Mağrur olur, derler. ş kabul — etmiyo- i2T makul olur, de Nlın Tabiat bizim ! Tmizdan bir kıan: Büğy 3—7— sırtı düm- “""u-van üstünde bir Ükaği n (£ duran incanlar K? e) Miş nimetlere ser K kin, a ayız. — İşte bu b Bi | “ğimize gurur di- ilevince ip bir tecellidir. O" lh: Bir takım yalan- in ax’;hlidımknn ar- h Bece serin. Üşü K Ü—me derili bükülü N Alarak ayağa "'Yg)[. iki kadım biraz le,uh& Fakat üç erkek ' ! Azalır, değil mi N :““P!ye zeki bir gü- a teğmenim, de- aralarmda — çabuk di hhııık kadım iki erkek —"h kalmaz. Ne Piyer? l Ş n l ı ıla;i!v'ıh'm'ı bekleme” W! Bacaklarına * Nı.“ Yün atkıyı omu- $ Kenclerin yanına a Uıh,; Düpiyenin arka- Nu, adım yürüdü. Far '_—qş“"nıdın Piyerin Fup E K Hanünite e dersin? de- | bğ'aıhwnm altma İlydı yatıyordu. | :._hı Hiç n:evıp ver- | Bende mi? N*lir ğ Söz söylemeden Beyilldirdi. - Çıkardı Ki Füeuratlı. Sona ViT mana ile: Miy.;? diye sor Yüzükoyun dön- et, diye ba- Tahat bırak! İzt, Tekrar k: DEZ B hk“'* az kaldı üstü- “— w acclesi yok... SRSENLIZ KU Bu gireçlee Bu, pirinçten '*iı Madalyondu. O- bakarak elimde * Muhatabım hayret etmiş vi Büzçazı SalTim, dedi. B h—.Vlmh yazi üviyet Dünlanldır. (1 Ö- kakdı, cesedi- Yazan: Afif OBAY Polün bu inceliği hoşuma git di Sordum: — Siz yedek subaysmız. Ev- velce hayatta ne yapardını:? Yüzlme baktı ve gayet ciddi — Bir kadın geverdim. dedi, Susamamdan hayretimi anladı ğı içın ilâve etti: — Askere çağırdıkları zaman üniversiteyi yeni — biürmiştim. Ben yirmi iki yaşındayım... Ve parmaklariyle kır saçlarını karıştırarak dâlgip dalgm rıldandı; — Evet, evat... Tam yirmi iki, Uu;ıu ben de unutmuştum... Tur haf... O zaman Pole karşı içimde derin bir acrma uyandı. Ben .e ak saçlarına aldanarak onu ar- kadaşlarmın en yaşlısı sanmı. tım. Birdenbire ona karşı duydi Zum bu derin sempati sanki ba- na hayatını daha yakından bil mek için bir hak vermişti. — Sevdiğiniz kadın gimdi <e oldu? diye sordum. Pol bu tecessüsüme kızmadı. Sade bana ruha kadar giden bi bakışla baktı: — Frnasa mağlüp oldu, mös- yö, dodi, Framnsızlar esir oldular. Esirlere gevişmek yasaktır. Henliz hayata girmemiş bir Fransız çocuğunun ağzından bu kadar olgun, bilhaasa böyle fe raçatli bir söz duymak beni hay rete düşürdü. Bu hayretlmi giz” leyemedim: — Siz çok vatanperversiniz dedim, tebrik ederim. Ben Fran- sada böyle bir genç'ik olduğunu bilmivordum, — Haklısınız. dedi, Sonra göz- lerinde yaşlar şimşeklendi: — Fransız genkliği suyu ve rilmemiş bir kılretı. dedi. Alman> lar o kılıca su verdiler. Polü o kadar sevmiştim ki bel- ki boynuna sarılacaktım. Be- reket versin o aralık Madam Dü piye, kızları ve öteki subay'ar i- geri girdiler de bu taşkinlığı i - çimde zaptetlim. (Devamt var) (1) Framsa orlusunda her er ve subay kolunda ince bir aincir ucunda pirinçten bir madalyon taşır, Üstünde askeri hüviyeti haktedilmiş olan bu — madalvon, sahibi ölünce bir avı tara- Pından ikiye bölünür. Yarısı olü" nün üstünde bıralalır, öbür 1 x rısı ailesine gönderlimek — üzere komautanlığa teslim edilir. Mahviyet ve tevazı... Tanıdığım edib bir mebusumuzda fazinsile mevcut olan iki haslettir. Hattâ o kadar ki kendisinin mebuâ oldu. Bunu bile söylemez... Eeki tanıdık- larna rastgelir burada ne yaptığı. nr sorarsa; — Anrnkaraya gidip geliyorum, dör, geçer... Bu mütcvazı mebusun başından bir kaç sene evvel bir vaka geç- miş, Ankaraya trende ayakta git- maek mecburiyetinde kalmıştır. Faz la mütevazı bir insanla haddini blmiyen bir zat arasında geçen bu vakayı mobusumuzdan — şöyle din- ladim: “— Ankaraya gitmek Üizere ya. taklr vagonlar sirkotlne telefon et- tim. Yatak yok! dediler. Halbuki ban de o akşam muhakkak gitmek istiyordum. — Haydarpasava geçer, mev- kilerden hansisinde yer bulursam biner. g'derim dedim, Çantamı a. Hp Haytarnazayı bovladım.., Tren hazır bekliyor; binen binene... Bi- rinci mevtie doğru yürüdüm. Kon. düktörlerden biri yanma yaklaştı: — Beyefendi! Yataklıya değil mi dedi... — Hayır dedim, Yataklıda yer kalmamış birinciye oturacağ'm.. — Buvurun!.. Size hususi bir kom>artımen açayım! Bendeniz si- zi tanrvorum,.. Falan yerin mebü. su deği! misiniz?.. — Evet öyle gibi... — Gibisi değil, Öyle efend'm.. Bu ve buna benzer bir çok söz- lerden tonra beni hakikaten bir komvartımana götürdü, ben de çan- tamr koydum. Tren hareket etti. Lokanta vagomuna geçtim. Orada tanıdıklarımdan bir mebusa tesa- düf ettim. Lâf lâf açtı, goce aant ikiye kadar konuştuk, —— Arlığ uyku zamanı geldi. Ba- E THiİKÂYETA eyniT kralı / tevkif edldi Yorgi Kondopulost adında bir | yağ ve peynir taciri, bir bakkala | 8 kelle kokmuş ve cski kaşar peye niri satmıştır. Bunun üzerine bak. kal, fiyat murakabe bürosuna mü- racaat ederek şikâyette bulunmuş, mesele, bu sıra içtima hal'nde bu- lunan fiyat mürakabe komlsyonu- sa havale edilmiştir. Filhakiks, kaşar peynirleri tot. kik edilmek Üzere murakabe ko - malayonunun çalışt'ğı 4 üncü vakıf banma getirild'ği vakit korldor - mumiyeye muzir hareketten dole- yı Cumhuriyet müddelumi li; verilen peynir kralı Yoıdu;nü.uıb pulos Levkif edilmiştir. , ——— Bir bahçıvan sebze çalanı ağır yaraladı Dün gece İeeronköyünde bir ya. ralama vakas” olmuş, bahçıvanlık yapan Nuri adında birisi, bahçe - sindon sebze aşıran sebzeci Salâ- haddini yaralryarak kavgaya baş- lamıştır. Netlesde Nuri, tabancası. nı çekerek Sılâhattinin üzerine bo- yaltmış, bir kaç yorinden ağır su- rette yaralamıstır. Salâhattin ifade — veremiyecek b'r halde Nümune hastanesine kal firilmiş, Nuri yakalanmıştır. — Randevucu Atinanın muhakermesi Beyoğlunda oturean ve randevi- suluktan bir müddet evvel cezaya garplmış olan Madam Aatina ye. aiden randevuculuk yapmak ve reşit olmıyan kızları fuhşa teşvik Etmek suçundan yakalanmıştı. Madam Atina jle suç ortaklart Vasiliki, Ktina, Amelya, ve Bf- terpinin muhakemelerine dün asli- ye altmet ceza mahkemes'nde mev kufen ve gizli olarak başlanmıştır. —— Yol paralarının Yol garası Ücretlerinin tahafli için şimdiye kadar mahalle mümeasilierin- den istifade edilmekte ve bu tahakku» kat mümessiller tarafından yapılmak- va idü, Badema betediye tahakkuk gım beleri de bu işe yardım edecektir. —— İdman bayramına hazırlık 19 Mayıs İdman Bayramı'nda yapılacak — şenliklerin talebeyi hazırlama programını tesbit t mek üzere lise ve orta okul ber den ö| maarif müdür- lüğünde bir toplantı yapmışlar dır. Toplantıda; talebenin hazır” lanması için okulların şimdiden kvienenler Beşiktaş KEvlenme — Memurluğundu Nikâhlananlar : Yüksak Mühendis Yavuz Kocaağlu e Smde Acarer, P, T, T, munasşeba memuru Mehmet — EBrem ile Makbüle Güzölay, Makinist İbrahim Kutsuk ile Kadâriye Fatma Ayverdili, lat, Beledi yesinde Tahalldar Muammer Baylan Te Sadilıa Gülanm, Öğretmen A, Ehad e Melek Cihat Kocagöz Kahişarlar gübe müdürü Mehmet Se. zal İzgi ile Fatına Muzaffer Balcıoğlu Banda memuru M. Şevki Alagaş ile Bahire Onür, Memür Necati lahak O Ne Bidika Melahat Ulay, Avukat Nu vettin Kayım ile Kezban Gökten, Ge. mici Hamdi Kakvan O, ile Yaşar O oturan Nabi Müşabir Rıza Geray ile aynı yerde Fatma Handan, Ziraat Bankamı muhasibi İlyas Aroma ile V. Muallâ Ergin, P. 'T. T. de memur M Cemil Keptan De Eliye Anlam, Be- Şiklaş Abbasağa Cami sokakta polis memuru M. Yusuf Elçin ile Samiye Örgüner, Memur Mehmet Hurşit Bay: &rm ile F. Nimet Hazer, Posta nakliye memuru M Hayrettin - Aksoagun ile Habibe Seyhan, Beçiklaş Ortabalçede oturan Şoför Yusuf Şen ile Hamdiye Eba, Tiyatro ve Sinemalar Şehir Tiyatrosu MT Tepebaşı Dram kummda Akşam saat 2030 d- İmralının İnsanları ... (atikiâi Caddeme hemedi Kinaımda Gündür 14 te ÇOCUR OYUNU Akşam 20.30 da: Paşa Hazretleri Hot gün çiyede çacuk temaiileri içtn bilet yeriir Beyazıt LAleti. Aksaray Şebremi a ve Topkapıya — ötebüs tandın olun muştur. n lğElleğe Beyoğlu Halk Sineması Buçün Matine 11 de, akşam 8 de: 1 — Koözali, 2 — Bomhalar yağar ken, 3 — Renkli Mild. “ Acele Satılık Arsa Daktasr Doğancılarda Sinema itt. salindce Bodrumi Şeyhislâm — merhum Hacı Cmeretfendi konak yeri 8000 met ve muralıbamda toptarı acele satılıktır. Mürnemat Fatih Karaman caddesi $ — VAST Meraklı Bahisler : 19 MART 1849 Dünyanın en büyük fotoğrafı 7 18 melre murabbır büyüklüğün yapı 12 metre uzunluğunda, *.5 mMetre genişliğinde, yan; tam on sekiz metre murabbal yer kap' liyan kocaman bir fotoğraf. Bu fotoğraf tekor memleketi olan Amerikada çekilmemiçtir. nün hâdiseleriyle de alâka- dar değildir. Fakat fotoğrafçılık tarihinde bir rekordur. Çüncü bugüne kadar bu fotoğraftan bü- yüğüne hiç bir yerde rast gelin memiştir. Bu fotoğraf bütün Nar poli havzasmı gösterir, etrafm- daki köyleri, tepesinde duman- dan sergucu ile Vezliv vulkanı bu fotoğrafta görülür. Bu gaya' nı dikkat resim 1903 — senesinde Amerikanm Sen Lul şehrinde a: çılan bir sergide teşhir edilmiş- tir. Ğu Batırları okuyunca insarda' bu fotoğrafın gayet büyük bir Çünkü ye: 4 fotoğraf makinesi Şikagoda ya- pilmiıştir. Bu makine 3 metre yüksekliğinde 2 metre genişli” FM' 463 kilo ağırlığında ** an bu makine 20 insan tarafın- dan kullanılır. Yalniz bu makine dahi yukarıda bahsetliğimiz . toğrafı çekemez: Halbuki bu rekor — Fotoğrafı 18 X 18 tek ufak ve alelâde bir fotoğraf maki! gekilmiştir. Bu resim bu mak'ne ile alıman altı küçük fotoğraf camınım yan yana getirilmesinden doğmuş tur. Fotoğrafçı sadece bu altı resmi biribirine gayet uygun ge- lecek ve yanyana konulabilecek :iir' gekilde almıya dikkat etmiş- Fakat bu basit iş Dbittikten sonra işin en büyük kısmı bağ lamıştır. na müsaade deyip arkadaşım ya- taklı vagona doğru yürüyünce ben de bir'nci mevki — vagona geldim. Kadifeler üzerine — uzanır, sabahı ğmı gevirip karanlıkta adım at- trm, Uzanmış bir adamm ayakkap lar: pantolonuma elirülünce İşi kav radım, Demek ki bir arkadaşla sa- bahı edecektik... Ben elektriğe el atmadan İçeriye girdiğimi duyan bu adam yerinden fmladı, kendisl. n! dışarı attı, gitti. Her halde ikin- el veyg üçüncü mevkiden gelmiş birisi idi.. Neyse... Elektriği yakıp da karşt tarafa bakmea ipiri bir adamm sırt üstü uzanmış olduğu- nu gördüm. Ağımdan salyası akan bu muhteşem (!) sat lokomotifin düdük sesini bastıracak kadar kuv vetli bir sesle horulduyor, horul- duyordu,,, Ke ne yapal m! kadori- miz dedim, ben de uzandım. Fakat hörultuya tahammül ne gerek! Sade bu olsa iyi. Arada sırada bazt Bgayritabil sesler de çıkıyoar ve a- yağındaki yün çoraplardan kesif bir koku ile gayritabil seslerin ko- kusu biribirine karışarak komnar. timant tahammül edilmez bir hale getiriyordu... Ne diyebilirim; filvaki komnar tıman bana tahsis edilmişti. Kon- düktörü cağırır, dişarıya çıkarta- billödim, Fakat göce yarlarına ke- dar vaşoag Testoranda oturup da Sonradan buraya yolcu geleceğini gu kargımda horuldayan zat nere- den b'lirdi? Boş bulduğu bu kom- partıman içinde en derin bir uyku- ya dalmiş bulunan — bu vatandaşı kaldırmak, uyku — sersemliği ile komypartımanlarda sığrnacak yer aramaya moehur etmek hangi İn. sanf hislerle kabili telifti? Sigara yaktım, dumanları derinlere keadar çekerek kokuları tad'1 etmek iste- dim, No müzakğa'.. Nibayet ye- Bir mebusun Yazan 1! — Kapat onu! dedi!.. —— Burası pek fena koktu da.. dedim, — Bön koku moku bilmem, Ka- pat diyorum sana! — Fakat!.. S'zin gibi ben de bir yolcuyum ve sizin gibi aynı hak. ka sahibim, — Sen lâfr çok uzatıyorsun ama!.. — Uzatma değil de, — Ye ne? şöyle yağdırıyordu: — Sen nasıl insansın be? İnsa- nm rahatı bözulur mu? Bana bak efendi! İyı bak! Ben müteahhidim. İstertom bütün şu komnartıman n parasınt verir, yine seni attırtr. is. tediğim gib' uyurum, anlayon mu? — Azitim! ben sana — bir şey söyliyeyim mi? Ben kavga edöcek dığilim seninle burada.. Hadem ki öyle ietiyorsun seni zarerm sok - mHulam o0 çıkarun buradan, Var İren seyahati YEKTA RAGIP ÖNEN Sabaha kadar horla!,.. Uykusunu tedirgin ettiğim va- tandaşın haline çok Üzüldüm. Biri. si beni böyle bir tatlı uykudan kaldırsa idi her halde daha az kiz- mazdım. Çarnacar dişarı ç'ktım. Yaktım bir sigara.... Vagonun pen. ceresine dayanarak tüttürmeye büş ladım, Aradan ne kadar zaman geç ti bilmiyorum. Biz ayak ses'nden sonra hafif bir öksürük..... Dönüp baktım, Beni kompartımana yer * leştirmiş olan kondüktör... Bir bana bir kompartımana bak: tı, sonra kapıyı aralayınca işi an. aldı., hemen yanıma geldi: — Beyefendi. Özür diler'm, Bu adamı hemen atayım! — İstirahat buyurunuz, Nasıl girmiş içeri... di- ye ricalara başladı. Kompartrmana doğru adım atarkön kolundan tu. tup çektim: — Bana bak arkadaş dedim. Ra hatmı bozmayın! Ben burada sa- bahlarım.. Ziyanı yok!, Kosdüktör yalvarıyor, yakarı - yor, özür dileyor, kompartımana doğru gözlerini açarak, yumrukla. rint arkarak mütenhhidi tehdit edi- yordu... Sigara yakacak oluyorum. He- men cebinden kibrit © karıp çakı yor, avuçlarının araamda uzatıyor. 11 lik paketini uzatıyor: — Fakir sigarasmdan almaz mı- £mtz, diyor, kendisine göre! suçu. Nu affettirmeye çalışıyordu. Halbuki kabahat bende idi, İyi- lere kadar vagon restoranda otur. duktan sonra kim olta böş bülaca- ği bir kompartımana böylece serile- bilirdi. Temiz havaya kavuşmaktan mem nundum. Ayakta bir İleriye bir ge- riye gid'p gelerek sabahı odecek- tim, Fakat bu sefer kondüktör Ta- Devanın 6 ıncıda) BT deki fotoğrafın tösüit banyosu Tyor.. Bu basit resimleri büylütmek için karanlık bir gece tir. Çünkü fotğrafın alımaı koraman hassas küğıdı hiç karanlık odaya kânsızdı. Onun için karanlık olt gecede geniş ve düz bir tarlada birtaç mesalenin kıml ışığı akk tında sureti mahsucada imal ee dilmiş bir mihvere sarılan 12 metre uzunluğundaki hassas kâe ğit bir ağrand'sman makinesiniz karşısına konmüş ve klişeler bis rer birer ağrandisman makinesle nin içerisine konmuştur. Bu suretle her klişe gayet kuw vetli bir ark elektrik lâmba' sınım ışığı altında iki metre zunluğunda ve bir buçuk metriğ işliğinde bir kâğıt üzerinde tülmüştür. Bu suretle çeklis. len kâğıtlar için altı fotoğrafçı 25 dakika çalışmışlardır. Bu iş biter bitmez, kâğıtlar » gık geçmez siyah bezlerle kat, kat sarılmıştır. Şimdi sıra bu fotoğrafın ban" yo edilmesine gelmişti. Fakat böyle 18 metre murab*sat bir e ğidi aadece islatmak için 150 lite re mayi lâzrmdır. Ağrardisman fotoğrafların kâğıt üzerine vem diği görünmez hayali meydang çıkaran bu banyo 100 veya 200 gramlık küçük gişelerde satılır. Bu banyonun, bulunduğu takdir” de, hangi koca küvette banya yapılabilir. Bunun için yine aynı geniğ S" hada altiı metre nısif kutse runda koca bir değirmen çarkınt andıran ve ortasındaki bir mihs ver etrafında dönen bir çark ve” pıldi. Yine geceleayin 12 met uzunluğundaki hassas bu çarkın üzerine sarıldı. li tüldü. 15 metre uzunluğunda tahta bir tekne yapıldı. Ve 14 operatör isşe başladı. 12 metre w zunluğundaki kâğıt 15 metre Ve zunluğundaki tahta tekneye dalk dirildi. Resmin meydana çıktığı- na kanaat hası! edilnice sokak sulayan veya yangın söndüren hortunlarla fotoğraf yıkandı. Sonra tahta teknenin — içerisine 225 litre hiposulfit kondu. Çark tekrar döndürüldü. Resimler bu sefer de hloosulfit ile banyo &" - dildi. Ve fotoğrafın güneşten korkacak bir hali kalmadı. a büyük teşebbilse girişen bir man Ffotoğrafçılık şirketiydi. Bu kocaman fotoğraf ambalüj yapılırken veya nakledilirken yıpranmasın diye yüz litrelik bir şap banyosuna sokularak sert bir hale getirildi. Ve ol 4 hiposülfit izlerini kâğıdın — üze- rinden gidermek için 2000 litre su ile bir defa daha yıkandı, işler çok şeylerdi, fakat " masrafa mal oldu sayılamaz, İ j | Çünkü su bedayadır. Ü zamali- | ki fiyatiyle hiposülfitin — kilosu altırış parayı geçmez. Sarfedi" — len bütün Totoğraf küğıdınm. kiymeti iki buçuk Türk lirasıdar, Fotoğrafı meydana çıkaran ban” yo beş lira krymetinde olup çarkk | : ve iskele 15 liraya mal olmuş- tur. 14 operatörden her w& gündeliği 12,5 kuruştur. Ö | halde bu kocaman foloğraf 80 Türk llrasına mal olmuş demeke tir. Bugün bu işleri yapmıya kalr karsak muhakkak ki sarfedecer — ğimiz para 3000 Türk lirasından asağı değildir. Bu suretle haztrlanan fotoği fın ambalâjı yapılmadan — evy resim bir duvara asıldı ve tü dan muhafaza edilerek kuru du. Sonra üzerinde icabeden Ki * (Lütfen sayfayı çeviriniz) İ