ı'. b İmandanlarile Mareşal | Siirtte bulu- | - nan petrol 'Memleketin her tarafında lükmak uîdl'leıı telgraflar — ru N N:]:"nın Gr: , _u:rlum 25 (;i kuv. €neral Çakmak telğratlar k İ ti VSllkema. A **ı.,r “*jrı)ıw:ı Üteralyada ve . bulu. lı.::î:"'ımn:ıı V8 nn , Ofradı Bi Türk 'nı.r“ ı'l lle. Yollar. t ı_::ımrıııı A hda, a Banller & Ordula. 1 25 inci Rap lüri Atay, 'a Başkanı | : Mağıdaki | ANKARA YAK u iu.,_['”"'cl bi Beferi - ' ha arasında zimle dost ve müttefik bulunma - niz bize en büyük itminanı ver » | mektedir. Karşılıklı dostluğumu - zun inkişaf edeceğine — inanıyoruz, ve büfül muharebeye girmemiz icabettiği zaman, sizin — ordunuzu yanımızda görmektön daha iyi bir talih ümit edemeyiz- Bu fırsatla düşüncelerimiz sizin- | le beraberdir ve ön iyi temennila « | rimiz Türk ordusuna gitmektedir- İkinel Yeni Zelânda kuvvel seferiyesi 1namına — İkincl Yeni Zelânda kuvvel sefe. Fiyesi K. Tümgeneral B C- Faeyburg Bilmukabele Genelkurmay Baş- kanımız Mareşal Fevzi Çakmak da RTağıdaki mesajım — Misirdaki Yenl Zelânda seferi kuvvetlerine tebli- ğini B. C. Freyburgdan rica etmiş. tir: *“Yeni Zelânda sefer! kuvvetle - rinin Geliboluya ihraç — edildikleri ve iki düşman kuvvetin mücadele- lerine tahsis edilen harp sahasında çesaret ve şecaat hususunda boy ölçüşmeye başladıkları tarihten buğgüne kadar bir rubu asır geçti Bu kahramanca ve yiğitçe mu. | harebede, hiç bir zafım bozamadığı mütekabil hürmet ve takdir ile iki müuhasım küvvet, hakik! erkekli - Rin ganına has olan şeref ve gecaat ananelerine aynı veçhile bağlı bir sürette uzun aylar karşı karşıya çarpıştılar. Geliboluda harbeden — Türkler Yeni Zelânda sefert kuvvetlerile | | yaptıkları mücadeleye sit hatıra - Jarı daima heyecanla yad ve iki heybetli düşman! mütekabil tak - dir rabıtalarile bir'birine bağlı iki dost haline getiren bu destar! mü- etdelenin harikulâde safahatmnı büyük bir gurur ile daima naklet- mektedirler: Bir zamanlar yekdiğerinin düş. | manı olan orduların ittifak rabita- Jarile biribirine bağlı bulunmaktan dolayı samim! bir sürur hiasettik - leri şu anda, size samim! düşünce. derimizi, temennilerimizi ve sem - patilerimizi muhabbetle gö h ruz | Mareşal | FEVZİ ÇAKMAK Bu mestajlar, büğün saat tam on | hirde, 19 metre 73 kıza dalga An. kara radyosile, Yeni Zelânda ve Mietrdaki Yeni Zelânda seferi kuv- Rizeli Alinin bir marifeti Hasköyde oturan ve Tahtaka. lede Zafer çikulâta fabrikasında çalışan Azak ismindeki kız evvel. | ki akşam Hasır iskelesinden ge- çerken evvelce kendisine birkaç | karşılanmıştır. Ümiyet veren Metakaas sevinçle karşılandı Siird vilâyetinin Beşiri kara. | sında bulunan petrol, memleketin her tarafında büyük bir sevinçle Bu münasebetle bir de, petrol arama işinin geçir. diği safhaları kaydetmek istiyo. ruz: 1933 de, petrol arama enstitü. sünün kurulmasiyle basl pet. rol arama faaliyeti ilk defa olarak Mardin . Siird vilâyetlerinde baş. lamış, muhtelif yerlerde yapılar sondajlarda 1327 metreye inildiği halde petrol buluna: uştı, Bun. dan sonra sondaj makineleri Süirt tivarında Helmis köyü y nakledilmiş ve burada yüz metre. den itibaren petrol emareleri bu. lunmaya başlamıştı. Bunun üze. rine bu mıntakaya ehemmiyet ve. ürkiyenin ihti. başka ihraca da yetecek zengin petrol bulunabileceği anlaşılmıştır. Mü. teakıben o bavalide Ket ikalı mütehassıs Graig ok bu sahada petrol bulu. ceği hakkındaki sıslarımızın noktaj nazarlarını ka. bul ve teyit etmiştir. Faaliyetin devamı neticesinde. dir ki bugün ayaı sahada petrol bulunmuştur. Buradaki petrol IT. Tak petrollerine benzemektedir: Zengindir. Tetkikatın ikmalini ve hesapların yapılmasını müteakıp Petrol istihsali için icabeden tesi. satın kurulmasına başlanacaktır. Petrol bulunan mevki tren yo. luna yakını Arazi vaziyeti a. kıtma tesisatiyle petrolün istas. yona kadar indirilmesini müm. kün kılacak şekildedir. Kuyudan petrol çekilmesine devam edil. mektedir. General | Eski Çin paraları Metaksas | Sıhhatte ve iş başındadır Atina, 25 (A.A.) — Atina Ajansı hildiriyor: radyosu tarafından dün akşam neşredilen bir teb- llğde Başrvekil Metaksasın ha. fif bir gripten rahatsız bulun. masını fırsat bilen eski politi. kacıların bu hastalığı vahim göstererek diplomatik değişik. likler olacağı, başvekâlete Pa- ltisin geleceği ve daha diğer birçok musibetlerin men timiz! beklediği hakkında şa alar çıkarmışlardır. Sözden de deranta ehem- hükü- geti 4 senedenberi mahdut ba- 1 mahlillerden çıkarak devam edegelen bu kabil şaylalara müukebele etmek istlememekte ige de bazı münakaşa mevzuu teşkil eden şayiaların tekzibi icabediyor. Metakeas hüküme. her zamandan ziyade müstuü- kardır. Başvekil tam sıhhatte- dir. Politis hükümet teşkil et. miyecektir. Yunanistan muh- tolif entrikalar için serbest saha olmaktan çıkımıştır. Hü- kümet beynelmilel itimada mazhardır ve yalan haberleri neşreden komikleri. hakkiyle takdir eden Yunan milleti sü- kün içinde defa evlenme teklifinde bulunan | etmektedir. Rireli Ali önüne çıkmış, yeniden izdivaç teklif etmiştir. Azak yine | red cevabı verince Rizeli Ali kız. | maş, jiletle kırm yüzünü iki ye- | rinden kesmiştir. Azak hastaha. | neye kaldırılmış, Ali yakalan. mıştır. Yerli fabrikaların randımanları Hükümet yerli randımanlarımı arttırmak üzere tetkikler yaptırmaya başlamıştır. Tüeccarların da bu hususta fikir. leri alınmaktadır. Şimdiki vaziye. te göre işçilerin tatil günleri ve bazı barı geceleri de çalıştırılma. st düşünülmektedir. Bu hususta yakında kat'i bir karar verilecek. tir. Maksat; yerli fabrikaların da. | fabrikaların | | Çocuk Haftasının üçüncü gün Dün çocuk haftasının üçüncü günüydü., Bu münasebetle Emi. nönü ve Hoyoğlu halkevleri ve — | Çocuk Esirgeme Kurumu kaza kolları tarafından sabah saat ondan on ikiye kadar çocuklara #İnema gösterilmiştir. Bugün de muhtelif halkevlerinde çocuklar arasında güzel şilir okuma mü . sabakaları yapılacaktır. Yarın Şehremini halkevi tarafından bir çocuk balosu verilecektir. ——— Müddeiumumi Usküdar adliyesini gezdi Müddelumumi Hikmet Onat dün öğleden sonra yanmda baş. muavin olduğu halde Üsküdara hilt ihtiyacı mümkün olduğu de. | gitmiz, yeni adliye sarayını gez- recede karşılamasını temindir. Narvikteki deniz muharebesine mişstir. mesalsine devam | Harp kaçağı olarak yakalandı Londradan yazılıyor: Londra. daki doklarda birkaç gündenberi binlerce eski Çin parası bulun. maktadır. Bunlar 3696 çuval için. dedir. Ağırlıkları mecmuu tondur, Paraların yüzde doksan üçü bakır ve yüzde yedisi çinko oldu. ğu halde Almanyaya sevkolun. maktaydı. Almanların bu eski pa. ralarla silâh ve mühimmat yapa. cekları muhakkaktı. Bu eski Çin paraları İngiliz kontrolünden kaçmamış ve AL manyaya giden gemi çevrilerek kamulesi İngiliz limanına boşal. tılmıştır. Eski paralar yakında İngilizler tarafından kullanılmak üzere silâh ve mühimmat şekline sokulacaktır. bahar tarifeleri Şirketi | tarifeler gününden itibaren tatbik edilme. ye başlanacaktır. ilkbahar çarşamba Hayriyenin ümüzdeki ğaz iskelelerinden köprüye olan vapurları geç saatlere almıştır. Pazar günleri de köprüden sa. bahları ve Boğaz iskelelerinden akşamları fazla vapür konmuştur Bundan başka Boğazın iki sahili daki karşı Jerden e geçilmesi için aktarma seferleri çoğaltılmıştır. —— 70 kişilik Yugoslav koro heyeti geliyor Yugoslav Münakalât nezareti. nin 70 bin kişiden mürekkep memurları arasından seçilip ye- | tştirilen kadın ve erkekten mü- rekkep 70 kişil bir koro he. | yeti Belgrat konservatuvarı pro. fesörlerinden Bayşanski idare - sinde olarak Balkan turnesine çıkmıştır. Koro beyeti bir ma- yısta şehrimize gelecek ve 2 ma- yısta perşembe akşamı Fransız tiyasrosunda Beyoğlu halkevi soayal yardım şubesi menfaati. ne bir. konser yerecektir. Yu. göslav başkonsolosu ile Beyoğ. la halkevi reisi Ekrem könser hazırlıkları etrafında dün gö - rüşmüşlerdir. Şirketi Hayriyenin | aralıklarından, 216 | kal gibi birkaç 3 — VAKİ ANKARA ROÖPORTAJLARI: Ankara meyva hoşunda bir gün Baharın kışa damlamış bir Ulus Moeydanından inen caddenin ort yüvarlak çiçekli- tim. Göbekteki bembeyaz çakıl taşları, İçli bir pınarın köpüklerini andırıyor, keuarlara doğru dağılmış zitopraktan akıntılar da, n suları hatırlat la birkaç yol bir. aki dümdüz uxa- asfalt bulvarına saptım. Güneşin ışıklarile pi- rıldıyar, iki a raşına sıkışmış, dür bir aslan in. bekl ya Bun lar boyunca yanyana dizili, dört sıva akasyalar ilerliyo gergin ktrik direkler aralıklarla yükseliyordu. Sa- gimda Mecliaz bahçesinin, dip- kuru yapraklarla örtülü BIK açlığını, betondan alçak- ça bir #öt yoldan ay Ş; di. şardan İçeriye atlayanlara kar. şı da iki sıra dikenli tel bile geçirilmişti, İlerde, çıplak dal Meelise kadar basamak — bDasamak yükselen havuz, Onu kucaklıyan İnce yollar, nefti banklar, çiçeksiz tarhlar Szüküyordu. ımn kahkahaları, simdi, kışın ges. sizliğinde gizliyordu. Kimse- cikler yoktu. Kapıları önünde arkasız kü- çük İakemlelere kurulmuğ, gara dumanları savurarak lâf arla, eçiklere iliş. rlara dayanarak gü- en uşakların bulunduğu kereste — depolarını, gümrük müdürlüğünü, uğultularla a-. kan çamurlu Çi üstündeki Akköprüyü geçmiş- tim. Yolda tek tük g yaya, Do$ dolu bir iki dan başka bir şeye rastlamı. yordum, Nihayet sağda, Türk Kuşu Aatelyesinin tahta par- maklıklı bahçesi bitişiğindeki, polis süvari karı lu yakının- da, altında aşçı, bak- ufak dükkân | | ve bir de kahve bulunan “İz- Vlce Hanı,, na vardım. | yanmdakl kt Şirket bilhassa akşamları Bo. | lçerde rkaları küfeli ço. cuklarla, om arında urganla- rı sarkmış köylü delikanlılar ör, sebrelor kantara yor, uzaktan uzağa ses. kseliyordu. Büyük kapı şede, alçak saçak- ları, aalkım salkım kırmızı bi. ber dizileri ile süslenmiş, ba- sıkça dükkânda karğılandım. KBtrafı garı kadifeli, güneşlik. siz deriden kasketli bir başla selâmlaştım. ler Buyurun veyim. Bir şey alacak değil yim, gezmeğe geldim. - Demek gazetecisin? — Bvet. — O halde, iyi dinle de gaze dan evvel Sul ndaydık. Bo- iye, duvarlarının tehilkeli vıdlugunu söyled. Yer bulma- dan bizi çıkarttı. Açıkta kal. dık. Nihayet bu avluyu seneli- Bi & bin liraya tuttuk. Üstü çinka ilü etrafı açık, yüke sekçe, etrafında ya nmış tahta dü © bir yolla ayrılan, yeri gös- tererek — bu 28 dükkândan 10 bin lira n f ederek yaptır. dık. Burası Ankaranın meyva- hoşudur. Büyük ve intizamlı olması lâzım. Bizo buratı ço küçük — geliyor. Mallarımız çöpünü — dışa: y Bunuün için kışın dondan, zın da sicaktan çektiğimiz var, Mahsullerimiz bozuluy Biz Ce müktal 1 zarara sokma. mak li satmağa mac. bur oluyoruz. Zaten satışımızın azlığına sebep te bu değil mi? Suluhanda ardiyelerimiz vardı. Belediye buraya da yapsa ne iyt olur. O, bir yandan anlatıyor, bir n erile pazarlık kulak vere- ,, Şeke de kısa cevaplar veriyordu. — Hoca Efendi, neler satar. Bınız? diye sö: k - Biz komisyoncuyuz. — İşl- mizx kuru, yaş sebze meyve satmaktır. Bunu esnaf ta alır, seyyar da.... Ankarada beş pa- sar kurulur. İşte onlar da pa- larda halka bunları tatar » AZ mıktarda, turşu, pey- r, zeytin, soylnyağı, yomek yağı da alış veriş edilir. — Nereden gelir? — Hemen her şeyin turfan- dası Adanadan, Mersinden ge. lir. Sonra Manisadan, İzmir- den, Salihliden, Alaşehirden, Kırkağaçtan... Bursanım ise yaz kış mahsulü hiç eksik ol. maz. İhtiyar, etrafına bakındı. Moyilli konmuş ufak bir & dıktaki, işık damlaları ball, duran üzümü başiyle işaret yerek devam ett — Bugün geldi. Geçen sene. den kalmadır. Kilosu 35 — 40 kuruş; içerde birar daha evzi. ni var 25 e voreceğiz. — Mahsulllerinizi nasıl alır- sınız? Bize mal sahibi gönderir. Müstahsilin eksgerisi köylüdür. bu dediklerim! sne yaz. Bun- RÜP b G ö ğmvwwvwwx.vw n ÜŞÜN (Devamı 5 incide) ARARARA > DÜKÇE Ş KARAARRARAANARAA Riyasız dostluklar ünkü gazetelerde “Anzak". ların, Türk askerine karşı duydukları hayranlığı — anlatan sözler, düşüncekce, hatıralar, mü. şahedeler sıralanmıştı. Şimdi Türk'ü öven bu kahra. manlar, dün onun karşısında lâh kullanmış askerlerdir. — “Ça. nakkale” nin, her satırmdan oluk oluk kan sızan bu şanlı destanın parıltısı, yalnız terihimizi süsle mekle kalmadı. Bize, bizimle dö. vüşenleri de kazandırdı. Kol vu. rürken, yüreğin hayran oluşu gerçekten güzel bir şey. Mert düşman, karşısındaki has, mın değerini söylemekten çekin. mez. Kahramanlıkta kök duygu; samimiyett'r. Büyüklük kimde g nsün, onu tartan terazinin hükmü değişmez. ait İngiliz bahriyelileri tarafın dan alınmış resimlerden birini Dirinci sahifemizde gördünüz, Burada baştankara eden Alman desiroyeri ve yine Narvikte batı rılan bir nakliye gemisi gö “Anzak” lar, bize karşı hisleri. ni açıkça söylediler,. Hem her cephemizi ayrı ayrı belirten gö. üş zaviyelerinden — inceliyerek söylediler. Kumandan, Türk neferinin dövüşçülüğünü "eşsiz” sözüyle anlatırken, bir eski muharip “has. talarımızı, yaralılarımızı - toplar. ken üstümüze silâh atmazlar, karşılaşmadan vurmazlardı.” di. yor ve bir hekim de: “Türk as. kerinin tahammülünü —anlatacak söz bulamıyorum. Bunlara nar. kozsuz ameliyatlae yaparken, en korkunç istiraplar içinde ne in. lerler, ne de yüzlerinde bir ada. lenin seyirişi görülür!” hükmü. nü veriyor. Türkün cesavet, kuvvet ve kah. yamanlığı yanında civanmertliği, ni ve erkek tahammülünü ne zel ve ne kısa satırlarla - belirti. yorlar. Evet “Türk” hakikaten işte bu tarif ve tahlil edilen harikadır. Bu meziyetl:ci, bu kadar acık mertçe söyleyenlerin, bizimle 'bir zamanlar düşman olmasına, bu. gün artık acımaktan başka yapa. cak iş yoktur. Yaradılış ve seciye bakımından bu kadar yakın milletlerin biribir. leriyle çarpışması değil, kucak. laşması gevekti. Fakat dostlukların yüzde dok. sanı, hep böyle çarpışmalar, kav. galar, cenkler içinde perçinlenir, Çünkü dostluklar da güneş gibi. dir, onlar da kan içinde doğarlar. Nitekim işte bugün onlarla el. ele ve yürek yüreğeyiz. HAKKI SUHA GEZGİN