanında sol. da gifir kalır. yerek veya istemiyerek Baguğö. Yü keşfeden her ins..1 derhal öl- dürülür. On'arın mukaddes ayin” lerini icra ettikleri yeri ve — bil- hassa bu ayinlerde yapı'an gşey. leri görenlerin cezast ölümdür. Zenci kılavuz ile Avrup-lımın bu bakımdan hayatlarınm tehlike e olduğuna süphe yoktu. Fakat böyle bir manzarayı görmek ba- hasma Avrupalı hayatını — toh: Hkeye koymayı göze elm'ştı. Büvücü namzedi, insıra çok az benziyen tag heyke' kenarına oturtulmuş, üzerire odı Vveri'en beyaz bir ötü örtülmüş- tül Yüzü görülecek bir manzara arzediyordu. Çok zayıf bir halde idi ve yanakları çukurlaşmıştı. Sihirlenmiş gibi önün« doğru ba. kiıyor, kolları ve bacakları tir tir titriyordu, Açlık ve ilk meşakkatler ken- disini bu bale getirmiş bulumr yordu. Ayaklarımım dibinde, toz haline getirilmiye haztr b'r zürü irsan kemiği — bulurmakta (di: Bu-lar kend' ecdadımm kemilrle- rivti Btefnm esvreleren o iki büyücü, ara srra canhrraş for. yatlar kopararak teş mabudun etraf'nda zmlaym düuruüyorlardı. Avrupalı ile kılavuzu ağaçla- — Bir türlü anlıyamıyorum. — Bir gün düşündüm. Bu kıza toplu bir para verip artık uzak. laştırayım. Zira onu her görüşte içim ezliyor. Annesine bin lira verdim. Münasip bir lisanla an. lattım. Kızının da evlenme yaşı geldiğini, Inşsallah tyi bir ktsmet bulacaklarını temenni ettim, Kadıncağız: y — Halbuki biz Melâhatle baş. ka türlü düşünmüştük, dedi. — Hayrola... — O sizden ayrılmak istemi. & Ben de çok memnunum, fa. Kadının solgun yüzü kıyarır gibi olmuştu. Hayın dedi öylesi değil.. — Ne. — Evet.. Anneciğim beni Fer. di beyle evlendir.. diyor. — hanna,. — Kızım ciddi hassastır, red. dedildiğini duyarsa emin olun kendisini öldürür.. Evet azizim, bu kadın valan söylemiyordu. Reddettim. Melâ. hat intihara kalkıştı. Güç halle kurtardık ve.. — Evlendin değil mi?.. — Maslesef azizim.. — Cantm bumun neresi facia.. Ferdi hayretle yüzüme baktı. Müthiş bir ıztırap İçi: idi: — Ne divorann, dedi. Gümüş. | oğlu ile Perhunde aracmAabi vaz fayler Ketmbinden elısik değildi. 'Tarih bir tekerrürdür. AHMET RESAT 4 NİSAN 1041 - ———0 ÂYİNİ Tin yaprakları arasmden bu müte hiş manzarayı — seyred yorları ı Zavallı zenci, yaptığı işin cerasım nm ölüm olduğunu bildiği için korkudan titremekten kendisini alamıyordu. Fakat olan biteni da seyretmekten — vazgeçem'yordu; Memnu olan her seyin insanları kendine çektiği gibi! Fakat bu manzarayı uzun müd | det seyredemediler: Büyücülere den biri yaprakların arammıd n onları görerek müthiş bir çığlık kopardı. Zavallılar hemen kaçmıya kör yuldularsa da hiddet ve gaza - tan köpük'er sacan büyücüler az sonra kendilerini yakalamıya muvaffak oldülar, Avru; seyyah karabinasını kullanmırya vakit bulamamış ve zenciyle beraber kıskıvrak bağ. âınırık kabilenin meskün bulume luğu köyün meydanına götürük müşlerdi. Onlar, in cezasını hıyllladymmtwkladı: Bü- tülerin biribirlerine ateş mana, sma gelen “Guö” kelimesi Tısil- dadıklarını işittiler, ÖLÜMLE KARSI KARRI Güneş batmak üzere ldl”âl' kaç yüz vahşi, Monoton musi'i- lerinin gürültüsü arasında bir dansa başlamışlar, deli haykırışıyorlardı. Mey” metre yük ökliş bil üıq# yüksekliğindeki r : yağlanmıştı. Bu ağacın iki ucu, na elleri arkada olorak Avrupalt ile zenci kılavuz bağ'anmıs'ardı. Bu “Çifte ateş” ayini idi, Bu avin vahşi'ern mahtüm'ar'an birini kül haline getirip — öldüre | mesiyle net'cel necekti. Sağ kalan mahtüm ise sonra- dan mukaddes hey'el önünde kurb'n e*ilecekti. Bu ateşten kurtulan insan büyücüler tara. £m an mukadies mabuda taka dim edilmiye lâyrk - addedilirdi. Çılgın gibi danseden vahsilerden — her biri yanan ateşe bir dal par- çası atarak merasime iştirak e« | derken, büyücüler — şikârlarının âmrınaı ayinlerine başlamışlar. — 1 Güneş batmış, ateş etrafı ay- dınlatmakta idi. Rüzgâr, alevleri Avrupalımın üzerine seve kediyordu. Zavallı adam ihtiyart bir iki adım gerilemek isteyince ağacın Ööte taraft duran zenciyi önünde duran ı— şe doğru itmiş oldu. Ateşe yakh laşan zenci müthiş bir çığlık kos pararak gerileyince ağaç bu ser âe'r Avrupalıyı ateşe — yaklaştır- Direk, mihveri üzerinde dön, düğü için zavallılar kendilerini ateşten korumak için gerileyor ve neticede direğin öte tarafında bulunanı atese yaklastırmız olu- yorlardı. Bu, canir canlı — atı kavrulmak istemiyen Iki insanm m:î;hıiş savaşı İtdi... ahşiler heyecanlaı yatlarını arthm'amznmbüyuuk vl:: ler seasizce ayinlerine devam et. — Lülfen savfayı Ceviriniz —

Bu sayıdan diğer sayfalar: