23 Mart 1941 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

23 Mart 1941 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- AdliyeVekâletinin :| yeni tasavvurldrı Yeni Adliye Vekilimiz Hınnı mıyan kazalar mâahkemeye ka- Menemendioğlu mühim adliye | vuşturulacak, meseleleri etrafmda gız'tedlere 6 —'Ve ancak bunlardan sorr beyanatta bulunmuştur. Adliye | ra istinaf mahkemeleri teşkiline Vekilimizin izahatından anlaşıl- | stra gelecektir. — , dığıma göre: 1 —mlüxı kanunumuz içtimLi tekâmüllere göre yeni baştan ta> c dil edilecek Müszevi 2 — Adli sicil teşkilâtı kuru | — Maksudiye !ınnınd_n 13 numa- larak — sabıkalılar - hakkındaki | Fada, kimyevl ecza ticareti ya- şiddetli ceza —müeyyidelerinin | Pün Marko Pardo adında bir Mu tatbiki n öeilecek. | sevi nişadır üzerinde yüzde yüz ihtikâr yapmak suçundan yaka- 3 — Barçlar ve kara ticaret | lanmış, asliyı nci ceza mahke- kanunlarındaki hükümler birleş- | mesine verilerek tevkif ol tirilerek halk ve mahkemeler j muştu. j müşkülâttan kurtarılacak. | - Marko Pardonun muhakemesi | $ — Zabıt kâtipliği dereceler | dün bitirilmiş, ve sucu sabit gö üzerine mücsses mahsus bir sr | Tülerek 500 lira para cezasına ve - | nıf ve ihtisas işi olacak iki sene müddetle de Kırşehire | sürgün edilmiye mahküm edil- 5 — Henüz adli teşkilât bulun- | miştir. ——— ———r— — Halk tipi kadın ayakkabıları Büfla içimde tarmamen — hazırlanarak büroya verDeceği söylemmektedir. Bu nümüceler tamamen — hazıtlandıktan soara fiyat mürakabe komisyonu tet- kikat yapacak ve kalk tipi ayakkabı: larmın megru &nlra — fiyatlarını tesbit vdecoktir. C. H.P. Fener nahiyesi temsilleri f Nısadır ihtikârı yapan Kunduracılar ormiyeti, — gimdi de, halk tipi kadın ayakkabıları imaline başlamıştır Cemiyet bundan evvei, erkak hslk tipi ayukkabımı yaparak fiyat mürae kabe bürosuna vermişti, Halk tipi ka: €m ayakkabrlarınım d — önümüzdeki or. Mü. | — Dün akgam C, H. P, Pener nahiyesi Somerin hazırladığı ve Hikmetle Hi- Temsil kolunun tertip ettiği müsamce | minin — muvaffakiyotle — yaşattıkları , ©der. aai | EEmen Soy. N #imokten ve kalabalık davetli kütlesi kargısın" | “Amcabiy,, kömedisi oynanmış, misa» Sar da çok parlak bir şekilde verilmiştir. | firler tarafındam wzun uzun alkışlan sahneye koyduğu “Doktorun Ödevi,, | — Fener halkına faydalı eserler sey istenli üç perdelik dram “Yılmaz Küus | retliren kıymetli parti başkanı Bay Mübü,, gençleri tarafından muvaffaki- | Sam! — Sönmezin ve temai) kolu Aalaşı, kösmiş, | vetle temeil edilmiş ve başta Hikmet | genglerinin bu Çalışmanırında devam NN ba MYa. doğeu | Demirsöz, Hilmi, Redla olduğu balle — ve müvaffakiyet temenini ederiz. Yu haber Ja- | ciddan takdir süilecek gekilde başare | karıki rarim tamsil kolumu grup ha maşlardır. Piyestaen sonra — Fahrettin ' linde görtermektedir. Ça Her ikisi de benim fanliye- timle alâkadar oldular. Şimdi- lik bu kütüphanede yaptığım iş, bir kenara atılmış - bakımsız kalmış olan bir çok mühim, - | nadir vesikaları kendi zevkir1e , | göre tanziım etmekten ibarettir. / ! f ;_ Y [I'; H T H Z İ y Ben bunlara lâyık oldukları Vi Yanma YYt | kiymeti vermek için kendi dü- ÂN Ç leş Otaya, idön | şünüşüme göre muayyen bir kay li sekıaçmr. | plân çizdim. O plân dairesinde Nkı. İle :: Ja- | haroket ediyorum. Vrasu Sezii, | — Marki öyle sert, hâşin tabi- Çatir olmaktan çok uzak görün - dü bana.. Bilâkis onun ince sevklere ma- lk olduğğunu gürüyorum.. İki senedenberi dünyanın her tara- fındaki edebi hâdiselerle yakm- dan alâkadar olmuş, yaplığı se- yahatler esnasında her kütüpha- n h—"“' İşine ŞLF5 Biş çet tltıııınk ğ ” AMandı neye uğramış ve ne kadar kıy- ; ik- l metli vesika varsa toplamış, Bazan Marki ile bazı el yaz- malı eserler hakkında ufak tefek münakaşalar yaplığımız da oldu. Tabii anlaşamamazlığa varıyo- ruz.. Onun haklı bulduğu birçok hususları ben haksız buluyorum. O benim kıymet vermediğim bir çok eserlere bağlı bulunuyor. Bazı müellifleri seviyor. Fakat nihayet bütün bunlar cdçbiyıt— tan jbaret.. Evet niçin itiraf et- miyeyim, hepsi edebiyat bunla- rm, Markinin hakikatte sevdiği ne şu milelliftir, ne diğer muhar- | rir, o yalnızca bir tak kişiyi, gü- /| zel Hintli dansöz Dorgayı sevi- N_F%4W;- ugün Marki ve Saip Han ile bir müddet konuştuk. Sözümü- zün Dorgaya da intikal etmesini * gok arzu ettim. Fakat kütüpha> Kanlı Yazan: Gaston Löru neden çıktıkları zaman onların doğruca konaktan da çıkmış bil mediğim bir yere hareket etmiş olduklarını anladım. Çünkü daha ayak sesleri Bofadan kaybolduk- tan sonra hemen bir dakika 1>0- ra kapmmın önünden kalkay bir otomobilin gürültüsünü duydum. Ademen bir dakika sonra da küçük salona açtlan kapıdan Mar kiz içeriye gindi: — Bütün bunları nereden öğ- renmiş böyle Mösyö Masson? Söyleyin bana anlamak istiyo- rum.. dodi.. Çünkü Marki Jorj Vensan tahsil görmüş hir insan değildir, fakat bunları nasıl, ne- reden biliyor? — Neleri? Diye sordum.. Bir nefeste: — Konuştuğunuzu deminden- beri yapmakta olduğunuz edabi- yat münakaşalarını, bütün bun- ları nereden öğrenmiş? kasından bütün konuştukların :- zı dinlemişti. Onun bedenen sıh: hatli olması kâfi değildi, asıl me- sele onun düşünüşlerini tedavi etmekte idi. Yine onu hasta eden sabit fik- re saplanmıştı. Gözlerinde son- suz bir ıztırap okunuyordu.. Doğ Tusu ben de müteessirdim. Sanki bunu anlamış gibi; — Sizi üzüyorum değil mi Mös yö Masson? dedi.. Amerikadan getir!; |üörüp düşündükçe: lecek demir eşya Ihracat müesseseleri Amerikadan teslim alınmasını istiyor Ticsret Vekâleti, Amerikadan ge- tirtmek üzere madeni eğya — ithalat birliğine 600 bin kilsür Hralık akredi- Uf açılmıştı. Birlik Azası, dolür üze. | iyne açılan akreditiflerin taksimini yapmışlardı. Ancak, — gehrimizde bu lsnan Amerikan demir sanayil mib mensilleri, gelirtilecek demirlerin A- merikada teslim alınmasını — istemiş. lerdir. Tacirler ise — İstanbul teslimi teklifinde bulunmuşlardır. Görüşmeler bu suretle devam eder ken Vekâlet, birliğe, toptan müzakse velerden zarfınazar edilarek her laci rin kendi besabina teşebbliste bulun. masını büdirmişlir. Böykelikle, her İthalât tacirinin, kendi menfaatine uygun bir pazarlık: ta anlaşmaya varabileceği ümit adik mektedir. Münakalât Vekili Trakyadan dönüyor Cuma günü Trakyaya giden Müna- kalât Vekili Cevdet Kerim İncedaym nt buradaki tetkiklerini bitirdiği ha- ber veritmektedir. Vekitin bugün şehrimize — dünmesi muhtemeldir. y—riliyerimie Altın fiyatlarında yükseklik Sade aitm fiyatları değüi, — beşibire yerde fiyatları da yükselmektedir. Ey velce bir (beşibiryerde) 100 — 102 Hiraya satılırken bu fiyat son günler. de 120 Ulraya kadar çıkmıştır. Baraflar, S00 günlerde beşibiryerde lere rağbetin arttığını söylemektee dirler. Diğer tarıftan eltm fiyatları git tikçe yükselmektedir. Bvvolki güs 24 lira 30 kuruş olan bir altın fiyatı dün 2460 lira tdi. — İskeleden düşerek yaralandı Mustata — oğlü Haydar adında bir amela, evvelki gün, Terkar gölü civa- rındakt! İnşaatta çalışırken, iskeleden düşerek muhtelif yerlerinden yaralan miy, Kaldırıldığı Cerrahpasa hastahar nesinde dün ölmüştür. Cesot adltye doktoru Keter Karan Dünkü ihracat yekânu Dün şehrimizden pek &sr yapılmıştır. Evvelki kün 2 milyoa li- Ta olarak kardan ihracat rekoruna mukabiü dünkü ihracatım pek aZ oölük Şuna sabep CÜrkü günün yanım mesal günü olmasıdır, Dün, Yunaniştana balık, İzviçreye findür, Almanya ve Mistra tütün aa- tılmiştır. ihracat Esrar ve maceralarla dolu zabıta romanı Bebek Çeviren: M. ACAR Kristin herhalde bana karşı merhamet duymanızı size telkin etmiş olacak. “YG daha yavaş bir sesle ilâve e : — Kristin burada yok mu? — Hayır.. Gitti... Bunun üzerine Markiz derin bir nefes aldı: — Oh, öyle ise daha iyi.. Şimdi sizinle daha rahatça konuşabili- riz., dedi. Kristin hiç hiç şüphe- siz size beni hasta eden düşünüz- ten bahsetmiştir değil mi? Evet burada yaşıyanların hep- _d bende bir sahit fikir olduğuna inanıyor ve herkes bana deli na- yorum. Evet öyle zamanlar olu- yor ki ölüm korkutuyor - beni... Hattâ bazan her geyden ziyade ölümden korkuyorum. Hattâ si- ze söyliyebilirim ki, bir gün... Fakat bunu gimdi kendiniz. de kesfedeceksiniz ya.. Şimdi söyli” yeyim.. Ne diyordum, evet ölüm- den korkuyorum, Oh bu Salp Han pek kuvvetli bir insan. Ya- pilması mümkün olan ne varsa bu adam yapabiliyor. Eğer ben- deki fikri de bir dis çeker gibi gıkarmak mümkün olsaydı o zar 5 e- VAKIT 28 MART 1911 Tabıat ve bız İnsanları, tabiatle, yaşadık- ları muhitle izah etmek eski bir ! modadır. Dağlı adamla, kıyı ço- cuğu, yalı uğağı ârasında büyüx Beciye ayrılıkları gördüğümüzü söyleriz. “Kutub” da yaşıyanlar la, çöllerde ömür sürenlerin ara- Bına, bunları ayıran — uzaklıklar girmistir. Renk, boy, poes, karak ter bakımından da aralarında yi ne bu kadar uzaklıklar vardır. Hayvanlarda, tadiate intibak, bizden fazladır sanryorum. Çün kü onlarda dış kılığı, post da , a- gşadıkları muhite ve mevsime gö re değişiyor. İk bakışta, bu hükmümüzü kuvvetlendirecek, birçok deliller buluruz. Fakat acaba, İç yüzü- müzde de, bu beraberliği sezmek kabil midir? Meselâ baharı, yeryüzünde ye ni bir canlanışın başlangıcı ola- rak tanırız. Uzun bir kızm kar la örttüğü, buzlu rüzgürların ku- Tutup kavurduğu ovalar, onun bir dokunuşuyla gsilkinir. Kup kara yamaçlar, yeserir. Gelin- cikler, katır tırnakları, mineler açılır. Her taraf, suluboya tablo- lara döner. Bu demlerde tabiât hem kele bek, hem arıdır. Bir yandan gü zelliği yaratır. Bir yandan da besleyici nimetlerle toprağı dol- durür. İnsan, eğer tabiatle tam —r uzlaşma içinde yaşasaydı. bahar gelince, ruhlarım, viodanların da gıçe'ı: açması, gönüllerde lena, & ğır, kıri) hiç bir geyin kalmama- sı (âzımdı. ne uymamız bekle Fakat acaba bu böyle midir? Kaki bir ş&ir bahar için : E, am İltne irdi; belâlar mü Demişti. Şüphe yok, ki sanat- kâr, bu mısramdaki “fitne” sö- züyle, Badece güzelliklerin, —gü- zelerin kaiblerde tutuşturduğu a teşi k şlir. O zamanlar, açılıp ikta, goncalarlı. yarış eden dlberler, mesireleri görünmez kıvılcımlarla doldurur can yakarlardı. Şair, yalnız bur havasından yasi tarihin baharı; bahalarının kapılarmı a İt bir pençedir. Bütün atılmak için onun gel ler. Kış, tabil bir duğu halde, bahar, bi borusunu pek andırır Hudutları kana boyayan ©, çiçekle öümü, “iperit” |e birlestiren, odur. Hani ya, insanla tabiat ara” sında tam ve mı k bir uygun luk vardı. Zavallı tesellilerimizin bir dakikalık bir muhakemeyle bile dayanacak kuvvetler| yok. ldırışlar, Haokka Süka GEZGİN Portsaitteki kahveler geliyor Portanitteki — kahvelerin — nihayet memleketlmize müteveccihen pek ya- kında yola çıkarrlacağı dün, şelirimiz- deki allkadarlâra gelen malümattan öğrenilmiştir. Bu kahvelerin evvelce — Şubat ayı içinde yola çıkarılması — kararlaştırı!- Kaşar peyniri buhranı l Piyazada kaçar peyniri —bulunamıae dığı vüki şikâyellerden anlaşılmakla- dir. Fiyat mürakabe bürosu, kâaşar peye niri yokluğunun, lüka kararının kal dırlmasından Sonwa gayri: tabil- ola. rak mr ihdas edildiğini.. tetkik ettir itektodir. Böylendiğine göre imlen Balıkesirl! ve Kayserili iki tacirde kaşar peyniri mevcuttur. Bunlar da, — peynirlerini memleketlerine göündereceklerini söy-e yemişlerdir. Fiyat mürakabe komisyonu, Pazar- mişü — Ldkin kostrol — makamatımıa Haviser vermemesi yüzünden kahvelem rin izamı teahhür etmiştir. Bir müddettenberi — naviser temiml hususunda alâkadarlar arasında cene yün eden müzakereler müsbet bir nee tioo — vermiştir. Kahvelerin — kendil vezatlimizle memleketimize yetirile- cekti söylenmektedir. Halen Pottsaltıs 10 bir, 20 he de bir olmak Üzare 40 bin — çuvallıif kahva partisi bulunmuktadır. Bu kühe veler, Brezilya kahvemdir. Diğer taraflan naviğer yalnız kah- veye Gcğül, diğer itlnlAt eşyamıza da verilmemekte idi. Hâsıl) olan mutabakat — netloesinde bu ithalât eşyamızın da pek yakında memeketimize getirilmesi — mümküs olasaktır. Büylendiğine göre Portsait ve İ kenderiyede çuval, çay, Jüt, ve füt ep ya, kauçuk, kanaviçe, Mstik vesalrse vardır. tost günkü içtimamda bu kaşar poye İ nirlerinin vaziyeti İle de meşgul ola- Esnaf cemiyetleri caktır. Komlayon karar verliği take dirde kaşar peynirleri — gehirnizdeki bakkallara bevzi edilecektir. Bu iki tağralı tacirin her birinde 70 — S0 gıra kaşar peyüiri mevecut olduğu anlaşılmıştır. man hiç mesele kalmazdı, - Saip Han muhakkak muvaffak olur- du. Pakat görüyorsunuz ya, bu mümkün olmuyor. Ben Saip Hu- nı Hindistandanberi tanırım, nuün tesirine, tedavisine hiç bir fikir, hattâ hiç bir sabit fi dayanamaz.. Fakat neden benim üzerimde muvaffak — olamıyor? Çünkü bendeki fikir alelâde bir düşünüş değil, hakikatin aksi dir. Anlıyorsunuz değil mi Mös- yö Masson. Beni tedaviye uğra- girken Saip Hanın muhayyilenin yarettığı bir hasta fikri tedavisi fayda vermez, esas olan yazıyan, canlı ve tahii bir düşünüş, bü hakikatle micadele edebilmek- tir. Malbuki buna kargı da 'ç bir şey yapmak imkânı yoktur. Öyle değil mi ya.. Maselâ gim di Saip Han tutsa bir dağı ye rinden oynatmıya Hâlksa, mu- vaffak olabilir mi? Olamaz tabif, çünkü ©o dağ hak'kattir. İşte Mözsyö Masson, yine saplandı - ğım fikir de bir hakikattir yal mahaulü değil. lşte Saip Han benim bu fikri- mi değiştiremediği gibi, bir kül, bir bütün olan Kültrey'leri de a- yıramaz. Anladmız. değil mi? Anladınız değil mi? Ateş gibi yanan ellerini elleri- min üzerine koydu ve: — Onlarm hepsi birdir. Hep' si.. Bunu size ben söylüyorum.. Diye bir cümlede sabit fikı (i toplantısı Banat cemiyetleri müşterek idama heyetinin müşterek ve yıllık toplantır , dün yazpalmıştır. Dünkü toplanlıda müşterek yardım teşkilâtmın 1010 senesi raporu ile e Haçosu okunmuş, tasdik edilimiştir. Bundan sonra yeni müşterek idame hayeti seçimi yapılmıştır. — Müşterek yeni idare heyeti, gü suretle teşekklil stmiştir: Bakkallar cemiyeli reisi Şükrü 'T raç Ekmek yapteılar — cemiyeti velei Şevki Başkaya, Arabacılar — cemiyeti retsi Falk Demircan, Marangoalar ce- miyeti reizi Alfeddin Kunt, Kahveci- ler cemiyeti reisi Celâl Bozkurt, Ba- Ukçılar cemiyeti reisi Yusuf Yarar. Hanaf hastahanesi idare heyeti mü> dürğüne de Hamamerlar — cemiyeli retsi Osman Gürsoy seçilmiştir. Toplantıda, Mamaf haatahanesindi tedavi gürenler e ölenlerin miktarı üzerinde — görüçülmüy, — hastahanenin tevetil imkânları aranmıştır. Ayni toplantıdıa. hastahaneye birer Berbest (Şükür) ve (Şikâyet) kutumu konulmasma karar verilmiştir. yarelir SA SEbE İ Francala vaziyeti Francala unlarının — tahdidiz- den monra francala istimlâki yüş de 35 niebetinde azalmıs bulum duğu anlasılmıştır. Pazar |(Fazar 23 Mart 24 Mart Vakilici vasat Kaam) Vüsat Kadaniki ÇNON Çey 1185 657 1187 deıya ıisdi. 556 1820 345 1G6AB 924 1649 928 180 1200 1025 1800 1S1 2057 LSI 955 516

Bu sayıdan diğer sayfalar: