ESOĞA Yü AMERiİKADA Yazan: İskender F. Sertelli | aa | Dönünceye kadar otelin lokan . î'ıımda yetmnek yemeğe mecbu. | Füz, Arada bir kaçamak yapa- -"u—&ıımcı.k.elme! * * ÂMERİKALI MENEJERLE İLK DENEME OYUNLARI Sabah, Saat dokuz buçuk. tiYımıı kahvaltısmı - bitirmiş. Kapı çalımdı. Mister Valker Diye ııgır:iı. İri boylu kırk yaşlarında bir Bü gelen adam, Mister Vab- Ker tarafından Yusuf için anga. İ& edilen güreş menejeri Vis. '*PTT'ıuudı. ercüman, Takdim etti: — İşte size Amerikan oyun- karmı öğretecek olan zat budur. Yusuf artık el sıkmağa alış. f'"—!u. İlkönce alaturka bir se. Şm veriyor, sonra elini uzatıp, © sıkıyordu. Yusufun tebessümü de boldu bilmese bile, başka yaban- Cilar gibi, hiçbir zaman muha. nn içini sıkmazdı. Mister Tomas derhal eketini Sikardı: Bizim atelyeye glümeden, burada bir küçük deheme ya. Bülmm, dedi. Yusut; — Ötelde güreşilmez. Du- Yarlarsa, başımıza toplanırlar. Diye itiraz ettiyse de, biraz Süötra menejerin atelyec' -e gidi. İtceğini öğrenince sustu. Tomas, Yusufun yanına yak. :“! ve ensesinden tutarak Şöye bir sarsmak istedi: | , — Direk gibi duruyor.. Bu a. | Sum, ilkönce inceltmeli. Vücu hareket kabiliyeti verme - Toması Yusufa Pu <. Diye mırıldandı. Halbusi, Yu. Suf çok kıvrak vücutlu bir peh- "_'_'ândı, O, Amerikalrya — karşı Yücudunun kuvvotini göstermek İÇin, yerinde dimdik durmağa Mebur olmuş, ufak bir sende - lenie eseri bile göstermemisti. 'Tomas ayakta duruürken, A. Merikalı güreşçilerin bir ayak Oyunundan bahsederek, tercü * Man vasıtasiyle izahat verdi ve bu oyunu ayakta tatbik etti: — Çok basittir.. Fakat, bil * Miyen için, hemen hemen maği. Yetin esasını teşkil eden bir OYyundur. Dedi. Yusuf bu oyumu çarça. buk öğrendi. Yusufa: — Senin oyunların nelerdir? Diyen yoktu. Amerikeli şam'” Piyonlar kendilerine o kadar gü. Veniyorlardı ki, bunları öğren” Miye değil, sormiya bile tenez Zül etmiyorlardı. Odanım içinde yapılan ufak bir OYnasmadan Sonra, Araeri'ttali Tnenejer derhal, Yusuf hakkır. daki fikrini değiştirdi: ş buç (Bt adam, aslant değil, fili | *te parçalar! | — Dedi ve ceketini giydi. — Haydi, atelyeye gidelim de Boyunalım, Burada elbise İle ::!ın fazla oyun gösterile . Szat onda otelden cıktılar ve ©N ikide otelde yemeğe gelmek İ Te menejerin atelyesine gitti. ... AMRPİYATI * WRTERİN ATELYESİNDE goyunmrya Tereüman, Yusufa: h — Haydi, sen de soyun baka. Im, dedi, işte burası tam senib İstediğin gibi genis bir ver. Yusuf da soyundu. Kisbetini taktı. Şöfrle bir gerindi... O za> ten sabahleyin uykudan kalkar kalkmaz, giyinmeden hafif bir kdmen yapmıştı. | , Mister Valker Yusufun vücu” duünu ilk defa görüyordu. Tomas, Yusufun ensesine dc. ü? — Şimdi sana iki numara öğ. Feteceğim. Bilhassa (Cak) bu |anvmaralara pek meraklıdır. . Tercüman, Ameriksir meneje |rin söylediklerini emra ile Yusufa Hobrarlıyor ve bu arada Mister Valkerle konuşmayı da ihmal et. Miyordu: | — Ne temiz vilendu var, değil fister? B Evet, bir kadın vücudu ka" gürel.. Rembevnz bir tet... ızular, baldırlarla çok —müt. 12 — b nasip. Hasılı müthiş bir adam, — Pariste onun vücudunu cok beğendiler. Heykelini yapmak ir. teyen heykeltraşlar günlerce pe. şinden koştu. — Yapamadılar mı? — Hayır, heykeltraslar önürde günlerce durmıya vakti yoktu. — Yazık. Maamafih bu işi A” merikadaki heykeltraglar da ih. mal cunczlâr ı;lnrmın. Bu hb; üzel vücutlu bir pehlivana Eıuırd.ı ve her yerde tesadüf edi” lemez. — Cak da iri boytu, gösterişli bir pehlivandır. Pariste seyrettim. Fakat, gi çok ka., barık.. Ve omuzları fazlaca ke'. Yek. Aynı zamanda ayakları da TüzumundAn fazla büyük, vücutta hiç tenasüip yok. — “Harry” nin da vücudu kusurludur. Kolları kısa.. Ve arı lüzumundan fazla giş. dir. — Bazu şişkinliği bir ıııyııe_t ifade etmez. Hattâ bazan pehli” vanm süratli hareketine de mü. ni olur ve pehlivanı mağlühiyete düsürür. — Harry bu kazayı iki kere talatmıştır. Cakla gürestiği z man, sişkin kollarını basmınm kıstacından kurtaramadığı i * cin. az kaldı mağlün oluyordu. — Bu sırada Yusufla menejeri oynaşmıya baslamıştı. Yuıuâ ke sa bir zaman içinda, A aerikalı menejerin gösterdiği Amerikan oyur'arını öğrendi.. Ve menejere tathike basladı. Bu oyunlardan biri, Türk peh. livanlarının çelmesine benziyor dü... Yusuf zaten çelme atmıya alı. gık olduğu için, bu numara ona güç gelmemişti. Bundan sonra öğrendiği oyunları da kısa mü' mareselerle ilerletmişti. 1 Çünkü, —Yusufun Hasılı | B UTT Gala S — VATIR 9 BİRİNCİKÂANUN 1940 1-1 berabere kaldılar Beykoz Vefayı 3 -2 yenerek günün sürprizini yaptı Fenerbahçe İstanbulsyora 5-0, Beşiktaş Süleymaniyeyi 6 -0, Altıntuğ Dün Şeref ve Fenerbahçe stad, larında yapılan tehir maçlarından sonra, birinci devre lik maçları so. | n ermiştir. Dünkü müsabakaları stad sırasiyle yazalım; Beşiktaş: 6 | Süleymaniye: 0 Şerel Stadında günün ilk müsa. bakasını Beşiktaş . Süleymaniye takımları yaptılar, Hakem Şekibin idaiesinde oynanan bu müsabaka- ya takımlar aşağıdaki kadrolarla çıkmışlardı: BEŞİKTAŞ: Faruk — Orhan, Yevuz — Hü- seyin, Halil, Rijat — Şükrü, Şeref, Orhan, Haklı, Hayri. SÜLEYMANİYE: Hadi — iş, Ruhi — İbra. him, Mehmed, İbrahim — Atiz, Reşat, Zeki, Salâhatlin, Fetki, Beşiktaşın bir akını ile Ooyunda siyah . beyazlılar derhal hâkimiyetlerini kurarak Süleym2- niye sahasına yerleştiler. Beşiktaşlıların her an için göl çıkarmaları bekleniyordu. Bu âra. da Beşiktaş merkez mul acimi Or. hanın çektiği sıkı bir şüt Süleyma. niye müdafii Danişe çarparak ters bir falşo ile iye w girdi ve Beşiktaşlılar birinci sayı- larını bu şekilde n Biraz sonra Orhan ve Hakkı vâ- oğluspor takımları yaptılar. Ha. stasiyle iki gol daha çıkaran Be. kem Şazi Tezcan idaresi: Topkapıyı 3 öüeri -_0 yendiler Ş Beyoğluspor müdafilerinden birinin kurtarışı şiktaşlılar birinci devreyi 3—0 galip bitirdiler, İKİNCİ LEVRE: Bu devzeye başlar başlamaz Be. şiktaşlılar yine bariz bir hükimiyet tesis ettiler, İkisi Şeref ve birisi de Hayri vasıtasiyle üç gol daha ka. zanan Beşiktaşlılar müsabakayı Galatasaray: inde oyna- Birinci Küme Puvan Cedveli 'Tomas, Türk pahlivanınım ha W!ımıa.. ':,' (Ğ' İ kikf kuvvet dozunu bir türlü ta. nnt 9 1 1 yin edemiyordu. Bir aralık: Galstasaray — 9 ! $ — Biraz daha ciddi oynryalım. * hai 3 Deyince, Yusuf, —menejerine Altmtuğ 9 4 1 Barıklı, Valker birdenbire heyer Vafa o 2 2 cana düştü: Tst, Spor 9 1 * — Boş yere enerji sarfetmese Topkapı U 1 4 fana olmaz. Beykoz 9 1 1 (Devamı var) Süleymaniye © - 1 Küçük bir bakkal dükkânı tu. tan Mis Marta, kırk yaşında o. lup iki yalancı dişle müşfik bir kalbe malikti. Bunka defterinde ki bin dolarlık bir kredi göze yordu. çu;îp?::disindm daha şanssız ka” dınlar koca buldukları halde o, bir trlü kısmetine nail olama. maşti. Haftada iki üç kere dükkânr na gelen bir müşteri ilo alâka. dar olmıya başlamıştı. Adam, orta yaşlı idi. Sarı sakalı mun. tazam bir surette sivriltilmiş ve gözlük takıyordu. Bariz bir Alman şivesiyle İn. gilizce konuşuyordu. Beki elbir sesinin bazı yerleri örülmüş; di" ğer kısımları da pek çok buruş muştu. Lâkin, gayet terbiyeli ve saf bir adama benziyordu. Daima iki okka bayat ekmek satın alırdı. Taze ekmek beş; bayatı da iki sente satılıyordu. Şimdiye kadar bayat ı-kmektı!ı başka bir sey satın aldıgı kat'. yen vaki değildi. A7s Marta, bir sefer, edazim parmaklarında sarı ve kirmızı lekeler gördü. Böylece, adamın gayet fakir bir reseam olduğuna ve bir tavan arasında resim Ya- pip, ancak bayat ekmek — satın alabilecek kadar para kazandığı. na kansat getirdi. Mis Marta, ekseriya, — kibar tavırlı fakir gahatkârı düşünür: ve dükkânmdaki nelis yı'yectklo re ortak olup yalnız bayat ek mekle karnını doyurmamasın! temenni ederdi. Zavallı Mis Marta, gayet müş fik bir kalbe malikti. Emelleri. nin tahakkukunu temin maksa. diyle odasmıdan, vaktile bir mü zayedede satm aldığı tabloyu C'";** tezgühmin arkasına da yadı. Tablo, Venediği tasvir ediyor; "HÜMK Â YE deniz kenarında, mermerden ya" pilmiş bir sarayla, gordollara binen kadınlar göze çarpryordu. İki gün sonra fakir müşteri dükkâna geldi ve: — Lütfen iki okkka bayat ek- mek veriniz.. dedi. Kadm ekmekleri kâğıda — Ba. rarken, adam: — Madam!.. dedi. Burada gü. zel bir tablo görüyorum. Mis Murta, cevaben: — Evet; dedi; güzel sanatla' rin hayranıyım. Fakikaten tab lovu beğendiniz mi?.. Müşsteri: — Doğrusunu isterseniz... Iyi bir eser deği!; dedi. Çünkü, pres Pektiv hatası var. Allaha 1€. marladık madam. Ekmeğini aldı; ve telişla dük. kândan crktı. Evet.. Adam, her halde bir sanatkârdı. Mis Marta, tabloyu odasma götürdü. Bavat ekmekle gününü gün e. den bu adam, levhaların andın. dan güzel gözlerini kıpırdatarak ne kadar da çabuk tablodaki prespektiyo hatasmı farkede - bilmisti. Fakat, böyledir: büyük istidatlar, keşfolununcava ka * dar, mücadeleye muhtaçtır. Bu adamım bankada iki bin doları ve Iyi kalbli bir kadın ar” kadasr olaaı.. Sarata, nrespeke tiv'e ne kadar faydalı olurdu. Lâkin. bu düşünceler, Mis Mar. tanm gÜndüz rüyalarından baş. ka bir sev değildi. Adam, dük kâna girdiği zaman nadiren ca' mekânın önünde durup konuşur BAD arzu görünüyordu. Bayat ekmek satm almakta devam ediyordu. Hiç bir zaman çörek veu?_m nefis yi; ''Radım tkârm, gün ; Sal geç . Hüne Yücuttai #üetüğünü 06 » M A Y. P. - “ 7 2 1 35 8 u d 30 10 22 * 28 18 20 4 17 20 18 5 15 23 15 3 15 Bı 15 * 18 36 15 T $ 10 14 8 6 s 10 rünce kalbi sızladı; ve adamım bayat ekmeklerine katık olabile. cek bir şeyler ilâve etmeyi dü gündü. Fokat bu içi yapmağa bir türlü cesaret edemiyordu. Çün” kü, sanatkârların dik kafalı in sanlar olduklarmı biliyordu. Bir yine adan- gölerek ber ınu!ıdgg:; okka bayat ekmek ia. tedi. Mise Marta, ekmelderi alır. ken birdenbire sokakta bir pa. tırdı oldu; itfalye geçiyordu. Adam, diğer müşteriler meya* nında sokağa (ırlıyarak seyre koyuldu. Mis Marta, fırsatı ganimet addederek, on dakika evvel dük” kâna gelen taze tere yağındaa hatırı sayılır bir miktar alarak, ortalarından yardığı ekmeklerin arasına sürdü. dam, dükküna girince, Mis unl:u ehnc:(dlâî kâğıda sar * mm”&u hilâfına, memnv. niyet Ifade eden bir tavırla Mis Marta ile biraz konurtuktan sonra dükkândan çıktı; ve kadı. nın yüzünde bir tebessilm belir di: fakat her ne de olsa kalbinin heyecanla çarptığını da hisset. miyor değildi. Acaba bu hareketiyle bir ka” balıkta mr bulunmuştu ?.. o Mis Mml:nıp ı.ı; bu Hrevzua sap! ö z D sında De ı:ü SAA nan bu müsabakaya takım! fadaki kadrolarla Çııınşhrîıa;: e GALATASARAY: Osman — Salim, Adnan — Mu- — Süleyman, Sa. , Buduri, Serafim BEYOĞLUSPOR: Ksiadas — Civelek, Stavro — Çiçoviç, Angelidis, Stelyo — Ta. vaş, Koço, Marı Culaji, Talea Günün en mühim müsabakası olan bu maç daha bidayetten iti. baren sıkı ve süratli bir cereyan aldı. Rüzgârı da lehlerine alan Ga- latasaraylılar derhal Beyoğluspor nusıf sahasına yerleşir gibi oldular, Bu arada Beyoğ'usporlular mu. hakkak iki gol tehlikesi geçirdiler. Sarı - kırmızılılar mütemadiyen sıkıştırıyor, fak: türlü netice alamıyorlar Nihayet 80 uncu da. kikada kazandkları - bir frikikten Salâhaddin vasıtasiyle bir gol Çı- karan Galatasaraylılar birinci dev. reyi )—0 galip bitirdiler. İKİNCİ DEVRE: Bu devreye rüzgârı lehlerine a- lan Beyoğlusporluların hücumiyle Mis Martanın aşkı Mis Marta, bu adamı ilk defa » larak görüyordu. Öteki, bayat ekmek satım alan sanatkârdı. Fakir sanatkârm yüzü gayet kızarmışlı; gapkası geri itilmiş bir vaziyette, yumruklarmı sı. lıı;ıı'rk Mis Martaya güsterdi. .dwı onu mey'e çalıgıyordu. Beeİ AU ' Halbuki, o, küskün bir sesle haykırmakta devam ediyor ve: — Bayır.. diyordu; bu kadı.is söyliyeceklerim var; — vaziyeti anlatmadan bir adım bile at * Tezeühı 3 tühm üstüne bir yumruk ingirdikten sonra haykırdı: ,— Siz benim işimi bozdunuz... Bir cadıdan farkmız yok... Mis Marta, başını eğmiş sesi” ni çıkarmıyordu. Pipolu adam, arkadaşmını omuzundan tutarak: — Haydi bakalım.. Söyleyece ğini söyledin. Yeter artık; diye. rek adamı dükkândan çıkardık” tan sonra tekrar Mis Martanım yanına geldi ve; 4 — Kavgaya sebebiyet veren Blumberz'dir; dedi. Plumberg, inşaat ressamıdır. İkimiz de ay. ni dalrede çalışmaktayız. İki ay danberi, yeni beladiye binasının plânlarını gizmekle mesgildü Bu iş müsabakaya konmustu; :,"J;““h* hbîr nakdi mükâfat gubahisti. Dün, çizgileri mürekkepledi. Tabil bilirsiniz.. e ar, evvelâ kurşun kale" l'!ıuâle calısırlar; ve :s?»kkm e gi bitince, kurgun kalem izlerini bayat ökmekle temizlerler; cün. Ka Vat ekmeğin içi en slâ lâs ikten daha fazla is görür. Blum. bayat ekmekleri buradan Batmm almaktaydı. Fakat madam ekriekteki arkadaşrmın plânmı berbat etti. Öyle ya... n plânı, artık, sandö” başlandı Herkes sarı . kırmızılıla. rın bu devre rüzgâr da aleyhlerme olmasına rağmen, galip gelecekle, rini tahinin ediyorlardı. kakat ne. tice hiç te böyle olmadı ve Gülâta. saraylılar mağlübiyetten güç kure lar Oyun mütevazin ceteyanı or. Dördüncü dakikada bir &l Bey luspor akınında Colali ünin 1 sıkı Dir şütü kaleci Osmatı demedi. ü 'anaş bafif bir vuruşla topu tasaray ağıarına takarak beraberli, ği temin etti Bu sayı oyunu büs. bütün hızlatlırdı. Bir aralık sarı « Kkırmızınlar yine Hafif bir üs. tünlük kurdular Fakat beceriksize Hik ve çalım yüzünden de bir türlü gol çıkaramıyorlar, Ve dakikalar ilerledikçe oyun sert bir cereyan aldı Bu ada Galatasaray kaleci- si Ösman ile Pera kalecisi sakata. narak bir müddet oyunu terkelti. lerse de yine girdiler. Ve bu müsa. baka da netice değişmeden 1—İ beraberlikle neticejendi Fener Stadında: Altıntuğ: 3 Topkapı: 0 Günün ük maçı Altıntuğ ile Topkap arasında idi. Beşiktaşlı Hüsnünün idaresinde oynanan bu maça takımlar aşağıdaki kadro- larla çıkmışlardı: ALTINTUĞ: Tarik — Cemal, Mehmel — Sab. ri, Rüştü, Selim — Sait, Ali, Haye ti, Ahmet, Ismet. TOPKAP: Hahst — Hamdi, Hektı — Sa. dettin, Sabahattin, Soliri — Da, ver, Vekmi, Ali, Tahsin, hattin. Oyuna Altıntuğlular başladılar, Tik hücum Topkap haf hattında kesidiklen sonua top bir müduet oOitalarda dolaştı. İkinci Cakikada Altıntuğ forveti kalenin — önünde bir fusat kaçırdılar. u ra Topkaalılar beş dakika Alün. tuğ kalesini çevirdilerse de bir şey yapamadılar, Altıntuğlular da â. Tada sırada Topkap kalesini ziya. ret ediyoslar, Yirmi ikinci dakikâ. da Aluntuğlular sağ açıklarının güzel bir ortalayışından istifade edemediler. Yirmi dokuzuncu da. kizada Topkaplılar kalenin önüğm de fazla paslışmak yüzünden bir gol daha kaçırdılar. Otuz altıncı dakikada Altınluğ on seciz yakınlarında bif frikik oldu. Hayrr topu kaleçinin eline atarak bu dırsatı da heda eli Altıntuğlular rüzgâra rağmen bt. yuna Topkaplıları sıkışlırıyorlar. Faxat bir türlü netice alamıyorlar Ve birinci devre netice alınmadan sona erdi. İkinci devreye başlar başlamaz Altıntuğ'ular hemen Topkap kale. sini kuşatıverdiler. İkinci dakika- da beceriksizlikleri yüzünden bir gol kaçırdılar. Onuncu dakikada Ali karşısındaki sağ beki de atla- tarak ilk gölü attı. Yirmi ikinci dakikada Hayri frikikten — ikinci gölü de attı. 6 dakika sonra da Hayri lehlerine verilen — penaltıyı kalecinin eline verdi. Otuzuncu dakıkada Sait dört Topkapayı atlattıktan şonra kalt. ciyi de atlatarak ü cu Altıntuğ gölünü attı. Bundan sonra oyun karşılıklı hücum'arla devam ederken nelice değişmeden sona erdi. Fenerbahçe: 5 İstanbulspor: 0 Günün ikinci maçı Fenerbahçe ile Genç Istanbulsporlular arasın- da idi. Eşrel Mutlunun idaresinde oynanan bu maça takımlar aşağı- daki kadrolarla çıkmışlardı; FENERBAHÇE: Cihat — Foruk, Lebib — Ömer, Fikrel, Esat — K. Fiktet, Basti, Niyazi, Nacı, Rebii. İSTANBULSPOR: Fikret — Faruk, Bekir — Mik zaffer, Hayri, Servel — tin, İsmail, Cikat, Orhan. İzMit. d “Altincı dakikada K. Filerel (Lütfen sayfayı çeviriniz)