19 Ekim 1940 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

19 Ekim 1940 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÇIKOCA YU Yazan : İSKENDERE.SERTELLİ Ortada iki katlı ekmek kadayıfı d uruyordu —37 — Diye mutfağa bir haber Bal. nişlardı. Yemekler — sahanlara ona göre konmuştu. Yusuf © kadar iştahalı- yemek — O halde okumağa İlzum yok. Huzura gönderiniz. Ve elindeki kâğıdi tekrar Ba usufa kallı adama uzatarak, Y! İ v adü: :i!ylıgu ki., Servet Bey de ona dor_ PU TEEŞ NS — Bugünkü kadar çok yemek meı_vıliyl öldürmüş veya yediğimi hatırlamıyorum. hiç değilse yarı olgaydı, Demişti. Altın yaldızlı tebak- — ne iyi ol Siç — e ST Y YUZ Galllee aa Bayrlalle hiç di pf g'iışealnş u?:mıkıllı doldurduk - ııuıuyotdk a. :W redeyse o da lâ. tan sonra, şöyle bir ı_ınncıh:“'ı ben Mar hir nefes alarak: ıaîi_ş Beyim, dedi, çok yemek im bugün ııy;rjıdı. 'I.nuî börekleri tadıma doyum olmal derlerdi. Gerçek şu küçük ._bo. tekler insanm ağımda çiğne Mefen eriyor. Servet Bev bademelerden bi tine emir verdi: — Birat fazlaca börek geti riniz... — Yusuf maheup oldu: —- Zahmet etmeyin, beyim! Şurada yermemiş dört beş tür. ü yemek daha var, Vallahi doy Töüni gitti ve biraz sonra deme ve biraz Bol elinde büyük bir kayık tabağı tepeleme dadan içeri girdi. Börekler tere yağda kızartılmıştı. Odaya gi. Tinse Yusufun burnuna mis gi- bi bir tereyağı kokusu geldi. Bervet Beyi — Eh, buna dayanılmaz, Yu. suf pehlivan! dedi. Ben de se- nin gibi böreği çok Severim. Hele bizlm sarayın aşçıbaşısı Pek nefis yapar bunu. Börek tabağı masanm sında duruyordu. Bervet Bey çatalını uzattı: — Haydi ya, ne duruyorsun? Yusuf tereddütle Servet Be orta. yorum? Girit valisinin ölümünü mil bekliyorsunuz? iyecekti. Bereket versin ki, Yusuf bu derece gazlıktan hoşlanan bir adam değildi. Sus. tu, Servet Bey kadaif tabağın. uzandı: —- Haydi bakalım, Yusuf peh livan! Sü kaymaklı “tatlıyı da tal! üvdeye. 5) :(î;'.î:flıen yemeğe başladıfar Servet Bey, Yusufun merakı ni İzafe etmiş olmak için, kısa, tarı söyledi: “_W"dım yalisinden padişahı ldir. Yunaa kendisini orada ga bomda, kendi. sini yaralamış veya öldürmüş olsavdı, hem Girlt Isyanı çabuk bastırılmış, hem de bu vesile i le oraya cebbar, anlayışlı bir vali göndermek imkânı hasıl o. lacaktı. E < Peki be beyim, anlavama- dığım bir nokta var: — Benim böyle seylere aklım ermez ama. siz açtınız da söylüyorum.. Pa. dişah Girlde istediği valiyi gön deremiyor mu? Servet Bey, hürriyetperver bir adamdı. Giride Cevat paşa gibi değerli bir kumandanın va. Amti- edin de gu li olarak — gözünü taamı elimle — yordu. a viyeyim. . orkarak — fazla izahat vere. Dedi, Servet Bey güldü: medi: — Nasıl kolayıma gelirse öy. le ye, a kuzum! Burada yaban: c1 bir kimse yok. Haydi, sıkıl. m; 'At gövdeye, :.ihuhl— v Yusuf içi kıymalı, peynirit, tavuklu börekten yemeğe başla dı. Kayık tabağın içinde tahmi- non elli parça kadar börek var. d Servet Bey bunun ancak üç, dört tanesini yemiş, müte - bakisini Yusuf pehlivan silip Süpürmüştü. Saray aşçıbaşısının en meş. hur yemeklerinden biri, de bil diremli pilâvıydı. Servet Bey: — Böül sonra pilâv yen. mez ama, dedi, efendimizin en Bevdiği yemek, bildiremli pilâv- dır. Onün için saray mutfağın. da eksik olmaz. Hele bir kaşık âl da tadına bek, yim! Ben 2eten fazla yemok yemem. Bugün güzel hatırmız için o9 kap yemekten sonra elli tane kadar da börek yedim. Sorvet Bey biraz ısrar - oedin. ve, Yusuf pilâv sahanını da te- Mizleyiyerdi., Yusufun midesi galiba yavaş .yavaş açılıyordu. Şimdi sıra tatlılara gelmişti. Örtada kavmaklı ve iki katlı saray kadaifi — hem de büyük bir kayik tabak içinde — du. ruyordu. Kadaifin üstünde lü- le lüle kaymaklar sıralanmıştı. < Yusufun en çok sevdiği tat. Lılardan biriydi bu. Aksi şoytana bakın! Kadaife el atmağa vakit kalmadı; kapı açıldı. Siyah redingotlu, uzun boylu, top sakallı yerden bir selüm : — Giritten gelen şifreyi hal Tettim, beyefendi! dedi. Efendi. mize takdim ödeyim mi? Yoksa bir kere de zatığliniz. gözden geçirir misiniz? Servet Be)hı $ &i —— Veriniz ayım, bir göz gexdireyim. Mühim - birgşey mi ıerııb—ı.’ yefendi! Girit — Hayır, beyefendi! Girit va. lisinin oturduğu evin balıçesina Rümler bomba koymuşlıl:. - ğşmcîu.nau sabah — patla. mış. İki öl Jr varmış. T eee bet yara; — Hayır. bir. adam, birşey olmuş mu? — Büyük devletleri gücendir memek için, bazan yummağa mecburuz, Hvan! Dedi, Kadaifi yorlerken, gü lerek ilâve etti: (Devamı öar ) özümüzü usuf peh Küçük Hikâye (Baş taratı dünkü sayımızda) Ayşo, hasat yorine gilmemek için babasını kandırmakla be. zik programının devamı (PL) 850 2.00: Ev kadımı — Yemek ilütesi, 13.30 Program ve memleket saal ayarı, 13.50: Ajıms büberleri, 14.05: Müzix 1e20: Müzik, 1800: Program ve mmemleket seal ayarı, 1808: — Müzik. AJana haberleri, 1948: Müzik: Pasıl heyeti, 2015. Radyo Bgüzetesi, 4S Müzik, 2115: Konuşma (Günün me meleleri), 21.30: MDZik: Radyo salan orkestram, 22.30: Memleket smat aya. ri, Ajana haberleri, 22.80: 2230: Müzik: Cazhand (PL) 2395, 23.30; Yarınki m Ve kapanış, Sinema ve liyatrd;ar Şehir Tiyatre-- Bu akşam 20,30 da Tepobaşı Dram kisir uda Otella Komedi kisminda akaam 2030 da Yalı uşağı A ea Raşit Rıza Tiyatrosu Buzda 8 füm birden: 1 — Tarzanın nükamı! Türkçe, 2 — Göngaterler hkargı karşıya, 3 — Kahraman Süya- riler. —— Beyoğlu Halk Sinemas: 10 Birinciteşrin Cumartesi günü akşamı Arnavutköy Tunca Zumerle .| Pınr: 191.Teş. tZOl.İeı İ Vakütler Güneşin doğuşu Öğle İindi Akşamı Yataur İmsak MGıâ 1258 635 v rLda 81 nAa2 617 1t 630 vs7 1200 LA L YL15 1150 1801 u 18.46 4.87 LA0 14409 ae 1858 4.5X —. ——— Satılık Piyano Beyoğlu Halkevinden: Evimizde mevcut eski bir piyano ve müstamel bir org. 23 Birinciteşrin 940 Çarşamba günü amat 18 de Evi- mizin Tepebaşındaki merkez binasın da satılacaktır. Taliplarin müracanttırı.. 19.10.940 Cumartesi 8.00: Program Ve memleket —asat ayarı, g0$: Müzik: Haft program | (PL) 815: Ağaza haderleri, 4.30: Mmu. Yusuf iyice doymuştu. — Takat kalmadı artık, be raber Ömerin ayrılığını avutacak işlere de kendini vermeği ih- mal etmemişti. Her vakit olduğu gibi, sabahın bir kuşluk vak- tinde, kargı çeşme yalağında ayaklarını dis kapaklarına kadar sokarak yıkadıktan, köy İhtiyrirmin “Nuhu Nebiden akar!” di- ye söyledikleri buz gibi suda yüzünü çırpaladıktan Bonra ya çoktandır kardoşlerinla semtino bile uğramadıkları ahirt temiz: lemeğe gidiyor, yahut, Gedizler derosinde, koyunlardan kırptl- maş yünleri yıkamaya çalıştyordu. Zaten #on günlerde n çok sovdiği gey de buydü: Kirli yünleri derenin suyunda çırpalar kan söğüt dallarmın l0 ara stra kendi hayaline dale yor, ve yünlerin kirlerini ağartıncaya kıdar geçen tızun zaman içinde neler, aeler düşüntüyordu: *— Höy Dursunların Ömer! Gedizlerin Ayteyi düşüne misin; yoksa kaaabanm kızlarını O- dana mr alı alsm?” Bu tek fikir bile her nedense Gadizlerden Ayşeyi baska hit bir şey düşünmiyerek, Yalnız kendi hâkimiyot! altında dakfka- larca uzak mesafelere, Gedizler deresinin ardında, tâ hatat ye rine kadar urayan ve açık ağıl kaptlarmıın bulunduğu yaktet bir güneş altına doğru götürmeğe kâfi gelirdi. İşte, Gedisler” den Ayge, gene böyle kirli yünleri derede yıkadığı bir gün, bİT denbire suya kaplırıvermiş, Gedizlerin suyu yünleri aldıği Fİ- bi kayalar üstündeü ARTA aşıra çötürmüştü. O gündür buzündür do, Gedizlerden Aygeye "Dell AyGt” deyip çıkmışlardı e ... Ertesi güz, Ayte İdİn bir asır kadar 'uzum sürmekle belür ber geliverdi.. Bir öğle Üstü, ahtr atkasındaki samanlıkla RÖZ Teri yarı kapalr uyarken birdetbire bir at kişmemesiyle uyandı: “— Ümer! dedi. sen misin; Ömerme Ve Upkr yumurtlyan bir tavuk hızıyla gamanları ötrafma uçururcastına fırladı Dürsunlarm Ömer neağrda, ahır kapram- da, kasabadan yeni aldığı kafa tiym Üzerinde yazık yüzüyle dimdik duruyordu. Ayşeyi Sörür Sürmez bu yanık yüz Üzerine deki dişleri bir boçak sırtı gibİ Parıl parıl çinağ! — Benim ya, dedi, benim! a Ve Duramlarım Ömer, küra tav Üğarinden van sarkarak, Gedizlerin Ayşeyi belinden Kavradığı giki köyün dışına nldi, götürdü. Ayge, bir güzden gelecek EİTE Radar (imari behtodiği günler, Gedlirler deresinde kirli veraFları vrkarken dağ dağa Taksimle Harbiye arasında bir otomobil kazası Taksimle Har. biye yolda bir oto: mübil kazası olmuş, iki otomo « bil bütün hıalarile biribiri Bze rine bindirerek puçılumılll' ken, karşı göför Eyü- bün otomobili belirmiş ve ka. ranlıkta birbirlerine yol — vere - miyen otomobiller, giddetle çar. rsmişlardır. y Her iki taksinin de motör kıs mı parçalanmış, camları — kırıl mış, karöserileri hasara uğra. mıştir. Müsademe yüründen 2255 nu- marslr otomobilde bulunan Si, pan gözünden ve vücudunun muhtelif yerlerinden, Haydarla karısı da bacaklarından yara - tenmiş, tedavi altına alımmışlar dır. Tesadüf eseri olarak hiçbir wetlerinden yaralanmıyan şoför Eyünle Selim yakalanmış, kaza etrafında tahkikata başlanmış . tır. — Esnafları dolandıran biri yakalandı Bir milddet eef cemiyetle. rinde kâtiplik yapan Bulgaris - tanlı Muhsin adında bir. genç, buradan çıktıktan sonra birçok esnafa müracaatla — cüzdanları olup olmadığınt tahkik etmiş ve olmryanlardan cüzdan çıkar. mak fzere para alarak — dolan- dırmıştır. Nihayet dün yakalanan Muh. sin, birinci sulh ceza mahkeme- since tevkif olunmuştur. KAYIP!AR * 10/38 Noi ve 20/9/040 tarihli U den atmış — olduğum eşya SAÇ MA Kai #ihi alacafımızdan Bükmü olmadığı ilân olunur. — Milml Lâzes .. SL/9076 — Nod #ienmet — tezkeresini kazmen zayi ettim. Yenistni alacağım. dan etkisintn - hükmü — olmadığı lân Olunur, Tagtlir tabaaaından: Pandelson Valmmmaky (33808) Bir aşk hikâyesi B hiç bir sebeple metaneti bozar erbabri vekardan — olmadık- larından öndekiler me revişle gi- derletse gitsinler, onlar saat tak- kasınm hareketi kadar muntazam hatvelerini bozmıyarak ea geridan gelirler. Kotradaki kuzuların, bu- zağılıkdaki buzağılarım foryatla- rıma valdelorinin mukabelelerini hiç sorma! Bu avaze-i Jâtif sem'-ı dikkati» Nİ Celbeder etmez mandiraya koş: maz da ne yaparsın? Gündüz mer- Ada otladıkları tatir nebatatm hâlâ tadına doyaranmış gibi ağızların- dan salyalarını akitıp dutan o mü- barök hayvanların memelerini tes- lm ederek kendilerini sağdırdık- ları halde biraz da yavrularma pay birakmak için süt saklamalarına, Bağanların ktzarak karmlarmı g- cıkladıklarına kızargım ya? Vükia bu akşam sağışmda da sıicak Meak biraz süt içmek canm isterse do bunuün ası! vezki sabah olduğumnu düşünüp sabredersin. YEMEK HAZIR! Bu zamana kadar güneş batar: Çadırlar tarafından —“yemek ha- zır!" diye bit nida gelir Cemaati bekletmemek için koşmaya mec- bursun. Vükra canm — mandiradan ayrılmak istemezse de famliya halkma kargı da İtaatsizlik ola- müaz ya? Gider, bakaram h) yere hasırlar Berilmiş: Onun Üzerine sofra bezi örtülmüş: Sin!, masa falan yok! Hemen sofra bezi üzerina ekmek- der- kaşıklar dizilmiş. O güt kopa- rılarak sütleri aka aka ayıklanıp pişirilen patlıcan — sükmesi, yahut Ayge kadm etlisi ortaya konul. muüş- Suraya buraya — bir çok ka- vun ve karptz tekerlenmiş. Vakti gelmekalzin birisine el sürmek o lamaz; sira onlar koparanların malr olmuş. Herkes “O benim? © benim!” diyor. Sırast gelince on- lar birer birer kesilecek. Hangi- Kenan Hüalüsi BEYKOZ KÖYLERİNDE BiR GEZİRL.TİNİN KİKÂYESİ Ahmed Midhat efendi, Serdaroğlu çiftliğinde çadır kuruyor evevon 29 kavuşmaz, ama Jasan İnsana kavuşur- der, kendi kendisin! te- Belilye çalışırdı. Elhette bir gün gelecek, Dursunların Ömer göri dönüp babasiyle kardeşlerinden Cedizlerin Ayşoyi istiyer cek, ikisi yanyana, belii de başka bir köye doğru göçerlerken, ae babastnm ne de kardeşlerinin yazından ayrılmanın verdiği Ü- züntüyü Ömerin kollarında unutacaktı. Fakat Gedizlerden Ali ağanın oğulları Dursunların Ümere kardeşlerini vermeğe yııııııııdıl::ırelı Üstelik babalarınt da kan- dırarak dirsek çevirince, Deli A; Aygeye çi HPea YEO yandı gitti, doğrusu. Gedizlerden Al ağanmm öğullürü: — Birakın şa iti, diyorlardı. babalarına; kasal d0 ne y otmiş! Bizim tarlayı, sarıları aliyoz mat v — Ne deçekmiş bizim tarlayı alıp da Ömer?.' Bunu Ayşe söylüyordu! xmll'lrhdmwmhhm.mu. — EKarı kmına susmak gerek! Wem ratlarmki senin için mahvolup gidiyor! Ayge birdenbire öllerini yüzüne kapadı: — Biçmem o deyyuzu, diye haykırdı; t mem:o___mb::"m.h lmwummmemv cağmım önündeki tahta üzerinde hiçk boğuk hir sesle: h!_l'uı 'M*.m_ — Beni yakman, diyordu; beni verin, beni Ömere verinlem YÜP etmen, beni Örere Fakat ne Gedizlerden Ali ağa, ne & mediler- Bütün gayretine Tağman tarla Mmıımhpwmw“—:h“::ıu.uı: jatamamıştı. Onun için konuşulanların hemen b M._w me yalağında, Ayge kar gibi beyaz bacak "—“" wçıyılııi-_.l’ı:-ılını -hnmwı: duğu gibi aldı, Kaçırdı. Getüne Gedizlerden Yeniköye giden ta uzayan kuş Beslerile dolu n bir Honüz güneşin gene bİr Mtzrak boyu yükseli bahi d Kikalarıydı. Geçen yas - AYŞenin hazat “—.w_l hat eni dışarı sarkıtarak Köy delikanhlarımı #altşrT ettiği yollardan (Devamı yarm) —— © HKi oğlu Ayşeyi dinlek Yolda, kara tay her iki taraf. farlalar? arkafa birakarak tozu biliyon u, Bazt M sülüş çeki gelir İçinde Üç, hattâ dört çekiliği de vardır. Üzerinden yıllar geçerek kurumuşlar kalmış. lar- Bunlardan bir kaçı bir yığın olmak üzere tertip muş. Köylüler “Odun beş olmalr, altı boş olma'ı" derler. Bu kütük- lerin teşi Üç beş çeki odunluk bir yığın teşkil eden İyte buna ateğ olüne — verlilnce “orman atoşi” denilen — şey vücude gelir. 4 (Arkası var) Bir kondoktör tren altında parçalardı Evvelki akgam saat 9 sırala . rinda ü civarında foci bir tren kazası olmuş, bİr kondoktör tren altına düşerek parçalanmak süretile ölmüştür. Yapılan tahkikata göre, kaza öyle cereyan ir; Börle ee etmişti gşam Küçükçekmeceye bir kilo . metre mesafedeki taş ocakların dan taş yüklemek Üzere hare » ket etmiştir. Trende gef dö tren vazifesini yapan kondoktör Ke. rim oğlu 314 doğumlu Ömer, vagon kapısında durürken bir aralık muvazenesini kaybetmiş, tekerlekler arasma yuvarlan- miştır, Kazadan kimsenin haberi ol. Kak No, 6 da hâlen ikametgâlı meçhr | Müddel Vasiliki tarafından müdde.: aleyh Artvin Janjeoti aleyhine sçılar boşanma davası için müddelaleyhin 16.10, 840 Çarşamba günü saat (10.30) ga mahkememizde — hazır bulunmazı lüzumu Hlânen tobliğ edilmesi Üzerine için tahıkikatın 29/11/40 Cumg günül #at (16) de burakılmış oltuğu teblir yerine geçmek Üzere İlân olunur. (33507) ——— HSPİNERENAGEF | Kültürlü Uluzların, ileri cemiyetie- Tin hepsinde nüfus Içi dalma SK pi - da gelir. Fakat hiç bir BÜfLE müselesi TÜrkiyede olduğu ka. dar önemli değikdir. Bu itibariş Devletiğ nüfM sayımı- 'a verdiği ehamzalyet, BÜİUS meseleri. min ebemmiyotiaden Tetatletik Dinam MAt tüğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: